Depam da tedaviye aldığımız hastalar ve panik-atak.com ve depam.com sitelerimizdeki üyelerimiz; Panik atak ve depresyon tedavisinde kullandığımız ilaçlarla ilgili yoğun sorular sormaktadırlar. Aşağıda en çok sorulan soruların cevaplarını bulacaksınız.
En Sık Sorulan Sorular ve Cevapları:
PANİKATAK TEDAVİSİNDE NE TÜR İLAÇLAR KULLANILMAKTADIR?
– Eski kuşak antidepresanlar
– Yeni kuşak antidepresanlar
– MAO inhibitörler
-Yeşil reçeteye tabi olanlar
– Normal reçeteli olanlar
-Mide –Barsak sistemi için
-Kalp-Damar sistemi için
-B vitaminleri
-Adet öncesi artan panik-depresyonu azaltan ilaçlar
-Doğal –Bitkisel destek ürünleri
Antidepresanlar:
Panik atak tedavisinde en önemli ve temel ilaçlar antidepresanlardır. Bu ilaçları kullanmaya başladıktan 15 gün sonra etkileri başlar. Nadiren ilk haftada da başlayabilir…Tam etkilerinin hisedilmesi ise; kişiden kişiye değişmekle beraber, 6- 8 haftayı bulabilir…
Eski Kuşak Antidepresan İlaçlar: Tofranil, Anafranil, Ludiomil, Maprotil ,Laroxyl gibi ilaçlardır. Bu ilaçların yan etkileri, anksiyete-panik belirtilerini artırmaları nedeniyle çok tercih edilmezler. Bu etkisiz oldukları anlamına gelmez. Özellikle Tofranil panik tedavisinde çok etkilidir. Yeni geliştirilen bir çok ilaç Tofranille mukayeseli çalışmalar yapılarak geliştirilmektedir. Bu ilaçlar yeni kuşak ilaçlara göre çok ucuzdur…Doktor durumunuza ve ekonominize göre bu ilaçları tercih edebilir. İlaç ucuz diye şaşırmayın. Yan etkileride zamanla azalır. Daha çok başlangıç günlerinde yan etkiler yoğundur. Ne tür yan etkileri vardır?
-Çarpıntı
-Ağız kuruluğu
-Ateş basması
-Baş dönmesi
-Kabızlık
-idrarda tutukluk
-iştahta artış (Yeni kuşak ilaçlarda da var)
-Cinselliği baskılama(Yeni kuşakta da var)
-Hipomani- Mani
-Uykululuk, sersemlik, dalgınlık hali
-Unutkanlık
Yukarıdaki belirtilerin bir kısmı panikatak ta da olduğundan bir çok insan bu ilaçları kullanmaktan çekinir.Ama doktor kontrolunde ve küçük dozlarla başlayıp artırılınca tolere edilebiliyor, Bazen çarpıntı giderici yardımcı ilaçlarla yan etkiler azaltılabiliyor….İlaçları mutlaka tedavi dozunda ve tedavi süresince kullanmak gerekir.Panikatak da Tofranilin günlük dozunun 150-300 mg arasında olması gerekir.Süreyi ise hastalığınızın durumuna göre doktor belirler…
Yeni Kuşak Antidepresanlar: Prozac (deprex,zedprex,fulsac da prozac la aynı içeriğe sahiptir daha ucuzdurlar) ,Lustral(seralin,serdep) Cipram(citol,Relaxol,citara) , Cipralex, Citoless Efexor, Cymbalta Remeron, Ixel,Desyrel , Faverin Seroxat, Paxil gibi ilaçlardır. Mutluluk yaratan serotonin ileticisinin işlevini yaptıktan sonra hücre içine alınıp yıkılmasını engellerler .Bu yüzden serotonin geri alım inhibitörleri denmektedir.
Ne tür yan etkileri olabilir?
–İştahta artış:Özelikle tatlıya karşı aşırı bir istek olur Yemek miktarı artar, çabuk acıkılır.Kilo artışı görülebilir..Bazı insanlarda iştah azalır ve kilo kaybı olur.Bunun oranı % 5i geçmez. Kişiden kişiye çok değişir.Aynı ilaç birinde aşırı kilo diğerinde zayıflamaya sebep olur…Bazı insanlarda metabolizmayı yavaşlatarak kilo alımına sebep olabilirler.
–Cinselliği baskılama: Erkeklerde geç boşalma bazen boşalamama.(erken boşalım sorunu olanlar için süper iyi bir etki) ,Sertleşme sorunu, cinsel isteksizlik. Kadınlarda da cinsel isteksizlik, orgazm olamama hali ortaya çıkabilir. Bu yan etkiler asla kalıcı değildir. Zamanla azalır, bazen geçer, bazen aynen kalır ama tedavi bitince bunlarda geçer. Erkekler Viagra benzeri ilaçlarla ereksiyon sorununu giderebilme şanslarına sahipler.Kadınlar içinse çalışmalar devam etmektedir…Bu konuda başka neler yapılabileceğini aşağılardaki bölümlerde okuyacaksınız.
-Serotonorjik Sendrom:Bu ilaçlar antidepresan ve antipanik özelliklerini Serotonin üzerinden gösterirler. Serotonin halk arasında “mutlulukhormonu” olarak bilinir.Sinir sisteminde iletimde rol oynar.Duyarlı insanlarda ,aşırı serotonin deşarjı olur.Kişide huzursuzluk, anksiyete hali, panik belirtilerinde artış, aşırı ateşlenme, kafada basınç hissi, mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler ortaya çıkar. Böyle bir durumda ilaç hemen kesilmelidir.Bir iki günde her şey normale döner.Zararlı bir etki olmaz….Bu etkiyi yaşayanların gittikleri doktora bu bilgiyi mutlaka vermeleri gerekir. Duyarlılığı olanlar farklı ilaçlar denemeli, o da olmuyorsa eski kuşak ilaç kullanılmalı. Bu sendromun görülme oranı %3-5 gibi düşüktür…
Unutkanlık :Eski ve yeni kuşak ilaçların hepsinde bu yan etki vardır.
-Dalgınlık-sersemlik-uyku hali: Bu oranda %5-10 arasıdır.Yeni kuşak ilaçlar genelde yaşamla uyumludur. Her işinizi aksatmadan yapabilirsiniz. Bazen gece alındıklarında uykuyu kaçırırlar.Gündüz kullanmak gerekir. Uyku yaparsa geceye kaydırılması gerekir…
-Sinirlilik: Bazı kişilerde sinirlilik, huzursuzluk görülebilir.
–Hipomani-Mani: Daha önceden manik atak geçirenlerde ve maniye yatkın olanlarda antidepresanlar Hipomani veya Maniye yol açabilirler.Kişi aşırı coşkulu ve neşeli olur. Sürekli gezmek, eğlenmek ister. Çok konuşur bazen sesi kısılır.Az uyur ve kendine aşırı güvenir. Her işin altından kalkabileceğini düşünerek riskler alır ve zarara girer…Çok para harcar, ölçüsüz borçlanır ve sağa sola hediyeler almaya başlar. Karşı cinse ilgisi artar, sex gücü çok artar.Sık partner değiştirir.Sevgilisini, eşini aldatmaya başlar.Bazende aşırı dine yönelim olur.Bazıları kendisini ermiş, evliya gibi görür.Daha ileri gidenler paranoyakca düşünmeye başlarlar. Antidepresanların mutlaka doktor denetiminde kullanılmasının bir gerekçeside budur. Bu durumda ilaç hemen kesilip maniyi bastıracak ilaçlara geçilir.
-Aşırı Rahatlık: Bazı insanlarda uzun süreli antidepresan kullanımı duyarsızlık, aşırı rahatlık geliştirir.Eskiden alındığı, önem verdiği durumlara duyarsız kalır.Tepkisizlik gelişebilir.
Karaciğer enzimlerinde yükselme: Bütün antidepresanlar karaciğerde işleme tabi tutulurlar.
SGOT, SGPT, GGT enzimleri normalin iki -üç katına çıkabilir.Bir zararı yoktur. Karaciğerinde sorunu olanların her ay enzim baktırması gerekir .Çok yükselirse doz azaltılır. Karaciğerinde hastalık olmayanlar korkmasın ,ama 6 ayda bir enzim baktırabilirler…
-Adet düzensizlikleri: Antidepresan alan hanımların bir kısmında adet gecikmesi ve düzensizlikleri olabilir. Korkulacak bir durum değildir.İki ay üst üste adet göremeyen hanımların jinekoloğa gitmesinde fayda vardır
Mao İnhibitörleri:
Sinir sistemindeki ileticiler: dopamin, serotonin, adrenalin in yıkımını sağlayan mao enzimini engelleyen ilaçlardır.Türkiye de Aurorix olarak bulunmaktadır. Kişisel görüşüm etkili bir ilaç olmadığı yönündedir… Bir çok antidepresanın prospektüsünde mao inhibitörleriyle birlikte kullanılmaması yazar.Türkiyede zaten nadir bir kombinasyondur. Hekimler genelde tek bir antidepresan yazarlar, kafaya takılacak bir durum değildir.Bazen bir arada kullanılabilen iki antidepresan bir hastada kullanılabilir.İlaçlar biribirilerinin etkisini artırır.
b)Anksiyete (kaygı)giderici, sedatif ilaçlar:
Yeşil reçeteye tabi olanlar: Xanax, Nervium, Diazem, Rivotril, Tranxline,Ativan gibi ilaçlardır. Panikatak da en sık kullanılan xanax tır. Bu ilaçlar kısa süreli 1-3 ay kullanılıp bırakılması gereken ilaçlardır.Bağımlılık yapma riskleri vardır. Zamanla merkezi sinir sistemini baskılayıp depresyona yol açarlar. Ayrıca xanak ve diğer yeşil reçete bağımlıları ilacı geciktirince veya alamadıklarında panikatak yaşarlar. Bir çok panikatak hastası yanında xanax taşır. Sıkışınca alır ve yatışır. Bazıları yıllarca taşır ama kullanmaz. Bir güvence nesnesi olarak yedekte bekler.Es kaza ilaç unutulmuşsa birden panik yaşayabilirler.Bu nedenle çok gerekmedikçe yeşil reçete ilaçlarına “bulaşmamak” gerekir. Bazı hastalarda xanak dan dolayı esas tedavisini geciktirmektedir.Böylece hastalık daha dirençli hale gelmektedir.
Yeşil reçeteye tabi olmayan kaygı gidericiler: Atarax, pasiflora, buspon, Nervikan, Dideral.
En çok kullanılan bu ilaçlardır. Bağımlılık riskleri yoktur. Nervikan bitkisel kökenlidir.Melisa ve valleryan içerir. Dideral kalp ritmini düzenleyici, tansiyon ayarlayıcı bir ilaçtır. Beta blokerlerden olduğundan kaygıda giderir.Hatta guatırda, psikolojik el titremelerinde de kullanılmaktadır. Her ilaçta olduğu gibi, bunlarında mutlaka doktor tarafından reçete edilmesi ve takip edilmesi gerekir.Örneğin tansiyonu çok düşük olan birisi eczaneden yada birisinin önerisiyle “ezbere” dideral kullansa tansiyonu dahada düşecek belki şoka girecektir.
Bu ilaçlar yeşil reçete ilaçları kadar güçlü değillerdir.Ama daha güvenlidirler…
Bir çok hasta “başı sıkıştığında “ pasiflora şişesini “ağzına dikmektedir”.Dahiliyeciler ve diğer branş doktorları bu ilacı sık reçete etmektedirler.Hafif bir ilaçtır Atarax ise aynı zamanda alerji gidericidir.Cildiyecilerde çok sık reçete etmektedirler.
C-Yardımcı İlaçlar:
Panik atak yaşayanların çoğunda midede gaz, şişkinlik, hazımsızlık olabilir. Çoğunda da çarpıntı, tansiyon yükselmeleri ,ateş basmaları , titremeler görülür. Psikosomatik mide hastalıklarında kullanılan Librax, Klipax ( Madde bağımlıları bu ilaçları suistimal ettiklerinden yeşil reçeteye alındılar) Tranko Buskas gibi ilaçlar paniğin mide- barsak sisteminde yaptığı etkileri ortadan kaldırırlar. Bunlarında bağımlılık riski olabilir. 3 aydan fazla kullanmamak doğru olur.
Panikatak sırasında tansiyonu yükselen ve çarpıntısı yoğun olan hastalara verilecek Dideral, Beloc benzeri ilaçlar hastaları çok rahatlatır. Tekrar vurguluyorum “ her ilaç hem şifa hem zehirdir.” “ DOKTOR KONTROLU OLMADAN ASLA KULLANILMAZ”
B vitamini komplexleri de faydalıdır.B6 vitamini mutluluk hormonu denen serotoninin yapımında rol oynar.Genel anlamda sinir sistemini ve direnci güçlendirirler. Kaygıya bağlı ağrıları, uyuşmaları gidermede yardımcı olurlar…Kan yapımını artırırlar. Adet öncesi sendromunu yaşayan ve depresyonu ,panik atağı artan hanımlarda çok yararlıdırlar. Adet öncesi bir hafta boyunca günde iki kez alınacak B vitamini komplexleri hanımların şikayetlerini azaltır.
Günde 300-400 mg kadar alınacak Magnezyum tabletleri de adet öncesi artan paniği, depresyonu hafifletir…
Doğal-Bitkisel Destek Ürünleri: B vitamini ve sinir sistemini yatıştırıcı özelliği olan Magnezyumdan yukarıda kısmen bahsettik. Bunlara ilave olarak Omega 3 ürünleri de faydalıdır.Melisa, Papatya, Rezene, kediotu, Sarı kantaron da bitkisel destek ürünleridir.
Şunu hatırlatayım ki, her bitkisel şey zararsızdır diye bir kural yoktur. Bunları çaylarıda satılmaktadır. Günde bir fincan melisa,bir papatya, bir rezene çayı panik belirtilerini azaltabilir…Ihlamur ve ada çayıda faydalıdır. Östrojeni düşük olan hanımlar her gün bir bardak ada çayı içebilirler…Menapoz sorunu yaşayıp anksiyetesi artan hanımlar; buna ilave olarak “civan perçemi” kaynatıp her gün yarım kahve fincanı kadar içebilirler…
Haftada iki gün somon balığı yemek omega 3 ihtiyacını doğal yoldan karşılayabilir.(ızgara olarak) Kış mevsimlerinde Magnezyumdan zengin pırasa, folik asiten zengin ıspanak mutlaka yenilmelidir.Mide ve hazım sorunları için turp salatada mutlaka olmalıdır.Ton balıklı yeşil salata her gün yenebilir…
Omega 3 ve 6 dan zengin olan çörek otundan hergün bir tatlı kaşığı yemekte yararlıdır.Çörek otu bağışıklık sistemini güçlendirir.Sık sık enfeksiyon geçirenler için yardımcı bir üründür.
Bu yardımcı doğal destek ürünleri ilaçlarla birliktede alınabilir ( önerdiğim ölçülerde).Depamda çoğu hastama bunları öneriyorum… Tamamen doğal yöntemlerle tedavi olmak isteyenlere bu ürünleri bir paket proğram şeklinde uyguluyorum. Tecrübelerim gösteriyorki, hafif panikatak ve depresyonlarda etkililer. Orta ve ağır olgularda kesinlikle kimyasal ilaç kullanmak gerekir…
Hamile ve süt emziren hanımlarda doğal destek ürünleri ilk tercihimdir. Ağır olgularda kar- zarar hesabı yapılıp kullanılabilen kimyasal ilaçlara geçiyorum. İleride bu konuyu ayrı bölümde okuyabileceksiniz…
İLAÇLAR BAĞIMLILIK YAPAR MI? KALICI YAN ETKİLERİ VAR MI?
Panikatak tedavisinde kullanılan ilaçlar Depresyon giderici ilaçlardır(Antidepresanlar). Bağımlılık yapmazlar.Alışkanlık yapmazlar. Asla kalıcı bir yan etkileri yoktur.
Yeşil reçeteye tabi olan Xanax benzeri ilaçlar, doktorun önerisi dışında kullanılır, yada doktor gereğinden fazla uzun kullandırırsa bağımlılık riski vardır.
Antidepresanların birden kesilmesi durumunda ;baş dönmesi, bulantı, ateş basması, sinirlilik, huzursuzluk, hastalık belirtilerinde artış gibi “kesilme sendromu” yaşanır. İlaç alınınca bu belirtiler geçer. İşte bunu yaşayan hastalar, “ eyvah ilaca bağımlı oldum” diye düşünürler. Oysaki bağımlılık söz konusu değildir. Diğer yandan, ilacı yetersiz kullanan, kısa sürede kesen insanlarda da hastalık tekrarlar. Morali bozulan hastalar ilaçsız yapamayacaklarını düşünürler. Halbuki ilaç kullanım kurallarına uyulmamıştır…
İLAÇLAR BEYNE ZARAR VERİR Mİ? KANSERE YOL AÇAR MI?
Antidepresanların bir çoğu dikkati, hafızayı, refleksleri baskılayabilir.Bazı kişilerde uyku hali, sersemlik oluşturabilir. Bu etkiyi yaşayan kişiler “ilaç beynime hasar mı verdi?” diye düşünürler. Bir kısmı ilacı bu yüzden bırakır.Bu yan etkiler zamanla azalır.Bazı insanlarda ise beyinsel fonksiyonlar artar. Uzun vadede antidepresanlar zihinsel fonksiyonları artırır. Hatta bağışıklık sistemini de güçlendirirler.Bu nedenle asla Kansere yol açmazlar. Stres bağışıklık sistemimizi baskılayarak her türlü enfeksiyona, kalp hastalıklarına ve kansere yol açar. Antidepresanlar stresi yok ederek kansere ve enfeksiyonlara karşı vucudu korur.
Yapılan bilimsel araştırmalarda; uzun süreli strese maruz kalanların savunma hücreleri zayıflamaktadır. Bütün hastalıklarda aşırı ve uzun süreli stres baş rol oynamaktadır.Antidepresan tedaviyle savunma hücreleri eski gücüne kavuşmaktadır.
İLACI İÇMEDİĞİMİZDE FENA OLUYORUZ, HEP BU İLACI İÇECEKMİYİZ?
Antidepresanlar birden bırakıldığında “Kesilme Sendromu” na yol açarlar. “fena oluyoruz” denen olay budur.Şiddetli baş dönmesi, iteklenme hissi, düşme bayılma hissi, bulantı, sıkıntı, sinirlilik, huzursuzluk, terleme, titreme, ağrılar, çarpıntı ve hastalık belirtilerinde artma görülür. Antidepresanlar asla birden bırakılmaz. Yeşil reçete ilaçları da aynı kurala tabidir. Hatta daha da önemlidir. Günlere, haftalara hatta aylara yayarak kesmek doğru olur. Kesilme sendromundan bir an önce kurtulmak için bırakılan ilacı hemen almak gerekir. Almak istemezsek ne olur? Bir iki hafta kadar sıkıntı yaşanır ve geçer. Tedavi olmadan kesmişsek hastalık tekrar yaşanır…
yazının devamını okumak için;
PANİK ATAK TEDAVİSİ ‘NDE İLAÇ KULLANIMI İLKELERİ -2
Dideral (propranolol), genellikle yüksek tansiyon tedavisi için reçete edilen bir ilaçtır. Stres hormonlarının aşırı salınımını engelleyerek vücudu gevşetip rahatlatır. Kalp-damar sağlığını kontrol altında tutar. Kalp krizi riskini önler. Kronik migren ve yoğun anksiyete belirtilerini hafifletir. İlaç etkisini zamanla gösterdiği için uzun süreli kullanmak gerekebilir. Baş dönmesi ve uyuşukluk genellikle kısa süreli görülen yan etkileridir. Ancak nefes darlığı, şiddetli kalp çarpıntısı, baygınlık ve ilaca karşı alerjik reaksiyon gibi ciddi belirtiler de yaşanabilir. İlaç doktorun bilgisi dışında bırakılırsa göğüs ağrısına veya kalp krizine yol açabilir. İlacın reçete edildiği gibi ve doktor kontrolünde kullanılması gerekir.
Dideral yüksek tansiyon gibi stres kaynaklı rahatsızlıkların tedavisinde kullanılan reçeteli bir ilaçtır. Beta-bloker adlı ilaç grubunda yer alır. Etkin maddesi propranolol hidroklorür, kalp-damar sağlığını olumsuz etkileyen stres hormonlarının aşırı salınımını denetim altında tutar. Böylece kalbin yorulmasını önleyerek daha yavaş yani normal atmasına yardımcı olur.(1)
Hipertansiyon nedir? Nedenleri, belirtileri ve tedavisi
Uzun süreli, duruma göre hayat boyu kullanılması gereken bir ilaçtır. Bilinçsiz kullanımı ciddi yan etkiler geliştirebilir. Yardımcı maddelerinden Ponceau 4R alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Mannitol’un ise hafif derecede laksatif (müshil) etkisi olabilir. Sigara, kahve ve alkol tüketimi yan etkilerinin şiddetini artırabilir. (2)
Anksiyete nedir? Kaygı neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Dideral vücuttaki adrenalin gibi stres hormonlarının olumsuz etkilerini durdurarak kan damarlarını gevşetir, kan akışını iyileştirir ve yükselen tansiyonu düşürmek için kalp atış hızını dengeler.
İlaç endişe, aşırı heyecan gibi belirtileri ortalama 30-60 dakikada giderir. Kalp rahatsızlıkları veya yüksek tansiyon için tam etkisine ulaşması bir hafta kadar sürebilir. Migrende ise birkaç hafta geçmesi gerekebilir. Bu ilaç uzun süreli kullanıldıkça fark yaratmaya başlar. Bu nedenle işe yaramadığı düşünülmemelidir.
Migren nedir? Neden olur? Migrenin belirtileri ve tedavisi
Yetişkinler ve 12 yaşından büyük çocuklar için bazı rahatsızlıklara göre uygulanan doz ayarı genellikle şöyledir:
Yaşlılara veya böbrek ya da karaciğer sorunu olan kişilere özel doz ayarı yapılır. 12 yaşından küçük çocuklara ise dozaj çocuğun kilosuna göre ayarlanır.
Dideral ile tedavi genellikle uzun vadelidir. Hastanın rahatsızlığına ve durumuna göre kullanım süresine karar verilir. Bazı tedavi süreleri şöyledir:
İlaç kesileceği zaman doz en az birkaç hafta içinde kademeli olarak doktor tarafından ayarlanarak azaltılır.
Kortizol (stres hormonu) nedir? Ne işe yarar? Yüksekliği ve düşüklüğü
Aşırı doz tansiyon düşüklüğü, kalp atım sayısının azalması, kalp yetmezliği ve solunum düşüklüğü gibi ciddi zehirlenme belirtilerine yol açabilir. Tıbbi müdahale için hemen acile gidilmelidir.
Doktorun bilgisi dahilinde dikkatli kullanılması gereken ilaçlar ise şunlardır:
Doktorunuz gerekli takipler ve doz ayarları için bitkisel takviyeler dahil kullandığınız her ilaç hakkında bilgilendirilmelidir.
İnsülin nedir, ne için kullanılır? İnsülin direncinin belirtileri ve tedavisi
Alkol ilacın tansiyon düşürücü etkisini artırabilir, baş dönmesi veya sersemlik yaratabilir. Bu nedenle mümkün olduğunca kullanımından kaçınmalıdır.
Doktor rahatsızlığa bağlı özel bir diyet önerisinde bulunmadıkça gıda kısıtlaması gerektirmez. Aç karnına alındığında kandaki miktarı en yüksek değerine 1-4 saat içinde ulaşır.
İlacın Türkiye’de satılan tek formu 40 mg’lık tabletlerdir. Her kutuda 50 tablet bulunur. Propranolol içeren eşdeğer ilaç ise oral çözelti formundaki 3.75 mg/ml’lik Hemangiol’dur.
Bu ilacı;
Amfizem nedir, neden olur? Belirtileri ve tedavi yöntemleri
Göz tansiyonu (Glokom) nedir? Nedenleri, belirtileri ve tedavisi
Hamile kalmayı planlayanlar veya hamile olanlar bu ilacı alırken doktorlarını bilgilendirmelidir. Her ne kadar ilacın zarar vermeyeceği düşünülse de yine de böyle bir olasılık olabilir. Doktor hastanın durumuna göre fayda zarar hesabı yapıp tedaviye bu ilaçla devam edilip edilmeyeceğine karar verebilir. (3)
İlacın alımı bırakılıp daha güvenli ilaçlar tercih edilebilir. Emzirme dönemi için de aynı durum geçerlidir.
İlacın doğrudan zayıflamaya neden olacak bir etkisi yoktur. Ancak bazı kişilerin sağlık durumuna ve metabolizmasına bağlı olarak iştah kaybına yol açabilir. Bu durumda dolaylı olarak kilo kaybına neden olabilir.
En sık görülen yan etkileri şunlardır: (4)
Nadir görülen yan etkilerden bazıları ise;
Bu belirtiler genellikle hafif ve kısa sürelidir. Vücut ilaca alıştıkça yan etkiler geçebilir. Ancak birkaç günden fazla sürerse doktora gidilmelidir. Şiddeti artarsa acil müdahale gerektirebilir.
Ayrıca;
Bu belirtiler ilaca karşı gelişen ciddi alerjik reaksiyonlardır ve hastanede tedaviyi gerektirir.
Nefes darlığı (dispne) nedir, neden olur? Belirtileri ve tedavisi
İlacın tüm yan etkileri hakkında bilgilenmek için prospektüsünü mutlaka okuyun. Ve herhangi birini yaşarsanız doktorunuzu muhakkak bilgilendirin.
Dideral’in fiyatı, Aralık 2019 tarihi itibariyle satış fiyatı 9 TL civarındadır.