dünyanın döndüğünü belirten ilk bilim insanı / Dünya’nın Güneş Çevresinde Döndüğünü Tahmin Eden İlk Kişi Kimdi? - Fizikist

Dünyanın Döndüğünü Belirten Ilk Bilim Insanı

dünyanın döndüğünü belirten ilk bilim insanı

Yüzyıllardır Dünya'nın Dibinde Bulunan Gizemli "Sahte Ay" İlk Kez Yılında Tespit Edildi!

Haberler

Genel Kültür

Bilim

Yüzyıllardır Dünya'nın Dibinde Bulunan Gizemli "Sahte Ay" İlk Kez Yılında Tespit Edildi!

Yüzyıllardır dünyanın dibinde bulunan 'sahte ay' hiç kimse tarafından fark edilmemişti. Dünya ile aynı rotayı takip ederek güneşin etrafında dönen bu gök cisminin sırlarını gelin beraber keşfedelim.

Kaynak:monash.pw

İnsanlık tarihi boyunca, evrenin büyüklüğü ve içinde barındırdığı gizemler, bizleri derinden etkileyen, merakımızı ve hayranlığımızı sürekli çeken bir nokta olmuştur.

İnsanlık tarihi boyunca, evrenin büyüklüğü ve içinde barındırdığı gizemler, bizleri derinden etkileyen, merakımızı ve hayranlığımızı sürekli çeken bir nokta olmuştur.

Gökyüzüne dair merakımızı sürekli canlı tutan olağanüstü fenomenlerden biri de şüphesiz ki göktaşlarıdır.

Gökyüzüne dair merakımızı sürekli canlı tutan olağanüstü fenomenlerden biri de şüphesiz ki göktaşlarıdır.

"Sahte ay" olarak isimlendirilen bir göktaşı ise bilim dünyasının en yeni sırlarından birisi!

"Sahte ay" olarak isimlendirilen bir göktaşı ise bilim dünyasının en yeni sırlarından birisi!

Bir grup astronom, bu yılın Mart ayında Hawaii'deki Pan-STARRS gözlemevini kullanarak Dünya'nın etrafında dönen bir göktaşı keşfetti.

Bir grup astronom, bu yılın Mart ayında Hawaii'deki Pan-STARRS gözlemevini kullanarak Dünya'nın etrafında dönen bir göktaşı keşfetti.

Uzay Bilimleri Enstitüsü'ndeki Dünya'ya yakın objeler konusunda uzman olan bilim insanı Alan Harris, Sky & Telescope ile yaptığı konuşmada, yeni bulunan asteroitin teknik olarak bir "quasi moon" yani "sahte ay" olarak adlandırıldığını belirtti.

Uzay Bilimleri Enstitüsü'ndeki Dünya'ya yakın objeler konusunda uzman olan bilim insanı Alan Harris, Sky & Telescope ile yaptığı konuşmada, yeni bulunan asteroitin teknik olarak bir "quasi moon" yani "sahte ay" olarak adlandırıldığını belirtti.

Genellikle, sahte ay olarak adlandırılan bu asteroitler birkaç yıl boyunca gezegenleri takip eder ve sonra uzayın derinliklerinde kaybolurlar.

Genellikle, sahte ay olarak adlandırılan bu asteroitler birkaç yıl boyunca gezegenleri takip eder ve sonra uzayın derinliklerinde kaybolurlar.

Yani neredeyse Julius Caesar'ın doğduğu yıldan itibaren bu sahte ay, Dünya ile aynı rotayı takip ediyor!

Yani neredeyse Julius Caesar'ın doğduğu yıldan itibaren bu sahte ay, Dünya ile aynı rotayı takip ediyor!

Dünya'ya olan yakınlığına rağmen, gezegenimizin ona minimal bir etkisi var.

Dünya'ya olan yakınlığına rağmen, gezegenimizin ona minimal bir etkisi var.

Astronomlar, FW13 üzerine arşiv verilerini incelediler ve asteroitin yılına kadar görüntülerini buldular.

Astronomlar, FW13 üzerine arşiv verilerini incelediler ve asteroitin yılına kadar görüntülerini buldular.

Endişelenmenize gerek yok! Çünkü FW13 Dünya'ya karşı bir tehdit değil.

Endişelenmenize gerek yok! Çünkü FW13 Dünya'ya karşı bir tehdit değil.

İlginizi çekebilir:

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda

“Dünyanın Yuvarlak Olduğunu Müslüman Bilim İnsanları Keşfetti”

İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk, Esenler Kadir Topbaş Kültür Merkezi’nde İbn Haldun’un Mukaddime isimli eserinden yaptığı okumalarla gerçekleştirdiği "Mukaddime Okumaları"nın beşinci dersinde coğrafyanın insan psikolojisine ve sosyolojiye olan etkilerini anlattı.

Prof. Şentürk, Mukaddime eserindeki anlatımlara göre, dünyanın yuvarlak olduğunu Müslüman bilim insanlarının keşfettiğini belirtti. İbn Haldun'un bundan altı asır önce, filozofların kitaplarına atıf yaparak, "yeryüzü küre şeklindedir" dediğini aktaran Prof. Şentürk," Bunu Müslüman filozofların daha önceden söylediğini aktarıyor. Demek ki dünyanın yuvarlak olduğunu o tarihten çok önce biliyorlardı. Buradan anlıyoruz ki dünyanın yuvarlak olduğunu Batılılar keşfetmemişlerdir, Müslümanlar bunu zaten biliyorlardı. Bunun yanında Mukaddime’de 'Her şey ağırlığı nispetinde yeryüzüne çekilir.’ deniliyor. Bu da yer çekimi kanunun o dönemde İbn Haldun tarafından ifade edilişidir.” diye konuştu. Bir toplumun gelişiminde coğrafyanın ve suyun çok önemli etkisi olduğunu aktaran Prof. Şentürk, eski medeniyetlerin genellikle nehirlerin etrafında kurulduğunu hatırlattı. Coğrafyanın medeniyetin inşasının en önemli şartlarından biri olduğunu vurgulayan Prof. Şentürk sözlerine şöyle devam etti: “Günümüzde doğal kaynaklar kirlenmekte olduğu için su büyük önem taşımaktadır. Geleceğin en kıymetli ve stratejik ürünü su olacak ve geleceğin savaşları su yüzünden çıkacaktır. Suyu kim kontrol ediyorsa stratejiyi de o belirler. Su, petrolden daha önemlidir zira petrol olmadan insan yaşayabilir ama su olmadan yaşayamaz. Ülkemizde şükürler olsun ki su kaynaklarıyla ilgili problem yok. Coğrafya da ülkelerin ekonomi ve siyasi stratejilerine tesir eden önemli faktörlerdendir. Türkiye’nin coğrafi konumu da bu yönden stratejik önem arz etmektedir.”

“Coğrafya, insan sağlığına ve karakterine tesir eder”

Prof. Şentürk, Mukaddime eserine göre iklimin toplumun ahlakına ve insan mizacına tesiri olduğunu belirterek, Afrikalı insanların tabiatlarında genel olarak neşeye ve eğlenceye düşkünlük görüldüğünü belirterek, bunun sebebinin de bu bölgenin iklim ve coğrafya açısından daha rahat olmasına bağlı olduğunu söyledi. Dünyanın bazı bölgelerinin bolluk, bazı bölgelerinin ise kıtlık içinde olduğuna vurgu yapan Prof. Şentürk, çöllerde kıtlık içinde yaşayan insanların, bolluk içinde yaşayanlara göre ahlaklarının daha iyi olduğunu belirtti. Prof. Şentürk, "Çok gıda ve içecek insan bedeninde fuzuli sıvılar üretir, bu da insan vücudundaki dengeleri bozar. İnsan vücudunda belli bir miktarda yağ ve enzimler olması lazım, fazla olduğunda insanın dengesi bozulur, cildinin rengi bozulur ve şişmanlığından dolayı insan bedeninin şekli de bozulur.” dedi. Bolluğun insanlar için her zaman müspet sonuçlar getirmemek gibi paradoksal bir tarafı olduğunu vurgulayan Prof. Şentürk,  “Zira çok yemek insanların beden ve zihin sağlıklarını olumsuz etkiler. Açlık ise insan için şifa kaynağı olabilir, oruç ibadetinin bir hikmeti de budur. Bu hakikatleri birer ders olarak görmeli ve az yiyerek, az konuşarak bolluğun menfi tesirlerinden korunmalıyız.” diye konuştu.

Fotoğraflar

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır