Dişler çeşitli sebeplerle, fakat en çok da hasta ısrarı ile çekilir. Diş çekimi günümüz diş hekimliğinde en son düşünülmesi gereken şeydir; ama halk arasında ufacık bir ağrıda bile hemen çektirme eğilimi vardır. Apse yapmış, çürüğü büyük dişler ya da şiddetli ağrı yapmış dişlerin hemen çekilmesi gerektiğine inanılır. Kanal tedavisi ya da dolgu yapılarak dişlerinin kurtarılabileceğini hastaya anlatarak ikna etmek çok zordur. Bazen de ikna olmayan hastanın ısrarı sonucu yıllarca ağızda kalabilecek bir diş çekilebilir. Diş çekimine karar vermek gerçek bir hekim için çok zordur. Size de dişlerinizi kolayca teslim etmenizi önermeyiz. Sonuçta çektirmek zorunda kalırsanız da dikkat etmeniz gereken noktalar vardır.
Çekim sonrası hekim tarafından çekim yerine yerleştirilen pamuğu ya da gazlı bez tamponu dakika sıkıca ısırınız. Bu tampon, çekim boşluğunda kanamayı durdurarak, sağlıklı bir iyileşmeyi gerçekleştirecek olan kan pıhtısının oluşmasını sağlar. Tamponu sık değiştirirseniz pıhtının oluşmasını engellersiniz. Pıhtı, çekim boşluğunu doğal bir tampon gibi kapatacak ve boşluğun ilerde kemik yapıyla dolması için gerekli hazırlığı yapacaktır. Pıhtının oluşması engellenir ya da dikkat edilmesi gereken noktalara dikkat edilmeyerek pıhtı koparılırsa yara iyileşmesi bozulur ve ağrılı bir süreç başlar.
Çekim sonrası ağrı olursa aspirin dışında bir ağrı kesici almalısınız. Aspirin, kanı sulandırıcı özelliğinden dolayı kanamayı başlatıp pıhtılaşmaya engel olabilir. Uyuşukluk geçmeye başlarken, şiddetli bir ağrı olabilir. Bu durumda hemen ağrı kesici alınmalıdır. Anestezi için kullanılan iğne yerlerinde çekimi takip eden günlerde ağrı, acı olabilir. Bu ağrılar da genellikle iki gün içinde geçer.
Çekim sonrasındaki 24 saate kadar olan sürede sızıntı şeklindeki hafif kanamalar normaldir. Panik yapmayın. Çekim sonrası yoğun kanama olursa temiz, steril bir pamuk tamponu yarım saat kadar ısırınız. Kanama kesilmez, aynı şiddetle devam ederse hekiminize başvurunuz. Hekime ulaşamıyorsanız tamponu daha uzun süre ısırarak kanamayı kontrol altına almaya çalışın. Tamponu sık sık değiştirip, ağzınızı çalkalayarak çekim yerinin daha fazla kanamasına neden olmayınız. Tüm bunlara rağmen kanamayı kesemiyorsanız ki, bahsettiğimiz çok yoğun kanamadır, sızıntı şeklindeki kanama tamponla kesilir- bir eczaneden transamin kapsül ya da ampul alın. Tampona bir miktar toz veya ampul içindeki sıvıyı emdirerek çekim yerine koyup sıkıca ısırın. Bu önerimiz, doktora ulaşılamıyorsa ve kanama çok yoğunsa geçerlidir. Normal şartlarda doktorunuza mutlaka ulaşmaya ve önerilerine göre hareket etmeye çalışınız.
4. Çekim sonrası 24 saat sigara içmeyiniz, alkol kullanmayınız. Bunlar pıhtının kopmasını veya sağlıklı bir şekilde oluşmasını engeller. Sigaraya dayanamıyorsanız, dişlerinizi ısırır pozisyonda, çok derin çekme ve emme hareketi yapmadan bir iki nefes alıp isteğinizi bastıracak kadar içmelisiniz. Çok sıcak ve soğuk gıdalar almayınız. Çünkü bu, pıhtının yerinden kopmasına ve kanamanın tekrar başlamasına neden olabilir. Çekim sonrası ılık ve yumuşak şeyler yenilip içilmelidir. 5. Çekim zor şartlarda, uzun sürede gerçekleşmişse, yani bizim tabirimizle koplikasyonlu bir çekim olmuşsa 8 saat süreyle her saat başı dakikada bir dışardan soğuk tatbiki yapmanızda fayda vardır. Bu şekilde şişme ve morarmayı kontrol altına alabilirsiniz. 6. Bazen çekim sırasında kök kırılabilir. Bu durumda kökün boyuna, çekim yerine ve bazı şartlara göre kökün bırakılmasına veya çıkarılmasına hekim karar verir. Hastalar bu durumda kararı hekime bırakmalıdır. Gerekli tedavi yapılarak kökün bırakılması ve ay sonra alınması ya da bazı şartlar altında kökün tamamen orda bırakılması gerekebilir. Ne olursa olsun kökün mutlaka çıkarılması mantığıyla hareket ederek hekimi, sizi hırpalamak pahasına, kökleri çıkarmaya zorlarsanız daha tehlikeli sonuçlarla karşılaşabilirsiniz. Bir hekime güvenip gitmişseniz, komplikasyonlar karşısında da bırakın kararları hekiminiz versin.
7. Çekim sonrası dilinizle veya herhangi bir aletle çekim yerini kurcalamayınız, yara iyileşmesini bozmayınız. Diş, kemiğin içinde bulunduğundan çekim sonrası ortaya çıkan kemiği hastalar kök sanarak çıkarmaya, tespit etmeye çalışırlar. Kök kalmışsa hekiminiz zaten sizi uyaracaktır. Emin olmak için çekim sonrası dişinizi görün; ama bu mikrop topunu alıp evinize getirmeyin lütfen. Hastalar kırılmamış kökleri görmelerine rağmen evde dilleriyle kemiği kök sanıp keşfetmeye çalışarak yara iyileşmesini bozarlar. Bu konuda daha bilinçli davranınız.
8. Çekim günü oluşacak ağrılarla onu takip eden günlerde de çekimin durumuna göre hafif ve ağrı kesici ile kesilen ağrılar normaldir; fakat çekimi takip eden günlerde başlayan, gece uykudan kaldıran, ağrı kesicilere rağmen kesilmeyen, diş çekilmemiş gibi oluşan şiddetli ağrılar bize yara yerinin enfekte olması, pıhtının kopması vs. gibi çekim yerinde normal olmayan bir olay olduğunu anlatır. Bu durumda hekime başvurulmalı, gerekli pansuman ve tedavinin yapılması sağlanmalıdır. Hekiminiz ağızda gerekli pansumanı yaparak antibiyotik, ağrı kesici ve ağız hijyeni için gerekli gargarayı verdiğinde hemen bir rahatlama hissedersiniz. Ağrılar hemen kesilmeyebilir; ama hafifler. Hekim sadece ilaç verip yollarsa ağrılarınızın hafiflemesi günü bulabilir. Pansuman için hekime tatlı bir baskı yapabilirsiniz. Bazen pansumana gerek yoktur; fakat ayna ile dişinize baktığınızda iltihabi sıvıyı, cerahati görebiliyor ve dilinizle bu büyük boşluğu hissediyorsanız pansuman gerekir ve bu sizi çok rahatlatacaktır. Bazen 5 dakikalık bir pansumanla rahatlar ve böylece gününüzü ağrılı geçirmekten kurtulabilirsiniz. Çekim sonrası şiddetli ağrınız olursa, hekiminize; ?Bu durumda pansuman yapılsa ağrım daha çabuk hafifleyebilir mi? Ağzımın durumunu siz daha iyi bilirsiniz ama çok rahatsızım,? gibi cümleler kurarak onu kırmadan uyarabilirsiniz. Eğer pansuman gerekli ise yapacaktır.
Dikloron, bir grup ilacın adıdır. Etken madde olarak bir steroid yapıda olmayan antiinflamatuar ilaç (NSAİİ) olan diklofenak içerir. Tablet, jel, supozituvar ve ampül formları vardır. Ağrı kesici, ateş düşürücü ve yangı önleyici özellikleri vardır.
Dikloron (diklofenak) şu durumlarda etkilidir:
Dikloron tabletleri bir miktar yiyecekle birlikte veya yemekten hemen sonra alın. Böylece hazımsızlık ve mide ekşimesi gibi yan etkilerin riskleri azalır.
En kısa süreyle en az dozda Dikloron almak ağrı kontrolü için en iyisidir.
En yaygın yan etkiler baş ağrısı, baş dönmesi, mide ağrısı, mide bulantısı, ishal ve kızarıklıktır.
Çoğu yetişkin Dikloron (diklofenak) kullanabilir.
Eklem rahatsızlıklarını tedavi etmek için çocuklara da Dikloron reçete edilebilir. Dikloron tabletler ve supozituvar (fitil) 1 yaş ve üstü çocuklara reçete edilebilir.
Ancak bazı insanlar için uygun değildir. Aşağıdakilerden birine sahipseniz Dikloron (diklofenak)kullanmadan önce doktorunuza veya eczacınıza danışın:
Dikloron tabletler ve fitiller (supozituvar) genellikle günde 2 veya 3 kez kullanılmak üzere reçete edilir.
Standart doz, doktorunuzun hangi rahatsızlık için reçete ettiğine bağlı olarak günde 75 mg ila mg diklofenaktır.
Çocuklarda kullanılacaksa doktorunuz çocuğunuzun kilosuna göre diklofenak doz hesaplaması yapacaktır.
Dikloron ampül genellikle hastane şartlarında kullanılır.
Dikloron tabletlerinizi her zaman bir yemekten veya atıştırmadan sonra veya bir bardak süt ile ya da başka bir sıvıyla birlikte alın. Bu sayede hazımsızlık gibi sindirim sistemi yan etkileri daha az görülebilir.
Her zaman (kronik) ağrınız varsa, doktorunuz yavaş salınan Dikloron SR 75 mg tablet ya da Dikloron Retard mg tablet kullanmanızı önerebilir. Bunlar günde bir kez veya günde iki kez kullanılacak şekilde reçete edilebilir.
Sustained Release Drug Delivery Systems (Sürekli salım yapan sistemler); ilaç kullanıldığı andan başlayarak belli bir süre içinde etken maddeyi sürekli salan sistemlerdir. SR ilaçlar genelde günde 1 kez kullanılır ve etkisini gün boyu gösterir.
Günde 2 kez uzatılmış salımlı tablet Dikloron alıyorsanız, dozlarınız arasında 10 ila 12 saatlik bir boşluk bırakın.
Kaç tablet ve günde kaç kez almanız gerektiği konusunda doktorunuzun veya eczacınızın tavsiyelerine uyun.
Diclomec SR 75, Voltaren SR 75 ve Dikloron SR 75 eşdeğer ilaçlardır.
Herhangi bir nedenden ötürü tablet kullanamayan bir hastaya, supozituvar ilaç reçete edilebilir. Fitiller makattan (anüs) içeriye hafifçe itilerek kullanılan ilaçlardır. Supozituvar (fitil) kullanmadan önce:
Her 1g Dikloron jel 10mg diklofenak sodyuma eşdeğer diklofenak dietilamonyum içerir. Dikloron %1 50 gr Jel ne işe yarar?
Dikloron Jel nasıl kullanılır?
Ağrı ve rahatsızlığınızın şiddetine bağlı olarak, jeli genellikle günde 2 ila 4 kez kullanacaksınız. Daha fazla bilgi için ilacın kutusundan çıkan broşürü okuyun veya eczacınızla görüşün.
Jeli günde iki kez kullanıyorsanız, Dikloron jelinizi sabah ve akşam bir kez kullanın. Günde 3 veya 4 kez kullanıyorsanız, tekrar jel sürmeden önce en az 4 saat bekleyin.
Dikloron Jeli herhangi bir 24 saatlik süre içinde 4 kereden fazla kullanmayın.
Çok fazla Dikloron alırsanız, yaygın yan etkilerden bazılarını yaşama olasılığınız daha yüksektir. Derhal doktorunuzla iletişime geçin.
Çok fazla Dikloron tablet veya supozituvar (fitil) almak tehlikeli olabilir. Aşağıdakiler gibi yan etkilere neden olabilir:
Yanlışlıkla çok fazla Dikloron (diklofenak) alırsanız, hemen doktorunuza başvurun. Hastaneye gitmeniz gerekiyorsa, Dikloron ilacınızın paketini veya içindeki broşürü ve kalan ilaçları yanınızda götürün.
Yanlışlıkla çok fazla Dikloron Jel kullanırsanız, size herhangi bir zarar vermesi olası değildir. Ancak çok fazla kullanırsanız ve herhangi bir yan etki yaşarsanız, hemen doktorunuza söyleyin.
Unuttuğunuz dozu hatırladığınız anda alın. Ancak bir sonraki ilaç dozunun zamanı çok yaklaştıysa bir kerelik unuttuğunuz ilaç dozunu atlayın.
Unutulan dozları dengelemek için çift doz almayın!
Dikloron, parasetamol veya kodein ile kısa süre birlikte kullanıldığında genelde sorun oluşturmaz.
Dikloron (diklofenak) ilacını; aspirin, ibuprofen, naproksen veya diğer NSAİİ ağrı kesicilerle birlikte kullanmadan önce bir doktora danışın.
Diklofenak, aspirin, ibuprofen ve naproksen steroidal olmayan antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ’ler) adı verilen ilaç grubuna aittir. Diklofenak’ı diğer NSAİİ’lerle birlikte almak, mide ağrısı gibi yan etkiler yaşama riskinizi artırabilir.
Birçok soğuk algınlığı ilacı bir NSAİİ olan ibuprofen içerir. Hem soğuk algınlığı ilacı hem de ağrı kesici olarak NSAİİ almak yan etki yaşama riskinizi arttırır.
Coldaway C, İbucold C ve Nurofen gibi ibuprofen içeren soğuk algınlığı ilaçları ile birlikte başka bir NSAİİ daha kullanmadan önce buna gerçekten ihtiyacınız olduğuna emin olun.
Tüm ilaçlar gibi diklofenak içeren Dikloron grubu ilaçların da bazı insanlarda yan etkileri görülebilir.
Diklofenak içeren Dikloron tablet ve Dikloron supozituvar (fitil) şeklinde kullanılan formlarının yaygın yan etkileri kişi içerisinde 1’den fazla kişide görülür:
Diklofenak içeren kremlerin, jellerin ve flasterlerin yan etkiye neden olma riskleri daha düşüktür. Çünkü bu formdaki ilaçlar mideye girmez ve kana çok az geçerler.
Dikloron Jel cilt üzerine uygulandığından kana önemli ölçüde geçmesi beklenmez. Kan dolaşımına ve organlara ulaşıp yan etki yapmaları beklenmez. Cilt üzerine uygulanan ilaçlar genel olarak daha düşün yan etki risklerine sahiptir. Açık yaraya uygulanmamalı ve yutulmamalıdırlar!
Yine de çok fazla kullanıldığında ve özellikle geniş bir cilt yüzeyine uygulandığında diğer Dikloron ilaçlarına benzer yan etkilere neden olabilirler. Yukarıdaki yan etiklere ek olarak, cilt üzerine uygulanan Dikloron Jel aşağıdaki yan etkilere de neden olabilir:
Diklofenak etken maddesi içerip cilt üzerine uygulanan ilaçlar: Diclomec Jel, Dikloron Jel, Voltaren Emulgel Pomad, Difenak Jel, Voltaren Flaster ve Flector Tissugel Flaster
Bu ciddi yan etkiler nadirdir ve kişide 1’den azında görülür. Aşağıdaki durumlarda hemen bir doktora danışın:
Kendinizin veya bir başkasının felç geçirdiğinden şüpheleniyorsanız, hemen ’yi arayın ve bir ambulans isteyin.
Nadir görülse de diklofenak ilacına karşı ciddi alerjik reaksiyon gelişmesi mümkündür. Ciddi alerjik reaksiyon durumunda zaman kaybetmeden bir acil servise başvurun!
Zaman kaybetmeden acil doktora başvurmanız gereken durumlar:
Kaşıntılı, kırmızı, şişmiş, kabarmış veya soyulmuş bir cilt görünümü
Hırıltılı nefes alma
Göğüste veya boğazda sıkışma hissi
Nefes almakta veya konuşmakta zorluk
Ağzınız, yüzünüz, dudaklarınız, diliniz veya boğazınızda şişme başlarsa
Bu belirtilere sahipseniz, ciddi bir alerjik reaksiyonunuz olabilir ve hastanede derhal tedaviye ihtiyaç duyabilirsiniz.
Bunlar Dikloron ilaçlarının tüm yan etkileri değildir. Tüm olası yan etkiler için ilacın kutusundan çıkan broşüre bakın.
Eğer gebe kalmak için çabalıyorsanız, gebeyseniz veya emziriyorsanız mutlaka doktorunuza belirtin.
Gebeliğin erken dönemlerinde Dikloron (diklofenak) kullanmak ile düşük yapmak arasında bir ilişki olabilir. Bu nedenle eğer gebe kalmak istiyor ve bunun için çabalıyorsanız ya da gebe kalmayı planlıyorsanız Dikloron almayı bırakın. Kullandığınız başka ilaçlar var ise bir hekime danışın.
NSAİİ’ler gibi siklooksijenaz/prostaglandin sentezini inhibe ettiği bilinen herhangi bir ilaç kullanımı doğurganlığı (fertiliteyi) bozabilir ve hamile kalmayı planlayan kadınlarda kullanılmamalıdır.
Gebe kalma güçlüğü olan veya kısırlık incelemeleri yapılan kadınlarda, diklofenak dahil olmak üzere NSAİİ ilaçların ne kadar gerekli olduğu yeniden değerlendirilmelidir.
Dikloron (bir doktor tarafından reçete edilmediği sürece) gebelik süresince kullanımı önerilmez. Özellikle gebeliğin haftası ve sonrasında kullanılmamalıdır.
Bunun nedeni, hamilelikte Dikloron (diklofenak) almakla bazı doğum kusurları arasında bir bağlantı olabileceğidir. Ductus arteriosus’un erken kapanmasına neden olabilir. Fetusun kalbine ve kan damarlarına zarar verebilir.
Gebelik kategorisi:
Dikloron (diklofenak) almanın yararları ve olası zararları hakkında doktorunuza danışın. Kaç haftalık hamile olduğunuza ve ilacı alma nedeninize bağlı olarak doktorunuz sizin için güvenli başka tedaviler önerebilir.
Parasetamol genellikle hamile kadınlar için ilk tercih edilen ağrı kesici ilaçtır. Parasetamol içeren bazı ilaçlar:
Dikloron içerisinde bulunan diklofenak, diğer NSAİİ’ler gibi anne sütüne az miktarda geçer. Dolayısıyla Dikloron bebekte istenmeyen yan etkilere neden olabilir.
İbuprofen emziren kadınlarda daha güvenlidir. Ancak şu durumlarda bebek emzirirken herhangi bir ilaç almadan önce doktorunuza danışın:
Jel, pomad, krem ve flaster gibi mideye uğramayan ve sistemik kan dolaşımına son derece düşük oranda geçen ilaçlar daha düşük yan etki riski taşırlar. Cilt üzerine uygulandıkları bölgede etkili olan bu ilaçlar gebe ve emziren kadınlarda öncelikli olarak reçete edilebilmektedir.
Dikloron (diklofenak) ilacının etki mekanizmasına yani çalışma şekline müdahale eden bazı ilaçlar vardır. Şunları alıyorsanız doktorunuza danışın:
En iyi ağrı kesici ilaç, ağrınız için en uygun olan ilaçtır. Diklofenak, tıpkı ibuprofen ve naproksen gibi steroidal olmayan bir anti-enflamatuar ilaç (NSAİİ) grubundandır.
Uzun süreli bir NSAİİ almanız gerekiyorsa, doktorunuz veya eczacınız diklofenak yerine ibuprofen veya naproksen önerebilir. Bunun nedeni, ibuprofen ve naproksen ilaçlarının kalp problemlerine neden olma olasılıklarının daha düşük olmasıdır.
NSAİİ’ler ağrılarınızı hafifletmekte yeterli gelmezse kodein içeren ya da kodein ile parasetamol kombinasyonu içeren ilaçlar kullanılabilir.
Satın aldığınız ilaçlarla ağrınız kontrol altına alınamıyorsa, doktorunuz ağrınızın hafiflemesine yardımcı olmak için egzersiz veya fizyoterapi gibi başka bir tedavi türü önerebilir.
Ayrıca doktorunuz, daha yüksek doz kodein (daha güçlü bir ağrı kesici) reçete edebilir.
Diklofenak, sinir ağrısı gibi bazı ağrı türlerinde etkili değildir ve işe yaramaz. Doktorunuzun sinir ağrısını (nöropatik ağrı) hafifletmek için farklı bir ilaç yazması gerekecektir.
Dikloron tabletleri (diklofenak), uzun süre veya büyük dozlarda alırsanız veya yaşlıysanız veya genel sağlık durumunuz kötüyse midenizde veya bağırsaklarınızda ülsere neden olabilir.
Mide ülseriniz varsa veya geçmişte mide ülseri geçirdiyseniz doktorunuz size diklofenak almamanızı önerebilir.
Diklofenak almanız gerekiyorsa ancak mide ülseri yaşama riskiniz de varsa, doktorunuz midenizi korumak için diklofenak ile birlikte kullanmanız için ek olarak başka bir ilaç daha reçete edebilir. Mide koruyucu olarak bilinen proton pompa inhibitörü ilaçlar mideyi NSAİİ’lerin yan etkilerine karşı koruyabilir.
Mide ülserinin en yaygın belirtisi midenin merkezinde yanma veya ağrıdır. Ancak mide ülseri her zaman ağrıya neden olmaz. Mide bulantısı, mide ekşimesi ve hazımsızlık mide ülserine işaret eden diğer belirtilerdir. Eğer mide ülseri belirtileriniz varsa diklofenak kullanmayı bırakın ve doktorunuza danışın.
Eğer daha önce mide ülseri geçirdiyseniz ya da mide ülseri yaşama riski altındaysanız midenize daha az zarar verebilecek parasetamol daha iyi bir tercih olabilir.
Dikloron dahil olmak üzere NSAİİ’ler gibi siklooksijenaz/prostaglandin sentezini inhibe ettiği bilinen herhangi bir ilaç kullanımı doğurganlığı (fertiliteyi) bozabilir ve hamile kalmayı planlayan kadınlarda kullanılmamalıdır.
NSAİİ‘lerin yüksek dozlarda veya uzun süre kullanılması kadınlarda yumurtlamayı etkileyebilir.
Hamile kalmaya çalışıyorsanız veya kısırlık testi yaptırıyorsanız Dikloron almayın.
Gebe kalma güçlüğü olan veya kısırlık incelemeleri yapılan kadınlarda, NSAİİ ilaçların ne kadar gerekli olduğu yeniden değerlendirilmelidir. Bu riski taşıyan diğer bazı ilaçların listesi için,
NSAİİ türleri
Parasetamol bu durumlarda daha iyi bir ağrı kesicidir.
Dikloron, steroidal olmayan bir anti-enflamatuar ilaçtır (NSAİİ). Vücutta iltihaplanma ve ağrıya neden olan hormonları azaltarak çalışır. Dikloron Tabletler ve supozituvarlar regl ve baş ağrısının hafifletilmesi gibi ağrı durumlarnda ve romatizmal eklem hastalıklarının tedavisinde reçete edilebilmektedir. Dikloron Jel ise diz ağrısı ya da burkulma nedeniyle gelişen ayak bileği ağrısı gibi küçük ağrılı bölgelerin tedavisinde tercih edilebilir.
Doktorunuzun size Dikloron 50 mg ilacı ne için reçete ettiğine göre değişmekle birlikte, standart doz, günde 75 mg ila mg diklofenaktır. Dolayısıyla standart doz Dikloron 50 mg ilacı günde 2 veya 3 defa almaktır.
Dikloron tablet aldıktan sonra, etkisinin başlaması 20 ila 30 dakika sürer. Fitillerin etki etmesi birkaç saat sürer. Tabletlerin, kapsüllerin veya fitillerin ne kadar iyi çalıştığı konusunda hiçbir fark yoktur. Diklofenak dozları her biri için aynıdır. Dikloron jel kullanıyorsanız, etki etmesi genellikle 1 ila 2 gün sürer. Artrit için, tam etkiyi hissetmek için Dikloron jeli ağrılı eklem üzerinde 7 güne kadar kullanmanız gerekebilir.
Diklofenak içeren Dikloron tabletleri kullanmayı bıraktığınızda, ilacın etkileri yaklaşık 15 saat sonra geçecektir. Diklofenak yarı ömrü yaklaşık 2 saattir.
Sırtınız ağrıyorsa veya diş ağrınız varsa, sadece bir veya iki gün Dikloron almanız yeterli olabilir. Romatoid artrit veya osteoartrit gibi uzun süreli (kronik) bir rahatsızlığınız varsa daha uzun süre ilaç kullanmanız gerekebilir. Uzun süre Dikloron almanız gerekiyorsa, doktorunuz midenizi yan etkilerden korumak için proton pompa inhibitörleri gibi mide asidini azaltan bir ilacı reçetenize ekleyebilir. En az yan etki için mümkün olan en düşük dozda tedavinin yapılması hedeflenmelidir. Ne kadar süreyle Dikloron almanız gerektiğinden emin değilseniz doktorunuza danışın.
Dikloron, uzun süre veya büyük dozlarda kullanıldığında, midede veya bağırsaklarda ülsere neden olabilir. Uzun süre çok büyük dozlar (günde mg) alan kişilerin kalp yetmezliği veya böbrek yetmezliğine yakalanma riski de vardır. Mümkün olan en kısa süre için işe yarayan en düşük dozu almak en iyisidir. Diklofenak ilacınızı çok sık almanız gerekiyorsa veya yüksek doz alıyorsanız, doktorunuzla ağrınız ve olası yan etkiler hakkında konuşun.
Hayır, Dikloron (diklofenak) bağımlılık yapmaz, ancak her zaman reçeteye göre kullanılması önemlidir.
Diklofenak, kombine hap veya acil kontrasepsiyon dahil hiçbir doğum kontrol yöntemini etkilemez.
Evet, içebilirsiniz. Ancak, Dikloron alırken alkol almak midenizi tahriş edebilir. Bu, mide veya bağırsaklarınızda ölümcül olabilen ülserlere veya kanamalara yol açabilir. Sigara içmek de bu sorunlara yakalanma riskinizi artırır.
Hayır, diklofenak alırken normal şekilde yiyip içebilirsiniz.
Nadiren de olsa bazı insanlar Dikloron (diklofenak) aldıklarında yorgun, baş dönmesi veya uykulu hissedebilirler. Ayrıca görme yetileriyle ilgili sorunları da olabilir. Diklofenak sizi bu şekilde olumsuz etkiliyorsa siz normale dönene kadar araç kullanmamanızda ve bisiklete binmemenizde fayda vardır.
Kaynak: monash.pw – monash.pw
En kısa sürede diş hekimine gitmeniz gerekiyor. Bunu sizde biliyorsunuz değil mi? Ama gidene kadar ne yapabilirim diyorsanız kendinize zarar vermeden uygulayabileceğiniz birkaç şey var.
DİŞ AĞRISINA EN İYİ GELEN ŞEYİN DİŞ HEKİMİNE GİTMEK OLDUĞUNU UNUTMAYIN!
Dişlerimizin bakımını yeterince yapmadığımızdan, genetik faktörlerden veya bakteri, mikrop vb. etkenlerden dolayı dişlerimiz çürüyebilmekte ve bunun sonucunda yoğun diş ağrısı meydana gelebilmektedir. Bu durumda bizlerde diş ağrısına ne iyi gelir, bu ağrı nasıl geçer?
Diş ağrılarından kurtulmak için çok farklı yöntemler bulunmaktadır. Bu içeriğimizde bu yöntemlerin tamamına ayrıntılı olarak değineceğiz fakat bu yöntemler sadece doktora gidene kadar sizi geçici süreliğine rahatlatmaya yarayacaktır. Bu sebeple acilen diş doktoruna giderek ağrılarınızdan tamamen kurtulabilirsiniz. Sadece 5 dakikalık bir tedavi ile bu sorununuzdan tamamen kurtulabilirsiniz.
Genellikle diş çürükleri şiddetli diş ağrısına yol açar. Düzenli diş kontrolleri diş çürüklerinin ilerlemeden tedavi edilmesi için önemlidir. Eski diş dolguları da diş ağrısına neden olabilir. Diş kaplamalarının altındaki dişlein de sıklıkla ağrıdığını görmekteyiz. İyi yapılan diş kaplaması ve diş dolgularında sorun çıkmaz. Kaliteli malzeme ve iyi bir işçilik ile yapılan diş kaplamaları senelerce hiç sorun çıkarmadan kullanılabilmektedir.
Diş dolgusu ve diş kaplaması gibi tedavileri iyi yaptır, bir defa yaptır.
Diş ağrısının nedeni çürük ise Çürük Diş Ağrısı Tedavisi yazımı mutlaka okumalısınız
Çeşitli bitkiler diş ağrılarında sakinleştirici ve uyuşturucu etki gösterebilmektedir. Çeşitli şekillerde kullanılabilmekte ve kısa süreli bir sakinleşme sağlayabilmektedirler. Karanfilin ağrı dindirici etkisi olduğu bilinir. Ancak şiddetli ağrılar için tam bir çözüm olması mümkün değildir.
Rahatlıkla bulabileceğiniz birkaç parça karanfili dişlerinizin etrafında tutarak veya çiğneyerek hafif şekilde uyuşma etkisi gösterebilirsiniz. Bu uyuşma etkisi yatıştırıcı etki gösterecektir. Ayrıca karanfilin kuru formu gibi yağ olan şeklide diş ağrısını giderici etkiye sahiptir. Bir parça pamuğa damla karanfil yağı döküp ardından ağrı görülen dişlerinizin arasına koyduğunuz zaman ağrının azalmasını sağlayacaktır.
Sadece 5 dakikalık bir tedavi ile bu sorununuzdan tamamen kurtulabilirsiniz.
İltihap birikmesi sebebiyle çene kısmında hafif bir şişlik oluşabilir, diş çevreniz şişebilir veya çoğu zaman iltihap direk olarak görülmeyip sadece ağrı yapar ve film çekildiğinde görülebilir. İltihaplanmadan dolayı dişinizde ağrı olduğundan şüpheleniyorsanız yapmanız gereken buz kompres uygulamasıdır. Bu uygulama için bir adet buz torbasını ağız kenarınızda ağrıyan dişinizin bulunduğu bölgeye uygulayabilirsiniz.
Diş ağrısını sakinleştirmek için uygulanabilecek başka bir yöntemse bir parça buzu kırıp küçük bir hale getirdikten sonra direk dişinize uygulamak olacaktır. Bu yöntemde buz parçası dişinize değdiği an rahatsız olabilirsiniz fakat hemen ardından kısa bir süreliğine ağrınız tamamen kesilecektir. Diş ağrısı sırasında sakın sıcak uygulama yapmayın çünkü sıcak su iltihabın artmasına sebep olmaktadır. İltihap arttıkça dişinizin ağrısı ve şişliği artacaktır.
Gargara yapmak diş ağrınızın geçici süreliğine son bulmasını sağlayacaktır. Bunun için ya eczaneden alabileceğiniz bir gargarayı kullanabilir yada tuzlu suyla gargara yapabilirsiniz. Ancak eczane yerine diş doktoruna gitmenizi öneririm. Gargara yapmak diş etlerinizin onarılmasına yardımcı olacaktır. Bu sayede özellikle çürüklere bağlı olarak görülen diş ağrısını kesecektir. Aynı zamanda ağrıya sebep olan bakterileri yok edici dezenfektan etkiye sahiptir. Bazen de ağrı soğuk sıvı ile diner. Bu durumda gargaranın soğuk olması da diş ağrısını azaltabilir. Ancak bu tip ağrılar daha sonra daha şiddetli olarak devam eden ağrılardır ve mutlaka diş hekimine gitmeniz gerekir.
Makalede bahsettiğimiz yöntemler genel olarak çürük ve iltihaplı diş ağrılarında işe yaramaktadır. Fakat dolgulu dişlerin ağrısını geçirmek için bazen işe yaramazlar. Ağrı bölgesi doldu altında olduğu için oraya ulaşamazlar. Dolgulu diş ağrısı çeken kişiler ilk olarak soğuk kompres uygulaması yapar ise bu ağrı bazen azalabilir. Ardından ise bir ağrı kesici ilaç kullanarak bu ağrıdan kurtulabilirler.
Diş ağrınızdan kurtulmak için evde ne yapılabilir diye merak ediyorsanız ilk etapta bazı yöntemlerle ağrınızın sakinleşmesini sağlayabilirsiniz.
İlk olarak dişlerinizi fırçalamanızı tavsiye edeceğiz. Yoğun şekilde dişlerinizi fırçaladığınız zaman diş arasında bulunan ve ağrıya sebep olan kalıntılar yok olacaktır.
Bazı diş macunları dişlerinizde uyuşma etkisi oluşturabilmektedir. Diş fırçalama ağrıya sebep olan mikrop ve bakterileri de yok edeceği için dişlerinizin daha fazla çürüyüp daha fazla ağırmasına engel olacaktır.
Diğer bir yöntem olarak tuzlu suyla gargara yapmanızı tavsiye edebiliriz. Bir bardak suyun içine birkaç kaşık tuz atıp karıştırdıktan sonra gargara yapmanız halinde dişlerinizdeki ağrılar yüksek oranda hafifleyecektir.
Ağrıyan dişlerinizi ılık suyla çalkalamak kalıntıların temizlenmesi ve geçici rahatlama sağlaması için işe yarayabilir fakat eğer dişlerinizde iltihap olduğundan şüpheleniyorsanız bu yöntemi uygulamayın çünkü ılık su ve sıcak uygulama iltihabın artmasına sebep olmaktadır. İltihap oranı arttıkça dişlerinizde şişme ve ağrı daha da artacaktır.
Çeşitli ağrı kesici ilaçlar ve antibiyotikler diş ağrılarında sıklıkla kullanılmaktadır. Çok güçlü bir antibiyotik olan bu ilaç diş ağrısına ne iyi gelir diyenler için oldukça faydalı bir çözüm yoludur. Atıldıktan sonra yaklaşık saat boyunca ağrı kesici özelliğe monash.pwçlar için reçete yazılması zorunlu olduğundan mutlaka hekiminize gitmelisiniz.
Yirmilik dişler bir insanda yaş arasında çıkmaktadırlar. Bu dişler normal diş eti sırasında en son kısımda fazlalık olarak çıkan 4 diştir. Çoğu zaman çıktıkları yerde hiçbir ağrıya sebep olmadan uzun süre varlıklarını sürdürebilirler. Fakat kimi durumlarda ise çıktıkları alanda yer bulunmadığı için diğer dişlere baskı yaparak eğilmelere veya ağrılara sebep olabilirler. Ayrıca bazı durumlarda da 20’lik dişlerin yarısı damak içinde yarısı ise damak dışında çıkar ve zamanla çürüme meydana gelmeye başlar. Yirmilik dişlerin çürüyüp ağrı yapmasına sebep olan bir diğer unsurda arka sırada olduklarından dolayı bakımlarının düzgün yapılamamasıdır. Konuyu daha fazla uzatmadan yirmilik diş ağrısı için ne yapılması gerektiğine değinecek olursak, öncelikle bu dişler eğer diğer dişlere baskı yapıyorsa ve çürümüş iseler kesinlikle çekilmeleri gerekmektedir. Çünkü 20’lik dişler çekilmedikleri takdirde mutlaka diğer dişlerinde zarar görmesine sebep olabilmektedirler. Sizler 20 yaş diş ağrılarınızdan kurtulabilmek için yukarıda saymış olduğumuz tüm yöntemleri uygulayabilirsiniz. Bunların haricinde ağrının daha hafif olması için bu dişlerin temizliğine ayrıca çok fazla özen göstermelisiniz. Çünkü arka kısımda oldukları için fark edemediğimiz bu dişlerin arasında çoğu zaman yemek kalıntıları birikebilmektedir.
Gebelik döneminde annenin vücudunda bulunan kalsiyumun bir kısmı bebeğe geçmektedir. Bu süreç içerisinde meydana gelen kalsiyum eksikliğini telafi etmek için vücut annenin kemiklerine yüklenmeye başlar ve ilk olarak annenin dişlerindeki kalsiyumu kullanır. Bunun sonucunda ise annede hamilelik döneminde diş ağrısı meydana gelebilir.
Hamilelik döneminde yaşanan diş ağrıları için antibiyotik veya ağrı kesici ilaç kullanımı kesinlikle tavsiye edilmemektedir. Çünkü yanlış kullanacağınız bir ilaç bebeğinize zarar verebilir. Bu sebeple gebelikte yaşadığınız diş ağrısını kesmek için maydanoz, karanfil, sirkeyle gargara yapmak, buz uygulaması vb. doğal ve yiyilip içilmeyen yöntemleri uygulamanız gerekmektedir. Eğer diş ağrınız dayanılmayacak şekilde fazlaysa yapmanız gereken bir doktora gitmek olacaktır. Ardından doktorunuz dişinizin tam olarak hamilelikten dolayı mı yoksa çürük vb. sebeplerden dolayı mı ağırdığını tespit edip ona göre en uygun tedavi seçeneğini size sunacaktır. Eğer ilaç kullanılması gerekiyor ise de en uygun şekilde hamilelere zarar vermeyen bir ilaç reçete edecektir.
Zamanla bakımı düzenli yapılmayan veya genetik, çevresel faktörlerden dolayı çoğu bireyde çürük diş ağrısı meydana gelmektedir. Çürümüş olan dişlerin sebebiyet verdiği ağrılardan kurtulmanın en kesin ve kalıcı yolu ya dişleri çekmekten veya dolgu, kanal gibi son derece basit işlemleri yapmaktan geçmektedir. Fakat siz geçici olarak diş ağrısına ne iyi gelir dediğiniz ve bir çözüm yolu aradığınız için size buna uygun bazı yöntemler önerebiliriz. İlk olarak bilmelisiniz ki çürük dişlerin arasında sürekli olarak yemek artıkları birikebilmektedir. Bu sebeple dişlerinizde artık parça bulunmadığından tam olarak emin oluncaya kadar dişlerinizi fırçalamalısınız. Ardından ise yukarıda ismini verdiğimiz ağrı kesici veya antibiyotik ilaçlardan birini kullanabilirsiniz. Ayrıca ağzınızdaki uyuşma hissini arttırması için gargara yapmayı tercih edebilirsiniz.
Diş ağrısı bazen gerçektende dayanılamayan kadar şiddetli olabilmektedir. Böyle bir durumda ne yapsanızda ağrı kesilmeyebilir. Dişlerinizi fırçalarsınız, gargara yaparsınız, soğuk uygulama yaparsınız fakat hiç biri işe yaramaz. İşte bu durumda son çare olarak güçlü bir ağrı kesici kullanmalısınız. Majezik bu konuda oldukça işinize yarayacaktır. Fakat aklınızda bulunsun oral yani ağız yoluyla alınan ilaçlar dk arasında ancak etki etmektedir. Bu sebeple ağrı geçmedi diyerek kesinlikle tekrar ağrı kesici atmayın. Ayrıca bilmelisiniz ki eğer ağrı geçmiyorsa bir taneden fazla ne kadar ilaç kullansanızda ağrı geçmez. Bu sebeple ilacı attıktan sonra yarım saat bekleyin ve ağrı hafiflediği an yatıp uyumaya çalışın. Sabah uyandığınız an ise doktora gidiniz. Diş ağrısı sebebiyle uykuya geçmekte zorlanırsanız, yatağa uzandığınız zaman 15 dakika boyunca hiç hareket etmeden uyumaya çalışın çünkü yapılan araştırmalar göstermiştir ki bir insan 15 dakika boyunca hiç hareket etmezse uykuya dalmaktadır. Uyurken yastığa başınızın ağrı olmayan tarafını yaslayın çünkü ağrılı tarafın üzerine uzandığınız zaman oluşan basınç ağrıyı arttırabilmektedir.
Diş eti ağrıları genellikle diş eti hastalıklarında, diş eti zedelenmelerinde, çürük dişlerde biriken bakterilerin ete zarar vermesi sonucunda veya yoğun iltihap sebebiyle meydana gelmektedir. Bu durumda diş ağrısına ne iyi gelir derseniz ilk olarak diş etlerinizin kendini onarabilmesi için bol miktarda tuzlu suyla gargara yapmanız gerekmektedir. İsterseniz tuzlu su yerine naneli gargara da kullanabilirsiniz. Naneli gargara diş etlerini onardığı gibi uyuşma etkisi de sağlayarak ağrının geçmesine yardımcı olacaktır. Diş etlerinizde iltihap birikmiş ise bu sefer de doktor onaylı bir antibiyotik ilaç kullanmanız gerekmektedir. Diş ağrısı ve iltihabı için uygun bir antibiyotik, iltihabı bir hafta içinde temizleyerek ağrının son bulmasını sağlayacaktır.
Bebekler diş çıkarma dönemlerinde yoğun ağrı yaşarlar. Anneler bu durumda bebeklerde yaşanan diş ağrısına ne iyi gelir diyerek düşünmeye başlarlar. Bebeğinizin yaşadığı bu ağrıyı azaltmak için ilk yapabileceğiniz işlem parmaklarınızda dişlerine masaj yapmak olacaktır. Masaj rahatlatıcı etkisi sebebiyle kısmende olsa ağrının azalmasını sağlayacaktır. İkinci yöntem ise bir bez parçasını buzlukta soğuttuktan sonra ağrıyan dişin bulunduğu bölgeye hafif bastırmak olacaktır.
Soğuk uygulama kısmen de olsa bebeğin yaşadığı diş ağrısını bastıracaktır. Aynı şekilde bez yerine çay kaşığı da kullanabilirsiniz. Diş çıkarma döneminde ağrıyla beraber kaşıntıda olacaktır. Bu sebeple sürekli olarak yumuşak ve soğuk meyvelerini eline verip yemesini sağlayabilirsiniz. Bebeklerin vücudu çok hassas olduğu için ağrı sebebiyle ilaç kullanılmasını tavsiye etmiyoruz. Fakat isterseniz bir diş hekiminin önerisiyle uygun bir ağrı kesici jel kullanabilirsiniz.