diz kireçlenmesine hangi krem iyi gelir / Dizde Kireçlenme (Artrit) - Dr. Deniz Algün

Diz Kireçlenmesine Hangi Krem Iyi Gelir

diz kireçlenmesine hangi krem iyi gelir

Pek çok insan dizlerinde, ellerinde, omuzlarında veya çeşitli eklem bölgelerinde uzun süredir devam eden eklem ağrıları için çözüm aramaktadır. Özellikle kireçlenmenin neden olduğu bu ağrılar dünyada milyonlarca insanı etkiler. Ağrı kesiciler veya anti-inflamatuar ilaçlar eklem ağrısının giderilmesinde genellikle ilk tercih edilen yoldur. Bunun yanı sıra eklem ağrıları için iyi geldiği düşünülen onlarca besin takviyesi ve ürün bulunur. Eklem ağrısı için takviye ürünler sadece ağrıları gidermek için değil eklem sağlığını korumak, hastalıkları önlemek ve eklemleri güçlendirmek için zaman zaman sporcular dahil birçok insan tarafından tercih edilmektedir. Bunların bazıları vitaminler, bazıları ise vitamin dışı takviyeler ve bitkisel ilaçlardır. Günümüzde bu ürünlere ulaşım oldukça kolay hale gelmiş durumda. Ancak hangileri gerçekten işe yarıyor ve sağlığımız için doğru tercihler hangileri? Eklem sağlığını korumanın en önemli yolu bu soruların cevabını bilmek ve doktor önerisi olmadan eklem ağrısı için takviye ürünler kullanmamaktan geçiyor. 

Bu yazımızda, eklem ağrıları ve eklem sağlığı için yaygın olarak kullanılan bazı takviyelerden ve bunlarla ilgili araştırmalardan bahsedeceğiz.

Glukozamin ve kondroitin sülfat

Glukozamin ve kondroitin sülfat, eklem ağrıları, özellikle diz ağrısı olanlara önerilen en yaygın kombinasyon takviyelerinden biridir. Ağrı ve iltihaplanmanın en önemli nedenlerinden biri eklem bölgelerinde kemiklerin birbirine sürtünmeye başlaması ve kemik yüzeylerinin hasar görmesidir. Glukozamin, kemiklerin birbirine sürtünmesini engelleyen kıkırdağın doğal bir bileşenidir. Ayrıca, kireçlenmede meydana gelen kıkırdak bozulmasını önlemeye yardımcı olabilir. Glukozamin içeren ürünler genellikle karides, ıstakoz gibi kabuklu deniz hayvanlarının kabuklarından veya sebze kaynaklarından elde edilir. Vücutta üretilen glukozamin, kıkırdağın büyümesi, onarımı ve bakımı için doğal yapı taşları sağlar. Böylece glukozamin takviyesi kıkırdak bozulmasını yavaşlatabilir, osteoartrit (kireçlenme) ağrısını dindirerek eklem hareketliliğini iyileştirebilir.

Takviyelerde bulunan iki tür glukozamin vardır: glukozamin hidroklorür ve glukozamin sülfat.

Glukozamin sülfat, kıkırdak için birincil yapı taşı olarak işlev görür ve eklem kıkırdağının oluşumunu ve onarımını uyarır. Ağızdan alındığında, glukozamin sülfat kolaylıkla emilerek tüketimden dört saat sonra kıkırdağa ulaşabilir. Başka bir glukozamin formu olan glukozamin hidroklorür de besin takviyesi olarak bulunur, ancak kireçlenme tedavisinde glukozamin sülfattan daha az etkili olduğu düşünülmektedir. Yapılan bir çalışmada glukozamin hidroklorür içeren ürünlerin kireçlenmenin neden olduğu eklem ağrısını iyileştirmede çok etkili olmadığı bulunmuştur. Başka bir çalışmada, glukozamin sülfatın kireçlenme belirtilerini iyileştirdiği gösterilmiştir. Kesin sonuçlar olmasa da glukozamin sülfat içeriğinde bulunan sülfatın kıkırdağın güçlendirilmesinde rol oynadığı düşünülmektedir.

Glukozamin gibi kondroitin de kıkırdak ve kemikte bulunan insan bağ dokusunun yapısal bir bileşenidir. Takviye ürünlerde bulunan kondroitin sülfat genellikle hayvan kıkırdağından elde edilir. Glukozamin ve kondroitin sülfat birlikte kullanıldığında kireçlenme nedeniyle oluşabilecek kıkırdak bozulmasını önlemeye yardımcı olabilir, ağrı ve iltihabı azaltarak eklem fonksiyonunu iyileştirebilir, kıkırdak kaybını tersine çevirebilir. Bazı araştırmalarda kondroitinin, kireçlenme yaşayan kişilerde eklem ağrıları ve sertliğini azaltabileceği gösterilmiştir. yılında yapılan bir çalışmanın sonuçları, kondroitin kullanan kişilerin yaklaşık %53’ünde diz ağrılarında bir iyileşme görüldüğünü işaret ediyor.

Eklem ağrılarının tedavisinde kullanılan birçok destekleyici ürün glukozamin ve kondroitin sülfat içermektedir. Ancak araştırmalara rağmen, glukozamin ve kondroitin sülfat kullanımının ne kadar iyi etki gösterdiğine dair kesin sonuçlara ulaşmak zordur. Glukozamin ve kondroitin sülfat kullanan bazı kişiler eklem ağrılarının azaldığını ifade ederken, bazı kişilerde ise fayda sağlamamıştır. Ayrıca kondroitin, uzun süreli kullanımda sorun yaratabilecek yüksek seviyelerde manganez içerebilir. Bu ürünlerin kullanım ve etkileri doza ve kullanım süresine göre de farklılık gösterebilir. Glukozamin ve kondroitin sülfat takviyesi denemeye karar verirseniz, diğer ilaçlarınızla etkileşim olup olmayacağından emin olmanız gerekir. Kabuklu deniz ürünleri alerjisi olan kişiler glukozamin ve kondroitin sülfat ürünleri almamalıdır. Bu tür takviyelerin kullanımının doktor kontrolünde olması önemlidir. 

Glukozamin-ve-kondroitin-sulfat

D Vitamini

Eklem sağlığı ve genel kas-iskelet sistemi sağlığı için yaygın olarak önerilen takviyelerden biri de D vitaminidir. D vitamininin en önemli etkisi kemikler üzerinedir ve esas kaynağı güneştir. Güneş ışınlarından yeteri kadar yararlanıldığında insan vücudu doğal olarak D vitamini sentezi yapabilir. Bununla birlikte özellikle 50 yaş üzerinde D vitamini eksikliği görülebilir. D vitamini eksikliği, kireçlenme ve ayrıca romatoid artrit gibi otoimmün artrit gelişimi ile ilişkili olabilmektedir. Bu nedenle eklem ağrılarınız varsa ve kan testi sonucunda D vitamini eksikliği tespit edilirse doktorunuz vitamin takviyesi önerebilir.

D vitamini yağda çözünen bir vitamindir ve başta yağ doku olmak üzere vücudumuzda depolanabilir. Bu nedenle D vitamini takviyesinin aşırı kullanımı olumsuz yan etkilere neden olabilir. D vitamini toksisitesi, hiperkalsemi olarak bilinen kanda kalsiyum birikmesine neden olabilir. Bu durumda iştahsızlık, mide bulantısı, kusma, zayıflık, sık idrara çıkma gibi belirtiler ve böbrek rahatsızlıkları meydana gelebilir. D vitamini takviyesi kullanmanın en güvenilir yolu doktor önerisi ve kontrolü ile alınmasıdır.

Vitamin,D,

Omega 3

Balıkta bol miktarda bulunan omega-3 yağ asidinin anti-inflamatuar yani iltihap önleyici özelliklere sahip olduğu biliniyor. Böylece, romatoid artrit gibi iltihaplı romatizmal hastalıklar için yararlı olabileceği düşünülmekte. Yeterli omega-3 alımı için haftada yaklaşık iki gün somon ve uskumru gibi yağlı balıklar tüketmek gerekebilir. Doğal gıdalar ile omega-3 alımı yetersiz kaldığında genellikle besin takviyeleri tercih edilir. Omega-3 takviyelerinin çoğu balık yağı şeklindedir. Bununla birlikte, keten tohumu gibi bitkilerden elde edilen omega-3 takviyeleri de vardır.

Bir klinik araştırma, balık yağı takviyesi almanın romatoid artritli kişilerde eklem ağrısı gibi belirtileri azalttığını göstermektedir. Ancak kireçlenme belirtilerine iyi gelip gelmediği yönünde kesin bir bilgi yoktur.

Omega-3

Zerdeçal   

Zerdeçal, kireçlenmenin neden olduğu eklem ağrıları dahil olmak üzere ağrı tedavisinde en sık kullanılan takviye besin ve ürün gruplarından biridir. Zerdaçalda bulunan ‘’curcumin’’ maddesinin ağrı hafifletme ve iltihap önleyici özelliği olduğu düşünülmektedir. Çin ve Hint geleneksel tıbbının temeli denilebilecek zerdeçal aynı zamanda birçok fayda sağlayabilir; hücreleri zararlı bileşenlere karşı koruyan güçlü bir anti-oksidan ve anti-kanser özelliğe sahiptir, beyin ve kalp fonksiyonlarına da faydalı olduğu bilinmektedir.

Zerdaçalın eklem ağrılarına etkisine yönelik araştırmalar sınırlı olsa da bir çalışmada eklem ağrısı belirtilerini hafiflettiği ve ağrı kesici etki gösterdiği bulunmuştur.

Ancak yüksek dozda zerdeçal, kan inceltici olarak işlev görebilir ve mide rahatsızlıklarına neden olabilir. Bu nedenle kan sulandırıcı ilaçlar kullanıyorsanız, ameliyat olacaksanız, safra kesesiyle ilgili rahatsızlıklarınız varsa zerdeçal veya kurkumin takviyesi kullanmadan doktorunuza danışmanız önemlidir.

Zerdecal

SAMe (S-adenosyl-L-methionine) 

SAMe (S-adenosyl-L-methionine) vücutta doğal olarak bulunan ve birçok enzimatik reaksiyonda görev alan bir bileşiktir. SAMe karaciğer fonksiyonlarına yardımcı olmak, eklem ağrılarını azaltmak ve hatta iyi bir ruh hali için yaygın kullanılan takviye ürünlerden biridir. Eklemde ağrı, sertlik ve şişliğin tedavisinde, eklem hareketlerini geliştirmede, kıkırdak onarımında faydalı olabileceği düşünülmektedir. SAMe, B12, B6 vitaminleri ve folat ile ilişkili olarak çalışır, bu nedenle bu takviyeyi alırken B vitaminlerinden yeterince almak önemlidir.

Ağrı kesici bir ilaç ve SAMe takviyesinin karşılaştırıldığı bir çalışmada, SAMe etkisinin ağrı kesici ilaç ile neredeyse aynı olduğu ancak yavaş etki ettiği gösterilmiştir. Yine de bu alanda daha fazla araştırmaya ve kesin bilgilere ihtiyaç duyulmaktadır.

SAM-e, antidepresan ilaçlarla etkileşime girebilir. Bipolar bozukluğu olanlarda veya monoamin oksidaz inhibitörleri alan hastalarda SAMe kullanımından kaçınılmalıdır. Parkinson hastalığını da kötüleştirebilir.

Hyaluronik Asit

Hyaluronik asit vücutta doğal olarak üretilen, özellikle ciltte ve eklemlerde bol miktarda bulunan ve buralarda kayganlık sağlayarak dokuların doğal dengesini koruyan bir bileşendir. Yaşlandıkça hyaluronik asit seviyeleri azaldığından, hyaluronik asit takviyeleri yaşa bağlı sağlık sorunlarının tedavisine yardımcı olabilir. Hyaluronik asidin en yaygın kullanımlarından biri kireçlenme tedavisidir. Kireçlenme tedavisinde hyaluronik asidin enjekte edilebilir formu kullanılır. Takviye olarak ağızdan alınan hyaluronik asidin ise göstereceği etkiler hakkında bilgi sınırlıdır.

yılında yapılan bir araştırmada, üç ay süreyle ağızdan alınan hyaluronik takviyenin diz kireçlenmesi olan aşırı kilolu yetişkinlerde rahatlama sağladığı gösterilmiştir.  yılında yapılan bir araştırmada ise diz kireçlenmesi olan ve oral yoldan hyaluronan verilen hastalarda diz ağrılarında azalma, uyku kalitesinde iyileşme gibi etkiler gözlenmiştir.

Metilsülfonilmetan (MSM)

Metilsülfonilmetan (MSM), eklem ağrısına yardımcı olduğu söylenen yaygın takviye ürünlerden biridir. Hayvanlarda ve insanlarda doğal olarak bulunan bu bileşik ayrıca meyvelerde, sebzelerde, tahıllarda da bulunan organik kükürt bileşiğidir. Kükürt, bağ doku oluşumu için gereklidir. MSM ayrıca ağrıyı ileten sinir uyarılarını azaltarak ağrı kesici görevi görebilir. Böylece ağrı ve iltihabı azaltmada etkili olabileceği düşünülmektedir. Yapılan bir araştırmada, MSM takviyesinin diz kireçlenmesi olan kişilerde ağrı ve diz fonksiyonlarını iyileştirebildiği gösterilmiştir.

Bunların yanı sıra kapsaisin, zencefil, gamma linolenik asit (GLA), probiyotikler gibi eklem ağrılarına iyi geldiği düşünülen destekleyici birçok doğal, bitkisel ve kimyasal takviye ürün grupları bulunmaktadır. Birçok insan özellikle ilerleyen yaşlarda eklemlerde kireçlenme, tendonlarda, kıkırdak ve kaslarda hasar ve yaralanmalar yaşayabilir. Sağlıklı bir beslenme, gerektiğinde doğru şekilde kullanılan uygun takviyeler ile kemik ve eklem sağlığımızı koruyabilir, ağrıları hafifletebiliriz. Ancak takviye besinlerin veya satın alınabilen ürünlerin her zaman işe yaradığı ve ağrıyı dindirdiği söylenemez. Bazı kişilerde işe yarayan yöntemler bazılarında etki göstermeyebilir. Daha önemlisi yanlış kullanılan ürünler sağlığımız üzerinde birçok olumsuz etkiye neden olabilir. Takviye ürünlerin alınması gereken doz, içeriği, kullanılan diğer ilaçlarla etkileşimi gibi birçok önemli faktör söz konusudur. Bazı takviyeler yüksek dozlarda alınırsa veya diğer ürünler ve ilaçlarla etkileşime girerse ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle kullandığınız takviyeler hakkında doktorunuza danışmanız önemlidir.

Bu yöntemlerin ağrılarınız veya eklem sorunlarınız için kesin ve hızlı bir çözüm olmadığını unutmayın. Tedavinin en güvenilir yolu altta yatan nedeni bulmak ve sorunu düzeltmektir. Diz ağrılarınızın çözümü ve en güvenilir tedavi yöntemi için Op. Dr. Kayhan Turan’a randevu alabilir ve bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Kireçlenme Nasıl Geçer? İşte En Etkili Kireçlenme Tedavisi Yöntemleri

Kireçlenme Nasıl Geçer? İşte En Etkili Kireçlenme Tedavisi Yöntemleri

Kireçlenme günümüzde özellile de ileri yaşlarda pek çok kişinin mücadele etmesi gereken bir hastalık haline gelmiştir. Hem kadınlarda hem de erkeklere görürlen kireçlenme rahatsızlığı, ne yazık ki yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürmektedir. Kireçlenme karşısında modern tıbbın birbirinden gelişmiş önemleri bulunmakta… Ancak bunlarla birlikte kendiniz alacağınız bir takım önemler de kireçlenme tedavisi sürecini desteklemenize ve rahatsızlık duygusunu minimuma indirgemenize yardımcı olacaktır.

Kireçlenme Nedir?

Kireçlenme tedavisi, hastalığın tanısının konulmasından sonra başlar. Bu nedenle kireçlenme nedir ve belirtileri nelerdir, iyi anlaşılması gerekir. Kireçlenme eklem kıkırdağının ve altta yatan kemiğin parçalanmasından kaynaklanan bir tür eklem hastalığıdır. En sık görülen semptomlar eklem ağrısı ve sertliğidir. Kireçlenme tıpta Osteoartrit olarak da geçmektedir.

Kireçlenmenin Belirtileri Nelerdir?

diz ağrısına soğuk kompres yapan doktor, kireçlenme tedavisi

Gelelim kireçlenmenin belirtilerine… Kireçlenme hastalığının başlıca belirtisi ağrıdır. Bunun yanı sıra yetenek kaybına ve sıklıkla sertliğe neden olur. Ağrı tipik olarak uzun süreli aktivite ile daha da kötüleşir. Ağrının dinmesi için tek yöntem dinlenmektir, çünkü kireçlenme ağrıları ancak dinlenerek rahatlar. Kemiklerdeki bu sertlik gün içerisinde farklı oranlardadır.

Özellikle sabahları daha sık görülür ve tipik olarak günlük aktivitelere başladıktan sonra otuz dakikadan az sürer, ancak etkinlik dışı kalma dönemlerinden sonra geri dönebilir. Bu da kişinin dinlenirken ağrıyı daha fazla duymasına neden olur. Kireçlenmeden etkilenen eklemler hareket ettiğinde, özellikle omuz ve diz ekleminde, çatırtı sesine neden olabilir. Hani kimi zaman bir anda yere eğilen birinde, ya da bileklerimizi çevirdiğimizde minik çatırtılar duyarız ya… İşte bunlar kireçlenmeden kaynaklanmaktadır.

Bu semptomlar ağrı ve sertlik nedeniyle günlük aktivitelerini etkiler. Bazı insanlar soğuk sıcaklık, yüksek nem veya barometrik basınçtaki bir düşüş ile ilişkili artan ağrı bildirmektedir. Ancak bu tarz ortam değişikliklerinin kireçlenme üzerinde nasıl bir etkisi olduğuna dair kanıtlanmış bir çalışma bulunmamaktadır. Kısacası kireçlenme, pek çok kişinin mücadele ettiği ve kişilerin hayat kalitesini önemli ölçüde düşüren bir rahatsızlıktır. Ancak bununla birlikte kireçlenme, tedavisi olan bir sorundur.

Kireçlenme Neden Olur?

Kireçlenme tedavisi, hastalığın nedenleri ile epey yakından ilgilidir. Bu sağlık problemlerinin başında eklem hasarları gelir. Bunun yanı sıra eğer kişide anormal bir eklem hapisi varsa bu da kireçlemeye neden olabilir. Kemik gelişimi döneminde yaşanan bir takım anormallikler ya da problemler de ileriki yaşlarda kireçlenme sorununa neden olabilir.

Ayrıca kalıtsal faktörler de kireçlenmeye neden olmaktadır. Bununla beraber risk grubunda olan insanlar için kireçlenme daha büyük bir sorundur. Risk grubu içerisinde yer alanlar aşırı kilolu bireyler, farklı uzunluklarda bacakları olan kişiler ve yüksek eklem gerilimi ile sonuçlanan işlerde çalışanlardır. Bu kişilerde kireçlenme rahatsızlığı görülmesi riski görece daha fazladır.

Risk gruplarına ve temel sebeplere baktık. Peki, kireçlenme nasıl gerçekleşir? Kireçlenmenin eklem üzerindeki mekanik baskıdan kaynaklandığına inanılmaktadır. Çeşitli nedenlerle kemikler arasındaki kıkırdak kaybolur ve altta yatan kemik etkilendikçe kireçlenme hastalığı gelişir.

Dünyada Kireçlenme

diz ekleminin resmini tutan adam, kireçlenme tedavisi Kireçlenme dünya çapında oldukça yaygın olarak görülen bir hastalıktır. Dünya nüfusunun yaklaşık % ’u yani milyon insan bu hastalıktan etkilenmektedir. 60 yasından büyükler arasında, erkeklerin yaklaşık % 10'u ve kadınların % 18'i kireçlenme sorunu yaşamaktadır. Üstelik her iki cinsiyette de yıllar içerisinde daha da yaygın hale gelmektedir. Bu veriler gösteriyor ki kireçlenme günümüzde pek çok insanı etkilemekte, henüz etkilenmemiş olanlar da risk altında. Bu nedenle kireçlenme tedavisi konusunda bilgilenmek hepimiz için önemli.

Kireçlenme Tedavisi Nasıl Gerçekleştirilir?

Kireçlenmenin ne olduğuna ve nelerin kireçlenme hastalığına neden meydana geldiğine göz attık. Gelelim kireçlenme tedavisi konusuna… Kireçlenme tedavisi bir çok farklı yöntemi içermektedir. Bu tedavi içerisinde, egzersiz, eklem stresini azaltma çabaları, destek grupları ve ağrı kesici ilaçlar yer almaktadır. Şimdi bu tedavi yöntemlerini biraz daha yakından inceleyelim… Kireçlenme tedavisi yöntemlerinin başında yaşam tarzı değişiklikleri yer almaktadır. Kireçlenme tanısı konmuş kişilerin yaşam tarzlarında yapacakları bir takım değişiklikler hayat kalitelerini arttıracak ve hastalığın etkilerini en aza indirecektir.

Kilo Vermek

pantolonu bol gelen kadın, kireçlenme tedavisi Kireçlenme sorunu yaşayan kişilerin yaşam tarzlarında yapabilecekleri bir numaralı değişiklik fazla kilolarından kurtulmak olmalıdır. Fazla kilolu insanlar için sağlıklı bir şekilde ve diyetisyen yönetimine gerçekleştirilen kilo kaybı tedavi yönünde atılacak önemli bir adım olabilir. Eğer kireçlenme sorununuz varsa ve normalın üzerinde bir kiloya sahipseniz, bir diyetisyene danışabilirsiniz.

Günlük beslenme rutininizde sebze ve meyve porsiyonlarını arttırmak, protein kaynaklarınızı çeşitlendirmek ve rafine şekerden uzak durmak ilk olarak atabileceğiniz adamlar arasında yer alıyor. Kireçlenme probleminden çekenlerin beslenme düzenine eklemesi tavsiye edilen besinler şu sekidedir:

  • Brokoli
  • Turunçgiller
  • Omega-3 yağ asitleri bakımından zengin balıklar (ton balığı, somon, uskumru)
  • Sarımsak
  • Yeşil çay
  • Az yağlı süt ürünleri (kalsiyum ve D vitamini eklem ve kemik sağlığını artırabilir)
  • Fındık
  • Avokado, zeytin, aspir ve cevizden elde edilen bitkisel yağlar

Bu besinleri besleme düzeninize ilave ederek çok daha sağlıklı bir hayat yaşayabilir ve kireçlenme tedavisi için olumlu adımlar atabilirisiniz. Aynı şekilde kireçlenme tedavisi sürecinde sakınılması gereken bir takım besinler vardır. Bu besinler şu şekildedir;

  • Alkol
  • Aspartam (yapay tatlandırıcı)
  • Tuz
  • Doymuş ve trans yağ
  • Şeker
  • Beyaz ekmek
  • Pirinç

Bu gıdalar kireçlenme problemini destekleyen iltihaplanmaları arttırıcı özelliğe sahiptir. Bu nedenle bu gıdalardan uzak durulması gerekmektedir. Sağlıklı kilo vermek istiyorsanız linke tıklayarak daha detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

Egzersiz Yapmak

bacak egzersizi, kireçlenme tedavisiSağlıklı bir hayatın anahtarı niteliğindeki ikinci noktaya gelelim şimdi… Kireçlenme sorunundan yakınan kişilerin deneyebilecekleri ikinci en etkili yöntem egzersiz yapmaktır. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken bir şey var. Kireçlenme tedavisi sırasında uygulanacak egzersiz programı çok yoğun olmamalıdır. Kişinin potansiyelini fazla zorlamamasında yarar vardır. Çünkü ağrılı eklemlerde egzersiz yapmak biraz zor olabilir. Önemli olan hafif düzeyde bir egzersizin haftada en az üç gün süre ile tekrarlanmalıdır.

Zira aktif kalmak uzun vadede ağrıyı azaltabilir ve hatta eklem hasarını önlemek için kaşları güçlendirebilir. Kireçlenme tedavisi için en iyi egzersiz türleri bisiklet sürmek, yüzmek, Tai Chi yapmak, yürümek ve yoga yapmaktır. Bu tarz hafif egzersizler size iyi gelecektir. Bu egzersizlerde kişi hafif direnç kullanır, esnekliği arttırır, aerobik bir eleman sunar ve düşük etkilidir. Yeni egzersizlere başlamadan önce doktorunuzla konuşun. Özellikle de daha önce aktif değilseniz bu konuya dikkat etmeniz gerekmektedir.

Öncelikle daha kısa egzersiz süreleri ile başlayabilir ve güçlendikçe süreye biraz daha ekleyebilirsiniz. Örneğin, 10 dakika boyunca yürümeye başlayabilir ve yürüyüşlerinizin hızını ve uzunluğunu kademeli olarak artırabilirsiniz. Egzersiz yapmakta yeniyseniz, egzersizlerinizden sonra hafif bir ağrı duyabilirsiniz. Bu, bir veya iki gün egzersizden izin almanız ve bu kısa aranın ardından egzersiz rejiminize devam etmeniz gerektiği anlamına gelebilir. İlk günlerden sonra ağrı duyduğunuz için tamamen egzersiz yapmayı bırakmamalısınız. Tempoyu hafifleterek devam edebilirisiniz.

Destek Cihazları Kullanmak

Kireçlenme rahatsızlığı yaşayan kişiler için birbirinden farklı destek cihazları bulunmaktadır. Bu cihazlar kireçlenme tedavisi konusunda kalıcı bir çözüm sağlamasalar da, hastalıktan muzdarip olan kişilerin hayat kalitesini yükseltebilirler. Çeşitli yardımcı cihaz türleri, ilaca ihtiyaç duymadan ilave destek sağlayabilir. Seçtiğiniz aygıtlar etkilenen eklemlere bağlıdır. Bu anlamda kendiniz için en uygun cihazı seçmek üzere doktorunuza danışabilirsiniz. Bu cihazların arasında pantolon askıları, bastonlar, kapma veya kavrama araçları ve ayakkabı içi ekleri yer almaktadır. Bu destek cihazları ile kireçlenme sorunu yaşayan kişiler daha bağımsız bir hayat sürebilirler.

Sıcak ve Soğuk Kompresler

diz üzerine soğuk kompress, kireçlenme tedavisi

Ağrı söz konusu olduğunda, sıcak ve soğuk kompresler çok faydalı olabilir. Üstelik bir de faydaları vardır… İlaçların uzun vadeli yan etkilerine neden olmazlar. İşi eklem sertliği için yararlıdır ve soğuk kompres eklem ağrısı için en iyisidir. Bu nedenle sorununuz hangisi ise ona uygun kompres yapabilirsiniz. Sıcak kompres için ütü ile ya da kalorifer üzerinde ısıtılmış bir havlu ya da sıcak şu torbası kullanabilirsiniz. Soğuk kompres için ise sağlam bir torbaya buz koyup ağrıyan eklem üzerine uygulayabilirsiniz.

Epsom Tuzu Banyosu

Epsom tuzu, eklem ağrısı çeken ve kireçlenme sorunu yaşayan kişiler için başlıca çözüm önerisidir. Epsom tuzu banyoları, özellikle eklem ağrısı için bütüncül bir rahatlama sağlayabilir. Epsom tuzunu internetten sipariş edebilir ya da aktarlardan satın alabilirsiniz. Bir küvete su doldurup içine uzanarak epsom tuzu banyosu yapabilirsiniz. Epsom tuzundaki magnezyum, iltihaplanma ve ağrıyla savaşmaya yardımcı olacaktır. Bu banyolar bir seferde 30 dakika boyunca istediğiniz sıklıkta alınabilecek kadar güvenlidir. Yaklaşık 38 ° C sıcaklıkta ılık banyo suyuna iki bardak Epsom tuzu kullanmanız yeterli olacaktır.

Uyku Düzenine Dikkat Etmek

uyuyan kadın, kireçlenme tedavisi İşte yine sağlıklı bir yaşamın anahtarı olan noktalardan birine geldik…  İyi bir gece uykusu sadece kireçlenme tedavisi sürecinde değil hayatın her anında önem teşkil eden ve dikkat edilmesi gereken bir şeydir. Aynı zamanda kireçlenme rahatsızlığından kaynaklanan ağrılar ve hastalığın yarattığı yoğun stresi ile başa çıkmanıza yardımcı olacaktır. Daha iyi uyumak için her gece aynı saatte yatmayı deneyin.

Televizyon ve bilgisayar gibi dikkat dağıtıcı cihazları odanızdan çıkarın. ve yatmadan en az bir saat önce kullanmayı bırakın. Eğer yattığınız yatakta kireçlenme nedeniyle rahatsızsanız, ağrılı eklemlerin baskısını almak için yastık kullanmayı deneyin. Sık sık uyku konusunda karşılaştığınız bir probleminiz varsa, bu konuyu mutlaka doktorunuzla konuşun.

Ağrıyı Kontrol Altında Tutmak

Kimi zaman kireçlenme tedavisi esnasında ağrı dayanılmaz hale gelebilir. Böyle durumlarda ağrıyı kontrol altında tutmak için ağrı kesici ilaçlara başvurmak gerekebilir. Reçetesiz satılan ağrı kesici ilaçlar, kireçlenme sorunundan kaynaklanan ağrıyı hafifletmeye yardımcı olabilir. En yaygın olanlarından biri asetaminofendir çünkü mideyi rahatsız etmez.

Bununla birlikte, önerilenden daha fazlasını almak, karaciğer problemleri de dahil olmak üzere yan etki olasılığını arttırır. Reçetesiz satılan diğer ilaçlar da, aspirin, ibuprofen veya naproksen sodyum dahil olmak üzere yardımcı olabilir. olası yan etkilere karşı doktorunuza danışmanızı öneriyoruz.

Kireçlenme Tedavisi için Önerilen Besinler

Kireçlenme tedavisi için beslenmede nasıl değişiklikler yapımlası gerektiğine göz attık. Şimdi ise biraz daha özelleştirelim konuyu ve daha detaylı bir şekilde inceleyelim. Kireçlenme tedavisini desteklemek adına hangi yiyecekleri beslenme düzeninize dahil etmeniz gerektiğini merak ediyorsanız, listemiz hazır!

Yeşil Çay

yeşil çay, kireçlenme tedavisi Kireçlenme tedavisi için ilk ve öncelikli önerimiz yeşil çay olacaktır. Günümüzde zaten yeşil çayın faydaları oldukça yoğun bir şekilde vurgulanıyor. Doktorlar, diyetisyenler, tüm uzmanlar bu çaya bir şans vermenizi tavsiye ediyor! Peki, bunun nedeni ne? Yeşil çay polifenol adı verilen maddeleri içerir. Bu bileşikler iltihaplanmayı azaltır. Bu da kireçlenme sorunun birincil nedenlerinden bir tanesidir.

Bunun yanısıra yeşil çay ilaç tüketme ihtiyacını azaltmaya yardımcı olamaktadır. Kireçlenme gibi bir hastalığın tedavisi sürecinde yoğun olarak ilaç tüketilmesi gerektiği düşünülürse bu durum oldukça faydalıdır. Bununla beraber yeşil çayın kıkırdak korumasını arttırdığı araştırmalarla ortaya konmuştur. Bu nedenle de kireçlenme tedavisi gören kişilerin yeşil çay tüketmesi önerilmektedir.

Yeşil çayın muhteşem etkilerinden bahsettik… Ancak her şeyin fazlasının zararlı olduğunu biliyoruz. Yeşil çay için de durum farklı değil. Karaciğer problemleri riski ve konsantre miktarlardan kaynaklanan yan etkiler nedeniyle yeşil çay en iyi şekilde ölçülmelidir. Günde bir iki bardak tüketmek yeterli olacaktır. Eğer beklenmedik bir sorun ile karşılaşırsanız mutlaka doktorunuza danışlamısınız.

Zencefil

Gelelim kireçlenme tedavisi esnasında kullanılması önerilen bir başka yiyecek olan zencefile… Zencefil, ağrıyı azaltıcı özelliği ile kireçlenme tedavisinin vazgeçilmezlerinden biridir. Eğer böyle bir sorun yaşıyorsanız, bir dahaki market ziyaretinizde mutlaka zencefil alın. Zencefili taze bir şekilde alıp dilimleyerek ve üzerine sıcak şu ekleyerek çay olarak tüketebilirsiniz.

Bunun yanısıra zencefili kızartıp salatalara ya da makarnalara ekleyerek hem ilginç bir lezzet yakalayabilir hem de faydalarını görmeye başlayabilirsiniz. Zencefil tüketmek, kireçlenme sorunu yaşayan kişilerde ağrıyı azaltmaktadır. Yapılan bir araştırmaya göre uzun süreli olarak zencefil tüketmek kireçlenme ile ilişkili sakatlık riskini azaltabilmektedir. Kimi bünyeler zencefile alerjik reaksiyon gösterebiliyor…

Eğer genel olarak alerjik bir yapınız varsa ya da bilinen başka gıda alerjilerine sahipseniz, zencefili tüketmeden önce doktorunuza danışmanızı tavsiye ederiz. Aşırı dozda tüketildiğinde ishal ve mide yanmasına neden olabilir. Bizen söylemesi, aman dikkat!

Zerdeçal

İltihabı, ağrıları ve sertliği tedavi edecek bir başka bitki ile listemize devam edelim. Zerdeçal, ülkemizin mutfağında adını duyduğumuz ancak pek de sık kullanmadığımız baharatlardan bir tanesi. Bu baharat özellikle kireçlenme sorunu yaşayan kişiler için birebirdir. İçerdiği bileşenler iltihaplarla savaşma özelliğine sahiptir. İltihaplanmanın da kireçlenmenin tetikleyici nedenlerinden bir tanesi olduğu göz önüne alınırsa, zerdeçal bu konuda size yardımcı olacaktır.

Zerdeçal kullanıyorsanız, yararlarını etkinleştirmek için karabiber eklemeniz gerekebilir. Zerdeçal genellikle güvenli olmakla birlikte, mide bulantısına neden olabilir ve kan sulandırıcılarla etkileşime girebilir. Bu nedenle eğer başka ilaçlarla beraber alacaksanız bir beslenme uzmanının fikrini almanızda fayda var.

Yağlı Balıklar

yağlı soslu ton balığı, kireçlenme tedavisi

Bitkiler, otlar ve çaylardan uzaklaşalım, biraz da protein kaynaklarına göz atalım. Yağlı balıklar, kirelenme tedavisi sürecinde tüketilmesi gereken protein kaynaklarındandır. Yağlı balıklar çok sayıda sağlıklı omega-3 yağ asidi içerir. Bu çoklu doymamış yağlar, iltihapla savaşma özelliğine sahiptir, bu yüzden kireçlenme tedavisi hastalarına faydalı olabilirler.

Kireçlenme sorunu olan insanlar haftada en az bir yağlı balık bölümünü yemeyi hedeflemelidir. Özellike tüketilmesi tavsiye edilen balıklar sardalya, orkinos, somon ve taze ton balığıdır. Balık yememeyi tercih etmeyenler bunun yerine balık yağı, krill yağı veya keten tohumu yağı gibi omega-3 içeren takviyeleri alabilir. Diğer Omega-3 kaynakları arasında chia tohumu, keten tohumu yağı ve ceviz bulunur. Bu yiyecekler de ayrıca iltihapla mücadelede yardımcı olabilir.  

Koyu Yeşil Yapraklı Sebzeler

yeşil sebzeler, kireçlenme tedavisi

Temel Reis’in ıspanak yemesi boşa değil! Koyu yeşil yapraklı sebzeleri tüketmek sağlık için oldukça faydalıdır. Ancak özellikle de kireçlenme tedavisi gören kişilerin köyü yeşil yapraklı sebzeler tüketmesi önerilmektedir. Koyu yeşil yapraklı sebzeler, D Vitamini ve stresle savaşan fitokimyasallar ve antioksidanlar bakımından zengindir.

D vitamini kalsiyum emilimi için esastır ve ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun enfeksiyonla savaşmasına yardımcı olur. Bu nedenle de kireçlenme tedavisi gören kişilerin yeşil yapraklı sebzeleri tüketmesi önerilmektedir. Koyu yeşil yapraklı sebzeler denince gözünüzün önünde bir şey canlanmadıysa, hemen bir kaç örnek verelim.

Ispanak, süs lahanası, pazı ve kara lahana tipik olarak köyü yeşil yapraklı sebzelere verilen örneklerdir. Bu yeşilliklerle yapılan her turu yemek bu hastalıkla savaşmanıza yardımcı olur. Kızılcahamam gezilecek yerler hakkında bilgi almak isterseniz blog yazımızı ziyaret edebilirsiniz.  

Eklem kireçlenmesi nedenleri

Kemik erimesi, kas gücünde azalma, denge duyusunun bozulması yaş ilerledikçe en çok karşılaşılan hastalıklar arasında yer alır. En çok duyulan rahatsızlık ise eklem kireçlenmesi yani artrozdur. Kemiklerin eklem yüzlerinde kıkırdaklar yer alır. Kıkırdak parlak, pürüzsüz, kaygan ve mm kalınlığında sert bir tabakadır. Kıkırdak, eklemin ağrısız ve rahat hareket etmesini sağlar. Kıkırdağın doğal yapısı romatizmal hastalıklar, eklem iltihabı, kırık, yaşlanmaya bağlı aşınma gibi nedenlerle bozulabilir. Aşınan kıkırdak, parlaklığını kaybeder ve pürtüklü, girintili çıkıntılı bir hal alır ya da kıkırdak doku yok olur. Böylelikle eklem kireçlenmesi ortaya çıkar ve kemikler birbirine sürtmeye başladığı için ciddi sorunlar yaşanabilir. Zaman içinde bu bozukluklar ağrıya sebep olarak kişiyi günlük işlerini yapamayacak derecede kısıtlar. Hareket özgürlüğünün ortadan kalkmasına neden olur.


Vücudun hangi bölgeleri eklem kireçlenmesine yatkın?

Eklem kireçlenmesinin en sık görüldüğü bölge bel olsa da kalça ve dizdeki kireçlenmeler, daha büyük rahatsızlıklara neden olabilir. Kalça ve diz eklemlerinde oluşan kireçlenme, kendini ağrıyla belli eder. Aşırı hareketlerle ortaya çıkan bu ağrı, zamanla dinlenme halinde bile görülür. Hastalığın teşhisinde ağrı çok önemli bir bulgudur, bu durumda mutlaka hekime başvurulması gerekir.

Eklem kireçlenmesinde 40'lı ve 60'lı yaşlara uyarılar

Eklem kireçlenmesinde şikayetleriniz 60’lı yaşlarda başlamışsa ve siz de tedavi için gerekli tüm basamaklara dikkat eder ve uyum gösterirseniz, cerrahi müdahale yapılmasına gerek olmadan şikayetlerinizin azalması mümkündür. Ayrıca önerilen fazla kiloyu verir, egzersizlere düzenli olarak devam eder, ilaçlarınızı kullanırsanız ameliyat olmadan da, kaliteli bir yaşam sürebilirsiniz. Ama kireçlenme 40’lı yaşlarda başladıysa hastalığın ilerleme süreci yavaşlatılabilse bile durdurulamayabilir ve protez ameliyatı ya da ameliyatla eklem içinin yıkanması gerekebilir.

Eklem kireçlenmesi yaşıyorsanız kilonuzu kontrol altında tutun

Alınan her bir kilo, eklemlerin daha da zorlanmasına neden olur. Yani kireçlenme yaşıyorsanız, ilk yapmanız gereken, fazla kilolardan kurtulmak olmalı. Bunun için diyetinizi düzenlemeli ve beslenme alışkanlıklarınızı değiştirmelisiniz. Bu değişiklikleri kendi başınıza yapamıyorsanız, bir diyetisyenden destek alabilirsiniz.

Eklemleri zorlayacak hareketlerden kaçının

‘Hareket yaşam modifikasyonu’ kişinin eklemlerini zorlayacak hareketlerden kaçınması olarak tanımlanıyor. Eklem kireçlenmesi en çok diz ve kalça bölgesinde görüldüğünden özellikle bu bölgede yer alan eklemler kullanılarak yapılan hareketler sırasında dikkatli olunması gerekir. Diz ekleminizde sorun varsa mümkün olduğunca, çömelmekten, merdiven çıkmaktan ve bağdaş kurarak oturmaktan kaçınmanız önem taşır. Kireçlenme omurgada ise ağır bir şey kaldırmamaya özen gösterilmeli. Ayrıca zorlayıcı hareketler yapmanız da sakıncalı olabilir. Kısacası, eklemin yük taşıma kapasitesini sınırlandırmak gerekir.

Eklem çevresindeki kasları güçlendirin

Kaslar ne kadar güçlü olursa, ekleme binen yük o kadar azalır. Yani yükü kemik ve eklemin değil, daha çok kasların taşıması gerekir. Bunun için de egzersiz yapılması şart. Egzersizler, fizik tedavi ile desteklendiğinde daha iyi sonuçlar alınır. Yüzme çok faydalı sonuçlar verir. Çünkü yüzme sayesinde kalça, diz ve bel çevresindeki kaslar, vücudun kendi ağırlığı yüklenmeden güçlenmiş olur. Ayrıca yürüyüşün de kasları güçlendirmede faydası bulunur, böylece yürüyüşte vücuda kendi yükü taşıtılarak kaslar güçlendirilmiş olur.

Yüksek topuklu ayakkabılar eklem kireçlenmesi nedeni

Hareket etmemizi sağlamak gibi son derece önemli bir işlevi olan eklemlerimiz bazı hatalı alışkanlıklarımız nedeniyle hasar görebilir. Bunun sonucunda eklem kireçlenmeleri, bağ ve omuz yaralanmaları, menisküs yaralanmaları gibi birçok sağlık sorunu ortaya çıkabilir. Özellikle yaz mevsiminde kadınların sıkça tercih ettikleri yüksek topuklu ayakkabılar ise eklemlere hasar veren alışkanlıkların başında gelir.

Eklem kireçlenmelerinde tedavi seçenekleri

Eklem kireçlenmesinin tedavisinde önemli olan hastanın ağrısının giderilmesi ve eklem fonksiyonunun rahatça yerine getirilmesidir. Tedaviye adale güçlendirici egzersizler, ağrı kesici ve kıkırdak geliştirici ilaçlar, kilo verme ve fizik tedavi yöntemleri ile başlanır. Hastalığın ilerlediği ve bunların yetersiz olduğu noktada cerrahi girişimler ve eklem protezi ameliyatları gerekebilir.

Eklem kireçlenmesi ilaçlarını ihmal etmeyin

İlaç tedavisinde öncelikle antiinflamatuar ağrı kesiciler ya da lokal olarak sürülen pomatlar kullanılır. Bunların yetersiz olduğu durumlardaysa kişiye, hem kıkırdak koruyucu özelliği olan hem de ağrıyı azaltan doğal ürünler (glukozamin kondroidin adı verilen ve deniz kabuklarından elde edilen doğal tabletler) verilir. Şişme, ödem gibi sorunlar için bazı özel preparatlar da kullanılabilir. Bunlar arasında özellikle diz eklemi içine enjeksiyonla uygulanan hyaluronik asit bulunur. Hyaluronik asit, ihtiyaç olursa kalça, omuz, dirsek, ayak bileği eklemleri için de kullanılabilir.

Eklem protezi nedir?

Eklem kireçlenmesinde uygulanan eklem protezi ameliyatlarında ise kıkırdağın aşınan kısmı çıkarılıp yerine metal, seramik vb. malzemelerden yapılmış yapay eklemler yerleştirilir. Protez yapılan kişiler yıllarca ağrısız olarak yaşamlarını sürdürebilir, eski günlerine büyük oranda geri dönebilir. Öte yandan, kıkırdağın korunması ya da bozulmuş dokunun yeniden üretilmesi ve nakledilmesi konusundaki kök hücre uygulamaları tercih ediliyor.

*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.

RANDEVU AL  

Kireçlenmeye karşı "akıllı jel" tedavisi

Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alp Çetin, akıllı jel kullanan kireçlenme hastalarının genellikle gün içinde ağrılarının azaldığını söyledi.

Çetin, yaptığı açıklamada, halk arasında "kireçlenme" diye bilinen "osteoartrit"in en sık gözlenen eklem hastalıkları arasında yer aldığını belirterek, bu hastalıkta en önemli risk faktörlerinin yaşlılık ve aşırı kilo olduğunu anlattı.

Hastalığın sıklıkla dizler, omurga ve kalça gibi yük taşıyan eklemleri etkilediğine dikkati çeken Çetin, "Ağrı, en önemli bulgusu. Hareketle artan ağrı, kişilerin günlük yaşam aktivitelerini yerine getirmelerinde zorlanmalarına ve hatta bu aktiviteleri yerine getiremeyecek derecelerde fonksiyonel kayıplara neden olur" dedi.



Çetin, kıkırdak kaybını onaran ve eski haline getiren tedavi yöntemi bulunmadığını dile getirerek, hastalığın yol açtığı semptomları gidermeyi ve ilerlemesini önlemeye çalıştıklarını kaydetti.

Farklı otoritelerin, bu hastalıkla ilgili benzer tedavi yöntemlerini önerdiğini aktaran Çetin, "Tüm rehberler, ilaç tedavileri ve ilaç dışı tedavilerin bir arada verilmesini önermektedir. İlaç dışı tedaviler fizik tedavi uygulamalarını, egzersizi, kilo düzenlemesini ve baston, tabanlık, dizlik gibi yardımcı cihaz kullanımını kapsar" şeklinde konuştu.

"Etken madde içermediği için ilaç ilaç etkileşimi de yoktur"

Çetin, tedavilerin yetersiz kaldığı durumlarda son seçeneğin cerrahi müdahale olduğunu söyledi.
"Nano teknoloji ürünü akıllı jeller, 'ten beri kullanılıyor" diyen Çetin, şunları belirtti:

"Osteoartrit tedavisinde topikal tedavi yöntemleri arasına konulabilecek akıllı jel, cilde uygulanan ilaçsız, su bazlı. 'Sekuezom' adı verilen nano yapıları içeriyor. Bunun dışında içinde farmakolojik madde yer almamaktadır. Bu nedenle yan etki açısından oldukça güvenlidir. Herhangi sistemik yan etkiye sahip değildir. Ayrıca etken madde içermediği için ilaç ilaç etkileşimi de yoktur. Akıllı jel, osteoartrite bağlı eklem ağrılarının giderilmesi ve fonksiyonlarının artırılması amacıyla kullanılıyor."



Çetin, "Akıllı jel, osteoartrite bağlı ağrısı olan ve mevcut tedavi protokolleri uygulanmasına rağmen ağrıları yeteri kadar düzelmeyen ya da yan etkiler nedeniyle mevcut tedavilerin uygulanamadığı hastalar için uygundur" diyerek, şu bilgiyi paylaştı.

"Akıllı jelin çok küçük parçalı yağ molekülleri, cildin altına geçerek eklem bölgesine ulaşıyor. Osteoartritte temel sorun eklem kıkırdağının bozulmasıdır. Bunun yanında eklemin diğer yapıları da hasar görür. Ayrıca eklem içindeki fosfolipitlerde de azalma olur. Fosfolipitler, eklem kayganlığı ve fonksiyonu için önemlidir. Akıllı jelin içerdiği çok küçük parçalı yağ molekülleri uygulama bölgesinden cildin altına geçerek eklem bölgesine ulaşır. Eklem kıkırdağını kaplayarak sürtünmeyi azaltıcı kaygan tabaka oluşturur ve bu sayede osteoartrite bağlı ağrı ve hareket kısıtlılığı azaltır. Akıllı jel kullanan hastaların genellikle gün içinde ağrıları azalıyor."

AA

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır