Dr Muammer Yıldız Kimdir Hekimzade

Hekimzade Bitkisel ürünlerinin Bursa şubesi tarafından düzenlenen "12 Yıllık Yatalak Hastalıktan Doktorluğa uzanan Yolculuk" isimli konferansın konuşmacısı Dr. Muammer Yıldız, sevenleri, hastaları ve bir çok sağlık sektör  temsilcisi ile Ördekli Kültür Merkezi'nde buluştu. Ayrıca Dr. Yıldız, Davud-u Antaki Fitoterapi ödülünün ilk sahibi oldu.

Bursa Hekimzade'nin organize ettiği “12 Yıllık Yatalak Hastalıktan Doktorluğa uzanan Yolculuk” isimli konferansın konuşmacısı Dr. Muammer Yıldız ; sevenleri, hastaları ve bir çok sağlık sektör  temsilcisi ile Ördekli Kültür Merkezi'nde buluştu.

Tamamlayıcı tıp konusuna ilgi duyanların yakından tanıdığı bir isim olan Dr. Muammer Yıldız konuşmasında yatalak hastalıktan doktorluğa uzanan serüvenini anlatırken, kendisini tedavi eden profesör doktorun son olarak “Bir daha benden çare danışmaya gelirsen diplomamı yırtmak zorunda kalırım" dediğini ve o dönemki durumunun modern tıbbın cevap veremediği bir durum olduğunu belirtti.

En son Suriye’de tedavi için gittiği uluslararası şöhreti olan hekimde de çare bulamayınca kendisini araştırmaya verdiğini anlatan Yıldız, bu sayede Osmanlı Tıbbı, Endülüs Tıbbı ve Tıbb-ı Nebevi gibi kaynaklardan çok uzun süren araştırmalar yaptığını söyledi.

Yüzlerce denemeden sonra kendi hastalığını iyileştirecek şifalı karışımı bulan Dr. Muammer Yıldız, artık kendisini tamamen araştırmalarına adadığını ve bugün Türkiye genelinde yüzbinin üzerinde hastaya ulaşmış Hekimzade gibi bir bitkisel gıda destek ürünü markasını oluşturmayı başardığını dile getirdi.

Konuşmasında sıklıkla tıbbın birbirine alternatif sahalardan oluşmadığını, insan sağlığına ancak bütüncül ve tamamlayıcı bir yaklaşımla müdahale edilmesi gerektiğini anlatan Yıldız, hastalara ürün tavsiye ederken, devam ettikleri tedavilerini mutlaka tamamlamaları gerektiğini söylediğini ve bilimsel ve etik olan tedavi modellerini tavsiye ettiğini ifade etti.

Hazırladığı ürünlerin sınırsız üretiminin olamayacağının altını çizen Yıldız, Fitoterapi sektöründe insanların insaflı davranmaları gerektiğini ve hammadde konusunda çok sıkıntı yaşanan droglarda bile bazı kimselerin fabrikasyon denebilecek bir maliyet ve sayıda çeşitli ürünü piyasaya sürdüklerini söyledi. Sağlık Bakanlığı'nın Fitoterapi konusunda yaptığı son düzenlemeleri çok önemsediklerini belirten Yıldız, idarenin tıp etiği dışında ve haksız rekabete konu olacak faaliyetleri engellemesinin çok önemli olduğunu vurguladı. 

Hastalarının yoğun ilgisi konferanstan sonra da süren Dr. Muammer Yıldız, Bursa'yı çok sevdiğini ve Bursa Hekimzade'nin tüm Türkiye'ye örnek ilk kapsamlı Fitoterapi merkezi olduğunu anlattı.  

Konferansın ardından bu yıl ilki gerçekleştirilen Davud-u Antaki Fitoterapi Ödülleri Onur Ödülü Dr. Muammer Yıldız'a verildi. Ödülü alan Yıldız " Bu ödül, tıp etiğini bu kadar çok  vurgulayan Davud u Antaki’nin yüzyıllar sonrasında da unutulmaz bir yol çizdiğinin nişanesi olarak alıyorum ve  bana Türkiye'de ikinci defa II. Davud-u Antaki  diyen Gazeteci-Yazar Mehmet Ali Bulut'a da teşekkür ediyorum” dedi.

Dr. Yıldız’a ödülü veren Bursa İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Yusuf Ziya Leventoğlu ise konuşmasında, doğal gıdalarla ve düzenli beslenmenin insan sağlığı üzerindeki hastalıklardan koruyucu olumlu etkilerine dikkat çekti. Leventoğlu, bitkisel veya kimyasal bütün ilaçların veya gıda destek ürünlerinin mutlaka hekim kontrolünde alınması gerektiğinin ve hiç bir ürünün yan etki konusunda yüzde yüz masum olmadığının altını çizdi. 

Davud-u Antaki kimdir?

“Davud-u Antaki tıbbın özellikle ehil ellerde olması gerektiği görüşünü savunan 16. yüzyıl tıp alimlerindendir. İbn-i Sina’dan sonra eserlerine en çok başvurulan Türk İslam Alimi olan Antaki, tıptaki başucu eserlerinin yanı sıra  tıp etiği konusunda da hekimlere yol gösteren bir rehber kabul edilmiştir.

Davud-u Antaki Tıp ilmi hakkında şöyle demektedir. “Bu ilme son derece kıymet vermek ve saygı duymak, ehline karşı mütevâzî olmak gerekir. Yayılması için de çalışıp gayret gösterilmelidir. Fakat dikkat edilecek mühim bir husus vardır; o da bu ilmi, alçak, ahlâksız, sâdece kendi menfaatini düşünen rezil kimselere kaptırmamaktır. Gayretsiz, himmet ve idealsiz kimseleri bu ilimden uzak tutmalıdır. Eğer buna dikkat edilmezse, hem ahlâksızlık ve yolsuzluklara yol açılmış, hem de nice hastaların ölümüne sebep olunmuş olur.” 

Dünya Sağlık Örgütü, geleneksel tıp ilaçlarına başvurulması gibi yenilikçi girişimlerin memnuniyetle karşılandığı belirtirken bilim insanlarının bitkisel uçucu yağların koronavirüs tedavisinde etkili olduğuna yönelik çalışmaları geleneksel tıp çalışmalarına ilgiyi artırdı. Geleneksel Tıp Derneği Başkanı Dr. Muammer Yıldız, “Bitkisel yöntemlerin DSÖ tarafından kabul görmesi, bu alanda yapılacak çalışmaları hızlandıracaktır” dedi.

Geçtiğimiz günlerde DSÖ'den yapılan açıklamada, Kovid-19'a karşı olası tedavi araştırmalarında mevcut ilaçların farklı şekilde kullanılması, geleneksel tıp ilaçlarına başvurulması gibi yenilikçi girişimlerin memnuniyetle karşılandığı belirtildi. Açıklamada, "DSÖ, geleneksel, tamamlayıcı ve alternatif tıbbın birçok yararı olduğunu, Afrika'nın kadim bir geleneksel tıp geçmişine sahip olduğunu ve şifacıların Afrika halkının sağlığında önemli bir rol oynadığını biliyor” denilmişti.

“Aşı ve bitkisel tedavi elimizdeki en önemli iki metod”

Türkiye bitki florası üzerine uzun yıllar çalışan Dr. Muammer Yıldız, Fitotorepinin tarih boyunca hiçbir medeniyette ve dönemde arka plana atılamayacak kadar hayati öneme sahip olduğunu ve bundan sonra da geçmişten daha farklı olmasının düşünülemeyeceğini vurguladı. DSÖ’nün koronaviürüs tedavisinde bitkisel yöntemlere karşı olmadıklarını ilişkin açıklamasını da hatırlatan Geleneksel Tıp Merkezi Hekimzade Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yıldız, “Bitkisel yöntemlerin DSÖ tarafından kabul görmesi, bu alanda yapılacak çalışmaları hızlandıracaktır. Amerika’da (Madagaskar) artemisa (pelin otu), Japonya’da lotus, Çin’de timokin bitkisini Kovid-19’a karşı etkili olabileceğini duyuran ülkelerin başında geldiler. Bütün bu gelişmeler 21. yüzyılda da bitkisel tedavinin modasının geçmediğini koronavirüs dahil birçok hastalığa karşı hala en büyük etkenlerden biri olduğunu göstermektedir. Kovid-19’a karşı aşı ve bitkisel tedavi (uçucu yağlar vs.) olmak üzere elimizde en önemli iki metodun var olduğunu söyleyebiliriz” İfadelerini kullandı. Fitoterapide 21 yıllık birikimi ile geleneksel tıbbı bilimsel bir zemine taşımaya çalışan Dr. Yıldız, bütün dünyayı etkisi altına alan ve hala bir tedavisi bulunmayan yeni tip koronavirüse karşı hiçbir yan etkisi olmayan bitkisel yöntemlerin geliştirilmesi ve faz çalışmalarının başlatılması için yetkililere seslendi.

“Bitkisel kökenli antiviral ilaçlar geliştirilebilir”

Bezmialem Üniverstesi’den Prof. Dr. Abdurrahim Koçyiğit, SARS-CoV-2 Tedavi Potansiyeline Sahip Bitkisel Uçucu Yağlar ve Etken Maddeleri başlıklı makalesinin sonuç kısmında şunlara dikkat çekti:

Bu güne kadar yapılan kanıta dayalı çalışmalar, bitkisel uçucu yağlar ve etken maddelerin hemen her tür virüs üzerinde antiviral etkinliğe sahip olduklarını, bazılarının mevcut antiviral ilaçlardan daha etkili olabildiğini göstermiştir. In vitro ve in vivo çalışmalarla, bahsi geçen uçucu yağlar ve etken maddeler, pandemisini yaşadığımız SARS-CoV-2 (Kovid-19) enfeksiyonu üzerine antiviral etkinlikleri araştırılarak, etkili olanlar tespit edilip, bitkisel kökenli, yan etkileri daha az olan, doğal, inhalayon yolu ile kullanılabilen ve ucuz, antiviral ilaçlar geliştirilebilir.” sözleriyle tamamlıyor.