Haber ile daha fazlasına ulaşın:
Deprem
Gündem
Herkes bir gün bu fani dünyadan ebedi aleme göçüp gidecek. Herhangi bir nedenden dolayı herkes ölümü tadacak. Tabii ki şehitler hariç
Allah yolunda öldürülenler için "ölüler" demeyin.
Hayır, onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz.
(Bakara/) ayeti gereği şehitler ölmez. Peki şehadet mertebesine ulaşmak ve şehit sevabı alabilmek için sadece Allah yolunda savaşarak mı ölmek gerekiyor?
Son yıllarda artan depremlerde yaşanan ölüm olayları hepimizi üzerken geçen yıl Elazığ Sivrice merkezli şiddetindeki depremin ardından Diyanet İşleri Başkan Prof. Dr. Ali Erbaş'ın vefat edenlerin hükmen şehit sayıldığı yönündeki açıklaması tartışmalara neden olmuştu. Halbuki Ebu Hureyre'den (r.a.) rivayet edilen bir hadis-i şerife göre Erbaş, doğru söylemişti. Çünkü o hadis-i şerifte "Şehitler beş kısımdır:
Bulaşıcı hastalığa yakalanan, ishale tutulan (karın ağrısından), suda boğulan, göçük altında kalan ve Allah yolunda savaşırken şehit olanlar." (Buhârî, Cihâd 30; Müslim, İmâre ) buyruluyor. Yani görüldüğü gibi sadece Allah yolunda değil, deprem, yangın, sel felaketi, afet ve benzeri musibetlere maruz kalarak ölen, mide ağrısından ölen, doğum sırasında ölen, suda boğularak ölen, kolera, veba ve verem gibi bulaşıcı bir hastalığa yakalanıp ölen, göçük altında kalarak ölenlerin de hükmen şehit sayıldığı birçok dini kaynaklarda belirtilmektedir.
KISIMLARA AYRILIYOR
Şehitlik hakkında pek çok sahih hadis vardır. Şehit denilince cephede savaşırken şehit olanlar akla gelir. Sahâbe-i kirâm da şehid denince cephede can verenleri anlıyordu. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) onlara daha başka şehitler de bulunduğunu haber verdi. Burada beş çeşit şehitten söz edilmektedir. Daha başka sahih hadislerde bu sayı yedi, sekiz, dokuz hatta on olarak da geçer. Bu rivayetler arasında bir zıtlık olduğu söylenemez.
Çünkü Resûl-i Ekrem Efendimiz kendisine gelen vahye göre bunları zikretmiş olmalıdır.
Bu sahih rivayetlerden hareketle İslâm âlimleri şehitleri üç kısma ayırmıştır: Allah yolunda savaşırken öldürülen ve hem dünya hem âhiret ahkâmı itibariyle şehit sayılanlar. Âhiret ahkâmı itibariyle şehit sayılan, ancak dünyada kendilerine şehit muamelesi yapılmayanlar. Sadece dünya ahkâmı itibariyle şehit sayılanlar.
SADECE ALLAH BİLİR
İlk sırada yer alanlar, harp esnasında savaş meydanında müşrikler tarafından öldürülen veya üzerinde yara bere olduğu halde harp alanında ölü bulunan kimselerdir.
Zulmen öldürülen müslümanlar da aynı hükme girer. İkinci sırada yer alanlar, dünyada kendilerine yapılacak muamele itibariyle birincilere yapılanın hiçbirine tabi olmadığı için, âhiret ahkâmı itibariyle şehittir. İşte bunlar hadisimizde sayıldığı gibi, bulaşıcı hastalıktan, aşırı ishalden (karın ağrısından), suda boğulmaktan ve bir göçük altında kalmaktan dolayı hayatlarını yitirenlerdir. Bazı hadislerde yol kesiciler tarafından öldürülenlerle, zulüm ve işkenceyle öldürülenlerin de şehit sayıldığı görülür. Bunların şehit hükmünde olmaları, yakalandıkları amansız hastalıklar karşısındaki çaresizlikleri, su ve sel baskını, toprak kayması ya da zelzele gibi tabiî âfetlere karşı koyamamaları ve karşılaştıkları bu güçlüklere göğüs germeleri, sabretmeleri sebebiyledir. Üçüncü sınıfı oluşturanlar, harpten kaçarken veya çapulculuk yaparken ya da ganimetten bir şey aşırırken öldürülenlerdir. İnsanlar bunların içyüzünü bilmez, fakat onların şehit olduğunu zannederler.
Bunların halini yalnız Allah bilir.
عن أبي هريرة رضي الله عنه قالَ: قالَ رَسُولُ اللَّه -صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم-: «الشهداء خمسة: المطعون والمبطون، والغريق، وصاحب الهَدْمِ، والشهيد في سبيل الله». وفي رواية «ما تَعُدُّونَ الشهداء فيكم؟» قالوا: يا رسول الله، من قتل في سبيل الله فهو شهيد. قال:«إن شهداء أمتي إذا لقليل» قالوا: فمن هم يا رسول الله؟ قال:«من قتل في سبيل الله فهو شهيد، ومن مات في سبيل الله فهو شهيد، ومن مات في الطاعون فهو شهيد، ومن مات في البطن فهو شهيد، والغريق شهيد».
[صحيح] - [متفق عليه]
المزيــد
Ebu Hureyre -radıyallahu anh-’dan rivayet edildiğine göre Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «Şehitler beş sınıftır: Taun’dan (Veba’dan) ölen, karın hastalığından ölen, suda boğularak ölen, yıkıntı altında kalarak ölen ve Allah yolunda ölendir.» Başka bir rivayette «Sizler kendi aranızda kimi şehit sayıyorsunuz?» dedi. Sahabeler: Ey Allah’ın Rasûlü! Allah yolunda öldürülen kimse şehittir, dediler. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu:«Şüphesiz o zaman ümmetimin şehitleri az olur.» Sahabeler: "Onlar kimlerdir ey Allah’ın Rasûlü!" deyince? Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Allah yolunda öldürülen şehittir. Allah yolunda ölen de şehittir. Taun’dan (Veba’dan) ölen şehittir. Karın hastalıklarından ölen şehittir. Suda boğularak ölen şehittir.» buyurdu.
[Sahih Hadis] - [Muttefekun Aleyh]
Genel manada şehitler beş sınıftır: Kendisine“Taun isabet eden ve bundan ölen kimsedir. O da öldürücü vebadır. Karnındaki bir hastalıktan dolayı ölen kimse, denizde haram olmayan bir sefer ederken boğularak ölen kimse, duvar göçmesi gibi yıkıntı altında kalarak ölen kimse ve Allah yolunda şehit olan kimsedir ve bunların arasında en üstünüdür. Aynı şekilde savaş haricinde Allah yolunda ölen kimse şehittir. Bu hadiste bahsi geçen ilk dört şehit (savaş meydanında ölenler hariç) ahirette şehit hükmündedir. Ama dünyadaki hükümleri diğer ölüler gibidir. Yıkanır ve cenaze namazları kılınır. Ama şehitler hadiste geçen bu sayıyla sınırlı değildir.
Tercüme:İngilizceFransızcaİspanyolcaUrducaEndonezceBoşnakçaRuscaBengalceÇinceFarsçaTagalogHintliVietnamSinhalaTamilce
Tercümeleri Görüntüle