Kur’an'da ve hadislerde Hz. Muhammed’e (sav) salâtü selâm getirilmesi tavsiye edilmektedir. Osmanlı döneminde salavat getirmek, salavat çekmek, salâ vermek gibi adlarla pek çok selâ metni ortaya çıkmış ve okunmuştur. Osmanlı'dan önce Selçuklular ve Memlükler'de selaların okunmalta olduğu tarihkitaplarında yazar.
Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Rasulallah!
Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Habiballah!
Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Nûre Arşillah!
Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Hayra Halgillah!
Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Seyyidel Evveline Vel Ahirin!
Vel Hamdü Lillahi Rabbil Alemin!
Ey Allah'ın Resûlu, salat-u selam senin üzerine olsun!
Ey Allah'ın Habibi, salat-u selam senin üzerine olsun!
Ey Allah'ın Arşının Nuru, salat-u selam senin üzerine olsun!
Ey Allah'ın Mahlukatının Hayırlısı, salat-u selam senin üzerine olsun!
Ey Öncekilerin ve Sonrakilerin Efendisi, salat-u selam senin üzerine olsun!
Hamd Alemlerin Rabbi Olan Allah İçindir!
Selâ okunması bir nevi davet anlamını içerir. Müminlere bir ibadeti hatırlatmak veya bir olayın haberini vermek manasında okunur.
- Bir ölüm haberini vermek için sela okunur.
- Cuma namazını hatırlatmak amacıyla Cuma ezanından önce ve Perşembe günleri yatsı ezanından önce okunur. Perşembe günleri yatsıdan önceki selâ her yerde okunmaz, örneğin İstanbul'da geleneği devam ettirmek için okunmaktadır.
- Bayram namazlarında selâ okunabilmektedir.
- Selâ bir çağrı yöntemi olduğundan bazı durumlarda okunmuştur. Bunun örneği Türkiye'deki 15 Temmuz darbe girişiminde olduğu gibidir.
Sela'nın anlamına baktığımızda Peygamber Efendimiz'e (sav) salavat getirildiğini görmekteyiz. Efendimiz'in (sav) mübarek ruhuna salât ve selam okumak Peygamberimize olan sevgi ve bağlılığının bir ifadesidir.
"Kıyamet gününde insanların bana en yakın olanları, bana en çok salâtü selam getirenleridir." (Tirmizi)
“Ey iman edenler, rükû edin, secde edin, Rabbinize kulluk edin ve hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.” (Hac Suresi, 77. ayet)
Arapça "dua" mânasına gelen salâ (salât صلات), dinî mûsikide Hz. Muhammed'e Allah'tan rahmet ve selâm temenni eden, belli bestesiyle okunan çeşitli güftelere verilen genel addır. Cami mûsikisi formları arasında yer alan ve sözleri Arapça olan salâlar okundukları yer ve zamana göre sabah salâsı, cenaze salâsı, bayram salâsı, salât-ı ümmiyye gibi adlarla anılırlar.
Bayram salâsı aynı zamanda cuma günleri de okunduğundan "bayram ve cuma salâsı" adıyla da anılır. Bu salâ bayram namazları ile cuma namazından önce müezzin mahfelinde okunurdu. Suphi Ezgi, Hatîb Zâkirî Hasan Efendi tarafından bestelendiğini kaydettiği Bayatî makamındaki bu eserin güfte ve notasını Türk Musikisi ve Türk Musikisi Klasiklerinden Temcit-Na't-Salât-Durak adlı eserlerinde neşretmiştir (bk. bibl.). Güftesini kimin yazdığı bilinmeyen bu salânın metni şöyledir:
ليس العيد لمن لبس الجديد
إنّما العيد لمن خاف من الوعيد
ليس العيد لمن ركب المطايا
إنّما العيد لمن ترك الخطايا
ليس العيد لمن بسط البساط
إنّما العيد لمن تجاوز على الصراط
ليس العيد لمن تزيّن بزينة الدنيا
إنّما العيد لمن تزوّد بزاد التقوى
ليس العيد لمن نظر أنواع الألوان
إنّما العيد لمن نظر جمال الرحمن
Günümüzde bu şekliyle bayram ve cuma günleri cami içerisinde salâ okuma âdeti kalkmış olup sadece bazı camilerde bu salânın dışında, değişik güfte ve bestesiyle minareden okunan bir salâ icrasına şahit olunmaktadır
Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi