şekerin yüksek olduğu nasıl anlaşılır / One moment, please...

Şekerin Yüksek Olduğu Nasıl Anlaşılır

şekerin yüksek olduğu nasıl anlaşılır

Şeker hastalığı, temelde kan şekeri ile bu şekerin hücrelerde kullanılmasını  sağlayan insülin hormonu arasındaki dengesizlik sonucu ortaya çıkar. Hastalık sonucu şeker hücrelerde olması gerektiği gibi kullanılamadığı için kan şekeri serbest halde kanda dolaşmaya başlar. Zamanla vücuttaki dolaşım ağı ile damarların gittiği her yere ve damarların kendisine hasar verir. Damarları ve organları tahrip ettiği için hastalık uzun vadede ölümcül olabilmektedir. Diyabet hastalığı sinsi bir hastalıktır ve genelde vücuda yerleştikten sonra fark edilir.  Aşağıdaki belirtilerden biri ya da birkaçı farkedildiğinde mutlaka bir doktora başvurulmalıdır.

Şeker Hastalığı Belirtileri Nelerdir ve Neden Görünür?

  • İdrar Sıklığı:İnsülin yeterli ölçüde salgılanmadığında veya kan hücreleri insüline karşı direnç gösterdiğinde, kandaki şeker hücrelerde kullanılamaz. Gereğinden fazla şekerin damarlarda bu şekilde serbest dolaşması normal bir durum olmadığı için böbrekler kandaki şekeri temizleyebilmek için daha hızlı çalışacaktır. Bu yüzden, diyabet hastalarında idrar sıklığı ve idrar kaçırma gibi belirtiler oldukça sık görülür.
  • Aşırı susama:İnsülin hormonları çalışmadığında, kan şekerinin atılması için yapılan aktiviteler su ihtiyacı doğurur. Vücudun sürekli olarak kendini yenilemesi gerekir ve bu ciddi bir sıvı kaybı yaratır. Özellikle idrar çıkarmadan sonra aşırı susama görülmesi normaldir.
  • Ani Kilo Kaybı:Diyabet, aşırı kilolara bağlı olarak gelişebilen bir hastalıktır. Sürekli idrar çıkarıldığında bununla oranlı olarak kilo kaybı gerçekleşebilir. Ancak bunun sağlıklı bir kilo kaybı olmadığını belirtmekte fayda var. Kan şekerleri kontrolsüz bir biçimde yükseldiğinde, vücutta biriken yağların erimesi de imkansız hale gelecektir. Bu durumda kilo kaybı, kas yıkımıyla olur. Şeker hastalarında göbek bölgesindeki yağların erimeyip kasların zayıfladığı ve buna bağlı olarak kilo verildiği sıklıkla görülmektedir.
  • Yoğun Açlık Hissi:Kas yıkımı, idrar sıklığı ve keton cisimciklerinin salınımı açlık hissine yol açar. Ani kilo ve enerji kayıplarından sonra vücut bunu telafi etmek isteyecektir. Şeker enerji ihtiyacını karşılar fakat hücreleri giremediği sürece bu gerçekleşemez. Dolayısıyla bu durum metabolizmanın sürekli bir gıda ihtiyacı hissetmesine neden olur. Bu durumda açlık hissinin görülmesi oldukça normaldir. Diyabet hastalarında ani açlık krizleri ve kontrol edilemeyen bir tatlı isteği görülebilir. Vücut sürekli enerji kaybettiği için, yoğun bir biçimde yemek yenildiği halde doygunluk hissedilmeyebilir.
  • Bulanık Görme:Belirtildiği gibi, glukoz seviyesi yükseldiğinde vücutta su kaybı gerçekleşir. Göz merceği de su kaybının gerçekleştiği bölgelerden biridir. Dolayısıyla, bulanık görme, diyabet hastalığının en yaygın belirtileri arasındadır. Bu hastalığa sahip kişilerde, bakılan objelere odaklanmak zorlaşabilir. Hatta hastalığın ilerleyen safhalarında geçici ya da kalıcı görme kayıpları da olabilmektedir.
  • Enfeksiyon Eğilimi:Şeker hastalığından sonra vücudun çeşitli yerlerinde enfeksiyonlar görülebilir ve mevcut enfeksiyonlar daha çok büyüyebilir. Bunun en büyük sebebi, cildin kendini yenileyememesidir. Diyabet hastalarında yaraların iyileşmesi zorlaştığı için enfeksiyon sıklıkla görülmektedir. Özellikle böbrek iltihabı hastalığının tedavisi diyabet ile birlikte daha çok zorlaşmaktadır.
  • Cilt Problemleri:Diyabet sürecinde enfeksiyonun artması, hücrelerdeki suyun tüketilmesi ve vücudun yenilenmesinin zorlaşması, deri hastalıklarına sebep olabilir. Deride mantar enfeksiyonuna bağlı olarak kaşınmalar görülebilir. Ayrıca ciltte açılan yaraların kapanması da zorlaşır. Cilt kuruluğu da diyabete bağlı olarak sıklıkla görülmektedir. Bu süreçte deride oluşan küçük bir yara bile, enfeksiyon riski sebebiyle çözülmesi zor bir hale gelebilir. Diyabetin getirdiği cilt problemleri özellikle ayaklarda görülmektedir.
  • Adet Sorunları:Diyabet, kadınlarda adet gecikmesine sebep olabilir. Özellikle Tip 2 diyabet, insülin direnci sebebiyle adet düzensizliklerine sebebiyet verebilmektedir. Bu süreçte adet gecikmesi veya sıklığı görülebilir.
  • Yorgunluk ve Halsizlik:İnsülin hormonları dengeli bir biçimde salgılanmadığında, vücut kandaki şekeri atmak için ciddi bir çaba harcayacaktır. Bu durumda yorgunluk ve halsizlik görülmesi normaldir. Vücut hücrelerdeki suyu sürekli harcadığı ve yoğun bir aktivite içinde olduğu için, yorgunluk şeker hastalığının birincil belirtileri arasında kabul edilir. Bu yorgunluklar zaman zaman baygınlıkla sonuçlanabilir.
  • Depresyon:Depresyon, psikiyatrik bir rahatsızlık olmakla birlikte, vücudun hormonal dengesine bağlıdır. Sürekli ve sebepsiz bir depresyon hali, şeker hastalığının belirtisi olabilir.
  • Stres:Vücudun hormonal dengesi bozulduğunda stres kaçınılmaz hale gelebilir. Ani öfke nöbetleri, şeker hastalığının en bariz belirtileri arasındadır. Eğer öfke nöbetlerini baş dönmesi, mide bulantısı gibi belirtiler takip ediyorsa, şeker hastalığı riski yüksektir.

Şeker Hastalığı Belirtileri Görüldüğünde Ne Yapılmalı?

Yukarıdaki belirtilerin birinin ya da birkaçının görülmesi, her zaman şeker hastalığının işareti olmayabilir. Bu belirtiler, rutin olarak veya başka hastalıkların belirtisi olarak da görülebilmektedir. Ancak bu konuda risk almamak gerekir. Eğer söz konusu belirtiler yoğun ve sık olarak görülüyorsa, mutlaka bir doktora başvurulmalıdır. Şeker hastalığı ne kadar erken tanılanırsa, tedavi o kadar kolaylaşacaktır.

Gizli Şeker Nedir ve Belirtileri Nelerdir?

Şeker hastalığı, bazı durumlarda kendini bariz belirtiler ile göstermeyebilir. Diyabetin ilk aşaması, birçok doktor tarafından gizli şeker olarak tanımlanır. Bu aşamada, yukarıdaki belirtiler belirgin bir biçimde görülmez. Ancak hastalığı bu aşamada tanımlayarak önlem almak tedaviyi kolaylaştıracak, hatta diyabetin gelişmesini ve vücuda yayılmasını önleyecektir. Aşağıdaki maddeler, gizli şekerin belirtileri olarak kabul edilmektedir.

  • Aşırı Kilo Alma veya Zayıflama: Beslenme ve egzersiz düzeninde bir değişiklik olmadığı halde, aşırı kilo alma veya zayıflama gerçekleşiyorsa bu durum gizli şekerin belirtisi olabilir.
  • Sürekli Tatlı Yeme İsteği: Tatlı olarak tanımlanan gıdaların bağımlılık yapma riski yüksektir. Ancak ani ve kontrol edilemeyen tatlı krizleri, şeker hastalığının belirtisi olarak kabul edilmektedir.
  • Sürekli Terleme: Baş bölgesinde görülen terlemeler, sıcaklıktan bağımsız bir biçimde artıyorsa gizli şeker şüphesi yüksektir. Diyabetin ilk evresindeki kişilerde gece terlemeleri de sıklıkla görülmektedir.
  • Psikolojik Dengesizlik: Hormon salınımındaki değişiklik, ruhsal dengesizliğe sebep olabilir. Ani öfke nöbetleri, ağlama krizleri, aşırı iyimser ve kötümser tepkiler diyabetin belirtisi olarak kabul edilebilir.

Uyku düzensizliği: Diyabetin ilk evresinde vücut sürekli bir aktivite halinde olacağı için, yorgunluk ve uyku düzensizliği normaldir. Yeterince uyunduğu halde, uyanma zorluğu görülüyorsa diyabet riski yüksektir.

Benzer Yazılar

Gizli Şeker Belirtileri - Gizli Şeker Nedir & Nasıl Tedavi Edilir?

Kandaki glikoz oranının belirli bir düzeyin üzerinde olması diyabetin (şeker hastalığının) habercisidir. Diyabetin öncesinde ise pre-diyabet olarak adlandırılan gizli şeker rahatsızlığı görülür. Gizli şeker hastalığı, Türkiye’de ve tüm dünyada sık görülen ve ilerleyen dönemde diyabete neden olabilen bir sağlık sorunudur. Ülkemizde her 3 kişiden birinde gizli şeker görüldüğünden, gizli şekerin nasıl anlaşılabileceği ve vücuda ne gibi zararlar verdiğini merak edilen konular arasında yer alır.

Gizli Şeker Nedir?

Hareketsiz (sedanter) yaşam tarzı ve zararlı beslenme alışkanlıkları çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Son yıllarda bu alışkanlıkların artması sonucunda ülkemizde en sık görülen hastalığın diyabet olduğu söylenebilir. Diyabet birdenbire ortaya çıkan ve ilerleyen bir hastalık değildir. Hastalığın erken döneminde vücutta çeşitli sorunlar görülür ve bunun sonucunda glikoz seviyesi olması gereken seviyenin üstüne çıkar.

Ancak, bazı durumlarda, yapılan kan şekeri ölçümündeki değerler şeker hastalığı teşhisi konulacak kadar yüksek olmayabilir. Bu gibi durumlarda, hastaya gizli şeker tanısı konur. Diyabet öncesi anlamına gelen pre-diyabet terimi halk arasında gizli şeker hastalığı olarak adlandırılır.

Gizli şeker, ilerleyen evrelerinde diyabetle sonuçlanan, ilk dönemlerinde ciddi bulgular göstermeyen ve erken fark edildiğinde tedavisi mümkün olan bir hastalıktır.

Hamilelikte Gizli Şeker

Hamilelikle birlikte progesteron, östrojen gibi bazı hormonlar değişime uğrar. Bu durum da insülin direncinin gelişmesine neden olabilir. Hormonal sebeplerden ortaya çıkan yüksek glikoz gebelikten önce oluşmaz ve gebelikle birlikte görülür. Bu rahatsızlık, gestasyonel diyabet (gebelik diyabeti) olarak adlandırılır.

Hamilelikte görülen gizli şeker ise diğer hastalarda ortaya çıkan belirtilerle benzerlik gösterir. Hastalığın takibi ve tedavisi yapılmadığı durumlarda, bu durum anne ve bebek açısından çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, hamilelik boyunca annenin gizli şeker değerlerinin takip edilerek kontrol altında tutulması büyük önem taşır.

Hamilelikte gizli şekerin anlaşılabilmesi için anne adaylarına bir test yapılır. Gizli şeker testi için 50 gramlık glikozlu su aç karnına anne adaylarına içirilir ve 1 saat sonra kandaki glikoz değerlerine bakılır. Anne adayına gizli şeker teşhisi konulması durumunda, hastalığın tedavisi için anne adayına uygun bir beslenme programın çıkartılması gerekir. Bazı durumlarda ise hastaya ilaç tedavisi başlanması gerekebilir.

Gizli Şeker Hastaları Nasıl Beslenmeli?

Gizli şekerde en iyi sonuç veren tedavi yönteminin hastanın mutlaka uyması gereken beslenme programı olduğu söylenebilir. Gizli şeker hastaları için oluşturulacak diyet listesinin zayıflamak için başvurulan diyet listelerinden farklı olduğu unutulmamalıdır. Gizli şeker diyeti, hastalığın tedavisine yönelik oluşturulan ve glikoz seviyesini belli bir düzeyde tutmayı amaçlayan bir yöntemdir.

Pre-diyabet tanısı konulmuş hastada ilerleyen dönemde diyabet görülebilir. Ancak, gizli şeker, tedavisi mümkün olan bir hastalık olduğundan, zamanında müdahaleyle pre-diyabetin diyabete dönüşme riski azaltılabilir veya ortadan kaldırılabilir.

Gizli şeker beslenme ile doğrudan ilişkili olan bir sağlık sorunudur. Uzman bir diyetisyenden yardım alınarak kişiye özel bir beslenme programı oluşturulması hastalığın tedavisi için büyük önem taşır. Gizli şeker diyetinde öncelikli hedef vücut ağırlığının %5 ila %10 arasında azaltılmasıdır. Bu nedenle, hastaların insülin direncine sebep olacak beyaz un gibi basit karbonhidratlardan ve şekerden uzak durması tavsiye edilir.

Hastaların beslenme programında, tahıl ve baklagiller gibi yavaş sindirilen ve tokluk hissi veren besinlere öncelik verilmelidir. Ayrıca, kolesterol oluşumuna sebep olabilecek yağlı yiyeceklerden de uzak durulmalıdır.

Gizli şekeri olan kişiler sık sık acıkabildiği için öğünler arası kısa tutulmalıdır. 3 ana öğün çerçevesinde oluşturulan beslenme programı ara öğünlerle desteklenmelidir.

Çok fazla şekerli gıda ve tatlı tüketen pre-diyabet hastalarının bu gıdalardan mümkün olduğunca uzak durması gerekir. Yapılan araştırmalara göre, pre-diyabet döneminde egzersizle birlikte çok yönlü diyet tedavisi alan kişilerin iyileşme oranının oldukça yüksek olduğu görülmüştür.

Diyetle birlikte kişinin düzenli egzersiz yapması sağlanmalı ve buna uygun bir spor programı oluşturulmalıdır. Günde en az yarım saat yapılacak düzenli egzersizle gizli şekerin neden olduğu olumsuz durumların önüne geçilebilir.

Gizli Şeker Zararları

Çoğu zaman ciddi belirtiler göstermeyen gizli şeker, ilerleyen dönemlerde şeker hastalığına dönüşebileceği için bazı zararları da beraberinde getirir. Bunun sebebi ise birçok hastalığın diyabet kaynaklı olmasıdır. Örnek vermek gerekirse, gizli şeker, göz hastalıklarına, böbrek ve pankreas problemlerine ve çeşitli kalp damar rahatsızlıklarına yol açabilir. Organ yetmezliğine kadar gidebilen bu olumsuzlukların önüne geçmek için pre-diyabet döneminde erken tanı konulması ve vakit kaybedilmeden buna uygun bir tedavi planının oluşturulması büyük önem taşır.

Gizli Şeker Nasıl Ölçülür?

Genetik olarak ailesinde şeker hastalığı bulunan kişiler, kilolu bireyler, kolesterol hastaları ve 4 kilonun üzerinde doğum yapan kadınlar pre-diyabet için risk grubunu oluştururlar. Risk grubunda yer alan kişilere 3 yılda bir uzman bir doktora başvurarak gizli şeker testi yaptırmaları tavsiye edilir. Özellikle orta yaşın üzerindeki kilolu kişilerin düzenli muayene ve kontrolleri ihmal etmemesi gerekir.

Gizli şeker, hastaya yapılan kan tetkikleriyle ölçülebilir. Bu kan testlerinde aşağıdaki değerlere bakılır:

•8 saat aç kalınarak ölçülen açlık kan şekeri

•Şeker yüklemesi sonrasında ölçülen tokluk kan şekeri

•3 aylık kan şekeri düzeyinin ortalamasını veren HbA1c

Rutin kan tetkiklerinde gizli şeker tanısı koymak biraz zor olabilir. Bu nedenle, hastanın durumuna bağlı olarak yukarıda sıralanan kan testlerinden hangisinin uygun olacağı belirlenmelidir.

Gizli Şeker Kaç Olmalı?

Gizli şekeri tespit edebilmek için açlık/tokluk kan şekeri ve hemoglobin HbA1c şeker testi yapılır. Yapılan testler sonucunda ortaya çıkan değerler sonucunda hastanın durumu belirlenebilir.

•Sağlıklı kişilerde açlık kan şekeri değeri 70-100 mg/dl arası, tokluk kan şekeri değeri 140 mg/dl’nin altı ve 3 aylık kan şekeri oranı olan HbA1c değeri ise 5,5’in altında olmalıdır.

•Gizli şekeri olan hastalarda ise açlık kan şekeri değeri 100-124 mg/dl, tokluk kan şekeri değeri 140-199 mg/dl ve hemoglobin HbA1c değeri 5,5-6,4 aralığındadır.

•Diyabet hastalarında açlık kan şekeri değeri 125 mg/dl’nin, tokluk kan şekeri 200 mg/dl’nin ve hemoglobin değeri 6,5 mg/dl’nin üzerindedir.

Gizli Şeker Belirtileri

İlerleyen evrelerinde diyabete neden olan gizli şeker hastalığının, diyabet gibi belirgin bulgu ve kendine özgü ayırt edici belirtileri yoktur. Hastalığın ileri evrelerinde gizli şeker belirtileri görüldüğü söylenebilir. Gizli şeker genellikle belirti göstermeden ortaya çıktığından, tanısı zordur. Çoğunlukla başka bir hastalık için doktora başvurulduğunda yapılan kan tetkikleriyle fark edilir. Bazı hastalarda diyabet belirtileri görülebilir, ancak bu belirtiler diyabete göre daha hafif seyreder. Gizli şeker hastalığı belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

•Sürekli olarak su içme ihtiyacı

•Çok sık idrara çıkma

•Ataklar şeklinde gelen tatlı yeme isteği

•Yoğun açlık hissi

•Fazla kilo alma

Uykuya dalamama, uykunun bölünmesi

•Gün içinde kendini halsiz ve yorgun hissetme

Gizli şeker teşhisi konulan hastalar, sağlıklı beslenerek ve düzenli spor yaparak ilerleyen dönemlerde hastalığın diyabete dönüşmesini engelleyebilirler. Kişinin yaşam tarzında yapacağı değişiklikler gizli şeker tedavisinin ilk adımını oluşturur.

Gizli Şeker Tedavisi

Gizli şekerin tedavi edildiği durumlarda, hastalığın diyabete dönüşme riskinin ortadan kalkacağı söylenebilir. Pre-diyabet tedavisinde genel anlamda hastanın yaşam tarzında yapacağı değişiklikler ve ihtiyaç duyulan durumlarda ilaç tedavisi büyük önem taşır.

Tedavide temel olarak insülin direncinin azaltılması hedeflenir. Beslenmeye dikkat ederek, fazla kilolardan kurtularak ve düzenli spor yaparak insülin hormonu kontrol altında tutulabilir. Aynı zamanda, gerekli görüldüğü durumlarda ilaç tedavisine başlanabilir. İnsülin hormonunu dengelemek için kullanılan en yaygın ilaç metformin adı verilen ilaçtır. Gizli şekerin tedavi edilmesi ve kontrol altına alınması şeker hastalığının yaratacağı ciddi sağlık sorunlarının önüne geçilmesine katkıda bulunur.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır