cilt sanatı pdf / Türk Deri İşlemeciliği Bağlamında Türk Cilt Sanatı TEZ PDF | PDF

Cilt Sanatı Pdf

cilt sanatı pdf

Z Dergi Mobil Uygulamasını
ÜCRETSİZ HEMEN İNDİRİN!

İslâm cilt sanatına ait bilinen en eski örnekler Mısır ve Tunus’ta bulunmuş olup muhtemelen Tolunoğulları dönemine () aittir. yüzyıllarda yapılan bütün İslâm ciltleri arasında büyük benzerlikler görülür. Rûmî denilen Anadolu Selçuklu cilt üslûbu, yüzyılın ikinci yarısından itibaren Memlükler’de, yüzyıldan itibaren de İlhanlılar’da ve Karamanoğulları başta olmak üzere Anadolu beyliklerinde devam etmiş ve aynı zamanda Osmanlı cilt sanatına geçişi sağlamıştır. yüzyılda Memlük ciltçiliğiyle Osmanlı ciltçiliği arasında büyük bir paralellik görülmektedir. Bu asırda Timurlular’la Karakoyunlular ve Akkoyunlular zamanında da güzel cilt kapakları yapılmıştır. yüzyıldan itibaren klasik Osmanlı ciltçiliği Türk ve İslâm cilt sanatının en büyük temsilcisi olmuş ve bu durum yüzyıla kadar sürmüştür.

CİLT ÜSLÛPLARI

Ciltler teknik özelliklerinden çok malzemelerine ve süslemelerine göre birbirlerinden ayrılmakta ve ortaya çıkan üslûplar daha çok ait oldukları kültür alanlarının adıyla anılmaktadır. Tarihî gelişmesi içinde İslâm cilt sanatının kazandığı üslûplar şunlardır: Hatâyî, Arap, Rûmî, Memlük, Mağribî, Türk (Osmanlı), Buhârâ-yı cedîd. 1. Bütün süslemelerde bitkisel motiflerin tercih edildiği Hatâyî üslûbu, pek az yönleriyle birbirinden farklılık gösteren Kâşî, Horasan, Buhârâ ve Dihlevî alt üslûplarına ayrılır. 2. Herat üslûbu, Timurlular zamanında () en büyük sanat merkezi olan Herat ile diğer önemli sanat merkezleri Şîraz ve İsfahan’da Türk, Moğol ve İranlı ustalar tarafından geliştirilmiştir. En güzel örnekleri Timur ve torunlarının sarayları ile ünlü vezir Ali Şîr Nevâî’nin sarayında yapılmış olan bu ciltlerde, şemselerle köşebentlerin içleri ve aralarında kalan boşluklar bitkisel motiflerle doldurulmuş, ayrıca uygun yerlere insan, kuş, yılan, aslan gibi hayvan ve ejderha, zümrüdüanka gibi efsanevî yaratık figürleri yerleştirilmiş, bunların aralarına da Çin bulutları serpiştirilmiştir. Kapak içlerinde ise “katı‘” tekniği yaygın olarak kullanılmıştır. Bu tarz ciltlere Timurlular yanında Celâyirli, Karakoyunlu, Akkoyunlu, Safevî ve erken dönem Osmanlı ciltleri arasında da rastlanmaktadır. 3. Arap üslûbu el-Cezîre, Halep ve Şam bölgelerinde gelişmiştir. Ciltlerin gerek derileri gerekse işlemeleri biraz kaba görünüşlüdür. Bu aslında Abbâsîler’le başlayan Türk tesirli bir üslûptur ve Uygur cildinden mülhemdir. 4. Rûmî üslûbu, Anadolu’daki Selçuklu ve Moğol istilâsından sonra Selçuklu tesiri altında devam ettirilen İlhanlı ve Anadolu beylikleri ciltçiliğidir. 5. Memlük Türkleri’nin Mısır’da ortaya koydukları Arap üslûbuyla karışık olan Memlük üslûbu birçok yönüyle Rûmî’ye benzer; yüzyılda ve yüzyılın başlarında da Osmanlı üslûbuna paralellik gösterir. Bu tarzda yapılmış ciltlerin pek çoğu Kayıtbay () ile Kansu Gavri’ye () ithaf edilmiştir. 6. Mağribî üslûbu Endülüs, Sicilya ve Fas’ta gelişmiştir. Arap üslûbunu andırır; İspanya ve Sicilya yoluyla Avrupa ciltçiliğini etkilemiştir. Renk, ağırlıklı olarak kahverenginin bütün tonları ile siyahtır. Yuvarlak, girift geometrik şemseler çok görülür. Cilt kenarlarında mutlaka zencirek veya bordür vardır. 7. Türk üslûbu Diyarbakır, Bursa, Edirne, İstanbul, şükûfe, barok ve modern olmak üzere birbirinden küçük farklılıklar gösteren alt üslûplara ayrılır. Adı geçen şehirler Osmanlı ciltçiliğinin geliştiği başlıca merkezlerdir. Lake cilt de bu üslûp içerisinde değerlendirilmektedir. 8. Buhârâ-yı cedîd Hatâyî, Dihlevî ve Avrupa üslûplarının karışmasından meydana gelmiş olup İslâm cilt sanatının son safhasıdır.

CİLT ÇEŞİTLERİ

Çoğu Türk üslûbunun klasik döneminde gelişmiş olan cilt çeşitlerini malzemelerine ve süsleme tekniklerine göre iki ana grup altında incelemek mümkündür: Malzemelerine göre deri, kumaş, ebrulu, murassa‘ (mücevherli), lake; süsleme tekniklerine göre şemseli, zilbahar, yekşah, zerduz, çârkûşe. 1. Deri Cilt. Deri, ciltçilikte en çok kullanılmış olan ana malzemedir. Deri ciltler muhtelif şekiller gösterir. A) Şemseli cilt. Adını deri üzerine yapılan şemse motifinden alır. Bu ciltler şemsenin bezenme tarzına göre çeşitli isimlerle anılır. a) Alttan ayırma şemseli. Kabartma motifler deri renginde bırakılır, zemin altınlanır. b) Üstten ayırma şemseli. Zemin deri renginde bırakılır, motifler altınlanır. c) Mülemma‘ şemseli. Motiflerin hem zeminleri hem de kendileri altınlanır; bu durumda zemin ve motiflerde iki ayrı renkte altın kullanılabilir. d) Mülevven şemseli. Şemse, köşebent ve diğer bezemeler kapakta kullanılan esas deriden başka renkte bir deri ile kaplanır; alttan ve üstten ayırma tarzları vardır. e) Soğuk şemseli. Şemse cilt kapağına altın kullanmadan işlenir, dolayısıyla deriden farklı renkte değildir. f) Müşebbek (katı‘) şemseli. Şemse daha çok cildin iç kısmında görülür. Deri bir dantel gibi oyulduktan sonra kabın iç yüzüne ve ayrı renkte deri veya kumaş zemin üzerine yapıştırılır. B) Zilbahar cilt. Adını yüzyılın sonunda ve özellikle yüzyılda görülen ve halk arasında “kafes şemse” de denilen bir süsleme türünden alır. Kapak üzerine ezilmiş varak altını ile dört dilimli yaprak motifi ve parmaklık şeklinde çizgiler çekilir. Sonraları, oluşturulan dikdörtgenlerin araları küçük yıldızlarla süslenip kapaklar daha zengin görünümlü hale getirilmiştir. C) Yekşah cilt. Motifler yekşah denilen ucu sivri metal bir aletle bastırılarak yapılır; bazan bu tarz işleme zilbahar şemseli ciltlere de uygulanmıştır. D) Zerduz cilt. Deri üzerine sarı, pembe ve yeşil sırmalarla realist motiflerin işlendiği ciltlerdir.

2. Çârkûşe Cilt. Kadife veya desenli, işlemeli kumaşlarla kaplanmış ve kenarları köşelerde üçgen köşebentler yapacak şekilde deri ile çevrilmiş cilt çeşididir; adını köşebentlerden alır. 3. Kumaş Cilt. Mukavva üzerine keten, ipekli veya kadife kumaş kaplanarak yapılan ciltlerdir. 4. Ebrulu Cilt. Tarihçesinin yüzyıla kadar indiği bilinen ebrunun cilt sanatında önemli bir yeri vardır. Ebrulu ciltler, dayanıklı olabilmeleri için genellikle çârkûşe tekniğinde yapılmışlardır. Ebru, cildin dış ve iç kapaklarında kullanıldığı gibi kitap mahfazası yapımında da tercih edilmiştir. 5. Murassa‘ (mücevherli) Cilt. Cilt sanatından çok kuyumculuk sanatıyla ilgili olan bu tür maddî kıymeti yüksek bir cilt çeşididir; fildişi oymalı, altın kaplamalı, mozaik, yeşim kabartma, yakut, zümrüt, inci ve elmas süslemeli olanları vardır. Daha çok Kur’ân-ı Kerîm ciltlerinde uygulanmıştır. 6. Lake Cilt. Adını “lak” (vernik) kelimesinden alan ve ruganî veya edirnekârî de denilen lake ciltlerde kapağın yapıldığı mukavva veya deri perdahlanıp tamamen pürüzsüz hale getirilerek verniklenir. Bu cilâlı satıh üzerine altın ve boya ile nakışlar yapıldıktan sonra cam gibi parlak bir yüzey elde edilinceye kadar birkaç kat daha vernik çekilir. Türk cilt sanatında ilk lake örnekler yüzyılda Osmanlılar’da ve Timurlular’da görülür; bu asırdan itibaren Safevîler’de ve Bâbürlüler’de de uygulanmıştır.

Bu cilt çeşitlerinden başka cilbent ve kitap mahfazaları da ciltçilik içinde ele alınabilir. Cilbent, deriden bir kitap cildi gibi iki kapaklı olarak yapılır ve her iki kapağın iç tarafında gözler bulunur; kâğıt ve değerli evrakın yıpranmamasını sağlar ki bugünkü mânada portföy veya sapsız koltuk altı evrak çantası sayılabilir. Kitap mahfazası ise yazma eserleri korumak için yapılan, içine kitabın uzunlamasına konulduğu bir kutudur.

CİLDİN YAPILIŞI

Bir kitabı ciltlerken yapılacak ilk iş, yaprakların üst üste getirilip birbirine dikilmesidir. Dikişte Türkler sarı ipek kullanmışlardır. Türk cildinde kitabın sırtı düz olarak bırakılır, kambura (bombe) yapılmaz. Sırtın üst ve alt köşelerine kitabı tutmak ve yaprakların dağılmasını önlemek için şîrâze örülür. Şîrâzenin altına deriden bir yastık konulur; sırta da bir bez parçası yapıştırılabilir. Kitabın kenarları keskin bir aletle tıraşlanarak düzeltilir.

Cilt kapaklarının görünmeyen alt yapı maddesi mukavvadır. Özel olarak hazırlanan mukavva kitabın boyutlarında kesilir. Osmanlılar’da cildin derisi üzerine işlenecek olan şemse ve diğer bezemelerin zamanla bozulmaması için mukavvanın buralara rastlayan kısımları oyulur ve yerine daha incesi konulur. Ön ve arka kapaklar için yapılan bu ameliye, alt kapağın uzantısı olan mikleb için de aynıdır. Ardından kapaklara geçirilecek deri, kıvrım yerleri daha da ince olacak şekilde tıraşlanır ve yıkanıp gergin biçimde kurutularak mukavvaya kaplanır.

 

KAYNAKÇA
Kemal Çığ, Türk Kitap Kapları, Ankara , tümonash.pw
R. Melûl Meriç, Türk Cilt Sanatı Tarihi Araştırmaları I: Vesikalar, , Mukaddime, s. V-VII.
İsmet Binark, Türk Cilt Sanatı, .
A. Süheyl Ünver, “Anadolu Selçukluları Kitap Süsleri ve Resimleri”, Atatürk Konferansları V: , , s.
Müjgân Cunbur, “Türkler’de Cilt Sanatı”, Türk Dünyası El Kitabı, , s.
Cahide Keskiner, Türk Motifleri, İstanbul , s.

1 TÜRK CİLT SANATI Genişletilmiş İkinci Baskı MİNE ESİNER ÖZEN

2 İŞARET YAYINLARI: Araştırma - İnceleme Eserin Adı ve Yazarı TÜRK CİLT SANATI Mine Esiner Özen 2. Baskı: İstanbul, Mine Esiner Özen - İşaret Yayınları Yayın Yönetmeni Dr. İsmet Uçma Yayın Koordinatörü Mehmet Ali Uçma Mizanpaj Sercan Arslan Kapak Tasarımı Sercan Arslan Baskı Şenyıldız Yay. Matbaacılık Ltd. Şti. Gümüşsuyu Cad. Işık Sanayi Sitesi No: 19/ Topkapı / İstanbul Tel: (Sertifika No: ) Cilt Günalp Deri TÜRK CİLT SANATI Genişletilmiş İkinci Baskı MİNE ESİNER ÖZEN ISBN Sertifika no: Mizanpaj programı: InDesign Karakter: Utopia Std Font/Satır arası Metin: 10,5/14,2 pt. Dipnotlar: 9/12 pt. İŞARET YAYINLARI Hobyar Mah. Ankara Cad. Ünal Han No: 21/ Cağaloğlu / İstanbul Tel: Faks: [email protected]

3 İçindekiler İKİNCİ BASKIYA ÖNSÖZ ÖNSÖZ I. KLASİK DOĞU CİLTLERİ A- TARİHÇE II. CİLTÇİLER (MÜCELLİDAN) III. SÖZLÜK BİBLİYOGRAFYA RESİMLER B- KLASİK CİLDİN BÖLÜMLERİ C- KLASİK DOĞU CİLDİNİN ÖZELLİKLERİ VE BATI CİLDİNDEN FARKI D- KLASİK CİLDİN ÇEŞİTLERİ MUKAVVA CİLTLER DERİ CİLTLER a- Düz deri ciltler b- Şemseli ciltler c. Acemkârî (Hayvan resimli) ciltler d. Şükûfe üslûbu ciltler e. İşlemeli ciltler f. Yazılı ciltler g. Zilbahar ciltler: LAKE CİLTLER KUMAŞ CİLTLER EBRU CİLTLER MURASSA CİLTLER

4 İkinci Baskıya Önsöz Türk Cilt Sanatı kitabımın yayımlandığı yılından sonra da, gerek Süleymaniye Kütüphanesi nde gerekse İstanbul ve Anadolu daki yazma eser kütüphanelerinde yaptığım araştırmalarda pekçok güzel cilt tesbit ettim. Bunlar arasından, okurların bazı sorularına açıklık getirebilmek amacıyla, özellikle Fatih Saray Nakkaşhanesi ciltleriyle XVII. ve XVIII. yüzyıl cilt örnekleri, kitabın bu baskısına eklendi. Resim örnekleri iki katına çıkarıldı. Açıklamalar arttı ve Ciltçiler (Mücellidan) bölümü genişletildi. Ayrıca, cilt meraklılarının motiflerin gerçek boyutunu öğrenmeleri amacıyla, resim altlarına kitapların boy ve en ölçüleri de yazıldı. Çok sayıda cilt incelendiği ve kitaptaki resim sayısı 53 ten e çıkarıldığı halde, ülkemizdeki yazma eser ciltlerinin henüz pek azı görülebilmiştir. Bunların bir kısmı sıradan ciltler olduğundan, bir kısmı ise aşırı yıpranmış olmaları dolayısıyla örneklenecek durumda değildir. Bazıları da verdiğimiz örneklere benzer ciltlerdir. Ama kütüphane ve müzelerde daha binlerce güzel cilt örneği, araştırmacılarını ve günışığına çıkarılmayı beklemektedir. Mine Esiner Özen Kasım

5 Önsöz Cilt sanatımızın niteliğini ve gelişimini göstermek, bu çalışmanın amacıdır. Ayrıntılara girmeksizin, devirlere göre cilt sanatındaki değişmelerin saptanmasına çalışılmıştır. Ancak, bu değişimleri, üslûp farklılıklarını gösterebilmek, gerek materyalin çokluğu ve dağınıklığı, gerek cilt ustalarının eserlerine tarih ve adlarını koymamaları, hatta eserin yazıldığı yılın bile her zaman belirtilmemesi yüzünden, oldukça zordur. Doğu cildinin yapım tekniği ve biçimi aynıdır. Ancak kullanılan malzeme ve kapaklara yapılan süsleme farklıdır. Bu yüzden ciltler sınıflandırılırken, kullanılan malzeme esas alınmıştır. Kitap kapları devirlere, yapıldığı tarihe göre özellik gösterir; ama kitabın yazıldığı tarihi, devrini göstermeyebilir. Kitap tamamlanıp formalar dikildikten, hatta şiraze örüldükten sonra, ayrı olarak hazırlanan cilt kitaba takıldığı için çıkarılması, çalınması, değiştirilmesi kolay olmuştur. Daha Vakıf Kütüphaneler zamanında, yıpranan eserlerin onarımı için görevlendirilen mücellitler cildi devrine göre onarmaları konusunda uyarılmışlardır. Günümüzde Süleymaniye Kütüphanesi Cilt ve Patoloji Servisi nde de bu kural geçerlidir. Ancak bunun her zaman uygulanabildiği konusunda kuşkuluyuz. Dolayısıyla yazma eserin cildi, eserin 9

6 I. KLASİK DOĞU CİLTLERİ yazıldığı dönemi belirtmede elbette yardımcı olacaktır; ancak çok dikkatli olmak ve iyice incelemek koşuluyla. Klasik cilt sanatımız tanıtılmaya çalışılırken, bilinen örnekler dışında cildin her türünün örneği resimlerle verilmeye çalışılmış; çeşit çokluğu belirtilmek istenmiştir. Sanat tarihçilerinin alışılmış resmi anlatma metodunun dışına çıkılarak, resimlerde görülenler anlatılmamış; yalnızca neyin örneği olduğu, bulunduğu kütüphane koleksiyonunun adı, demirbaş numarası, yazar-eser adı ile varsa istinsah tarihi belirtilmiştir. Ciltçilikle ilgili terminoloji metinde verilmeye çalışılmış; bunların dışında, konuyla ilgili sözcük ve terimler sözlük bölümünde verilmiştir. Yazma eser kütüphaneleri ile müzelerdeki binlerce yazma eser taranarak saptanacak belirgin ve güzel örnekler yayınlandıkça yüzyıllara göre Türk cilt sanatı hakkında daha kesin sonuçlara varılabilecektir. Bu konuda yayımlanan kitap sayısının artması ve kütüphane depolarındaki cilt örneklerinin günışığına çıkarılması gerekmektedir. Mine Esiner Özen Eylül I. KLASİK DOĞU CİLTLERİ A- TARİHÇE Matbaanın ülkemizde kullanılmaya başlanması ve basılı eserlerin çoğalmasından önce meydana getirilmiş elyazması eserler, genellikle birçok geleneksel sanatımızın ürünüdür. Bu yüzden, biraz da özenle hazırlanmışsa, yalnızca bir yazarın eseri olarak değil, aynı zamanda geleneksel sanat ustalarımızın sanat eseri olarak değer taşır. Kâğıt, mürekkep, hat, tezhip, minyatür ve cilt sanatlarının ortak ürünü olan yazma eserlerde, bütün bu sanatların birbirini bütünlediği, cilt sanatının ise bu güzel kitabı hem koruduğu, hem de açıp okuma isteği veren bir güzel zarf içinde okuyucuya sunduğu görülür. Koruma ve süsleme amaçlı kitap kapları çoğunlukla deriden yapıldığı için cilt adını almıştır. Bilindiği gibi, Türkçe ye Arapça dan geçen cilt kelimesi (deri) demektir. Teclid (ciltleme) işini yapanlara ise mücellid (ciltçi) denilmiştir. Kâğıdın icadından önce, balmumu levhalar ve papirüs üzerine yazılan yazıların saklanması için iplerle bağlı tahta kapaklar kullanılmıştır. Parşömen kullanılmaya başlanınca katlanıp forma elde edilmiş; cilt ve ciltçilik kâğıtçılıkla birlikte gelişmiştir

7 TÜRK CİLT SANATI BİBLİYOGRAFYA Teber Tek göbek Teker Telatin Tenekâr Torba Varak Vezirî Zencirek : Ucu sivri demir. Ciltçilikte altın yaldız üzerine tarama süs yapmakta kullanılır. : Yalnızca ortasına şemse yapılmış ciltlere verilen ad. : Ciltçilikte, kapların üstüne yekşah yapmak için kullanılan âletin adı. Yekşah demiri de denir. Etrafında ufak dişleri bulunan saat çarkına benzer madenî bir dairedir. Yaldızın üstünde yürütülünce noktalar oluşur. : Bir çeşit sağlam ve yumuşak sahtiyan olup, kendine özgü hoş bir kokusu olduğu söylenir. : Mukavva yapılırken, kabı kurttan korumak için kolaya katılan bir madde, boraks. : Ciltçilik terimi. Kitap kapları taslanırken derinin yapıştırılmasından önce, kitabın üzerine iki taraflı konulup uç tarafı kitabın kalınlığına göre yapıştırılan kâğıdın adıdır. : Yazma eserlerdeki her bir yaprak. Ön yüzü (a), arka yüzü (b) olarak numaralanır. (la, 3b v.b.) : Yazma eserlerin dört köşe ve kare biçimlilerine verilen ad. Bu kitaplar çoğunlukla küçük boylu olur. : Ciltlerde kapak kenarlarına iki çizgi arasında altın yaldızla yapılan zincirleme süslü suya verilen ad. BİBLİYOGRAFYA Aksoy, Şule, Kitap Süslemelerinde Türk Barok-Rokoko Üslûbu, Sanat, sayı: 6, İstanbul Ali Emirî, Tezkire-yi Şuara-yı Amid, İstanbul Ali, Gelibolulu, Menakib-i Hünerverân, İstanbul Arıtan, Ahmet Saim, Ciltçilik maddesi, TDV İslâm Ansiklopedisi, c. VII, İstanbul , s Arseven, Celâl Esad, Sanat Ansiklopedisi, I-V, İstanbul Aslanapa, Oktay, Orta Asya da Cild San atı, Lâle, sayı: 8, İstanbul , s , Osmanlı Devri Cilt Sanatı, Türkiyemiz, sayı: 38, Binark, İsmet, Eski Kitapçılık Sanatlarımız, Ankara , Türk Cilt Sanatı, Ankara Boya, Mürekkeb, Ahar, Ebru Mecmuası, Millet Kütüphanesi, Ali Emirî Ktp. Tarih nr Cilt maddesi, Türk Ansiklopedisi, c. XI, Çığ, Kemal, Türk Kitap Kapları, İstanbul , Türk Kitap Kapları, Türkiyemiz, sayı: 9, İstanbul , s , Türk Lake Müzehhibleri ve Eserleri, İ. Ü. Sanat Tarihi Yıllığı, c. III, İstanbul Erünsal, İsmail E., Türk Kütüphaneleri Tarihi II Kuruluştan Tanzimat a Kadar Osmanlı Vakıf Kütüphaneleri, AKDTYK, Ankara

8 TÜRK CİLT SANATI Evliya Çelebi b. Derviş Muhammed Zılli Seyahatnamesi, haz. Orhan Şaik Gökyay, YKY, İstanbul Gökyay, Orhan Şaik, Cönk maddesi, TDV İslâm Ansiklopedisi, c. VIII, İstanbul , s Kuşoğlu, M. Tim Stanley, London Tanındı, Zeren, Bursa da Kitap Sanatı ve Hâmiler, Bursa, Ankara , s , Bursa da Kitap Sanatı, Kültür ve Sanat, Bursa özel sayısı, sayı: 35, Ankara , Cilt Sanatında Kumaş, Sanat Dünyamız, sayı: 32, , s , 15th Century Ottoman Manuscripts and Bindings in Bursa Library, Islamic Art Annual Dedicated to the Art and Culture of the Muslim World, IV, (). --, Kitap ve Cildi, Osmanlı Uygarlığı (yay. haz. Halil İnalcık - Günsel Renda), c. II, İstanbul , s BİBLİYOGRAFYA --, Osmanlı Sanatında Cilt, Osmanlı Ansiklopedisi, c, Ankara , s , Ruganî Kitap Kaplarının Erken Örnekleri, Kemal Çığ a Armağan, İstanbul , s , Seçkin Bir Mevlevî nin Tezhipli Kitapları, M. Uğur Derman 65 Yaş Armağanı, İstanbul , s , Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi nde Ortaçağ İslâm Ciltleri, Topkapı Sarayı Müzesi Yıllık (), c. IV, s , Türk Cild Sanatı (Kitap Kapları), Başlangıcından Bugüne Türk Sanatı, Kültür Yayınları, İş-Türk Ltd., , s Tekin, Şinasi, Eski Türklerde Yazı, Kağıt, Kitap ve Kağıt Damgaları, haz. R. Tûba Çavdar, İstanbul Ünver, A. Süheyl, Müzehhip ve Çiçek Ressamı Üsküdarlı Ali ve Eserleri, İstanbul , Şark ta Yapılan Kap Nakışlarında Hayvan Resimleri, Ülkü, sayı: 28, , s , Türk Sanat Tarihinde Edirnekârî Lâke İşleri ve Sanatkârları, Vakıflar Dergisi, sayı: 6, İstanbul , s , Daha pek çok eseri için bk. A. Süheyl Ünver Bibliyografyası, haz. G. Mesara, A. Kazancıgil, A. G. Sayar, İstanbul

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır