crd tedavisi / Kronik Solunum Yolu Hastalığı (Crd- Cronik Respiratory Diease) | Kayseri Yem A.Ş

Crd Tedavisi

crd tedavisi

Eritrovim %50.9

Oral Çözelti Tozu

Makrolid grubu.

Bileşimi:

Her g.da 509 mg. Eritromisin baza eşdeğer 550 mg. Eritromisin tiyosiyanat içerir.

Endikasyonları:

Tavuklarda kronik kronik solunum hastalığı (CRD), Synovitis, enfeksiyöz sinusitis, enfeksiyöz koriza ve nonspesifik enteritislerin tedavisi için kullanılır.

Uygulama Dozu:

Veteriner Hekim tarafından başka şekilde tavsiye edilmemişse;

Farmakolojik doz:

Tavuklarda 15-20 mg./kg. c.a./gündür.

Pratik doz:

Tavuklarda Her 5000 kg. canlı ağırlık için 150-200 g. Eritrovim  %50.9

Oral Çözelti Tozu içme suyuna karıştırılır.

Tedaviye CRD’de 5, korizada 7 gün süreyle devam edilir. İlaçlı su her gün taze olarak hazırlanmalıdır.

İlaç Kalıntı Arınma Süresi (İ.K.A.S.):

Tedavi süresince ve son ilaç uygulamasından sonra 21 gün geçmeden tavuklar kesime gönderilmemelidir. Tedavi süresince ve son ilaç uygulamasından sonra 6 gün süreyle elde edilen yumurtalar insan tüketimine sunulmamalıdır.

Ambalaj Şekli:

0.1, 0.2, 0.5 ve 1 kg.lık plastik kavanozlarda kutusuz olarak takdim edilmiştir.

Abika Brahma Kümesi dostları için genel bir açıklama ve bilgi kirliliklerini ortadan kaldıracak bilgilendirme paylaşımıdır!

Lütfen önce okuyun sonra gerekli gördüğünüzde paylaşıp herkesin faydalanmasına vesile olunuz…

*Kısa adı crd olan lanet hastalık kaba tabirle kanatlı hayvanların yani kafes ve kümes hayvanlarının baş belası olan kronik yani (uzun süredir bir çözümü bulunamamış olan) bir solunum yolu hastalığıdır.

*Aslında kanatlı hayvanlarda görülen solunum yolları hastalıkları sadece ‘’crd’’den ibaret değildir ancak yaygın olarak bilinen hali ile hayvanlarda solunum problemi varsa biz ona ‘’crd’’ olmuş der geçeriz.

*Öncelikle açığa kavuşturulması gereken husus budur bizim ‘’crd’’ olmuş şunu kullan, bunu kullan, bu kadar kullan ve böyle kullan dediğimiz rahatsızlık tamamen deneme yanılma yolu ile varsayım üzerine ne olduğunu tam tespit etmeden, teşhiş ve tespiti çoğu yetiştirici tarafından laboratuvarlarda yapılamadığı için adına genel mana olarak ‘’crd’’ dediğimiz ama aslında belki de ‘’crd’’ viral enfeksiyon virüsü ile alakası bile olmayan bir solunum yolları hastalık durumudur.

*Yani güzel insanlar her solunum yolu rahatsızlığı ‘’crd’’ demek değildir.

*Gelelim adını ‘’crd’’ kabul ettiğimiz solunum yolları problemlerinin genel tanımlamalarına arkadaşlar şu bilgiler çok önemli öncelikle hastalıkların sebepleri olan ‘’bakteriler’’ ve ‘’viral virüsler’’ hakkında herkesin şu kısa bilgileri bilmesi gerekir bu insan sağlığı içinde aynı formdadır diyebiliriz zihnimizde iki isimde aynı durum ve sonucu canlandırsa da buda yanlış bilinen bir bilgidir bakteriler teşhisi daha kolay tedavisi daha kolay hatta çoğu zaman faydalı olan canlılar iken viraller dediğimiz virüsler ise bir çok kümes hastalığımızın temel sebebidir.
Bakteri milyonlarca yıl yaşayabilen bir canlı iken viral virüsler yaşamlarını sürdürecek uygun zemin bulamadığında kısacık ömrü olan tek hücrelilerdir.

*Yukarıda yazdığımız bilgi şu açıdan önemlidir bizim kümeslerimizin solunum yolları problemleri çoğunlukla ‘’viral virüslerdir’’ tedaviden daha önemli olan konu o virüsün yaşayıp çoğalmasına mani olacak önleyici tedbirleri almak herkesin işini oldukça kolaylaştıracaktır.

*Öncelikle yaşadığımız sorunun isabetli bir tarif, teşhis ve tespitini yapmaya çalıştık şimdi uygulamalı tedbirlerden bahsedelim.

*Solunum yolları hastalıklarında tedbir unsurlarının başında bize göre doğru kümes kurulumu, yapısı, harita yönü oldukça önemlidir daha sonra yardımcı ekipmanlar, doğru karantina şekli ve süresi, hijyen, havalandırma, düzenli ve doğru temizlik, gelmektedir.

*Sırası ile açıklayacak olursak kuzey rüzgarının direk hayvanlara temas ettiği kümeslerde sık sık hastalık görülmesi kadar doğal bir durum olamaz o sebeple mümkünse kümeslerimizin kapalı kısmı kuzey harita yönüne gelecek şekilde konumlandırılmalıdır.

*Her kümeste hasta hayvanlar için izole edilmiş mümkünse sürünün geri kalanından biraz uzakta inşa edilmiş bir tedavi, karantina ve hasta kümesi olmalıdır çünkü hasta hayvanlar ile sağlıklı olanlar yan yana kümeslerde iki bölüme ayrılmış olsalar bile çoğunlukla tedavi aşamasında diğer sağlam hayvanlarında hastalandığı görülecektir.
Sebebi basit ve nettir aslında zaten solunum yolları ile kolayca bulaşabilen bir hastalığın tedavisi izole edilmemiş yan kümeste yapılırsa belki hasta grup için tedavi başarılı olur ancak sürünün geri kalanı için hastalığın bulaşıcılığının önüne asla geçilemez yani hasta kümesleri ayrı olacak sağlıklı hayvanlar ile hastalar en az 2 hafta yan yana gelmeyecek ve yakın kümeslerde muhafaza edilmeyecek!

*O yüzden yeni kümes kurulumu yapacak olan herkesin bu önemli ayrıntıyı dikkate alarak planlama yapmasını tavsiye ediyoruz!

*Hastalığın ortaya çıkma ve yayılma durumunun etkisini azaltacak yardımcı kümes ekipmanlarının başında ‘’tünek’’ gelmektedir kısa açıklaması da şöyledir tabiat kanunları gereği hava akımını herkes bilir kapalı bir ortamda belli oranda rüzgarlı bir hava varsa ilgili ortamın kapısının hem altından hem de üst kısmından içeriye bir miktar rüzgar girer.
Tüneklerde kümeslerde malum yerden yüksekliği itibari ile hayvanlarımızın kapı altından gelecek olan hava akımı ile direk temasını minimize edecektir yani yerde, plastik ızgarada tüneyen bir tavuk ile özel tüneğinde sabahlayan bir tavuk arasında risk oranı farkı vardır.
Sonuç her kümeste uyku bölümünde tünek kullanılmalı ve hayvanlar orada uyumaya alıştırılmalıdır bu kanatlılarımızın genel sağlığı için önemli olduğu kadar solunum sorunları içinde önleyici bir tedbirdir.

*Hijyen hayati bir kural kümes hayvanlarında, kanatlı hayvanlarda uzun soluklu yaşamsal bir durumdur uygulamalar kişiden kişiye göre değişse de hususen kümes tabanı, yan duvarlar, yemlikler, suluklar, zaman zaman kümes tavanları, hayvanlarınızın ayakları ve kafa kısmı bize göre düzenli aralıklar ile kontrol edilmeli ve temizlenmelidir.
Zira sağlığın başı temizlik ve hijyendir her hafta kümes altı dışkıları düzenli temizlenmeli, zemini beton kümeslerde toz oranını azaltmak için mümkünse süpürge makinası yardımı ile toz alınmalı, toz alımı yapıldıktan sonra spreyleme sistemi ile kümes zemini ve yerden 100cm kadar kenar duvarlar dezenfektanlar ile ilaçlanmalıdır, zeminde temizlenen dışkı sonrası kalan ıslaklık ve nem için o bölgeye zeolit veya inşaat kumu serilmeli, bizim yaptığımız uygulama bu hafta zemine dezenfektan sıkıldıysa ikinci hafta temizlik sonrası muhakkak dış parazit (bit) ilacı sıkılır.
İki haftada bir suluklar hususi dezenfektan veya bildiğimiz çamaşır suyu ile iyice yıkanmalı ve temizlenmelidir.
2-3 ayda birde kirlilik ve toz durumuna göre yemlikler yıkanmalı ve temizlenmelidir.
Yılda en az 2 defa kümes yan duvarları ve çevre duvarlar kireç ve ilaç katkılı sıvı ile badana yapılmalıdır.
Hayvanlarımızın da icab ettikçe kafa kısmı, hususen burun delikleri ve göz çevresi ılık su ve diş fırçası yardımı ile yıkanıp temizlenmelidir.
Paçalı tavuk türlerinde özellikle ayak sağlığı çok önem arz eder belirli aralıklar ile paçalar kılıçlara kadar ılık su ve bir miktar deterjan yardımı ile kılıç diplerine kadar güzelce yıkayıp temizlenmelidir.

*Kanatlı severlerin hayvan sevgisi ve merakı muazzamdır yeni bir tür veya renk almazsa o durağanlık onu rahatsız eder sever sevdikçe de yenisini alır. İşte bu yeni hayvan alımları da bir çok hastalığın sebeplerindendir evvela her yerden ve herkesten hayvan alınmaz bu ikazı önemseyin lütfen sonra da bir hayvan alındığında ilk iş imkan varsa onu yıkamak ve kurutmak ve dış parazit bit ilacı sürmek bu ilk karşılamadan sonra kümesimizin yeni üyesi sürüye hemen dahil olmamalı en az 10 gün süren uzak tek bir kümeste iç parazit uygulaması yapıldıktan sonra iyice gözlemlenmelidir ikinci haftadan sonra sorunsuz olduğundan şüphe duymadığınız hayvanı sürüye dahil edebilirsiniz aksi halde dün alınıp bugün kümese sokulan her kanatlı canlı bombadır demedi demeyin

*Son olarak kümes havalandırma sistemi imkan varsa muhakkak kurulmalıdır yeni yapılacak olan kümeslerde hayat kurtaracak bir ihtiyaç olduğunu vurgulamak isteriz eski kümeslerde ise en azından uygun ideal ölçülerde bir cam açılması işe yaracaktır.

*Diğer önemli ayrıntılar her bölgenin mevsim geçişi farklıdır sıcaktan soğuk mevsime geçişte ve soğuktan sıcak mevsime geçiş dönemlerinde mümkünse hayvanlarımızı 4 hafta kadar kapalı tutalım özellikle göçmen kuşların geçiş güzergahında olan bölgeler ve etrafında doğal su kuşları olan bölgeler tedbirleri arttırmalıdır.

*Bölgesel yabani doğal hayat kuşları (serçe, kumru, karga, saksağan gibi) hayvanlarınızın yemlik ve suluklarına kolayca ulaşamasın zira neyin bulaştırıcı ve taşıyıcı olacağını bilemiyoruz serçeyi öldürmeyen taşıyıcı olduğu bir hastalık tüm kümesi etkileyebilir.

*** Velev ki tüm bu uzunca okuduğunuz tedbirleri aldınız ama hastalık geldi bulaştı hayvanlar salya sümük, aksırık tıksırık, gözler şiş moraller sıfır ne yapılacak?

İlk iş hastayı veya hastaları ayırın ama uzak yere ayırın yan kümese değil.

Bu hastalık gelişim dönemlerinde olan yarkalara en çok etki eder ve muazzam süratli yayılır yarka kümesini mümkünse anaçlardan uzakta kurun veya iyi izole edin anaçlarda olan hastalık kolayca yavrulara bulaşmasın.

Hasta hayvan muhtemelen ateşi olur, ağrısı olur bebek aspirini bir umuttur her zaman işe yarar en az 3 gün yarısı veya çeyreği yutturun.

Her gün hasta hayvanların salya sümükten şişmiş kafasını yıkayın temizleyin kurutun rahatlasın hayvanlar gözlerin kapanmaması yani hayvanların görmesi çok önemli yıkayın kurutun sonra bir göz merhemi sürün.

Hayvanların gagasını açın kontrol edin ağız içi ve burun deliklerinde varsa sümük vb temizleyin mümkünse burun deliklerini açın.

Bebeklere verilen ateş düşürücü şurup önemlidir her gün tazelenen temiz sularına bir miktar koyun ancak imkan varsa 2-3 saat susuz bırakın sonra her gün aynı saatte ılık su olacak şekilde şurubu koyun ve verin içsinler.

Yem yemeleri bu tedavi süresince en önemli unsurdur kontrol edin her akşam kursaklarda en az bir miktar yem olmalı eğer yem yenmezse gelişim durur ve geri gitme başlar 2 gün yem yemezse kendi elinizle haşlanmış yumurta yutturun iyi gelecektir.

(Kuruma denilen rahatsızlık çoğunlukla bu yem yememenin uzaması ile gerileyen hayvanlarda görülen durumdur diyebiliriz)

Bu tedbir ve uygulamaları yaptınız ama hala sürüyorsa üçüncü günden sonra 5 günlük uygun dozda ve etken maddede bir antibiyotik tedavisine başlayın.

Doğal olarak herkes ilaç ismi öğrenmek isteyecek biz veteriner hekim değiliz bu tedavi süresine gelene kadar kendimiz yazdığımız gayretleri gösteriyoruz tabi ki ecza depomuz var icab ettiğinde ilaç veriyoruz ama genel olarak prensibimiz işi ehline sorup hareket etmektir.
Bu amaçla elimizin altında olan ilaçlar ( Linco-Spectin, Hipradoksi, Neo Terramycyn, Pan Terramycyn, Baytril ve güvercincilerin yoğun kullandığı koyu kahve rengi mentollü damla)

Uygulama sıklığı ve oranlarını veteriner hekimimizin yorumuna göre yapıyoruz.

Evet arkadaşlar bu belki de bugüne kadar yazdığımız en uzun yazı oldu okuma sabrı gösteren herkese teşekkürler.

Ancak kümeslerin baş belası olan bu mesele için umarız okuyanlar için faydamız dokunmuş olacaktır.

Son kısa bilgi bu insanların grip olması, nezle olması gibi bir gerçektir zaman zaman olur olabilir yani bu hastalığın ortadan kaldırılması gibi bir tıbbi buluş henüz yok o sebeple kroniktir zaman zaman gelir geçer önemli olan o gelmeden ve geldiğinde bu yazılı tedbirlerin alınmış olmasıdır.

Ölüm acı bir gerçek fazla takılıp üzülmeyin tedbir alın lütfen.

Yazının başında da yazdığımız gibi lütfen önce okuyun sonra gerekli gördüğünüzde paylaşıp herkesin faydalanmasına vesile olunuz…

Not: Eksik gördüğünüz veya ekleme yapma gereği duyduğunuz kısımları yorum kısmına yazmanızı rica ederiz.

Herkese hayırlı günler ve bolşans dileriz.

Abika Brahma Kümesi
www.abikabrahma.com

Kronik Solunum Yolu Hastalığı (Crd- Cronik Respiratory Diease)

Kronik Solunum Yolu Hastalığı (Crd- Cronik Respiratory Diease)

Piliç, tavuk, hindi ve güvercinlerde ülkemizde de çok yaygın görülen bakteriyel bir hastalık olan CRD’nin spesifik etkeni Mycoplasmatocea ailesinden “Mycoplasma gallisepticum”dur.

BELİRTİLERİ

Hasta hayvanlarda durgunluk, iştahsızlık, öksürük, tıksırık, yüzün ve sinüslerin  şişmesi, göz ve burun akıntısı, solunum güçlüğü, tracheal hırıltı, yumurta veriminde düşme zayıflama, büyümede gerileme ve genç hayvanlarda %50’ye varan ölümler gözlenebilir. Komplikasyonlar ölüm oranını artırır. Tavuk embriyolarında görülen M.Gallisepticum gelişme geriliği, hava kesesi yangısı ve ölüme neden olur. Broylerlerde; vücut ağırlığında düşüş, yemden yaralanmanın düşmesi, yem veriminin azalması, embriyonel ölümler önemli ekonomik kayıplara neden olur.

KORUNMA YOLLARI

Mycoplasma kontolünde en etkin yöntem sürü içinde eradikasyon ve dezenfeksiyon önlemleri alınmalıdır.

Kronik Böbrek Hastalığı'nda (KBH) mortalitenin en önemli nedeni aterosklerotik vasküler komplikasyonlardır. Bizim bu çalışmadaki amacımız hemodiyaliz tedavisi altındaki KBH olan hastalarda serum ADMA düzeyleri ile hipervolemi, hipertansiyon, aterosklerozis ve kardiyovasküler olaylar arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Çalışmaya en az 6 aydır hemodiyaliz tedavisi alan KBH'lı 120 hasta ve 23 sağlıklı kontrol grubu alındı. Hastaların yaş, cinsiyet, kan basınçları, hemodiyaliz tedavi süreleri, vücut kitle indeksleri kaydedildi. Hastaların yandaş hastalıkları, kullandığı ilaçlar, sigara alışkanlıkları not edildi. Hastaların karotis arter intima-media kalınlığı (KİMK) ve ekokardiyografik ölçümleri alındı. Hastaların ADMA düzeyleri ile birlikte inflamasyon belirteçleri olan CRP, hsCRP, homosistein düzeyleri çalışıldı. Hasta ve kontrol grubu arasında ADMA, inflamasyon belirteçleri, ekokardiyografik bulgular ve KİMK değerleri karşılaştırıldı. Hastalar hipervolemik ve normovolemik olarak 2 gruba ayrıldı. KBH etyolojisine göre diyabetik ve nondiyabetik gruplara ayrılarak kendi aralarında aynı değişkenler karşılaştırıldı. Hasta grubunda ADMA, CRP, hsCRP, KİMK ölçümleri kontrol grubuna göre ileri düzeyde anlamlı yüksek saptandı(p<0.001). (ADMA, hasta grubunda 0.444 umol/L (0.300-0.649), kontrol grubunda 0.050 umol/L (0.050-0.246)) Yapılan korelasyon analizinde ADMA düzeylerinin inflamasyon belirteçleriyle ilişkisi saptanmadı. KBH'da ADMA'nın inflamasyondan bağımsız olarak ateroskleroz ve kardiyovasküler riskle ilişkili olduğu saptandı. Hipervolemik grupta ADMA düzeyi (0.69 ± 0.57 umol/L), normovolemik gruptan (0.41 ± 0.044 umol/L) ileri düzeyde anlamlı yüksek saptandı ve korelasyon analizlerinde bu yüksekliğin inflamasyondan bağımsız olduğu bulundu. Diyabetik grupta homosistein ve ADMA düzeyi nondiyabetik gruba göre daha yüksekti fakat bu farklılık istatistiksel olarak anlamlı değildi (p>0.05). Sonuç olarak KBH'da ADMA düzeyleri ile endotel disfonksiyonu, ateroskleroz, hipervolemi arasında ilişki vardır.

 

The most important cause of mortality in Chronic Renal Disease (CRD) is atherosclerotic vascular complications. Our aim in this study was to identify the relation between serum ADMA levels and hypervolemia, hypertension, atherosclerosis and cardiovascular events in patients with chronic renal disease undergoing hemodialysis treatment. 120 patient with CRD undergoing hemodialysis treatment at least 6 months and 23 healthy persons were included. Age, sex, blood pressure, period of hemodialysis treatment and body mass index of patients were registered. Accompying diseases, drugs and smoking habits were also recorded. Intima-media thickness of carotid artery (CIMT) and echocardiographic measurements has done. ADMA and CRP, hsCRP, homocystein levels were measured as signs of inflammation. ADMA, signs of inflammation, echocardiographic measurements and CIMT were compared between patient and control groups. The patient group was divided in two subgroups as normovolemic and hypervolemic. Also we made another classification depending to the etiology of CRD as diabetic and nondiabetic and compared same variables. ADMA, CRP, hsCRP, CIMT measurements were higher in patient group than in control group and the difference was statistically significant(p<0.001). ADMA levels in patient group is 0.444umol/L(0.300-0.649), in control group is 0.050umol/L(0.050-0.2461). There was no relation between ADMA levels and inflammation signs in correlation analysis. ADMA has a relation with atherosclerosis and cardiovascular risk independent from inflammation in CRD. ADMA levels were higher in hypervolemic group(0.69±0.57) than normovolemic group(0.41±0.044) and the difference is statistically significant, also was independent from inflammation in correlation analysis. Homocystein and ADMA levels were higher in diabetic patient group, but this difference wasn?t statistically significant(p>0.05). There is a relation between ADMA and endothelial dysfunction, atherosclerosis and hypervolemia in CRD.

 

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır