CRP 125 düşüklüğü belirtileri
CRP 125 testinin düşüklüğü kişinin sağlıklı bir birey olduğunu göstermektedir. Bu sebeple herhangi bir belirtisi yoktur. Sağlıklı ve vücudunda herhangi bir bakterinin bulunmadığı kişilerde CRP değeri normal veya düşük değerlerde çıkmaktadır.
CRP 125 yüksekliği nedenleri
CRP değerlerinin yükselmesinin nedenlerine bakıldığında pek çok neden ile karşılaşılır. Ayrıca CRP 125 testinin yüksek değerlerde çıkması durumunda farklı testler de uygulanır. Bunun sebebi doğru teşhisin konulmasıdır. CRP 125 test değerlerinin yüksek çıkmasının nedenlerini ise şöyle sıralayabiliriz:
- Kişilerde kalp ve damar sağlığına ilişkin oluşan problemler,
- Kalp ve yüksek tansiyon,
- Tütün ürünlerinin kullanılması,
- Şeker hastalığı,
- Kolesterolün yüksek olması ve ilerlemiş yaş,
- Kilonun yüksek olması,
- Enfeksiyon, iltihaplanma ve bazı kanser türleri,
- Darbe almak.
CRP 125 yüksekliği belirtileri
Yüksek CRP seviyelerinin birçok semptomu bulunmaktadır. Belirtileri tamamen kendilerine neden olan şartlara bağlıdır. Yaralanma, enfeksiyon veya kronik enflamasyona neden olan durumlara sahip kişilerin gördüğü belirtiler şunlardır:
- Sürekli bitkin olma hali,
- Kaslarda oluşan ağrılar ve sertlikler,
- Titreme ve vücut ısısının düşmesi,
- Baş ağrıları,
- İştahsız olma durumu,
- Bulantı ve hazımsızlık,
- uykusuzluk çekme,
- Açıklanamayan kilo kayıpları CRP 125 değerinin yüksek çıkmasının belirtilerindendir.
C-Reaktif Proteindir. Karaciğerde üretilen bir proteindir. Vücuttaki iltihabı ve iltihabın derecesini ölçen bir kan testidir. Akut faz reaktanı (inflamasayona karşı oluşan) olarak bilinir. Günün herhangi bir zamanında yapılabilir. Pek çok hastalığın tespitinde kullanılır, bu yüzden CRP testi, iltihaplanmanın neden kaynaklandığı konusunda bilgi vermez. Ayrıca, tümör oluşumu veya tümör metastazı, kalp krizi ve inme riski gibi durumların teşhisini netleştirmek için istenebilir ve yüksek çıkabilir. Enfeksiyon ve bu hastalıklara karşı tedavi görüyorsanız, tedaviye ne ölçüde yanıt alındığını anlamak için de kullanılır.
Crp değeri, yeni doğanlarda düşüktür. Fakat birkaç gün sonra yükselir ve erişkin değerlerine ulaşır. Sağlıklı kişilerde serum Crp ortalaması 1.0 mg/L'dir. Yaşlanmayla beraber Crp'nin değeri 2.0 mg/L'ye çıkabilir. Sağlıklı bireylerin birçoğunda Crp düzeyi 3.0 mg/L'nin altındadır. 3'ün üzerindeki değerlerin normal olmadığını, belirgin hastalık tablosu olmasa bile altta yatan bir hastalık olduğu düşünülebilir. Bazı laboratuvarlar CRP konsantrasyonunu mg/dL cinsinden verir. Bu durumda sonuç mg/L’nin 1/10’u olacak şekilde değerlendirilebilir.
Serum CRP konsantrasyonunun artması, Akyuvar sayısının artması ve vücut ısısının yükselmesi sonucu oluşan bir yanıttır. Bu fizyolojik yanıt enfeksiyonuna sebep olan etkeni ortadan kaldırmak için, doku hasarını azaltmak ve vücudun tamir mekanizmasını harekete geçirmek içindir. Enflamasyona özgü vücut ısısının yükselmesi durumunda, kişi lokal ısı artışı, ağrı, kızarıklık, şişlik veya halsizlik, yorgunluk gibi belirtiler hissedilebilir, bazen de hiç belirti olmayabilir.
CRP'nin (C-reaktif protein) kan plazmasındaki normal değeri 1.0 mg/L'nin altındadır. Yani çok düşük miktarda bulunur. Değeriniz ne kadar düşük ise kalp damar hastalıkları veya enflamatuvar (iltihabi) hastalıklar açısından riskiniz o kadar düşüktür. Belirli bir hastalığınız varsa ve o hastalığa yönelik almış olduğunuz tedavi sonrasında değeriniz düşmüşse, tedaviye iyi yanıt verdiğinizi gösterir. Örneğin, şiddetli bakteriyel bir enfeksiyona bağlı olarak CRP değeriniz yükselmişse ve antibiyotik tedavisi sonrası CRP değeriniz düşüyorsa; enfeksiyonun ortadan kalktığını gösterir.
Zatürre, menenjit, kalp krizi, Ailesel Akdeniz Ateşi (FMF), eklem romatizması, akut pankreatit, inflamatuvar bağırsak hastalıklarında, travmalar ve yanıklar, kemik enfeksiyonlarında kanser (özellikle lenfoma), deri veremi, tüberküloz (verem) ve bağırsak hastalıklarının belirteci olabilir. Doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda da CRP değerinin yüksek seyretmesi olağandır. Değer 10 mg/L ve üstüne çıkarsa tehlikeli olabilir ve altta yatan hastalık araştırılmalı, biran önce tedaviye başlanmalıdır.
Yazar:
İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Nagihan Akkaş
Şunlara da göz atın;