dönemeçte roman incelemesi / Dönemeçte - Tarık Buğra Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Dönemeçte Roman Incelemesi

dönemeçte roman incelemesi

“YAĞMUR BEKLERKEN” ADLI ROMAN İLE “TUFANDAN ÖNCE” ADLI UZUN HİKÂYE ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI BİR İNCELEME

Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının önemli yazarlarından biri olan Tarık Buğra, romanlarında pek çok sosyal, siyasal, kültürel meselelere yer vermiş, bunları propagandaya düşmeden, edebiyatın kendi ölçüleri içerisinde başarıyla işlemiştir. Bu romanlardan biri de yakın tarihimizi konu alan, çok partili hayata geçme teşebbüslerinin ilk örneklerinden Serbest Fırka meselesini, bir kasaba zemininde irdeleyen Yağmur Beklerken’dir. Öte yandan Türk edebiyatı için kıymetli kalemlerden bir diğeri de yılında yayımladığı Uzun Hikâye adlı eseriyle başladığı uzun hikâye türünü, genellilikle her yılın sonbaharında çıkardığı yeni kitaplarıyla zenginleştiren, son dönem usta hikâyecilerimizden Mustafa Kutlu’dur. Yazarın Tufandan Önce adlı kitabı da pek çok anlatım tekniğini içinde barındıran, küçük bir Anadolu kasabasında, bir tesisin temel atma töreniyle birlikte hâlihazırdaki siyasete ve kimi değerlere göndermeleri olan uzun hikâyenin başarılı örneklerindendir. Bu yazıda, “mukayeseli edebiyat” sınırları içerisinde bahsi geçen iki eser  (dolayısıyla roman ve uzun hikâye türleri), hem muhteva hem şekil açısından, yazarların biyografileri ve eserlerin kaleme alındığı dönemin hususiyetleri de göz önünde bulundurularak,  karşılaştırma yoluyla incelenmeye çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler:

Tarık Buğra, Yağmur Beklerken, Mustafa Kutlu, Tufandan Önce, roman, uzun hikâye, Mukayeseli Edebiyat.

Tarık Buğra, one of the most prominent writers of the Republican Era Turkish Literature, in hisnovels was concerned with many social , political and cultural matters and succesfully handled them within the framework of literature without giving way to the temptation to carry out propoganda. One of these novels is Yağmur Beklerken (Waiting for the Rain), which deals with our recent history and examines in a town setting the question of the Free (or Liberal) Repubican Party, which was one of the first examples of attempts to switch to multiparty life. On the other hand, another writer of Turkish Literature as distinguished as Tağrık Buğra is the contemporary story writer Mustafa Kutlu, who enriches the genre of long story which he initiated with ”Uzun Hikaye” (Long Story) published in with books he releases in the autumn every year. The writer’s book entitiled Tufandan Önce (Before the Flood) is a long story which incorporates many storytelling techniques and make allusions to the current political issues and certain values by employing a foundation laying ceremony in a small Anatolian town. The present paper is aimed at making a comparative study of the two works of art mentioned above within the boundaries of “comparative literature” (accordingly two different genres:novel-long story) which is consdered to be a subcategory of literature in terms of content and form bearing in mind the characterictics of the period when the works were written. 

Keywords:

Tarık Buğra, Yağmur Beklerken (Waiting for the Rain), Mustafa Kutlu, Tufandan Önce (Before the Flood), novel, long story, Comparative Literature,

Tam Metin

___

  • AKTAŞ,Şerif, (),Roman Sanatı ve Roman İncelemesine Giriş, Ankara:Akçağ Yay. AKTAŞ, Ümit, (, Aralık-Ocak), “Mustafa Kutlu Öyküleri”, KİTAPHABER, S, s
  • ALPER, Feridun, (), Tarık Buğra Hayatı, Sanatı ve Eserleri, Erzurum: Atatürk Üniversitesi, (Yayımlanmamış doktora tezi). AYÇİL, Ali, (Aralık-Ocak,
  • ),“Bağını Bozdurmayan
  • Bağban”,KİTAPHABER, S, s
  • AYKUT, Kemal- ÖZCAN, Nusret,(),Mustafa Kutlu Kitabı, İstanbul: Nehir Yay.
  • AYTAÇ, Gürsel, (a),Genel Edebiyat Bilimi, İstanbul: Say Yay.
  • ____________, (b),Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi, İstanbul: Say Yay.
  • AYVAZOĞLU, Beşir, (),Büyük Ağa Tarık Buğra, İstanbul: Kapı Yay.
  • BUĞRA, Tarık,(), Politika Dışı, İstanbul: Ötüken Neşriyat.
  • ____________, (),Yağmur Beklerken, İstanbul: İletişim Yay.
  • ____________, (), Düşman Kazanmak Sanatı, İstanbul: Ötüken Neşriyat.
  • COŞKUN, Sezai,(Ağustos,), “Tufandan Önce Üzerine Çözümleme Denemesi”, Dergâh, S. , s
  • ÇETİN, Nurullah, (),Roman Çözümleme Yöntemi, Ankara: Öncü Basımevi.
  • DİRİN, İlyas, (), Tarık Buğranın Romanlarında Yakın Dönem Türk Siyasi Hayatı, İstanbul: İstanbul Üniversitesi, (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi).
  • GÜNDÜZ, Osman, (),“ Roman, Sonrası”, Türk Edebiyatı Tarihi, C. 4, İstanbul: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay.
  • KAPLAN, Mehmet, (Mayıs, ), “Yağmur Beklerken”, Türk Edebiyatı, S, s
  • KARACA, Alâaddin, (, Şubat),“Tufandan Önce Ekseninde Mustafa Kutlu’nun Hikâyelerindeki Değişime Bir Bakış”, Türk Edebiyatı, S, s
  • KARATAŞ, Turan, (),Ansiklopedik Edebiyat Terimleri Sözlüğü, Ankara: Akçağ Yay.
  • KUTLU, Mustafa,(),Tufandan Önce, İstanbul: Dergâh Yay.
  • NACİ, Fethi, (Nisan, ),“Serbest Fırka Karşısında İki Romancı: Kemal Tahir ve Tarık Buğra…”, Hürriyet GÖSTERİ, S, s
  • NİYAZİ, Mehmet, (), “Tufandan Önce”, Zaman.
  • ÖNAL, Mehmet, (),“Tahkiyeli Eserleri Tahlil Plânı Hakkında Bir Deneme”, Prof. Dr. Umay Günay’a Armağan Kitabı, Ankara: FeryalMatb.
  • _____________, (), En Uzun Asrına Edebiyatına Teorik Bir Yaklaşım İkinci Kitap, Ankara: Akçağ Yay.
  • ÖZDEMİR, Cihan, (Mayıs-Haziran, ), “Roman Nedir”, Türk Yurdu Türk Romanı Özel Sayısı, S.
  • ÖZGÜL, Kayahan,(), Kandille İskandil, Ankara: Hece Yay.
  • _______________,(, Ekim-Kasım),“ Hikâyenin Romanı ”, Hece Dergisi Türk Öykücülüğü Özel Sayısı, S. ,s
  • SAĞLIK, Şaban, (, Aralık-Ocak), “Ehl-i Suhan Yahut ‘Tufandan Önce’ nin Anlatıcısı”,
  • KİTAPHABER, S, s
  • SAZYEK, Hakan, (, Mayıs-Haziran-Temmuz), “Türk Romanında Postmodernist Yöntemler ve Yönelimler”, Hece Dergisi Türk RomanıÖzel Sayısı, S, s
  • TEKİN, Mehmet, (), Roman Sanatı Romanın Unsurları, İstanbul: Ötüken Neşriyat.
  • TIEGHEM, Paul Van, (),Mukayeseli Edebiyat, (Çev. Yusuf Şerif Kılıçel), Ankara: Maarif Matb.
  • TONGA, Necati, (),Hikayeciliğimizdeki Zenginlik Mustafa Kutlu ve Yoksulluk İçimizde, Ankara:Akçağ Yay.
  • TOSUN, Necip, (, Mayıs-Haziran-Temmuz), “Öykü ve Roman Farklılaşması Üzerine Notlar”, Hece Dergisi Türk RomanıÖzelSayısı, S, s
  • TUNCER, Hüseyin,(), Tarık Buğra, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay.
  • TURAL, Sadık, (), Sorulara Cevaplar, Ankara: Yüce Erek Yay.
  • Türk Dili Edebiyatı Ansiklopedisi, (),Cilt 7, İstanbul: Dergâh Yay.
  • Türkçe Sözlük, (),Ankara: TDK Yay.
  • UÇAN, Hilmi, (Nisan, ),“Batı’da ve Bizde Roman, Öykü, Anlatı Teknikleri ve Bir Mustafa Kutlu Öyküsü: Bu Böyledir”, Hece, S, s
  • YALÇIN, Alemdar, ()“’te Roman, Yağmur Beklerken, Dönemeçte”, Türkiye Kültür ve Sanat Yıllığı, FeryalMatb.
  • YILDIRIM, Ercan, (Aralık-Ocak, ),“ Mustafa Kutlu’nun Hikayesi’nde (Değişen) Anlatım
  • Özellikleri”, KİTAPHABER, S, s

___

APA Baştürk, M. (). “YAĞMUR BEKLERKEN” ADLI ROMAN İLE “TUFANDAN ÖNCE” ADLI UZUN HİKÂYE ÜZERİNE KARŞILAŞTIRMALI BİR İNCELEME . Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi , 0 (23) , .
Eser Hakkında

Küçük Ağa, Tarık Buğra&#;nın en tanınmış romanlarından biridir. İlk basımı yılında yapılan eser, Milli Mücadele yıllarını anlatır. Yazar, o yılları; işgalciler, hilafet yanlıları, kuvacılar (Kuvayımilliye taraftarları), çeteler, kendi çıkarlarına hizmet eden eşkıyalar, Çerkez Ethem taraftarları ve Milli Mücadele hareketine kayıtsız kalan insanlar arasından anlatmaktadır.

Romanın Özeti

Milli Mücadele yıllarında geçen olaylar, Akşehir&#;de Salih&#;in savaştan dönmesiyle başlar. Salih, Arabistan çöllerinde sağ kolunu kaybetmiş, yüzünün sağ tarafından ağır yaralar almış bir askerdir. Geri döndüğünde Akşehir&#;in artık eskisi gibi olmadığını görür. Köylülerin, çocukluk arkadaşı Niko&#;nun, hatta annesinin bile ona bakışı değişmiştir. O artık Çolak Salih&#;tir.

Yurdun her tarafı gibi Akşehir de karışıklık içindedir. Bu sıralarda kasabaya İstanbullu Hoca lakabıyla Mehmet Reşit Efendi gelir. Onun gelmesiyle köy ikiye bölünür. Genç yaşına rağmen insanların sevip saydığı İstanbullu Hoca, Kuvayımilliye aleyhinde vaazlar vermeye başlar. Hocanın Kuvayımilliye aleyhine yaptığı çalışmalar artınca hakkında &#;vur emri&#; çıkarılır. Durumu öğrenen İstanbullu Hoca, yeni doğan çocuğunu bile göremeden kaçmak zorunda kalır.

Akşehir&#;de köylülerin &#;kuvacı&#; dedikleri Kuvayımilliye taraftarlarının sayısı gittikçe artar. Çocukluk arkadaşı Niko&#;nun Pontus devleti kurmaya çalıştığını öğrenen Salih, Kuvayımilliyecilerin arasına katılır. Salih&#;e İstanbullu Hoca&#;yı vurma görevi verilir. Salih, İstanbullu Hoca&#;yı aramaya başlar. Onu bulur ancak öldürmek yerine Milli Mücadele&#;ye katılmaya ikna eder.

İstanbullu Hoca, Küçük Ağa lakabıyla anılmaya başlar. Küçük Ağa, aklını ve bilgisini kullanarak kısa zamanda büyük bir birlik oluşturur. Birliğiyle birlikte Çerkez kardeşlerin kuvvetlerine katılır. Çerkez Ethem ve Tevfik Bey, Milli Mücadele için savaşmaktadır. Ancak Batı Cephesi komutanlığıyla araları açılır. Düzenli orduya ve Ankara&#;ya karşı çıkarlar.

Çerkez kardeşlerin güvenini kazanan Küçük Ağa aslında Ankara taraftarıdır. Bu nedenle Çerkez Ethem&#;in düzenli orduyu çökertme planını bozar. Çerkez Ethem kuvvetleri büyük bir yenilgiye uğrar. Küçük Ağa ise Ankara&#;ya gider. Milli Mücadele için çalışmaya devam eder. Akşehir&#;e gönderdiği Salih&#;ten haber alamayınca geri döner. Daha önce hiç görmediği oğlu Mehmet&#;i görür. Karısı Emine başkasıyla evlenmiştir. Uzun süredir hasta yatan Emine ölür. Küçük Ağa tekrar Ankara&#;ya döner. Salih ise ortadan kaybolur. Artık yeni bir devir başlamıştır.

Romandaki Kişiler

Küçük Ağa

Asıl adı Mehmet Reşit Efendi&#;dir. Akşehirliler onu İstanbullu Hoca diye tanırlar. Mehmet Reşit Efendi genç yaşta hocalığa başlamış ve hilafet tarafından Akşehir&#;e gönderilmiştir. Açık ela gözlü, boylu poslu, pehlivan yapılı biridir. Hocalık yaptığı dönemlerde siyah, gür sakallı biriyken çeteciliğe başladığı zaman sakallarını kesmiş, ata binmeyi ve silah kullanmayı öğrenmiş, lakabı da &#;Küçük Ağa&#; olarak değişmiştir.

Akıllı ve bilgili biridir. Önce din adamı olarak hilafeti savunur. Sonra çetecilere, oradan Kuvayımilliye hareketine, en son merkezi Ankara&#;da olan düzenli ordu birliklerine katılır.

Salih

Salih, Arabistan çöllerinde sağ kolunu kaybetmiş, yüzünün sağ tarafından ağır yaralar almış bir askerdir. Geri döndüğünde Akşehir artık eskisi gibi değildir. Tüm tanıdıklarının ona bakışı değişmiştir. Zor karar veren, verdiği kararlardan dönmeyen yiğit bir delikanlıdır. Kuvayımilliye hareketine katılır. Milli mücadeleden sonra ortadan kaybolur.

Emine

İri simsiyah gözleri, hafif çatık hilal kaşları, dolgun dudakları olan on beş yaşlarında beyaz tenli, ince belli, dolgun yapılı bir kızdır. Huyları da yüzü gibi güzeldir.

Çerkez Kardeşler (Çerkez Ethem, Tevfik Bey)

Milli mücadelenin ilk yıllarında vatan ve millet için savaşmış, yararlı işler yapmışlardır. Ankara&#;nın düzenli orduya geçme kararından sonra Milli Mücadele&#;ye zarar vermeye başlayan ve Ankara yönetimine karşı çıkan Çerkez kardeşler, düzenli ordu karşısında ağır bir yenilgiye uğramış ve düşman güçlerine sığınmışlardır.

Ali Emmi

Alnında kırışıklıkları olan, yaşlılıktan titreyen bir adamdır. Ak saçı ve sakalı, tel çerçeveli gözlükleri vardır. Sanki toprağın sabır ve sükûnunu içine sindirmiştir. Akşehir köylüsünü temsil etmektedir.

Ağır Ceza Reisi

Kısa boyuna rağmen heybetli bir duruşu vardır. İyi tahsil görmüş, eğitimli biridir. Alçakgönüllü, dürüst, sağlam bir kişiliktir.

Diğer Kişiler

Eserde; Gönülsüzlerin Haydar Bey, Topbaşların Halis, Yüzbaşı Hamdi, Yüzbaşı Nazmi, Küçük Hacı, Mehmet (Küçük Ağa&#;nın oğlu), Hasan Efendi, Salih&#;in annesi, Çakırsaraylı, Yorgo, Minas, Niko gibi karakterler vardır.

Romandaki kişiler genellikle lakaplarıyla anılır. Bu lakaplar dış görünüşle veya mensup oldukları sosyal tabakayla ilişkilidir.

Mekân

Olaylar genellikle Akşehir ve Ankara&#;da geçer.

Akşehir&#;in Taşoluk Sokağı; iki fırın, bir bakkal, bahçeli iki üç katlı evleriyle tanıtılır. Salih&#;in evi bu sokaktadır. Kasabada Gâvur Mahallesi denen bir yer vardır. Burada Minas&#;ın, Yorgo&#;nun meyhaneleri vardır. Bu mahalle ile diğer mahalleler arasında pek fark yoktur. Sadece evlerin tipi biraz değişiktir.

Olaylar kahvede, camide, karargâhta ve çete reislerinin yaşadıkları mekânlarda geçmektedir.

Zaman

Olaylar Birinci Dünya savaşı sonrasında, Milli Mücadele yıllarında geçmektedir. Bu da tahminen yılları arasında yıllık bir süreyi kapsamaktadır.

Anlatıcının Bakış Açısı

Roman, ilahi (hâkim ) bakış açısıyla üçüncü tekil şahıs ağzından anlatılır.

Anlatıcı, yaşanmış ve yaşanacak her şeyi bilir, görür ve duyar. Bu, kişilerin akıllarından geçeni okumaya ve psikolojilerini yansıtmaya kadar uzanır. Anlatıcı, olayların dışında durur. Olaylara ve kahramanlara hâkimdir. Olayların nasıl gelişeceğini önceden bilir ve görür.

Romanın Türü

Milli Mücadele dönemini anlatan roman, Türk edebiyatında &#;tarihi roman&#; türünde yazılmış en önemli yapıtlar arasında yer alır.

Dil ve Anlatım

Eserin dili sade, anlaşılır ve akıcıdır.  Romanda kahramanlar, ait oldukları sosyal çevrenin diliyle konuşturulmuştur. Eserde halkın kullandığı dil doğrudan kullanılmış, doğallığı bozulmamıştır. Eserin dili yazıldığı dönemin özelliklerine uygundur. Romanda diyalog, iç konuşma, anlatma, gösterme, özetleme anlatım teknikleri kullanılmış, betimleyici ve eleştirel bir anlatım tercih edilmiştir. Romanda okuyucu üzerinde merak duygusu uyandırılarak bir akıcılık sağlanmıştır.

Genel Değerlendirme

Tarık Buğra&#;nın &#;Küçük Ağa&#; adlı romanı gerek içeriği, gerekse dil ve anlatımı açısından Cumhuriyet döneminde yazılan romanların en önemlilerinden biridir. Tarihsel gerçeklere, olaylara ve kahramanlara dayanılarak yazılan roman Türk edebiyatının klasikleri arasındadır.

Tarık Buğra

Hayatı

Tarık Buğra, 2 Eylül &#;de Akşehir&#;de doğdu. Babası Mehmet Nazım Bey, annesi Nazike Hanım&#;dır. Tarık, ilkokulu ve ortaokulu Akşehir&#;de bitirdi. Lise öğreniminin 2 yılını İstanbul Erkek Lisesinde okuduktan sonra &#;da Konya Lisesinden mezun oldu. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde 2, Ankara Hukuk Fakültesinde 4 yıl okudu. yılında askere gitti. Askerlik dönüşü, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne devam etti. &#;de ayrıldı.

Tarık Buğra, yılları arasında Şişli Terakki Lisesi öğretmen yardımcılığında bulundu. 23 Ağustos &#;de yazar Jale Baysal&#;la evlendi. Bu evliliklerinden yılında Ayşe adında bir kızları oldu. yılında ayrıldılar.

yılında Hatice Hanım&#;la evlenen Tarık Buğra, geçimini kalemiyle sağladı. Hayatı yokluklar ve sıkıntılar içinde geçti. Akşehir&#;de &#;Nasrettin Hoca&#; gazetesinde yazmaya başladı. İstanbul&#;a gelince &#;Milliyet&#;, &#;Yeni İstanbul&#;, &#;Haber&#; ve &#;Tercüman&#; gazetelerinde fıkralar yazdı, sanat sayfaları düzenledi. Haftalık &#;Yol&#; dergisini çıkardı.

Edebiyat dünyasına küçük hikâyelerle girdi. &#;Cumhuriyet&#; gazetesinin açtığı bir yarışmada &#;Oğlumuz&#; adlı öyküsü ikinci oldu. Bu onun için yeni bir dönüm noktası oldu. &#;Çınaraltı&#; ve &#;İstanbul&#; adlı dergilerde öykü yazmaya devam etti. &#;Hisar&#; dergisi ve &#;Türkiye&#; gazetesinde de yazan Tarık Buğra, 26 Şubat tarihinde İstanbul&#;da hayata gözlerini yumdu.

Edebi Kişiliği

Tarık Buğra kelime hazinesi zengin bir yazardır. Kelimeleri büyük bir dikkat ve ustalıkla kullanır. Eserlerinde gereksiz kelimelere yer vermez.

Yazarın eserlerinde sanat, insanlık sevgisi ve aşk iç içedir. Hayatı ve insanı gerçek değerleri ile ele alan yazar, onları kendi düşünceleri doğrultusunda idealize eder. Eserlerinde şahıslar arasındaki ilişkileri işlerken, toplumsal çatışmaları ve haksızlıkları psikolojik açıdan değerlendirir.

Öykülerinde daha çok yakın çevre, aile hayatı, sevda ilişkileri, küçük kasaba izlenimleri gibi bireysel konuları işlemiştir. Öykülerinden hüznü tanıyan bir yazar olduğu anlaşılmaktadır. Öykülerinde çocukluğunun, vefasızlıkların, kırılmışlıkların ve yarım kalmış bir şeylerin hüznü vardır.

Tarık Buğra&#;nın bazı romanlarında insan, bazı romanlarındaysa konu ön plandadır, ancak ikisi de her zaman dengelidir. &#;Küçük Ağa&#; romanında milli mücadele yıllarını farklı bir açıdan ele alan yazar, &#;Gençliğim Eyvah&#; romanında &#;li yıllarda Türkiye&#;nin en önemli sorunu haline gelen terör olaylarının perde arkasını, &#;Yağmur Beklerken&#; adlı eserinde Serbest Fırka dönemini, &#;Osmancık&#; romanında ise Osmanlı devletinin kuruluşunu anlattı.

Yayınlanan dört tiyatro eserinden &#;İbiş&#;in Rüyası&#;nda (romandan uyarlama) iki kişi arasında geçen son derece duygulu ve fırtınalı bir aşkı, &#;Akümülatörlü Radyo&#; adlı eserinde yarım kalmış mutlulukların öyküsünü, &#;Ayakta Durmakİstiyorum&#; ve &#;Yüzlerce Çiçek Birden Açtı&#; oyunlarında ise özgürlük ve bağımsızlığa hasret insanların dramını anlattı.

Tarık Buğra roman, hikâye ve tiyatro dışında deneme ve fıkralar da yazdı. Her türlü basmakalıp anlayışı reddeden, bağımsız bir sanat anlayışını benimseyen yazar, canlı üslubu, güzel Türkçesi, derin karakterleri ile Türk öykü, roman ve tiyatro yazarları arasında önemli bir yere sahiptir.

Eserleri

Öykü

Oğlumuz ()

Yarın Diye Bir Şey Yoktur ()

İki Uyku Arasında ()

Hikâyeler (, yeni eklemelerle &#;da yeniden basıldı)

Roman

Siyah Kehribar ()

Küçük Ağa ()

Küçük Ağa Ankara&#;da ()

İbiş&#;in Rüyası ()

Firavun İmanı ()

Gençliğim Eyvah ()

Dönemeçte ()

Yalnızlar ()

Yağmur Beklerken ()

Osmancık ()

Tiyatro

Ayakta Durmak İstiyorum

Akümülatörlü Radyo

Yüzlerce Çiçek Birden Açtı

İbiş&#;in Rüyası (Roman olarak yazılan eser oyunlaştırıldı ve sahnelendi)

Deneme ve Fıkra

Gençlik Türküsü ()

Düşman Kazanmak Sanatı ()

Politika Dışı ()

Gezi Yazısı

Gagaringrad (Moskova Notları, )

Dönemeçte Roman Özeti

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.