eklem ağrılarına iyi gelen bitkisel ilaçlar / Diz Ağrısına Ne İyi Gelir? Evde 9 Çözüm - Nefis Yemek Tarifleri

Eklem Ağrılarına Iyi Gelen Bitkisel Ilaçlar

eklem ağrılarına iyi gelen bitkisel ilaçlar

Eklem Ağrısına Doğal Çözümler

Merhabalar Sevgili Okurlarım,

Bildiğiniz gibi geçen hafta sizlere ’Eklem Ağrısının Sebepleri ve Tedavisinde Kullanılan İlaçlar’dan söz etmiştim.

Bu hafta ise, ’’Eklem Ağrılarına Doğal Çözümler’’ önerilerimi sizler için 5 madde halinde detaylı olarak sıraladım.

İşte Doğal Çözümler Listemiz

1-Kök Hücre Tedavisi

Sadece rahatsızlığınızı kontrol etmekle kalmaz aynı zamanda hastalık bulgularını geri çevirebilir. Bel, boyun ağrısında, romatizmada, kireçlemede ve benzer eklem sorunlarında kullanılır. En önemli özelliği kolay uygulanabilen, yan etkisiz bir yöntem olmasıdır.

Sıklıkla 1-3 saat içinde tamamlanır.

Kemik iliği veya yağ dokudan alınan örnekler santrifüj cihazı ile ayrıştırılır. Elde edilen serum kök hücre ve büyüme faktörlerinden zengindir. Büyüme faktörleri daha fazla kök hücre çeker ve çoğalmayı uyarır. Kök hücre uygulaması sonrası yeni kıkırdak oluştuğu ve diğer dokuların iyileştiği çalışmalarla gösterilmiştir. Kök hücre tedavisi aynı zamanda organ yetmezlikleri, şeker hastalığı, Parkinson, MS, travmatik beyin zedelenmesi, omurilik yaralanması gibi birçok rahatsızlıkta da kullanılmaktadır.

2-Besinler ve Egzersiz

Hepinizin bildiği gibi bazı davranış alışkanlıklarını günlük yaşamımıza entegre etmek, fiziksel sağlığımıza pozitif yönde etki eder. Bu basit ve pratik önlemler bilimsel çalışmalarla desteklenmiştir.

Hekimler tarafından da sıkça önerilmektedir. Böylece sıkıntı veren eklem sorunlarıyla başa çıkılabilir.

Eklem ağrısı, sıklıkla bağ dokuların kronik iltihaba bağlı bozulmasıyla ortaya çıkar. Kronik iltihaptan kaçınmak amacıyla anti-inflamatuvar dediğimiz iltihap önleyici besinler tüketilmelidir. Almanız gereken bazı besinler;

Yeşil yapraklı sebzeler: Ispanak, lahana, karalahana, karnabahar

Kabuklu Besinler: Badem, ceviz önemli yağ asitleri içeren hücresel düzeyde inflamasyonla savaşan besinlerdendir.

Yağlı Balıklar: Somon, Orkinos, Sardalya, Ton balığı omega-3 yağ asitleri açısından zengindirler. Omega 3/Omega 6 dengesi inflamasyonda bozulur, bu nedenle Omega 3’ten zengin besinler inflamasyonla savaşır.

Taze Meyveler: Portakal, mandalina, çilek, böğürtlen gibi meyveler anti-oksidanlar açısından oldukça zengindirler. Bağ dokuların bozulmasını ve inflamasyonu önlerler.

Zeytin Yağı: İçerdiği fenolik bileşikler ile güçlü anti-inflamatuvar etkisi vardır.

Domates: Zarının hemen altında Likopen içerir. Güçlü bir anti-oksidandır ve kansere karşı etkileri kanıtlanmıştır.

Ayrıca inflamasyonu arttırıcı besinlerden kaçınmak gerekir. Örneğin rafta satılan, işlenmiş her türlü ürün çeşitli koruyucu ve ek maddeler içermeleri nedeniyle inflamasyona katkı sağlarlar.

Bunlar arasında;

•Asitli içecekler,

•Şeker,

•Fast food tarzı pizza, patates kızartmaları,

•Hamburger gibi hazır kırmızı etler,

•Margarin

•Gluten içeren unlu tahıl ürünleri (ekmek, makarna, pasta vb.) gibi bir çok ürün sayılabilir.

3-Doğal Destek Ürünleri

En fazla önerilen ürünler;

Glukozamin:

Aslında vücutta sentezlenen kimyasal bir üründür. Yaşla beraber sentezi azalır. Eklem kireçlemelerinde etkinliği olduğu bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir.

D Vitamini ve Kalsiyum:

Vitamin D bağırsaklardan kalsiyum emilimini düzenleyerek kalsiyum ve fosfor dengesine etki eder. Kalsiyum eksikliğinde eklem ve kas ağrıları görülür.

Potasyum ve Sodyum:

Potasyum kas kasılmalarında ve kalp fonksiyonunda önemli bir mineraldir. Potasyum ve sodyum vücutta ödemi düzenler, ağrı algısını etkiler. Baklagiller, sebze ve meyveler doğal kaynaklarıdır.

Omega 3 Yağ Asitleri:

Maalesef sentezleyemediğimiz bir yağ asididir. Hücresel düzeyde inflamasyona etki eder. Romatoid artrit ve eklem kireçlemesinde etkili olduğu yönünde çalışmalar vardır.

Proteolitik Enzimler:

Vücudumuzda biyolojik fonksiyonları düzenleyen 50.000 üzerinde enzim bulunur. Aynı zamanda bağışıklık ve inflamasyonda önemli rol oynarlar. Proteolitik enzimlerin ağrı kesicilerden daha etkili olduğu yönünde çalışmalar bulunmaktadır.

Bitkisel Ürünler:

Adaptojenik bitkiler yüzlerce yıldır tüm kültürlerde kullanılmaktadır. Fiziksel, zihinsel ve çevresel strese karşı dayanıklılığı arttıran ürünlerdir. Eklem ağrısına ve inflamasyona etki eden bitkisel takviyeler arasında; Zerdeçal, şeytan pençesi, ısırgan otu, meyan kökü, ashwaganda, kedi pençesi, bromelain, arnica, kırmızı biber, söğüt kabuğu sayılabilir.

Esansiyel Yağlar:

Nane ve okaliptüs yağı ekleme uygulandığında ağrı ve inflamasyon azalır. Doğrudan deriden emilerek etki ettiği yönünde çalışmalar vardır. Banyoda epsom tuzları ile birlikte kullanıldıklarında kaslar gevşer, ağrı ve inflamasyon azalır.

4-Kilo Verme

Fazla kilo, birçok sebeple ağrıya neden olur. Aşırı yağ dokusu kasları zorlar, eklemleri yıpratır. Metabolik olarak oksidasyon denilen hücre paslanma süreci hızlanır, vücudun stres yükü artar. Düşme riski ve buna bağlı sorunlar gelişebilir. Eğer kemik erimeniz varsa kırık ve sakatlanma olabilir. Aşırı kilo alımında beslenmenin etkisi %70, egzersizin etkisi %30’dur.

Ayrıca aşırı yağ, doğrudan insülin direnci ve tip 2 şeker hastalığı ile ilişkilidir. Olması gerekenden fazla şeker karamelleşerek damarlarda birikir ve damarları tıkar. Kalp, göz, böbrek, beyin gibi birçok organda hayati sorunlara neden olur.

Her ne kadar genetik yönü olsa da hayat tarzı değişiklikleriyle tip 2 şeker hastalığına yakalanmaktan kurtulabilirsiniz. Sağlıklı, dengeli ve metabolizmaya yönelik diyet ile egzersiz olmazsa olmazlardır.

Diyetinizi tamamen değiştiremiyorsanız öncelikli olarak inflamasyona neden olan gıdalardan kaçınabilirsiniz. Çay ve kahveden şekeri çıkararak başlayabilirsiniz. Uzun vade de iyileşmeye etki eden sebze ve meyveleri aşırı olmamak kaydıyla tüketebilirsiniz.

5-Yeterli Uyku

Diğer basit ve pratik yöntem uyumak. Yeterli uyku yaşa göre değişmekle birlikte 7-8 saattir. Aynı zamanda uyku bölünmemeli ve kaliteli olmalıdır. Uyku rahatsızlıklarında inflamasyonla ilişkili CRP ve IL6 seviyeleri yükselir, kalp rahatsızlığı riski artar. 9 saatten fazla uyku da benzer rahatsızlıklara neden olabilir.

Sonuç:

Doğal tedaviler eklem ağrısının çeşitli tiplerinde faydalıdır. Ancak eğer şikayetleriniz 1 haftadan uzun sürer ise mutlaka bir doktora başvurmalısınız. Rahatsızlığınıza çeşitli durumlar neden oluyor olabilir. Basit egzersizler, sağlıklı diyet ve stres kontrolünü öneriyorum. Dirençli ve kronik eklem ağrılarında ise kök hücre önerdiğim etkili ve güvenli bir tedavi yöntemdir.

Sağlıklı ve ağrısız günler sizinle olsun.

Sevgi ve Saygılarımla...

Uzm. Dr. Aşkın Nasırcılar

Sorularınız İçin : [email protected]

Telefon : 0532-055-07-84

Web Sitesi

Instagram

Facebook

Pek çok insan dizlerinde, ellerinde, omuzlarında veya çeşitli eklem bölgelerinde uzun süredir devam eden eklem ağrıları için çözüm aramaktadır. Özellikle kireçlenmenin neden olduğu bu ağrılar dünyada milyonlarca insanı etkiler. Ağrı kesiciler veya anti-inflamatuar ilaçlar eklem ağrısının giderilmesinde genellikle ilk tercih edilen yoldur. Bunun yanı sıra eklem ağrıları için iyi geldiği düşünülen onlarca besin takviyesi ve ürün bulunur. Eklem ağrısı için takviye ürünler sadece ağrıları gidermek için değil eklem sağlığını korumak, hastalıkları önlemek ve eklemleri güçlendirmek için zaman zaman sporcular dahil birçok insan tarafından tercih edilmektedir. Bunların bazıları vitaminler, bazıları ise vitamin dışı takviyeler ve bitkisel ilaçlardır. Günümüzde bu ürünlere ulaşım oldukça kolay hale gelmiş durumda. Ancak hangileri gerçekten işe yarıyor ve sağlığımız için doğru tercihler hangileri? Eklem sağlığını korumanın en önemli yolu bu soruların cevabını bilmek ve doktor önerisi olmadan eklem ağrısı için takviye ürünler kullanmamaktan geçiyor. 

Bu yazımızda, eklem ağrıları ve eklem sağlığı için yaygın olarak kullanılan bazı takviyelerden ve bunlarla ilgili araştırmalardan bahsedeceğiz.

Glukozamin ve kondroitin sülfat

Glukozamin ve kondroitin sülfat, eklem ağrıları, özellikle diz ağrısı olanlara önerilen en yaygın kombinasyon takviyelerinden biridir. Ağrı ve iltihaplanmanın en önemli nedenlerinden biri eklem bölgelerinde kemiklerin birbirine sürtünmeye başlaması ve kemik yüzeylerinin hasar görmesidir. Glukozamin, kemiklerin birbirine sürtünmesini engelleyen kıkırdağın doğal bir bileşenidir. Ayrıca, kireçlenmede meydana gelen kıkırdak bozulmasını önlemeye yardımcı olabilir. Glukozamin içeren ürünler genellikle karides, ıstakoz gibi kabuklu deniz hayvanlarının kabuklarından veya sebze kaynaklarından elde edilir. Vücutta üretilen glukozamin, kıkırdağın büyümesi, onarımı ve bakımı için doğal yapı taşları sağlar. Böylece glukozamin takviyesi kıkırdak bozulmasını yavaşlatabilir, osteoartrit (kireçlenme) ağrısını dindirerek eklem hareketliliğini iyileştirebilir.

Takviyelerde bulunan iki tür glukozamin vardır: glukozamin hidroklorür ve glukozamin sülfat.

Glukozamin sülfat, kıkırdak için birincil yapı taşı olarak işlev görür ve eklem kıkırdağının oluşumunu ve onarımını uyarır. Ağızdan alındığında, glukozamin sülfat kolaylıkla emilerek tüketimden dört saat sonra kıkırdağa ulaşabilir. Başka bir glukozamin formu olan glukozamin hidroklorür de besin takviyesi olarak bulunur, ancak kireçlenme tedavisinde glukozamin sülfattan daha az etkili olduğu düşünülmektedir. Yapılan bir çalışmada glukozamin hidroklorür içeren ürünlerin kireçlenmenin neden olduğu eklem ağrısını iyileştirmede çok etkili olmadığı bulunmuştur. Başka bir çalışmada, glukozamin sülfatın kireçlenme belirtilerini iyileştirdiği gösterilmiştir. Kesin sonuçlar olmasa da glukozamin sülfat içeriğinde bulunan sülfatın kıkırdağın güçlendirilmesinde rol oynadığı düşünülmektedir.

Glukozamin gibi kondroitin de kıkırdak ve kemikte bulunan insan bağ dokusunun yapısal bir bileşenidir. Takviye ürünlerde bulunan kondroitin sülfat genellikle hayvan kıkırdağından elde edilir. Glukozamin ve kondroitin sülfat birlikte kullanıldığında kireçlenme nedeniyle oluşabilecek kıkırdak bozulmasını önlemeye yardımcı olabilir, ağrı ve iltihabı azaltarak eklem fonksiyonunu iyileştirebilir, kıkırdak kaybını tersine çevirebilir. Bazı araştırmalarda kondroitinin, kireçlenme yaşayan kişilerde eklem ağrıları ve sertliğini azaltabileceği gösterilmiştir. 2016 yılında yapılan bir çalışmanın sonuçları, kondroitin kullanan kişilerin yaklaşık %53’ünde diz ağrılarında bir iyileşme görüldüğünü işaret ediyor.

Eklem ağrılarının tedavisinde kullanılan birçok destekleyici ürün glukozamin ve kondroitin sülfat içermektedir. Ancak araştırmalara rağmen, glukozamin ve kondroitin sülfat kullanımının ne kadar iyi etki gösterdiğine dair kesin sonuçlara ulaşmak zordur. Glukozamin ve kondroitin sülfat kullanan bazı kişiler eklem ağrılarının azaldığını ifade ederken, bazı kişilerde ise fayda sağlamamıştır. Ayrıca kondroitin, uzun süreli kullanımda sorun yaratabilecek yüksek seviyelerde manganez içerebilir. Bu ürünlerin kullanım ve etkileri doza ve kullanım süresine göre de farklılık gösterebilir. Glukozamin ve kondroitin sülfat takviyesi denemeye karar verirseniz, diğer ilaçlarınızla etkileşim olup olmayacağından emin olmanız gerekir. Kabuklu deniz ürünleri alerjisi olan kişiler glukozamin ve kondroitin sülfat ürünleri almamalıdır. Bu tür takviyelerin kullanımının doktor kontrolünde olması önemlidir. 

Glukozamin-ve-kondroitin-sulfat

D Vitamini

Eklem sağlığı ve genel kas-iskelet sistemi sağlığı için yaygın olarak önerilen takviyelerden biri de D vitaminidir. D vitamininin en önemli etkisi kemikler üzerinedir ve esas kaynağı güneştir. Güneş ışınlarından yeteri kadar yararlanıldığında insan vücudu doğal olarak D vitamini sentezi yapabilir. Bununla birlikte özellikle 50 yaş üzerinde D vitamini eksikliği görülebilir. D vitamini eksikliği, kireçlenme ve ayrıca romatoid artrit gibi otoimmün artrit gelişimi ile ilişkili olabilmektedir. Bu nedenle eklem ağrılarınız varsa ve kan testi sonucunda D vitamini eksikliği tespit edilirse doktorunuz vitamin takviyesi önerebilir.

D vitamini yağda çözünen bir vitamindir ve başta yağ doku olmak üzere vücudumuzda depolanabilir. Bu nedenle D vitamini takviyesinin aşırı kullanımı olumsuz yan etkilere neden olabilir. D vitamini toksisitesi, hiperkalsemi olarak bilinen kanda kalsiyum birikmesine neden olabilir. Bu durumda iştahsızlık, mide bulantısı, kusma, zayıflık, sık idrara çıkma gibi belirtiler ve böbrek rahatsızlıkları meydana gelebilir. D vitamini takviyesi kullanmanın en güvenilir yolu doktor önerisi ve kontrolü ile alınmasıdır.

Vitamin,D,

Omega 3

Balıkta bol miktarda bulunan omega-3 yağ asidinin anti-inflamatuar yani iltihap önleyici özelliklere sahip olduğu biliniyor. Böylece, romatoid artrit gibi iltihaplı romatizmal hastalıklar için yararlı olabileceği düşünülmekte. Yeterli omega-3 alımı için haftada yaklaşık iki gün somon ve uskumru gibi yağlı balıklar tüketmek gerekebilir. Doğal gıdalar ile omega-3 alımı yetersiz kaldığında genellikle besin takviyeleri tercih edilir. Omega-3 takviyelerinin çoğu balık yağı şeklindedir. Bununla birlikte, keten tohumu gibi bitkilerden elde edilen omega-3 takviyeleri de vardır.

Bir klinik araştırma, balık yağı takviyesi almanın romatoid artritli kişilerde eklem ağrısı gibi belirtileri azalttığını göstermektedir. Ancak kireçlenme belirtilerine iyi gelip gelmediği yönünde kesin bir bilgi yoktur.

Omega-3

Zerdeçal   

Zerdeçal, kireçlenmenin neden olduğu eklem ağrıları dahil olmak üzere ağrı tedavisinde en sık kullanılan takviye besin ve ürün gruplarından biridir. Zerdaçalda bulunan ‘’curcumin’’ maddesinin ağrı hafifletme ve iltihap önleyici özelliği olduğu düşünülmektedir. Çin ve Hint geleneksel tıbbının temeli denilebilecek zerdeçal aynı zamanda birçok fayda sağlayabilir; hücreleri zararlı bileşenlere karşı koruyan güçlü bir anti-oksidan ve anti-kanser özelliğe sahiptir, beyin ve kalp fonksiyonlarına da faydalı olduğu bilinmektedir.

Zerdaçalın eklem ağrılarına etkisine yönelik araştırmalar sınırlı olsa da bir çalışmada eklem ağrısı belirtilerini hafiflettiği ve ağrı kesici etki gösterdiği bulunmuştur.

Ancak yüksek dozda zerdeçal, kan inceltici olarak işlev görebilir ve mide rahatsızlıklarına neden olabilir. Bu nedenle kan sulandırıcı ilaçlar kullanıyorsanız, ameliyat olacaksanız, safra kesesiyle ilgili rahatsızlıklarınız varsa zerdeçal veya kurkumin takviyesi kullanmadan doktorunuza danışmanız önemlidir.

Zerdecal

SAMe (S-adenosyl-L-methionine) 

SAMe (S-adenosyl-L-methionine) vücutta doğal olarak bulunan ve birçok enzimatik reaksiyonda görev alan bir bileşiktir. SAMe karaciğer fonksiyonlarına yardımcı olmak, eklem ağrılarını azaltmak ve hatta iyi bir ruh hali için yaygın kullanılan takviye ürünlerden biridir. Eklemde ağrı, sertlik ve şişliğin tedavisinde, eklem hareketlerini geliştirmede, kıkırdak onarımında faydalı olabileceği düşünülmektedir. SAMe, B12, B6 vitaminleri ve folat ile ilişkili olarak çalışır, bu nedenle bu takviyeyi alırken B vitaminlerinden yeterince almak önemlidir.

Ağrı kesici bir ilaç ve SAMe takviyesinin karşılaştırıldığı bir çalışmada, SAMe etkisinin ağrı kesici ilaç ile neredeyse aynı olduğu ancak yavaş etki ettiği gösterilmiştir. Yine de bu alanda daha fazla araştırmaya ve kesin bilgilere ihtiyaç duyulmaktadır.

SAM-e, antidepresan ilaçlarla etkileşime girebilir. Bipolar bozukluğu olanlarda veya monoamin oksidaz inhibitörleri alan hastalarda SAMe kullanımından kaçınılmalıdır. Parkinson hastalığını da kötüleştirebilir.

Hyaluronik Asit

Hyaluronik asit vücutta doğal olarak üretilen, özellikle ciltte ve eklemlerde bol miktarda bulunan ve buralarda kayganlık sağlayarak dokuların doğal dengesini koruyan bir bileşendir. Yaşlandıkça hyaluronik asit seviyeleri azaldığından, hyaluronik asit takviyeleri yaşa bağlı sağlık sorunlarının tedavisine yardımcı olabilir. Hyaluronik asidin en yaygın kullanımlarından biri kireçlenme tedavisidir. Kireçlenme tedavisinde hyaluronik asidin enjekte edilebilir formu kullanılır. Takviye olarak ağızdan alınan hyaluronik asidin ise göstereceği etkiler hakkında bilgi sınırlıdır.

2015 yılında yapılan bir araştırmada, üç ay süreyle ağızdan alınan hyaluronik takviyenin diz kireçlenmesi olan aşırı kilolu yetişkinlerde rahatlama sağladığı gösterilmiştir. 2017 yılında yapılan bir araştırmada ise diz kireçlenmesi olan ve oral yoldan hyaluronan verilen hastalarda diz ağrılarında azalma, uyku kalitesinde iyileşme gibi etkiler gözlenmiştir.

Metilsülfonilmetan (MSM)

Metilsülfonilmetan (MSM), eklem ağrısına yardımcı olduğu söylenen yaygın takviye ürünlerden biridir. Hayvanlarda ve insanlarda doğal olarak bulunan bu bileşik ayrıca meyvelerde, sebzelerde, tahıllarda da bulunan organik kükürt bileşiğidir. Kükürt, bağ doku oluşumu için gereklidir. MSM ayrıca ağrıyı ileten sinir uyarılarını azaltarak ağrı kesici görevi görebilir. Böylece ağrı ve iltihabı azaltmada etkili olabileceği düşünülmektedir. Yapılan bir araştırmada, MSM takviyesinin diz kireçlenmesi olan kişilerde ağrı ve diz fonksiyonlarını iyileştirebildiği gösterilmiştir.

Bunların yanı sıra kapsaisin, zencefil, gamma linolenik asit (GLA), probiyotikler gibi eklem ağrılarına iyi geldiği düşünülen destekleyici birçok doğal, bitkisel ve kimyasal takviye ürün grupları bulunmaktadır. Birçok insan özellikle ilerleyen yaşlarda eklemlerde kireçlenme, tendonlarda, kıkırdak ve kaslarda hasar ve yaralanmalar yaşayabilir. Sağlıklı bir beslenme, gerektiğinde doğru şekilde kullanılan uygun takviyeler ile kemik ve eklem sağlığımızı koruyabilir, ağrıları hafifletebiliriz. Ancak takviye besinlerin veya satın alınabilen ürünlerin her zaman işe yaradığı ve ağrıyı dindirdiği söylenemez. Bazı kişilerde işe yarayan yöntemler bazılarında etki göstermeyebilir. Daha önemlisi yanlış kullanılan ürünler sağlığımız üzerinde birçok olumsuz etkiye neden olabilir. Takviye ürünlerin alınması gereken doz, içeriği, kullanılan diğer ilaçlarla etkileşimi gibi birçok önemli faktör söz konusudur. Bazı takviyeler yüksek dozlarda alınırsa veya diğer ürünler ve ilaçlarla etkileşime girerse ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle kullandığınız takviyeler hakkında doktorunuza danışmanız önemlidir.

Bu yöntemlerin ağrılarınız veya eklem sorunlarınız için kesin ve hızlı bir çözüm olmadığını unutmayın. Tedavinin en güvenilir yolu altta yatan nedeni bulmak ve sorunu düzeltmektir. Diz ağrılarınızın çözümü ve en güvenilir tedavi yöntemi için Op. Dr. Kayhan Turan’a randevu alabilir ve bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Kireçlenmeye iyi gelen bitkiler nelerdir? Kireçlenmeye iyi gelen bitkisel yağlar ve tarifleri

Haberin Devamı

Kireçlenme, halkın büyük bir kısmında görülen ve çok sık şikayet konusu olan bir durumdur. Hareketleri kısıtlamasının yanı sıra ağrıyı da beraberinde getirir.

Kireçlenme Nedir ve Neden Olur?

 Kireçlenme, eklemlerde ortaya çıkan bir hastalıktır. Eklem yapıları zaman içerisinde bozulur ve yıpranır. Sonucunda da kireçlenme kendini gösterir. Kıkırdaklar kireçlenme durumu olduğu zaman görevini yerine getiremez ve kaygan yapısını kaybeder. Hareketlerde kısıtlanma ve zorluk çekme de dolayısıyla beraberinde gelir. Tıp alanında osteoartrit olarak bilinen kireçlenme, eklemlerin olduğu her alanda ortaya çıkabilir. Stres ve gerilim olan ortamlarda, masa başı işi yapan insanlarda, dengesiz ve sağlıksız beslenmelerinde, eklemleri bilinçsiz bir şekilde kullanmada ve gün içerisinde az hareket eden kişilerde görülür.

Haberin Devamı

Kireçlenmeye İyi Gelen Bitkiler Nelerdir?

 Kireçlenme hastalığının tedavisi aşamasında kullanılan bitkisel yöntemler vardır. Bu yöntemlerde özellikle bitkisel ürünler ve bitkisel yağlar kullanılmaktadır. Kireçlenme hastalığına iyi gelen bitkiler aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  1. Çınar Yaprağı: 2 tane çınar yaprağı sayesinde bir kür hazırlanır ve kireçlenme ağrısının giderilmesinde bu kür oldukça etkilidir. Bu çınar yapraklarını bir bardak su ile birlikte kaynattıktan sonra su süzülür. Gece uyumadan önce ve yemek öncelerinde içmek doğru olur. Bu kür içilecek zamanlar arasında yaklaşık 3 saat aralıklar olmalıdır.
  2. Aloe Vera: Romatizma ve kireçlenme gibi durumlara bağlı olarak ortaya çıkan ağrıların azalmasına fayda sağlayan bir bitkidir. Çeşitli rahatsızlıkların tedavi aşamasında kullanılır ve ağrıyan bölgeye jel formunda kullanılabilir. Belli bir süre kullanımdan sonra kireçlenme ağrısını azalttığı bilinir.
  3. Okaliptüs: Kireçlenmeden dolayı ortaya çıkan şişlikleri indirmede oldukça etkilidir.
  4. Kedi Pençesi: Kireçlenmeye iyi gelen bu odunsu bitki, hem şişlikleri giderir hem de bağışıklık sistemi de güçlenmesine fayda sağlar.
  5. Kırk Kilit Otu: Kireçlenme sonucunda ortaya çıkan ağrıların ve şişliklerin azalmasında bu bitkiyi bal ile birlikte harmanlayıp tüketmek faydalı olur.

Kireçlenmeye İyi Gelen Bitkisel Yağlar ve Tarifleri Nelerdir?

Kireçlenme günlük hayatı olumsuz etkilediğinden dolayı insanlar geçici bir tedavi yolu arayışına girerler. Bu durumun etkilerini ve belirtilerini en aza indirme amacı ile uygulanan bazı yöntemler bulunur. Bu yöntemlerden biri de kireçlenme bulunan bölgede olan şişlikleri ve ağrıların azaltılması olarak bilinir. Bu bölgeye masaj yapmak, özellikle de bitkisel yağlar ile masaj yapmak kireçlenmeye oldukça iyi gelir. Kireçlenmeye iyi gelen bitkisel yağlar ve tarifleri aşağıdaki gibi açıklanabilir:

  1. Çamur Yağı: Kireçlenmeye karşı doğal bir yöntem olan çamur yağı evde kolay bir şekilde yapılacak tarifler arasında yer alır. Maden suyu içerisine deniz tuzu, kil, biberiye yağı, menekşe yağı, irmik ve kil eklenir. Hepsi karıştırılır ve oda sıcaklığı kadar ısıtılır. Bölgeye uygulandıktan sonra streç filmle sarılır. Sonrasında bölge yıkanır.
  2. Alabalık Yağı: Kireçlenme ağrısının önüne geçen bir diğer çözüm yolu olarak bilinir. Alabalığın kılçığı ayıkladıktan sonra zeytinyağı, sirke ve limon bir kapta karıştırılır. Bu karışın yaklaşık gün bekledikten sonra kireçlenme bulunan bölgeye sürülür. Masaj yaparak yavaş bir şekilde uygulamak daha etkili olur.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır