doğadan esinlenerek yapılan icatlar 10 tane / One moment, please

Doğadan Esinlenerek Yapılan Icatlar 10 Tane

doğadan esinlenerek yapılan icatlar 10 tane

Doğadan İlham Alan Robotlar

Doğadaki her canlının kendine özgü yetenekleri vardır. Canlılar bu yeteneklerini kullanarak bulundukları ortamdaki yaşam koşullarına uyum sağlar. Örneğin çiçeklerin bal özüyle beslenen sinek kuşları, kanatlarındaki geniş kas yapısı saniyede 80 kez kanatlarını çırpabilir. Bu şekilde çiçeklerden bal toplarken havada asılı kalabilir, ileri-geri veya aşağı-yukarı uçabilirler. Yılanlar ise herhangi bir uzva sahip olmamaları, vücutlarında ’e yakın kas bulunması ve esnek, ince yapıları sayesinde dar kanallardan, borulardan geçebilir, suda yüzebilir ve ağaçlara tırmanabilirler.

Son zamanlarda doğadaki canlıların farklı yeteneklerinden ilham alan robotlar üretiliyor. Bu robotların dış görünümleri, algılayıcıları, mekanik ve otonom yapıları yani bağımsız hareket edebilmelerini sağlayan sistemleri doğadaki canlıların fiziksel özellikleri ve hareket yetenekleri taklit edilerek tasarlanıyor. Böylece insanlar tarafından yapılması zor ya da tehlikeli olan görevleri robotlar etkili bir şekilde yerine getirebiliyor.

data-cke-saved-src=monash.pw

Sinek kuşu

Robot tasarımına ilham olan canlılardan biri de sinek kuşları. Yakın zamanlarda Purdue Üniversitesi araştırmacıları tarafından sinek kuşlarının hem dış görünüşleri hem de hızlı ve çevik olmasını sağlayan kas yapıları taklit edilerek bir robot tasarlandı.

data-cke-saved-src=monash.pw

Kaynak: Purdue

Sinek kuşlarının kanat hareketlerinden esinlenilerek tasarlanan robotun her iki kanadında da ayrı güç ünitesi bulunuyor. Güç üniteleri kanatların bağımsız hareket edebilmesine imkân veriyor. Bu da robotun yönünü saniyede 30 kez değiştirebilmesini ve hızlı manevra yapabilmesini sağlıyor.

data-cke-saved-src=monash.pw

Sinek kuşu robotu saniyede 40 kez kanat çırpabiliyor. Güç ve kontrol ünitesine kablo ile bağlı olan robota nasıl hareket edeceği önceden simülasyon yöntemiyle öğretiliyor. Böylece robot engelleri kolaylıkla aşabiliyor.

Hareketli kanatlara sahip olan robotun boyutunun küçük olması, hızlı uçması ve manevra yapması arama-kurtarma, çevre gözetleme ve doğa araştırma gibi alanlarda kullanılması planlanıyor.

Doğadaki canlılardan ilham alınarak tasarlanan robotlardan biri de Harvard Üniversitesi araştırmacıları tarafından geliştirilen Octobot. Üç boyutlu yazıcı tekniği kullanılarak üretilen robotun en önemli özelliklerinden biri ahtapot gibi yumuşak bir dokuya sahip olması. Gövdesi silikondan üretilen robot aynı zamanda ahtapot gibi sekiz kola sahip. Sadece bir el büyüklüğünde olan Octobot’un hareketi kimyasal tepkime sonucu açığa çıkan gazın oluşturduğu itme kuvvetiyle sağlanıyor. Robota yerleştirilen platin kanalın içinden geçen hidrojen peroksit platinle tepkimeye giriyor. Sonuçta açığa çıkan oksijen gazı da Octobot’un kollarının esneyerek hareket etmesini sağlıyor. Esnek bir yapıya sahip olan Octobot’un deniz arama ve kurtarma çalışmalarında ve okyanus araştırmalarında kullanılması planlanıyor.

data-cke-saved-src=monash.pw

Ahtapotun fiziksel özelliklerinden yararlanılan Octobot’ta herhangi bir katı elektronik parça bulunmuyor. Kaynak: monash.pw

Robotlara ilham olan bir başka canlı da yılanlar. Snakebot olarak adlandırılan robot, yılanların sürünerek hareket etmeleri ve herhangi bir uzva sahip olmamaları gibi fiziksel özelliklerinden yararlanılarak üretildi. İki ayaklı canlılardaki gibi tek bir ağırlık merkezine ve uzva sahip olmamaları, esnek derileri, pulları ve omurgalarına bağlı kasların bağımsız çalışabilmesi yılanların kıvrak ve hızlı bir şekilde hareket edebilmesini sağlar. Farklı çevre koşullarında yaşayan yılanlar farklı hareket eder. Bu hareketlerden biri de sinüs dalgası adı verilen “S” şekline benzer bir harekettir. Yılanların bu hareketinden esinlenilerek tasarlanan Snakebot bulunduğu ortamda kolayca ilerleyip engelleri aşabiliyor.

data-cke-saved-src=monash.pw

Farklı amaçlar için üretilen Snakebot hasarlı binaların keşfinde, yangın söndürmede, boru hatlarının, havalandırma borularının veya kimyasal kanalların incelenmesinde kullanılıyor. Nano boyutta olanlarının ise kapalı ameliyatlarda, vücut içinde görüntüleme yapılmasını sağlayan kameralara benzer şekilde kullanılması planlanıyor.

Bilim insanları canlıların özellikle uçma, sürünme, yüzme, yürüme, koşma gibi hareket yeteneklerinden esinlenerek farklı robotlar tasarlamaya devam ediyor. Tasarlanan robotlar arama-kurtarma, çevre gözetimi, tıp, deniz ve kara araştırmaları gibi alanların yanı sıra savunma, nükleer ve endüstriyel denetleme, arkeoloji gibi pek çok alanda kullanılıyor.

Peki siz doğadan esinlenerek bir robot tasarlamak isteseydiniz hangi hayvanın hangi özelliğini hangi amaçla tasarlamak isterdiniz?

data-cke-saved-src=monash.pw

Kaynaklar:

 

 


paylaş

Bazen mühendislikte sınırı aşmış dediğimiz ürünler, kimin aklına gelmiş dediğimiz ilginç icatlar, aletler yada robotik şeyler görürüz. Günlük hayatımızı kolaylaştıranlar ürünler, arabalarda, uçaklarda ve hatta giydiğimiz kıyafetlerde bile bizi şaşırtan ama doğanın biz insanoğlundan daha önce keşfettiği buluşlardan bahsetmek istiyoruz. Doğadan yada hayvanlardan ilham alınarak yapılan icatları sizler için bir araya getirdik.

Bakın bizden önce doğa neleri keşfetmiş ve dolayısıyla biz neleri doğadan esinlenerek bu buluşları hayatımızın bir parçası haline getirmişiz.

Kurbağa ve Antifriz

Amerikan ağaç kurbağasının çok soğuk havalarda iç organlarının donmasını engelleyen kanındaki doğal antifrizdir, kışın donmadan hayatta kalabilmektedir. Makinelerdeki antifriz de benzer bir iş görmektedir.

Güneş Panelleri

Bazı çöl kertenkelelerinin ciltleri günün en sıcak zamanlarında renkleri açılarak güneşten gelen aşırı ısıyı yansıtır. Dünya atmosferinin üzerinde uçan uzay mekiklerin de üzeri ısıyı yansıtan kargolar benzer bir koruma sağlar.

Velcro ve Cırt Cırt Bant

doğadan esinlenerek yapılan icatlar

Mühendis George de Mestral dul avratotunun kancalı tohumlarının ona sürtünen hayvanların üzerinde kaldığını görmüştür. Buradan ilham alarak minik kanca ve halkalardan oluşan velcroyu icat etti. Velcro bant, yüzeylerin birbirini sıkıca tutmasını sağlarken kolayca da ayrılabilir minik kancalardan oluşur.

Çömlek yapımı ve Arılar

İnsanların yiyecek ve içeceklerini koymak için kilden çömlek yapmaya başlamaları, yuvalarını kilden yapan arıları gördükten sonra başlamıştır. Çömlekçi arıların yaptıkları bu yuvalar güneşte kurur bu sayede bozulup yıkılmaz.

Kuş Kanatları ve Uçak Kanatları

Kuşların kanatlarındaki içi boşluklu kemikler doğal birtakım iç kirişlerle güçlendirilmiştir. Uçakların uçabilmeleri için de bu şekilde bir teknoloji kullanılmıştır. Uçağın kanat tasarımı bu teknoloji ile oluşturulmuştur dolayısıyla metalden yüzeyi çok hafif ve dayanıklı olur.

Kunduzlar ve Barajlar

Küçük akarsuların üzerine kütük ve dal parçaları yığarak barajlar kuran kunduzlar, aile grupları için çok uygun evler yaparlar. Yapılan bu barajlar öyle yüksek mühendislik ürünüdür ki yüzlerce yıl bile dayanır. İnsanlar da barajlar kurarak yani kunduzların yaptığı barajlardan ilham alarak biriken milyonlarca litre suyu ev, fabrika ve çiftliklerde kullanır.

Yeşil Ağaç Karıncaları ve Dokuma

Yeşil ağaç karıncalarının yuvalarını örerken kullandıkları yöntem sayesinde insanlar da kumaş ve halı dokumak için tezgahta mekik denilen bir tahta parçasını iplikleri birbirinin altından ve üstünden geçirerek dokuma yaparlar. Karıncalardan ilham alınarak yapılan bir icattır.

Sümüklü Böcek ve Eğe, Bileme

Sümüklüböceklerin radula denen dilleri doğal bir eğedir. Yüzeyi sıra sıra minik dişle kaplı raduyla yapraklarda delikler açarlar. Çölde yaşayan bazı çeşitleri kayları bile deler. Tahta eğeleri de sümüklüböcek radulası gibi iş görür. Üzerindeki sağlam dişlerle tahtalardaki pürüzlü yüzeyleri düzeltir.

Kunduzlar ve Ağaç Oyma

Kunduzların büyük ön dişleri kütükleri kesmeye ve şekil vermeye çok uygundur. Yirmi yıl boyunca sürekli kemirip çiğnese bile dişleri köklerinden büyümeye devam eder ve kendi kendine keskinleşir. İnsanlar kano yapmak için kunduz dişi şekli verilmiş araçlar kullanmaktadır. Bunlar kunduz dişlerinin aksine zamanla körelir bu nedenle bilenmesi gerekmektedir.


Midyeler ve Taşıyıcı Bant

Kabukları ile yiyecek toplamak için bir tür biyolojik taşıyıcı bant kullanmakta olduğu bilinmektedir midyelerin. Deniz suyu ile kaplandıklarında kabuktaki kirpik denilen binlerce mikroskobik tüy titreşerek bir su akımı yaratır ve bu kirpik üzerindeki yapışkan banta yapışan yiyecekleri sindirilecekleri midyeye doğru sürüklerler. Bugün birçok fabrikanın üretim hattında da ürünlerin işlenecekleri yere doğru taşınmaları için bunun gibi taşıyıcı bant kullanılmaktadır.

Balinalar ve Elek, Süzgeç

Dünyanın en büyük hayvanı olan balinaların ağzında sıra halinde bulunan ince kemikler süzgeç vazifesi görür ve yiyeceği olan karides benzeri hayvanları süzerek beslenmesini sağlar. Elekler, balık ağları da balina çeneleri gibi küçük boyutta olan taneleri geçirip daha büyük olanları süzgecin öteki yanında takılı kalır.

Nautilus ve Denizaltı

Nautilus isimli canlı, suyun dibine batmak için vücudundaki odacık şeklindeki hücrelere su doldurur. Bu dolum sonucunda ağırlaşan canlı suyun dibine alçalmaktadır. Yükselmek istediğinde ise içeriden bir gaz salgılayarak bu hücrelerin boşalmasını sağlar ve yükselir.

Denizaltılar ise bu mantığı bu canlıdan ilham almışlara benziyor. Denizaltılarda üst kısımda bulunan hücrelere su doldurarak batarlar. Yükselmek için ise motorlar sayesinde bu suyu dışarı pompalar.

Yarasa ve Radar Sistemi

Yarasalar günlük hayatta kullandığımız radar sistemiyle yönlerini bulurlar. Yaydıkları titreşim dalgaları önlerine çıkan cisimlere çarpar ve geri döner. Çok kısıtlı bir görme kabiliyetine sahip yarasalar yönlerini kolaylıkla bulabilmişlerdir.

Boynuz ve Koruyucu Kask

Birçok hayvanın beynini birtakım olası hasarlara karşı koruması gerekir. Örneğin Kanada koyunlarının boynuzları kemiksi bir kalkanla korunmaktadır. Bu kalkan bir başka koçla girişilen dövüşte boynuzlar çarpıştığında, çarpışmanın enerjisini soğurmaktadır. Bisikletçilerin kasklarında da benzer bir enerji soğurma mekanizması vardır. Bu mekanizma bir çarpışmada gerçekleşebilecek kafatası kırıkları ve beyin hasarları önlenmektedir.

Komposttan Kuluçka ve Yapay Kuluçka

Avustralyada yaşayan bir kuş türü yumurtalarını sıcak tutmak için çürüyen sıcak bitki artıklarıyla kaplar. Bu kompost yığınının üstünü de toprakla örter. Eğer yumurtalar çok ısınırsa, toprağı eşeleyip bir bölümünü atar ve ısı enerjisinin kaçmasına izin verir. Çiftçiler ise bazen yumurtaları yapay kuluçkada tutar. Buralarda yumurtalar ve yavrular için ebeveynin sıcaklığını yerini, ısı yayan özel ampuller almıştır.

Çapraz Gagalı İspinoz ve Makas

Çapraz gagalı ispinozların gagalarının uçları birbirinin üzerine biner. Böyle olduğu içinde makas gibi kullanılır. Bu kuşlar çam fıstıklarıyla beslenmektedir. Güçlü gagalarının şekli çam kozalaklarının sert pullarını kırmak ve aralarında gizlenmiş fıstıkları çıkarmak için kusursuz bir biçimde evrimleşmiştir. Çene kasları yiyecekleri kesmek yada çiğnemek için alt ve üst gagayı açıp kapar. Makas da aynı şekilde çalışmaktadır.

Payanda ve Binalar

Büyük ve karmaşık yapıların kendilerini etkileyen dış kuvvetlere karşı koyabilmeleri için içten yada onu oluşturan parçaların düzenleniş şekli ile kuvvetlendirilmesi gerekmektedir. Tropikal yağmur ormanı ağaçları zor doğa şartlarına karşı kuvvetini tabanına ve köklerine aktarır. Bu ağaçların dengesi, tabanlarını genişleten ve alt gövdelerini güçlendiren odundan doğal payandalarla sağlanır. Bu sistem büyük ve ağır taşlardan oluşan yapılarda, özellikle de katedrallerde kullanılmıştır.

Yunuslar ve Sonar Sistemi

Çok yüksek frekanslarda ses dalgaları (yaklaşık Hz) yayan yunuslar bu özellikleri ile karşılarındaki cismin konumunu, büyüklüğünü, şeklini ve hatta hızını belirleyebilirler. Bugün denizde ve havada kullandığımız sonar sistemi de aynı şekilde çalışmaktadır.

Kutup Tavşanı ve Kar Ayakkabısı

Doğadan esinlenerek tasarlanmış buluşlar çok fazladır. Bunlardan biri de kar ayakkabılarıdır. Daha doğrusu ayakkabınızın altına takabileceğiniz, kar üzerinde yürümeyi kolaylaştırıcı icat. Kutup tavşanların arka ayaklarının uzun ve yassı olması karda yürümelerini kolaylaştırır. Araştırmacıların üretmiş olduğu kar ayakkabıları ise aynı bu mantıktan yola çıkarak tasarlanmıştır.

Balina Kuyruğu ve Serbest Dalış Paletleri

Balina kuyruğundan esinlenerek serbest dalış paletleri normal yüzme paletlerinden daha geniş ve iki ayak ortak şekilde tasarlanmaktadır. Bu dalgıcın aşağıdan yukarıya kıvrılarak hızlı ve rahat bir dalış yapmasını kolaylaştırır.

Tavuklar ve Oto Kontrol Sistemi

Tavukların başlarının düzenli bir şekilde ritmik hareket etmesinden ilham alan Mercedes, çok konuşulan bir reklam filmiyle de bu özelliğini tanıtmıştır. Kuşların başlarını gövde hareketlerinden bağımsız olarak sabitleyebilme kabiliyetlerinden ilham alınarak araçlarını tasarlamışlardır.

Yusufçuk ve Helikopter

Yusufçuk böceğini ilk gördüğümüzde helikoptere ne kadar da benzediğini fark etmemek mümkün değildir. Halk arasında helikopter böceği desek de o helikopterlerden önce de vardı. Uçuş stili ve denge sistemiyle helikopter firmaları yusufçuğu tasarımlarına adapte etmişlerdir.

Balıkçıl Kuşlar ve Yüksek Hızlı Tren

Balıkçıl kuşların gaga yapısının suya dalarken onları hızlandırdığı tespit eden Japon mühendis Eiji Nakatsu bu sistemi trenlere uygular. Bu sistemle tasarlanmış hızlı trenlerin aerodinamiği dolayısıyla sürtünmeye karşı verimlilik oranı diğer trenlere göre çok yüksektir. Balıkçıl kuşlardan esinlenerek yapılan tren başarı getirmiştir.

Arı Petekleri ve Teleskoplar

Arıların ürettiği altıgen peteklerde daha ilginç bir detay ise arıların gözlerinin de altıgen yapıda olduğu tespit edilmiş. Bundan ilham alan mühendisler teleskoplarda da verimlilik için aynı mantığı kullanmışlar. Büyük gözlem evi teleskoplarının yüzeyi arı petekleri gibi altıgen şeklindeki aynalardan oluşmaktadır. Böylece gelen ışık daha verimli elde edilmiş olur.

Filler ve Bionik Kollar

Birçok insan filler tarafından büyülenir çünkü ne kadar vahşi görünseler de bize çok benzerler. Bu karizmatik ikonlar kendilerinin farkında, bilge ve duygusal yaratıklardır, ancak biyomühendisler başka bir nedenden dolayı onların büyüsüne kapılırlar: gövdeleri. Bu organ, günümüzde en çok talep gören yapay uzuvların ve robotların bazılarının arkasındaki dehadır. Fil hortumları aynı zamanda robot fabrikası üretkenliğinde devrim yaratarak tarım, ev işleri ve otomatik taşıma endüstrisini kapsayan endüstriyel uygulamalar için büyük fırsatlar ortaya çıkarıyor. Yüksek işlevli ve sezgisel yapay uzuvlar, makinelerin ve insan etkileşiminin evliliğinde büyük ilerleme göstermiştir.

Penguenler ve Aerodinamik

Penguenlerin vücut şekli aerodinamik olarak düşük dirence sahiptir. Bundan ilham alan otomobil ar-ge bölümleri penguenlerin vücut şeklinin aerodinamik yapısını otomobildeki doğal verimliliği en güçlü hale getirmek için kullanmışlardır. Ford GT bu otomobillerden biridir.

Mürekkep Balığı ve Jet Uçaklar

Mürekkep balığında cep benzeri iki açıklık bulunur. Bu açıklıklardan alınan su, kuvvetli kaslardan oluşan esnek bir torbaya alınır. Torbada arkaya doğru açılan kanaldan kasların kasılmasıyla kesedeki su büyük hızla kanladan atılır ve düşmanlardan kaçabilmek için 32 km&#;ye varan hızlara ulaşabilir. Bir jet motoru bir ucundan havayı emerken diğer ucundan büyük bir hızla dışarı bırakır. Motorlarının egzozlarından yüksek hızla çıkan hava özel kanallar aracılığyla yere doğru püskürtülür. Bu sistemle Hamier uçaklar dikey iniş-kalkış yapabilirler.

Ateş Böcekleri ve Led Ampuller

LED ampullerin dış kaplaması ışığın bir kısmını içeriye doğru yansıtarak verimliliğini ve parlaklığını azaltır. Bu sorunun üstesinden gelmek için mücadele eden uluslararası bir araştırmacı ekibi ateş böceği fenerine baktı. Fenerlerin çıkıntılı pullarla ve eğimli bir eğimle tırtıklı bir dış iskelete sahip olduğunu buldular. Bu yansımayı engelledi ve ışığın çoğunu dışarı çıkardı. Kanada&#;daki Sherbrooke Üniversitesi&#;nden Nicolas André, LED&#;LERDE benzer bir doku oluşturmak için lazerler kullandı ve kat daha fazla yoğunlukta parladıklarını gördü. Çalışmaya katılan Namur Üniversitesi&#;nden doktora öğrencisi Annick Bay, Optik Derneği&#;ne verdiği demeçte, ”Bu çalışmanın en önemli yönü, doğayı dikkatle gözlemleyerek ne kadar öğrenebileceğimizi göstermesidir&#; dedi.

Doğadan ilham alınarak yapılan icatlar, ve araçlar hakkındaki bu yazıya eklemek istediğiniz bilgiler mi var? O zaman bizimle iletişime geçerek yada yorumlara yazarak katkıda bulunabilirsiniz.

Kaynak:monash.pw

Doğadan ilham alınarak yapılan 5 muazzam icat

ARRAffinity

(monash.pw)

Oturum (Session) Çerezi

Azure tarafından kullanıcı isteklerinin aynı instance a erişebilmesi için tuttuğu çerezdir

Oturum boyunca

_gat_UA

(monash.pw)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Google Analytics'in analitik veriler tuttuğu çerezdir.

Oturum boyunca

_gid

(monash.pw)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Google Analytics'in performans ölçümlerini yapmak için veri tuttuğu çerezdir

1 Gün

_ga

(monash.pw)

Zorunlu Çerez

Google Analytics'in performans ölçümlerini yapmak için veri tuttuğu çerezdir

Gün__gads

Takip Çerezi

Google DoubleClick (DFP)'nin kullanıcıları takip etmek ve yeniden pazarlama yapmak gibi çalışmaları için kullanılan çerezdir

GünIDE (monash.pw)

Takip Çerezi

Reklam amaçlı kullanıcı davranışlarını takip etmek için kullanılan 3. parti uygulama çerezidir.

Gün_ym_visorc_ (monash.pw)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Yandex Metrica'nın kullanıcı oturumu ile ilgili tuttuğu çerez

Oturum boyuncasync_cookie_csrf (monash.pw)

Takip Çerezi

Kullanıcı davranışlarını ölçmek ve takip etmek için kullanılan Yandex Metrica çerezidir.

Oturum boyunca

sync_cookie_csrf (monash.pw)

Takip Çerezi

Kullanıcı davranışlarını ölçmek ve takip etmek için kullanılan Yandex Metrica çerezidir.

Oturum boyuncacX_S (monash.pw)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Kullanıdığımız cXense Tool'unun analitik veriler tuttuğu çerezdir

Oturum boyunca_ym_isad (monash.pw)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Yandex Metrica'nın kullanıcının reklam engelleyicileri kullanıp kullanmadığını belirlemek için kullandığı çerez

Oturum boyuncayabs-sid (monash.pw)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Yandex metrica'nın analitik veriler için kullandığı oturum id si

Oturum boyuncacX_P (monash.pw)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Kullandığımız cXense Tool'unun analitik veriler tuttuğu çerezdir

Güngckp (monash.pw)

Takip Çerezi

Kullanıcı davranışlarını ölçmek ve takip etmek için kullanılan cxense çerezidir.

GüncX_G  (monash.pw)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Kullanıdığımız cXense Tool'unun analitik veriler tuttuğu çerezdir

Gün__auc (monash.pw)

Takip Çerezi

Alexa Analytics'in kullanıcı hedefleme ve analytics verileri için kullanılmaktadır.

Günsync_cookie_ok (monash.pw)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Kullanıcı davranışlarını ölçmek ve takip etmek için kullanılan Yandex Metrica çerezidir.

1 Gün

yandexuid

(monash.pw)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Kullanıcı davranışlarını ölçmek ve takip etmek için kullanılan Yandex Metrica çerezidir.

Gün_ym_wasSynced (monash.pw)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Yandex metrica'nın analitik veriler tuttuğu çerezdir

1 GünYandexuid (monash.pw)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Yandex metrica'nın site kullanıcı sayısını belirlemek için kullandığı çerez

Gün_ym_d (monash.pw)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Yandex metrica'nın kullanıcının ilk oturum açma tarihini tuttuğu çerez

Gün

_ym_uid

(monash.pw)

İşlevsel ve Analitik Çerez

Yandex metrica'nın kullanıcı oturum id si

Gün

Bu haberi okuyunca çok şaşıracaksınız: İnsanlık bu icatları yaparken hayvanlardan esinlendi

monash.pw'ten Ramazan Fırat Şahin'in haberine göre, birçok teknolojik gelişimi doğadan alarak geliştirdiğimiz bir gerçek. Yeni icatlar her zaman etkileyici olmuştur, ancak bu icatlar acaba ne kadar yeni ? Hayvanlara açısından bakarsak insanlık olarak biraz geri kalmış olabiliriz. İşte tamamıyla insan yapımı olduğunu düşündüğünüz ancak hayvanların daha önceden sahip olduğu 10 teknolojik gelişim.

 HAVA FRENLERİ

hayvanlarin-insanlardan-daha-once-sahip-olduguteknolojik-gelisimjpg

Daha önce uçak inmeden önce camdan bakıp kanatlardaki açılan plakaları görmüş müydünüz ?
Bu plakalar uçaklar yavaşlarken tökezlemesini ve dengeyi kaybetmesini önler. Kuşlar da bu teknojinin tüye uyarlanmış haline sahiptirler. Kuş tüyleri geniş ölçüde birincil ve ikincil tüylere ayrılır, bazıları görsel, bazıları ise uçuş için hayati öneme sahiptir.

Ancak, kanat üzerindeki “alula” adı verilen (kuşun başparmak olarak adlandırabileceğimiz kanadının ön kenarı) tüyler kadar pratik hiçbir şey yoktur. Bu tüyler, kuşun dengesini sağlaması veya tökezlemeyi engellemesi için, yavaş uçuşta veya iniş sırasında küçük bir boşluk açmak için kuş tarafından ayarlanabilir.

DENİZ RADARI

monash.pw

Gemiler, denizaltılar ve deniz araçları genellikle gezinmek, engellerden kaçınmak ve su altındaki hedefleri izlemek için sonarla donatılmıştır. Sonar, ses dalgalarını çevreye yayan, belirli bir frekansta ses yayarak çalışır.

Ses dalgaları katı nesneleri etrafını sarar ve onları yayan sonar cihaza geri döner. Sonar cihazı daha sonra nesnelerin şekli, boyutu ve mesafesi hakkında bilgi toplar. Bu bilhassa ordu için çok yararlıdır, ancak onu insanlardan önce icat eden balinalar ve yunuslardı!
Bu şaşırtıcı hayvanlar, yalnızca sonar becerilerini kullanarak 15 metre uzaklıktaki çok küçük nesneler arasındaki farkları bile ayırt edebilir. Frekanslarını okyanus boyunca yayınlamak için elektronik bir cihaza ihtiyaçları yoktur.

Yunuslar, denizin içindeyken yollarını bulmak için kendi seslerini ve vücutlarındaki alıcıları tıpkı bir sonar gibi kullanarak evrimleşmişlerdir.

Bu hayvanların, sürekli geri bildirimden hareketle zihinlerinde bir “ses algısı” oluşturduğu düşünülmekte ve bu da çevrelerinin bir haritasını oluşturmaya yardım etmekte. Ayrıca sonarlarını yemek ve arkadaş bulmak için kullanıyorlar.

Askeri sonar balina sonarına çok benzerdir, ve hatta aynı frekans aralığını kullanırlar: Hz ve Hz arası. Bazı insanlara göre, kullanılan aynı frekans aralığı yüzünden balinaların ve yunusların kafasının karıştığı ve topluca kıyıya vurmasının sebebinin bu olduğu düşünülmektedir. Donanma kendi sonarlarını dB ye kadar test etmiştir.

Balinalar ise genellikle dB’ye kadar sonar sinyal yayar. Yüksek sinyallerin deniz canlılarının yön duygusunu karıştırıyor ve onların karaya vurmasına neden oluyor olabilir. Sonuç olarak, balinaların kullandığı bu sonarın çok efektif olması ve insanların hala daha iyi bir teknoloji geliştirememiş olması gerçekten etkileyici.

BİYOLÜMİNESANS

monash.pw

Deniz canlılardan bahsetmişken, bu canlılar hayatta kalmak için herşeyi kullandılar. İnsanlar gece parlayan çubukları icat etmeden yüzyıllar önce bile okyanusun dibindeki balıklar karanlıkta parlıyordu.

Ateşböcekleri, parıltı solucanlar ve hatta bazı mantar türleri biyolüminesansı kendi avantajları için kullanır. Tüm bu organizmalar, eşleri cezbetmek, avlarını kendilerine çekmek, avcıları onlardan uzak tutmak ve kendi türleriyle iletişim kurmak gibi çeşitli nedenlerle karanlıkta parlamaya başlamıştır.
Modern dünyada, çokça potansiyel uygulamaya sahip bir biyoteknoloji olarak biyolüminesans hakkında bir çok araştırma yapıldı ve yapılmaya devam ediyor. Biyolüminesansın ana kimyasalı, aktif ışık çıkışı durumunda kısa ömürlü olan lüsiferindir.
Çeşitli şirketler gelecekte sokak lambaları ve bazı tıbbi prosedürlerin biyolüminesansa bağlı olabileceğinden dolayı bu sorun üzerinde çalışıyor. Biyolüminesans lüsiferin, bir enzim ve birkaç başka canlıya spesifik cofaktör ile basit bir kimyasal reaksiyon sonucu oluşur.

GÜNEŞ ENERJİSİ

monash.pw

Son zamanlarda, bir grup bilim adamı benekli semenderleri incelerken bu hayvanların embriyolarının algler içerdiğini ve bebek semenderler yumurtadan çıkmadan önce içlerinde yaşadığını tespit ettiler.
Algler, semender embriyolarının ürettiği atıkları yiyor. Karşılığında ise gelişmekte olan bebek için besin ve enerji üretiyor. Bu semenderler (amfibi, kertenkeleler gibi sürüngenler değil) aslında fotosentez yoluyla büyüyor.

Tıpkı ağaçlardaki yaprakların güneş ışığını enerjiye dönüştürmeleri gibi. Aynı zamanda güneş panellerinin, güneş ışığını elektriğe çevirmesine benzer.

İnsanlar her zaman UV ışığının etkilerine maruz kalırlar, ancak insan gözüyle görünmüyorlar. Bu yüzden güneş yanığı olmak bu kadar kolay. Bu günlerde, UV dalgalarını görünür forma çeviren ışık detektörlerini satın alabilirsiniz.

Normalde gözlerimizdeki protein sayısından dolayı UV ışığını göremiyoruz. Ancak bütün canlılar için bu geçerli değil. Bir hayvanın gözünün yapısı kısmen opsins adı verilen proteinlerden oluşur. Bazı hayvanların gözlerinde sadece bir veya iki tür opsin vardır.

Bu yüzden insanlardan daha az renk ve ışık dalgası türü görürler. Biz insanlar ise, geniş bir renk yelpazesini görmemizi sağlayan üç tip opsine sahibiz. Ancak, bukalemun gibi bazı hayvanların gözlerinde üçten fazla opsin türü vardır.

Bu sayede bukalemunlar, insanların gördüğü renklere ek olarak UV ışınlarını da görebilir. Muhtemelen bitkilerin, nesnelerin ve diğer hayvanların bizim göremediğimiz ancak bir bukalemunun gördüğü bir çok ayrıntısı var.

ÇİFTÇİLİK

monash.pw

Çiftçilik, teknolojik bir gelişme olarak görünmeyebilir, ancak insanlık tarihi açısından nispeten yenidir. Kitlesel üretim seviyesini ve hayvan miktarını 50 yıl önceki ile karşılaştırırsak, işler çok farklı görünüyor.

Bununla birlikte, karıncalar 50 yıldan çok daha uzun bir süreden beridir yoğun bir şekilde tarım yapmaktadır. Yaprak bitlerinin, bitkileri yedikten dışkıladıkları sonra yapışkan ve tatlı salgıyı yemeye bayılırlar.

Sonuç olarak, karıncalar, büyük bir çabayla yaprak bitlerinin karınca kolonisinden çok uzaklara hareket etmelerini önleyerek bu “tatlı özsu”yun sürekli olarak tedarik edilmesini sağlarlar. Karıncalar, yaprak bitlerinin kanatlarını ısırır ve bu kanatların büyümesini geciktiren kimyasallar yayarlar.
Bu yetmezmiş gibi, karıncaların normalde karınca kolonisinin bölgesini işaretlemek için kullanılan, kimyasal ayak izleriyle yaprak bitlerinin etrafını çevrelediği bulundu. Bu ayak izleri, yaprak bitlerini yavaşlatır ve istedikleri bölgeden dışarıya hareket etmelerini engeller, bu da karıncalara en sevdikleri şekerli yiyecek kaynağına güvenilir bir erişim sağlar.

Tıpkı insanlar tarafından tutulan çiftlik hayvanlarında olduğu gibi, yaprak bitleri de bundan fayda sağlar. Kimyasal ayak izleri, uğur böceği gibi avcıları yaprak bitlerini yemekten uzak tutuyor. Böylece köleleştirilmiş yaprak bitleri en azından o büyük, korkutucu, lekeli böceklerden karıncalar sayesinde korunuyor.

SES YALITIMI

monash.pw

Ses yalıtımlı bir odada vakit geçirdiyseniz, ne kadar huzurlu olduğunu öğrenmiş olmalısınız. Yalıtım katmanlarının, emici malzemelerin ve daha fazlasının bir kombinasyonu, çok az dış sesin duyulabildiği bir atmosfer yaratır.

Ses yalıtımlı bir odada hiç zaman geçirdiyseniz, ne kadar huzurlu olduğunu öğrenmiş olabilirsiniz. Yalıtım katmanlarının, emici malzemelerin vs. kombinasyonu, çok az dış sesin duyulabildiği bir atmosfer yaratır.

Nesiller boyunca, baykuşlar bu nitelikleri daha az barışçıl nedenlerle kullanıyorlar. Ölümcül bir hassasiyetle süzülüp avını yakalamak için , baykuşlar tamamen sessiz olmalıdır, çünkü yedikleri kemirgenler inanılmaz derecede hassas duyma yetisine sahiptir.
Örneğin, peçeli baykuşun tüyleri o kadar yumuşak ve narin ki, tüyler su çekeceğinden ıslak havalarda avlanmayı göze alamaz.

Bu, baykuşun karanlıkta küçük bir memelinin bir kaç metre üstünde sessizce süzülmek ve avını farkettirmeden yakalamak için verdiği bir ödündür.
Bunu sağlayan tüylerin tasarımıdır. Küçük bölmeler ve lifler kanatların üstünden geçen hava akışını ayırır. Bu, diğer kuşların çıkardığı ve hava direncinden dolayı çıkan ıslık sesisini engeller.

KLONLAMA

monash.pw

Koyun Dolly hakkındaki tartışmalardan sonra, klonlamanın yeni ve garip bir olgu olduğunu varsaymış olabilirsiniz. Alternatif bir fikir istiyorsanız, bir deniz yıldızına göz atabilirsiniz.
Denizyıldızı, klonlama kelimesi dahi olmadan önce hiçbir güçlük çekmeden aseksüel olarak üremiştir.
Ayrıca, kendilerini klonlayan denizyıldızları, cinsel olarak üreyen deniz yıldızlarından daha uzun ve sağlıklı yaşarlar.

Bu yüzden klonlama açıkça bu yaratıklara çok yakışıyor. Ek olarak, denizyıldızının uzvu koparsa veya vücudunu yarı yarıya kopsa bile, basitçe kendini tekrar toplar ve yeniden oluşturur. Bazı türler, kopmuş bir uzuv parçasından yeni bir vücut üretme yeteneğine bile sahiptir.

GPS

monash.pw

Kuşların göçü, bilim insanları için hala kayda değer bir gizemdir. Kuşların nereye gideceğini nasıl bildiği konusunda birçok olası açıklama vardır ; Güneş’in konumu, bir yıldız haritasının kullanımı, koku alma duyusu, Dünya’nın manyetik alanının tespiti, hatta geçmiş yolculuklarından kalan işaretler.

Ancak bunların hiçbiri, kuşların, çoğu zaman düşman tehditi altında ve bazen rotalarla ilgili önceden bir deneyime sahip bile olmadan, uzak hedeflere nasıl bu kadar başarılı ve tutarlı bir şekilde gidebildiklerini tam olarak açıklayamıyor.

Sanki beyinleri içine yerleştirilmiş ileri düzeyde bir GPS teknolojisine (insanların yapabileceğinden çok daha iyi) sahipler. Manyetik alan teorisi en mantıklısı gibi duruyor. Tilkilerin de Dünya’nın manyetik alanı yardımı ile avlandıkları farkedilmiştir.
Diğer hayvanlar da manyetik alana dair anlayışa sahipse , kuşların da olması doğaldır. Sonuçta, insanların gezinmek için kullandıkları pusulalardan o kadar da farklı değil.

GERİ ÇEKİLEBİLİR BIÇAKLAR

monash.pw

Kediler pençelerini, istediklerinde serbest bırakılabilir veya geri çekebilir. Bu, pençelerini keskin tutamalarını ve patisini yalayıp yüzüne sürerken kendisini yaralamasını önler. Pençeler, kedinin patisindeki yumuşak yuvalara geri çekilerek onları zararsız hale getirebilir. Tıpkı günlük hayatta kullandığımız çakılar gibi.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır