demirleri eriten suları donduran dua mutluluğun şifresi / Demirleri Eriten, Suları Donduran Eşsiz Bir Dua - Cübbeli Ahmet Hoca'dan Dua ve Zikirler

Demirleri Eriten Suları Donduran Dua Mutluluğun Şifresi

demirleri eriten suları donduran dua mutluluğun şifresi

“Her kim (Allahu Te’ala’ya ait) bu isimlerle dua ederse Allah onun duasını kabul eder.
Beni hak ile gönderen Zata yemin ederim ki, kişi bu isimlerle demir bloklar’ üzerine dua edecek olsa elbette onlar Allah’ın izniyle erirler

Eğer onlarla akan bir su üzerine dua edecek olsa Allah’ın izniyle elbette o su sakinleşir (donar kalır da o kişi üzerinden rahatça geçebilir).

Beni hak ile gönderen Zata yemin ederim ki, şüphesiz açlık ve susuzluk bir kişiyi (güçsüzlük raddesıne) ulaştırsa da sonra o kişi bu isimlerle dua etse Allah-u Teala onu yedirir ve içirir.

Eğer kişi gitmek istediği yerle arasında (engel) bulunan bir daga karşı bu isimlerle dua edecek olsa, Allah-u Teala ona dağın zor geçidini yumuşatır da o şahıs istediği yere (kolayca) gidebilir.

Eğer bu duayı aklını kaybetmiş birinin üzerine okursa, o kişi delilik halinden ayılır.

Eğer bunu çocuğu(nu doğurmak) kendisine zor gelen bir kadın üzerine okursa Allah-u Teala ona kolaylık verir.

Eğer bir adam, içinde evinin bulunduğu şehir yanarken bu duayı okursa Allah-u Teala onu kurtarır da evi yanmaz.

Bir kişi cuma gecelerinden kırk gece boyunca (bu isimlerle) dua ederse Allah-u Teâlâ onun için Allah-u Azze ve Celle ile kendisi arasında bulunan (kimsenin bilmediği günah)ları bağışlar.
– O kişiyle insanlar arasında olan günahlar’ da (helalleşmeye çalışıp helallik alamadığı kul haklarını da) mağfiret eder.

Beni hak ile gönderen Zata yemin ederim ki, kim bu dua ile duada hulunursa Allah-u Teala dünyanın bütün dertlerini ondan açar.

Eğer bir adam (bu isimlerle) zalim bir sultana beddua edecek olsa elbette Allâh-u Teala o kişiyi onun zulmünden halas eder (kurtarır).

Her kim uyuyacagı vakit bu isimlerle dua ederse Allih-u Teala o isimlerden herbirine mukabil kendisine yetmiş bin (bir rivayet yedi yüz bin) melek gönderir ki onlar (günahlannın bağışlanması için istiğfar ederler, ona dua ederler ve) bazen onun için sevaplar yazarlar, bazen günahların: ondan silerler ve Sür’a üfürülecegi güne kadar onun derecelerini yükseltirler.

Bu müjdeleri duyan Selmin (r.a): Ya Rasulullah! Allah bu isimleri okuyana bunca Sevabı verecek öyle mi?” diye sorunca Rasulüllah (S.A.V): “Evet Ey Selman! Ben sizin diger faziletli amelleri bırakıp sadece bununla yetinmenizden korkmasaydmı, elbette sana bu anlatılanlardan daha acayip müjdeler açıklardım” buyurdu.

Bunun üzerine Selman r.a. “Ya Rasulallah! Bize bu isimleri oğret” deyince
RasulAllah Sallallahu aleyhi ve sellem;

Şüphesiz Sen hiç ölmeyecek Hayy’sın (dirisin).

Aciz bırakılamayacak bir Hâlik’sın (yaratıcısın).

Mağlup edilemeyen bir Galib’sin.

Neyin ne olduğunda hiç şüphelenmeyen bir Basirsin (görücüsün).

Duyduklarında hiç şüphe etmeyen bir Semi’sin (işiticisin).

Asla ezilemeyen bir Kahharsın (ezicisin).

Hiç tükenmeyecek bir Ebedisin (sonsuzsun).

Uzak olmayan bir Karib’sin (yakınsın).

Kaybolmayan bir Şahid’sin (her şeyin tanığı»).

Zıttına gidilemeyen bir ilah’sın (Kendisine tapılmayı hak edensin).

Zulme ugratılamayacak bir Kahir (ezici güç sahibi)sin

Yedirilemeyen bir Samed’sin (ihtiyaçsızsın).

Hiç uyumayan bir Kayyüm’sun (her şeyi ayakta tutansın).

Görülemeyen bir Muhtecib’sin (nurani hicaplarla örtülüsün).

Haksızliga ugratılamayan bir Cebbarsın (istediğini istedigine zorla yaptıransın).

Hakaret etmek isteyenler tarafından kastedilemeyecek derecede Azim’sin (büyüksün).

Öğretilmeyen bir Alim’sin.

Zayıflamayan bir Kaviy’sin (güçlüsün).

Vasfedilemeyen (nitelenemeyen) bir Cebbarsın (tarif etmeye çalışanları acizliğe mecbur edensin).

Söz bozmayan bir Vefiysin (vefakarsın).

Zulmetmeyen bir Adl’sin (adaletin ta kendisinin).

Fakir olmayan bir Ğaniy’sin (zenginsin).

Tükenmeyen bir Kenz’sin (aranacak bir hazinenin).

Zulmetmeyen bir Hakem’sin (doğru hüküm verensin).

Kahredilemeyen bir Meni’sin (ulaşılamayansın).

İnkar edilemeyen bir Marüf’sun (sıfatlarıyla bilinensin).

Hakir görülemeyen bir Vekilsin (küçümsenemeyecek şekilde kullarının işlerini yönetensin).

Istişire edilemeyen bir Vitr’sin (kimsenin Kendisine ulaşıp istişare edemeyeceği kadar teksin).

Istişare etmeyen bir Ferd’sin (kimseye danışma ihtiyacı duymayan tek varlık»).

Bıkmayan ve geri çevirmeyen bir Vehhabsın (vermekten usanmayıp bolca nimet verensin).

Gaflet etmeyen bir Seri’sin (istediğin işi çarçabuk görensin).

Cimrilik etmeyen bir Cevad’sın (cömertsin),

Cehalet etmeyen bir Alim’sin (ziyade bilensnin).

Gafil olmayan bir Hafız’sın (korumak istediklerini boş bırakmayan bir koruyucusun).

(Duaları kabul etmekten) bıkmayan bir Mücib’sin (kabul edicisin).

Yok olmayan bir Daim’sin (süreklisin).

Eskimeyen bir Baki’sin (sonsuzsun).

Kendisine benzenilemeyen Vahid’sin (birsin).

Çekişilemeyen Muktedir’sin (güç sahibisin),

Vasfedilemeyen (anlatılamayacak derecede) Azim’sin (büyüksün).

Muhalefet edilemeyen bir Vekilsin (bütün işler kendisine ısmarlanan Zat’sin).

Dua’nın Arapçası ve Okunuşu
بسم الله الرحمن الرحيم
اللهم صل على محمد وآل محمد الطيبين الطاهرين
Bismillahirrahmanirrahim
Allahumme salli ala muhammedin ve ali muhammed tayyibinet tahirin

اللّهمّ إنّك حيّ لا تموت و مقتدر لا تنازع وعظيم لا توصف ووكيل لا تخالف وولي لا تسأم وغنيّ لا تنازع
يا كريم يا كريم يا كريم، الجواد المكرم، يا قدير المجيب المتعال، يا جليل الجليل المتجلل، يا سلام المؤمن المهيمن العزيز الوهّاب، الجبّار المتجبّر، يا طاهر الطهر المتطهّر، يا قادر القادر المقتدر، يا عزيز المعزّ المتعزّز، سبحانك إنّي كنت من الظالمين

Allahumme inneke ente hayyul la yemut ve mugtedirun la tunezeu ve azimun la tusafu vekilun tuhalefun veliyyun la tes’emu ve ğaniyyun la tenazeu ya kerimu ya kerimu ya kerimul cevadul mukrim ya gadirul mucibul müteali ya celilul celilul mutecellu ya selamul mu’minul muheyminul azizul vehhabul cebbarul mutecebbiru ya tahirut tuhrul mutetahhir ya gadirul gadirul mugtedir ya azizul muizzul muteazzi Subhaneke inni kuntu minez zalimin


اللهم صل على محمد وآل محمد الطيبين الطاهرين

Allahumme salli ala muhammedin ve ali muhammed tayyibinet tahirin

 

Haberler

DEMİRLERİ ERİTECEK, SULARİ DONDURACAK, DAĞLARİ YUMUŞATACAK, DELILER' AKİLLANDİRACAK, KİRK CUMA GECESİ OKUYANİN BÜTÜN GÜNAHLARINI BAĞIŞLATACAK VE DÜNYANİN BÜTÜN DERTLERİNİ AÇACAK EŞSIZ BİR DUA

Üveys el-Karani (Radıyallahu Anh), Ömer ibni Hattâb ve Ali ibni Ebi Tâlib (Radıyallahu anh) dan rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Rasülüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: 

Demirleri Eriten, Suları Donduran Eşsiz Bir Dua

"Her kim (Allâh-u Te`âlâ'ya ait) bu isimlerle dua ederse Allâh onun duasını kabul eder. 

Beni hak ile gönderen Zât'a yemin ederim ki, kişi bu isimlerle demir blokları üzerine dua edecek olsa elbette onlar Allâh'ın izniyle erirler. 

Eğer onlarla akan bir su üzerine dua edecek olsa Allâh'ın izniyle elbette o su sakinleşir (donar kalır da o kişi üzerinden rahatça geçebilir). Beni hak ile gönderen Zât'a yemin ederim ki, şüphesiz açlık ve susuzluk bir kişiyi (güç-süzlük raddesine) ulaştırsa da sonra o kişi bu isimlerle dua etse Allâh-u Te`âlâ onu yedirir ve içirir. 

Eğer kişi gitmek istediği yerle arasında (engel) bulunan bir dağa karşı bu isimlerle dua edecek olsa, Allâh-u Te`âlâ ona dağın zor geçidini yumuşatır da o şahıs istediği yere (kolayca) gidebilir. 

 Eğer bu duayı aklını kaybetmiş birinin üzerine okursa, o kişi delilik halinden ayılır. Eğer bunu çocuğu(nu doğurmak) kendisine zor gelen bir kadın üzerine okursa Allahu Te`âlâ ona kolaylık verir. 

Eğer bir adam, içinde evinin bulunduğu şehir yanarken bu duayı okursa Allahu Te`âlâ onu kurtarır da evi yanmaz. 

Bir kişi cuma gecelerinden kırk gece boyunca (bu isimlerle) dua ederse Allâh-u Te`âlâ onun için Allâh-u Azze ve Celle ile kendisi arasında bulunan (kimsenin bilmediği günah)ları bağışlar. 

- O kişiyle insanlar arasında olan günahları da (helalleşmeye çalışıp helallik alamadığı kul haklarını da) mağfiret eder. 

Beni hak ile gönderen Zât'a yemin ederim ki, kim bu dua ile duada bulunursa Te`âlâ dünyanın bütün dertlerini ondan açar. 

Eğer bir adam (bu isimlerle) zalim bir sultana beddua edecek olsa elbette Allâh-u Te`âlâ o kişiyi onun zulmünden halâs eder (kurtarır). 

Her kim uyuyacağı vakit bu isimlerle dua ederse Allâh-u Te`âlâ o isimlerden herbirine mukabil kendisine yetmiş bin (bir rivayet yedi yüz bin) melek gönderir ki onlar (günahlarının bağışlanması için istiğfar ederler, ona dua ederler ve) bazen onun için sevaplar yazarlar, bazen günahlarını ondan silerler ve Sûr'a üfürüleceği güne kadar onun derecelerini yükseltirler." 

Bu müjdeleri duyan Selmân (Radıyallahu Anh): "Yâ Rasülellâh! Allâh bu isimleri okuyana bunca Nsevabı verecek öyle mi?" diye sorunca Rasülüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem): 

"Evet ey Selmân! Ben sizin diğer (faziletli) amelleri bıralup sadece bununla yetinmenizden korkmasaydım, elbette sana bu (anlatıla)nlardan daha acayip müjdeler açıklardım" buyurdu. 

Bunun üzerine Selmân (Radıyallahu Anh): "Yâ Rasûlellâh! Bize bu isimleri öğret" deyince Rasülüllâh Aleyhi ve Sellem): "Peki o zaman şunları söyle" buyurdu: 
"Ey Allâh! Şüphesiz Sen hiç ölmeyecek Hayy'sın (dirisin). Aciz bırakılamayacak bir Hâlık'sın (yaratıcısın). Mağlup edilemeyen bir Gâlib'sin. (Neyin ne olduğunda) hiç şüphelenmeyen bir Basir'sin (görücüsün). (Duyduklarında) hiç şüphe etmeyen bir Semi"sin (işiticisin). 
Asla ezilemeyen bir Kahhâr'sın (ezicisin). Hiç tükenmeyecek bir Ebedrsin (sonsuzsun). Uzak olmayan bir Karib'sin (yakınsın). Kaybolmayan bir Şâhid'sin (her şeyin tanığısın). Zıttına gidilemeyen bir İlâh'sın (Kendisine tapılmayı hak edensin). Zulme uğratılamayacak bir Kâhir (ezici güç sahibi)sin. Yedirilemeyen bir Samed'sin (ihtiyaçsızsın). Hiç uyumayan bir Kayyüm'sun (her şeyi ayakta tutansın). Görülemeyen bir Muhtecib'sin (nürâni hicaplarla örtülüsün). Haksızlığa uğratılamayan bir Cebbâr'sın (istediğini istediğine zorla yaptıransın). (Hakaret etmek isteyenler tarafından) kaste-dilemeyecek derecede Azim'sin (büyüksün). Öğretilmeyen bir Alim'sin. Zayıflamayan bir Kaviy'sin (güçlüsün). Vasfedilemeyen (nite-lenemeyen) bir Cebbâr'sın (tarif etmeye çalışanları âcizliğe mecbur edensin). Söz bozmayan bir Vefiy'sin (vefâkârsın). Zulmetmeyen bir Adl'sin (adâletin ta kendisisin). 
 Fakir olmayan bir Ğaniy'sin (zenginsin). Tükenmeyen bir Kenz'sin (aranacak bir hazinesin):  Zulmetmeyen bir Hakem'sin (doğru hüküm verensin). Kahredilemeyen bir Menrsin (ulaşılamayansın). 

İnkâr edilemeyen bir Ma`rûf'sun (sıfatlarıyla Hakir görülemeyen bir Vekil'sin (küçümsenemeyecek şekilde kullarının işlerini yönetensin). İstişâre edilemeyen bir Vitr'sin (kimsenin Kendisine ulaşıp istişâre edemeyeceği kadar teksin). İstişâre etmeyen bir Ferd'sin (kimseye danışma ihtiyacı duymayan tek varlıksın). 
Bıkmayan ve geri çevirmeyen bir Vehhâb'sın (vermekten usanmayıp bolca nimet verensin). Gaflet etmeyen bir Sensin (istediğin işi çarçabuk görensin). 
Cimrilik etmeyen bir Cevâd'sın (cömertsin), cehâlet etmeyen bir Mim'sin (ziyade bilen-sin). Gafil olmayan bir Hâfız'sın (korumak istediklerini boş bırakmayan bir koruyucusun). (Duaları kabul etmekten) bılunayan bir Müdb'sin (kabul edicisin). Yok olmayan bir Dâim'sin (süreklisin). Eskimeyen bir Bâkrsin (sonsuzsun). Kendisine benzenilemeyen Vâhid'sin (birsin). 
Çekişilemeyen Muktedir'sin (güç sahibisin), vasfedilemeyen (anlatılamayacak derecede) Azim'sin (büyüksün). Muhâlefet edilemeyen bir Vekill'sin (bütün işler kendisine ısmarlanan Zat'sın). 

(Sahiplendiklerinin velâyetinden / yönetiminden) usanmayan bir Velfsin (hakiki sahipsin). (Mülkünde) çekişilemeyecek derecede Ğaniy'sin (zenginsin). Ey Kerim, ey Kerim, ey Kerim! (Ziyade kerem sahibi!) Ey Cevâd (cömert)! Ey Mükrim (ik-ram edici)! Ey Kadir (sonsuz güç sahibi)! Ey Mücib (dualara icabet eden)! Ey Müte`al (haksız yere üstünlük taslayanlara yüceliğini izhar eden)! Ey Celil! Ey Celil (çok yüce)! Ey Mütecellil (haksız yere yücelik taslayanları zelil kılarak yüce-liğini gösteren)! Ey Selam (tüm afet ve kusurlardan selâmette olan)! Ey Mü'min (Müslümanları azabından emin kılan)! Ey Müheymin (her şeyi hakkıyla koruyup gözeten)! Ey Aziz (izzet sahibi)! Ey Vehhâb (karşılık beklemeksizin her varlığa bolca veren)! Ey Cebbâr (zorla da olsa dilediği yaratığını iradesi yönünde mecbur bırakabilen)! Ey Mütecebbir (zorbalık yapanların zorbalığını izzetiyle bastıran)! Ey Tahir (noksan sıfatlardan temiz)! Ey Tuhr (tertemiz)! Ey Mütetahhir (bütün şâibelerden son derece nezih)! Ey Kadir (kudret sahibi)! Ey Kadir! Ey Muktedir (son derece kuvvet sahibi)! Ey Aziz (izzet sahibi)! Ey Müte`azziz (haksız yere izzet iddia edenleri zelil ederek izzetini izhar eden)! (Beni uğrattığın belalara haksız yere düçâr etmiş olmandan) Seni tesbih (ve tenzih) ederim, gerçekten ben (Senin yüceliğini hakkıyla takdir edemeyerek Senin değerini bilemeyen) zalimler-den oldum. 
- Ey Allah! Şüphesiz ben Senden isterim, Senin gayrinden istemem, Sana rağbet ederim, Senden başkasına rağbet etmem. Ey korkanların güvencesi, koruma isteyenlerin koruyucu-su, hayırlara (yönelik) çokça (kapılar) açan, hataları gideren, kötülükleri mahveden, iyilikler yazan ve dereceleri yükselten, ben ancak Senden isterim. Ey Allah! Ey Rahman! Ben tüm istenecek duaların en faziletlisi, en büyüğü ve kulun ken-disinden başka bir şeyle Senden istemesi yakışık almayacak olan en tesirlisi ile, Senin en güzel isimlerin, en yüce sıfatların ve sayılamayacak nimetlerin hürmetine (Senden talepte bulunuyorum). Ve dahi nezdinde isimlerinin en değerlisi, Sana en sevgilisi, Senin katında mertebe bakımından en şereflisi, aracılık bakımından Sana en yakını, Senden sevap almak bakımından en bol olanı, Senden kabul görme cihetinden en çabuk olanı ile (Senden istiyorum). 

Yine böylece o Senin gizli-saklı olan, o yüce -en yüce-, o büyük -en büyük-, o kendisini sevdiğin ve kendisiyle Sana dua edenden razı olup duasını kabul ettiğin ismin ile (Senden diliyorum) 'ki Senden isteyeni mahrum etmemen (Senin tarafından) Senin üzerine bir hak (olarak sabit) olmuştur.-Yine Senin Tevrat, Incil, Zebil/. ve Furkan (Kur'ân)daki her bir ismin ile, yaratıklarından herhangi birine öğretmiş olduğun yahut kimseye öğretmediğin Sana ait her bir isim ile ve dahi Arş'ını taşıyan meleklerinin, sâir meleklerinin ve yaratıklarından seçtiklerinin kendi-siyle Sana dua yaptığı her bir isim ile, ayrıca Senden isteyenlerin, Sana rağbet edenlerin, 

Sana sığın(an ve sığındır)anların ve Sana yalvarıp yakaranların Senin üzerindeki (kabul olunma) hakkı hürmetine ve yine karada veya denizde, düzde yahut tepede Sana halduyla ibadet etmeye çalışan her bir kul hakkı için Senden dilekte bulunuyorum. 
Ben, ihtiyacı gerçekten çok şiddetli olan, cürmü (suçu) büyük olan, helâka yaklaşmış, kuvveti zayıflamış, amellerinden hiçbir şeye güvenemeyen, ihtiyaçları ve günahları için Senden başka sığınacak ve bağışlayacak bir Zât bulamayan biri olarak Sana dua ediyorum. Ben (Se-nin lütfunu ve kendi günahların!) itiraf eden, Senin ibadetinden çekinmeyen ve büyüklenme-yen biri olarak Sana (ait eşsiz inayetlere koşup) kaçtım. (Ben) dertli, fakir ve korunma isteyen biri (yim). Şüphesiz Sen, Rahmân ve Rahim olan, gizli âşikâr her şeyi bilen, celâl (ululuk) ve ikrâm sahibi, göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısı, çok acıyan ve lütufkâr olan ve Kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan Allâh, ancak Sen olduğun için Senden (hâcetlerimi yerine getirmeni) istiyorum. Rab ancak Sensin, ben ise kulum, Mâlik ancak Sensin, ben ise köleyim, Aziz ancak Sensin, ben ise zelilim, Zengin ancak Sensin, ben ise fakirim, Diri ancak Sensin, ben ise ölüyüm, rcoy Bâki ancak Sensin, ben ise fâniyim, iyilik sahibi ancak Sensin, ben ise kötülük sahibiyim, bağışlayan ancak Sensin, ben ise giinahkârım, merhametli ancak Sensin, ben ise hatâlıyun, yaratan ancak Sensin, ben ise yaratılanım, güçlü ancak Sensin, ben ise zayıfım, veren ancak Sensin, ben ise dilenenim, korkusuz olan ancak Sensin, ben ise korkanım, rızık veren ancak Sensin, ben ise rızıklanan biriyim. 
Kendisine şikayetlerimi arzettiğim, Kendisinden yardım talep ettiğim, Kendisinden is-tekte bulunduğum ve Kendisine umut bağladığım en layık varlık ancak Sensin, zira şüphesiz Sen nice günahkârı bağışladın ve nice kötülük sahibinin yaptığını görmezden geldin. Ey acıyanların en merhametlisi! O halde beni de bağışla ve benim (kötülüklerimi) de görmezden gel. (Amin!)-" (Ek', Nu'aym, 8/SS-56; Necmüddin Ömer en-Neseff, el-Kand fî zikri ulemâi Semerkand, no:911, sh:490-491) 

DUANIN ARAPCASI:

Demirleri Eriten, Suları Donduran Eşsiz Bir Dua

Demirleri Eriten, Suları Donduran Eşsiz Bir Dua

Demirleri Eriten, Suları Donduran Eşsiz Bir Dua

Lalegül Dergisi Mayıs 2015

cübbeli ahmet hoca, demirleri eritecek suları donduracak dağları yumuşatacak deliyi akıllandıracak çok kuvvetli dua zikir, kesin kabul dua, arapçası, kırk cuma gecesi okuyanın günahlarını bağışlatan dua

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır