dede korkut hikayeleri hangi döneme ait / Dede Korkut Hikayeleri Hakkında Bilgi (Özellikleri, Tarihi, İçeriği)

Dede Korkut Hikayeleri Hangi Döneme Ait

dede korkut hikayeleri hangi döneme ait

kaynağı değiştir]

Kaynakça[değiştir

Dede Korkut Hikâyeleri ve Özellikleri

Destan döneminden halk hikâyeciliğine geçiş döneminin en önemli ürünü Dede Korkut Hikâyeleridir. Bu hikâyeler, Orta Asya’da şekillenmeye başlamış; Türklerin Müslüman olmalarından (751) ve Anadolu’ya gelmelerinden sonra din ve çevre motiflerine göre bazı değişikliklere uğramıştır.

Dede Korkut’un hikâyeleri, parça parça ve değişik versiyonlarda Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yaşamaktadır. Bugün Türkiye’de en yaygın olarak bilinen hikâyeler, 15.-16. yüzyıllarda meçhul biri tarafından yazıya geçirilmiştir.

Eserin asıl adı “Kitab-ı Dede Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan” (Oğuzların Diliyle Dede Korkut Kitabı)’dır. Kitap, on iki destansı hikâye ve bir önsözden oluşmuştur. Hikâyeler Kuzeydoğu Anadolu dolaylarındaki Müslüman Oğuzların hayatını anlatır. Fakat destanlar İslamiyet öncesi dönemden de izler taşımaktadır.

Destan özellikli ve pek çok halk kahramanının mücadeleleri anlatılan Dede Korkut hikâyelerinde; güzel ve hikmetli sözler, Türklerin tarihine ait rivayetler, han ve beyler hakkında methiyeler, Türk töresine ait pek çok konu işlenmiştir.

Bugün elimizdeki iki nüshanın, Akkoyunlu Devleti’nin (1403-1508) çökmeye başladığı dönemlerde yazıya geçirildiği tahmin edilmektedir. Nüshalardan biri tamdır ve Almanya Dresden Kitaplığında bulunmaktadır. Altı hikâyenin bulunduğu eksik bir nüsha ise Vatikan’dadır.

Dede Korkut Hikâyelerinin Özellikleri:

  • Eser, bir önsöz ile 12 hikâyeden oluşur.
  • Olağanüstü olaylarla gerçeğe uygun olaylar eserde iç içedir.
  • Türklerin eski yaşam tarzları ile ilgili ayrıntılar yanında İslam dini ile ilgili özellikler de vardır.
  • Eserde geçen “Dede Korkut” meçhul bir halk ozanıdır.
  • Hikâyelerde Oğuzlar’ın çevredeki boylar ile aralarındaki savaşlar ve kendi iç mücadeleleri yer alır.
  • Hikâyelerin konuları; aşk, yiğitlik gösterisi, kahramanlık, boylar arasındaki savaştır.
  • 15. yüzyılda yazıya geçirilmiştir.
  • Eserin yazarı belli değildir.
  • Nazım ile nesir iç içedir.
  • Azerî Türkçesi ile oluşturulmuştur.

Ayrıca bakınız:

kaynağı değiştir]

Bilinen 12 hikayeye ek olarak 13. hikayeyi (Salur Kazan’ın Yedi Başlı Ejderhayı Öldürmesi) barındıran tek nüshadır. Diğer nüshalar 15. yüzyıla aittir ancak bu nüshanın 14. yüzyıla ait olduğu ifade edilmektedir. Kesinleştiği takdirde en eski nüsha olacaktır.[9]

Eserin basılması ve çevirileri[değiştir kaynağı değiştir]

Hikâyet-i Oğuznâme, Kazan Beğ ve Gayrı ("Oğuzname hikâyesi, Kazan Bey ve diğerleri”) adını taşır; giriş ve 6 hikâyeyi içine almaktadır. Vatikan Kütüphanesi Türkçe kısmında 102 numarada kayıtlıdır.[5][11]

Vatikan nüshasının ilk sayfası. İlk satırda "Hikâyet-i Oğuznâme, Kazan Beğ ve Gayrı" yazmaktadır, yani Oğuznâme Menkıbesinden söz ediliyor.

Nüshaların dil özellikleri ve kurguları birbirinden farklıdır. Kimi araştırmacılar iki nüshasının ortak bir dip nüshaya dayandığı görüşündedir; kimileri ise iki nüshanın da farklı anlatıcılardan ayrı ayrı derlenmiş olabileceği ihtimalini dile getirmiştir.[12]

Türkistan nüshası[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır