dissosiyatif bozukluk film / Çoklu Kişilik Bozukluğu Hakkında Çekilmiş Olan Filmler | Psikoloji Bilgisi

Dissosiyatif Bozukluk Film

dissosiyatif bozukluk film

Çoklu Kişilik Bozukluğu Konusunu İşleyen 12 Kaliteli Film

Peki bu alanda en iyi, en izlenilesi filmler hangileri? Şimdi de ona bakalım

Davetsiz / The Uninvited () IMDb: 6,4

Anna, acılar içinde yaşamını sürdürmeye çalışan genç bir kızdır. Annesinin ölümü sebebiyle yaşadığı travmayı kolay atlatamamıştır. Bu beklenmedik ve trajik kayıptan sonra hastanede geçirdiği süreç sonrası evine döner. Yaşadığı dertler tam azalırken; babasının, annesinin hemşiresi Rachel ile nişanlandığını öğrenince tekrar depresyona girecektir. Anna, o gece annesinin hayaleti tarafından ziyaret edilir ve Rachel’in yapmak istedikleri için annesi onu uyarır. Bunun üzerine Anna ve kız kardeşi; babalarını, nişanlısının aslında göründüğü gibi olmadığına inandırmaya çalışırlar. Bu durum artık üvey anne ve üvey kızlar arasında ölümcül bir çatışmaya dönmüştür.

Kimlik / Identity () IMDb: 7,3

Karanlık ve felaket kokan bir gecede ortaya çıkan bir kasırga, o sırada farklı dertler peşinde koşan 10 yabancıyı bir araya getirir. Birbirini daha evvel görmemiş olan bu 10 yabancı, çeşitli nedenlerle bir otele sığınmak zorunda kalır. Bu izbe otelde dışarıdaki dünyayla iletişimini kaybeden yolcular, kısa süre içerisinde çeşitli garip durumlara tanık olmaya başlarlar. Kim olduğunu bilmedikleri bir güç; seri bir biçimde cinayetlere imza atmakta, hayatta kalmak gitgide daha da zorlaşmaktadır.

David and Lisa () IMDb: 7,4

Ruhsal tedavi gören iki gencin yakınlaşmasını konu alan filmde, dokunulmaktan ölesiye korkan bir deha ve ağır psikolojik problemleri olan Lisa'nın hikayesi anlatılıyor.

9. Dr. Jekyll and Mr. Hyde () IMDb: 7,7

Dr. Henry Jekyll, bir insanın iki tarafı olduğuna (şeytan tarafı ve melek tarafı) inanan bir bilim insanıdır. Bu iki taraf birbirinden ayrılırsa, insanın özgür olabileceğini düşünmektedir. Bunu başarabilmek maksadıyla birtakım kimyasal deneyler gerçekleştirdikten sonra, içtiği iksir onu korkunç suçlar işleyen Hyde'a dönüştürür. Ara sıra kendine gelebilen Dr. Jekyll, Hyde olduğu sıralarda sürekli birilerine zarar verir. İçindeki Hyde'la savaşarak ondan kurtulmaya çalışan Jekyll'e, arkadaşı Lanyon yardım eder.

8. İlk Korku / Primal Fear () IMDb: 7,7

Tanınmış bir psikoposun öldürülmesi, büyük yankı uyandırır. Bu cinayet sırasında olay yerinden kaçmakta olan Aaron, görgü tanıkları tarafından suçlu ilan edilir ve suçu işlediği neredeyse kesinleşmiştir. Son derece prestijli bir avukat olan Martin Vail ise, olayların bu biçimde geliştiğinden tam olarak emin değildir ve Aaron'ı savunma görevini üstlenir. Aaron'ın suçluluğu o derece nettir ki, Vail'in bu görevi üstlenmesi beyhude bir uğraş olarak addedilir. Fakat kısa bir zaman sonra, davanın seyri değişmeye başlar.

7. The Machinist () IMDb: 7,7

Bir yıldır uykusuzluk çeken Trevor, bir fabrikada işçi olarak çalışmaktadır. Dinlenememekten ötürü vücudu bitik bir haldedir. Ama bu arada işi dikkat gerektiren bir iştir ve en ufak bir hatanın bedeli ağır olacaktır. Trevor ise her şeye çok zor konsantre olmaktadır. Trevor, kendisine birtakım notlar bırakmaya ve giderek azalan kilosunu kağıtlara yazıp dairesine asmaya çok meraklıdır. Hayatında, duygusal olarak bir şeyler yaşadığı fahişe Stevie ile bir yandan da tutku duyduğu Maria vardır. İş arkadaşları kendisine, gözle görünür kilo kaybı ve bedensel çöküşün arkasında ne olduğunu bilmemekten ötürü güven duymazlar.

6. Sybil () IMDb: 8,0

Çocukluğunda yaşadığı tacizler sebebiyle çoklu kişilik bozukluğu ile mücadele eden genç bir kadının dramı.

5. Siyah Kuğu / Black Swan () IMDb: 8,0

New York’ta yaşayan Nina, genç ve yetenekli bir balerindir. Hayatının tamamını kapsayan dans en büyük tutkusu, yaşam amacıdır. Nina, eski bir balerin olan ve kızına sürekli dans konusunda hırs aşılayan annesi ile birlikte kalıyordur. Kuğu Gölü balesini sahneye koyan bale yönetmeni Thomas Leroy, yeni sezonda Beyaz Kuğu'yu canlandıran baş balerini değiştirmeye karar verir ve ilk tercih olarak da Nina'yı görür. Yönetmen; zarif, masum ve saf Beyaz Kuğu ile kötülüğün, şehvetin ve bilinmezliği temsilcisi Siyah Kuğu'yu aynı anda canlandırabilecek bir balerin arıyordur. Nina bunu gerçekleştirebilmek için elinden geleni yapsa da, bu rol için başka bir rakibi daha vardır ve o da yönetmen Leroy'u etkilemeyi başarmıştır. Beyaz Kuğu rolünde harikalar yaratan Nina, ne kadar çok çalışırsa çalışsın içindeki Siyah Kuğu'yu ortaya çıkaramıyordur. Ancak rakibi Lily, Siyah Kuğu performansında Nina'dan çok daha iyidir. İki genç balerin arasındaki rekabet ilginç bir dostluğa dönüşürken, Nina da kendi karanlık tarafıyla yüzleşmeye başlamıştır.

4. Persona () IMDb: 8,1

Persona, sessizliğe gömülen bir kadın ve ona refakat eden bir hemşirenin hikâyesini anlatıyor. Dönemin en gözde tiyatro oyuncusu, güzeller güzeli Elisabeth Vogler, önemli bir piyes sırasında aniden susar. Şaşkına dönen insanlar ne olup bittiğini anlayabilmek için ellerinden geleni yapsalar da, Vogler sessizliğini sürdürür. Son çare olarak bir kliniğe yatırılan kadın, burada da hiç konuşmaz. Bedeninde tıbbi anlamda hiçbir sorun bulunamayan kadın, doktorun tavsiyesiyle gözden uzak bir yazlığa gönderilir. Ama tek başına değil, genç hemşire Alma ile birlikte. Yazlıkta da Vogler'in ağzını bıçak açmaz. Vogler sustukça, Alma konuşur. Alma saatlerce, günlerce kendi hikayesini anlatır. Sonunda meydana gelen şey ise, akıllara durgunluk verici niteliktedir.

3. Zindan Adası / Shutter Island () IMDb: 8,1

Filmde, Teddy Daniels ve Chuck Aule isimli iki polis memurunun, Rachel Solando isimli bir akıl hastasının ortadan kaybolması üzerine tehlikeli akıl hastalarının tedavi gördüğü Shutter Adası'nda konuşlanan Ashecliffe Hastanesi'ne soruşturma yapmak için gitmesi ve sonradan gelişen esrarengiz olaylar aktarılıyor.

2. Sapık / Psycho () IMDb: 8,5

Marion Crane isimli genç kadına, patronuyla iş yapan zengin bir adam para emanet eder ve ardından Marion yola koyulur. Polisler Marion’un şüpheli davranışları üzerine peşine takılır. Sevgilisi ile buluşmayı planlayan Marion, geceyi bir otelde geçirmeye karar verir. Otelden içeri girer girmez bazı tuhaflıkların farkına varan Marion, uyumadan önce otel sahibi Norman Bates ile biraz sohbet eder. Norman'ın kişiliğinde sorunlar olduğunu, annesine ve kuşlara karşı bir takıntısı olduğunu öğrenen Marion, odasına gidip duşa girer

1. Dövüş Kulübü / Fight Club () IMDb: 8,8

Jack, hayatın sıradanlığına kapılmış bir sigorta memurudur. Uzun bir süredir 'insomnia' hastalığından şikayetçidir. Psikolojik sıkıntılarından kurtulabilmek adına grup terapilerine katılmaktadır. Terapiler esnasında Marla adında bir kızla tanışır. Bir süre sonra da, hayatını değiştirecek olan Tyler Durden ile Durden, Jack'in ulaşmak istediği bütün hedeflere ulaşmış olan bir adamdır ve Jack'i hakkında kesinlikle konuşulmaması gereken bir organizasyon olan 'Dövüş Kulübü' ile tanıştıracaktır.

Kaynak : monash.pw

Dissosiyatif kimlik bozukluğu ya da diğer adıyla çoklu kişilik bozukluğu, kişilikte oluşan bölünmeyi ifade eder. Diğer bir deyişle kişinin birden fazla kişiliğe sahip olması durumudur. İki ile on arasında değişen kişilik sayısı vardır. Bu kişilikler birbirlerinden tamamen farklı olabilmektedir. Bireyde oluşan kişilikler; yaş, cinsiyet, mizaç, kelime dağarcığı, tutumlar, cinsel yönelim, ses, aksan veya yüz ifadeleri gibi konularda tamamen farklılık gösterebilir. Örneğin, kişi normalde çok sakinken diğer kişiliği çok canlı ve enerjik olabilir. Kişilikler içinde bir kişilik ‘ev sahibi’ kişiliktir. Oluşan diğer kişiliklere ise ‘alter (alt) kişilik’ denmektedir. Ev sahibi kişiliğin bastırdığı gereksinim ve davranışlar alter kişiliklerde ortaya çıkar. Alter kişilikler bastırılan ihtiyaçları rahatça sergiler.

Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Nedenleri?

Dissosiyatif kimlik bozukluğunu genellikle çocukluk döneminde ortaya çıkar. Nedenleri ise; çocukluk döneminde yaşanan cinsel, fiziksel ve psikolojik istismar, ihmal, şiddet şahitliği ve diğer travmatik yaşantılardır. Bu ağır travmatik yaşantıları kaldıramayan çocuk bir savunma mekanizması olan dissosiyasyona başvurur ve bu yaşantıları yeni bir kişilik oluşturarak yok saymaya çalışır.

Genellikle sabah uyandığında kendini bambaşka bir yerde bulan dissosiyatif kimlik bozukluğuna sahip birey buraya nasıl geldiğini anımsayamaz. Ya da gece full depo benzinle eve girip sabah evden çıktığında deponun neden bittiğine anlam veremez. İşte bu tarz olaylarda alter kişiliğin parmağı vardır. Birey diğer kişiliğin yaptığı eylemleri unutabilir. Bu anımsayamamalar dışında kişide flash-back yaşantılar, depersonalizasyon(yabancılaşma), uyku ve yeme bozukluğu, aşırı uyarılmışlık gibi başka belirtiler de kendini gösterebilir. Ayrıca kişilikler arasında ani gidiş gelişler vardır. Bu gidişler kişinin kendisini psikososyal açıdan tehlikede görmesiyle olabilir.

Dissosiyatif kimlik bozukluğu önceleri çok ender görülen bir hastalıktı fakat şimdilerde daha fazla görülebiliyor. Yine de çoğu klinik psikolog meslek hayatı boyunca dissosiyatif kimlik bozukluğu vakası göremez. Dissosiyatif kimlik bozukluğu erkeklere göre kadınlarda daha fazla görülür. Ayrıca alter kimlik sayısı da kadınlarda daha fazladır. Bazı araştırmalar bunun nedenini çocukluk döneminde kadınların cinsel tacize maruz kalma oranının erkeklere göre daha fazla olmasıyla açıklıyor. Çocuk ya da karşı cinsten biri olma rolleri de son derece yaygındır.

Dissosiyatif kimlik bozukluğunun yanında depresif bozukluklar, travma sonrası stres bozukluğu, madde kullanım bozuklukları ve sınırda kişilik bozuklukları da gözükebilir.

Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu (Çoğul Kişilik) ve Terapi

Dissosiyatif kimlik bozukluğunun tedavisi genellikle zahmetli ve uzun sürelidir. Terapi sürecinde kişinin tüm kişilikleri tanınır ve bu kişilikler birleştirilmeye çalışılır. Yani bölünen kişilik bütünleştirilmeye çalışılır. Ayrıca bu durumun altında yatan travmatik durum ortaya çıkarılıp danışanın bunu fark etmesi sağlanır. Danışan bilince ulaşan travmatik durumla baş etmesi için baş etme mekanizmaları geliştirilmeye çalışılır. Bunların dışında ilaç tedavisi uygulanır.

Son zamanlarda dissosiyatif kimlik bozukluğu hakkında yapılan film ve dizilerde artış gözlemlenmektedir. Dramatik bir yapısı olduğu için çoğu dizide ya da filmde bu hastalığı görebiliyoruz. Özellikle &#;Figth Club&#;, &#;Who Am I&#; ve &#;Mr. Robot&#; isimli yapımları izlemenizi öneririm. Ayrıca bu konuyu çok güzel ve detaylı bir biçimde ele alan &#;Heal Me Kill Me&#; isimli diziyi de izlemenizi öneririm.


Elif Koç

Çoklu Kişilik Bozukluğu Hakkında En İyi 25 Film

Dissosiyatif kimlik bozukluğu (DID) olarak da bilinen çoklu kişilik bozukluğu (MPD), en az iki farklı ve nispeten kalıcı kimlik veya ayrışmış kişilik durumuyla karakterize edilen bir zihinsel bozukluktur. Sürekli bakım gerektiren ciddi ve akut bir durumdur. MPD'nin yanıcı doğası genellikle eksantrik sonuçlara sahiptir ve doğru bağlama yerleştirilirse harika sonuçlar verebilir. Doğasının kaprisleri aynı zamanda insanların duygusal olarak içini boşaltan hikayeler anlatmalarına da izin verir. Ayrıca, doğrusal olmayan hikaye anlatımının kullanılmasına da izin vererek yeni çekim tekniklerini doğururlar.

Hollywood, kargaşanın sayısız karanfilini ekranda gördü, bunlardan bazıları baş ve omuzları diğerlerinin üzerinde duruyor. Sadece sinematografi veya yönetmenlik nedeniyle değil, esasen okyanus derinliğindeki karakterler ve olağanüstü performanslar nedeniyle. Bu filmler şimdiye kadar zamanın testini yaptı ve çoğunlukla ve geniş çapta olarak kabul edildi. kült filmler . İkincisinin bir kısmını bir makalede belgelemeye karar verdik.

İşte çoklu kişilik bozukluğu (Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Filmleri) ile ilgili en iyi filmlerin listesi. Bu en iyi çoklu kişilik bozukluğu filmlerinden bazılarını Netflix veya Amazon Prime veya Hulu'da izleyebilirsiniz. Bunlardan bazıları bölünmüş kişilik filmleridir. 'Bölünme ()' sonrasında, James McAvoy 23'ten fazla farklı kişiliğe sahip olduğu sersemletici, DID filmleri tamamen farklı bir anlam kazandı. Sadece değil M. Night Shyamalan bu tür filmlerin çıtasını zirveye taşıdı, ancak aynı zamanda, 'Bölünmüş' filmin devamı olan 'Glass ()' biçiminde bir başka sersemletici ile de burada. Lütfen filmlerin herhangi bir sırada sıralanmadığını unutmayın. Daha fazla uzatmadan listeyi gözden geçirelim.



Gizli Pencere ()

Sadece bir şey var Johnny depp bu tamamen yanlış. Keskin görünüşü veya derin baritonu olsun, teklif edilen her role kesinlikle uyuyorlar. Kısa süre önce boşanması ve yazarın tıkanıklığı onu ormandaki kulübesine çekilmeye zorlayan zorlu yazar Mort Rainey rolünü üstlendi. Bilinmeyen bir yazar John Shooter onunla yüzleşip hikayesini intihal ettiğini iddia ettiğinde işler daha da kötüye gider. Daha fazla araştırma, farklı bir sonla da olsa, ikincisinin iddialarını doğruluyor. Hayatında, köpeğinin bir tornavidayla öldürülmesi de dahil olmak üzere bir dizi garip olay takip eder ve bu da varlığına zarar verir. Mort nihayet kendisinin de Shooter olduğunu keşfeder ve MPD sayesinde ne zaman uyuduğu ya da bayıldığı zaman ikincisi olur. Sizin için bozmayacağım taşlaşmış son, filmin özüne sadık kalarak uygun bir final.

The Incredible Hulk ()

Hepimiz bunu biliyoruz. monash.pw Banner’ın alter egosu, gama ışını deneyi sayesinde, her ne kadar ona muazzam bir güç, canlılık ve sınırda ölümsüzlük vermesine rağmen, aynı zamanda onu her şeyi bilen ve anlayan, ancak sadece ona uygun olanı yapan muazzam, vahşi bir öfke canavarına dönüştürüyor. Filmlerin seyri boyunca MCU , Dr Banner'ın Hulk'un görünümünü istediği zaman ve istediği zaman kontrol etmeyi öğrendiği gösterilmiştir (Hulk'un sadece Dr Banner sinirlendiğinde ortaya çıktığını iddia etse de, ki bu pratikte her zaman böyledir), ancak son zamanlarda gelişiyle birlikte. nın-nin 'Yenilmezler: Sonsuzluk Savaşı' Hulk'un artık Dr Banner'ı dinlemek istemediği ve her iki kişi arasında bir çıkar çatışması olduğu anlatılır. Her şeye rağmen, 'The Incredible Hulk', özellikle güç yetenekleri söz konusu olduğunda, son derece sevimli ve kıskanılacak bir karakter haline geldi. Ayrıca, bu 'süper gücü' bir 'düzensizlik' olarak düşünmek aptallık olur.

Maske ()

Burada dikkate değer bir gerçek, buradaki bozukluğun içsel bir faktörden kaynaklanmadığı, daha ziyade oldukça utangaç bir Stanley'nin kişiliğini vahşi, güçlü ve açık sözlü yeşil yüzlü bir hileciye dönüştüren bir maske olmasıdır. İyi adam ile küfürlü ve küfürlü Maske arasında geçiş yapmak, filmin temelini oluşturan tek şeydir ve aynı zamanda bir bakıma yeteneklerini yayar. Jim Carrey bir aktör ve potansiyel bir yıldız olarak. Film, performansları ve sevilen çizgi film serisindeki özelliklerini hala koruduğu için övgü aldı.

Kardeşler ()

Muhabir Grace Collier, sokağın karşısında bir cinayete tanık olur. Kızgınlığına ve daha önce yazılarında söylediği ırkçılık suçlamalarından dolayı polisin yararsız olduğu ortaya çıktı. Grace daha sonra dedektiflere Danielle ve Dominique'in dairesini aramaları için eşlik eder, yakınlarda yaşayan ikiz kız kardeşler ve Danielle onlara yapayalnız olduğunu söyler. Danielle cinayeti gizlediğine ve cesedin apartmanda bir yerlerde olduğuna ikna olduktan sonra Grace, Danielle ve Dominique'in iki farklı kişiliğe sahip yapışık ikizler olduğunu ortaya çıkarır. Onları ayırmak için yaptıkları operasyon sırasında, Danielle hayatta kalırken Dominique öldü, ancak hala içinde Dominique olan bilinmeyen bir kişiliğin bir parçasını saklıyor. 'Kız kardeşler' in bir övgü olarak lanse edildi Alfred Hitchcock filmler ve haklı olarak yere düşüyor.

Manichitrathazhu (İng: The Ornate Lock, )

Ayrıca çeşitli Hint dillerinde, özellikle Tamilce ('Chandramukhi' olarak) ve Hintçe'de ('Bhool Bhulaiyaa' olarak) yeniden yapılan 'Manichitrathazhu', kocası Nakulan ile birlikte ikinci evinin adı verilen atalarının evine taşınan Ganga'nın etrafında dönen hikaye. Madampalli olarak. Nakulan'ın aile üyeleri, sevgilisinin gözlerinin önünde öldürülmesine tanık olan ve şimdi tüm mirasçılarını ortadan kaldırmaya yemin eden eski zamanların dansçısı Nagavalli'nin kötü ruhlarının varlığı nedeniyle, perili köşklere taşınmalarına karşı dikkatli. her yıl Durga Ashtami'de kraliyet ailesi. Bu arada Nakulan, akrabalarını rahatsız eden kraliyet ailesinin bir sonraki varisi. Hikaye ilerledikçe, Ganga folklorla gittikçe daha fazla ilgilenir ve Nakulan'ın arkadaşı ve psikiyatrist Dr. Sunny Joseph tarafından çoklu kişilik bozukluğundan muzdarip olarak tanımlanır. Film, Ganga oyununun zirvesindeyken bastırılan ikinci kişiliğiyle son bulur. 'Manichitrathazhu' genellikle bir kült klasik ve Hint sinema tarihinin en büyük filmlerinden biri.

Uyanma Madison ()

Madison, New Orleans'ta yaşıyor ve intihara meyilli. Zihinsel dengesizliğinin üstesinden gelmek için, hastasının görüşmelerini sık sık videoya çeken Dr. Elizabeth ile buluşur. Röportajları sırasında Madison, Dr Elizabeth'e, onlarken diğer egolarını anlatır - Madison kendisi, Alexis, Grace, Margaret ve küçük bir sarışın kız. Madison geçmişinde dolanırken ve yaptığı korkunç şeylerin farkına vardığında, kendini dairesine kilitlemeye ve içinde olan her şeyi videoya kaydetmeye karar verir. günden sonra, Madison doktorla buluşmak için yola çıktığında, DID'ye sahip olanın kendisi olduğunu ve kendisini diğer dört kişilik olarak sunduğunu fark eder. Daha sonra, Dr Elizabeth'in bile Madison'ın başka bir kişiliği olduğu izleyicilere açıklanır. Cesur ama yine de şok edici ve sonlara doğru tahmin edilemez olan 'Waking Madison' tek seferlik bir saat.

Havva'nın Üç Yüzü ()

Eve White, sevecen bir anne ve köle bir eştir, ancak sık sık baygınlık çeker. İncelemenin ardından, psikiyatristiyle yaptığı bir seans sırasında, herkesi şaşırtacak şekilde başka bir şiddetli ve açık sözlü kişilik Eve Black ortaya çıkar. Her zaman olduğu gibi, Eve Black ve Eve White iki farklı kişidir ve birbirlerinin varlığından habersizdirler. Eve White’ın kocası, Eve Black’in gerçek olduğunu anladıktan ve Eve Black’i başka bir adamla romantik ilişki kurarken yakaladıktan sonra, Eve’den boşanır. Eve'in psikiyatristi Dr. Luther, Havva'da üçüncü bir kişiliğin hala kesin olduğunu ve nihayetinde görünüşte istikrarlı ve nispeten dostane bir kişi olan Jane olarak ortaya çıkıyor ve daha sonra her iki farklı egolarıyla - Eve Black ve Eve White - düzeltmek için tüm yollarını kullanıyor. , sadece bir süre sonra yok olduklarını bilmek için. 'Havva'nın Üç Yüzü' kendi anlarıyla oldukça gerçek bir mesele, ancak çok uzun ve ayrıntılı olduğu için eleştirildi.

İki Kız Kardeşin Hikayesi ()

Güney Koreli bir psikolojik korku filmi olan 'A Tale of Two Sisters', bir psikoz hastası olan Su-mi'nin anlatısıdır. İsteksiz üvey annesi Eun-Joo ve ona buyurgan küçük kız kardeşi Su-Yeon ile tanışmak için kır evine döner. Su-mi, bir kabusun ardından, Eun-Joo'nun son günlerinde annesine emzirdiğini ve kız kardeşi Su-Yeon'un işkence görmüş olabileceğini keşfeder. Eun-Joo ve Su-Yeon'un sağlıklı bir ilişki içinde olmadıklarına ve Su-mi ile Eun-Joo arasındaki artan çatışmaların ortasında, daha sonra sadece Su-mi ve babasının evde kaldığı ortaya çıktı. ve hem Eun-Joo hem de Su-Yeon, dissosiyatif kimlik bozukluğundan ortaya çıkan hayal gücünün bir ürünüdür. Su-mi yeniden akıl hastanesine nakledildikten sonra, mevcut durumuna neyin yol açtığına dair daha şok edici ve kemik ürpertici ayrıntılar ortaya çıkar. 'A Tale of Two Sisters' eleştirel beğeni topladı ve genellikle en iyi Güney Korelilerden biri olarak kabul edildi korku filmleri Şimdiye kadar yapılmış.

Frankie ve Alice ()

Başlangıçta bir Kanadalı film olan 'Frankie & Alice', bir LA kulübündeki en iyi striptizcilerden biri olan Frankie'nin etrafında geçiyor. Bir kız gecesinde, Frankie seks yapmak üzereyken bir barmenle çıkmayı kabul ettiğinde, Frankie'nin alter-egosu kontrolü ele alır ve barmene saldırır. Çılgın olay yüzünden işini kaybettikten sonra, aynı olay tekrar, iki kez, Frankie'nin dehşetiyle meydana gelir. Terapisi için bir doktora gittiğinde, daha sonra gerçek kişiliğinin yanı sıra iki kişiyi daha taşıdığı ortaya çıkar - biri 7 yaşında bir çocuk, diğeri Alice adında ırkçı beyaz bir kadından. İyileşme aşaması ve sorunlu çocukluğundan kaynaklanan tüm kişiliklerini tanıması, Frankie'nin yavaş yavaş iyileşmesine ve normal bir insan haline gelmesine neden olur. Olmasa da Halle Berry Başlangıçta en iyi filmi, film onun çabalarından ötürü hâlâ övgüyle karşılanıyordu.

Saklambaç ()

David, karısının intiharından sonra 9 yaşındaki kızı Emily ile birlikte New York'un dışında yaşayan bir psikologdur. Baba-kız ikilisi hayatla baş etmeye çalışırken David, Emily'nin birlikte oynadığını iddia ettiği hayali arkadaşı Charlie'den rahatsız olur. Kedileri ve David’in kız arkadaşının aynı küvette gizemli ölümünden sonra David’in şüphesi yükselir ve Charlie’nin nerede olduğunu öğrenirken daha da agresifleşir. Daha sonra, David'in çoklu kişilik bozukluğuna sahip olduğu ve Charlie'nin kendi bilinçaltı, ancak şiddet içeren bir benlik olduğu ortaya çıkar. Film mükemmel bir yıldız kadrosuna sahip olsa da, hikaye ve genel öncül birçok eleştirmen tarafından mantıksız ve aptal olarak nitelendirildi.

Ben, Kendim ve Irene ()

Bir eyalet polisi olan Charlie, konu insanlarla ilgilenmeye geldiğinde saftır. Çoğu zaman, yalnızca utangaçlığı ve misillemeden yoksun olduğu için alaya alınır, zorbalığa uğrar ve haksız avantaj elde eder. Karısı, karma ırktan erkek arkadaşıyla bir ilişki yaşadıktan ve üçüz Afro-Amerikalı erkek çocuk doğurduktan sonra onu terk ederken, Charlie oğulları tarafından saygı görmesine rağmen, kasabanın geri kalanı tarafından hala alay ediliyor. Devam eden baskı nedeniyle, Charlie kendine Hank diyen başka bir kimlik adı altında bölünmüş bir kişilik geliştirir. Charlie'nin doğasının aksine, Hank küfürlü, şiddetli ve çoğunlukla öfke nöbetlerine kızgındır. Charlie’nin amiri ona, vurup kaçan bir mahkum olan Irene’e Rhode Island’dan NYC’ye kadar eşlik ederken Irene’in düşmanları tarafından takip edilmesini emreder. Charlie ve Hank birlikte onları takip eden insanları indirirken yolda bağ kurarlar. Film, sadece Jim Carrey’in olağanüstü oyunculuk becerileri sayesinde ortalama bir başarı elde etti.

Bölme ()

M Night Shyamalan, bu gergin ve gergin gerilim ile Hollywood'a döndüğünü şık bir şekilde duyurdu. Gün ışığında üç genç kızın kaçırılması etrafında dönen film, odak noktasını değiştiriyor ve her biri tutsakları için kendine özgü veya tehlikeli bir şeye sahip 23 tanınmış kişiliğe sahip, dissosiyatif kimlik bozukluğundan (DID) muzdarip baş kahraman Kevin'i merkeze alıyor. Yirmi üç kişiliğe, yirmi dördüncü bir “Canavar” ı tezahür ettiren üç kişi hakimdir. Psikiyatristi de aynı şeyi fark ediyor ve endişeli. 'Canavar' ın filmdeki neredeyse herkesi öldürdüğü nefes kesen final, saf olarak adlandırdığı Casey hariç, Shyamalan’ın yapımı ‘Kırılmaz’ filminin devamı niteliğindedir. Filmi kesinlikle çok sevdim ve listenin en üstüne uyduğunu düşündüm. Muhteşem tasviri ve büyüyen repertuvarı için James McAvoy'a büyük bir ses, artık bizi şaşırtmaya son veriyor.

Kimlik ()

İlk başta on tane vardı. Teker teker öldüler. Ve sonra hiçbiri yoktu. Klasik bir saygı Agatha Christie 'Ve Sonra Yok Oldu' (en sevdiğim roman), film çok daha fazlası olmayı başarıyor. Anlatıyı sulandırmak için oldukça fazla konuya sahip gergin bir drama gerilim filmi olan film, neredeyse katilin kimliğini sonuna kadar sağlam tutmayı başarıyor. İlham veren performanslar sergileyen etkileyici bir kadroya sahip olan filmin gerçek gücü, eksantrikliğinin kaprislerinde yatıyor. Hain bir doruk noktası yaratmaya yönelik en büyük girişim değil, film beklentileri aşmayı başaramadı.

Bay Brooks ()

Seri katil kılığına girmiş saygın bir bürokrat. Tanıdık geliyor mu? Eh, çünkü öyle. 'Bay Brooks' için, filmin temel taşını oluşturuyor. Gelişen ve gelişen bir işadamı olan Earl Brooks, Portland'da Yılın Adamı seçildi. Toplumdaki artan saygısı ve şöhreti yalnızca gökyüzü sınırına sahip. Ama bu ipek elbiselerin, nazik gözler ve geniş sırıtışların arkasında korkunç ve şiddetli bir seri katil , sonraki kurbanını ölçmeye istekli. Kevin Costner kahramanı ve anti-kahramanı mükemmel bir şekilde oynuyor, bize karakterinin çelişkili vicdanını içgüdüsel olarak sunuyor. Earl Brooks, kötü çekicilik ve kana susamış histerinin ışıltılı bir mozaiktir. Sıradan olay örgüsü karakteri geri çekmekten korkar, ancak Costner'ın parlaklığı özgürce çeker ve iyi bir performans verir.

Kız, Kesildi ()

Winona Ryder zihinsel bir tedavi tesisine getirilen sınırda kişilik bozukluğu olan Susanna'yı oynuyor. Gerçek hayattaki yazar Susanna Kaysen'in ıslahevinde 18 aylık kalışıyla ilgili çektiği sıkıntıya dayanan film, Susanna'nın kurumdaki farklı insanlarla, özellikle de diğer hastaların yollarından kaçan ve bir ilaç yaşayan bir sosyopat olan Lisa ile tanışmasıyla ilerliyor. -Özgür Yaşam. Güzel bir günde Lisa, Susanna ile birlikte kurumdan kaçar ve cezaevinden kısa süre önce serbest bırakılan başka bir hasta olan Daisy'nin evine giderler. Lisa, babasıyla ensest ilişkiye sahip olduğu için Daisy'yi kötülerken, Daisy intihar eder ve bu kuruma geri dönen Susanna'nın şokuna neden olur. Lisa ve Susanna düşman olmak için büyüdükçe, Susanna tesisten çıkana kadar mesafelerini korurlar. Film için övgü aldı Angelina Jolie Lisa rolü için performansı ve belki de tıbbi bir bozukluğa dayanan kitap uyarlamalarından biridir.

American Psycho ()

Uyum yeteneği olan bir pagan, Christian Bale rolleri tersine çevirdi ve yukarıdakinden birkaç yıl önce de olsa başka bir üzücü rol oynadı. Başarılı ve kendine takıntılı bir yatırım bankacısı olan Patrick Bateman, psikopatik eğilimlerini kapitalist açgözlülük perdesinin altına gizler. Kurbanlarını acımasızca öldüren ve asan şaşkın psikopat, pahalı restoranlarda akşam yemekleri ve pahalı ipek giysilerle el becerisi ve tecrübeli bir çekicilikle maskelenir. Paranoyası nihayet onu alt eder ve bir kedinin hayatını iddia ederek deliliğe doğru inişe geçer. Yaklaşan cinayet çılgınlığı kanlı ve kanlı, bu onu rahatsız edici ama yine de canlandırıcı bir saat yapan bir şey.

9. İlk Korku ()

Edward Norton bir metot oyuncusudur. Karakterin derisinin derinliklerine iniyor ve bazen ekranda gerçekten rol yapmıyor. O sadece kendisi oluyor. Durum böyleydi 'Birincil korku' , aynı karakterin birden fazla yönünü oynaması gerektiği yerde. İlk filmi olduğunu düşünen Norton, tatlı noktalara zahmetsizce kolayca vurdu ve Aaron Stampler karakterini toplumların içedönüklere bakışı üzerine sert bir yorum yaptı. Çekingen, korkulu bir sunak çocuğun cinayetle suçlandığı iddia ediliyor. Başarılı bir avukat, cömertlik ya da zorunluluk nedeniyle değil, sadece kendini test etmek ve imkansızı yapmak için kendine meydan okumak için onun için hayırsever çalışmayı kabul eder. Görünüşte iyi huylu ve çaresiz çocuğun öfkeli bir psikopat olduğu ortaya çıkar ve bu durum, baygınlık nöbetleri sırasında ortaya çıkar ve Aaron'u kontrol eder.

8. Makinist ()

Oh, oğlum. Christian Bale. Demek istediğim, adam tam bir ucube. Dünyayı, sandıkları kişi olmadığına ikna etmek için gideceği uzunluklar gerçekten akıl almaz. Ruhunu sarsan çabalarından bir diğeri, onun bir deri bir kemik kalmış ve bu yüzden sosyal olarak geri çevrilmiş, uykusuz bir makinist olan Trevor karakterine hayat verdiğini gördü. İş yerinde bir gün, bir yabancının dikkatini dağıtmasıyla cehennem kopar ve bu da iş arkadaşlarından birinin elini kaybetmesine neden olur. Hayatının zulmünden tek rahatlığı, kendisini gerçekten önemseyen bir fahişe olan Stevie ve daha sonra sık sık ziyaret ettiği bir lokantadaki garson Maria'dır. Ama şimdi Ivan olduğu ortaya çıkan garip adamın beklenmedik manzaraları, zihninde oynamaya başlar, onu paranoyaya ve iflasa sürükler. Sürükleyici gerilim Bale tarafından omuzlanıyor ve Hitchcock'un gurur duyacağı virtüöz kıvrımlarla kendini çözmeyi bırakan güçlü bir anlatı.

7. Dr Jekyll ve Bay Hyde ()

Belki de çoklu kişilik bozukluğuna sahip tüm filmlerin öncüsü olan 'Dr Jekyll ve Bay Hyde', Londra banliyösünde saygın ve tanınmış bir doktor olan Dr. Henry Jekyll'in anlatısıdır. Kendi inancına göre, her erkeğin bir iyi ve bir kötü yanı olduğu ve her iki tarafın da iki farklı karaktere ayrılabileceği görüşündedir. Ayrıca, 'iyi' tarafını etkilemeden bir adamın içindeki şeytanı açığa çıkaracağı iddia edilen bir formül bulmayı başarır. İlacı kendi üzerinde test konusu olarak kullanıyor, ancak kötü tarafı Bay Hyde'ın insanları terörize ettiğini anlamak için. Daha fazla utanç duymamak için, Dr Jekyll ilacı keser ama her iki tarafının da tükettiği ilaçtan ne kadar derinden etkilendiğini anlamaz. Gergin ve ürperten bir olay olarak adlandırılan 'Dr Jekyll ve Bay Hyde', 90 yıl önce piyasaya sürüldüğünde en eşsiz öncüllerden biri olarak ortaya çıktı.

6. Sybil ()

Sally Field'ın başrolde oynadığı amiral gemisi filmlerinden biri olan 'Sybil'de Field, Sybil'in kendisi olan aynı kişinin farklı kişilikleri olarak 13 farklı rolde yer alıyor. Başlangıçta isteksiz olan Sybil, teşhisini bir psikiyatrist olan Dr Wilbur'a koyar. Bayıldıklarını kabul ettikten ve tedavi için psikiyatristleri ziyaret ettiği için ebeveynleri tarafından dışlandıktan sonra, Sybil’in kendisini Vickie olarak tanımlayan benlerinden biri, bir binadan atlamak üzere olan Sybil'i kurtarmak için Dr Wilbur'u arar. Kurtarıldıktan sonra Dr Wilbur, Sybil ile konuşuyor ve Sybil’in her biriyle tanışmak için her gün bir randevu ayarlıyor. Hikaye ilerledikçe, Dr. Wilbur, hipnoz kullanarak geçmişiyle ilgili şok edici ayrıntıları keşfederken Sybil’in kendisini birbiriyle uzlaştırmak için her türlü çabayı gösterir. 'Sybil', yoğun performans gerektiren bir şaheserdir ve Sally Field bu çabanın başarısız olacağı filmin en değerli cevheri.

5. Kara Kuğu ()

Darren Aronofsky’nin başyapıtı 'Black Swan', Swan Lake ile açılacak olan gelecek sezona hazırlanan New York Ballet şirketinde genç balet Nina Sayers'ın etrafında dönüyor. Baş balerin Beth emekli oldu ve yönetmen Thomas, hem beyaz kuğu hem de siyah kuğu kolaylıkla oynayabilecek bir dansçı arıyor. Nina beyaz kuğu olma konusunda başarılı olsa da Thomas, başka bir dansçı Lily'nin açıklanamaz bir kolaylıkla canlandırdığı siyah kuğu tasviriyle etkilenmemiş durumda. Lily'ye karşı artan bir güvensizlik ve kontrolü ele geçiren siyah kuğu halüsinasyonlarıyla (kendi benzerliği şeklinde) Nina, baskıyla başa çıkmakta zorlanır, ancak Thomas'ı her iki rolü de oynayacağına ikna eder. Provalarından birinde, Lily'nin Kara Kuğu gibi giyindiğini görür, ancak aslında kendi ikizini siyah kuğu olarak görmek için halüsinasyon görür. Doppelganger'ını bir parça camla bıçakladı ve sahneye geri döndü, ancak bunun yerine kendini bıçakladığını biliyordu. Kendi kişiliğini, zorba annesini ve çok görevli bir işi çevreleyen kafa karışıklıkları, kendi baş düşmanını oluşturur. 'Black Swan' haklı olarak kazanıldı Natalie Portman En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü, diğer birçok ödül ve film için birçok bölümde takdir.

4. Shutter Adası ()

Gözlerden uzak bir hapishaneyi, doktorları, taşlaşmış hastaları ve Federal Marshalls'ı araştırmayı içeren uygun bir film. Başarılı ancak travma yaşamış bir Marshall olan Teddy Daniels, vatandaşı ile birlikte ( Mark Ruffalo ), kaçan bir akıl hastasını araştırmaya gider, çevre tanıdık gelir. Doğası gereği belirsiz ve eksantrik olan sonraki olaylar, ona bir şüphe tohumu eker ve onu ve eşinin güvenliğinden korkutur. Sonunda, M Night Shyamalan'ın gurur duyacağı dünyayı sarsan bükülme, Teddy’nin, hapishanede bir hasta olan çoklu kişilik bozukluğunu ifşa ediyor. Harika oyunculuk, büyüleyici görseller, sürükleyici bir hikaye ve usta Martin Scorsese filmi unutulmaz bir izle yapın.

3. Cinnet ()

Jack Torrance karakteri zamansız bir klasiktir. Stanley Kubrick 'Nin korku / gerilim filmi, Overlook Oteli'nin histerisinin kahramanın üstesinden geldiğini ve ailesinin amaçlanan hedef olduğu bir cinayet çılgınlığına giriştiğini gördü. Film, yönetmenlik ya da hikaye hakkında söylenecek çok şey yok. Fakat Jack Nicholson İki çelişen kişiliği uzmanca ele alması takdir edilmelidir. İster geçimlerini bir araya getirmek ve ailesini mutlu etmek için her şeyi yapacak olan düşkün bir baba, ister görkemli partilere katılan ve kayaların üzerinde viski içen, balta kullanan yaklaşan psikopat olsun, onları oynayan aynı kişi olduğunu söylenemezdi. . Geleneksel olarak çoklu bir kişilik bozukluğu olmasa da, film aynı şeyin figürel bir temsilidir ve bu yüzden büyüleyici bir filmdir.

2. Psiko ()

Şimdiye kadar yapılmış en Hitchcockvari film. 'Psycho' olarak kabul edilir şimdiye kadar yapılmış en iyi filmlerden biri ve sebepsiz yere değil. Anthony Perkins'in ödülü hak eden performansı ve Joseph Stefano'nun hayatında bir kez yazdığı senaryo, Hitchcock'un üzerinde çalışması için yeterli bir başlangıç ​​oldu. Bir bankada çalışan ve yüklü miktarda parayla kaçan bir kadının ardından, hikayenin ana kahramanı ya da muhalifi, görünüşe göre annesiyle yalnız yaşayan Bates Motel'in belirsiz sahibi Norman Bates olarak karşımıza çıkıyor. . Kadın bankacı Lila, annesinin şeytani ikinci kişiliğinin kurbanı olur ve onun kaybolması, kız kardeşini ve erkek arkadaşını konuyu araştırmaya yönlendirir. Çarpık uç kesinlikle bizi şaşırttı ve hala tüm zamanların en iyi sonlarından biri olarak hatırlanıyor.

1. Dövüş Kulübü ()

Seyirciyi şaşırtan bir sonu olan başka bir film, MPD buradaki temel tema. Film boyunca isimsiz kalan ana karakter ve anlatıcı, dünyadaki her insanın figürel bir temsili olarak MPD'den muzdariptir ve bir alter-ego yaratır, Tyler Durden , olmak istediği her şey kimdi. Öldürücü bakışlar, büyüleyici kişilik, yontulmuş vücut, yatakta iyi (evet) ve zor kararları anlatmakta tereddüt etmeyen biri olan Durden, anlatıcının olmadığı ve olmak istediği her şeydir. Mükemmel döküm Brad Pitt alter-egosu aslında taktiksel ve iyi düşünülmüş olduğu için. Film, en düşündürücü ve gerçekçi olarak gerçek diyaloglardan bazılarına sahip ve önümüzdeki yıllarda anılması kaçınılmaz. Muhtemelen şimdiye kadar yapılmış en iyi MPD filmlerinden biri.

       Sinema tarihine baktığımızda, birçok psikotik bozukluğun filmlere konu olduğunu görmekteyiz. Sinema, televizyon ve medya bu rahatsızlıklara sahip insanlara bakış açımızı olumlu veya olumsuz yönde etkilemektedir. Hitchcock sinemasında da sıklıkla psikolojik öğelerden faydalanıldığını görmekteyiz. Bu yazıda, dissosiyatif kimlik bozukluğusemptomlarını gösteren baş karakter Norman Bates’in yer aldığı, yapımı bir kült film olan Psycho’yu ele alacağız. Öncelikle, bu psikotik bozukluğu biraz tanıyalım.

Dissosiyatif kimlik bozukluğu, yaygın bilinen adıyla çoklu kişilik bozukluğu, kişinin iki ya da daha fazla kişiliğe bölünmesi durumudur. Bu farklı kimlikler, kişinin kendi cinsiyetinden de olmayabilir. (Morrison, , s. ). Her bir kimliğin birbirinden bağımsız olarak düşünce ve davranış kontrolü vardır. Bir kimlikten, diğerine geçiş beklenmedik bir şekilde olmaktadır ve stresli durumlarda ortaya çıkabilir. (Morrison, , s. ). 

         Kişinin belleğinde bilgiler ve olaylar arasında tekrarlayan boşluklar oluşur, bu durum normal bir unutkanlık düzeyi ile açıklanamayan bir biçimdedir (DSM-V). Bu belirtiler ile birlikte işlevsellikte bozulmalar görülür. Örneğin, iş, okul, sosyal yaşantıda sıkıntı ve yeti eksiklikleri görülebilir (DSM-V).  

Dissosiyatif kimlik bozukluğu, Freud’un psikanalitik kuramıyla açıklanabilir. Kişi yaşadığı şiddetli travmalarla başa çıkamadığında, onları bastırır. Travmalar bastırıldığında ise kaçış ya da amnezi (unutma) görülür. (Davison & Neale, , s. ). Kişi, farklı benlikleri yaratarak kendisine acı veren olaylardan korunmaya çalışır. Bu durum, dissosiyasyonun (çözülmenin) bir yoludur. Bu patolojinin etiyolojisine baktığımızda ise, sıklıkla çocuklukta yaşanan yoğun stres, fiziksel ve cinsel tacizin izleri görülmektedir. (Oltmanns & Emery, , s. ).

Dissosiyatif bozukluklar üzerinde bugüne kadar kapsamlı ve sistematik bir araştırma yapılamadığından üzerinde uzlaşılmış bir tedavi yöntemi ne yazık ki henüz yoktur. Bunun sebebi, şizofreni ve sınırda (borderline) kişilik bozukluğu gibi diğer psikotik bozukluklar ile sıklıkla karıştırılması ve yanlış tanı konmasıdır. (Morrison, , s. ). Etkinliği tam olarak kanıtlanmış olmasa da Freud’un dissosiyatif bozuklukların tedavisinde travmatik anıları açığa çıkartarak bastırma davranışını ortadan kaldırmaya odaklandığını bilmekteyiz (Oltmanns & Emery, , s. ). Alternatif tedavi biçimi olarak psikoterapi ile desteklenebileceği gibi bazı antipsikotik ilaçlar ile de desteklenebilir. (Oltmanns & Emery, , s. ). 

Filmden kısaca bahsedelim. Marion adlı karakter, patronundan bir miktar para çalarak kaçar ve sevgilisine gitmek için yola koyulur. Yol üzerinde konakladığı Bates Motel’de gizemli bir şekilde öldürülmesinin ardından olaylara tanık olmaya başlarız. Motel’in sahibi Norman Bates, otelin yanındaki müstakil evde hasta annesi ile yaşadığını söylemektedir. Film esnasında camdan annesinin siluetini görürüz. Filmin başından beri garip hareketler sergileyen Norman’ın en büyük hobisi avlanan hayvanları doldurmak ve sergilemektir. Filmin sonlarına doğru bodrum katında annesinin cesedini gördüğümüzde olayları anlamaya başlarız ve kapanış sahnesindeki psikiyatrist açıklamaları ile her şey netlik kazanır.

Aslında ortada gerçekten yaşayan bir anne yoktur. Norman’ın bölünmüş kişiliği, aynı zamanda annesine de can vermektedir. Babalarının ölümünün ardından bağlılık ve ilgi arayışında olan anne karakteri, başka bir erkekle ilişki yaşamaya başlar. Norman ise babanın ölümünden sonra, yalnızca annesiyle ikisinin paylaştığı bir hayata alışmış ve annesine karşı anormal bir bağlılık geliştirmiştir. Annesini ve onun sevgilisini birlikte yakaladığında, başka bir erkeğin hayatlarında olmasını tehdit olarak algılar ve annesinin artık onu unutacağını düşünerek ikisini de öldürür. Burada açığa çıkan bir diğer psikolojik durum ise Freud’un psikanalitik kuramında tanımladığı Oedipus kompleksidir. Bu kompleks, anneye karşı yoğun bir arzu duyan erkek çocuklarının, babalarının yerini almak isteme durumu olarak açıklanabilir (King, , s. ). 

Norman, annesine duyduğu yoğun sevgiden dolayı işlediği bu cinayeti kaldıramaz. Bu travmasını bastırmak için sanki annesi yaşıyormuşçasına, onun kişiliğini kendi bedeninde yaşatır. Bazen kendisi gibi davranırken, zaman zaman da annesinin elbiselerini giyer, onun sandalyesine oturur, ses tonunu taklit eder ve adeta annesiymiş gibi davranır. Marion adlı karakterin oteldeki ölümünden ve filmin sonunda ortaya çıkan iki genç kızın ölümlerinden de Norman Bates sorumludur, ancak anne kişiliği ile… Norman, annesine karşı duyduğu kıskançlığı, aynı şekilde annesinin de ona duyduğunu düşünmektedir. Karşı cinse hissettiği ilgiden dolayı Norman’ın benliğindeki anne karakteri rahatsızlık duyarak onları öldürür. 

Psycho filmi ile birlikte gördüğümüz Norman Bates, dissosiyatif kimlik bozukluğunu oldukça net bir şekilde görmemizi sağlayan bir karakterdir. Film, içerisinde daha bir çok psikolojik öğe barındırır. Hitchcock, psikoloji ile yakından ilgili ve sinemasına da başarıyla yansıtan bir yönetmendir. Ancak, sinemada yansıtılan psikolojik olaylar ve psikotik karakterler bazen gerçeklik ile örtüşür nitelikte, bazen de bilimsel referanslardan oldukça uzak ve tamamen kurmacadır. Hiç kuşkusuz sinema, toplumsal bilinirliğin ve duyarlılığın artmasına katkı sağlasa da bazen de tam tersi bir etki yaratabilir. Filmleri ve diğer her türlü içeriği bu doğrultudan şaşmadan, kendi alanları içerisinde düşünmek ve değerlendirmek her zaman faydamıza olacaktır. 

Kaynak:

Amerikan Psikiyatri Birliği (). Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı, Beşinci Baskı (DSM-5), Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı. (Çev. Köroğlu, E.)Ankara: Hekimler Yayın Birliği.

Davison, G. C. & Neale, J. M. (). Anormal Psikolojisi. (7th ed.). (Çev. edt. Dağ, İ.). Ankara: Türk Psikologlar Derneği Yayınları.

Hitchcock, A. (Yönetmen). (). Psycho [Film]. U.S.: Paramount Pictures. 

King, L. A. (). The Science of Psychology: An Appreciative View. (3rd ed.). New York: McGraw-Hill Education.

Morrison, J. (). DSM-5’i Kolaylaştıran: Klinisyenler İçin Tanı Rehberi. (Çev. Şahin, M.,Kural, H. U.). Ankara: Nobel Yayıncılık. 

Oltmanns, T. F. & Emery, R. E. (). Abnormal Psychology. (8th ed.). London: Pearson.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.