şehrül emin / Başkan'dan Mesaj - Rize Belediyesi

Şehrül Emin

şehrül emin


Aziz EMEKTAR (Dobra Dobra)


ŞEHRÜL-EMİN

Değerli okurlarım;

"Makamlar insanlara değil,insanlar makamlara değer kazandırır." 

Eskiden büyüklerimiz belediye başkanı demezler Şehrül-Emin derlerdi.

Merak ettim Şehrül-Emin nedir,kime denir diye.

İşte araştırmamın kısa özeti.

Belediye başkanları,kendisine güvenilerek emanet edilen o İl ve İlçeyi  temsil etmeleri nedeniyle ŞEHR-İ EMİN olarak anılmaktadır.

Güvenilir insan halk tarafından seçilmiş olduklarından herkesin belediye başkanı olmak ve belediyenin imkanlarını kılı kırk yararak harcamak zorundadır.

Şehrül-Emin şehri ve içinde yaşayanları emanet bilmek,bu emanete ihanet etmemek demektir.

O yerin güvenilen idarecisi olmak,idare ederken Hazreti Ömer gibi adil,Hazreti Ebu Bekir gibi sadık,Hazreti Ali gibi vefalı ve yiğit olmak demektir.

Hizmet ederken de halka,hakka hizmet ettiğini bilen olmak demektir.

Şehrül-Emin hak pişirmek,hak dağıtmak ve hak gözetmek demektir.

Şehrin emin kişi,emin insanı yani bugünkü manası ile seçilmiş belediye başkanıdır

Bu şehrin imarından,turizminden,çöpünden,çevresinden,bünyesinde bulunan şirketlerden ve o yerleşim yerinde yaşayanların refahından v.b şeylerden sorumlu kişidir.

Ben bu tarife uygunum diyenler belediye başkanı olur.

Yakıştırılan olur.

Ya da olmaz.

Bunu önce Hak sonra ise halk bilir.

Şehrül-Emin yaptığı işin hesabını önce vicdanına,sonra Allaha sonra şehre ve insanına verir.

Şehrül-Emin seçerken önce zihniyetine,sonra yaptıklarına,sözlerine yaşam tarzına ve etrafındakiler bakılır.

Başkanı ve çevresindekiler Beytül Mal olarak nitelendirdiğimiz gelirini,taşınır veya taşınmazları ile belediye şirketlerini kendi çıkar ve menfaatleri doğrultusunda kullanamazlar.

Bu kişiler yaptıkları işin hesabını;vicdanına,sonra Allaha ve sonra o şehre ve orada yaşayanlara verir.

Geçmişi ve bugünü şaibeli olan,tanımakta zorluk çektiğimiz insanları şekillendirmesi amacı ile şehrimizi ve kendimizi bu insana teslim ediyoruz.

Sonra da "ayıkla pirincin taşını" misali,şaşkınlık,karamsarlık,umutsuzluk hepimizin etrafını kaplıyor.

Onlara İlimizi ve ilçemizi teslim etmeden bu insanların birgeçmişine,zihniyetlerine bakmamız gerekirken basma kalıp vaatlere güveniyor,

sonra sözlerine,vaatlerine,giyinmelerine,tarzına ve ahlakına,yaşam ve etrafında kimler var onlara bakmadan onları bu görevlere getiriyoruz.

Sonradan "Vay elim kırılaydı" demenin faydası yok!

Saygılar-Aziz Emektar

Sayfayı Yazdır
Print Friendly / PDF

Sosyal Paylaşım

Facebook
Google

Bu habere ilk yorumu siz yapın.

Şehrin en emin kişisi bir gün yardımcı Güve'siyle ilgili şikayetçi olmaya gelir. O günlerde kendini yakın gördüğü bir matbuat katibine derdini anlatır ve başlar sızlanmaya Öylesine içten, haklı gerekçelerle derdini anlatır ki, matbuat katibi Şehrül eminin bu dediklerini tamamen gerçek kabul eder ve delinin varmıdır diye sorar? Şehrül eminde olmazmı, istemediğin kadar delil mevcuttur diyerek Matbuat katibinin anlattıklarını neşretmesini sağlar

Zaman geçer, yardımcı güve gardıropta ki pırıl pırıl elbiseleri parsel parsel yaparak yemekten doymazmışcasına, matbuat kati-bine dava açar

Dava devam ederken, Matbuat katibi de zaman zaman gider kendini savunmaya çalışırmış Şehrül emin bu arada hiç boş durmaz, gerekli belge ve bilgileri toplamaya başlarmış Tam bu sırada güve yalnız değil mesajı alan Şehrül emin, mahkemenin kendisine sorduğu delillerden haberim yok di-yerek geri adım atar Vakti zamanı gelir Güve matbuat katibinden bir miktar para koparır

İşlerin karıştığını gören Şehrül emin kendini temize çıkarmak adına başlar eminliğini yitirmeye "benim güveyle hiçbir ilgim yok Güve benim hiçbir şeyimi yememiştir. Güveyle matbuat katibinin kendi sorunları varmış galiba, onların gardıroplarındaki kazakları yemiş gibisinden sözler sarfe-derek olaydan kendini sıyırmaya çalışırmış…

Elbette bir şehrül emin kendi söylediği sözü yutarsa, güvenin yaptığı azdır bile

Kısaca güveyi tanıyacak olursak 3 mm boylarında küçük ve oval böceklerdir. Önce kurtçuk olarak yaşar, sonra Kelebek şekline dönüşerek yumurtlar, Bunlar insanlara zarar vermez ama kişisel eşyalara, giysilere zarar verirler. Güveler hayvan kılından yapılmış her türlü eşya üzerine yerleşirler ve yerler. (Kaşmir, yünlü, ipekli giysiler gibi) Yiyiciliği ile meşhur güveler, vakti zamanında hangi gardıropta neyi görmüşlerse 18'e bölmüş ve yemişlerdir Güvelere ilaçta kar etmez. Küpürlü ilaç, küpürsüz ilaç ne kullanırsan banamısın demez Hatta bir zamanlar güveler devletede dadanmışlardı da işten atılınca rahata erişildi…

İşte tamda bu dönemde mehter takımı ile geldi, şehrül eminle sıkı fıkı oldu, gardıroptaki bütün giysileri 18'e bölüp yedi ve ihtilaf çıkınca da kaçmayı tercih etti

Şehrül emin alışmış zaten Kiminle dost, kiminle düşman olacağını bilemediği için bazen karada yılana bile sarıldığı olmuştur Dün arkasından diyenler, bugün yanı başında, bugün yanı başında olanlar yarın nerede olur bilinmez

Merak etmeyin üstü kapalı olarak yazılan bu yazılardan, üstü açık olanlarından daha çok okuyacaksınız… Memleketi yol geçen hanı, yoldan geçenleri de kimse ahmak sanmasın… Herkesin bir dünya görüşü ve eleştirme yeteneği vardır. Eleştirilmekten hoşlanmayanlar, eleştirilecek yerlerde oturmasınlar… Padişahım sen çok yaşa dendiğinde mutlu olanlar, kral çıplak dendiğine anlayışla karşılamalıdırlar…

Tweet

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır