Sağlık
Son Güncelleme:
Günlük protein gereksinimi yaşa, bazı özel durumlara ve bazı hastalık durumlarına göre değişiklik gösterir. Bazı hastalıklarda, çocuklarda, gebe ve emziklilerde ve spor yapan kişilerde protein ihtiyacı artar. Normalde günlük gereksinim kilogram başına 0,8 - 1,2 gram kadardır. Sporcularda protein gereksiniminin artması, proteinin enerji harcamasında kullanılmasından, fazla fiziksel aktivite sırasında protein yıkımın artmasından ve kas kütlesinde artışın hedeflenmesinden kaynaklanmaktadır. Protein gereksinimi egzersizin tipi, çalışma süresi ve yoğunluğu ile değişmektedir.
Halter, gülle, çekiç gibi sporlarda protein gereksinimi 2,0 - 2,3 g / kg /günde, diğer spor dallarında 1,5 - 2,0 g / kg / gündedir. Yani günlük enerji gereksinimin % 12 - 20'si yeterli protein tüketimini sağlamaktadır. Bir günde fazladan verilecek 10 gram kadar protein, antrenman yapmak koşulu ile kas gelişimi için yeterlidir. Daha fazla proteine ihtiyaç yoktur. Vücutta proteinin yapım ve yıkımı her zaman denge halindedir.
Uzun süreli yetersiz protein alımlarında vücut kendi dokularındaki proteini kullanmak zorunda kalır. Büyüme yavaşlar veya durur, vücut ağırlığı azalır, halsizlik, anemi ve ödem (şişlik) oluşur. Antikor yapımı azaldığı için hastalıklara karşı direnç azalır, iyileşme geç olur. Demir, kalsiyum ve A vitamini gibi besin öğelerinin kullanımı azalır.
Fazla alınan protein vücutta protein deposu olmadığı için yağa dönüşerek depo edilir. Hayvansal kaynaklı proteinler doymuş yağ ve kolesterol içerir. Bu nedenle kalp ve damar sağlığı için risk faktörü oluştururlar. Ayrıca proteinlerin parçalanması sonucu oluşan artık öğeler böbrekler ve idrar yoluyla atılmaktadır. Bu nedenle, böbreklere aşırı yüklenme ve doku kaybı, böbreğin erken yaşlanmasına, işlevinin bozulmasına neden olabilir. Fazla protein tüketimi idrarla kalsiyum atımını da artırarak böbreklerde taş oluşum riskini artırabilir. Böbrek ve karaciğere fazla yük bindirir ve eklemlerde gut hastalığına neden olabilir. Kas gelişimi ve gücü için aşırı protein tüketimi sağlık açısından kesinlikle önerilmemektedir. Unutmamak gerekir ki tüketilen fazla protein vücutta bir protein deposu olmadığı için yağ olarak birikir. Vücut geliştirmek için kullanılan amino asit kapsülleri ve protein tozları kısa zamanda kas tonusunu artırmayı hedeflemektedir.
Ancak bunları kullanmak da aynı şeklide vücuda zarar verir. Bu ürünleri kullanmak yerine günde 2 tane yumurta yemek daha sağlıklıdır. Bu ürünler yalancı bir kas gelişimi sağlar, sağlığı riske atar. Yanlış beslenme hataları bir anda akut şekilde ortaya çıkmaz. İlerleyen yıllarda kullanılan bu ürünlerin zararları ortaya çıktığında ise telafisi mümkün olmayabilir. Vücut geliştirmek, kas dokusu miktarını artırmak için sadece ve tek başına sağlıklı, doğru beslenmek yeterlidir. Kısa sürede yapılacak bir iş değildir. Protein ve aminoasitler kasların gelişmesi için kesinlikle gereklidir.
Peynir suyu proteinleri özellikle bebekler, yaşlılar, bazı hastalar ve yoğun aktivite içinde olan sporcular için çok faydalıdır. Peynir altı suyu proteinleri antikanserojenik etki göstermektedir. Ayrıca büyümeyi, kemik sağlığını korumayı ve kilo kontrolünü sağlar.
Ergenlik döneminde gençlerin protein tozları, kas güçlendirici hormonlar gibi bazı takviyelerin alınması kısırlığa yol açabilirken yaşamın ilerleyen yıllarında ciddi böbrek ve karaciğer sorunlarına neden olabilmektedir.
İdeal bir beden bileşimi için vücuttaki kas miktarının yağ mitarının 2-3 katı kadar olması gerekir. Spor yapan bireylerde bu oran 4'tür. Bunun için günlük alınması gereken kalorinin %55’inin karbonhidratlardan (çoğunluğu komplex karbonhidrat olmalı), %15-20’sinin proteinlerden geri kalanını da yağlardan karşılanması gerekir. Bu şekilde dengeli beslenme planı içinde 5 grup besin yer alır. Bu 5 grup besin ekmek, et, süt-yoğurt, sebze-meyve, yağ ve şeker grubudur. Eğer dengesiz, sadece bir gruba dayalı bir beslenme programı uzun süre uygulanırsa ideal beden bileşimi bozulur, beraberinde uzun vadede çeşitli sağlık problemleri ortaya çıkmaya başlar. İlk etapta saçlar dökülmeye, tırnaklar kırılmaya, ciltte sorunlar oluşmaya başlar, daha sonra da organlarda sorunlar çıkar. Beslenmeye bağlı oluşan bu sorunların bir kısmı geri dönüşümü olmayan problemlerdir. Kas miktarını artırabilmek için belli bir süre doğal beslenme ile diyetin protein miktarı artırılabilir. Ancak aşırı protein tüketerek hızlı bir şekilde kas kütlesi artırılmaya çalışılmamalıdır.
B vitaminleri ve antioksidanlardan zengin sebze ve meyveleri tüketmek, düzenli saatlerde uyumak, sabah yürüyüşlerine çıkmak daha zinde olmaya ve yorgunluğu önlemeye yardımcı olur.
Diyetisyen Nesrin Eriş
Sağlıklı beslenmek ve dolayısıyla sağlıklı yaşamak için proteinler, karbonhidratlar, yağlar, vitaminler, mineraller ile diğer besin ögelerinin yeterli ve dengeli bir şekilde alımı gerekmektedir. Bu besin ögelerinden herhangi birinin yetersiz alımı sağlık sorunlarına yol açabilmektedir. Bu yazımızdaki odağımız ise protein alımımızı yetersiz yaparsak vücudumuzda ne olacağıdır.
Günlük Protein Alım Önerileri
Günlük protein alım önerisi vücut ağırlığını oluşturan her bir kilogram için 0.8 gramdır. Örneğin 75 kg. ağırlığındaki bir kişi için bu miktar 60 grama denk düşer. Bu kişinin günde 60 gram protein alındığında yeterli protein almış olur. Bunu öğünler arasında dengeli bir şekilde dağıtmalı ve 75 kg ağırlığındaki bir kişi 3 öğün tüketiyorsa öğün başına yaklaşık 20 gram protein almayı hedeflemelidir. Kişinin fiziksel aktiviteleri alması gereken protein miktarını değiştirebilir.
Proteinler vücudun her bölgesinde bulunmakla birlikte özellikle kaslarda yoğunlaşır. Proteinleri oluşturan ve bunların yapı taşı görevini yürüten yaklaşık 20 adet aminoasit vardır. En iyi protein kaynakları yağsız kırmızı ve beyaz etler, yumurta, peynir, kuru baklagiller ve soyadır.
Öğünlerde yeterli protein alımı karbonhidrat emilimini yavaşlatır ve kan şekerinizin dengede kalmasını sağlar. Öğünlerinizde yeterli protein aldığınızda daha uzun süreli tokluk hissedersiniz. Öğünden kısa süre sonra yeniden bir şeyler yeme ihtiyacınız oluşuyorsa o öğünde yeterli protein almamışsınız demektir.
Düşük protein içeren bir beslenme zaman içinde kaslarınızın yitimine ve metabolizmanızın yavaşlamasına neden olur. Dinlenme sırasında yakılan kalori miktarı vücut kas kütlesi ile yakından ilişkilidir ve kas miktarı azaldıkça istirahat sırasında daha az enerji harcarsınız. Metabolizmanızı hızlandırmak ve kas kütlenizi arttırmak için önerilen miktarlarda protein alımı gerçekleştirmeye dikkat edin.
Yetersiz protein alımı odaklanma sorunlarına yol açabilmektedir. Çünkü beynimizin sağlıklı çalışmasında görev alan hormon ve enzimler proteinler tarafından yapılır. Beyin hücreleri, genellikle amino asitlerden, protein yapı taşlarından oluşan nörotransmiterler olarak adlandırılan kimyasal haberciler aracılığıyla birbirleriyle iletişim kurar.
Karbonhidrat ağırlıklı bir öğün sonrasında kendinizi yorgun hissedebilirsiniz fakat öğününüzde yeterli protein varsa daha uyanık olursunuz. Daha enerjik ve odak sorunu yaşamamak için yeterli protein alımı gerçekleştirin.
Proteinler; mikroorganizmalar, antioksidanlar ve çeşitli vitaminler ile birlikte doku büyümesi ve onarımında görev alır. Ancak proteinler oksijenin taşınması ve kan akışının sağlanmasında ve dolayısıyla cildi iyileştirme ve onarmada kritik önemdedir. Bu nedenle beslenmelerinde düşük protein bulunanların yaralarının iyileşmesi daha uzun zaman alır.
Anemi, vücutta oksijeni taşımak için yeterince sağlıklı kırmızı kan hücresi olmadığında oluşur. Demir, B12 ve folat eksikliği en yaygın anemi türleridir. Bu besin ögeleri genellikle proteince de zengin olan gıdalarda bulunur. Bazen yeterli protein almak yetmez doğru protein kaynaklarını kullanmayanlarda örneğin veganlarda B12 eksikliğine bağlı anemi gelişebilir.
Proteinler, kasların yapımında ve korunmasındaki görevleriyle ün salmıştır. Fakat bilmediğimiz şey proteinlerin kemiklerimizi güçlü ve sağlıklı tutmasındaki rolüdür ki bu özellikle yaşlandıkça daha fazla önem kazanır. Her gün yeterli protein almak kemik mineral yoğunluğunu destekler, D vitamini ve kalsiyum ile birlikte çalışarak kemik erimesini önlemeye yardımcı olur. Düşük protein alımı özellikle yaşlı kişilerde ve menopoz sonrası kadınlarda kemik kırılması riskinin arttırmaktadır.
Diyetisyen Ayşegül Bahar
Kilo verme sürecinde sporcularda sık gördüğüm ama bütün bireylerin alışkanlığı olan aşırı protein diyetlerini her zaman şüpheyle karşılıyorum.
Bu bakış açısına karşın birçokları fazla protein tüketiminin güvenli olduğuna inanıyor.
Peki gerçek ne?
Bu yazıda aşırı protein içeren diyetler ve yapısal bilgilerden, fazla proteinli diyetlerin zararlarına kadar birçok konuya değinecek, soruları cevaplayacağım.
Hazırsanız başlıyoruz!
Yüksek proteinli diyetlerin bu kadar çok tercih edilmesinin birkaç sebebi var. Aslında bunlar haklı ve mantıklı sebepler. Tabi ki bir yere kadar.
Bunlardan ilki yüksek protein alımının kilo vermeye etkisi.
Yüksek proteinli beslenmek özellikle doğru miktarda kalori açığı bırakıldığında diğer makroların ağırlıklı tüketildiği beslenme tiplerine göre daha fazla kilo vermenizi sağlar.
Bunun sebebi protein moleküllerinin metabolize olma sürecinde daha fazla enerji kaybına yol açmasıdır. Hali hazırda bu özellik kilo verme sürecini hızlandırır.
Bir diğer önemli husus ise kas kaybı.
Diyette düşük kalori alımı kas kaybı riskini arttırır. Bu sebeple kas kaybını azaltmak diyetin başarılı olması için oldukça önemli.
Bu durumda yüksek protein alımı yapmak kas hücrelerine daha fazla aminoasit kaynağı sağlayarak kas kaybını azaltabilir.
Sonuç olarak diyette ve beslenme düzeninde kilo verme amacı olsun yada olmasın yüksek protein alımı bazı avantajlar sağlar.
Peki bu avantajlar seçim yapmak için yeterli mi? Gelin inceleyelim!
Bu konuda daha önce açıklama yapmıştım ama basit olarak tekrarlamak istiyorum. Ayrıntılı bilgi için günlük protein alımı ile ilgili yazımı okuyabilirsiniz.
Egzersiz yapmayan bireyler için erkekler günlük kilogram başında 0,8 gram kadınlarda ise kilo başına 0,6 gram olarak belirlenmiştir.
Egzersiz yapan bireylerde ise ihtiyaca göre günlük kilogram başına 1,8 gram kadınlarda ise kilo başına 1,6 gram olarak belirlenmiştir.
Ayrıca fazla protein almak yerine esansiyel aminoasitlerden zengin kaliteli protein kaynakları çok daha faydalı olacaktır.
Bu değerleri bilmeniz aşırı protein alımını doğru olarak belirlemeniz için oldukça önemli.
Kilo başına yukarıda belirttiğim miktarlardan daha çok alım yapıyorsanız fazla protein alıyorsunuz demektir. Aşırı protein alımı ise kilo başına 2.5 gramdan fazla protein alımına verilen isim.
Aşırı (yüksek) protein alımının zararlı olabileceğinden bahsettim. Peki inceleyeceğimiz iddialar ne?
olarak iddiaları sıralayabilirim. Gelin daha derinlere inelim.
Böbrek taşı bazı bireylerde genetik ve fizyolojik nedenlerle diğer insanlara nazaran daha sık rastlanan bir durum. Bu tip durumlarda taşın mahiyeti oldukça önemli. Çünkü fazla protein alımının sıklığını arttırdığı taş tipi genel olarak mineral içerikli taşlar. Özellikle taşların içeriğinde kalsiyum varsa, aşırı protein alımı tekrardan düşünülmeli.
Zira protein tüketimi her zaman kan kalsiyum düzeylerinin yükseltilmesi için çabalayan bir metabolik düzen oluşturur. Sonuç olarak bu düzen böbrek taşı oluşumuna neden olabilir.
Bunu protein alımının kan asiditesini çok minimalde olsa değiştirmesine ve kalsiyumun tampon mekanizmasında aldığı göreve bağlıyoruz.
Yanlış anlaşılmak istemiyorum. Zira sağlıklı ve böbrek taşı olmayan bireylerde uzun sürelerle aşırı protein tüketimi bile bazen böbrek taşı şikayeti oluşturmayabiliyor.
Bu durum böbrek taşı ve kan kalsiyum düzeyinin artışı ile bağdaştırılan bir durum. Çünkü vücuttaki en büyük kalsiyum deposu kemikler.
Eğer kan kalsiyumunu sürekli olarak arttırıyorsanız, kemiklerden kana kalsiyum çekiyorsunuz demektir.
Aslında bu iddia mantık olarak gayet geçerli. Ama durum sandığınızdan farklı.
Zira yapılan araştırmalarda yüksek protein alımının sağlıklı bireylerde kemik erimesine yol açtığına dair bir veri yok.
Burada bir parantez açmak istiyorum. Özellikle menapoz sonrası kadınlar ve büyüme çağındaki çocuklar bu konuda daha hassas olabilirler.
Bu sebeple “sağlıklı bireyler” olarak belirttim.
Diğer makrolar gibi proteinde kalori içeriğine sahiptir. Bu sebeple beden içerisinde enerjiye dönüşebilir.
Bu birçok bireyin gözardı ettiği bir konu. Kalori içeriği karbonhidrat gibi yaklaşık 4 gram olan proteini diyette aşırı tüketmek kalori aşımına neden olabilir.
Bu risk özellikle kalori takibi yapmayan ve yaklaşık makro değerleri ile hareket eden bireyler için oldukça fazla.
Hatta kilo veremeyen ve bana ulaşan birçok bireyde zararsız olduğu kanısıyla diyetlerinde protein tüketimini fazla kaçırdıklarına tanık oluyorum.
Bu miktarı azalttıkça verilen kilolara bireylerin kendisinin bile şaşırması paha biçilemez!
Protein alımı böbrekteki filtrasyon hızını arttırır. Ayrıca hız ile beraber ciddi şekilde yük oluşturur. Bu durum direkt olarak böbrek hasarı yapmasa da kafalarda soru işareti oluşturuyor.
Bu oluşan şüphe ile ilgili birşeyler söylemem gerekiyor. Özellikle de risk altında olan bireyler ile ilgili.
Zira risk grubunda fazla protein tüketiminin aşırıya kaçması ve kronik hale gelmesi sorun oluşturacaktır. Çünkü var olan bir kronik böbrek hastalığının devam eden süreçte böbrek yükünün artması ile beraber ilerleyebilme ihtimali gayet gerçek.
Bu hususla beraber tamamen sağlıklı bireylerde aşırı protein alımının böbrek sağlığı ile ilgili doğurduğu sonuçlar hala net değil.
Ama kim gizli bir böbrek hastalığının olmadığından emin?
Özellikle diyabet, hipertansiyon gibi birçok kronik hastalık böbrek hastalığı riskini arttırır. Birçok insan bu hastalıklara sahip olduğunu bilmiyor yada sonuçların farkında değil.
Aşırı protein alımı ile ilgili birçok söylenti var ve bunların bazıları gerçek ile bağdaşmıyor. Ama,
yüksek protein alımından kaçınmalılar.
Ayrıca kilo başında 1,8 (kadınlarda 1,6) gram/kg oranından çok daha uçuk 3-4 gram/kg gibi rakamlar göreceğiniz, duyacağınız mecralar olacak.
Bu miktarların gösterilmiş ciddi bir faydası yok, bu sebeple aşırı (fazla) protein tüketimi yapmak bir yana fayda alamayacağınız bu düzeydeki protein alımlarını hiçbir şekilde tavsiye etmeyeceğim.
Cerrahpaşa tıp fakültesi mezuniyetinden sonra klinikte obezite ve kronik inflamatuar hastalıklara ilgi duymaya başlamış ardından fizyolojisi doktorasına giriş ile beraber fonksiyonel tıp alanında çalışmaya başlamıştır.
Ketofasting adlı kitabın yazarı olan Dr. Can Çiftçi ağırlıklı olarak özel beslenme protokolleri, aralıklı oruç ve düşük/çok düşük karbonhidratlı beslenme, kene kaynaklı hastalıklar (tick borne diseases), endokrin ve yaşlanma fizyolojisi alanında çalışmaktadır.
Dr. Can Çiftçi ayrıca iç hastalıkları ihtisas eğitiminine devam etmenin yanında World Society of Anti Aging Medicine, World Obesity Fedaration, Functional Medicine University, International Lyme and Associated Diseases Society, A4M gibi kuruluşlarda aktif üyelik ve sertifikasyon süreçlerini tamamlamıştır.
Aşırı protein tüketildiği zaman kişinin vücudunda neler olur?
İSTANBUL (İHA) – Uzman Diyetisyen Nesrin Eriş, “Aşırı protein tüketimi idrarla kalsiyum atımını artırarak böbreklerde taş oluşum riskini artırabilir. Böbrek ve karaciğere fazla yük bindirir ve eklemlerde gut hastalığına neden olabilir. Kas gelişimi ve gücü için aşırı protein tüketimi sağlık açısından kesinlikle önerilmez” dedi.
Günlük protein gereksinimi yaşa, bazı özel durumlara ve bazı hastalık durumlarına göre değişiklik gösterir. Bazı hastalıklarda, çocuklarda, gebe ve emziklilerde ve spor yapan kişilerde protein ihtiyacı artar. Uzman Diyetisyen Nesrin Eriş, “Yetersiz protein tüketildiğinde büyüme durur ve kas dokusundan kayıplar başlayarak vücut ağırlığında azalma meydana gelir. Vücut direnci azalır, hastalıklara yakalanma riski artarak iyileşme süreci uzar. Fazla protein tüketiminde ise vücutta protein deposu olmadığı için yağa dönüşerek depo edilir. Fazla protein tüketimi idrarla kalsiyum atımını da artırarak böbreklerde taş oluşum riskini artırabilir. Böbrek ve karaciğere fazla yük bindirir, böbreğin erken yaşlanmasına, işlevinin bozulmasına neden olabilir ve eklemlerde gut hastalığına neden olabilir” şeklinde konuştu.
Yazının devamı için linke tıklayabilirsiniz.
http://www.haberx.com/ozel_haber_asiri_protein_tuketenlerin_sagligi_tehlikede(17,n,11238942,361).aspx