depremde ölenler şehittir hadis / Deprem ve Günah ilişkisi - Dinimiz İslam

Depremde Ölenler Şehittir Hadis

depremde ölenler şehittir hadis

Depremde ölenler şehit sayılır mı? Depremde ölen şehittir hadisi

Kahramanmaraş Pazarcık'ta meydana gelen büyüklüğündeki depremde 'den fazla vatandaşımız hayatını kaybederken, 2 bin fazla kişi de yaralandı. Sadece Kahramanmaraş'ta 70'den fazla kişi vefat etti. Deprem Kahramanmaraş, Adana, Gaziantep, Adıyaman, Şanlıurfa, Hatay, Malatya ve Elazığ'da hayatını kaybedenler olduğu söyleniyor. Peki depremde ölenler şehit sayılır mı? Ayet ve hadislerde depremde ölenlerin şehit olacağına dair neler söyleniyor? İşte tüm detaylar!
DEPREMDE ÖLENLER ŞEHİT SAYILIR MI AYET, HADİS?

Bu fetvalardan anlaşıldığına göre, depremden kaçmayan intihar etmiş sayılmaz. Müstehabı terk etmiş olur. Depremden kaçmayan mutlaka ölür diye bir şey yoktur. Depremde ölenin imanı varsa mutlaka şehittir.
Hadis-i şerifte, (Suda boğulan, yangında ölen, duvar ve enkaz altında kalarak ölen, şehittir) buyuruldu. (İbni Asakir)

Deprem olunca evden çıkıp açık yere gitmelidir. Resulullah efendimiz, yolda eğri duvarın önünden koşarak geçti. (Hindiyye)

Bu fetvalardan anlaşıldığına göre, depremden kaçmayan intihar etmiş sayılmaz. Müstehabı terk etmiş olur. Depremden kaçmayan mutlaka ölür diye bir şey yoktur. Depremde ölenin imanı varsa mutlaka şehittir.

Kimler şehit sayılır

Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Şehitler 5 kısımdır:

Bulaşıcı hastalığa yakalanan,
ishale tutulan,
suda boğulan,
göçük altında kalan ve
Allah yolunda savaşırken şehit olanlar." (Buhârî, Cihâd 30; Müslim, İmâre Ayrıca bk. Buhârî, Ezân 32; Tirmizî, Cenâiz 65)

DOĞAL AFET ŞEHİDİ NEDİR?

Sual: (Doğal âfet şehidi) deniyor. Böyle bir şey var mıdır?


Kim, nerede, nasıl ölürse ölsün, Müslüman değilse şehit olmaz. Gayrimüslim ise, zulmen de öldürülse şehit olmaz. İmanı varsa, yani itikadı düzgün bir Müslümansa, günahları çok olsa da, savaşta ölsün, anarşide ölsün, görevde ölsün, kanser gibi hastalıklardan ölsün, şehit olur. Doğal âfetler sebebiyle, mesela depremde, yangında, sel felaketinde, çığ altında kalmakla, yıldırım düşmekle, tsunamide, denizde ölmüş olsa yine şehit olur. Bunlara (doğal âfet şehidi) denmez. Dense de, şehitliklerine zarar gelmez. Fakat içkiden çatlayıp ölene, meyhane şehidi veya sosyalizm uğrunda ölene, devrim şehidi demek yanlış olur, çünkü şehitlik İslâmî bir tabirdir.

Depremde ölenler yıkanır mı?

Prof. Dr. Ali Erbaş, geçmişte depremde hayatlarını kaybedenlerin şehit olup olmadığı tartışmalarıyla ilgili konuşmuştu. Prof. Dr. Ali Erbaş "Depremde vefat edenlerin hükmen şehit olduklarını" ifade etti. 

"Depremde vefat edenlerin hükmen şehit olduklarını" belirten Prof. Dr. Ali Erbaş, "ölüme her an hazır olmak gerektiğini" ifade etti.

Erbaş, Zilzal Suresi'nde kıyametin "zelzele" kelimesi ile anlatıldığını aktararak, depremin kıyametin bir alıştırması olduğunu ve depremden, diğer afetlerden dersler alınması gerektiğini vurguladı.

Sözlükte şehit "kesin olarak bilen, bildiğini haber verme konusunda güvenilen kimse" demektir. Bu kelime Allah'a nisbet edildiğinde "her şeyi gözetlemiş gibi bilen, hiçbir şey ilminden gizli kalmayan" manasına gelir.

Deprem bölgesinde cenazeleri yıkamadan defnetmek caiz midir?

Cenazeyi su ile yıkama imkânı olduğu sürece su ile yıkamak gerekir. Su ile yıkama imkanının olmadığı durumlarda cenazeye teyemmüm yaptırılır. Cenazeye uygulanan teyemmüm, kişilerin abdest veya gusül yerine aldıkları teyemmüm gibidir. Teyemmüm aldıracak kişi, ne için teyemmüm aldıracağına (gusle) niyet eder. Eldivenli veya eldivensiz olarak parmakları açık şekilde ellerini temiz bir toprağa veya toprak cinsinden bir şeye vurur, ileri ve geri hareket ettirerek kaldırır, hafifçe birbirine vurarak ellerini silkeler. Ellerinin içiyle cenazenin yüzünün tamamını bir kerede mesh eder. Sonra ikinci defa ellerini aynı şekilde toprağa vurur ve sol elin içiyle, cenazenin dirseğiyle birlikte sağ kolunu mesh eder; daha sonra da sağ elinin içiyle cenazenin sol kolunu aynı şekilde mesh eder. Erkek, erkek cenazeye, kadın da kadın cenazeye teyemmüm ettirir. Zaruret durumlarında erkek veya kadın eldiven kullanarak karşı cinsten olan cenazeye teyemmüm ettirebilir. Cenaze, teyemmüm yaptırılamayacak halde ise mevcut haliyle namazı kılınır ve defnedilir.

Haber ile daha fazlasına ulaşın:

Deprem

Gündem

Doğal afetlerde &#;lenler şehittir

Herkes bir gün bu fani dünyadan ebedi aleme göçüp gidecek. Herhangi bir nedenden dolayı herkes ölümü tadacak. Tabii ki şehitler hariç
Allah yolunda öldürülenler için "ölüler" demeyin.
Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz.
(Bakara/) ayeti gereği şehitler ölmez. Peki şehadet mertebesine ulaşmak ve şehit sevabı alabilmek için sadece Allah yolunda savaşarak mı ölmek gerekiyor?
Son yıllarda artan depremlerde yaşanan ölüm olayları hepimizi üzerken geçen yıl Elazığ Sivrice merkezli şiddetindeki depremin ardından Diyanet İşleri Başkan Prof. Dr. Ali Erbaş'ın vefat edenlerin hükmen şehit sayıldığı yönündeki açıklaması tartışmalara neden olmuştu. Halbuki Ebu Hureyre'den (r.a.) rivayet edilen bir hadis-i şerife göre Erbaş, doğru söylemişti. Çünkü o hadis-i şerifte "Şehitler beş kısımdır:
Bulaşıcı hastalığa yakalanan, ishale tutulan (karın ağrısından), suda boğulan, göçük altında kalan ve Allah yolunda savaşırken şehit olanlar." (Buhârî, Cihâd 30; Müslim, İmâre ) buyruluyor. Yani görüldüğü gibi sadece Allah yolunda değil, deprem, yangın, sel felaketi, afet ve benzeri musibetlere maruz kalarak ölen, mide ağrısından ölen, doğum sırasında ölen, suda boğularak ölen, kolera, veba ve verem gibi bulaşıcı bir hastalığa yakalanıp ölen, göçük altında kalarak ölenlerin de hükmen şehit sayıldığı birçok dini kaynaklarda belirtilmektedir.

KISIMLARA AYRILIYOR
Şehitlik hakkında pek çok sahih hadis vardır. Şehit denilince cephede savaşırken şehit olanlar akla gelir. Sahâbe-i kirâm da şehid denince cephede can verenleri anlıyordu. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) onlara daha başka şehitler de bulunduğunu haber verdi. Burada beş çeşit şehitten söz edilmektedir. Daha başka sahih hadislerde bu sayı yedi, sekiz, dokuz hatta on olarak da geçer. Bu rivayetler arasında bir zıtlık olduğu söylenemez.
Çünkü Resûl-i Ekrem Efendimiz kendisine gelen vahye göre bunları zikretmiş olmalıdır.
Bu sahih rivayetlerden hareketle İslâm âlimleri şehitleri üç kısma ayırmıştır: Allah yolunda savaşırken öldürülen ve hem dünya hem âhiret ahkâmı itibariyle şehit sayılanlar. Âhiret ahkâmı itibariyle şehit sayılan, ancak dünyada kendilerine şehit muamelesi yapılmayanlar. Sadece dünya ahkâmı itibariyle şehit sayılanlar.

SADECE ALLAH BİLİR
İlk sırada yer alanlar, harp esnasında savaş meydanında müşrikler tarafından öldürülen veya üzerinde yara bere olduğu halde harp alanında ölü bulunan kimselerdir.
Zulmen öldürülen müslümanlar da aynı hükme girer. İkinci sırada yer alanlar, dünyada kendilerine yapılacak muamele itibariyle birincilere yapılanın hiçbirine tabi olmadığı için, âhiret ahkâmı itibariyle şehittir. İşte bunlar hadisimizde sayıldığı gibi, bulaşıcı hastalıktan, aşırı ishalden (karın ağrısından), suda boğulmaktan ve bir göçük altında kalmaktan dolayı hayatlarını yitirenlerdir. Bazı hadislerde yol kesiciler tarafından öldürülenlerle, zulüm ve işkenceyle öldürülenlerin de şehit sayıldığı görülür. Bunların şehit hükmünde olmaları, yakalandıkları amansız hastalıklar karşısındaki çaresizlikleri, su ve sel baskını, toprak kayması ya da zelzele gibi tabiî âfetlere karşı koyamamaları ve karşılaştıkları bu güçlüklere göğüs germeleri, sabretmeleri sebebiyledir. Üçüncü sınıfı oluşturanlar, harpten kaçarken veya çapulculuk yaparken ya da ganimetten bir şey aşırırken öldürülenlerdir. İnsanlar bunların içyüzünü bilmez, fakat onların şehit olduğunu zannederler.
Bunların halini yalnız Allah bilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

عن أبي هريرة رضي الله عنه قالَ: قالَ رَسُولُ اللَّه -صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم-: «الشهداء خمسة: المطعون والمبطون، والغريق، وصاحب الهَدْمِ، والشهيد في سبيل الله». وفي رواية «ما تَعُدُّونَ الشهداء فيكم؟» قالوا: يا رسول الله، من قتل في سبيل الله فهو شهيد. قال:«إن شهداء أمتي إذا لقليل» قالوا: فمن هم يا رسول الله؟ قال:«من قتل في سبيل الله فهو شهيد، ومن مات في سبيل الله فهو شهيد، ومن مات في الطاعون فهو شهيد، ومن مات في البطن فهو شهيد، والغريق شهيد».
[صحيح] - [متفق عليه]
المزيــد

Ebu Hureyre -radıyallahu anh-’dan rivayet edildiğine göre Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «Şehitler beş sınıftır: Taun’dan (Veba’dan) ölen, karın hastalığından ölen, suda boğularak ölen, yıkıntı altında kalarak ölen ve Allah yolunda ölendir.» Başka bir rivayette «Sizler kendi aranızda kimi şehit sayıyorsunuz?» dedi. Sahabeler: Ey Allah’ın Rasûlü! Allah yolunda öldürülen kimse şehittir, dediler. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:«Şüphesiz o zaman ümmetimin şehitleri az olur.» Sahabeler: "Onlar kimlerdir ey Allah’ın Rasûlü!" deyince? Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Allah yolunda öldürülen şehittir. Allah yolunda ölen de şehittir. Taun’dan (Veba’dan) ölen şehittir. Karın hastalıklarından ölen şehittir. Suda boğularak ölen şehittir.» buyurdu.
[Sahih Hadis] - [Muttefekun Aleyh]

Şerh

Genel manada şehitler beş sınıftır: Kendisine“Taun isabet eden ve bundan ölen kimsedir. O da öldürücü vebadır. Karnındaki bir hastalıktan dolayı ölen kimse, denizde haram olmayan bir sefer ederken boğularak ölen kimse, duvar göçmesi gibi yıkıntı altında kalarak ölen kimse ve Allah yolunda şehit olan kimsedir ve bunların arasında en üstünüdür. Aynı şekilde savaş haricinde Allah yolunda ölen kimse şehittir. Bu hadiste bahsi geçen ilk dört şehit (savaş meydanında ölenler hariç) ahirette şehit hükmündedir. Ama dünyadaki hükümleri diğer ölüler gibidir. Yıkanır ve cenaze namazları kılınır. Ama şehitler hadiste geçen bu sayıyla sınırlı değildir.

Tercüme:İngilizceFransızcaİspanyolcaUrducaEndonezceBoşnakçaRuscaBengalceÇinceFarsçaTagalogHintliVietnamSinhalaTamilce

Tercümeleri Görüntüle

Daha Fazla
  • Hadis: Başka günlerin hiçbirinde, -zilhiccenin ilk on gününü kastederek- şu günlerde işlenecek amel-i sâlihten, Allah katında, daha sevimli hiçbir amel yoktur.
  • Hadis: «Her kim kalbinden sadık olarak Allah’tan şehitlik isterse, yatağında ölse bile Allah o kişiyi şehitler mertebesine eriştirir.»
  • Hadis: «Kim Allah yolundaki bir mücahidi donatırsa (Allah yolunda) savaşmış olur. Kim de bir mücahide, ailesi hakkında hayırlı bir vekil olursa, o da (Allah yolunda) savaşmış olur.»
  • Hadis: «Allah yolunda ayakları tozlanan kimsenin ayaklarına Cehennem ateşi dokunmaz.»
  • Hadis: «Şehit, ölüm anında sizlerden birinizin ısırıldığında hissettiği kadar acı hisseder.»
  • Hadis: Şayet ben Allah yolunda öldürülürsem günahlarıma kefâret olur mu? Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ona: «Evet, şayet sen sabrederek, ecrini sadece Allah'tan bekleyerek, cepheden kaçmaksızın düşmana karşı koyup Allah yolunda öldürülürsen, günahlarına kefâret olur. Ancak borçların bunun dışındadır. Bunu bana Cibrîl -aleyhisselam- söyledi.» buyurdu.
  • Hadis: İnsanların hangisi daha faziletlidir?

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır