Kan şekeri düşüklüğü (hipoglisemi), kan şekeri seviyesinin 50 mg/dL seviyesinin altında olmasıdır. Normal koşullarda vücut üç dört gün boyunca aç kalsa bile şeker seviyesinin aşağıya inmesine engel olur ve 60’ın sınırlarında kalır. Buna rağmen seviye giderek düşüyorsa bu hayati bir durum olduğunu işaret eder. Kalp ve beyin gibi organların doğru şekilde çalışması için şeker büyük öneme sahiptir. Şekerde yaşanan ani düşmeler bu organların zarar görmesine sebep olabilir.
Eğer şeker hastası bir kişi şeker düşürücü haplarla ya da insülin ile tedavi ediliyorsa bunlarda şeker seviyesinin 70’in altına inmesi de hipoglisemi olarak isimlendirilecektir. Bu durumda belirtiler daha rahat fark edilebilir. Yaşanan belirtiler kendi içerisinde hafif ve ağır olarak ikiye ayrılmakta olup şeker hastalarında ilk etapta genellikle hafif belirtiler görülmektedir.
Kan Şekeri Düşüklüğü (Hipoglisemi) belirtileri hafif, orta ve ağır dereceli olarak incelenebilir. Hafif belirtiler soğuk terleme, halsizlik ve göz kararmasıdır. Bu şikayetleri olan kişiler şeker tüketerek hipoglisemi durumunu normale çevirebilir. Orta dereceli hipoglisemi belirtileri hareketlerde yavaşlama, yoğun şekilde soğuk soğuk terleme, bilinç bulanıklığı, göz kararması, konuşma bozukluğu ve ileri derecede halsizliktir.
Eğer görülen belirtiler aşırı ve soğuk soğuk terleme, ileri derecede halsizlik, göz kararması, şuur bulanıklığı, konuşma bozukluğu, kişide koma ve hareketlerde yavaşlama şeklindeyse bu durumda hipoglisemi ağır seviye olarak tabir edilir. Ağır hallerde kişinin kendi kendine müdahalesi uygun olmayacaktır. Mutlaka hekim tarafından tıbbi bir müdahale yapılmalıdır.
Kan Şekeri Düşüklüğü (Hipoglisemi) sebepleri oldukça geniştir. Buna göre;
Kan Şekeri Düşüklüğü (Hipoglisemi) tanısı koyabilmek için şikayeti olan kişilere oral glikoz tolerans testi ile açlık kan şekeri ölçümü yapılır. Açlık kan şekeri ölçümünde hastadan bir damla kan alınır ve bu özel teknolojik şeker ölçüm cihazında kullanılarak değer otomatik olarak hesaplanır. Eğer ölçülen değer mg/dL seviyesinin üstündeyse bu durumda diğer testler incelenir. Açıklık kan şekeri seviyesi mg/dL ise hipoglisemi, mg/dl ise normal, mg/dl ise gizli şeker ve mg/dl ise diyabet olarak ifade edilir. Tokluk kan şekeri seviyesine bakıldığında ise mg/dl normal, mg/dl gizli şeker, mg/dl ise diyabet şeklinde yorumlanır. Oral glikoz tolerans testi için ise gözetim altında olan hastalara glikoz verilir ve daha sonra kan şekeri seviyelerinde meydana gelen değişmeler kontrol edilir.
Kan Şekeri Düşüklüğü (Hipoglisemi) tedavisi hastalığın seviyesine göre yapılır. Hafif dereceli hipoglisemi durumunda şeker seviyesi düşmesinin öğünlerden önce mi yoksa sonra mı olmasına bakılır. Eğer ana ya da ara öğünlerden 15 ile 30 dakika öncesinde meydana gelmişse hemen yemek yenilmelidir. Öğün sonrası hipoglisemi halinde ise bir çay bardağı limonata ya da meyve suyu içilebilir. Orta dereceli hipoglisemi tedavisinde ılık suda eritilmiş bir ya da iki tatlı kaşığı şeker, iki ya da üç glikoz tableti, dört ya da beş tane kesme şeker alınabilir. Ayrıca bir büyük çay bardağı meyve suyu, şeker, bir bardak süt, bir büyük çay bardağı şekerli kola da işe yarayacaktır.
Ağır derecede kan şekeri düşüklüğü tedavisi için ise eğer ağızdan alınamayacak şekilde bilinç kaybı varsa glikoz, paranteral, glukan enjeksiyonu uygulanmaktadır. Bu enjeksiyon adeleye, cilt altına ya da damar içine verilmelidir. Tedaviler mutlaka hekim tarafından yapılmalıdır. Aksi takdirde daha ciddi problemler meydana gelebilir. Ayrıca hipoglisemi hastaları mutlaka yanında glikoz tableti ya da bulundurmasıdır. Böylece yaşanabilecek ani kan şekeri düşüklüğü kısa süre içerisinde normale dönebilecektir. Alkol tüketimi hipoglisemiyi yoğun şekilde tetiklediğinden bundan da uzak durulmalıdır.
Kan şekeri düşüklüğüne genelde neden olan etkenler çeşitli hormonal bozukluklar ve beslenme sorunlarıdır. Bu sorun bütünsel sağlık açısından özellikle önemlidir. Beynimizin neredeyse tek yakıtı gıda ve içeceklerde bulunan glikozdur. Bu nedenle özellikle beyinsel fonksiyonlarımızın sağlıklı bir şekilde yürümesi için kan şekerimizin belli bir seviyede tutulması gerekir.
Aç kaldığınızda aşırı sinirlilik, tahammülsüzlük, sıkıntı hissi, terleme, baş dönmesi, çarpıntı, fenalık hissi, iç çekilmesi, yemek sonrası uyku ve tatlıya aşırı düşkünlük kan şekeri düşüklüğünde en sık görülen belirtiler olmakla beraber; bunların yanı sıra halsizlik, uzun süreli yorgunluk, mutsuzluk, kilo kontrolünde güçlük yaşanması, sık acıkma gibi şikayetlerde kan şekeri düşüklüğünde görülen diğer belirtilerdir.
Kan şekeri düşüklüğü hafif, orta ve şiddetli derecelerde olabilir.
Hafif derecedeki kan şekeri düşüklüğünde terleme olur. Terleme genelde boynun arka kısmında ve saç diplerinde görülebilir. Ayrıca sinirlilik, titreme, güçsüzlük, aşırı açlık, mide bulantısı, baş ağrısı, baş dönmesi, bulanık görme, endişeli hissetme ve kalp atım hızında artış gibi belirtiler görülebilmektedir. Bu semptomlar şeker içeren yiyecekler yendikten sonra iyileşir. Bu döngü böyle devam eder.
Orta derecedeki kan şekeri düşüklüğünde biraz daha ciddi durumlar ortaya çıkabilmektedir. Olaylara konsantre olamama, kafa karışıklığı, asabiyet, karmaşık konuşma, yerinde duramama ve ağlama, çabuk kızma gibi kişilik değişiklikleri olabilmektedir.
Kan şekerinin şiddetli derecede seyrettiği durumlarda ise genelde bilinç kaybı, inme, nöbet ve en kötüsü ölüm gibi vakalar ortaya çıkabilmektedir.