dinimizde kocanın karısına karşı cinsel görevleri / Karısıyla Seks Yapmayan Erkek Kusurlu Mudur? - Mahmure

Dinimizde Kocanın Karısına Karşı Cinsel Görevleri

dinimizde kocanın karısına karşı cinsel görevleri

&#;slamda Kad&#;n&#;n Kocas&#;na Kar&#;&#; Görevleri Nelerdir-Nihat HAT&#;PO&#;LU?,Kad&#;n&#;n Kocas&#;na Kar&#;&#; Cinsel Görevleri,Kad&#;n&#;n Kocas&#;na Kar&#;&#; Vazifeleri Nelerdir?,Kad&#;n&#;n Kocas&#;na Kar&#;&#; Vazifeleri Ayet,Kad&#;n&#;n Kocas&#;na Kar&#;&#; Görevleri ile &#;lgili Ayetler,Kocan&#;n Kar&#;s&#;na Kar&#;&#; Görevleri,Kad&#;n&#;n Kocas&#;na Kar&#;&#; Görevleri Maddeler Halinde,&#;slamda Kad&#;n&#;n Kocas&#;na Kar&#;&#; Görevleri-Diyanet…


Kocan&#;n Kar&#;s&#;na Kar&#;&#; Vazifeleri

Kad&#;n&#;n Kocas&#;na Kar&#;&#; Vazifeleri:

1. Kanaat. Çünkü kanaatkar olmak kalp rahatl&#;&#;&#;n&#;n sebebidir. Bir kad&#;n ars&#;zl&#;k ve açgözlülük ederek efendisini, kendisinden ve evinden so&#;utmaktan sak&#;nmal&#;d&#;r. Kanaat; kafi gelecek miktar ile yetinmek, tamahkarl&#;k etmemek demektir.

2. Kocaya itaat. Peygamberimiz (a.s.m.)“Bir kad&#;n kocas&#; kendisinden memnun olarak ölürse cennete girer.” (&#;bn Mace, Nikah, 4) buyurmu&#;lard&#;r.

3. Temiz olma. Kocan&#;n görece&#;i yerlere itina ile dikkat etmek ve temizlemek. Bilinmelidir ki, güzellik ve temizli&#;i getiren &#;eylerin en güzeli sudur. Daima güzel kokular sürünmeli.

4. &#;htiyaçlar&#;n kar&#;&#;lanmas&#;. Kocan&#;n yemek yiyece&#;i vakte dikkat etmek, uyku saatini geçirmeme. Kocan&#;n adeti nas&#;lsa o zamanlarda yemek ve yata&#;&#;n&#; haz&#;rlamak

5. Mal&#;n korunmas&#;. Kocan&#;n mal ve e&#;yas&#;n&#; korumak, çünkü mal ve e&#;yay&#; korumak i&#; bilmekten geçer.

6. Akrabaya sayg&#;. Kocan&#;n akrabas&#;na ve yak&#;nlar&#;na hürmet etmek. Çünkü kad&#;n&#;n kocan&#;n akrabas&#;na ve yak&#;nlar&#;na hürmet etmesi, güzel idare ve tedbirden ileri gelmektedir.

7. S&#;r saklanmas&#;. Kad&#;n kocas&#;ndan edindi&#;i s&#;rr&#;n&#; hiç kimseye duyurmamas&#;. E&#;er duyuracak olursa kocas&#;n&#;n itimad&#;n&#; kaybeder. Kad&#;nda ondan emin olamaz.

8. Sayg&#; ve hürmet. Kocan&#;n emrini yerine getirmek. Ona kar&#;&#; ç&#;kmama ve asi olmamak. E&#;er ona kar&#;&#; gelecek olunursa onu kendine kinlendirip dü&#;man yapma ihtimali yüksektir.

Ayr&#;ca bir koca han&#;m&#;n&#; istedi&#;i &#;eye zorlamas&#; da caiz de&#;ildir ve kad&#;n bu gibi &#;eyleri dinen yapmak zorunda de&#;ildir. Mesela, bir kad&#;n yemek yapmak veya kendi çocu&#;una bakmak zorunda de&#;ildir. Ama ailenin huzuru ve selameti için, aile fertleri aras&#;nda kar&#;&#;l&#;kl&#; hürmetin tesisi için kad&#;n&#;n me&#;ru ve müspet olan (kendi ho&#;una gitmese de) yapmas&#; elbette güzeldir.

Aile &#;çinde Kar&#; Kocan&#;n Görev Payla&#;mas&#;:

&#;slam'da aile, korunmas&#; gereken kutsallar&#;n ba&#;&#;nda yer al&#;r. Bu sebeple aile ba&#;&#; bo&#; b&#;rak&#;lmam&#;&#;, bireylerini koruyacak biri aile reisi olarak en ba&#;ta sorumlu tutulmu&#;tur. Bu sorumlu kimse, sözünü dinletecek güç ve kuvvette olmal&#; ki, ailede haddi a&#;anlar&#; me&#;ruluk çizgisinde muhafaza edip sözünü dinletebilsin. Bu da aile içinde etkisini herkese kabul ettirecek güçte olan baba ve koca olacakt&#;r.

&#;slam’da ailenin bu reisi, ba&#;&#;na buyruk kimse de&#;ildir. Tam aksine reisi oldu&#;u ailenin sorumluluklar&#;n&#; olanca a&#;&#;rl&#;&#;&#;yla yüklenen, geçimini temin etme görevini de omuzlar&#;na alan kimse demektir; yani baba ve kocan&#;nd&#;r d&#;&#;ar&#;da çal&#;&#;&#;p ailenin geçimini temin etme sorumlulu&#;u. Han&#;m aile reisi gibi d&#;&#; i&#;lerinde çal&#;&#;arak , geçim temin etme zorunda de&#;ildir.

Efendimiz (asm) Hazretleri, k&#;z&#; Fat&#;ma (ra) ile damad&#; Ali (ra)’yi evlendirdi&#;i s&#;rada, evin iç i&#;lerini k&#;z&#; Fat&#;ma’ya, d&#;&#; i&#;lerini de damad&#; Ali’ye verirken &#;u tavsiyede bulunmu&#;tur:


“Çe&#;meden su getirmek, hamur yo&#;urup ekmek yapmak, evin temizli&#;ini yap&#;p iç i&#;lerini düzenlemek Fat&#;ma’ya aittir. D&#;&#; i&#;leri de Ali’nin sorumlulu&#;undad&#;r!.”

Bununla beraber, bey ev i&#;lerine de yard&#;m edebilece&#;i gibi, han&#;m&#;n da d&#;&#; ilerinde beye destek olmas&#; da caiz görülmü&#;tür. Nitekim Efendimiz (sav) Hazretleri ev i&#;lerinde ailesine yard&#;m etmi&#;, hatta evdeki bu yard&#;m&#;n ümmetine de sünnet oldu&#;u kitaplar&#;m&#;zda ifadesini de bulmu&#;tur.

Kad&#;n Kocas&#;na Yemek Yapmak Zorunda m&#;d&#;r?

Kad&#;n&#;n yiyecekleri, elbisesi, oturaca&#;&#; yerden ibaret olan nafakas&#;, me&#;rû &#;artlar dâhilinde kad&#;n&#;n nikâhl&#; kocas&#;na aittir. &#;sraftan sak&#;nmak gerekir. Zira Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, “Kocan&#;n mal&#;ndan, iyilikle sana ve çocu&#;una yetecek kadar al.” buyurmu&#;lard&#;r.

Han&#;mlar&#;n yemek ve ekmek pi&#;irmesi, elbise y&#;kamas&#;, oda süpürmesi, ev i&#;lerini tertip ve düzenlemesi, kocas&#;n&#;n yükünü hafifletmeye çal&#;&#;mas&#; ahlaki birer görevdir ve &#;erefli bir hizmettir. (Hukuku &#;slamiyye Ö. N. Bilmen 2/)

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem k&#;z&#; Fat&#;ma'ya: “K&#;z&#;m sen ev i&#;lerini, Ali de d&#;&#; i&#;leri görsün.”buyurdu.

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem her &#;eyde oldu&#;u gibi aile hayat&#;nda bize en güzel örnektir. Bu günkü aile s&#;k&#;nt&#;lar&#;m&#;z&#;n ba&#;&#;nda Kur'an ve sünnetten ayr&#;lmam&#;z gelir.

Anne Çocu&#;u Emzirmeye Zorlan&#;r m&#;?

“Çocuklar&#;n, annelerinin nafakalar&#; ve elbiseleri kendileri için çocuk do&#;urduklar&#; (kocalar&#;) üzerinedir.“ (Bakara, 2/)

Bir anneye do&#;urdu&#;un çocu&#;u emzir diye cebrolunmaz. Ancak çocuk anas&#;ndan ba&#;ka kad&#;nlar&#; emmez ise cebrolunur. Allah Teala Kur'an-&#; Kerim'de:

"Anneler çocuklar&#;n&#; tam iki sene emzirirler.”(Bakara, 2/)ayet-i kerimesi, kad&#;nlar&#;n çocuklar&#;n&#; emzirmelerine delildir.

Annesi çocu&#;unu emzirmedi&#;i müddetçe babas&#; ücretle bir sütanne tutup, annesinin yan&#;nda çocu&#;u emzirir. Zira çocu&#;u koruma ve terbiye etme hakk&#; annenindir.

Çocu&#;unu emzirmek, anne üzerine diyaneten laz&#;md&#;r. Çünkü Kur'an-&#; Kerim'de geçen, "Anneler çocuklar&#;n&#; tam iki sene emzirirler.”ifadesi, haber sigas&#; ile tekitli emirdir.(Mevkufat, 1/)

Kad&#;n E&#;inin Ailesine &#;yi Davranmal&#;

Müslüman bir han&#;m&#;n e&#;ine iyi davranmas&#;n&#;n bir di&#;er yönü de, e&#;inin anne ve babas&#;na kar&#;&#; iyi davranmas&#;, onlara hürmeti ve takdiri elden b&#;rakmamas&#;d&#;r. Kad&#;n, kay&#;nvalidesine yard&#;mc&#; olarak kocas&#;na ikram ve iyilikte bulunur. Dolay&#;s&#; ile koca da bu durumu göz önünde bulundurarak han&#;m&#;na ve onun annesine kar&#;&#; iyi davran&#;r. Kad&#;n bunu yapmakla asl&#;nda kendine iyilik yapm&#;&#; olur. Zira Allah Teâlâ, “&#;yili&#;in kar&#;&#;l&#;&#;&#; iyilikten ba&#;ka bir &#;ey midir?” (Rahman, 55/60)buyuruyor.

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor:

"&#;nsanlar&#;n hay&#;rl&#;s&#;, insanlar için hay&#;rl&#; oland&#;r.”

Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin ümmetine ö&#;retti&#;i merhamet, sadece yak&#;nlar&#;n&#; de&#;il bütün insanl&#;&#;&#; kucaklamaktad&#;r. Bir hadis-i &#;erifte &#;öyle ifade edilmi&#;tir:

“&#;nsanlara merhamet etmeyene Allah merhamet etmez.” (Buhâri, Tevhid 2, Edeb 27; Müslim, Fedail 66, Tirmizi, Birr 16)

"Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin.” (bk. Ebû Dâvûd, Edeb 58; Tirmizî, Birr 16)

Merhamet baz&#; kimselerin sand&#;&#;&#; gibi, sadece bir ac&#;ma duygusu de&#;ildir. Sevgiyle geli&#;en yard&#;m ve fedakârl&#;kla büyüyen &#;ümullü bir histir. E&#;er bir kalpte merhamet duygusu yoksa o kalp hastad&#;r.

Zaman&#;m&#;zda baz&#; ki&#;iler “Kad&#;n, erke&#;inin çama&#;&#;r&#;n&#; y&#;kamak zorunda de&#;ildir, çocu&#;unu emzirmek mecburiyeti yoktur.” diyerek, aile hayat&#;n&#;n ya&#;anmaz hale gelmesine vesile oluyorlar. Her ne kadar kazaen mecbur de&#;ilse de i&#;in bir de dinî yönü, insanî yönü, merhamet boyutu vard&#;r.

Memure kad&#;n, alaca&#;&#; para kar&#;&#;l&#;&#;&#;nda tan&#;d&#;&#;&#;, tan&#;mad&#;&#;&#; insanlara günlük en az sekiz saat hizmet ederken kocas&#;na, çocu&#;una, kocas&#;n&#;n anne, babas&#;na neden itaat etmesin. Bu garip dü&#;ünceler ve benzeri yanl&#;&#;lar nice ailelerin çözülmesine ve huzursuzlu&#;a vesile oluyor. Aileler her &#;eyden fazla muhabbete muhtaçt&#;rlar.

Ailelerin dünya ve ahiret saadeti için önce Allah ve Rasulü’ne itaat etmesi birbirlerine me&#;rû zeminlerde itaatleri gerekir. Masiyette hiç kimseye itaat gerekmez.

Di&#;er taraftan, herkesin birbirlerine kar&#;&#; sorumluluklar&#;n&#; yerine getirmeleri ailenin mutlulu&#;unu sa&#;lar. Aksi halde aile hayat&#; ya&#;anmaz hale gelir. Bir di&#;er yönü ise, hayat sadece bu dünya ile s&#;n&#;rl&#; de&#;il, bir de as&#;l hayat olan ahiret hayat&#; vard&#;r. Biz öyle bir aile ortam&#; olu&#;tural&#;m ki haramlrdan uzak, Kur’an ve sünnet ikliminde, cennetî bir hayat ya&#;anan akl&#;selim sahibi insanlar&#;n hayat&#; olsun. Zira Allah Teala güzel davran&#;&#;ta bulunanlar&#; sever.

Çal&#;&#;an kad&#;n i&#; gere&#;i,i&#;in zaruri k&#;ld&#;&#;&#; ölçüler içinde erkeklerle beraber ve yan yana olabilirler. Ancak, bu beraberlik zaruret s&#;n&#;r&#;n&#; a&#;mamal&#; ve ihtilat ( kar&#;&#;&#;m ) çerçevesine girmemelidir. &#;&#; yerlerinde amirler bu ölçüye özen göstermeli, Müslüman (dindar ) kad&#;nlar&#; gereksiz ihtilata zorlamamal&#;, bunun için bask&#; yapmamal&#;, i&#; arkada&#;lar&#; da kad&#;nlara anlay&#;&#; göstermelidirler.

&#;ehirler aras&#; seyahatlerde kad&#;nlar&#;m&#;z&#;n yan&#;na yabanc&#; erkeklerin oturtulmamas&#;, ikinci bir kad&#;n bulunamad&#;&#;&#; zaman koltu&#;un maddi fedakarl&#;k yap&#;larak bo&#; b&#;rak&#;lmas&#; takdire &#;ayan bir davran&#;&#;t&#;r. Bu titizli&#;in devlet dairelerinde ve i&#; yerlerinde de gösterilmesini beklemek Müslüman (inand&#;&#;&#;n&#; ya&#;amak isteyen) kad&#;nlar&#;n hakk&#;d&#;r.” (Hayreddin Karaman, Kad&#;n ve Aile, s, 98)

Evet, &#;slam’&#;n aile anlay&#;&#;&#;ndaki ölçü a&#;a&#;&#; yukar&#; böyledir: Bey evin d&#;&#; i&#;lerini ve ihtiyaçlar&#;n&#; kar&#;&#;lamal&#;, han&#;m da iç i&#;lerini ve hizmetlerini görmelidir. Aralar&#;nda yard&#;mla&#;ma her zaman mümkündür. Ancak han&#;m d&#;&#; i&#;te çal&#;&#;ma zaruretini duyarsa, bunun &#;artlar&#;n&#; beyiyle konu&#;up birlikte karar vermeli, çal&#;&#;ma mekân ve &#;artlar&#; müsait de&#;ilse bunda &#;srarc&#; olmamal&#;, ailenin mutlulu&#;unu en ba&#;ta tutmal&#;d&#;r

“Erkek, kad&#;n, inanm&#;&#; olarak kim iyi i&#; i&#;lerse ona ho&#; bir hayat ya&#;ataca&#;&#;z. Ve mükâfatlar&#;n&#;, elbette yapmakta olduklar&#;n&#;n en güzeli ile veririz.”(Nahl, 16/97)

“Ben sizden erkek ya da kad&#;n olsun çal&#;&#;an hiç kimsenin amelini zayi etmeyece&#;im. Hep birbirinizdensiniz…”(Âl-i &#;mran, 3/)

Aile ve aile fertlerinin kar&#;&#;l&#;kl&#; görevleri pedagoji, sosyoloji, hukuk vb. bilimlerin alan&#;na giren önemli konulardan biridir. Bu bilimlerin her biri, farkl&#; bir aç&#;dan bu konuya yakla&#;m&#;&#;t&#;r. Biz burada bu yakla&#;&#;mlar&#;n tümüne de&#;inecek durumda de&#;iliz Sadece konuya bir e&#;itimci gözüyle bak&#;p ne&#;eli ve huzurlu bir hayat için gerekli olan hususlar&#; aç&#;klamak istiyoruz. Bu amaçla kar&#; kocan&#;n görevlerini üç bölümde ele al&#;yoruz

1. Kar&#; kocan&#;n kar&#;&#;l&#;kl&#; görevleri

2. Kocan&#;n görevleri

3. Kad&#;n&#;n görevleri

Hemen belirtelim ki bu bölme, ev ve kar&#; koca ile s&#;n&#;rl&#; bir bölmedir. E&#;er bu çerçevenin d&#;&#;&#;na ç&#;kacak olursak, ba&#;ka görevler de gündeme gelir. E&#;lerin ailelerinin görevleri, toplumun kar&#; koca kar&#;&#;s&#;ndaki görevleri, devletin bu husustaki görevleri vs gibi Ancak bu k&#;sa yaz&#;da onlara de&#;inmemiz mümkün de&#;ildir. Dolay&#;s&#;yla bu üç görevi esas alarak yaz&#;m&#;z&#; üç bölüme ay&#;r&#;yoruz Her bölümde k&#;saca bu görevlerin bir k&#;sm&#;na de&#;inece&#;iz


a) Kar&#; kocan&#;n kar&#;&#;l&#;kl&#; görevleri:

1.Kar&#;&#;l&#;kl&#; sayg&#;, Kar&#; kocan&#;n birbirine sayg&#; göstermesi ailenin ruh sa&#;l&#;&#;&#;, sevginin artmas&#; ve aile temelinin sa&#;lamla&#;mas&#; aç&#;s&#;ndan büyük öneme sahiptir. Bu sayg&#;, kar&#; kocan&#;n birbirinin ki&#;ili&#;ine de&#;er vermesini; birbirinin görü&#;lerine, dü&#;üncelerine ve zevklerine sayg&#; duymas&#;n&#; kapsar ve hayatlar&#;n&#;n tüm alanlar&#;n&#; güzel etkisi alt&#;na al&#;r.

2.Kar&#;&#;l&#;kl&#; sevgi, &#;nsanlar&#;n birçok duygusal ihtiyac&#; vard&#;r ki en önemlilerinden biri de, sevgiye olan ihtiyaçt&#;r. Kar&#; ve koca, birbirinin sevgisine ve ilgisine mazhar olmay&#; severler Sevgisiz ya&#;am&#;n cazibesi yoktur; insanlar&#;n ço&#;u ondan kaçar. Allah'&#;n Elçisi Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) buyuruyor ki “Erke&#;in, kar&#;s&#;na ‘Seni seviyorum’ demesi, hiçbir zaman onun kalbinden ç&#;kmaz”

3. Affedici ve ba&#;&#;&#;lay&#;c&#; olmak, Kar&#; kocan&#;n birbirinin hatalar&#; ve yanl&#;&#;lar&#;n&#; affedip görmezlikten gelmesi, aile ortam&#;nda büyük öneme sahiptir Bu hususa dikkat etmemek, aileye hâkim olan samimiyet ve huzur ortam&#;n&#; huzursuzluk, kötümserlik, asabîlik ve memnuniyetsizlik ortam&#;na dönü&#;türür. Ruhun sakinli&#;i, kinin bertaraf olmas&#;, izzetin artmas&#;, ömrün uzamas&#; vs., hadislerde affedici ve ba&#;&#;&#;lay&#;c&#; olman&#;n etkilerinden say&#;lm&#;&#;t&#;r. &#;mam Sad&#;k (ra) &#;öyle buyuruyor, “Üç &#;ey dünya ve ahiretin yüceliklerindendir: Sana zulmedeni ba&#;&#;&#;laman, seninle ili&#;kisini kesenle ili&#;ki kurman ve sana kar&#;&#; cahilce davranana kar&#;&#; sab&#;rl&#; ve halim olman”

4. Sorumluluk almak, Aile mutlulu&#;unun temininde etkili olan amillerden biri de, e&#;lerin kar&#;&#;l&#;kl&#; sorumluluk duygusuna sahip olmas&#;d&#;r. Kad&#;n ve erkek, mü&#;terek bir ya&#;am&#; kabullenmekle, aile kurmadan önce üzerlerine görev olmayan birtak&#;m sorumluluklar ald&#;klar&#;n&#; bilmelidirler Bu sorumluluklar, kad&#;n ve erke&#;in yetenekleri, yetkileri ve özel ko&#;ullar&#; dikkate al&#;narak belirlenir. Geçimi sa&#;lamak, aileyi idare etmek, e&#;lik görevlerini yapmak, çocuklar&#; e&#;itmek vs. gibi. Bu duygunun varl&#;&#;&#;, aile ba&#;&#;n&#;n güçlenmesine ve ruhun huzurlu olmas&#;na sebep olur

5.Ahlâk:Ahlâk, insan hayat&#;nda önemli ve belirgin bir niteliktir &#;nsanlara, özellikle de e&#;e ve çocuklara kar&#;&#; güzel ahlâkl&#; olmak, insan&#;n ki&#;ili&#;inde derin bir etki b&#;rak&#;r; toplumu ve aile ortam&#;n&#; sefa ve samimiyetle doldurur Güzel ahlâk&#;n olmay&#;&#;&#; da, hayat&#; karart&#;r ve asabîlik, as&#;k suratl&#;l&#;k, sab&#;rs&#;zl&#;k, bahanecilik vs. gibi olumsuz yan etkilere neden olur, korku, kayg&#;, ki&#;ilik kayb&#; vs. gibi etkileri beraberinde getirir. Tatl&#; dillilik, insanlara sayg&#; göstermek, alçak gönüllülük, geni&#; kalplilik, selâm vermek, hâl hat&#;r sormak ve &#;efkat göstermek, güzel ahlâkl&#;l&#;&#;&#;n tecellilerinden say&#;l&#;r

6. &#;yimserlik, Taraflar&#;n birbirine güvenmesi, mü&#;terek hayat için büyük bir sermayedir Nitekim güvensizli&#;in de hayatta birçok menfi etkisi vard&#;r. Kötümser bir kimse, negatif ve hasta bir ruha sahiptir. Onun ruh sa&#;l&#;&#;&#; ve dengesi bozuktur. Kötümserlik sonucu e&#;ine güveni olmayan bir insan, aile hayat&#;n&#;n sefa ve huzurundan mahrum kal&#;r. Böyle bir insan, sosyal ili&#;kilerde de ba&#;ar&#;l&#; olamaz. Çünkü ba&#;kalar&#; hakk&#;nda kötü zan besleyen biri, dostlar&#; ve arkada&#;lar&#;n&#; kaybeder ve yaln&#;z kal&#;r. &#;mam Ali (ra) buyuruyor ki, “Bir insana kötümserlik galip gelirse, onunla hiçbir dostu aras&#;nda bar&#;&#; ve huzur kalmaz”

7.R&#;fk ve müdara, E&#;lerin birbirine kar&#;&#; görevlerinden biri de, r&#;fk ve müdarad&#;r. &#;öyle ki; e&#;imizin kusurlar&#;, eksiklikleri ve ho&#;lan&#;lmayan davran&#;&#;lar&#; kar&#;&#;s&#;nda sert bir tepki göstermemeli ve &#;iddete ba&#;vurmamal&#;y&#;z, tam tersine, &#;efkat ve samimiyetle yakla&#;mal&#;y&#;z. Çünkü kad&#;n&#;n da, erke&#;in de sözlerinde ve davran&#;&#;lar&#;nda kar&#;&#; taraf&#;n ho&#;lanmayaca&#;&#; eksikliklerinin olmas&#; do&#;ald&#;r. Ne var ki müdara etmek, e&#;imizin kusurlar&#; ve eksiklikleri kar&#;&#;s&#;nda umursamaz olmam&#;z anlam&#;na gelmez. Müdaran&#;n anlam&#;, e&#;imizin kusuru veya eksikli&#;ini gidermeye çal&#;&#;&#;rken onun kapasitesini göz önünde bulundurmam&#;z, yapabilece&#;inden fazlas&#;n&#; ondan beklemememiz ve istenmeyen özellikleri kar&#;&#;s&#;nda büyük insanlara yak&#;&#;an bir davran&#;&#; sergilememizdir

8. &#;ffetli ve namuslu olmak, Günümüz toplumunda bu özellik, genellikle kad&#;nlardan beklenir. Ancak hadislerin bu husustaki bak&#;&#; aç&#;s&#; daha geni&#;tir. Hadislerde, iffetli olmak, kar&#; kocan&#;n kar&#;&#;l&#;kl&#; görevlerinden biri ve en üstün ibadet olarak say&#;lm&#;&#;t&#;r. Hz Ali'nin (ra) tabiriyle iffet, &#;ehvetler kar&#;&#;s&#;nda direnmektir. Bu da hem kad&#;ndan ve hem de erkekten istenilen bir &#;eydir. Hadislerde, kar&#; kocaya, birbiri için süslenerek iffetlerini korumada birbirine yard&#;mc&#; olmalar&#; tavsiye edilmi&#;tir. &#;ffetli olmak; e&#;in kirli insanlardan korunmas&#;, aile ba&#;&#;n&#;n güçlenmesi, e&#;in güvenini kazanmak vs gibi faydalar&#; beraberinde getirir

9. Birbirini anlamak, Ailevî sorunlar&#;n birço&#;unun temelinde e&#;lerin birbirini anlamas&#; yatmaktad&#;r. E&#;inin içinde bulundu&#;u &#;artlar&#; ve ya&#;ad&#;&#;&#; s&#;k&#;nt&#;lar&#; anlayan bir kimse, onun iyiliklerini daha iyi derk eder ve zahmetlerinin kadrini bilir. E&#;ini anlamayan bir kimse, onun bütün çabalar&#;n&#; görmezlikten gelir, kusurlar&#; ve eksiklerini gözünde büyütür; zahmetlerinin kadrini bilmedi&#;i ve onu te&#;vik etmedi&#;i gibi, i&#;neli ve kinayeli sözleriyle de onu incitir ve ya&#;ama sevincini ondan al&#;r. Gurur ve kibirden kurtulmak, birbirinin ruh hâllerini ve s&#;k&#;nt&#;lar&#;n&#; bilmek, e&#;lerin birbirini anlamas&#; yolunda at&#;lacak ilk ad&#;mlard&#;r

b) Kocan&#;n görevleri:

1. Aile müdüriyeti, Çünkü o, bedenen daha kuvvetlidir ve aileyi idare etmek için daha güçlüdür. Kad&#;n, t&#;pk&#; gül gibidir; gül, yak&#;c&#; güne&#;e, rüzgâra ve kas&#;rgaya dayanamad&#;&#;&#; gibi kad&#;n da, a&#;&#;r ve y&#;prat&#;c&#; sorumluluklara dayanamaz.

&#;mam Ali (ra), o&#;lu &#;mam Müçteba'ya &#;öyle vasiyet etmi&#;tir “Kad&#;na, &#;ahsî i&#;lerinden fazlas&#;n&#; yükleme. Çünkü o, reyhand&#;r, kahraman de&#;ildir”

Erke&#;in sorumluluklar&#;, sadece ailenin geçimini sa&#;lamakla s&#;n&#;rl&#; de&#;ildir. Aile fertlerine do&#;ru yolu göstermek, e&#;itim ve terbiyelerine nezaret etmek, onlara iyili&#;i emretmek, ahlâkî yönden sapmalar&#;na engel olmak vs erke&#;in önemli vazifelerindendir. Dikkat edilmesi gereken husus ise &#;udur, Erke&#;in aile müdüriyetinde ba&#;ar&#;l&#; olmas&#;, ancak aile fertlerinin gönüllerine taht kurmas&#;yla mümkündür

2. Ailenin geçimini sa&#;lamak:Evin as&#;l i&#;lerini idare etmek kad&#;n&#;n sorumlulu&#;unda oldu&#;u için, do&#;al olarak erkek de ailenin geçimini temin etmelidir. Ancak bunu minnetsiz bir &#;ekilde yapmal&#;d&#;r. Çünkü bu, aile reisli&#;inden dolay&#; üzerine dü&#;en bir görevdir.

3. Aileyi rahat ya&#;atmaya çal&#;&#;mak, Aile bireyleri, geçimlerinin temininin yan&#;nda nispî bir refah içinde ya&#;ayabilmeleri için erke&#;in cömertli&#;ine muhtaçt&#;rlar. Bu yönden bir k&#;sma ve k&#;s&#;tlamayla kar&#;&#; kar&#;&#;ya kal&#;rlarsa, birçok ruhsal ve bedensel darbeye maruz kal&#;rlar. Ancak aileyi rahat ya&#;atmak, savurganl&#;k yapmak ve israf etmek anlam&#;na gelmemektedir. Bunun anlam&#;, cimrilik yapmamak ve erke&#;in ekonomik imkânlar&#;na uygun biçimde aileyi refah içinde ya&#;atmaya çal&#;&#;makt&#;r. &#;mam R&#;za (ra) buyuruyor ki “Erke&#;in, ailesinin geçimini k&#;smamas&#; gerekir ki ölümünü arzu etmesinler”

4. Diktatörlükten sak&#;nmak, Erkek, her ne kadar ailenin reisi ise de, emir ve nehiyde bulunmaktan sak&#;nmal&#;d&#;r; e&#;inin ve çocuklar&#;n&#;n görü&#;lerini dikkate almal&#;d&#;r. Kendini be&#;enmi&#;lik ve yersiz s&#;kmalar, ailede diktatörlük düzeninin hâkim olmas&#;na sebep olur; sa&#;l&#;kl&#; aile ili&#;kilerine ve çocuklar&#;n do&#;ru biçimde e&#;itilmesine zarar verir. Bu husus o kadar önemlidir ki Resulullah (s.a.a.) &#;öyle buyurmu&#;tur: “Mümin, ailesinin yemek istedi&#;ini yer. Ama münaf&#;k, kendi yemek istedi&#;ini ailesine yedirir.”

c) Kad&#;n&#;n görevleri:

1. Kocas&#;n&#;n s&#;rlar&#;n&#; korumak:Kad&#;n, asla kocas&#;n&#;n s&#;rlar&#;n&#; if&#;a etmemelidir. Aksi hâlde kocas&#;n&#;n güvenini kaybeder. Baz&#; erkeklerin i&#;leri hakk&#;nda han&#;m&#;na fikir dan&#;&#;mamas&#;n&#;n bir nedeni de, han&#;m&#;n&#;n s&#;r saklayaca&#;&#;ndan emin olmamas&#; ve söyledi&#;i &#;eyin ertesi gün a&#;&#;zdan a&#;za dola&#;mas&#;ndan korkmas&#;d&#;r

2. Kocas&#;n&#;n i&#;ine yersiz yere kar&#;&#;mamak:&#;nsan, f&#;trî olarak özgürlük ve ba&#;&#;ms&#;zl&#;k ister. Bu e&#;ilim, erkeklerde daha güçlüdür. Han&#;mlar, hay&#;rhahl&#;klar&#;n&#;n her zaman kocalar&#;n&#;n yarar&#;na olaca&#;&#;n&#; zannetmesinler Bu konu, evlilik hayat&#;nda zaman zaman ciddî krizlere yol açabilir. Bu yüzden erke&#;in ba&#;&#;ms&#;zl&#;&#;&#;na zarar vermemeye çal&#;&#;&#;n.

3. Evi idare etmek, Evi idare etmek ve ev i&#;lerini evirip çevirmek, hukukî olarak kad&#;n&#;n sorumlulu&#;unda olmasa da, ahlâkî olarak onun görevlerinden say&#;lm&#;&#;t&#;r. Evi idare etmek, oldukça önemli bir i&#;tir. Maalesef yaln&#;zca ev i&#;lerini yapan kad&#;nlar (ev kad&#;nlar&#;), kendilerinin ve yapt&#;klar&#; i&#;in gerçek de&#;erini bilmiyorlar. Gerçek bir ev kad&#;n&#;, önemli bir birimin tüm i&#;lerini tek ba&#;&#;na yapan liyakatli bir müdürdür. Hem plânlay&#;c&#;, hem uygulay&#;c&#;d&#;r. Uluslararas&#; çapta kariyer sahibi olan birçok erkek, bu ba&#;ar&#;s&#;n&#; “bir ev kad&#;n&#;"n&#;n tedbiri, ahlâk&#; ve liyakatine borçludur.

4. Ailenin harimini ve de&#;erlerini korumak:Kad&#;n&#;n kocas&#; hakk&#;ndaki en büyük vazifesi, erke&#;in evdeki namusu ve vekili olarak davran&#;&#;lar&#; ve sözleriyle ailenin harimini ve de&#;erlerini korumakt&#;r. Böyle bir kad&#;n, hem kocas&#;n&#;n mal&#;n&#; korur, israfa ve lükse kaçarak kocas&#;n&#;n servetini zayi etmez; hem tehlikeler kar&#;&#;s&#;nda aile haysiyetini ve kocas&#;n&#;n &#;erefini korur; hem de tesettüre riayet ederek namahremlere kar&#;&#; örtünür

Kocan&#;n cinsel ihtiyac&#;n&#; kar&#;&#;lamak, onu övüp te&#;vik etmek, sevgiyi &#;arta ba&#;lamamak vs de, riayet edilmesi hâlinde hayat&#; ne&#;eli ve sefal&#; k&#;lacak olan di&#;er hususlardand&#;r.

Kad&#;n&#;n kocas&#;na kar&#;&#; vazifelerinden en birincisi itaattir

“Erkekler kad&#;nlar üzerine hâkimdirler. O sebeple ki Allah onlardan kimini (erkekleri) kiminden (kad&#;ndan) üstün k&#;lm&#;&#;t&#;r. Birde (erkekler onlar&#;n) mallar&#;ndan infak etmektedirler. &#;yi kad&#;nlar itaatli olanlard&#;r.” (Nisa, 34)

“&#;ayet ben bir insan&#;n ba&#;ka bir insana secde etmesini emredecek olsayd&#;m kad&#;na kocas&#;na secde etmesini emrederdim.” (Tirmizi)

Hz. Ai&#;e (ra) anlat&#;yor: “Resulullah (asm) buyurdular ki:

"E&#;er bir kimsenin bir ba&#;kas&#;na secde etmesini emretseydim, kad&#;na, kocas&#;na secde etmesini emrederdim ve e&#;er bir erkek kar&#;s&#;na k&#;rm&#;z&#; bir da&#;dan siyah bir da&#;a ve siyah bir da&#;dan k&#;rm&#;z&#; bir da&#;a ta&#; ta&#;&#;may&#; emretseydi, uygun olan, kad&#;n&#;n bu emri yerine getirmesidir.” (Buhari, Müslim)
Kad&#;n&#;n e&#;ine kar&#;&#; olan di&#;er vazifelerini de yine Peygamber Efendimiz’in (asm) hadis-i &#;eriflerinden anl&#;yoruz.

&#;bn Abbas &#;öyle anlat&#;yor: Haysam kabilesinden bir kad&#;n gelip “Ben kocas&#; olmayan bir kad&#;n&#;m, evlenmek istiyorum. Acaba kocan&#;n e&#;i üzerindeki hakk&#; nedir?” diye sorunca, Hz. Peygamber (asm) &#;öyle buyurdu:

• Kocan&#;n e&#;i üzerindeki hakk&#;ndan birisi; kocas&#; onu yata&#;a davet etti&#;i zaman, o devenin s&#;rt&#;nda bile olsa kocas&#;n&#; reddetmemesidir.
• Yine kocan&#;n hakk&#;ndan birisi de kocan&#;n izni olmaks&#;z&#;n onun evinden herhangi bir &#;eyi ba&#;kas&#;na vermemesidir. E&#;er kocas&#;ndan izin almadan onun evinden ba&#;kas&#;na bir &#;ey verirse günah&#; onun boynuna, sevab&#; ise kocas&#;na yaz&#;l&#;r.
• Kocan&#;n hakk&#;ndan birisi de, kocan&#;n izni olmaks&#;z&#;n nafile oruç tutmamas&#;d&#;r. E&#;er kocan&#;n izni olmadan nafile oruç tutarsa, bo&#;u bo&#;una ac&#;km&#;&#; ve susam&#;&#; olur, o oruç kendisinden kabul olunmaz.
• E&#;er kocan&#;n izni olmad&#;&#;&#; halde kocas&#;n&#;n evinden ç&#;karsa, eve dönünceye veya tevbe edinceye kadar melekler ona lânet okurlar. (Beyhaki)
Kad&#;n kocas&#;na hizmet etmelidir

• Resûlullah Efendimiz (asm) &#;öyle buyurmu&#;tur: Hangi kad&#;n, kocas&#; kendisinden raz&#; olarak ölürse, o kad&#;n Cennet’e girer. (Tirmizî)
Kad&#;n kocas&#;n&#;n ho&#;lanmad&#;&#;&#; kimseyi eve sokmamal&#;d&#;r

• Resûlullah (asm) &#;öyle buyurmaktad&#;r: Kad&#;n kocas&#;n&#;n izni olmadan evine kimsenin girmesine izin veremez.
Kad&#;n yabanc&#; erkeklere bakmamal&#; ve onlarla konu&#;mamal&#;d&#;r

• Ümmü Seleme (ra) &#;öyle anlat&#;yor: Hz. Meymûne Resûlullah’&#;n (asm) yan&#;ndayken ben de oradayd&#;m. Tesettürle emrolunduktan sonra &#;bn-i Ümmü Mektûm oraya gelmi&#;ti. Resûlullah (asm) bize hitaben; Ondan sak&#;n&#;n yani örtünün buyurdu. Biz; O âmâ de&#;il mi, o bizi göremiyor ve bilemiyor? Deyince Resûlullah (asm) cevaben &#;öyle buyurdular: Siz de mi âmâs&#;n&#;z? O sizi görmese bile siz onu görüyorsunuz. (Ebû Dâvûd)
Kad&#;n israftan sak&#;nmal&#;d&#;r
• Hz. Âi&#;e’den (ra) rivayetle Resûlullah (asm) &#;öyle buyuruyor: Bereket yönünden kad&#;nlar&#;n en hay&#;rl&#;s&#;, geçimi (idaresi) en kolay olan&#;d&#;r. (Beyhâkî)

Erke&#;in kad&#;n&#;na kar&#;&#; borçlar&#; nafakad&#;r:Yiyecek, giyecek, mesken temini. Dinimiz bunlar&#;n asgarî miktar&#;n&#; tayin ederken devrin &#;artlar&#;n&#;, örfü, kad&#;n&#;n geldi&#;i ailenin iktisadî seviyesini göz önünde bulundurmu&#;tur. Nikâh akdi, istihdam(kad&#;n&#; hizmetlenme) akdi de&#;ildir. Bu sebeple yemek yapmak, evi süpürmek, çama&#;&#;r y&#;kamak gibi dahili; dükkanda, tarlada çal&#;&#;mak gibi harici i&#;leri yapmakla mükellef de&#;ildir. Kad&#;n, bu çe&#;it hizmetlerin görülmesi için, masraf&#; kocas&#; taraf&#;ndan kar&#;&#;lanmak üzere en az bir hizmetçi tutmak “hakk&#;na sahiptir. Kad&#;n bir k&#;s&#;m ev i&#;lerini yap&#;yorsa bunu hukukî bir mecburiyet olarak de&#;il, bir iyilik, ho&#; bir âdet, örf olarak yapar. Bu çe&#;it i&#;leri yapmak istemese kocas&#; onu zorlayamaz. Bu davran&#;&#;&#; sebebiyle kad&#;n günahkâr da olmaz. Ona terettüb eden hukuki vecîbe: Kocas&#;ndan izin almadan evden ayr&#;lmamas&#;, kocas&#;n&#;n istemediklerini eve almamas&#;, ça&#;&#;rd&#;&#;&#; takdirde yata&#;a gelmemesi. (Kütüb-i Sitte)

Peygamber Efendimizin (asm) Hz. Fat&#;ma’ya tavsiyesi:

Ebu'l Verd &#;bnu Sümâme anlat&#;yor: “Hz. Ali (ra) &#;bnu A&#;yed'e dedi ki: "Sana kendimden ve Resulullah’&#;n (asm) k&#;z&#; Fât&#;ma’dan (ra) -ki o, babas&#;na, ailesinin en sevgili olan&#; idi- bahsedeyim mi?”
“Evet, bahsedin!” dedim. Bunun üzerine:
“Fât&#;ma (ra) de&#;irmen çevirirdi; elinde yaralar meydana gelirdi. K&#;rba ile su ta&#;&#;rd&#;. Bu da boynunda yaralar açt&#;. Evi süpürüyordu. Üstü ba&#;&#; toz-toprak oldu. (Bu s&#;ralarda) Resûlullah'a bir k&#;s&#;m köleler getirilmi&#;ti.. Fât&#;ma 'ya:
"Babana kadar gidip bir köle istesen!” dedim. Gitti. Aleyhisselâtu vesselâm'&#;n yan&#;nda baz&#;lar&#;n&#;n konu&#;makta olduklar&#;n&#; gördü ve geri döndü. Ertesi gün Resulullah (asm) Fât&#;ma'ya gelerek:
“K&#;z&#;m ihtiyac&#;n ne idi?” diye sordu. Fât&#;ma sükût edip cevap vermedi. Ben araya girip:
“Ben anlatay&#;m Ey Allah'&#;n Resülü!” dedim ve aç&#;klad&#;m: “Fat&#;ma'n&#;n de&#;irmen kullanmaktan elleri yara oldu, k&#;rba ile su ta&#;&#;maktan da omuzlar&#; incindi. Köleler gelince ben kendisine, size u&#;ramas&#;n&#;, sizden bir hizmetçi istemesini ve böylece biraz rahata kavu&#;mas&#;n&#; söyledim. Bu aç&#;klamam üzerine Resulullah:
"Ey Fat&#;ma, Allah'tan kork, Allah'a olan farzlar&#;n&#; eda et, ailenin i&#;lerini yap. Yata&#;&#;na girince otuzüç kere sübhanallah, otuzüç kere elhamdülillah, otuzüç kere Allahuekber de. Böylece hepsi yüz yapar. Bu senin için hizmetçiden daha hay&#;rl&#;d&#;r..” buyurdular. Fat&#;ma (ra):
“Allah'dan ve Allah'&#;n Resulünden raz&#;y&#;m” dedi. Resulullah (asm) ona hizmetçi vermedi.“ (Buhari, Müslim)
Bu zikretti&#;imiz maddeler &#;slam adab&#;nda kad&#;n&#;n e&#;ine kar&#;&#; vazifeleridir. Bununla beraber kad&#;n e&#;inin anne ve babas&#;na da hürmet ve sayg&#;da bulunmas&#;n&#;n fazileti büyüktür. Çünkü dinimiz büyüklerimize kar&#;&#; hürmet ve muhabbetti emreder.

Karı Kocanın Karşılıklı Görevleri

33,8K

Bütün peygamberlerin ve bütün mukaddes kitapların ortak hedefi, tüm insanların mutlu olmalarıdır. Hedeflenen bu mutluluğun gerçekleşmesi için, yerine getirilmesi gereken çeşitli görevler vardır. Aile ocağında karı kocanın birbirlerine karşı olan görevleri, bu alanda önemli bir yer tutmaktadır. Kur’ân-ı Kerim’de bir ayette, bu konuya şöyle işaret edilmektedir:

وَمِنْ آيَاتِهِ أَنْ خَلَقَ لَكُم مِّنْ أَنفُسِكُمْ أَزْوَاجاً لِّتَسْكُنُوا إِلَيْهَا وَجَعَلَ بَيْنَكُم مَّوَدَّةً وَرَحْمَةً إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يَتَفَكَّرُونَ

“Kendilerinde huzur bulmanız için, kendi türünüzden eşler yaratması ve böylece aranızda derin bir sevgi ve şefkat var etmesi de, Allah’ın ayetlerinden/delillerindendir. Muhakkak ki bunda, düşünen bir halk için çıkarılması gereken dersler vardır.”[1]

Karı kocayı aynı türden yaratan Allah, aralarında sevgi ve merhameti oluşturmakta ve onlara, soylarının devamı için oğullarla torunları nasip etmektedir.[2] İnsan nesli, bu şekilde devam etmektedir. Allah’ın Kur’ân’da haber verdiği bu saygı, sevgi, huzur, saadet ve mutluluğun aile ocağında oluşması ve oğullarla torunlara böyle bir ortamın hazırlanması için, karı kocanın birbirlerine karşı olan görevlerini Allah ile peygamberin haber verdiği şekilde bilinçli olarak, dürüst bir şekilde yerine getirmeleri gerekmektedir. Ancak onların birbirlerine karşı olan görevlerini yerine getirmeleri neticesinde, toplumun en küçük kurumu ve aynı zamanda temel taşı olan aile, sağlıklı bir yapıya kavuşabilmektedir. Bunun için her kişi, önce kendi görevlerinin ne olduğunu öğrenmeye çalışmalı ve bu görevleri yerine getirme çabası içerisinde bulunmalıdır.

Erkek, genel bir kural olarak ailenin büyüğü durumundadır. Kur’ân’ın çeşitli ayetlerinde buna işaret edilmektedir:           

وَلَهُنَّ مِثْلُ الَّذِي عَلَيْهِنَّ بِالْمَعْرُوفِ وَلِلرِّجَالِ عَلَيْهِنَّ دَرَجَةٌ وَاللّهُ عَزِيزٌ حَكُيمٌ

“Erkeklerin hanımları üzerinde hakları olduğu gibi, hanımların da kocaları üzerinde meşru hakları vardır. Ancak erkeklerin, kadınlar üzerinde bir derece farkı vardır.”[3]

الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاء بِمَا فَضَّلَ اللّهُ بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ وَبِمَا أَنفَقُواْ مِنْ أَمْوَالِهِمْ فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِّلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللّهُ

“Erkekler, kadınların koruyup koruyucularıdırlar. Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler, ailenin geçimini temin etmek için kendi mallarından harcamaktadırlar. İyi kadınlar, eşlerine karı itaatkârdırlar; Allah’ın kendilerini koruması sayesinde, onlar da gaybı korurlar.”[4] 

Bu ayetlerden anlaşıldığına göre ve Hz. Muhammed (s.a.v.)’in de “Erkek, aile fertlerinin yöneticisidir”[5] diye buyurduğuna göre erkek, aile ocağının yöneticisidir. Ancak erkek, çeşitli nedenlerden dolayı aile ocağını yönetmekten aciz olduğu veya kadın bu konuda daha başarılı olduğu durumlarda, kadın bu görevi üstlenmektedir. Ayrıca Hz. Muhammed (s.a.v.)’in, “Kadın, eşinin evinin ve çocuklarının yöneticisidir”[6] anlamındaki hadisinde de haber verildiği gibi, kadının aile içinde yönetim sorumluluğu vardır. Aslında kadın ve erkek, bir nevi görev taksimini yaparak aileyi yönetmektedirler. Esas olan, aralarındaki dürüstlük samimiyettir. Psikolojik yapı gereği kadın, kocası tarafından sevilince ve erkek, hanımından saygı görünce mutlu olur.

Bu ve benzeri ayetlerde dikkat çekilen diğer bir husus ise erkek, kadının koruyup kollayıcısı, reisi ve büyüğü olarak onun ihtiyaçlarını temin etmek mecburiyetindedir. Bu konuda bilgi veren başka bir ayet şöyledir:

وَالْوَالِدَاتُ يُرْضِعْنَ أَوْلاَدَهُنَّ حَوْلَيْنِ كَامِلَيْنِ لِمَنْ أَرَادَ أَن يُتِمَّ الرَّضَاعَةَ وَعلَى الْمَوْلُودِ لَهُ رِزْقُهُنَّ وَكِسْوَتُهُنَّ بِالْمَعْرُوفِ

“Anneler, istedikleri zaman/normal olarak bebeklerini tam iki yıl emzirirler. Annelerin yiyeceği ve giyeceği, örfe uygun olarak babaya aittir.”[7]

Buna göre erkek, aile fertlerinin olduğu gibi kadının da yeme, içme, giyinme, barınma, ısınma, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlarını temin etmek mecburiyetindedir. Aile reisi olarak erkeğin, bunları temin etmek için çalışması, insani bir görev ve dini bir sorumluluktur. Aynı zamanda erkeğin bunları temin etmek için çalışması, dini açıdan ibadet olarak kabul edilmektedir. Hz. Muhammed (s.a.v.)’in de bu konuda söylediği pek çok hadis vardır. Bu hadislerden bazıları şöyledir: 

            “Bir adamın harcadığı paraların en değerlisi, kendi aile fertleri için harcadığı paradır.”[8]

            “Senin, hayır yollarında harcadıklarının en sevap olanı, kendi ailenin ihtiyaçları için harcadığın paradır.”[9]

            “Allah’ın rızasını gözeterek kendi ailenin ihtiyacı için harcadığın nafakadan, hatta yemek yerken eşinin ağzına verdiğin lokmadan bile mükâfat göreceksin.”[10]

            “En büyük sevap, insanın kendi aile fertleri için harcadığı paranın sevabıdır.”[11]

            “Bir kişi, sevabını Allah’tan beklemek suretiyle kendi aile fertleri için harcamada bulunduğu zaman, yaptıkları, kendisi için sadaka olur.”[12]

            “Malından kendi ihtiyaçların için harcaman, senin için bir sadakadır. Kendi aile fertlerinin ihtiyaçları için harcaman, senin için bir sadakadır. Kendi eşinin ihtiyaçları için harcaman, senin için sadakadır.”[13]

            “Eşinin, senin malından yemesi, senin için sadakadır.”[14]

            “Kendi nefsinin ihtiyaçlarını karşılaman, senin için bir sadakadır. Kendi çocuğuna yedirip içirmen, senin için bir sadakadır. Kendi eşine yedirip içirmen, senin için bir sadakadır. Çalıştırdığın işçine/hizmetçine yedirip içirmen, senin için bir sadakadır.”[15]

Bu ayet ve hadislerden anlaşıldığına göre, erkeğin hanımına ve diğer aile bireylerine bakması, onlarla ilgilenmesi ve onların ihtiyaçlarını temin etmesi, kendisi için sevap sayılmaktadır. Hatta insanın bu yoldaki harcamaları, yaptığı harcamaların en hayırlısı olarak değerlendirilmektedir. Bir erkeğin, kendi hanımına bu şekilde bakmasının, onun ihtiyaçlarını temin etmesinin minneti de söz konusu olamaz. Çünkü bunlar, onun asli görevlerindendir. Önemi nedeniyle Hz. Muhammed (s.a.v.), “İnsanın, bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerini ihmal etmesi, günah olarak kendisine yeter”[16] diyerek, insanın, geçimini sağlamakla yükümlü olduğu kişileri ihmal etmesinin büyük bir günah olduğunu haber vermiştir. 

Hz. Muhammed (s.a.v.), erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde haklarının olduğunu haber vermiştir.[17] Sahabeden biri Hz. Muhammed (s.a.v.)’e, “Bir hanımın, eşinin üzerinde ne gibi hakları vardır?” diye sormuş. Hz. Muhammed (s.a.v.), onun bu sorusuna karşı şu cevabı vermiştir: “Yediğin gibi ona yedirmen, giydiğin gibi ona giydirmen, onun yüzüne vurmaman, ona kötü söz söylememen ve onun yatağını terk etmen gerektiği zaman, evin içinde terk etmen.”[18]

Yüce Allah erkeklere, “Hanımlarla hoş geçinin”[19] demek suretiyle, erkeğin hanımı ile iyi geçinmesini emretmektedir. Hz. Muhammed (s.a.v.) de, “İman bakımından en kâmil olan müminler, ahlakı en güzel olanlardır ve sizin en hayırlınız, hanımına hayırlı olanınızdır ”[20] diyerek, eşine iyi davranarak ona hayırlı muamelelerde bulunan erkeklerin, hayırlı insanlar olduğunu açıklamıştır. O, erkeklerin hanımlarını dövmelerini yasaklamış[21] ve hanımını döven erkeklerin hayırlı kimseler olmadıklarını söylemiştir.[22] Hz. Aişe (ö. 95/) validemiz de, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in, hiçbir eşini dövmediğini ve onlara el kaldırmadığını haber vermiştir.[23] Bu konu ile ilgi diğer bazı hadislerde de şöyle buyurmuştur:

“Müminlerin iman bakımından en mükemmel olanları, ahlakı en güzel olanları ve eşine en yumuşak davrananlarıdır.”[24]

“Sizin hayırlınız, eşine ve aile bireylerine hayırlı olanınızdır. Ben, bu konuda sizin en hayırlınızım.”[25]

Hz. Muhammed (s.a.v.), veda hutbesinde çeşitli konulara değinmiştir. O, bu hutbede kadınlar hakkında da şu açıklamalarda bulunmuştur:

“Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah’a karı gelmekten sakınmanızı tavsiye ederim. Siz, kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onları eş olarak Allah adına söz vererek helal edindiniz.”[26]

Muhammed İkbal, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in, “Bana dünyada üç şey sevdirildi: Namaz, kadın ve güzel koku”[27] anlamındaki hadisi izah ederken, kadını bir hizmetçi olarak görmemenin gerektiğini, böyle yanlış bir anlayışın İslam dini ile hiç bağdaşmadığını dile getirmeye çalışmıştır.[28]

Çok güzel konuşan Esma binti Yezid, Hz. Muhammed’e (s.a.v.) ilk biat eden Medineli hanımlardan biriydi. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) huzuruna çıkar, kadınların sormaya çekindikleri konuları ona rahatlıkla sorardı. Sevgili peygamberimiz de Esma’yı takdir eder, utanma duygusunun dinlerini öğrenmeye engel olmadığını söyleyerek Medineli hanımları överdi. Esma hatun, Hz. Muhammed’den (s.a.v.) seksen bir hadis rivayet etmiştir. Bir gün sahabe hanımlar, onu Hz. Muhammed’e (s.a.v.) göndermişler. Esma, onun huzuruna çıkınca şunları söyledi:

“Anam babam sana feda olsun ya Resûlallah! Ben, sana kadınların elçisi olarak geldim. Allah, seni bütün erkek ve kadınlara peygamber olarak göndermiştir. Biz, sana ve senin Rabbine iman ettik. Kadın olduğumuz için, eşimizin evinde oturur, ona karılık yapar ve çocuklarını karnımızda taşırız. Erkekler ise, Cuma namazı kılmak, camiye ve cemaate gitmek, hastaları ziyaret etmek, cenazelerde bulunmak, birden fazla hacca gitmek gibi hususlarda bize üstünlük sağlamış bulunuyorlar. Bütün bunların en önemlisi, Allah yolunda cihada çıkmaktır. Erkekler, bu türlü görevler nedeniyle evden çıktıkları zaman, kadınlar olarak biz, onların mallarını koruruz, iplik eğirip onlara elbise yaparız, çocuklarını besleriz. Buna göre biz kadınlar, erkeklerin bu ve benzeri konularda kazandıkları hayır ve sevaplara ortak olamaz mıyız?” Esma’nın bu sözlerini pek beğenen Hz. Muhammed (s.a.v.), ashabına dönerek, “Siz, bir kadından din konusunda sorduğu bir soruda bundan daha güzel bir söz işittiniz mi?” diye sormuş. Sonra da Esma’ya dönerek ona şunları söylemiştir:

“Ey hanım! İyi anla ve seni buraya gönderen hanımlara da iyice anlat ki, bir kadının kocasıyla güzel geçinip onun hoşnutluğunu kazanması, sevap bakımından o saydığın üstünlüklerin hepsine denktir.”[29] Bu olaydan sonra Esma, kadınların hatibi anlamında “Hatibetu’n-Nisa” lakabıyla anılmıştır.[30] Hz. Muhammed’in (s.a.v.) bu olayda anlattığı, kadının kocasıyla güzel geçinip onun hoşnutluğunu kazanması olayı, aile hayatının mutluluğunda son derece etkili olan bir faktördür. Bu nedenle olacak ki o, başka hadislerde de bu olayın önemi üzerinde durup bu konuda açıklamalarda bulunmuştur: “Hangi kadın kocasının hoşnutluğunu kazanarak vefat ederse, Allah ondan razı olur”[31]

Hz. Muhammed (s.a.v.) bir hadiste şöyle buyurmuştur: “Hepiniz birer çobansınız ve hepiniz çobanlığınızdan sorumlusunuz. Devlet amiri bir çobandır. Adam, ehli (aile bireyleri) arasında bir çobandır ve çobanlığından sorumludur. Kadın, kocasının evinde bir çobandır ve çobanlığından sorumludur. Hizmetçi, hizmet ettiği kişinin malı içerisinde bir çobandır ve çobanlığından sorumludur. (Evet) hepiniz çobansınız ve çobanlığınızdan sorumlusunuz.”[32] Bu hadiste de belirtildiği gibi kadın, kocasının evinde bir çoban konumundadır ve çobanlığından sorumludur. Onun malını, canını, neslini, namusunu korumak mecburiyetindedir ve bu konularda kocasına karşı herhangi bir hıyaneti olmamalıdır. Bunun yanında Hz. Muhammed (s.a.v.) kadının, kocasının uygun görmediği kimseleri evine almamasının gerektiğini de vurgulamıştır.[33]

Hz. Muhammed (s.a.v.), veda hutbesinde sosyal içerikli çeşitli konularda açıklamalarda bulunmuştur. Önemi nedeniyle kadınlarla ilgili ve kadın hakları konusunda da geniş bilgi vermiştir. O, veda hutbesinde kadınlarla ilgili açıklamalarının bir bölümünde şöyle söylemiştir:

“Dikkat ediniz! Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin onlar üzerindeki hakkınız, onların yataklarınıza ihanet etmemeleri ve sevmediğiniz kimseleri evinize almamalarına dikkat ediniz! Onların sizin üzerinizdeki hakları ise, giyecek ve yiyecek hususunda onları mahrum etmemenizdir.”[34]

Karı kocanın karşılıklı görevleri, birbirlerini tamamlayan bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Kadının, kadınlık görevini yerine getirmek suretiyle kendisi kocasına beğendirmeye, ona güven vermeye çalışması gerektiği gibi,[35] erkeğinde karşılıklı güven, saygı ve sevgiyi oluşturmak için çaba sarf etmesi icap eder. Çünkü evlilik, karı kocanın karşılıklı saygı, sevgi, sadakat ve birbirlerine verecekleri güven ile yürür.[36]

Sonuç olarak karı koca, birbirine karşı dürüst olmalı. Karşılıklı samimiyet ve dürüstlük, iki tarafı da mutlu eder. Erkek, karısının geçimini temin etmek ile sorumludur. Kadının böyle bir sorumluluğu yoktur. Erkek çalışır, hem kendine hem de karısına bakar. Kadın çalışıyorsa, kazancı kendisine aittir. Kazancını harcamada serbesttir. Bu gibi konular, evlenmeden önce konuşulmalıdır. Aksi takdirde sonradan problemlerin yaşanmasına sebep olmaktadır. İdeal olan, kadın ile erkeğin samimiyetle birbirini tamamlamalarıdır. Arada yalan ve hile gibi şeylerin yaşanmaması gerekir. Aksi takdirde birbirlerine olan güveni kaybederler. Güven bitince, her şey biter. Kadın, kocasına karşı eğilip saçlarını onun için süpürge edecek şekilde saygı gösterirse, erkek, karısının incinmemesi için bir çift ayakkabı olup onun ayağına girer.  

Herkese böyle bir mutluluk diler, selam saygı ve hürmetlerimi sunuyorum.


KAYNAKLAR

[1]er-Rûm 30/

[2]Bkz. el-A’râf 7/; en-Nahl 16/

[3]el-Bakara 2/

[4]en-Nisa 4/

[5] Buhârî, Nikâh, 81; Müslim, İmâre, 20; Ebû Dâvûd, İmâre, 1; Tirmizî, Cihâd,

[6]Buhârî, Nikâh, 81; Müslim, İmâre, 20; Tirmizî, Cihâd,

[7]el-Bakara 2/

[8]Müslim, Zekât, 38; Tirmizi, Birr, 42; İbn Mâce, Cihad, 4; İbn Hanbel, V,

[9]Müslim, Zekât,

[10] Müslim, Vasiyet, 5.

[11]İbn Hanbel, II,

[12]Buhârî, İman, 41; Müslim, Zekât, 48; Nesâî, Zekât, 60; Tirmizi, Birr, 42, İbn Hanbel, IV,

[13]Müslim, Vasiye, 8; İbn Hanbel, I,

[14]Müslim, Vasiye, 8.

[15]Müslim, Vasiye, 8; İbn Mâce, Ticaret, 1; İbn Hanbel, IV,

[16]Ebû Dâvûd, Zekât, 45; İbn Hanbel, II, , , ,

[17]Tirmizî, Redâ’, 11; Tefsir, 9/1; İbn Mâce, Nikâh, 3; Beyhakî, V,

[18]Ebû Dâvûd, Redâ’, 41; İbn Mâce, Nikâh, 3; İbn Hanbel, IV, , ; V, 5.

[19]en-Nisa 4/

[20]Buhârî, Edeb, ; Tirmizi, Rada’, 11; İbn Hanbel, II, ; Mansur Ali en-Nasıf, et-Tac el-Cami’ li’l-Usul fî Ahadisi’r-Rasûl, Daru İhyai’l-Kutubi’l-Arabî, Beyrut tsz. I,

[21]Buharî, Tefsîr,91/1; Nikâh, 94; Edeb 44; Müslim, Cennet, 49; Tirmizî, Tefsir 91; İbn Mace, Nikâh,

[22]Ebû Dâvûd, Nikâh, 42; İbn Mace, Nikâh, 51, Dârımî, Nikâh,

[23]Müslim, Fezâil, 79; Ebû Dâvûd, Edeb, 4; İbn Mâce, Nikâh,

[24]Müslim, Fedâil, 68; İbn Mace, Nikâh, 50; Tirmizî, Birr, 47, Nesâî, es-Sünenü’l-Kübra,

[25]el-Emir Alauddin Ali b. Belban İbn Hibbân, Sahihu İbn Hibbân bi Tertibi İbn Belban, thk. Şuayb Arnavut, Müessesetü’r-Risâle, Beyrut , Nikâh, IX,

[26]Müslim, Hac, ; Ebû Dâvûd, Hac,

[27]Nesâî, Nisa, 1.

[28]İkbal, Benlik ve Toplum, s.

[29]Ebu’l-Kasım Ali b. el-Hasan b. Hibetillah b. Hüseyn İbn Asâkir, Tarihu Medineti Dımaşk, Beyrut , VII, , ; XXIX, ; Ebubekir Muhammed b. Hüseyn el-Beyhakî, Şuabu’l-İmân, Mısır tsz. VI, ; İzzeddin Ebû’l-Hasen Ali b. Muhammed b. Abdülkerim el-Cezerî İbnu’l-Esîr, Üsdü’l-Ğâbe fî Ma’rifeti’s-Sahâbe, Mısır , VII, 19; es-Süyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr fi’t-Tefîri bi’l-Me’sûr, Muhammed Emin Remc ve Şurekâuh, Beyrut tsz., II, ; Ali Osman Ateş, “Esma bint Yezîd”, DİA, İstanbul ,  XI,

[30] M. Yaşar Kandemir, Peygamberimin Sevdiği Müslüman, Zafer Yayınları, İstanbul , s. ,

[31]Tirmizî, Radâ’, 10; Süleyman b. Ahmed et-Taberânî, el-Mü’cemü’l-Kebîr, Mısır tsz. XIII, ; Ebu Abdillah Muhammed b. Abdillah el-Hâkim en-Nişâbûrî, el-Müstedrek Ala’s-Sahihayn, Beyrut ,  IV,

[32]İbn Allan, Delilu’l-Falihîn”, II,

[33]Buhârî, N,kâh, 84, 86; Müslîm, Zekât, 84; Ebû Dâvûd, Savm, 73; Tirmizî, Savm, 64; İbn Mâce, Sıyâm,

[34] Ebû Osman Amr b. Bahr el-Câhuz, el-Beyân ve’t-Tebyîn, thk. Hasan es-Sendûbî, Dâru İhyâi’l-Ulûm, Beyrut , II, ; Abdurrahmân es-Suheylî, er-Ravdu’l-Ünf fî Şerhi’s-Sireti’n-Nebeviyyeti li İbni Hişâm, thk. Abdurrahmân el-Vekîl, Dâru’l-Kutubi’l-Hadise, Kahire , VII, ;  Ahmet Zeki safve, Cemheretu Hutubi’l-Arab, Şirketu Mektebe ve Matbaati Mustafa el-Babî el-Halebî, Mısır , I,

[35]Nasiruddin Tusî, Ahlak-ı Nasırî, trc. Anar Gafarov ve Zaur Şükürov, Litera Yayıncılık, İstanbul , ; Kınalızade Ali Efendi, Ahlak-ı Alai: Devlet ve Aile Ahlakı, yayına hazırlayan: Ahmey Kahraman, Tercüman Temel Eser, yayın yeri ve yılı yok, s.

[36] Ahmet Hamdi Akseki, Ahlak İlmi ve İslam Ahlakı: Ahlak Dersleri, sadeleştiren: Ali Arslan Aydın, Nur Yayınları, Ankara , s. ; M. Abdullah Draz, Kur’ân Ahlakı, trc. Emrullah Yüksel ve Ünver Güney, İz Yayıncılı, İstanbul , s.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır