Dıbık
monash.pw anlamını bilmediğiniz kelimelerin Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Azerice, Hollandaca (Flemenkçe), Yunanca, Japonca, Lehçe, Osmanlıca ve bir çok dilde sözlük anlamı ve çevirilerine pratik bir şekilde cevap veren çok dilli ve kapsamlı bir sözlük ve bilgi kaynağıdır.
"Ne demek?" ve "Nedir?" gibi sorularınıza cevaplar bulabilir ve kelime anlamlarını öğrenebilir, atasözleri, deyimler ve türetilmiş kelimelere bakabilirsiniz.
Türkçe bilim terimleri sözlüğü veritabanında bir çok konuda terimler ve anlamlarına ulaşabilirsiniz. Veritabanında yer alan Türkçe kelimeler TDK - Türk Dil Kurumu - sözlük anlamı referans alınarak eklenmiştir.
monash.pw kelime araçları kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanımı kolay kelime yardımcılarıdır. Kelime bulucu ve bulmaca sözlüğü kullanmanın kelime hazinenizi geliştirmenize, kelimeleri doğru bir şekilde öğrenmenize ve karışık harflerden oluşan bir kelimeden yeni kelimeler bulmanıza, bulmacalarda takıldığınız kelimeleri bulmanıza yardımcı olduğunu göreceksiniz.
dıbık
ilginç bir hakaret ünlemi.
(bkz: bıdık)
türkçe'nin gaziantep ağzına özgü, "şilepeli" kelimesiyle aynı anlamda kullanılan, ilk duyduğumda bana acaba gaziantepte farklı bir dil mi konuşuluyor dedirten kelime
genelde sekerli seylerin yapisikliginda kullanilan anteplice kelime.
konan aşıkın maruz kaldığı hitap şekillerinden biri
(bkz: recep ivedik)
bir zamanlar ankara'da, yüzyıl'da, mahallenin doğu çıkışında yer alan, dükkanın yarısını kaplayan bir tabelaya sahip baklavacının adı. dıbık baklavaları. gördüğüm en güzel dükkan adı aynı zamanda. dıbık kelimesinin o bıdık'a benzeyen sevimli ve kadınsı haliyle baklavaları sözünün çoğulluğunun verdiği anadolulu eril havalar birarada daha ne olsun. küçük dükkan, koca tabela da cabası. ne çare ki kapattılar ben ordan iki dilim baklava yiyemeden.
bugün öğrendiğim komik kelime. işyerinde birinin çayını döküp kağıt mendille masasını sildiğimde ıslak bez olmadan geçmez o dıbık oldu dedi. bön bön baktığımı görünce çaya şeker atıyorum ben dedi. iki cümleyi birbirine bağlamak için bayaa bi düşündüm.
antep urfa taraflarinda yapis yapis oldu anlaminda kullanilir.
(bkz: yapış yapış)
yapma zeker, kamış -unutulmasın bu kelimeler deyi!-. değerli şair edebiyatçı rüştü şardağ, milliyetteki () bir yazısında bu anlamda kullanıyor: bir gün hareminde denetime çıkan firavun, bir de bakmış ki bir hadım, cariyelerden birini yatırmış, üzerinde gidip geliyor. boynunun vurulmasını emreden firavuna cariye seslenmiş: '-onun günahı yok! ben emir verdim!' '-peki, ama onun şeyi yok ki!' '-efendim elinde dıbık var, ben kullandırıyorum.' firavun daha beter köpürür: '-sen delirdin mi be kadın!' aldığı yanıt şu olur: '-evet delirdim. bir yıldır sıram gelmedi.'"