Türk kültürünün değerli hazinelerinden biri de Türk müziğidir. Yerel kültürel zenginliklerden beslenen Türk Halk Müziği, Türk Sanat Müziği ya da Anadolu Rock gibi daha güncel müzik formlarında kullanılan çalgılar, diğer ülkelerin enstrümanlarından farklılıklar gösterir. Türk müziği ile özdeşleşmiş olan 11 çalgıyı sizin için bir araya getirdik.
En karakteristik Türk müziği çalgılarından biridir. Saz ya da kopuz olarak da adlandırılır. Âşıklık geleneğinin önemli bir parçası olan bağlama mızrap ya da parmaklar ile çalınabilir. Yedi teli bulunan bağlama, telli tezeneli çalgılar sınıfına girer.
Kökleri Orta Asya’ya dayanan bir çalgıdır. Türk müziğinde kullanılan telli, yaylı ve deri kapaklı tek saz olma özelliğini taşır. Batı Anadolu’da sıklıkla kullanılan bu özel çalgı, Hatay’da “hegit”, Güney Doğu Anadolu’da ise “rubaba” olarak bilinir.
Bilinen en eski yaylı enstrüman olan rebaptan evrildiği düşünülen Karadeniz kemençesi üç telli, yaylı bir çalgıdır. Karadeniz müziğinin sembolik çalgısını Batı müziğinde de kullanılan klasik kemençe ile karıştırmamak gerekir.
Zurna, yüksek sesiyle bilinen nefesli bir çalgıdır. Erik, ceviz, söğüt ya da dut ağacından yapılır ve yüksek sesi sebebiyle genellikle davulla beraber çalınır. Üç bin yıllık bir geçmişi olduğu düşünülen zurna, ülkenin hemen her bölgesinin müziğinde kullanılır.
En basit vurmalı çalgılardan biri olan davul, deri gerilmiş iki kasnaktan oluşur. Tokmak ile çalınan çalgı, Türk müziğinde önemli bir yere sahiptir. Bandoların da ayrılmaz bir parçası olan davulun daha büyük bir formu olan kös ise Mehter’de kullanılır.
Yuvarlak bir kasnağa deri gerilmesiyle yapılan def, elle vurularak çalınır. Tarihi oldukça eskiye dayanan def, Mezopotamya’da yapılan arkeolojik kazılarda da karşımıza çıkar. Anadolu’nun bazı yerlerinde “daire”, Trakya’da ise “dare” olarak bilinen def, düğünlerin değişmez çalgılarındandır.
Yaylı tambur, yayla çalınan bir tambur türüdür ve Tanburi Cemil Bey tarafından icat edilmiştir. Türkiye’nin en değerli müzisyenlerinden biri olan Cemil Bey, müziğine pes bir ses katmak ister ve tamburunun tellerini yükselterek enstrümanı kemençe yayıyla çalar; böylece yaylı tamburu müzik dünyasına kazandırmış olur.
İnsanlık tarihinin en eski çalgılarından biri olan udun akort sistemini Farabi’nin geliştirdiği düşünülmektedir. yüzyılda Türk müziğinin vazgeçilmez enstrümanlarından biri haline gelen ud ile kanunun uyumu dinleyenleri büyüler.
Darbuka, Orta Doğu ve Balkanlarda kullanılan vurmalı bir çalgıdır. Darbuka, düm ve tek olmak üzere sadece iki ses verir ve elle çalınır. Özellikle düğün, nişan ve sünnet kutlamalarında kullanılan bir çalgıdır.
Orta Asya’dan göçen Yörükler vasıtası ile topraklarımıza gelen çalgı delbek, defe benzer ve en çok Fethiye civarında kullanılır. Delbek, kadınlar tarafından çalınır ve genellikle kına geceleri ile asker uğurlamalarında yer alır.
Kanun, Türk Sanat Müziği’nin değişmez çalgılarından biridir. 24 ya da 27 perdeden oluşur. Bu yapı, Batı müziğinde kullanılan klavseni andırsa da Türk müziğinde kullanılan kanun hem klavsenden hem de Arap müziğinde kullanılan benzerlerinden farklıdır.
35, okunma
Darbuka. Darbukka veya Darabukka (Mısır), Dirbekki (Suriye) ve Derbuka (Fas, Tunus, Cezayir). Bu kelime Arap lügatçileri tarafından, bir icâd olarak, durabukka şeklinde kaydedilmiş olup, bir tarafı geniş veya şişkin bir gövdeden müteşekkil bir nevi dümbelek ifâde eder; gövdenin bu tarafı bir deri (Mısırda balık derisi, Fas, Tunus, Cezayirde keçi derisi) ile kapatılmış ve diğer ucu ise, açıktır.
Doğuda darbukanın gövdesi tahtadan veya topraktan yapılır (ekseriya üzeri boyalı ve süslüdür) ve daha nâdir olarak da, bakırdan imâl edilir. Bu çalgıyı çalmak için, şişkin ve kapalı tarafı öne gelmek üzere, koltuğun altına alınır ve sada çıkaran bu dümbeleğin derisine, iki elin parmakları ile vurulur. Mısırda darbuka hokkabazların, sokak satıcılarının ve aynı zamanda kadınların ve Nil kayıkçılarının kullandıkları bir çalgıdır. Kuzey Afrikada kadınlar çalar;bundan başka şehirlerde saz heyetinin esaslı unsurlardan birini teşkil eder. Darbuka kelimesi, yabancı bir menşeden gelmektedir; fakat nereden geldiği net olarak bilinmiyor.
Ses bakımından darbukada Düm ve Tek olarak adlandırılan iki ses vardır: İlk ses, ritmin temelini sağlar ve aletin ortasına vurularak sağlanır, ikinci ses daha çok süsleme ve doğaçlama için kullanılır.