İnanın fotoğraflara bakınca bile ağzım sulanıyor. O kadar severim ekşimikli biberi. Bizim ailede en çok pişen yemekler listesinin 1 numarasıdır kendisi. Yaz mevsiminde her sabah yapılır kahvaltıya. O da yetmez bazen öğle yemeklerine de yapılır. Eşimi de yavaş yavaş alıştırdım evlendikten sonra. Sahurlarımızda bize en sık eşlik eden yemek bu oldu sanırım bu yıl. Bu arada bir yemek nasıl bu kadar sevilebilir diye merak edenlere ufak bir açıklama yapayım; biz bunu annemlerde bahçemizden topladığımız taze biberler ve annemim elleriyle yaptığı taze ekşimikle yapardık. Daha fazla bir şey söylememe gerek yok sanırım.
Benim bahçeden biber toplamam mümkün olmasa da ekşimik tarifimle kendi ekşimiğimi kendim yapıyorum ben de. Markette satılan ekşimik yerine kullanabileceğim lor peynirlerinin hiç tadının olmadığı göz önünde bulundurulduğunda bunun da yarattığı fark hissedilir oluyor.
Ramazan boyunca çok sık yedik dedim ya, hafta sonu Beypazarı'na giderken yolda durup Ayaş'tan (sebze konusunda Ankara'nın ana arz noktasıdır) taptaze biberler aldık, daha doğrusu kendimiz topladık. gün önce bu biberleri kullanarak yaptım ekşimikli biberi. Tadı kesinlikle tamamen değişmişti. O biberin kavrulurken yayılan kokusu bile daha mis gibi kokuyor.
Bu kadar laf kalabalığı yaptım ama demeye çalıştığım bu yemeğin en güzeli, en lezzetlisi taze ve "gerçek" malzemelerle olur. Muhakkak ki her yemek öyledir. Ama bunda baharat kullanılmadığı ve 2 ana malzemenin lezzet ve kokusunun kombinasyonundan oluştuğu için malzemelerin kalitesinin önemi daha da artıyor.
Afiyetle kalın
Porsiyon : 4 kişilik
Ölçü Rehberi için tıklayın
Binlerce Tarifi Ücretsiz Cebine İndir
Afiyet olsun
Click here to see the recipe in English
Biberleri yemeklik kesip tuzla karıştırıyoruz.
Annemin anlatmasına göre ovalar gibi yapıyoruz ama ovalamıyoruz :) Sonrasında süzgece alıyoruz, iyice kurumasını bekliyoruz.
Ekşimikle ve ezilmiş beyaz peynirle karıştırdığımız biberleri kavanoza dolduruyoruz.
bastırarak doldurup kapakları açık olarak bir tepsi içinde buzdolabında biraz bekletiyoruz.
Annem çökelek suyunu salar o yüzden kapatma ki taşmasın dedi.
Sonrasında eğer suyunu salarsa temizliyoruz ve kapaklarını sıkı sıkı kapatıyoruz.
Kapakları kapatırken en üste kalan suyunu çeksin diye katlanmış kağıt havlu koyabiliriz.
Sütlü biber turşusu Kırklareli mutfağının vazgeçilmez lezzetleri arasındadır. Kışlık olarak hazırlanan sütlü biber yapımı kolay, farklı uygulamasıyla ve alışıldığın dışında tadıyla dikkat çeken bir turşu uygulamasıdır. Beraberinde kombine edildiği yemekler düşünüldüğünde, sütlü biberi sunumuyla bir Rumeli mezesi olarak da kategorize etmek mümkündür. Mübadeler sırasında Trakyaya iskan ettirilen eski göçmenlerce Trakya mutfağına taşınmış bu turşu, özellikle Bulgaristandan gelen Pomak kökenli yaşlılarca günümüze aktarılmıştır.
Kırklareli de sütlü biber diye isimlendirilen bu tarif, Edirne mutfağında zengin bir isimlendirme ile karşımıza dikilir. Genel olarak katık yahut akça katık ismiyle bilinir. Edirnenin Yenikadın köyü gibi bazı sınır köylerinde ise Hatça katığı ismiyle; Meriç ilçesinde uynuk, Uzunköprüye bağlı Dereköyde ise kaşarak adıyla dillendirilir. Balkanların daha iç kesimlerinden; Arnavutluk, Bosna-Hersek,Makedonya gibi yörelerinden gelen göçmenler mayalarken peynir yerine kaymak kullanırlar ve o zaman soka ismiyle benzer bir tarife imza atarlar.
Süt ürünlerinin kalitesi ve mandıracılığın Trakyanın çok yerinde senelerdir yapılıyor olması da bu lezzetin günümüze gelmesinde etkilidir.
Kırklarelinden derlediğimiz haliyle; Pınarhisarın İslambeyli Köyünden Hatice ŞENGÖZ ( ) tarafından kızlarına aktarılmış bu tarif, onun da kendi annesinden aldığı bir miras olarak sayfalarımızda yer ediyor.
Malzemeler :
Not : Burada verilen ölçü ile 5 adet bir litrelik ve bir de yarım litrelik kavanoz doldurmak mümkündür. Siz kışlık hazırlamak istediğiniz miktarı göz önüne alıp, litrelik kavanozlarınızın adedine göre diğer malzemeyi belirleyebilirsiniz.
Yapılışı :