dul kadinsin / dul kadınsın senin de bazı ihtiyaçların vardır - asosyal sözlük

Dul Kadinsin

dul kadinsin

Melis İşiten: Dul kadınsın diye ev vermeyene rastladım

Oyuncu, bir TEDx konuşmacısı Şimdi yeni bir titri daha var, yazar. İlk kitabı Hikayemi Ben Seçtim raflardaki yerini aldı. Biz onu daha çok Uraz Kaygılaroğlu'nun güzel eşi, kızı Ada'nın annesi olarak tanıyoruz. Altı ay önce eşinden ayrılan Melis İşiten elbette bundan çok daha fazlası. Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Tiyatro Bölümü'nden mezun. Bir evlat, abla, anne 30 yaşındaki Melis İşiten, kadın olmanın ve bir arada mücadele etmenin çok önemli olduğunu düşünüyor. Her kadının yaşadığı sıkıntıları o da yaşıyor, her kadının atladığı engelleri o da atlıyor. Özellikle sosyal medyada yaşadığı linçler ve çizilen profil onu çok rahatsız ediyor. 13 kadının öyküsüne yer verdiği kitapla tekrar başka bir ilişki kurmak istiyor hayatla Derdi kendini daha doğru anlatmak ve başka kadınlarla buluşmak Boşanma sürecinde yaşadıkları ise onu çok rahatsız etmiş. Ama en çok "Dul kadına ev vermiyoruz" söylemi onu kırmış Melis İşiten hem yeni hayatını, hem de yeni kitabını anlattı

- Hikayemi Ben Seçtim adlı bir kitapkitabınız Neden kitap yazmaya ihtiyaçduydunuz?
- "Ben küçüklüğümden beri hep yazıyordum. Anlatacağım herşeyi yazarak anlatmayı tercih ediyordum. Hiç aklımda kitap çıkarmak yoktu. Büşra Aksak'la tanışana kadar. Yazmak benim için aslında bir mücadele kısmı, yöntemiydi. Hayattaki her şeye karşı duruşumu hep yazarak anlatıyordum. Sosyal medya üzerinde de ben bir magazin figürü değildim. Sosyal medyadaki talepler hep yazdıklarımın peşinden gelenlerden. O da bana güç ve cesaret verdi. Bu kadar çok insana hitap edebiliyorken, bu kadar çok insan senin ne yazdığınla ilgileniyorken, Büşra "Bu kalemi kullanmamız gerekir" dediğinde kitap yazmaya karar verdim. Biraz da korktum açıkçası. Kitap çıkarmak çok kıymetli bir şey. O yüzden de edebiyat tarafı ile ilgili iddialı bir şeye girişmek beni biraz korkuttu. Ben daha mütevazı bir yerden öyküler yazarak, yazarlık serüvenine girmek istedim. Kadınların mücadelerinden çok etkileniyorum. Birçok farklı kadının ortak mücadelesini anlatıyorum, 13 kadın öyküsü var kitabımızda.




- Herkes kitap yazıyor Son olarakŞeyma Subaşı'nın kitabı çok konuşulduMedyada çok yer alınca kitabı çok sattı.Herkes hikayesini anlatıyor ve editörleronun adına kitap yazıyorlar Sizde böylebir durum sözkonusu mu?
- Belki de bizim kitabımız çok satmaz. Yayınevi editoryal olarak küçük dokunuşlar yaptı, kelime hataları düzeltildi Ne taraftan yazmak istediğinle alakalı bir durum kitap yazmak. Benim yolcuğum hikaye anlatmak üzerinden olduğu için, iddiam çok büyük kitap yazdım hayatımın bundan sonrasında yazar kimliğiyle devam edeceğim diye derdim yok. Ben hikayelerimi paylaştım. Kendimi anlatmadım, evet içinde bana ait hikayeler de var. Tamamen hayal ürünü. Orada editoryal desteğe ihtiyacım olmadı. Ben kendi öykü dünyamı açıyorum. Bu da bana iç huzurum açısından destek oluyor. Ortak bir mücadelenin, parçası olmak istiyorum. Birazcık sosyal medyada yediğim linçlere karşı, siz ne derseniz deyin deyip, onların gördüğünü değil, benim gördüğüm tarafı anlattım. Hepinizin hayattaki mücadelesi bir diye yazmak istedim.

- Kitabınızda gerçek öyküler var mı?
- Var. Ben de varım. Herkes bir hikaye seçecektir. Okuyan tüm kadınlar bu benim mücadelem desin istedim. Bu hikayede gözyaşları benim veya bu savaş benim savaşım desin istiyorum. Herkesin bir mücadelesi var. Benim de hikayem var, hangisi olduğunu okuyucu kendi keşfetsin istiyorum. Ucundan kıyısından beni bilen insarlar, hangi hikayenin benim olduğunu anlar diye düşünüyorum.




- Kitap yazmaya devam edecekmisiniz?
- Bu kitapta hayal ettiğim 13 kadın var. 13 kadının teker teker bir kitabı olsun istiyorum. Becerebilir miyim Hikayelerimden birini yazmaya başladım bile. Her kadının kendi kitabını yazacağım. Şu anda kitabımızın imzalı baskıları da tükendi daha çok yeni olmasına rağmen.

- Kitabınızdaki sizi en etkileyen hikayenizhangisi?
- Kendi kendime çok duygusal anlar yaşayarak yazdım bu kitabı (gözleri doluyor). Çünkü hayatım boyunca çok kadın hikayesine tanıklık ettim. Kadınlarla büyüdüm. Anlatmayı sevdiğim kadar dinlemeyi de severim. Bence çok acayip hikayeler var. Kitapta yaşında âşık olup, senelerce sevdiği adam için şehir değiştiren bir kadın da, hapishanede eşini öldürmekle suçlanan bir kadın da var. Türkiye'de olmaktan mutlu olmayan bir Suriyeli kadın var mesela ve hayatı boyunca eşi tarafından aldatılan bir kadın da 17 Ağustos depreminde ailesini kaybeden bir kadın hikayesi var. Kanser savaşı veren bir kadın Evlat edinen bir kadın ve boşanma hikayesi Hepsinin hayattaki mücadeleleri ortak. Kadın olarak birbirimize olan ön yargılarımızı kırabildiğimiz ve bir arada olabildiğimiz ve mücadelemizin ortak olduğu anladığımız anda gerçekten çiçek açtırabileceğimize inanıyorum.

- Hemcinsler olarak birbirimize zararverdiğimizi düşünüyorsunuz sanırım?
- Yüzde Kesinlikle. Erkekleri suçlamak çok kolay, başımıza gelenlerden dolayı. Kadın olarak birbirimize çok da yaşam alanı sağlamadığımızı düşünüyorum. Kıskançlık doğru kelime değil, ön yargılarımızdan dolayı oluyor bu. Tamamen bilmediğimiz için bir kadını gördüğümüz anda fiziksel durumu, üzerindeki kıyafeti, inançları, yanındaki arkadaşından dolayı artık her neyse ona yakıştırdığınız kimlik yüzünden bir adım ileriye gidemediğimizi düşünüyorum. Benimle de ilgili medyada görünüşümle, haberlerle bir ön yargı var. Ben de bu kitapla yeniden bir iletişim kurmak istiyorum.

BİZ URAZ'LA SEVEREK AYRILDIK

- Boşanmış bir kadın olarak neler yaşadınız, niye boşandınız?

- Severek ayrıldık derken biz Uraz'la çok âşık olup evlendik. Hızlı, tanıştıktan bir ay sonra evlendik. Ve hayatımızın beş senesi o aşk azalmadan geçti. Çok güzel şeyler yaşadık ve şahane bir kızımız Ada'mız var. Bir gün bir noktada artık aramızdaki bağın, sevginin aşk değil başka bir şey olduğunu anladık. Birbirimize çok kıymet verdiğimiz konusunda aynı fikirdeyiz fakat ikimiz de boşanmayı becerememiş ailenin çocuklarıyız. İkimiz de boşanmaların travmaları ile büyümüş çocuklarıyız. Birbirimizi bu kadar seviyorken, bunu Ada'ya yapmamak için boşanma kararı aldık. Biraz daha deneyelim demedik. Başkalarına göre bizim yaptığımız kolay. İkimiz de bizi mutsuz edecek şeyin çocuğumuzu da mutsuz edeceğinin bilincinde olduğumuz için birbirimize olan sevgimiz asla bitmediği için, çocuğumuzu düşündük. Biz hayata ayrı evlerde üç kişi olarak devam etmek istedik. Şu anda iyiyiz. Halen kocaman bir aileyiz.

- Boşandıktan sonra toplumda kadına bakış açısı malesef bazen acımasız oluyor. Siz böyle bir tecrübe yaşadınız mı?
- Çok şaşırdığım bir sürü şey yaşadım. Bir sürü kadın sarıp, sarmalarken, bir sürü kadın tarafından da eleştiriye maruz kalıyorsun. Bayağı kalbim kırıldı. Toplumsal olarak kadınlar yapıyor, erkekler bunu yapmıyor. Sen evliliğine sahip çıkamamış oluyorsun. Senin görevin o. Sen suçlu oluyorsun. Halbuki misyon olarak sadece kadın olarak böyle bir görevim yok. Onun dışında Bağdat Caddesi'nde oturuyorum. Baktığınız zaman İstanbul'un en modern kesimlerinden biri. Ev ararken, boşanmış, dul kadına ev vermeyiz gibi şeylerle karşılaştım ve çok şaşırdım. Halen bir tarafta böyle şeylerin kalması çok şaşırttı beni.

- Beş yıl evlilikte bir dönüm noktası, ilişkiler bu noktada bitme noktasına geliyor
- Evliliğin de, anneliğin de, babalığın da biricik olduğunu düşünüyorum. Aşk da öyle. Aşka bakış açımız bir olmayabilir. Aşk bitti veya bitmedi demek, iki kişi adına tek kişinin konuşması olur. Aşk dönüşüyor. Her evlilikte dönüşüyor. İşte dönüşen şeyler mutlu olmak ve onunla devam etmek ya da dönüşen şeyin yetmemesi, mutsuz olmak bir tercih herhalde.

- Uraz Bey ile anlaşamadığınız noktalar neydi?
- Hiç bir anlaşamamazlık yok aslında. Birbirimizi çok iyi tanıdığımız için bir konuşmamızda, birbirimizi çok iyi duyduk, dinlemek değildi Duyduk ve anladık ve artık evlililik kurumu içinde beraber kalmak istemediğimize karar verdik.

KIZIMIN VARLIĞI ÇOK BÜYÜK ŞANS

- Bir aylık bir tanışma ile yeniden biriyle evlenir misiniz?
- Yaşamadığım hiç bir şeyden pişman değilim Uraz'la ilgili. İyi ki Uraz'dı evlendiğim kişi. İyi ki Ada oldu. Bundan sonra da Uraz benim hayat arkadaşım olacak. En büyük destekçim.

- Evlilik fobisi oluştu mu sizde?
- Yok. İyi ki yaşadım, en güzeli ile yaşadım. Bugün evlenir misin? sorusuna şu an asla diyebilirim ama ilerisi ne olur bilemem. Ama boşanmış bir kadın olarak yanımda kızımın varlığı çok büyük şans. Hayattaki en büyük gücüm kuvvetim.

- Ada boşanmadan etkilendi mi?
- Çok şükür hiç etkilenmedi. Kimse inanmıyor ama biz dışarıya rol yapmadık çocuk enerjisi bizi güçlü kıldı. Ada için tek fark iki ayrı ev olması. Adayı alıp verirken de sevgi saygı çervesinde birbirimize sarılıyoruz. Anne egosuna hiç yenilmedim. 30 yaşında Melis'im, Ada üç yaşında ama inanın ondan çok şey öğreniyorum.

ALKIŞLARLA YAŞIYORUM

- İki tiyatro oyunu var

- Evet. Ayın dört, beş akşamı oyun oynuyorum. Alkışlarla yaşıyorum diyorum (gülüyor). Ayda da söyleşiye gidiyorum. Jest Tiyatroda Suit adlı oyun ve oyundayız. Çok güzel gidiyor. Hiç boş koltuğumuz yok. Bir yandan da ikinci katla Anormal adlı oyun başladı. O da güzel gidiyor. Dijital işler olacak. Çok heyecanlandığım işler var. Kitap var. Onun dışında Ada ile zaman geçiriyorum.

sir jorah'tan khalesee'ye bir hatırlatma bir uyarıdır.

görsel

her zaman seninle sevişmeye açığım demek isteyen erkek söylemidir.

emrah' ın anasını yoldan çıkaran cümle.

- nereden çıktı lan bu muzlar?

1 milyon dolar ver deyince anında uzayacak herif teklifi.

Dünyada belkide en zor şeylerden birisi;türkiye de dul bir kadın olmak.

türkiye de belkide en zor şeylerden birisi; dünya üzerinde dul bir kadın olmak.

emrah'ın annesine söylenen bir söz gibi gelen cümledir.
emrah köşeden belirir, "hüleeeaaannn!!" diye. hey hey!!

hatun kişi iyi niyetinize siktir çekebilir:

- dul kadınsın, bir ihtiyacın olursa çekinme.
+ sıçarım ağzına pis zampara.
- niye lan?
+ tuvalet ihtiyacım var.

söylemekten zevk alınan cümledir.

başın sıkışırsa aranın bir üst versiyonu.

türk usulu bir destek cümlesidir. altında nice pis emeller beslemektedir.

türk erkeği söylemi ıy

Acunun adrianaya omuz açarken kullandığı sözlerdir.

filmlerde nuri alço'dan sık sık duyulabilecek art niyetli replik.

ahlaksız söylemidir. ama haklı da şimdi.

saldıray abi repliğidir. bir replik sonra çift kişilik yatağından da bahseder.

EMRAH IN mahallesindeki manav ın söylemidir. gerçek bir esnaftır

etiket 'Dul Kadınsın Evde Otur' Demişlerdi: Kick Boks Şampiyonu Gülsüm Özen'in Sıradaki Hedefi Avrupa

Haberler

Gündem

'Dul Kadınsın Evde Otur' Demişlerdi: Kick Boks Şampiyonu Gülsüm Özen'in Sıradaki Hedefi Avrupa

30 Yaşındaki Gülsüm Özen, 2 yaşındaki çocuğunu kalp yetmezliğinden, eşini de trafik kazasında kaybetti. Azmin elinden hiçbir şeyin kurtulamayacağını gösteren Özen, çevresinin 'Dul kadınsın, evinde otur' baskılarına aldırış etmedi ve Uluslararası Türkiye Açık Kick Boks Turnuvası'nda yarışarak şampiyonluğu göğüsledi. Özen'in bir sonraki hedefi ise kick boks Avrupa Şampiyonu olmak ve Türk Bayrağı’nı yurt dışında dalgalandırmak.

2 çocuğundan birini ve eşini kaybetti ama hayata küsmedi.

2 çocuğundan birini ve eşini kaybetti ama hayata küsmedi.

Doğan Haber Ajansı'nın haberine göre Bağcılar Belediyesi Sancaktepe Mehmet Selim Kiraz Kültür Merkezi’nde Kütüphane Sorumlusu olarak çalışan Gülsüm Özen, yılında Altay Özen ile hayatını birleştirdi. Çiftin bu evlilikten 2 çocuğu dünyaya geldi. Çocuklardan doğuştan kalp rahatsızlığı bulunan Melih Özen 2 yaşında geçirdiği kalp ameliyatı sonrasında hayatını kaybetti. 5 yıl sonra ise baba Altay Özen, geçirdiği trafik kazası sonucu yaşamını yitirdi.

Gülsüm Özen’in hayatındaki zorluklar giderek arttı. 'Dul kadınsın, dışarıda ne işin var? Evde otur' sözleri onun hayata beslemeye çalıştığı tüm umutları yok etti. Ailesinin evinde çatı katında oğluyla birlikte hayatını sürdürdü ve evden hiç çıkmadı. Günden güne kilo almaya başlayan genç annenin mutsuzluğu da giderek arttı.

Çevresini dinlemedi ve kick boksa başladı.

Çevresini dinlemedi ve kick boksa başladı.

Tutunacak bir dal arayan genç kadına Dünya Eski Kick Boks Şampiyonu ve antrenörü Hasan Fahri Şen umut oldu. Özen, 20'li yaşlarda hobi olarak yaptığı kick boksa Hasan Fahri Şen sayesinde tekrar başladı. Özen kick boksu ilk başlarda sadece kilo vermek amacıyla yaptı. 30 kilo verdi ve antrenörünün ona yapmış olduğu sürprizle hayatı değişti.

Antrenörü Hasan Fahri Şen Özen lisans işlemlerini başlattı. Genç kadının dünyası da bu andan sonra değişti. Özen, çevresinin baskısına aldırış etmeden hayattaki tek dayanağı oğluna örnek olabilmek için çalıştı. Bu azmi ona büyük başarıların gelmesini sağladı.

Türkiye Açık Kick Boks Turnuvası'na katıldı.

Türkiye Açık Kick Boks Turnuvası'na katıldı.

Özen, Ocak ’de Antalya’da düzenlenen Uluslararası Türkiye Açık Kick Boks Turnuvası'na (Turkish Open) katıldı. Yarıştığı her iki branşta da büyük bir başarı elde etti ve şampiyon oldu.

'Kadının başarılı olmasını istemiyorlar'

'Kadının başarılı olmasını istemiyorlar'

Kendisine defalarca ''Ne işin var? Dışarı çıkma. Onu yapma'' denildiğini söyleyen Özen, ''Kadının başarılı olmasını hazmedemiyorlar'' diyerek, kendisiyle dalga geçenlerin olduğunu ama yılmadığını belirtti. ''Kendimde yeniden ayağa kalkabilecek ışığı gördüm'' diyen Özen, yaşadığı zorlukları şöyle anlattı: ''Dul kadın ibaresi bizler için çok kullanılıyor. Defalarca, ‘Ne işin var? Dışarı çıkma. Onu yapma’ dediler. Aslında evlatlarımıza daha iyi eğitim verebilmek ve öğrendiğim şeyleri onlara daha iyi aktarabilmek için bizlerin ayaklarının yere daha sıkı basması gerekiyor. Bence kadının başarılı olmasını hazmedemiyorlar. Dalga geçen de oldu ama bunlar beni yıldırmadı. Kendimde yeniden ayağa kalkabilecek ışığı gördüm. ‘Mücadelene devam etmelisin’ dedim. Çünkü benim bakmakla yükümlü olduğum bir çocuğum var.''

'Mücadele edip kazanamadığımız bir şey olamaz'

'Mücadele edip kazanamadığımız bir şey olamaz'

''Mücadele edip kazanamadığımız bir şey olamaz'' diyen Özen, ''Yeniden hayata dönmüş bir kadın olarak, ‘Bakın ben yaptım’ diyorum. Mücadele edip kazanamadığımız bir şey olamaz. Birinci olup da madalya boynuma takıldığında gerçekten çok mutlu oldum. Kimse yılmasın. Önümüze ne çıkarsa çıksın, ne kadar olumsuzluk yaşarsak yaşayalım bizim daha duyarlı, ılımlı ve güzel bir şekilde hayata devam etmemiz gerekiyor. Evlatlarımızı daha iyi yetiştirmemiz gerekiyor ki; ülkemiz daha güzel olsun'' dedi. 

Oğluyla yaşadığı bir diyaloğu da aktaran Özen, ''Maça giderken çok umutsuzdum. Kendime inanıyordum ama yıllar sonra ilk kez maça çıkacaktım. Yaşadığım olaylar, psikolojik olarak huzursuzluğum, insanların ‘Çocuğunu bırakıp maça gitti, kim bilir nereye gitti’ sözleri beni çok tedirgin etmişti. Oğlumu aradım. O bana ‘Anne ben sana inanıyorum, ben sana güveniyorum, başarabilirsin, kazanabilirsin’ dedi. Bu cümleleri duyduğum günden beri unutmuyorum. Demek ki ben oğluma o inancı yüklemişim'' şeklinde konuştu.

Bir sonraki hedefi kick boks Avrupa şampiyonu olmak.

Bir sonraki hedefi kick boks Avrupa şampiyonu olmak.

Annesini her zaman desteklediğini söyleyen oğlu Yusuf ise, ''Ben de annem gibi sporcu olacağım'' diyor. 

Özen’in bundan sonraki hedefi ise kick boks Avrupa şampiyonu olmak ve Türk Bayrağı’nı yurt dışında dalgalandırmak. Özen, bu hayalini yerine getirebilmek içinse antrenmanlarını sıklaştıracağını ve kadınların neler başarabileceğini tüm Türkiye’ye bir kez daha göstereceğini belirtti.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır