Merhaba,
1,5 yıldır evliyim. Bekar iken anne hayali ile yaşar dururdum malesef ki bunu biyolojik annemde görememiştim ve görüşmüyorduk.
eşimin annesi ile sıkıntısız sorunsuz bir düğün süreci atlattık bende anneye aç olduğum için ne o beni incitti ne de ben onu güzel bir şekilde bu döngü ilerledi. aynı şehirde yaşıyorduk ve aynı sitede. daha sonra ben evlendikten 3 ay sonra şehir değiştirmek zorunda kaldım eşim ile işlerimiz gereği. artık ayda bir veyahut 2 ayda bir bayramda seyranda gider olduk ailesinin yanına. Birgün gittik gece onlarda olduk yattık sabah uyandığımda kayınvalidem eşimle yattığım yatakta ortamıza yatıp eşime sarılmış bir vaziyette idi. görünce beynime kan sıçradı bu ne rahatlık böyle diye düşündüm . hemen kalkar kalmaz sprdum neden ortamıza yattın karı kocayız biz üstümüz müsait olur olmaz hadi onu geçtim sen,n oğlun evli nasıl böyle aramıza yatarsın. bana verdiği cevap şuydu aylardır sen yatıyosun koynunda saat ben yatmışıım çok mu ????????Aşırı tepki gösterdim aşırı haklı olarak eşim de hoş karşılamadı . Yemin ediyorum elim ayağım boşaldı sinirden bir dakika bile durmak istemedim orada
neyse ertesi gün valizlerimi odaya koymuştum gitmiş açmış çıkarmış neyim var neyim yok sonra geri koymuş yakaladım bunları yaparken toplayayım diye dedi ama valizde herşey katlıydı. Burada anlatamadığım çok şey var özel hayatıma kadar burunu sokmuş bir kadın . Ben her zaman 5 adım geride yaklaşıyorum kendilerine soğudum nefret etme derecesine geldim. kapı tıklatmadan odaya girer. özel gizli saklı bilmez bıktım artık siz olsaydınız ne yapardınız ?
Genişletmek için tıkla
EŞİM Mİ, ANNEM Mİ?
Sosyal medyada yorumlarını ilgiyle takip ettiğim bir okurum bana aşağıdaki mektubu yazmış ve önemli bir soru sormuş. Bu soruyu önce size sormak istiyorum. İlginiz için teşekkür ederim.
***
Sevgili Doğan hocam,
Toplumumuzda erkeklerin bir çoğu ne yazık ki evliliklerinde eşleri ve anneleri arasında kalmaktalar, kullandıkları araba misali mümkün olduğunca usta manevralar yapmaya çalışsalar da bir şekilde duvara toslamaktalar.
Türk toplumunun bu genel sorununda bir yanda seçtiğiniz, söz verdiğiniz, güvendiğiniz, inandığınız ve aynı yola çıktığınız eşiniz, diğer yandan da seçmediğiniz, koşulsuz kabul ettiğiniz, borçlu olduğunuz, minnettar olduğunuz, dünyada sizi karşılıksız en çok seven kişi olan anneniz var.
Bir erkek olarak ne yapmak gerek? Kaçmak mı, vurdumduymaz olmak mı, akışına bırakmak mı, tek tarafı tercih etmek mi, yoksa her iki tarafa maymunu mu oynamak veyahut sabretmek mi, yükün tümünü omuzlamak mı?
Aslında belki de her ikisinin de gönlünü alabilmek için direksiyona hakim olmak mı?
Bu durum şahsımla alakalı olmamakla birlikte toplumda bir çok erkeğin yaşadığı ve benim de gözlemlediğim bir problem.
Düşüncelerinizi merak ediyorum sayın hocam; belki de paylaşımda bulunursanız aslında yorumları da merak ediyorum. Saygılarımla.
***
Evet, okudunuz. Öneriniz ne?
Emek ve zamanınız için teşekkür ederim. Sizlerden gelen yanıtları ilgiyle bekliyorum. Sizin yazdıklarınızı okuduktan sonra bir canlı yayında bu konuyu ele almak istiyorum.
İlginiz için teşekkür ederim.
Evlilik; kendini anlamak, eşini anlamak, problemlere çözüm üretmek, farklılıkları kabul edebilmektir. Öncelikli olarak evliliği düşünen kişiler olgunlaşmış olmalı, kendi kararlarını kendi verebilmeli, çıkacakları yeni yolda ailesinden kopup bireyselleşmeli ve sorumluluklarını yerine getirebilmelidir. Bunları başaramayan kişi, hayatın ve evliliğin zorluklarıyla baş edemeyecek düzeyde olmaktadır ve bu yüzden kişilerde evlilik korkusu yaşanmaktadır. Evlilik korkusunun temelinde yatan sebep ise gerçek hayatın sorumluluğunu alma korkusudur. Bazı bireylerdeki korku ise kendi ailelerinden gördükleri olumsuz evlilik yaşantılarından kaynaklanmaktadır.
Erkek ve kadınlarda evlilik korkusu, belirli bir yaş dönemi geldiğinde birey, aile ve çevre baskısı görmeye başladığında ortaya çıkar. Erkek ve kadınlar evlilik stresini farklı şekilde yaşamaktadır. Erkekte ‘Eşime ve çocuklarıma bakabilecek miyim? Onların isteklerini gerçekleştirebilecek miyim? Onlar için iyi bir eş ve iyi bir baba olabilir miyim?’ gibi sorularla stres faktörü ortaya çıkar ve erkek evlenmekten korkar. Kadınlarda ise ‘Baba evinde gördüğüm muameleyi eşimin evinde görür müyüm? Şiddete maruz kalır mıyım? Eşim beni aldatır mı? Eşimin annesi ile geçinebilir miyim?’ gibi sorular stres yaratmaktadır.
Eşler arasında, özellikle de kadınlarda evlilikte ilk gece korkusu hakimdir. Aynı zamanda cinsel sorunlar ve kaygılar evliliğin önüne bir engel olarak çıkmaktadır. Kendini hazır hissetmeme ve eksik görme, eşini tatmin edememe gibi birçok cinsel endişenin ortaya çıkması da bireyleri evlilikten uzaklaştırmaktadır. Evlilikten kaçmak isteyen birçok kişi de cinsel korkuları bahane etmektedir. Cinsel kaygılar psikolojik olduğu için bu konuda profesyonel yardım alınabilir.
Evlilik yoluna adım atan eşlerin evlilik öncesi yaşayacakları sorunları, kendileri çözmeleri de önemlidir. Bireyler iletişim kurmada sorun yaşıyorsa öncelikle yapmaları gereken şey, birbirilerinin iletişim dilini öğrenmeleri ve empati kurabilmeleridir. İyi bir iletişim dili, sorunların çözülmesinde büyük etkendir. Eşinin güvenini, desteğini her zaman arkasında hisseden bireyler kendilerini daha güvende ve huzurlu hisseder.
Eşler birbirilerini incitmemeye, kırmamaya özen göstermeli, birbirilerine saygı göstermeli ve fikirlerine önem vermelidirler. Evlilikte birey olabilmek hem kişinin ruh sağlığı hem de eşlerin ilişkileri açısından önemlidir.
Test
Genel Kültür Testleri
Bu Akraba İlişkileri Testine Göre Ne Kadar Zekisin?
Akrabalarımla aram çok iyi, zekâma da güveniyorum diyorsan bu test tam sana göre. Bakalım kuzen, bacanak, baldız , kayınço gibi aile bireylerine ne kadar hakimsin? Hodri meydan!
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda