ekomya / Maryse Choisy - Yoga Bilimi | PDF

Ekomya

ekomya

Sırt Ağrısı İçin Bitkisel Tedavi

Ağaç kabuğu olan Du Zhong (Ekomya) Cin tıbbında en temel bitkilerden biridir, sırt ağrıları için özellikle faydalıdır. (Liang Zhang/monash.pw)

Ekomya kabuğu (Du Zhong) geleneksel Çin tıbbında sırt ve bacak tedavilerinde kullanılan bir bitki türüdür. Aynı zamanda Çin bitkisel tedavi yöntemleri içerisinde ilk 50ye giren temel bitkilerden biridir.

Çin efsanelerine göre, çok fakir bir adam olan Du Zhong yaşamını sağlamak için odun kesiyordu. Zaman zaman sırtının aşağı kısmı ile kaslarında ağır çalışmasının sonucu olarak şiddetli ağrılar oluşuyordu.

Bir gün dağlarda odun keserken, sırtındaki ağrı tekrarladı. Ağrının şiddetiyle bir ağaca sarıldı ve gerindi, o sırada farkında olmayarak ağacın özünden bir parça emdi. Ve ağrısı kısa bir süre sonra kayboldu.

“Ağrıdan neredeyse ölmek üzere gibi hissediyordum fakat bir parça ağaç kabuğunun özünden emince tamamen kayboldu” diye düşündü. Ağaca tekrar merakla baktı ve bu ağacın diğerlerinden farklı olduğunu fark etti. “Belki bu benim sırt ağrılarım için iyi birşeydir” diye düşünerek bir parça ağaç kabuğunu evine götürdü.

Du Zhong daha sonra sırt ve bacak ağrısı çeken komşusuna da bu ağaç kabuğundan önermeye karar verdi. Kaynatılmış ağaç kabuğundan birkaç bardak içen komşusu da ağrılarından kurtuldu.

Zamanla diğer köylerdeki insanlarda bu hikayeyi duydular. Sırt ağrısı çekenler Du Zhong’u ziyarete gelerek tedavi oldular. Ve tedavi edici özelliği olan bu ağaç kabuğuna Du Zhong adı verildi.

Çin tıbbında, ekomya önce toplanır ve kurutulur. Daha sonra dilimlenerek içindeki özün ortaya çıkması sağlanır. Daha sonra kaynatılarak öz haline getirilir.

Ekomya, Dilimlenmiş ağaç kabuğu

Bu öz genellikle diğer bitkilerle kombin edilerek bir tonik haline getirilir. Bu tonik vücuttaki yang enerjisinin artmasını sağlar. Sırt ağrıları, baş ağrıları, baş dönmesi, zayıf bacaklar, ve ayrıca karaciğer ve böbrekler için oldukça faydalıdır.

Du Zhong çorbaya katılarakta içilebilir.

Efil Yayınevi, Kitapsaati Yayınları, İktisat ve Toplum Dergisi, Efil Ekonomi Araştırmaları Dergisi



, Eflatun Basım Dağıtım Yayıncılık Danışmanlık Yatırım ve Tic. Ltd. Şti. olarak yılının Eylül ayında, ulusal ve uluslararası yayıncılıkta marka olma hedefiyle yayın hayatımıza başladık ve 10 yıl içerisinde bu hedefimizi gerçekleştirebilmiş olmaktan gurur duyuyoruz. Akademik yayıncılıkta Türkiye’de bir mihenk taşı olmak için çıktığımız uzun soluklu yolda, eğitim ve kültür alanına ilişkin her konuda “Daha iyi nasıl olabilir?” sorusunu daima soran, yenilikçi bir anlayışla ilerlemeyi ilke edinen Efil Yayınevi, dünyadaki pek çok önemli üniversite kütüphanelerinin kataloglarında yayınlarının yer bulmasıyla bu çabasının karşılığını almaya devam ediyor. Türkiye’deki ve dünyadaki bilim insanlarının ve yazarların eserlerinin, kaliteden ödün vermeden toplumla buluşturulması misyonunu üstlenerek, eğitim ve dolayısıyla yaşam kalitesinin artırılması için büyük bir titizlikle çalışıyoruz. Türkiye’deki üniversitemizde görev yapan öğretim üyeleri ve öğrenciler için alan programlarına uygun ders kitabı ve kaynak kitap eksikliğine çözüm arayarak, üniversitelerin eğitim-öğretim programlarına yönelik ilgili alandaki güncel bilimsel araştırma ve incelemeleri içeren, ders içeriğine uygun, öğrenciler için doğru ve yeterli bir kaynak olma niteliğine sahip eseri yayımlamayı ve yaptığımız araştırmalar ve sizlerden gelecek çeviri yayın önerileri sonucu belirlediğimiz, alanında önemli eksiklikleri giderecek yayınları Türkçeye ve Türkiye’ye kazandırmayı hedefliyoruz. Ders kitabı yazmak ve çeviri yapmak zor bir süreçken, yazılan ve çevrilen kitabı yayımlatmak için doğru bir yayınevi bulmanın da bir o kadar zor olduğunun bilincindeyiz. Yazarlarımıza, yayınevleriyle daha önce yaşamış olabilecekleri olumsuz deneyimleri tekrar yaşatmama kararlılığı ve alanında bir marka olmanın sorumluluğu ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çeşitli alanlardaki akademisyenlerden oluşan Yayın ve Danışma Kurulumuz, alan editörlerimiz ile kaliteli yayıncılığın merkezi olma yolundaki hedeflerimiz doğrultusunda ’ün üzerindeki yayınımızla emin adımlarla ilerlemeye devam ediyoruz. Akademik yayınlarımızın yanı sıra, yılı Ekim ayında, alanda önemli bir eksikliği gideren, İktisat ve Toplum Dergisi ile dergi yayıncılığına başladık. Aylık ve düzenli olarak çıkmakta olan İktisat ve Toplum Dergisi, güncel iktisat konularının ele alındığı, iktisat ve diğer disiplinlerden Türk ve yabancı akademisyen ya da uzmanların makaleleriyle ve felsefe, kültür-sanat alanlarındaki çok değerli yazıların yayımlandığı bir dergidir. Yayın hayatına başladığı yılından itibaren arşivlenmesi gereken bir dergi olma özelliği ile geniş bir okuyucu kitlesine ve iktisatta önemli bir role sahip olmayı başarmış bulunmaktadır. Kültür-sanat ve çocuk edebiyatı yayıncılığında yayınevimize gelen yoğun talepler ve bu alanlarda yayın hayatına kazandırılması gerektiğine inandığımız yayınları da okuyucularımızla buluşturabilmek için Kitapsaati Yayınları ile şiir, roman, söyleşi, anı, çocuk kitapları, deneme gibi edebiyat türlerinin yanı sıra; sağlık, beslenme, diyet, hobi, spor, kişisel gelişim gibi çeşitli alanlarda çeviri ve telif yayınlar yapmaya başladık. Kısa sürede, Kitapsaati Yayınları’nı da okuyucularımızın takdiriyle bir marka haline getirdik. yılında ise, akademisyenlerden gelen istek ve yayın gücümüze dayanarak Efil Ekonomi Araştırmaları Dergisini çıkardık. A. Smith’ten K. Marx, D. Ricardo, J. M. Keynes ve M. Friedman’a değin uzanan iktisat teorisi geleneğine bağlı kalan farklı yaklaşımlara açık bir kimliğe sahip ve yılda 4 defa yayımlanan EfilJournal ile amacımız, iktisat teorisi politikasında yeni açılımları ve yaklaşımları yaratacak yazıları yayımlamak ve akademi dünyası ile genç akademisyenleri tanıştırmaktır. Çalışmalarımızda yardım ve desteğini bizden esirgemeyen yazarlarımıza, okurlarımıza ve tüm iş ortaklarımıza teşekkür ederiz. Saygılarımızla, Genel Yayın Yönetmeni



EFİL YAYINEVİ

3 Sosyal Bilimler 77 Fen Bilimleri 89 Sağlık Bilimleri 95 Eğitim Bilimleri Beslenme ve Diyet Kültür-Sanat Hobi

KİTAPSAATİ YAYINLARI

Kitapsaati

İKTİSAT VE TOPLUM DERGİSİ

İktisat ve Toplum Dergisi

EFİL EKONOMİ ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

Efil Ekonomi Araştırmaları Dergisi

Yayın Dizini e-kitap Dizini



s osyal bilimler


SERMAYE BÖLÜŞÜM BÜYÜME Yazar: Yılmaz Akyüz

Yılmaz Akyüz, uluslararası üne ulaşmış, çok güçlü bir iktisatçıdır. Türk iktisat yazınına büyük katkı getiren bu çok değerli kitabının üç temel niteliğini vurgulayacağım: Kitapta sermaye teorileri, bu yetenekli bilim adamı tarafından sorunların özüne inilerek, çözümleme yöntemi ön planda tutularak incelenmektedir. - Prof. Dr. Tuncer Bulutay

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 3. Basım

y a y ı n e v i

s o s y a l

b i l i m l e r

Sermaye Bölüşüm Büyüme, iktisadi düşüncenin üç anaokulunu; klasik, Keynesgil ve neoklasik iktisat akımlarını, sermaye (veya değer), bölüşüm ve büyüme sorunsalları üzerinde odaklanarak ve ilk kaynaklardan çağdaş yorumlara uzanan bir kapsam içinde inceliyor. Yılmaz Akyüz bu çalışmasıyla bir sosyal bilim olarak iktisadı öğrenmek isteyen ve öğreten herkes için vazgeçilmez bir kaynak, içerik ve düzey bakımından dev bir yapıt ortaya koymuştur. - Prof. Dr. Korkut Boratav

Ben üçüncü baskıya birkaç nedenle çok sevindim: Birincisi, fiyat, bölüşüm, büyüme konularındaki farklı teorik yaklaşımları, konunun zorluğuna karşılık derinlemesine ele alan, açıklayan ve değerlendiren bir kitabın yeniden bulunabilir olması. İkincisi, “Yılmaz Akyüz’ün Sermaye Bölüşüm Büyüme adlı kitabı sizde var mıdır?” gibi sorulara muhatap olup ne yanıt vereceğimizi bilememekten kurtulmak… - Prof. Dr. Ercan Uygur

FİYAT MEKANİZMASI VE MAKROEKONOMİK DENGESİZLİKLER Yazar: Yılmaz Akyüz

e f i l

Yılmaz Akyüz’ün Fiyat Mekanizması ve Makroekonomik Dengesizlikler adlı kitabı, bence öncü bir kitap. Kitap, geniş bir ufuk açıyor. Bir kere belirsizliği, iktisadi yaşamın ayrılmaz bir parçası olarak ele alıyor. Dolayısıyla yanılmanın, karar almanın çok önemli bir ögesi olduğunu vurguluyor. Böylece denge durumunda karar almanın verdiği rahatlığın olmadığı bir ortamda piyasaların nasıl çalıştığı sorusunu ele alıyor. Sorunun yanıtı arandığında piyasalarda dengesizliğin olağan dışı ya da geçici bir durum olmadığını ortaya koyuyor. Piyasa ekonomisinde miktar sinyallerinin, en az fiyat sinyalleri kadar önemli olduğu, hatta bazı durumlarda daha da önemli olduğunu gösteriyor. Buradan da yaşadığımız makroekonomik sorunların çözümünde farklı yollar aranması gerektiği ortaya çıkıyor. İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 2. Basım

4

Sermaye Bölüşüm Büyüme, edebiyatta “nehir roman” adıyla tanınan türler gibi, bir “nehir eser”dir. Bu eserde büyüme ve bölüşüm sorunsalı, salt bugünün kavşağında algıladığımız biçimiyle ele alınmamakta, bir tarihsel perspektife oturtularak sunulmaktadır. Böylece eser, bugünkü bilgilerimizin öncüllerini sergilemekle kalmamakta, köklü bir iktisadi analiz geleneğinden gelecekte filizlenecek düşüncelerin de önünü açmaktadır. - Prof. Dr. Oktar Türel

Bu kitabın çok bir ilginç özelliği daha var: Tazeliğini koruyor -Hasan Ersel


İKTİSADİ ANALİZ Yazar: Asaf Savaş Akat

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 2. Basım

Yazar: N. Gregory Mankiw Çeviri Editörü: Ömer Faruk Çolak

ISBN: Boyut: 22x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

b i l i m l e r

MAKROEKONOMİ Yazar: Abel, Bernanke, Croushore Çevirmen: Cemal Balcı Çeviri Editörü: Ömer Faruk Çolak Makroekonomi, yaşanan son kriz ile birlikte herkesin konuştuğu bir konu haline geldi. Bu, bir taraftan olumlu, diğer taraftan ise olumsuz bir gelişme oldu. Olumlu oldu, çünkü artık ekonomik sorunlar geniş kitlelerce tartışılır ve anlaşılmaya çalışılan konuların başında gelmeye başladı; olumsuz oldu, çünkü herkes kendini ekonomist zannetmeye başladı. Bu durum ekonomi eğitimini daha önemli kılar iken, akademisyenlere de büyük sorumluluk yükledi, çünkü artık kuru iktisat kuramını anlatarak dersi tamamlamak mümkün olmaktan çıktı. Öğrenciler artık makroekonomik sorunların çözümlerini ve buna yönelik alternatif iktisat politikalarını da merak eder hale geldi. Abel, Bernanke ve Croushore’un birlikte yazdıkları bu kitap, makroekonomiye bu çerçevede yaklaşıyor. Yazarlardan Ben S. Bernanke, kriz döneminde ABD Merkez Bankası’nın (FED) başkanıydı. Dolasıyla, büyük bir krizi idare eden kişi olarak, krize yönelik alınan makroekonomi politikalarını küresel ekonomi ölçeğinde yönetti. Kitapta bu deneyimi de bulacaksınız.

s o s y a l

İKTİSAT

Gregory Mankiw’in Makroekonomi kitabı, tüm dünyada ders kitabı olarak geniş kabul görmüştür. Kitap bugüne kadar altı baskı yaparken başta Almanca, Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Çince, Rusça, Japonca ve Portekizce olmak üzere 16 dile çevrilmiştir. Elinizde tuttuğunuz Türkçe çeviri de altıncı baskıdan yapılmıştır. Mankiw’in Makroekonomi kitabını bu kadar önemli kılan nokta, kitabın öğrenci ve öğretici dostu olmasıdır. Kitap, makroekonomideki son gelişmeleri teorik olarak anlatırken ekonomideki gerçekleşmelere ilişkin verdiği örneklerle de teorik bilginin ayakları üzerine basmasını sağlamaktadır. Kitapta konular anlatıldıktan sonra her bölümün sonuna özet, anahtar kelimeler ile problemler ve uygulama soruları koyulmuştur. Öğrenciler, bu sorulara yanıt vererek bilgilerini pekiştirebilirler.

y a y ı n e v i

MAKROEKONOMİ

e f i l

Batı Avrupa’da kapitalizm ve sanayinin gelişmesinin kendisi için yarattığı tehdidi, bugün kendisinden daha gelişmiş bir ekonomiye sahip pek çok ülkeden önce hisseden Osmanlı-Türk toplumu, yıllık bir çabaya rağmen, kapitalistleşme /sanayileşme sürecinin bir noktasında takılmışa benziyor. Türk insanının güncel yaşamında, kapitalizmi kapitalizm yapan kurumların önemli bir bölümünün yokluğu bir yana, kapitalizm öncesi ideolojik ve politik yapının etkisi hâlâ güçlüdür. Bu koşullarda eleştirel bir yaklaşımın, kapitalizmi bir türlü doğuramayan bir toplumun yaşadığı sancılı bunalım içinde oluşan geçmişe yönelik tepkilerden kendisini ayırt etmesi zorunlu oluyor. Bu kitap, ekonomiyi farklı bir bakış açısı ve yöntem ile analiz etmektedir. Asaf Savaş Akat kitaba, iktisatta yöntem sorunu ile başlıyor ve kapitalizmi analiz ediyor. Yapılan analiz yabana atılmayacak kadar önemlidir. Okuduğunuzda sizde bunun farkına varacaksınız.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 25x25 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

5


MAKRO İKTİSAT VE YENİ MAKRO İKTİSAT Yazarlar: Bernhard Felderer-Stefan Homburg Çevirmenler: Osman Aydoğuş

İKTİSAT

MODERN MAKROEKONOMİ

TEMELLERİ, GELİŞİMİ VE BUGÜNÜ

Yazarlar: Brian Snowdon-Howard R. Vane Çeviri Editörü: Barış Kablamacı

e f i l

Bu eser, yaşadığımız ekonomik düzenin açıklanmasında temel alınan ana akım iktisat okullarını karşılaştırmalı ve derinlikli bir şekilde analiz ederek günümüzdeki makroekonomik yapının temel yapı taşlarını sunmaktadır.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

6

Kitap, ileri lisans ve lisansüstü makro iktisat derslerinde ciddi bir boşluğu dolduracaktır. Son olarak, kolay anlaşılmak amacına uygun olarak kitapta, ileri matematiksel tekniklerden mümkün olduğunca kaçınılmaya çalışılmıştır; bununla birlikte konuların “saf teorik” bir anlayışla ve analitik bir şekilde ele alınmasına bağlı olarak belli ölçüde matematiğin kaçınılmaz olduğu ve makro iktisat kitaplarında ve makalelerde matematiğe yer verildiği de dikkate alınarak kitabın sonunda, özellikle lisansüstü öğrencilere yönelik çok faydalı bir Matematiksel Ek’e yer verilmiştir.

ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 2. Basım

y a y ı n e v i

s o s y a l

b i l i m l e r

Bu kitap, Makroökonomik und Neue Makroökonomik başlıklı kitabın Almanca son baskısının Türkçe çevirisidir. Kitabın, özellikle son çeyrek yüzyılda giderek daha fazla birbirine benzeyen ve yeknesaklaşan “standart” ders kitaplarından en önemli farkı, sorunları konular temelinde ve tek bir doktrinin uzantısı olarak değil, belli başlı tüm iktisat doktrinleri (yaklaşımları) çerçevesinde ele almasıdır. Bu kitap, temel makro iktisadi teorileri tarihsel çıkış sırasına göre tartışmayı; bunları temellendirmeyi ve eleştirmeyi ve son olarak karşılaştırmalı olarak farklarını ortaya koymayı amaçlamakta ve bunu başarıyla yapmaktadır.

Yazarlar, bu okulların teorik yapılarını detaylı bir şekilde anlatmalarının yanı sıra Keynes ve Klasik Okul arasındaki tartışma üzerine Robert Skidelsky ile, Ortodoks Keynesyen Okul üzerine James Tobin ile, Ortodoks Monetarist Okul üzerine Milton Friedman ile, Yeni Klasik Okul üzerine Robert E. Lucas Jr. ile, Reel İş Çevrimi Okulu üzerine Edward C. Prescott ile, Yeni Keynesyen Okul üzerine N. Gregory Mankiw ile, yeni politik makroekonomi üzerine Alberto Alesina ve ekonomik büyüme araştırmalarının rönesansı üzerine Robert M. Solow ve Paul M. Romer ile temsil ettikleri okullara dair söyleşiler gerçekleştirerek bu düşünce akımlarının hangi koşullar içerisinde, hangi sorunlara çözüm bulma amacıyla ortaya çıktıklarını göstermişlerdir. Kitapta ayrıca Post Keynesyen Okul ve Avusturya Okulu üzerine olan bölümler, bu okulların önemli isimleri olan Paul Davidson ve Roger W. Garrison tarafından yazılmıştır. Dünyada pek çok üniversitede lisans ve lisansüstü eğitimde ders kitabı olarak okutulan Modern Makroekonomi, aynı zamanda araştırmacılar için de temel bir eser niteliğindedir.


SORULARLA MAKRO İKTİSAT

KPSS A KAMU KURUM SINAVLARI BANKA SINAVLARI

Yazar: Hakan Yetkiner

e f i l

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 2. Basım

s o s y a l

MODERN MİKRO İKTİSAT Yazar: Nazım Kadri Ekinci

b i l i m l e r

Bu kitap, birbiriyle ilgisi kurulamayan bilgiler yığını değildir. Aksine kitapta, bir ana tema etrafında okuyucuya mikro iktisadın temel aletleri ve bunların ana konuların çözümlenmesinde nasıl kullanılacağı anlatılmaktadır. Kitabın ana teması, piyasa mekanizmasıdır. Piyasa mekanizması, toplumsal yaşamın özünü oluşturan mübadelenin koordinasyonu mekanizmasıdır. Kitap, iktisat teorisinin piyasa mekanizmasına ilişkin çözümlemelerinin nasıl yapıldığını ulaşılabilir bir şekilde ortaya koymaktadır. İktisat teorisinde bütün çözümlemelerin temelinde, rasyonel birimlerin seçim yapma problemi yer alır. Mübadele de zaten rasyonel bireylerin amaçlarına ulaşmak için gerekli intibakların yapılabilmesini mümkün kılar. Kitapta, rasyonel seçim yapma problemi ve bu problemin çözümünden iktisat teorisinin temel aletlerinin nasıl türetildiği adım adım ortaya konmaktadır. Seçim yapma probleminin klasik anlatımından sonra farklı bilgi kümeleri ile seçim yapmanın ve buna bağlı olarak piyasa mekanizmasının çözümlenmesinin nasıl farklılaştığı anlatılmaktadır. Ulaşılabilirlik hedefi ile çelişmeyen her durumda sonuçlar, ilgili model çerçevesinde türetilmeye çalışılmıştır. Böylece okuyucuya, analiz aletlerinin nasıl kullanıldığı gösterilmektedir. Gene geliştirilen modellerin ne tür problemlere karşılık geldiğini okuyucuya hissettirmek amacıyla konu bağlamında günlük yaşama uygun göndermeler yapılmıştır. Kitap, gerekli çabayı harcayan herkese mikro iktisadın nasıl yapıldığını gösterecektir.

y a y ı n e v i

İktisat öğrencilerinin ulaşabileceği pek çok İngilizce ve Türkçe orta düzey makro iktisat ders kitabı piyasada mevcuttur. Sorularla Makro İktisat kitabı, iki nedenden dolayı piyasada yer alan diğer kitaplardan farklı. Birincisi kitabın formatı, temel Keynesyen makro iktisadı öğrenmek isteyen her düzeyde öğrencinin kendi başına çalışabileceği şekilde tasarlandı. Her makro iktisadi konu, mikro bölümlere ayrıldı ve bu bölümler de soru şeklinde tanımlandı. İkincisi bu kitap, herhangi bir makro iktisat ders kitabını tamamlayacak şekilde kullanılabileceği gibi aynı zamanda diğer tüm makro iktisat ders kitaplarından bağımsız olarak kendi başına da okunabilir. Kitabın bu iki işlevi birden yerine getirmesine yardımcı olan özelliği, çok sayıda analitik, şekilsel, cebirsel ve sayısal örneğin olmasıdır. Sorularla Makro İktisat kitabı, orta düzey makro iktisadı öğrenmek isteyen herkes için bir başvuru kitabı niteliğindedir. İdari bilimlerde okuyan ve ikinci sınıf makroekonomi dersi alan tüm öğrenciler için vazgeçilmez bir kaynak niteliğindedir. İktisat bölümünde yüksek lisans yapmak isteyen ve/veya araştırma görevlisi olmak isteyen tüm öğrencilerin bu kitabı mutlaka çalışması gerekir. Doktora ve meslek sınavlarına hazırlanan iktisadi ve idari bilimler öğrencileri için de bu kitap, mutlaka yanlarında bulundurmak isteyecekleri bir kaynaktır. Bu baskıda eklediğimiz örnek KPSS soruları ve yanıtları, meslek sınavlarına hazırlanan tüm öğrenciler için başka bir kaynakta bulamayacakları detayda açıklamalar içermektedir.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 22x24 cm Sayfa Sayısı: 2. Basım

7


PARASAL İKTİSAT KURAM VE POLİTİKA Yazar: Fatih Özatay Ülkemizde okutulan yabancı kaynaklı kitaplarda, Türkiye gibi gelişmekte olan piyasa ekonomilerinin kendilerine has sorunları ya hiç tartışılmıyor ya da bunlara şöyle bir değinilip geçiliyor. Para politikası uygulamaları anlatılırken ve merkez bankalarının kurumsal özellikleri incelenirken ağırlıklı olarak ABD Merkez Bankasının veya Avrupa Merkez Bankasının uygulamaları ve kurumsal özellikleri üzerinde duruluyor; doğal olarak Türkiye’ye ilişkin veriler yer almıyor.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 22x24 cm Sayfa Sayısı: 5. Basım

PARA POLİTİKASI STRATEJİSİ Yazar: Frederic S. Mishkin Çeviri Editörü: Ömer Faruk Çolak “Saygın akademisyen ve ekonomi politikası yapıcılığında öncü Frederic Mishkin, Para Politikası Stratejisi kitabında hem gelişmiş hem de yükselen piyasa ekonomileri ile ilgili para politikası araştırmalarının yanı sıra araştırmaların yorumlarını ve geçmiş on yılını da ortaya sermektedir. Ampirik, dikkatli ve dengeli araştırmaları onu, enflasyon hedeflemesinin pragmatik ve esnek halinin hem ABD hem de pek çok ülke için en uygun para politikası olduğu sonucuna götürmektedir. Bu kitap, ‘Para politikası neden başı çekmektedir?’ sorusunu anlamak isteyenlerin okuması gereken bir kitaptır.”

y a y ı n e v i

s o s y a l

b i l i m l e r

Elinizde tuttuğunuz bu kitap, iktisat yazınında gelişmekte olan piyasa ekonomilerinin sorunlarına ilişkin yapılan katkıları da göz önünde bulunduruyor ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının uygulamalarına ve politikalarına özel bir önem veriyor. Hem parasal iktisadın hem de Türkiye’de olan bitenin anlaşılması açısından Türkiye’nin makroekonomik verilerini gözler önüne seriyor, bu veriler arasındaki ilişkileri inceliyor ve o verilerin neden öyle oluştuklarını tartışıyor. Para politikasının, para arzının değiştirilerek yürütüldüğü temel varsayımından yola çıkan parasal iktisat alanında yazılmış çoğu ders kitabının aksine çağdaş merkez bankalarının, para arzını değil de kısa vadeli faiz haddini değiştirerek para politikasını yürüttükleri olgusunu özellikle vurguluyor. Bu kitap, sizi bu alanda yeni bir yolculuğa davet ediyor.

e f i l

- Stanley Fischer, İsrail Merkez Bankası Başkanı “Frederic Mishkin, para politikasını hem akademik düzeyde hem de uygulama düzeyinde anlayışımızın gelişiminde çeyrek yüzyıldan daha fazla katkısı olanlardan biridir. Bu kitapta toplanmış olan çalışmalar, söz konusu dönem içerisinde bu alandaki temel düşüncenin nasıl geliştiğini çok yakından tanımlayan entellektüel yörüngeyi ana hatları ile belirlemektedir. Para politikasını yeniden ele almak veya ilk kez okumak isteyenler için belirli bir düzende sunulan turne gibidir ve bunların bir kitapta yer alması, ihtiyaç duyulduğunda hemen başvurulacak ve güncelleme sağlayacak bir fırsattır.” - Benjamin M. Friedman, William Joseph Maier Professor or Political Economy, Harvard University

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

8

“Frederic Mishkin`in güncel makalelerinden oluşan bu derleme, para politikasına yönelik günümüz fikirlerini ele almak için en iyilerinden biridir. Bu eser, teorik öngörüş ile gözlemlerin başka bir deyişle dünya genelinde merkez bankacılığı uygulamalarının birlikteliğini tanzim eden çok geniş pratik bilgiyi akli süzgeçten geçirmektedir. Ayrıca okuyucuyu uzman olmayanların da katılabileceği günümüzdeki tartışmaların kalbine götürmektedir.” - Michael Woodford, John Bates Clark Professor or Political Economy, Columbia University


KALKINMA EKONOMİSİ Yazar: Feride Doğaner Gönel

e f i l

Dünya tarihi içerisinde yirminci yüzyıl, büyük bir dönüşüm yüzyılı olarak anılacak. Bu dönüşüm, hepsi de insanlık adına girişilmiş pek çok olumlu ve olumsuz ögeyi barındırıyor; peş peşe savaşların, acımasız soykırımların, katliamların, imzalanan ve ulusların kaderlerini bir anda değiştiren barış antlaşmalarının, refahın ancak kimi zaman refah adına izlenen politikalar sonucu ortaya çıkan yoksulluğun ve giderek artan bir gelir farklılığının, teknolojinin adeta “mucizeler” saflarında yer alan olağanüstü ilerlemesinin, ancak aynı teknolojinin şehirleri yıkan, insanları öldüren yüzünün tanıklığı var bu yüzyılda

Hemen hemen tüm ders kitaplarının hegemonik neoklasik ekonomi yazınına hizmet verdiği bir ortamda yapılabilecek olan, öncelikle ve sadece olguların sorgulanmasına çalışmaktır. Bu çalışma, bu tür bir çabanın kapısını aralamaya çalışıyor

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 3. Basım

s o s y a l

FARKLI BOYUTLARIYLA TÜRKİYE’DE KALKINMA

Editör: Selahattin Bekmez

b i l i m l e r

İktisat politikalarının temel hedefi, ülkelerin refah düzeyini artırmak, yani ülkeleri daha üst düzeydeki bir kalkınma seviyesine ulaştırmaktır. Konuyu bu bağlamda değerle ndirdiğimizde, meselenin sadece ekonomik büyüme ile sınırlandırılamayacak kadar önemli olduğunu; ayrıca eğitim, sağlık, gelir dağılımı, bireysel mutluluk vb. birçok kavramı da içine alan oldukça kapsamlı analizler yapılması gerekliliğini görmekteyiz. Bu yüzden, sadece ekonomik büyüme kavramının ön plana çıkarılıp, kalkınma kavramının geride bırakılıyor olması, ekonomiler hakkında yanlış kanıların oluşmasına neden olabilmektedir. Kitap, bu ayrımı tüm incelikleriyle yapıyor olmanın yanında, kalkınmayı etkileyen faktörler üzerinde de yoğunlaşmak suretiyle, okuyucularına uzun vadeli perspektif oluşturma konusunda da yardımcı olacak nitelikler taşımaktadır. Kitap, öncelikle kalkınma kavramının teorik altyapılarını sunmakta, daha sonra ise Türkiye ve dünyada kalkınmanın farklı boyutlarını irdelemektedir. Kitabın her bölümü, alanında uzman akademisyenlerce yazılmış olup, farklı ekonomik olguların kalkınma üzerindeki etkilerinin teker teker analiz edilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca kitap, Türkiye ekonomisinin diğer ekonomilerle kıyaslanması da yapılmak suretiyle ülkemizin dünyadaki durumu hakkında çıkarsamalar yapmamıza da imkân sağlayacak niteliktedir. Kitap, bu alandaki önemli boşluğu doldurmaya namzet olup, hem lisans hem de lisansüstü derslerde okutulacak düzeyde analizler içermektedir. Kitabın tüm akademik camiaya hayırlı olması temennisiyle…

y a y ı n e v i

Dar tanımıyla ekonomik kalkınma, temelde insanoğlunun ekonomik koşullarının zaman içerisinde nasıl değiştiğini ve değiştirmek için neler yapabildiğini gösterir; ancak, insanoğlunun daha iyi, daha mutlu bir yaşama olan gereksinimi, bizi ekonomik olandan farklı, daha geniş bir tanım yapmaya zorlar. Dolayısıyla ekonomik kalkınma tanımının içine sadece ekonomik koşulların değil, şüphesiz bu koşulların da büyük ölçüde belirleyici olduğu, insanoğluna ait sıkıntıların, acıların, açlığın ve hastalıkların, eğitimin, hak ve özgürlüklerin, kültürel açıdan yeterliliklerin ve yetersizliklerin, kısacası insanoğlunun yaşamı ile ilgili unsurların girmesi gerekir. Bu nedenle hem ekonomik hem de ekonomi dışı faktörler, ekonomik kalkınma kavramı içerisinde bir arada değerlendirilmelidir.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

9


DIŞ TİCARET KURAMLARININ EVRİMİ Yazar: Şiir Erkök Yılmaz

s o s y a l

b i l i m l e r

Bu çalışmanın amacı, Merkantilistlerden günümüze ekonomik düşüncenin geçirdiği evrimi dış ticaret ekseninde sergilemektir. Ekonomi politikalarını belirleyen, ekonomik çıkarlardır. Kuramlar bu politikalara temel hazırlar. Dış ticaret, deniz aşırı ticaretin ekonomik hayata damgasını vurması ile birlikte kuramlardaki yerini almaya başlamıştır. Sanayi toplumlarına geçilmesi fazla üretim sorunlarını gündeme getirince serbest dış ticaret politikaları ortaya atılmıştır. İlerleyen kapitalizmin yarattığı sınıf çatışmaları emperyalizme; sanayileşme sürecine sonradan katılan ülkelerin pazar arayışları koruyucu dış ticaret politikalarına yol açmıştır. İki Dünya Savaşı arasında sanayileşmiş ülkelerin kendi iç ekonomik sorunları, dış ticaret politikalarının iç ve dış dengeyi birlikte sağlama çabaları doğrultusunda biçimlendirilmesini zorunlu kılmıştır. Dış ticaret, sanayileşmiş ülkelerde büyüme modellerine, az gelişmiş ülkelerde kalkınma modellerine eklemlenmiştir. Bütün bu politika dönüşümleri dış ticaret kuramlarından da izlenebilir.

İKTİSAT

Bu kitabın amacı, yalnızca, dış ticaret kuramlarındaki gelişmeleri aktarmak değildir. Dış ticarete yüklenen işlevin evrim geçirmesine bağlı olarak iktisadi düşüncede, dolayısıyla dış ticaret kuramlarında ortaya çıkan değişimleri anlatabilmektir.

ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 4. Basım

DIŞ TİCARETE GİRİŞ DERS NOTLARI

y a y ı n e v i

Yazarlar: Ayşegül Atabey-Taha Bahadır Saraç-Abdulkadir Develi Bilindiği gibi yüzyılın son döneminde dünya siyasi sınırları yeniden şekillenmiş, her alanda liberalleşme eğilimleri artmıştır. Bilhassa Doğu Bloku’nun çöküşü ile birlikte iktisadi ve siyasi yeni blokların oluşması; yapılan ticaret anlaşmaları; her alanda yeni pazarların açılması ve gelişmesi ile ortaya çıkan mal ve sermaye hareketleri; uluslararası ticareti, bütün ülkeler için daha önemli hale getirmiştir.

e f i l

Siyasal ve ekonomik hayattaki bu gelişmelerin yoğunlukla yaşandığı bir bölgede bulunan Türkiye de şüphesiz bu gelişmelerden etkilenmektedir. Üstelik yüzyılın yaklaşık son kırk yılını AB’ye girme çalışmaları ile geçiren Türkiye’nin bu dönemde yaşadığı siyasi ve iktisadi krizleri aşma ve dönüşüm çabaları, ortaya çıkardığı birçok etki yanında Türkiye ekonomisi açısından dış ticareti önemli bir konu haline getirmiştir. Bu dönemde hem büyük hem de küçük ve orta ölçekli işletmelerde, dış ticaret bilgisine ve dış ticaret uygulama elemanlarına olan talep artmıştır.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 2. Basım

10

Bu talebin karşılanması için birçok kurumla birlikte yüksek öğrenim kurumlarının ilgili bölümlerinde ve bu arada Meslek Yüksek Okullarında da mevcut programlara ek, dış ticaret dersleri açılmıştır. Bu amaca yönelik olarak hazırlanan Dış Ticarete Giriş Ders Notları, temel dış ticaret bilgilerini içermekte olup dış ticaret konusunda başlangıç bilgilerini sunmayı amaçlamaktadır.


İKTİSADİ BÜYÜME VE BÖLÜŞÜM TEORİLERİ THE ECONOMICS OF GROWTH AND DISTRIBUTION Yazar: Erinç Yeldan “Bu kitap, benim ekonomik büyüme ve bölüşüm hakkında yazılmasını uzun zamandır beklediğim kitap“ -Gerald Epstein, Massachusetts Üniversitesi e f i l

“Yeldan’ın yeni büyüme kitabı, gelecek kuşaklardaki öğrencilerin daha gerçekçi, daha eleştirel ve böylece daha başarılı olmaları için heterodoks düşünceden yola çıkmaktadır.”

“Bu kitap, küreselleşme ve ülkeler arasındaki ve içindeki gelir farklarını açıklayan faktörler hakkındaki mevcut tartışmaları anlamak isteyen herkes için zorunlu bir okuma kitabıdır.” -Yılmaz Akyüz, UNCTAD

ISBN: Boyut: 22x24 cm Sayfa Sayısı: 2. Basım

s o s y a l

“Anlaşılması kolay bir üslupla ayrıntıya inen ve gerçek dünyadan verilerle teoriyi destekleyen ve okuyucunun ekonomik fenomenleri açıklamalarla kavramasını sağlayan bir kitaptır.”

İKTİSAT

y a y ı n e v i

-Jomo K. S., Birleşmiş Milletler

-Dr. Orhan Kurmuş

b i l i m l e r

“Sonunda Adam Smith’in yıl önce hem büyüme hem de onun eşit olmayan bölüşümünü açıklamak için başlattığı incelemenin modern bir versiyonu, küresel ekonomik kalkınmayı anlamanın önemli bir kaynağı ortaya çıktı. Bu sıradışı kitap; teori, politika ve tarihi ustaca ve eşsiz bir biçimde bir araya getirerek açıklayıcı ve güçlü bir anlatım ortaya koymaktadır. Bu kitap; iktisat, kalkınma ve kamu politikası öğrencileri için bir zorunlu okuma eseridir.” -Daniel Barbezat, Amherst College “Bu kitap, ekonomik büyümeye dengeli, titiz ve ampirik geri planı olan bir

giriş sunmaktadır. Kriz zamanlarında, hem ekonomide hem de iktisatta okuyucular, alternatif teorik yaklaşımları bilmeyi ve matematiksel alıştırmaların ötesine geçmeyi arzu ederler.” - Roberto Frenkel, CEDES ve Buenos Aires Üniversitesi “Kitap; çok iyi düzenlenmiş, çok iyi yazılmış, çağdaş ekonomik büyüme teorileri ile birlikte bölüşüm sorunlarını da kapsamlı ve anlaşılır bir biçimde ele alan bir eserdir.” - Mustafa Özer, Anadolu Üniversitesi, Eskişehir.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

11


BÜYÜME TEORİSİNİN GELİŞİMİ VE TÜRKİYE’NİN BÜYÜME SORUNLARI Yazar: Vedit İnal

s o s y a l

b i l i m l e r

Türkiye Gayrisafi Yurtiçi Hasılası’nın ve kişi başına Gayrisafi Yurtiçi Hasılası’nın dünya sıralamasındaki yerleri, son 40 yıldır aşağı yukarı aynıdır. Kore’de, Çin’de, Hindistan’da görülen gelişmeye benzer bir gelişme yoktur Türkiye’de. Ülkeler, son 50 yıldır büyüdükleri hızda büyümeye devam ederlerse ileriki yıllarda da bir değişme olması beklenmemelidir. Bu kitap, Türkiye’nin daha hızlı bir büyüme gösterip ülkeler sıralamasında öne geçebilmesi için neler yapılması gerektiğini tartışmak amacıyla yazılmıştır. Sorunun cevabı büyüme teorisinin detaylı bir biçimde incelenmesiyle bulunabilir. Kitabın ilk kısmında, büyüme teorisinin işaret ettiği büyüme sağlayıcı faktörler detaylı bir biçimde incelenmekte; ikinci kısmında da Türkiye’nin incelenen bu faktörler açısından, rakiplerine ve ilişki içinde olduğu ülkelere göre ne durumda olduğu araştırılmaktadır.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

TEK EKONOMİ ÇOK REÇETE

KÜRESELLEŞME, KURUMLAR VE EKONOMİK BÜYÜME

y a y ı n e v i

Yazar: Dani Rodrik Çevirmen: Neşenur Domaniç “Dani Rodrik, ekonomik kalkınmaya ilişkin sorunlara özenli ekonomik analizler uygulamak ve aklıselimle yaklaşma konusunda öncüdür. Bilgisi, bildiklerimiz ve bilmediklerimizle ilgili anlayışı, alçak gönüllülüğe ve pragmatizme işaret etmesi, bağlantıları dikkate alması, bütün bu niteliklerin kitaptaki bölümlere nüfuz etmiş olması, kitabı hem akademisyenler hem de uygulamacılar için uygun hale getiriyor. “ -A. MICHAEL SPENCE, Ekonomi Dalında Nobel Ödülü Sahibi, Stanford Üniversitesi

e f i l

“Belki de Tolstoy mutlu ve mutsuz aileler konusunda haklıydı; fakat aynı kural gelişmekte olan ekonomiler için geçerli değil. Başarı öykülerinin hepsi aynı değil. Hızlı ekonomik büyüme için pratik, evrensel bir formül bulunmuyor. Dani Rodrik’in temel iddiası bu ve bunu birçok örnekle güçlü ve inandırıcı bir biçimde ortaya koyuyor.” -ROBERT M. SOLOW, Ekonomi Dalında Nobel Ödülü Sahibi, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

12

“Tek Ekonomi Çok Reçete ekonomik kalkınma konusunda, Julia Child’ın Fransız mutfağı konusunda yaptığını yapıyor. Child, müstakbel aşçılara nasıl mükemmel şef olabileceklerini öğretti. Dani Rodrik ise iktisatçılara ve politika planlayıcılara başarılı ve sürdürülebilir kalkınma programlarını nasıl inşa edeceklerini öğretiyor. Kalkınma iktisadının ustaca uygulanmasını telkin edip öğretiyor.” -GEORGE AKERLOF, Ekonomi Dalında Nobel Ödülü Sahibi ve Koshland İktisat Profesörü, Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley


AKILLI KÜRESELLEŞME Yazar: Dani Rodrik Çevirmen: Burcu Aksu Yüzyıllardır iktisatçılar, finans ve ticarette küreselleşme konusunu öne çıkarmaktalar; ancak küresel bir ekonomi ve serbest ticaretin her zaman avantajlı olmayabileceğine ilişkin sürekli uyarı işaretleri de mevcuttur. Baskı noktaları nerelerdir? Bunlarla ilgili ne yapılabilir?

Yazar: Dani Rodrik

ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

s o s y a l b i l i m l e r

Küresel mali krizin ertesinde iktisat bilimi eleştirilerin gözde hedefi hâline gelmiş bulunuyor. İktisatçılar adamakıllı yeriliyor ve sahip oldukları nüfuz kamuoyu tarafından alaya alınıyor. Yine de, iktisatçıların sunduğu hizmetler her zamankinden daha fazla talep ediliyor. Bu çelişkiyi çözmek için iktisadın kuvvetli ve zayıf yönlerini anlamamız gerekiyor. Dani Rodrik iktisatçıların “model” olarak adlandırdığı çok sayıda teorik çerçevenin iktisatta bir arada yer almasının iktisadın kuvvetli yönünü oluşturduğunu ileri sürüyor. İktisatçılar gerçek dünyaya ilişkin çeşitli ve olasılıkla çelişkili modelleri akıllarında tutacak şekilde eğitim alırlar. İşlerini düzgün yaptıklarında iktisatçıların dünyayı anlamalarını, onu daha iyi bir yer hâline getirmek için faydalı önerilerde bulunmalarını ve bilgi birikimlerini zamanla arttırmalarını sağlayan şey budur. Kısaca söylemek gerekirse, iktisadı – fizikten ya da diğer doğa bilimlerinden farklı olmakla birlikte – “bilim” yapan budur; fakat senkretizm (kaynaştırıcılık) rahat bir ruh hâli değildir; iktisatçılar yersiz bir güven ve kibir duygusu karşılığında bundan vazgeçerler – özellikle de devlet politikasıyla ilgili sorunlarla karşılaştıklarında. İktisatçılar geçici heveslere ve modalara kapılmaya yatkındırlar ve çoğu defasında, kendi disiplinleri tüm zamanlarda ve mekânlarda geçerli olacak bir model bulmaktan başka bir şeyle ilgilenmiyormuş gibi hareket ederler. İktisadın modellerden meydana gelen bir derleme olduğunu dikkate almazlar. Farklı türde modeller arasında yollarını bulmak ve hangi modelin hangi koşullarda geçerli olduğunu anlamak zorunda kaldıklarında, aldıkları eğitim onları yarı yolda bırakır. İdeolojiler ve siyasal tercihler sık sık modeller arasından yapılacak seçimlerdeki analizlerin yerini alır. Dolayısıyla bu kitap hem iktisadı savunuyor hem de onu eleştiriyor. İktisatçıların toplumsal fenomenler hakkındaki düşünce biçimleri büyük faydalar sağlıyor; fakat beceriksiz iktisatçılar tarafından kullanıldığında, iktisadın esnek ve bağlamsal yapısı onun yumuşak karnını oluşturuyor.

İKTİSAT

y a y ı n e v i

İKTİSADI ANLAMAK

e f i l

Dani Rodrik konunun arka planını, altın standardının dönüm noktası olan Bretton Woods Anlaşması ve Washington Mutabakatı ile on yedinci yüzyıldaki kökenlerinden günümüze kadar inceliyor. Ekonomik küreselleşmenin, gelişmiş ülkelerde benzeri görülmemiş refah düzeyleri sağlamasına, Çin ve Asya’nın diğer ülkelerindeki yüz milyonlarca fakir işçi için bir nimet olmasına rağmen dayanıksız sütunlar üzerinde duran bir kavram olduğunu ileri sürüyor. Bunun uzun dönemli sürdürülebilirliği belirli değildir. Rodrik’in tezlerinin özü, temel bir “üçlü çelişki”dir; demokrasi, kendi kaderini tayin etme ve ekonomik küreselleşmeyi eş zamanlı olarak gerçekleştiremez. Hükümetlere çok fazla güç verirseniz himayecilik elde edersiniz. Piyasalara çok fazla özgürlük verirseniz fayda sağlamasını beklediğiniz kişilerin çok az sosyal ve politik destek verdiği istikrarsız bir dünya ekonomisi elde edersiniz. Rodrik; azami küreselleşmeyi değil, akıllı küreselleşmeyi savunuyor.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 14x21 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

13


DOĞAL İKTİSAT

NEDEN İKTİSAT NEREDEYSE HER ŞEYİ AÇIKLAR

s o s y a l

b i l i m l e r

Yazar: Robert H. Frank Çevirmen: Tuncel Öncel

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 2. Basım

HER GÜN KARŞILAŞTIĞIMIZ MUAMMALARIN ARKASINDAKİ SIRLARI KEŞFEDİN. Kahverengi kabuklu yumurtalar, neden beyaz olanlardan daha pahalıdır? Buzdolabının lambası varken buzluk kısmında neden lamba olmaz? Kamikaze pilotları neden kask takıyorlardı? CEVABI BASİT: EKONOMİ. Ekonomi sadece sınıflarda öğretilen veya bankalarla ilgili olan bir şey değildir. Sinema ekranından sokaklara kadar her yerde karşımıza çıkar, yaptığımız ve gördüğümüz her şeyi etkiler. Hatta hayatın en ilgi çekici ve anlaşılmaz bazı yönlerini bile açıklayabilir. Ekonomist Robert Frank yıllardır öğrencilerini, özel ürün tasarımından cinsel cazibenin kaprislerine kadar gündelik hayatta karşılaşılan çeşitli garip durumları ekonomiyi kullanarak açıklamaları için teşvik ediyor. Bu kitapta Robert Frank, gündelik hayatın en kafa karıştırıcı yönlerinin nasıl olup da aslında (ekonomik) akla tamamen uygun olduğunu göstermek amacıyla bu soruların en ilgi çekici olanlarını ve bunları yanıtlarken kullanılan ekonomi ilkelerini bizlerle paylaşıyor. “Büyüleyici… hayattaki en garip bilmecelerin bazılarını cevaplıyor.” -Daily Mail “Cebimizdeki o soğuk, trink paranın nasıl olup da dünyamızı döndürdüğünü anlatıyor.” -Independent “Açık büfe yemeklerden birinde olduğu gibi tekrar tekrar geri dönebilirsiniz.” -New York Times “Büyüleyici, zihin açıcı ve çok eğlenceli.” -Steven Pinker

DARWIN EKONOMİSİ y a y ı n e v i

Yazar: Robert H. Frank Çevirmen: Haldun Paltalı

e f i l

ÖZGÜRLÜK, REKABET VE KAMU YARARI

“’lerin henüz başındayken lisans düzeyinde davranışsal iktisat dersi verenlerden biri de bendim. Karşıma çıkan ilk mesele, öğrencilerin derse kaydolmasını sağlayabilecek ilgi çekici bir isim bulmaktı. Sonunda dersin adını ‘Rasyonel Seçimden Sapmalar’ koymaya karar verdim. Haliyle o dönemde standart bir ders içeriği de mevcut değildi. Çokça düşündükten sonra dersin içeriğini iki geniş başlık altında toparlamaya karar verdim: ‘Rasyonel Seçimden Pişmanlıkla Sapmalar’ ve ‘Rasyonel Seçimden Pişman Olmadan Sapmalar’. Birinci başlığın altına, insanların yatkın olduğu birçok sistematik bilişsel hatayı belgeleyen çalışmaları koydum. ‘Rasyonel Seçimden Pişman Olmadan Sapmalar’ başlığının altında ise insanların standart rasyonel seçim modellerinin öngörülerinden pişmanlık duymaksızın sapmalarını betimleyen çalışmaları sıraladım.”

Robert H. Frank bu kitabında, son on yıldır iktisatçıların kaçış alanı haline gelen “Davranışsal İktisat” konusunu masaya yatırıyor. Bu alandaki akademisyenler, çalışmalarını büyük ölçüde iktisat ve psikolojinin kesişiminde sürdürmekteler. Frank buna biyolojiyi de eklemekte ve Darwin’den yola çıkarak iktisat teorisinde rasyonellik ve rasyonel davranış biçimlerini analiz etmektedir. Bunu yaparken de kendi deneyimlerinden yararlanmaktadır. Frank, davranışsal iktisada nasıl bulaştığını şöyle ifade etmekte:

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

14

Robert H. Frank’ın Darwin Ekonomisi kitabını en az Doğal İktisat kitabı kadar ilgi ile okuyacaksınız.


MARX’IN İNTİKAMI Yazar: Meghnad Desai Çevirmen: Gökçer Özgür

e f i l

“Bu kitap kızdırmayı ve kışkırtmayı amaçlıyor” Seçkin bir iktisatçı ve alıştığımız sıradışı insan Meghnad Desai, yaşamının büyük bir kısmını Sol’un savunucusu olarak geçirdi. Bu kitap, Thatcherizm’in meydan okumasının, Sovyet sisteminin çöküşünün ve İngiliz İşçi Partisi’nin piyasa odaklı siyaseti benimsemesinin başlattığı bir gözden geçirme döneminin sonucudur; bu olaylar Desai’yi, “demokratik sosyalizm yolunun sonuna gelindiğini” kabul etmeye itmiştir.

-Development Policy Review “Sol’dan gelen eleştirilerden biri, ‘toplumsal kapitalizmi’ umut etmenin aşırı iyimser olduğuydu belki de; ancak elimizdeki tek şey kapitalizm ve Meghnad Desai’nin kitabı, Marx’ın İntikamı’nın zamanlaması mükemmel.” -William Keegan, The Observer

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

y a y ı n e v i

“… aydınlatıcı, akla uygun ve pek çok bilgi içeren bir kitap; zaman zaman kışkırtıcı ve eğlenceli, ama hepsinden öte dünyanın geldiği yer ile ve ekonomik dünyamızı, yükselen öz bilinçle ele almamızı sağlayan yargının hataları ve dönüm noktaları ile ilgili düşündürücü.”

s o s y a l

MARKSİST İKTİSAT TEORİSİ

b i l i m l e r

Yazar: Meghnad Desai Çevirmen: Nail Satlıgan Meghnad Desai’nin kitabı, canlı bir ihtiyaçtan doğmuştur: Gelişmiş kapitalist ülkelerin, neoklasik gelenek içinde eğitim gören iktisat öğrencilerine Marx’ın iktisat teorisini bir bütün olarak ve bildikleri analiz araçları ile ilişkisini de kurarak anlatmak. Ancak, buradan hareketle kitabı sıradan bir ders kitabı gibi görmek yanlış olacaktır, çünkü Desai, Marksist iktisadı yaşayan bir teori olarak ele alıyor ve bir yandan eksiklik ve hatta yanlışlıklarını vurgularken öte yandan kapitalizmin çağımızdaki dinamiğini de açıklayacak yönde geliştirilmesi için öneriler getiriyor. Türkiye’de de Marksist iktisada ilgi her geçen gün artarken iktisat eğitimi bütünüyle Anglosakson geleneğini sürdürüyor. Bu açıdan kitabın, Türkiye’de önemli bir boşluğu dolduracağını sanıyorum. -Asaf Savaş Akat İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

15


EKONOMİ HAYDUTLARI

YOLSUZLUK, ŞİDDET VE ULUSLARIN YOKSULLUĞU Yazarlar: Raymond Fisman-Edward Miguel

Çevirmen: Tuncel Öncel

s o s y a l

b i l i m l e r

“Fisman ile Miguel’in yeni kalkınma iktisatçıları kuşağının en iyi ve parlak temsilcilerinden olduklarını zaten biliyordum. Bu kitap sayesinde büyük birer yazar ve hafiye de olduklarını öğrendim. Yolsuzluk ve şiddet konularında artık bıkkınlık vermiş eski analizleri geride bırakan, bu konuları daha iyi kavramamızı sağlayan dâhice yollar buluyorlar. Dünyada yoksulluğu ve şiddeti umursayan hiç kimsenin göz ardı edemeyeceği canlı bir öykü anlatıyorlar.” -William Easterly, The White Man’s Burden’ın yazarı “Ekonomi Haydutları, yoksulluk, suç ve yolsuzluk arasındaki önemli bağlantıları ortaya çıkararak, yaşadığımız dünyanın ne kadar küçük ve iç içe geçmiş olduğunu görmemize yardım ediyor.” -Dan Ariely, Predictably Irrational’ın yazarı

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

“Ekonomi Haydutları, iktisadi kalkınmanın karanlık yüzüne yapılmış büyüleyici bir keşif gezisi. Dünyanın en yaratıcı iktisatçılarından ikisi, iktisat hafiyeliği alanındaki dikkat çekici yeteneklerini kullanarak şiddeti, yolsuzluğu ve yoksulluğu en beklenmedik yollarla inceliyorlar. New York şehri park cezaları, Suharto’nun nezle olması gibi görünüşte alakasız olan olaylar, dehaları sayesinde dünyanın gerçekte nasıl işlediğini anlamakta kullanılabilecek güçlü araçlar hâline geliyorlar. İktisatla ilgili bir kitap, nadiren bu kadar eğlenceli ve önemli olmuştur.” -Steven D. Levitt, Görünmeyen Ekonomi’nin ortak yazarı

KARL MARX’DA İKTİSADÎ BÜYÜME y a y ı n e v i

MARX’IN GÖRÜŞLERİ VE HARROD’LA KARŞILAŞTIRMA

e f i l

Yazar: Sencer Divitçioğlu

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 2. Basım

16

Sencer Divitçioğlu, kitabın önsözünde şöyle demektedir: “Marx’ta toplumların iktisadi ve sosyal evrimi teorisi yanında bir de günümüzün anlamı ile kapitalizme has iktisadî büyüme teorisi var mıdır? Varsa bu teorinin, daha kesin, daha mükemmel modern analiz metotlarının ışığı altında yeri nedir ya da başka bir deyiş ile modern analizin çerçevesi içinde Marx’ın büyüme teorisi nasıl bir şekil almaktadır? İncelememiz, bu sorulara cevap vermeye çalışacaktır. Esas olarak Das Kapital’deki Marx, bizi ilgilendirmektedir. Bütün araştırmalarımız boyunca Das Kapital’den bir İktisadî Büyüme Teorisi çıkarmaya çalışacağız. Tabiatıyla, bu eserin çizdiği sınırlar içinde kalmak şartıyla, Marx’ın diğer eserlerine de ara sıra atıflar yapılacaktır. Her şeyden önce Schumpeter’in Marx’larından Peygamber, Hoca ve Sosyolog Marx’ları, iktisadî no man’s land’in dışında bıraktığımızı söylemeliyiz. Öte yandan araştırmamızda bununla da yetinmeyip iktisatçı Marx’ı bile parçalara ayırmaktayız. Mesela bir kıymetçi Marx, bir bölüşümcü Marx incelememizin dışında kalacak, sadece büyümeci Marx ilgimizi çekecektir. Öyle ise Marx; ancak iktisadî no man’s land’in büyümeci Marx’ı olarak incelememize girecek ve bu yoldan akademik öğretilerle karşılaştırılacaktır.” Hocaların hocası Sencer Divitçioğlu’nun klasik bir çalışma haline gelen bu kitabı, içeriği ve analizleri ile hâlâ güncelliğini koruyor.


İKTİSAT KURAMININ GEÇMİŞİNE BİR BAKIŞ Yazar: Mark Blaug Çeviri Editörü: Ömer Faruk Çolak

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

s o s y a l

Beşinci baskı, daha önceki baskılarda yer verilen iktisadın yedi büyük kitabına ilişkin Okuma Kılavuzları’nın yanı sıra Walras’ın Saf İktisadın Öğeleri ve Keynes’in İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi’ne dair Okuma Kılavuzları’nı da içeriyor. Smith, Ricardo ve Marx hakkındaki bölümlere küçük, ama önemli eklemeler yapıldı. Marjinal verimlilik kuramı, genel denge kuramı ve refah iktisadı hakkındaki bölümlerde ise büyük değişiklikler gerçekleştirildi. Modern makro iktisadın ele alınışı büyük ölçüde değiştirildi ve “İleri Okuma İçin Notlar” hem budandı hem de güncelleştirildi.

y a y ı n e v i

Bu kitap nasıl okunmalı? Bu sorunun yanıtı, kitabın “baştan sona” okunması gerektiğidir; ancak bu yanıt, kitapları şöyle bir karıştırmayı, kitapların şu ya da bu sayfasını seçip okumayı seven okuru hiçbir zaman tatmin etmeyecektir. Bu tür okurlara, argümanın birikimli bir şekilde oluşturulduğunu ve sonraki bölümlerin, öncekilerde sunulan bilgilerin öğrenildiği varsayımıyla yazıldığını hatırlatmak gerek: Kitapta daha önce anlatılanlara dair sayısız özet bulunmaktadır; ama yine de hiçbir bölüm bütünüyle bağımsız değildir. Kısacası bu kitap, hem geçmişin hem de günümüzün iktisadını öğrenmek içindir ve iflah olmaz göz atıcının ödeyeceği ağır bir bedel bulunmaktadır.

e f i l

Bu kitap, Adam Smith’ten John Maynard Keynes’e –aslında David Hume’dan Milton Friedman’a– uzanan bir iktisadi düşünce tarihi kitabı; ancak bu kitapta tarih, belirli bir farklılıkla anlatılıyor. Birincisi, iktisadi öğretilerin değil, iktisat kuramının tarihi anlatılıyor; yani kitap boyunca konu dışı, eğlenceli tarihsel göndermeler ya da renkli biyografik atıflarla sulandırılmadan kuramsal analize odaklanılıyor. İkincisi kitap, öğrencileri ilk elden büyük iktisatçıların yazdıklarına aşina kılmak amacıyla ana iktisadi metinlerden dokuz tanesine –Smith, Ricardo, Mill, Marx, Marshall, Wicksteed, Wicksell, Walras ve Keynes– yönelik ayrıntılı “Okuma Kılavuzları” içeriyor.

İKTİSATTA YÖNTEM Yazar: Mark Blaug Çevirmen: Levent Konyar

b i l i m l e r

Bu kitap, iktisadın doğası hakkında bir incelemedir. Başlangıç bölümlerinde bilim felsefesindeki güncel düşünceler ve yöntem üzerine yazılanların bir değerlendirmesi sunulmaktadır. Profesör Blaug, daha sonra refah ekonomisinin mantıksal statüsü gibi zorlayıcı bir sorunu ele alarak okuyucuyu iktisatta öne çıkan konuların anlaşılmasına yöneltmektedir. Ardından önde gelen iktisat tartışmalarını içeren bir dizi vaka çalışması bunu izlemektedir. Burada amaç, iktisatçıların üzerinde anlaşmaya varamadığı önemli sorunları çözmek yerine yöntem sorununa daha çok dikkat çekerek iktisattaki anlaşmazlıkların nasıl daha çok aydınlatılabileceğini göstermektir. En son bölüm, dağılan uçları bir araya getirmekte ve modern iktisatta neyin yanlış olduğu hakkında yazarın görüşünü vermektedir. Profesör Blaug’un bu kitabı, gözden geçirilmiş ve güncelleştirilmiş yeni baskısından Türkçeleştirilmiştir. Blaug kitapta makroekonomi, genel denge kuramı ve dış ticaret kuramı konularındaki son gelişmeleri tartışmaktadır.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

17


İSTİKRARSIZ BİR EKONOMİNİN İSTİKRARI

s o s y a l

b i l i m l e r

Yazar: Hyman P. Minsky Çevirmen: Oğuz Esen

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

“Hyman Minsky kariyerinin önemli bir kısmını, finansal sistemlerin esas itibariyle spekülatif saldırılara karşı savunmasız olduğunu ve bu saldırılar yeterince kalıcı olduğu takdirde bunların krizlerle sonuçlanmasının kaçınılmaz olduğu fikrini geliştirmeye harcamıştı Aslında ‘Minsky Anı’, Wall Street’de bir slogan haline gelmişti.” -The Wall Street Journal “Yirmi beş yıl önce çoğu iktisatçı, finansal kuralsızlaştırma ve finansal yeniliklerin erdemlerine methiyeler düzerken Hyman P. Minsky adında bildiğini okuyan başına buyruk biri, Wall Street’e ilişkin olumsuz bakışını koruyordu. Aslında o, bankacıların, aracıların ve diğer finansörlerin dönem dönem ekonominin tümünü alevler içinde bırakan kundakçı rolünü oynadıklarını belirtmişti.” -John Cassidy, The New Yorker “Konut kredisinden büyük bir kredi krizine giden güzergah, zayıf bir ekonomi ve çöken finansal modeller… Bunların hepsi Hyman Minsky’nin öngörüleri ile önceden görülebilmişti. Onun çalışması, üzerinde hareket ettiğimiz zeminin ve önümüzdeki yolun anlaşılmasında temel olmaya devam etmektedir.” - George Manus, Baş İktisat Danışmanı, UBS Yatırım Bankası “Eski bir sorunu yeniden gündeme getirmenin zamanı gelmiştir: Ekonomiler özünde ne kadar istikrarsızdır? Günümüzün çağdaş iktisatçılarının rehberliğinden feyz alacağımıza geçmişin devlerinden bazılarına dönmemiz gerekir. Hyman Minsky’nin çalışması, bu konuda özellikle isabetli bir seçim olacaktır.” -Jeff Madrick, The New York Times

y a y ı n e v i

FEODALİTE VE KLASİK DÖNEM OSMANLI ÜRETİM TARZI Yazar: Mehmet Ali Kılıçbay Modern Türkiye, yıllık Osmanlı mirasından soyutlanamaz. Bu olgunun bilinci içinde, “bugünü anlamanın” bir yöntemi olarak bu kitapta, Osmanlı üretim tarzını oluşumu içinde incelemeye uğraştık.

e f i l

Osmanlı üretim tarzının niteliğini belirleyebilmek için en uygun karşılaştırma nesnesinin feodal üretim tarzı olduğu kanısındayız. Bu kanıya varmamızın nedenlerinden birisi, soyut düzeyde feodal üretim tarzının anlaşılması konusunda oldukça büyük mesafenin alınmış bulunması ve somut düzeyde sağlıklı bir karşılaştırma yapmaya olanak verecek yeterlikte malzemenin var olmasıdır. Osmanlı üretim tarzının niteliği üzerindeki çalışmalar, son yıllarda yeni bir ivme kazanmıştır. Başlangıçta Batılı bilim adamlarının tekelinde olan “Osmanlı araştırmaları”, son otuz yıldan beri ülkemizde de artmaya başlamıştır. Bu, çok mutluluk verici olmakla birlikte bunun, aydınlanmamıza önemli ölçüde katkıda bulunduğu söylenemez.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

18

Bu çalışmada, Osmanlı sisteminin oluşum ve olgunluk dönemi olan arasının iktisadi dokusu, feodal üretim tarzıyla karşılaştırılarak incelenmektedir. Osmanlı sisteminin neden Batı modelinden farklı olduğu ortaya koyulmaktadır. Böylece kitap, Osmanlı sisteminin “klasik” adı verilen dönemini, izleyen “bozulma” dönemi ile bu “bozulmuş” sistemin tasfiyesi niteliğindeki Modern Türkiye’nin de konumunu ve kişiliğini belirlemektedir.


EKONOMİK TEORİ VE ANALİZİN TARİHİ Yazar: Ahmet Ertuğrul

e f i l

Sosyal bilimler kategorisi içerisinde sayılan ekonomi bilimi, modern anlamıyla insanın ekonomik davranışlarını piyasa mekanizması içerisinde inceler. A. Smith ve diğer klâsik ekonomistlerde ve Marshall’da gördüğümüz bu anlayış, ekonomik teori ve analizin tarihi ile ilgili önemli bir sınırlamayı da zorunlu olarak ortaya koymaktadır. Yani insanın ekonomik davranışı ile piyasa mekanizması veya kavramının birlikte düşünülmesi. Bu anlamda modern ekonomik teori ve analizin, Smith’in piyasa mekanizmasının düzenleyici rolünü keşfetmesiyle başladığı genelde kabul edilir. Bu çizgide klâsik ve neoklâsik ekonomistlerin çalışmalarının ortaya koyduğu düşünce, teori ve analizlerdeki gelişmeler büyük ölçüde bu kitabın konusu olmuştur. Bu ortodoks çizgi dışında piyasa mekanizmasının yetersizliğini, alternatiflerini, ekonominin diğer sosyal bilimler ve kurumsal yapı ile ilişkisini öne çıkaran heterodoks çizgideki çalışmalar da dengeli bir şekilde kitap kapsamına alınmıştır.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

s o s y a l

Kitapta teori ve analize katkılar, olabildiğince matematik tekniklere dayalı çıkarsama ve kanıtlamalara girmeden yalın halleriyle, dayandıkları vizyon ve esaslar dikkate alınarak aktarılmaya çalışılmıştır. Dolayısıyla kitap, matematik ve teknik ayrıntılardan olabildiğince arındırılarak hazırlanmıştır. Bu haliyle çalışmanın; ekonomi bilimine aşinalığı bulunan, başlangıç düzeyinde ekonomi bilgisi sahibi herkes tarafından, en azından çoğu bölümlerinin, rahatlıkla okunup değerlendirilebileceğini düşünmekteyim.

y a y ı n e v i

Kitapta Smith’in Wealth of Nations’ı, modern ekonomik teori ve analizin başlangıç tarihi olarak kabul edilmiştir ve ağırlıklı olarak bu tarihten sonrası incelenmiştir; ancak Smith’e temel oluşturan, Antik Yunan dönemine kadar uzanan tarihsel, sosyal ve ekonomik analizde kullanılan önemli kavramlarla ve yaklaşımlarla ilgili entelektüel birikim de kapsam içerisine alınmaya çalışılmıştır.

POST-KEYNEZYEN İKTİSAT Yazar: Mehmet Fatih Cin

b i l i m l e r

Elinizdeki kitap, günümüzde Ortodoks iktisat anlayışını yansıtan ve dünya üniversitelerinde egemen olan alternatifsiz iktisat söylemine ve çözümlemelerine, Heterodoks karşı çıkışın kısa bir analizini sunmaktadır. Yazar, adına “Post-Keynezyen İktisat” denilen ve iktisat çevrelerinde giderek artan bir ilgiyle karşılanan bu görüşleri okuyucuyla buluşturuyor. Son yıllarda yabancı kaynaklarda sıkça karşılaştığımız bu görüşler, Türkiye’de hem yeterince bilinmiyor hem de bu konuyu ele alan çalışmalar konusunda ciddi sıkıntılar bulunuyor. Post-Keynezyen İktisat, bu konudaki temel boşluğu gidermeye yönelik ilk adımı atmış durumda. Örneğin; gerçek dünyada fiyatların belirlenmesi, parasal genişleme süreci ve ekonomi üzerindeki etkileri, büyüme kuramı ve iktisat politikası alanlarında standart ders kitaplarında bulamayacağımız açıklamalar okuyucuyla buluşturuluyor. Meslekten olan okuyucuya sunulan teknik açıklamalar dışında meslekten olmayan okuyuculara da hitap eden çalışma, iktisadi olguları alternatifsiz bir açıklamayla sunan neoklasik kurama, ihtiyacı çok duyulan bir seçeneği de sunmuş durumda. İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

19


KÜRESEL FİNANS VE MAKRO İKTİSAT Yazar: Vural Fuat Savaş

Bu kriz sadece dünya ekonomisini sarsmakla kalmamış, geleneksel iktisat teorisinin temellerini de sarsmıştır. Önceleri iktisatçılar böyle bir krizin gelmekte olduğunu neden göremediler gibi sorularla başlayan eleştiriler, daha sonra geleneksel makro teorinin ne kadar gerçekçi ve ne kadar güvenilir olduğunu sorgulamaya yönelmiştir. İki dünya krizi de, geleneksel makro teorinin “finans piyasalarının daima dengede olacağını” öne süren görüşünün yanlış olduğunu göstermişti. Öyleyse geleneksel teori neden bu yanlış yoldan yürümeye devam ediyordu? İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

Bu soru, iktisatçıları geleneksel iktisadın dayandığı temel varsayımları incelemeye yöneltti ve şaşırtıcı sonuçlara ulaştırdı. Geleneksel iktisat teorisi; gerçek dünya ile ilgisiz, soyut varsayımlara dayanıyordu ve bu yapısıyla geleneksel iktisadın, gerçek dünyayı yönlendirmede güvenilir bir teorik çerçeve oluşturması olanaksızdı. O halde ne yapılması gerekiyor? Bu kitap, okuyucuyu bu soruya kadar getirmeyi amaçlıyor.

EKONOMETRİYE GİRİŞ

y a y ı n e v i

s o s y a l

b i l i m l e r

ABD’de yılında ipotekli ev kredisi sisteminin iflası ile başlayan banka krizi, kısa bir sürede genişleyerek tüm finans sektörünü içine alan bir krize dönmüştür. Binlerce işletme ve banka iflasa sürüklenip ekonomi tamamen durmuş, işsizlik oranı ABD’nin tarihinde Birinci Dünya Krizi’nden sonra ilk defa yüzde onu aşmıştır. Bundan daha kötüsü Amerika’da başlayan bu kriz, kısa sürede dünyanın diğer gelişmiş ülkelerine de sıçramış ve dünya ekonomisi “İkinci Dünya Krizi” ne girmiştir.

Yazarlar: James H. Stock-Mark W. Watson Çevirmen: Bedriye Saraçoğlu Stock ve Watson’un Ekonometriye Giriş kitabı, ekonometriye giriş ve uygulamalı ekonometri derslerinde kullanılmak için hazırlanmıştır. Ekonometri alanında önemli değişiklikleri de kapsayan kitabın, örnekler ile anlatım yöntemi sayesinde pedagojik bir üstünlüğü de vardır. Bundan dolayı kitap, öğrenci ve öğretici dostudur.

e f i l

Kitap, özelliklerinin yanı sıra ekonometriye yeni ve farklı bir bakış açısı getirerek klasik ekonometri kitaplarından ayrılmaktadır. Bundan dolayı da kitap, hem lisans hem de lisansüstü düzeydeki derslerde yararlanılabilecek bir içeriğe sahiptir. Kitapta ekonometri terimlerinin Türkçe karşılıkları da verilmiştir. Böylece öğrencinin hafızasına yer etmesini de kolaylaştırmak istenmiştir. Bilindiği üzere ekonometri, son yirmi yılda uzun bir yol kat etmiştir. İKTİSAT ISBN: Boyut: 22x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

20

Kitap, kapsanan konular itibari ile uygulamalı ekonometriyi en iyi şekilde yansıtmaktadır. Kitap, ekonometride kullanılan yöntemler ve sınamalar üzerine odaklanarak öğrencilerin en çok zorlandıkları alanı kolaylıkla öğrenmelerini sağlamaktadır.


GİRDİ-ÇIKTI MODELLERİNE GİRİŞ Yazar: Osman Aydoğuş Kitabın konusunu, özellikle reel ekonominin sektörel düzeyde ve bir bütün olarak incelenmesinde vazgeçilmez bir yere sahip olan girdi-çıktı modelleri ve bu modellerin yaygın iktisadi uygulamaları oluşturmaktadır.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 3. Basım

s o s y a l

Bu kitabın hem lisans öğrencileri hem de konuya ilgi duyan uygulamacılar için temel bir kaynak oluşturacağı muhakkaktır.

EKONOMİZAH

Yazar: Serdar Ongan

b i l i m l e r

Bazen çok hoş bir karikatür, bazen de çok hoş bir fıkra, insanı günlük hayatın stresinden uzaklaştırır, rahatlatır ve eğlendirir. Eğlendirirken düşündürür. Günümüzde mizahın ulaştığı güç tartışılmaz. Sadece bir karikatür veya bir fıkra o kadar çok şey ifade edebilir ki onu sayfalarla açıklayamaz saatlerce anlatamazsınız. Bu özellikleri ile mizahın eğitim amaçlı kullanımının Babillere kadar gittiği bilinmektedir. Özellikle öğrenciler tarafından zaman zaman karmaşık ve sıkıcı bir bilim dalı olarak değerlendirilebilen ekonomi eğitiminde de bu anlamda mizahtan yararlanmak oldukça faydalı olabilmektedir. Bu kitapta, bugün fizikten tıbba, psikolojiden hukuka kadar birçok bilim dalı ve dolayısıyla meslek grubu için yapıldığı gibi, ekonomi ve ekonomistler ile ilgili fıkra, hikâye ve değerlendirmelere yer verilmektedir. Amacı biraz hoşça vakit geçirtmek ve eğlendirmek olan bu kitap, bir anlamda öğrencilere ekonomi bilimiyle ilgili genel, eğitimcilere de entelektüel bir bakış açısı getirecektir.

y a y ı n e v i

Kitabın diğer önemli bir özelliği, her alt bölümde somut alıştırma ve problemlere yer verilmiş olmasıdır. Ayrıca her bölümün sonunda konuyla ilgili temel başvuru kaynaklarının verilmiş olması, ilgili okuyucuya yön göstermek açısından önemli bir katkı sağlamaktadır. Önemli hususların okuma ritmini bozmaksızın çeşitli kutularda detaylandırılmış olması, bir diğer önemli özelliktir. Tüm bu özellikler ve kullanılan dilin sadeliği, berraklığı ve akıcılığına ek olarak kitaba damgasını vuran mantıksal insicam, haklı olarak kitabın “okuyucu dostu” olarak nitelenmesine olanak vermektedir.

e f i l

Günümüz ekonomileri son derece karmaşık yapılardır; bu yapıların sağlam teorik temeller üzerinde analiz edilmesi ve somut politika önerilerinin geliştirilmesi, iktisadın temel amaçlarındandır. Ekonomik yapıyı oluşturan üretim ve tüketim birimleri arasındaki karşılıklı alışverişlerin hem ekonomi çapında, hem sektörel düzeyde ve hem de nicel olarak ele alınmasına olanak sağlayan girdi-çıktı (input-output) analizi bu açıdan önemli bir yere sahiptir. Basit matematiksel yapısının uygulamada sağladığı kolaylık, input-output veya Leontief olarak da adlandırılan girdi-çıktı modellerinin en kayda değer özelliklerinden biridir.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 10x15 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

21


KÜRESEL KRİZ ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE’NİN CARİ AÇIK SORUNSALI Editörler: Turan Subaşat-Hakan Yetkiner

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

y a y ı n e v i

s o s y a l

b i l i m l e r

Türkiye ekonomisi yüzyılın son çeyreğinde, hızlı bir dışa açılma süreci yaşamış ve uluslararası piyasalarla bütünleşmiştir. Bu bütünleşme, hem mal ve hizmet hem de finans piyasasında gerçekleşmiş ve sancılı olmuştur. Türkiye ekonomisi, ve gibi iki önemli kriz yanında pek çok daha küçük ölçekli kriz yaşamıştır. Bugün Türkiye’nin toplam dış borcundaki kaygı verici artış, küresel likiditedeki daralma nedeniyle hızla çevrilemez hale gelmektedir. Dış kaynaklar ve cari açıkla beslenen ekonomik büyümenin, kriz döneminde daralan cari açık ile küçüleceği görülmektedir. Kitabımızın amacı, Türkiye’nin içine girdiği bu riskli dönemde Türkiye ekonomisinin cari açık sorunsalını tartışarak bu dönemin en az kayıp ile geçirilmesi için neler yapılması ve uzun dönemde ekonominin daha sağlam bir yapıya kavuşturulması için dış ticaretin nasıl şekillenmesi gerektiğini ortaya koyacak yaklaşımları değerlendirmektir.

ZOR ZAMANLARDA İKTİSAT Editörler: Gökçer Özgür-Hakan Yetkiner

e f i l

yılında ABD’de patlak veren küresel kriz, kısa sürede tüm dünyaya yayıldı. Son yıllarda kısmi toparlanmalar yaşanmakla birlikte dünya ekonomisi henüz istikrara kavuşmuş değil. Krizin neden ortaya çıktığının yanı sıra istikrara nasıl kavuşulacağı da cevaplanmamış bir soru Krizler yol kazaları mı, yoksa kapitalist sistemin doğal işleyişinin bir sonucu mu? Böylesine büyük bir krizin gelişi neden fark edilmedi? Yoksa fark edenler vardı da sesleri mi duyulmuyordu? Bu krizi öngöremeyen iktisat disiplininin kendisi de bir kriz içinde olabilir mi? Daha önceki büyük krizlerde olduğu gibi iktisat da bir değişim içine girecek mi? Bütün bu sorular, iktisadın gündemini belirliyor. İktisat bir taraftan krizin nedenlerini incelerken bir taraftan da disiplinin bu yeni yüzyıldaki yönelimini kestirmeye çalışıyor. Hazırlanan bu derleme, bu konuları tartışmaya açma amacını güdüyor. Bu kitapta kriz ve nedenleri ele alınırken krizlerin iktisat disiplininde yol açtığı değişim de inceleniyor.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

22


FEMİNİST İKTİSAT’IN BAKIŞI POST MODERNİST Mİ? Yazar: Ufuk Serdaroğlu

e f i l

Yazar; “iktisadi bilginin, onu üretenlerin yaşam ve deneyimlerinden bağımsız olamayacağı, bu bağlamda da ‘durum odaklı ve kısmi’ olduğu görüşünden yola çıkarak mevcut iktisadi yaklaşımların (özellikle evrensellik, genellik, rasyonalite üzerine temellendirilen neoklasik iktisadın), ‘bilgi’ ve ‘güç’ ilişkisi temelinde pek çok farklı deneyimin yanı sıra kadın deneyimlerini ve dolayısıyla da kadın bakış açısını göz ardı ettikleri” iddiasından hareketle kitabını, “kadın bakış açısını da içerecek bir iktisat arayışı sürecindeki çabaların ürünü” olarak nitelemektedir.

Şöyle ki “iktisadın eril bir cinsiyetçi anlayışla yapılandırılmasından, modernist felsefenin ikincil sınırlandırmaları üzerine temellenen bilim anlayışı sorumlu” tutulmakta ve bu şekilde feminist iktisat, postmodernist bir bağlama sokulmaktadır. Böylece “Niçin feminist iktisat?” sorusunun cevabı da yine feminist ve postmodernist bakışların buluşma noktasını tanımlayan “Farklı deneyim ve algılara dayanan farklı iktisadi yaklaşımları ‘farklı ama eşit’ şiarıyla -hiyerarşik bir sıralamaya tabi tutmadan- kucaklayacak bir iktisat anlayışına, disiplinin kapılarını açmak.” olarak verilmektedir.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 2. Basım

s o s y a l

İKTİSAT VE TOPLUMSAL CİNSİYET Yazar: Ufuk Serdaroğlu

b i l i m l e r

“İktisat” ve “Toplumsal Cinsiyet”, iktisat yazınında, özellikle Türkiye’deki iktisat yazınında, bir arada telaffuzu hâlâ (ciddi) genel kabul görmüş iki terim değil. Diğer toplumsal disiplinlerde toplumsal cinsiyet analizleri ile bir aradalık, bu denli güçlü bir dirence muhattap olmazken iktisadın buna direnişi elbetteki tesadüfi değil: Özünde, farkında olunmasa ya da açıkça deklare edilmese de egemenin, iktidarını sürdürdüğü alanları muhafaza amacına yönelik bir direnç bu. Şöyle ki yerleşik iktisat, başlangıcından bu yana, diğer alternatif yaklaşımları hegemonyacı gücü ile dışlayarak egemen paradigma haline gelmiştir. Bu direncin karşısındaki en önemli güç ise iktisada “toplumsal cinsiyet farkındalığı” ile yaklaşan “feminist iktisat”. Feminist iktisat, toplumsal cinsiyeti bir analitik kategori olarak kullanmakta; iktisadı, kadına ait kılınanların yanı sıra “ötekileştirilerek” iktisadın kapsamı dışında bırakılan farklı tüm deneyimleri içerecek biçimde zenginleştirmeyi amaçlamaktadır. Feminist iktisat; iktisadın yapılandırılışındaki eril kodların deşifre edilmesinin, iktisadın toplumsal cinsiyetinin deşifresi anlamına geleceği görüşünden hareketle toplumsal cinsiyetin toplumsal yapılandırılışı ile (günümüz) iktisat disiplininin toplumsal yapılandırılışı arasındaki bağlantıları araştırmaktadır.

y a y ı n e v i

Kitapta, amacı “ekonomide kadını değil, kadın bakış açısını da içerebilecek bir biçimde ekonomiyi incelemek” şeklinde ifade edilen, “iktisat toplumsal cinsiyet ve bilimin kesişim noktalarının keşfi çabalarının ürünü” olarak sunulan feminist iktisadın, iktisattaki postmodernist bakışlarla buluşma noktaları irdelenmektedir.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

23


AYNALI SALON

s o s y a l

b i l i m l e r

Yazar: Barry Eichengreen Çeviren: Abdullah Cemal Balcı

İKTİSAT

e f i l

y a y ı n e v i

ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

24

Geçen yüzyılın iki büyük mali krizi, ’lu yıllardaki Büyük Bunalım ile ’de başlayan Büyük Durgunluk’tur. Her ikisinin de arka planında, kredilerdeki sert yükselişler, şaibeli bankacılık uygulamaları ve kırılgan, istikrarsız bir küresel finans sistemi vardı. ’de piyasalar kalp krizleri geçirirken, ekonomi politikasını belirleyenler en kötüsünü önlemek amacıyla Büyük Bunalım’ın derslerine başvurdu. Verdikleri yanıtla ’lu yıllardakine benzer bir finansal bir çöküşü ve yıkıcı bir bunalımı önlediler ama ABD ve Avrupa’da işsizlik buna rağmen dayanılmaz seviyelere yükseldi. Acı ve ızdırap alabildiğine yaygınlaştı. Bu noktada söz konusu olan soru, politik karar merkezlerinin neden daha iyisini yapmadıklarıdır. Barry Eichenberg’in bu ikiz krizin tarihine dair anıtsal eseri, Aynalı Salon, bu soruya bugüne kadar verilmiş en geniş kapsamlı yanıtı sunuyor. Eichengreen, bu iki kriz ve Kuzey Amerika ile Avrupa arasından sürekli gidip gelerek, Lehman Brothers’ın iflasını izleyecek bir başka Bunalım korkusunun, olumlu ve olumsuz sonuçlarıyla, her iki kıtadaki ekonomi-politik yanıtlara nasıl şekil verdiğini gösteriyor. Büyük Bunalım’ın öne çıkan özelliği banka iflasları olduğundan karar merkezleri sıkıntıdaki bankaları güçlendirmek için derhal harekete geçtiler; ama türev piyasaların ’lu yıllarda bir önem taşımıyor olması nedeniyle de gölge bankacılık diye bilinen sistemin sorunlarını gözden kaçırdılar. Yine ’lu yıllarda harcamaları desteklemek için çok az şey yapılmışken, hükümetler bu kez kamu harcamalarını da artırdı; ancak krize verilen bu yanıt gelişigüzel nitelikteydi ve daha sonraları özellikle Güney Avrupa’daki aşırı borçlu devletlere sorun çıkardı. Üstelik, aşırı vaatlerde bulunan politikacıların aldığı önlemlerin büyük çaplı bir ekonomik durgunluğu önlemedeki başarısızlığı nedeniyle de, harekete geçme yanlısı hükümetler ve merkez bankalarına yönelik hızlı bir tepki gelişti. Karar merkezleri de, çok geçmeden, henüz normal koşullara dönülmemişken normal politikalara geri dönme ayartısına erkenden boyun eğdi. Sonuç, Birleşik Devletler’de yıpratıcı derecede yavaş bir ekonomik canlanma, Avrupa’da ise sonu gelmeyen ekonomik durgunluklar oldu. Aynalı Salon, hem önemli bir ekonomi tarihi çalışması hem de aynı hatalardan bazılarına ikinci bir kez daha düşmekten nasıl kurtulduğumuza dair esaslı bir incelemedir. Sadece Büyük Bunalım tarihinden çıkarılan derslerin toplumun çağdaş ekonomik sorunlara verdiği yanıtı şekillendirmeye devam ettiğini göstermekle kalmıyor, aynı zamanda Büyük Durgunluk tecrübesinin Büyük Bunalım hakkındaki düşüncelerimizi nasıl kalıcı bir biçimde değiştireceğini de gözler önüne seriyor.


’Lİ YILLARDA TÜRKİYE’DE İKTİSAT VE SİYASET RÜZGARLARI Derleyenler: Ömür Birler-Simten Coşar Hakan Mıhcı-Gamze Yücesan Özdemir

Editörler: Metin Sarfati – Burak Atamtürk

ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

s o s y a l b i l i m l e r

İktisat disiplininin özellikle yüzyılın ikinci yarısından sonra neo-klasik ortodoksi ile birlikte, ekonomi politik geçmişinden kurtularak teknik bir bilim olma hedefi taşıdığı bir gerçektir; ancak neo-klasik paradigmayla ortaya konulan hayranlık uyandırıcı teorik modeller, reel dünyada olup biteni anlaşılmasına yetmemiş olmak bir yana iktisatçının kurgusal bir dünyada yaşayıp yaşamadığını bile düşündürür olmuştur Bu tespit bir bilim olarak iktisadın sorumluluklarının hatta varlık nedeninin de sorgulanmasını gerektirecektir. Bu durumda iktisat biliminin problematiğinin dahi yeniden tanımlanması söz konusu olabilecektir. İktisat bilimi bu önermeden bakıldığında bugün krizdedir ve birçok çevrede açık veya gizli “iktisatçının ne işe yaradığı” bile sorulabilmektedir Bugünkü haliyle egemen iktisat teorisinin sınırları dahilinde üniversitelerde yapılan öğretim, dünyayı algılamakta yeterli ve geniş bir perspektif oluşturamadığı bir gerçektir. yüzyılın iklim, gıda, nüfus, finansal istikrarsızlık gibi devasa sorunlarının kavranması, eşdeğer derinlik ve kapsamda bir entelektüel birikim ve kavrayışı gerektirmektedir. Standart teorinin soyut ve son derece dar bir alanı hedefleyen analizleri ise hem bu perspektiften uzak olmakta hem de doğal olarak yetersiz bir eğitim verilmesine neden olmaktadır. Dolayısıyla iktisat, insanı ilgilendiren tarih, sosyoloji, felsefe, siyaset bilimi vb. gibi disiplinlerle birlikte yürümek zorundadır. Zira içinde insan olan ve onun dünyasını anlamaya çalışan bir disiplin aynı zamanda multidisipliner olmak zorundadır. Bu anlamda özellikle sosyal disiplinlerin ontolojisinde plüralizm temel teşkil etmektedir. Aksi durum bu disiplinleri kuraklaştıracaktır. Bu sorunların tartışılması amacı ile düzenlemiş olduğumuz konferansları içeren bu kitap umarız Neo-klasik ortodoksiye karşı iktisadın, maddeye olduğu kadar insana da ait bir bilim olduğunun hatırlanmasına bir katkı sunar.

İKTİSAT

y a y ı n e v i

İKTİSAT SADECE İKTİSAT DEĞİLDİR

e f i l

Elinizdeki kitap, Aralık tarihinde gerçekleştirilen On Birinci Sosyal Bilimler Kongresi’nde sunulan bildiriler arasından, belirli temalar etrafında seçilen bildirilerin, makale formatına dönüştürüldüğü çalışmalardan oluşmaktadır. TSBD’nin düzenlediği Ulusal Sosyal Bilimler Kongreleri’nin planlanma aşamasından itibaren belirleyici olan temel ilke, dünya genelinde ve özellikle Türkiye’de mevcut sosyal bilimsel çalışmalar ve somut gerçeklikler arasında, yaklaşık son otuz yıldır gittikçe daha fazla silikleştirilen bağıntının tekrar tekrar açık edilmesidir. Kitapta, Türkiye’deki neoliberal yapılanmanın entelektüel/akademik boyutlarıyla reel politikteki toplumsal ve kültürel veçheleri arasındaki bağıntıyı eleştirel analize tâbi tutan zengin çalışmalar bulacaksınız.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 14x21 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

25


YOLUN SONU Yazar: Öner Günçavdı

s o s y a l

b i l i m l e r

Yakın dönem Türkiye Ekonomisi’nin ele alındığı bu kitap, Profesör Günçavdı’nın çeyrek yüzyıla yaklaşan yoğun akademik çalışmalarına eklediği önemli bir halkadır. Bugüne kadarki çalışmaları daha ziyade belirli iktisadi konulara yönelik makalelerden oluşurken, yazar bu eserinde ekonomiye ilişkin analizlerini bir bütünlük içerisinde gerçekleştirmiştir. Özellikle faiz politikaları ve uygulamaları, gelir bölüşümü ve iktisadi büyüme gibi güncelliğini on yıllardır yitirmeyen konularda olaylar ve gelişmeler arasındaki karmaşık nedensellik ilişkilerine ışık tutulmaktadır.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 14x21 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

Kitabın en ayırt edici özelliği yöntem ve sistematiğine ilişkindir. Konuların tespiti, ele alınış biçimi, sorunları tanımlama ve çözme bu yöntem ve sistematik içinde yürütülmüştür. Siyasal tercihlerin, toplumsal konum ve aidiyetlerin, özetle çeşitli değer yargılarının işe karıştığı bugünün düşünce ve tartışma ortamında Profesör Günçavdı iktisadi bakış açısına bağlı kalmayı başarmıştır. Cumhuriyet projesi, demokrasi, otoriterleşme tartışmaları bu eserde alışılmışın aksine sadece iktisadi boyutlarıyla yer almaktadır. Okuyucu, kitapta iktisadi gelişmeler üzerinde tarihsel arka planın etkileri ve kurumlaşmanın rolüyle ilgili anlamlı bölümler bulacaktır. Yazar büyüleyici refah dönemlerine götüren faktörlerin, şartların değişmesiyle beraber nasıl ters yönde de işleyebileceğini ve yolun sonuna gelinebileceğini göstermiştir.

DEVLET SANAT İLİŞKİSİ y a y ı n e v i

SANATIN POLİTİK EKONOMİSİ

e f i l

Yazar: Sacit Hadi Akdede

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

26

Kazı ve müze sayısı, opera ve bale toplulukları, tiyatrolar bakımından, Türkiye Cumhuriyeti benzer devletlerin çoğundan daha ileri düzeydedir. Devletimizin kültür politikası farklı olsaydı, birçok sanat dallarının gelişmesi özel sektöre bırakılsaydı, ülkemiz bugünkü düzeyine erişemezdi. Elbette çok daha fazlasını yapabilirdik, kültür kurumlarımız daha büyük başarılar kazanabilirdi ama yine de gerçekleştirilen işlerden birçoğu dünyaya örnek olacak düzeydedir. Ne yazık ki, teşvikte mükemmel imkânlar sağlayan devlet, zaman zaman sanatçılara haksızlık yapmış, ceberut davranmıştır. Görevini uygarca yapan, sanatların haysiyetine ve özgür ruhuna saygı gösteren, hatta haklı eleştirileri bağrına basan bir devlet, olağanüstü hizmetleriyle şanlı kültür zaferleri kazanacaktır. İyi çalışan bir Kültür Bakanlığı, Yeni Türkiye’de sanatlarımızı ihya edebilir. Sacit Hadi Akdede, “Devlet Sanat İlişkisi” eserinde hayırlı bir kültürel cumhuriyetin sanat yaşamının esaslarını dört başı mamur bir rasyonel düzenle geliştiriyor. -Prof. Talât S. Halman, T.C. İlk Kültür Bakanı; Bilkent Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Dekanı Sanatın yaşamımızdaki en “toplumsal” yanını irdelemiş Sacit Hoca: ekonomi politiğini. Türkiye’den ve küresel ekonomiden zengin örnekler, ufuk açıcı sorular ile birlikte. İlgiyle, özenle okunacak bir katkı. -Prof. Dr. Erinç Yeldan, Bilkent Üniversitesi


SANAYİLEŞMENİN GİZLİ TARİHİ Yazar: Ha-Joon Chang Çeviren: Emin Akçaoğlu

e f i l

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 6. Basım

s o s y a l

BİR DUAYEN İLE İKTİSAT VE FİNANSI ÇOK BOYUTLU DÜŞÜNMEK

b i l i m l e r

Derleyen: Ali Arı Prof. Dr. İlker Parasız 40 yılı aşan akademik ve profesyonel yaşamında iktisat ve finans alanlarında 50’nin üzerinde kitap yazmış, çok sayıda bilimsel çalışma ve makaleye imza atmıştır; hâlâ da akademik çalışmalarına devam etmektedir. İlker Hoca, iktisat okuyan birçok öğrenci ve bu alanda çalışan akademisyen ve profesyonellerin neredeyse tamamı tarafından, en azından ismen tanınan bir bilim ve fikir adamı, bir filozoftur. Çalışmaları hem öğrenciler hem de bu alanda çalışanlar için birer rehber niteliğindedir. Bu sebeple Prof. Dr. İlker Parasız’a “armağan” ettiğimiz bu kitabımıza “Bir Duayen ile İktisat ve Finansı Çok Boyutlu Düşünmek” adını verdik. Bu büyük ve değerli insana, bilim adamına, Hoca’ya, Hocamıza hürmetle ve saygıyla bu kitabı armağan ediyoruz. “Prof. Dr. İlker Parasız’a Armağan” kitabı 15 farklı çalışmadan ve İlker Hoca ile yapılan bir röportajdan oluşmaktadır. Bu çalışmalar, Enflasyon, Finansal Krizler, Türkiye Ekonomisi, Para Teorisi ve Politikası, Bankacılık ve Finans gibi İlker Hoca’nın da ilgi duyduğu ve eserler verdiği belli başlı alanları kapsamaktadır. Dolayısıyla, bu konulara ilgi duyan öğrenciler, akademisyenler ve profesyoneller için önemli bir kaynak ve referans niteliği taşımaktadır.

y a y ı n e v i

Bu kitapta, adı sadece dipnotlarda geçse de Türkiye adlı bir ülkede on yıllardır uygulanan ekonomi politikalarının niçin ve nasıl uygulandığından ve ortaya çıkan sonuçlardan söz ediliyor. “Derinliği kadar kolay anlaşılırlığı ve çarpıcı örneklerle canlılık kazanmış, içinize işleyen bu çalışma, ‘dünyada işleyen gerçek ekonomi’ olarak adlandırılabilirdi. Sanayi devriminin kökenlerinden günümüze kadar cereyan eden ekonomik gelişme ile standart/egemen doktrinin anlattıkları arasındaki uçurum giderek büyümektedir, Chang gerçekte ne olduğunu gözler önüne sererek bu boşluğu aydınlatmaktadır. Chang’ın zekice analizleri, saltanatları hâlen süren doktrinlere dayanan ekonomik reçetelerin, özellikle gayet korumasız ve savunmasız olanlara [ülkelere/halklara] hangi amaçla ve nasıl ciddi zararlar verdiğini ve bu zararların devam edeceğini gösteriyor. Chang, küresel ekonominin çok daha insanî ve medenî bir güzergâhta nasıl yeniden düzenlenebileceği konusunda, iktisat teorisine ve somut tarihsel kanıtlara dayanan, akla yatkın, yapıcı öneriler getiriyor. Şayet telafi edici eylemler gerçekleştirilmezse meydana gelebilecek muhtemel vahametler konusunda uyarıyor.” - Noam Chomsky “Kitapçı rafları, ekonomist ve yorumcuların anlaşılabilir bir dille yazdığı, küresel serbest ticaretin dünya ülkeleri tarafından neden arzu edilmesi, hatta neden vazgeçilmez olduğunu anlatan kitaplarla dolu; fakat serbest pazar ortodoksluğuna temkinli yaklaşan okurlar, ‘Sanayileşmenin Gizli Tarihi’nin ikna gücüyle keyiflenecekler. Ha-Joon Chang’ın kitabı, küreselleşme amigolarının yaydığı küresel serbest ticaret dogmasına karşı zengin bir anlatı sunuyor.” - Paul Blustein, Washington Post

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

27


AFETLERLE KALKINMA Editör: Murad Tiryakioğlu

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

Sağlam KOBİ’nin destekleri ile yayımlanan bu eserin “afetleri dikkate alan bir kalkınma paradigması”nın benimsenmesi açısından yol gösterici olması umuduyla…

POST OTİSTİK İKTİSAT

e f i l

Yazar: Utku Altunöz

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

28

Afetlerin, iktisadi kalkınmanın planlanmasında dikkate alınması gerekliliği bu ve benzeri pek çok sebeple büyük önem arz etmektedir. Bu gerekliliği esas alan bir motivasyonla Dr. Murad Tiryakioğlu tarafından derlenen ve 19 yazar tarafından kaleme alınmış 16 bölümden oluşan “Afetlerle Kalkınma: Tecrübeler ve Politikalar” başlıklı kitabın ilk kısmı, afetlerle kalkınmada Doğu Asya tecrübelerini ele almaktadır. Kitabın ikinci kısmı, afetlerle kalkınmada Türkiye’nin tecrübeleri ve çabalarına odaklanmaktadır. Kitabın üçüncü ayrımı ise göç, yoksulluk ve afetlerin ekonomi politiğine yönelik çalışmaları kapsamaktadır.

NEOKLASİK İKTİSADIN ELEŞTİRİSİ

y a y ı n e v i

s o s y a l

b i l i m l e r

Kalkınma iktisadının çok boyutlu yapısı pek çok iktisadi ve toplumsal değişkeni bir arada değerlendirmeyi gerekli ve hatta zorunlu kılmaktadır. Kalkınmanın, nüfus, eğitim, finansman boyutlarıyla birlikte tarımsal üretim, yeşil-temiz sanayileşme ve sürdürülebilirlik konularını doğrudan ilgilendiren ve etkileyen doğal afetlerin de dikkate alınarak planlanması gerekmektedir. Doğal afetler çok ciddi ekonomik ve toplumsal etkiler oluşturarak iktisadi faaliyetleri ve toplumsal yaşamı, yaşanılan afetlerin şiddetine ve etki alanına göre, kaçınılmaz olarak etkilemekte ve aksatmaktadır. Afetler, ülkelerin gelişmişlik düzeyleri, afetlere karşı planlama, hazırlık ve koordinasyon düzeyleri ve ilişkili diğer değişkenlerle bağlantılı olarak daha az veya daha çok etki oluşturabilmektedir. Afetlerin ortaya koyduğu ekonomik ve toplumsal etkilerin coğrafi dağılımı izlendiğinde, özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan bölge ve ülkelerde maruziyet çok daha fazla olmakta ve hem toplumsal yaşamın hem de ekonomik faaliyetlerin normalleştirilmesi yüksek maliyetler ve uzun zaman gerektirmektedir.

Neden bu kitabı okumalısınız? Otizm kelimesi tıbbi olarak üç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır. Biz ekonomistler öğrencilik yıllarında aldığımız yoğun neoklasik iktisat teorilerini öğrencilerimize aktarmak suretiyle, ekonominin sadece neoklasik ekonomiden ibaret olmadığı gerçeğini göz ardı etmekteyiz. Oysaki neoklasik teorinin kabul ettiği birçok varsayım otistiktir. Günümüz dünyası tam rekabet şartlarına uygun olmayan bir yapıdadır. İnsanlar daima homo economicus değildir. Birçok insan rasyonel olmayan davranışların sonucunda ekonomik felaketle karşı karşıya gelmektedir. Bir amaç yerine araç olması gereken matematik, neoklasik teoride bizleri matematiksel ifadelere boğarak iktisat bilimini anlaşılamaz hale sokabilmektedir. Ekonomi öğrencilerinin çoğu kendi çabaları yada idealist öğreticileri olmaması durumunda diğer iktisadi düşünce okullarının isimlerini bile duymadan mezun olmaktadır. Üniversiteden sonra iş yaşamına başlayan birçok ekonomi öğrencisi, öğrendikleri ekonomi bilgisini gerçek yaşamda uygulayamamaktadır. Bu kitap, neoklasik iktisadın aksak yönlerinin post otistik olarak analizini içermektedir. Neoklasik iktisada karşı Fransa’da bir avuç öğrenci ile başlayan ve daha sonra ciddi bir akademisyen desteğini alan post otistik iktisat hareketi, Krizi ile birlikte önemini kat ve kat arttırmıştır. Bu kitap, ekonominin sadece neoklasik iktisattan ibaret olmadığını, neoklasik teorilerinin eleştiriye açık aksak yanlarını göstererek anlatan bir klavuz niteliğindedir.


İKTİSADİ DOKTRİNLER TARİHİ Yazar: Mehmet Selik Yayına Hazırlayan: Altuğ Yalçıntaş

e f i l

İktisadi doktrinler tarihi ya da iktisat tarihi bağımsız bir çalışma alanı mıdır? Bugün, iktisadın alt dalları arasında uzmanlaşma o kadar derinleşti ki iktisat tarihi alanında ders verebilmek ve araştırma yapabilmek için bu alanı bağımsız bir çalışma alanı olarak görmek gerekiyor. İktisat tarihinin bağımsız bir çalışma alanı olması, bu alanın sorunsallarının kendine özgü olması, iktisat tarihçilerinin iktisadın alt dallarında uzmanlaşan araştırmacılarla değil diğer iktisat tarihçileriyle rekabet içinde olduğu anlamına gelir. Mehmet Selik, İktisadi Doktrinler Tarihi adlı çalışmasında iktisat tarihini bağımsız bir çalışma alanı olarak ele alırken iktisat tarihini, iktisadın ve diğer toplumsal bilimlerin alt dallarından ayırmadan ele alıyor. Sanki Mehmet Selik İktisadi Doktrinler Tarihi’ni kaleme alırken, Robert Skidelsky’nin ’te Londra’daki bir konferans sırasında yaptığı uyarıyı daha ’lerin başında öngörmüş gibidir: “İyi bir iktisatçı olmak için sadece iktisatçı olmak yetmez.” Ya da daha yaygın olarak bilinen şekliyle söylemek gerekirse, iktisat sadece iktisatçılara bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir.

ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

y a y ı n e v i

İKTİSAT

s o s y a l

MARKSİST DEĞER TEORİSİ Yazar: Mehmet Selik Yayına Hazırlayan: Altuğ Yalçıntaş

b i l i m l e r

Tanınmış marksist iktisatçı Paul M. Sweezy’nin ifadesiyle “genel bir toplum ve tarih teorisinin bir parçası” olan marksist politik iktisadın odak noktasını değer teorisi teşkil eder. Bu bakımdan marksist iktisada giriş değer teorisiyle başlar ve bu teori bizi politik iktisadın özüne nüfuz ettirir. Doç. Dr. Mehmet Selik’in marksist değer teorisini inceleyen bu çalışması bir anlamda MARKSİST İKTİSADA GİRİŞ sayılabilir. Ancak, yazarın değer teorisini ele alış tarzı, okuyucuyu bir “giriş” kitabının ulaştıracağından çok daha ilerilere götürmektedir. “Değer kanunu”, “değer teorisi” ve “artık değer teorisi” derinliğine tahlil edildikten sonra, Türkçe’de yayımlanmış marksist politik iktisat çevirilerinin hiçbirisinde ele alınmamış bir konu “üretim fiyatları teorisi” incelenmektedir. Kapital’in üçüncü cildinde geliştirilen bu teori marksist iktisadın kavranmasında ve dolayısıyla da marksist değer teorisinin eleştirilerinin çürütülmesinde asli bir önem taşır. Dr. Selik son olarak Marx’ın değer teorisine burjuva iktisatçıları tarafından yöneltilen eleştirilerin en önemlilerini ele alıyor ve değerlendiriyor. İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

29


KOMPLEKSİTE VE İKTİSAT

Yazar: Hakkı Kutay Çilingiroğlu, Semanur Soyyiğit, Rüya Eser Hale Kırer, Yasemin Asu Çırpıcı, Kaan Öğüt, Seçkin Sunal Murat Donduran / Editör: Ercan Eren, Serçin Şahin.

Böylece, birçok bilim dalında birbirinden bağımsız gerçekleşen buluşların sonucunda; bileşenler arasındaki etkileşimlerle “kendiliğinden organize olan” ve “beliren” yapıları ve davranışlarını inceleyen “kompleksite bilimi” ortaya çıktı. İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

Yazarlar: George A. Akerlof - Rachel E. Kranton Çeviren: Can Madenci Kimlik İktisadı insan davranışlarını anlamak için önemli ve ikna edici yeni bir yol sunuyor; iktisadi saiklerin yanında, kimliklerimizin de verdiğimiz kararları etkilediğini gösteriyor. yılında iktisatçı Rachel Kranton sonradan Nobel Ödülü kazanan George Akerlof’a bir mektup yazarak, Akerlof’un son makalesinde yanlışlık olduğunu ileri sürdü. Kranton aynı iktisadi koşullar içinde olan kişilerin neden farklı tercihler yaptığını açıklamaya yardım edecek olan etkenler arasında kimliklerin eksik olduğunu ileri sürüyordu. Kranton’ın bu iddiası 14 yıl sürecek olan bir işbirliğinin ve Kimlik İktisadı’nın başlangıcı oldu.

e f i l

Yazarlar, kim olduğumuza ve kim olmak istediğimize ilişkin düşüncelerimizin, iktisadi yaşamlarımızı diğer faktörlere kıyasla nasıl daha fazla şekillendirebileceğini açıklıyorlar. Bu düşüncelerimizin, ne kadar çok çalışacağımızı, şeyleri nasıl öğrendiğimizi, nasıl tasarrufta bulunup para harcadığımızı nasıl etkilediğini açıklıyorlar. Kimlik iktisadı insanların, işte, okulda ve evde verdikleri kararları anlamak için yeni bir yol sunuyor. Bu iktisat sayesinde, hisse senedi opsiyonları gibi saiklerin neden işleyip işlemediğini, neden bazı okulların başarılı ve diğerlerinin başarısız olduğunu, neden bazı şehirlerin ve kasabaların kendi geleceklerine yatırım yapmadığını ve daha başka pek çok şeyi daha iyi anlayabiliriz.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

30

Kompleksite biliminin getirdiği yeni araçlar, diğer tüm kompleks adaptif sistemler gibi, ekonominin de incelenmesi ve anlaşılması için yeni olanaklar sağlıyor. Bu kitapta, kompleksite bilimi ve iktisadın kesişim noktaları ortaya konularak, bu araçların ekonomiyi incelemekte nasıl kullanılabileceği açıklanıyor.

KİMLİK İKTİSADI

y a y ı n e v i

s o s y a l

b i l i m l e r

Aydınlanma çağı ile birlikte ortaya çıkan modern bilim anlayışı, insanın doğa ile olan kadim mücadelesinde büyük başarılar kazanmasını sağladı. Bunun verdiği güvenle içinde yaşadığı “saat gibi işleyen” evrenin kurallarını bir gün tam olarak keşfederek, geçmiş ve gelecekteki tüm olayları sonsuz bir kesinlikle belirleyebileceğini düşünmeye başladı; ancak bir yandan kuantum mekaniği ve kaosun keşfi, insanın “mutlak determinizm” hayalini suya düşürürken; öte yandan beynimizdeki nöronların etkileşimi sonucunda ortaya çıkan “bilinç”in veya karıncaların bir araya gelerek oluşturduğu kolonilerin son derece kompleks davranışlar sergilemesi gibi olguların açıklanmasında yetersiz kalması, olguları bileşenlerine ayırarak inceleyen “indirgemeci” bilim anlayışının yanında, bütüncül olarak ele alan yeni bir bilim anlayışının gerekliliğini ortaya koydu.

Kimlik İktisadı toplumsal bilimlerdeki önemli bir boşluğu dolduruyor. Kimlikleri ve normları iktisada dahil ediyor. İnsanların nelerin uygun ve yasak olduğu ve bunların kimler için böyle olduğu hakkındaki görüşleri, onların ne kadar çok çalışacağı, şeyleri nasıl öğreneceği, nasıl tasarrufta bulunup para harcayacağı açısından temel öneme sahiptir. Dolayısıyla insanların kimlikleri – kim olduklarına ve kim olmayı tercih ettiklerine ilişkin düşünceleri – onların iktisadi yaşamlarını etkileyen en önemli faktör olabilir. Aynı şekilde, toplumun insanların kimliklerine getirdiği kısıtlamalar da onların iktisadi refahının önemli belirleyicilerinden biri olabilir.


SOSYAL SERMAYE VE KALKINMA Yazar: Halil İbrahim Aydın

e f i l

Sosyal sermaye kavramı en temel hali ile bir toplumdaki bireyler arası ilişkilerin önemini vurgulamaktadır. Sosyal normlar, sosyal ağlar ve güven üzerine inşa edilen sosyal sermaye ekonomik kalkınmanın sağlanmasında yeni bir aktör olarak gün yüzüne çıkmış bulunmaktadır. Ekonomik kalkınmanın açıklanmasında ise insan kavramı ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda insanoğlunun normlar, ilişkiler, ağlar ve bağlantılar sürecini yansıtan sosyal sermaye kavramı içinde bulunduğumuz zaman diliminde önem ihtiva etmektedir.

Bu çalışmanın amacı, sosyal sermaye ile ekonomik kalkınma arasındaki ilişki çerçevesinde, sosyal sermayenin Avrupa Birliği ülkelerinin kalkınma düzeylerini etkilemede ne denli bir role sahip olduğunu ekonometrik bir analiz çerçevesinde ortaya koymaktır.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

s o s y a l

PARA VE FİNANSIN DÖNÜŞÜMÜ Yazar: Göksel Tiryaki

b i l i m l e r

Paranın ve finansın doğuşu ve gelişimi nasıl olmuştur? Para ve finans nasıl bir şekle bürünmüştür? Bu sorulara, İbni Haldun’dan Karl Marx’a, Adam Smith’den John M. Keynes’e, David Ricardo’dan John S. Mill’e, Irving Fisher’den Milton Friedman’a, Hyman P. Minsky’den James Tobin’e, Rudolf Hilferding’ten Costas Lapavitsas’a, Frederic S. Mishkin’den Thomas Piketty’e, Sabri F. Ülgener’den Sezai Karakoç’a kadar geniş bir yelpazedeki literatürden hareketle ve Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası, OECD ve Uluslararası Ödemeler Bankası’nın (BIS) çalışma tebliğleri başta olmak üzere, konuya ilişkin yapılmış çok sayıdaki bilimsel çalışma temel alınarak yanıtlar aranmıştır. Aslında bir süredir paranın evrimi (tekâmülü) üzerinde çalışıyorum. Uzmanlık alanım para ve finans olduğundan, bu konuda bir şeyler söyleyebileceğime olan inancımdan yola çıkarak bu çalışmayı hazırladım. Amacım, paranın neden ortaya çıktığı, ne işe yaradığı, neyi başardığı ve nasıl bir hâle büründüğü üzerine literatürdeki tespit, yorum, değerlendirme ve bulgulardan hareketle bir sonuca ulaşmaktı. Nihai değerlendirme okurlar tarafından yapılacak olmakla birlikte amacıma ulaştığıma da inanıyorum. “Bencillik” ve “biriktirmek”, kanaatim odur ki, toplumsal ve ekonomik çoğu sorunun temelinde bunlar yatmaktadır. Bu sorunların çözümü için ise ne önerilebilir? Onu da tek kelime ile özetlemek gerekirse; paylaşmak diyebilirim, elbette insan istiyor ki gönüllü olsun bu paylaşım; fakat mevcut durum pek öyle görünmüyor. Başlayın, bırakamayacaksınız

y a y ı n e v i

Sosyal sermaye, insanlar arası güveni, birlik ve bütünlük duygusunu, uyum içinde yaşayabilme potansiyelini kapsamaktadır. Toplumsal olduğu kadar ekonomik bir kavram olan sosyal sermaye; bürokrasi, yolsuzluk, işgücü piyasası, bilgi, iktisadi krizler, yoksulluk, suç, yatırım ve demokrasi gibi konularda sağlamış olduğu yarar ile ekonomik kalkınmanın gerçekleşmesinde kilit rol üstlenmektedir.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

31


LİBERALİZMİ YENİDEN DÜŞÜNMEK Editörler: Burak Gürbüz - Hüseyin Özel - Metin Sarfati Anatole France şöyle söylemişti: “Majesteleri yasa eşitliği, zenginlere de yoksullara da ekmek çalıp köprü altında yaşamayı eşit biçimde yasaklar!” Yüzlerce yıl önce, liberal söylemin eşitsizliği görünmez kıldığını söylemek yeterli olabilirdi belki; günümüz neo-liberal politikalarına bakarak, artık bunun bir kural haline geldiği söylenebilir.

Bu kitaptaki makaleler Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi Kulübü tarafından organize edilen ‘Liberalizmi Yeniden Düşünmek’ başlıklı Cuma seminerleri sırasında gerçekleşen sunumlardan oluşmaktadır. Neden liberalizmi yeniden düşündük?

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

Yazar: Richard Bronk Çevirmen: Dilek Berilgen Cenkciler

-Deidre McCloskey, Bourgeois Virtues: Ethics for an Age of Commerce yazarı.

e f i l

“Bu; gerçekten zeka, analitik akıllılık ve olağandışı bir tarz açıklığı ile insanı politik filozoflar, politik ekonomistler, ozanlar ve genel entelektüeller arasında ekonominin doğası konusunda iki yüzyıldır devam eden Anglosakson tartışmanın içine sürükleyen büyüleyici bir kitap.” -David Soskice, Oxford Üniversitesi

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

32

ROMANTİK EKONOMİSTEKONOMİDE HAYAL GÜCÜ “Romantik Ekonomist, karmaşık ekonomiyi, her şeyden önce karmaşık edebi eleştiriyle ekonomiye yardımcı olacak şekilde birleştiren bir mucize. Richard Bronk; açık ve bilgili bir tarzla Wordsworth tarzı özümüzü tanıyan bir ekonominin, alma ve harcama analizinde çok daha başarılı olacağını savunmaktadır. Hümanist bir ekonomi bilimine sahip olmadığımız takdirde dünyanın çekilmeyeceğini söylemektedir. Bronk, bunu açıkça gören bir avuç modern ekonomi araştırmacısından biridir. Edebiyatla uğraşanlar, bu kasvetli bilim hakkında Bronk’tan çok şey öğrenebilir; fakat ona en çok ihtiyacı olanlar, ekonomi ailesidir. Neyse ki onlar, burada anlatılan ve yapılması gereken şeyin ne kadar eğlenceli olduğunu görecekler.”

y a y ı n e v i

s o s y a l

b i l i m l e r

Bu kitap bizi, içinde yaşamakta olduğumuz ve sorgulamaksızın kabul ettiğimiz dünya düzenini başka bir gözle görmeye çağırıyor.

“Richard Bronk’un Romantik Ekonomist kitabı, Romantik geleneğin ekonomik düşünce yapımızı nasıl zenginleştirebileceğini ve geliştirebileceğini anlamamızı sağlayacak yolları inceleyen çok orijinal bir araştırma. Ender rastlanan bir birleşimle Ortodoks ekonomiye, felsefeye ve edebiyata hakim olan Bronk, ekonomik hayatımızın, vizyonumuzu kısıtlayan benzetmelerle nasıl şekillendiğini göstermektedir. Bronk’un kitabını okuyan politik teorisyenler, düşünce tarihçileri ve kısmen de ekonomi uygulayıcıları kitabın çok yararlı olduğunu görecektir.” -John Gray, Londra Ekonomi Okulu


FREUDYEN İKTİSAT Yazar: Erdem Seçilmiş

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

s o s y a l

BİLMEDİĞİMİZ ÇİN Editör: Vural Fuat Savaş Gazete haberlerinde ve TV programlarında adını sık sık duymadığımız ÇİN; ekonomik, politik ve askeri yönden dünyanın ikinci en büyük süper devletidir.

b i l i m l e r

Altı bin yıllık geçmişiyle, bir zamanlar dünyanın en ileri uygarlığına sahip olan ÇİN, on sekizinci yüzyıldan itibaren Avrupalı ülkelerinin, Japonya’nın ve Rusya’nın sömürgesi haline gelmiş ve uygarlık yarışında geri kalmıştır. Yirminci yüzyılın başında kurulan Çin Cumhuriyeti Mao Zedung’un liderliğini yaptığı devrim ile komünist rejime geçmistir.

Bir buçuk milyardan fazla nüfusu ile Komünist Çin bugün dünya ekonomisinin egemen güçlerinden birisi olmuştur. Çin dünya ihracatında ilk sıradadır. Dört milyar dolara yaklaşan döviz rezervi ile dünya finans piyasalarının da en büyük monash.pw kitap, ÇİN’in süper bir güce dönüşümünün öyküsüdür.

y a y ı n e v i

Tahakküm üzerine şekillenen neoliberal sistemin kaotik yapısı bireyi köksüzleştirir. Ajanlar, kapitalist piyasa toplumunun üyesi olmak zorunluluğu hisseder. Kendinden büyük bir örgütün vazgeçilmez bir bileşeni haline gelerek aidiyet hissini pekiştirmek isteyen birey, sistemin yapısının durağan mı yoksa kararsız mı olduğunu idrak edemez. Bu kavrayış eksikliği, bireyi giderek artan bir kaygıya sürükleyerek ruhsal çöküntüye neden olur. Bu çöküntü, kimi bireylerde paranoyak ve şizofrenik eğilimler ile kendini belli ederken kimi bireylerde nevroz olarak tezahür eder. Ruhsal sapmaların; kimde, ne zaman ve nasıl belireceğinin asıl belirleyicisi psişedir. Bu karmaşık işleyişi içselleştirmek amacıyla birey davranışlarını irdeleyen araştırmacıların karar alma sürecini şekillendiren içsel ve dışsal etkenlere eş anlı odaklanması elzemdir.

e f i l

Liberalizm devlet kanalı ile insan davranışlarını yönlendiren yöntemlerin içine yerleştirilmiş rasyonelliktir. Rasyonalizm öğretisi bireysel tercihleri öngörülebilir kıldığından sömürü için vazgeçilmez bir araçtır. Kapitalist düzende öngörmek “güvenliği sağlamak” yani sistemi korumak ile eş değerdir. Bu nedenle piyasa ekonomisinin temelinde güvenlik dispositifi yatar. Neoliberaller için güç, kontrol altına alınabilecek “bilince sahip” bir organizmadan ibarettir. Kapitalist bir sistemde egemenin temel hedefi nüfusu oluşturan bireylerin beyinleri ve bedenleri üzerinden mutlak bir hakimiyet kurmaktır.

IKTISAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

33


MODERNİZMİN YANSIMALARI: 60’LI YILLARDA TÜRKİYE

s o s y a l

b i l i m l e r

Hazırlayanlar: R. Funda Barbaros ve Erik-Jan Zürcher Yazarlar: Mehmet Ali Kılıçbay, Erik-Jan Zürcher, İlhan Tekeli, Gülten Kazgan, R. Funda Barbaros, A. Eren Yıldırım, Mehmet Ufuk Tutan, Sedat Aybar, Rüya Gökhan Koçer, Ahmet Akgündüz, Demet Lüküslü, Tezcan Durna

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

Bu kitap; ’lı yıllarda Türkiye’de modernizmin yansımalarını siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla ele almayı ve günümüz sosyoekonomik ve toplumsal dinamiklerinin temelinde, esasen 60’lı yılların karakteristik yapılanmalarının var olduğunu göstermeyi hedeflemektedir. Çeşitli alt dönemlere göre farklılık göstermekle birlikte modern literatüre ait “kalkınma”, “gelişme”, “ilerleme” kavramları; gerek devletin ekonomik, sosyal ve siyasal süreçleri yönetmesinde gerek bireyin “bireyle-doğayladevletle” olan ilişkisinin düzenlenmesinde ortak tema olarak tüm toplumsal kesimler tarafından (hâlâ) kullanılmaktadır. Yurt içi ve yurt dışı üniversitelerden 10 akademisyenin katkısıyla oluşan kitapta yazarlar; günümüz “modern” Türkiye’sinde izlenen kavramsal algı farklılıklarının temelinde, 60’lı yıllarda bu kavramların inşa ediliş biçimlerinin yattığını göstermeye çalışıyorlar. Bu çerçevede kitabın çeşitli bölümlerinde, bu dönemde uygulanan ekonomi politikaları dünya konjonktürü bağlamında değerlendiriliyor. Ayrıca dönem boyunca yayımlanan gazetelerin köşe yazarlarının temaları sergilenirken öğrenci olaylarının analizi yapılıyor, cumhuriyetin kuruluş yıllarının modernleşme çabalarının 60’lı yıllara yansımaları ve devletin, sermaye birikiminin yoğunlaşmasındaki rolü tartışılıyor.

MODERNİZMİN YANSIMALARI: 70’Lİ YILLARDA TÜRKİYE

e f i l

y a y ı n e v i

Hazırlayanlar: R. Funda Barbaros ve Erik-Jan Zürcher Yazarlar: Mehmet Ali Kılıçbay, Gülten Kazgan, Erinç Yeldan, Fikret Şenses, Mehmet Ufuk Tutan, Sedat Aybar, İlhan Tekeli, R. Funda Barbaros, Özge Erdölek, ErIk Jan Zürcher, Rüya Gökhan Koçer, Tezcan Durna, Demet Lüküslü, Derya Çetin, Mehmet Ertan, Birgül Ulutaş

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

34

“Modernizm” gerek kuramsal çeşitlilik gerek uygulama örneklerindeki farklılıklar açısından sosyal bilimlerin pek çok disiplini tarafından incelenmektedir. Literatür, ele alınan dönem ve ülkelere göre oldukça farklı nitelikte çalışmalar ile genişlemeye devam etmektedir. Türkiye’de de “modernleşme” çabaları yy ilk yarısında başlamış ve günümüze kadar değişik görüntülere bürünerek sürdürülmüştür. Modernleş(tir)me sürecinde Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve toplumsal dinamiklerindeki dönüşüm, kavramsal algıyı değiştirdiği kadar sonuçların da farklılaşmasına da neden olmuştur. Bu nedenle, farklı ciltlerden oluşan bu kitap dizisinin teması “modernizmin yansımaları” olarak seçilmiş ve ele alınan yıllarda “modernleşme”nin nasıl başkalaştığının ve kendine özgü bir nitelik kazandığının, farklı disiplinlerden bilim insanlarının değerlendirmeleriyle anlaşılmaya çalışılması/yeniden okunması hedeflenmiştir. Bu derleme çalışma; birinci ciltte olduğu gibi, bireysel çalışmalardan oluşmasına rağmen bugün çok az rastlanılan ortak düşünsel kimyanın bir sonucu olarak tek elden çıkmışcasına tutarlı bir bütün meydana getirmektedir. Türkiye’nin değişip/dönüşmesinde kritik önem taşıyan, buna rağmen sosyal bilimler alanında üzerinde çok az çalışılan 70’li yıllara farklı pencerelerden ışık tutması nedeniyle de ayrıca önem taşımaktadır.


MODERNİZMİN YANSIMALARI 80’Lİ YILLARDA TÜRKİYE Hazırlayanlar: R. Funda Barbaros, Erik Jan Zurcher, Gülten Kazgan, İlhan Tekeli, Fikret Şenses, Erinç Yeldan, Özge Erdölek Kozal, Sedat Aybar, İsmail Doğa Karatepe, Levent Soysal, Rüya Gökhan Koçer, Tezcan Durna, Demet Lüküslü, Fırat Konuşlu

e f i l

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

s o s y a l

MODERNİZMİN YANSIMALARI 90’LI YILLARDA TÜRKİYE

Hazırlayanlar: R. Funda Barbaros, Erik Jan Zurcher, Fikret Şenses, İlhan Tekeli Erinç Yeldan, Osman Aydoğuş, Özge Erdölek Kozal, Sedat Aybar, İsmail Doğa Karatepe, R. Mustafa Pirili, Meneviş Uzbay, Levent Soysal, Rüya Gökhan Koçer, Deniz Yükseker, Tezcan Durna, Sevcan Sönmez, Fırat Konuşlu

b i l i m l e r

’lı yıllar, yüzyıla damgasını vuran iki kutuplu dünyanın yıkılıp yerine henüz ne tür bir düzenin geleceğinin kestirilemediği, bir yandan kapitalizmin zaferi olarak nitelendirilen tek dünya metaforunun ortaya çıkışı, diğer yandan neo-liberal politikaların sonuçlarının izlenmeye başladığı ve eşitsizliklerin, özellikle yoksulluk sorununun, hakim iktisat politikası uygulayıcıları tarafından da kabul edildiği ve çözüm önerileri ile harekete geçildiği yıllardır. Sosyalist Blok’un dağılmasının ardından, başta demir perde ülkeleri olmak üzere özgürlük taleplerinin giderek yaygınlaşması, internet sayesinde dünya genelinde bilgi ve haber paylaşımının önceki dönemlerde hayal edilemeyecek düzeylere çıkması, dönemin sonunda yeni bir bin yıllık başlayacak olmasının getirdiği umutlar… Küreselleşme olarak adlandırılan dönemin Türkiye’deki yansımaları, karmaşa ve istikrarsızlıktır. 90’lı Yıllarda Türkiye’de; art arda yaşanan politik ve ekonomik krizler, suikastler, siyaset yasaklı politikacıların yeniden sahneye çıkması, 12 Eylül Askeri Darbesi’nin yarattığı vesayet ortamının ilk kez tartışmaya açılması, siyasette İslami kesimin yükselişi, IMF ile imzalanan stand-by anlaşmaları vb. durumlarla oluşan gündem nedeniyle çıkışsızlık/ alternatifsizlik söylemleri… Farklı ciltlerden oluşan bu kitap dizisi, modernizme ve modernizmin Türkiye’ye yansımalarına ilişkin disiplinler arası kolektif bir çabayla, ortak bir kavrayış geliştirmeye çalışmakta ve Türkiye tarihini “modernizm” üzerinden yeniden tartışmaktadır. “Modernizmin Yansımaları” serisinin dördüncü cildinde, dünyadaki gelişmeler ışığında Türkiye’de “modernleşme”nin nasıl başkalaştığı, ele alınan dönemde kendine özgü ne tür farklı nitelikler kazandığı incelenmektedir.

y a y ı n e v i

’li yıllar, neo-liberal politikaların “serbestlik” rüzgârı ile başlamış, ’da iki kutuplu dünyanın bitişine neden olan“özgürlük” talepleriyle sonlanmıştır. Bu yıllar, modernizm ve postmodernizm arasındaki geçiş dönemi olarak, geçmişe dönük sorgulamalardan ziyade geçmişten kopuşu yansıtmaktadır. Dünya genelinde, arasında, yaşanan siyasi ve ekonomik değişimlerin yarattığı iyimserlik ortamı, bilimsel buluşlar ve teknolojik yeniliklere bağlı olarak iletişim ve ulaşımda erişim olanaklarının yaygınlaşmasının yarattığı geleceğe ve kapitalist sisteme duyulan güven hâkimdir. Oysa Türkiye’de görünüm oldukça farklıdır ve dünyaya “açılmayı” sağlayan siyasal, ekonomik ve teknolojik değişim ve dönüşümlerden henüz uzaktadır. Bu nedenle,Türkiye’nin 80’li yıllarını değerlendirmek önemlidir. Bu kitapta incelenen 80’lere ilişkin pek çok konunun, daha kapsamlı küresel eğilimlerin bir parçası olduğu açıktır; ancak neo-liberalizmin zaferi, sosyalizmin çöküşü, bir kalkınma modeli olarak ithal ikameci stratejilerin terk edilmesi, enflasyon ile mücadelede başarısızlık, gelir dağılımı bozukluklarının giderek artması, Evren-Özal politikaları ve Türkiye’deki sosyal düzeniyle karşılıklı etkileşimi, bu etkileşimin ne şekilde ve nasıl üretildiği konusu tamamen Türkiye’ye özgüdür. Kitap serimizin bu cildinin, bu özgünlüğün anlaşılmasına yardımcı olacağını umuyoruz. Modernizmin Yansımaları: ’li Yıllarda Türkiye; 60’lı yıllardan başlayıp günümüze kadar olan 10’ar yıllık dönemlerde Türkiye’de modernizmin değerlendirilmesini/ eleştirilmesini hedefleyen bir dizi kitabın 3. cildini oluşturmaktadır ve Türkiye’de gerek iç gerekse dış dinamikler bağlamında “modernleşme”nin ’li yıllarda nasıl başkalaştığının çok boyutlu bir bakış açısı ile yeniden ele alınmasını amaçlamaktadır.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

35


MİKRO İKTİSAT Yazar: Serkan Çiçek Piyasada bu kadar Mikro İktisat kitabı varken neden yeni bir kitaba ihtiyaç duyduk?

İKTİSAT

y a y ı n e v i

ISBN: Boyut: 20x25 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

Şu anda elinizde tutmuş olduğunuz Mikro İktisat kitabının muadillerinden temel farkı, akademik ilkeleri ve öğrencilerin sınav kaygısını dikkate alarak hazırlanmış bir kitap olmasıdır. İçerik tamamen akademik ilkeler gözetilerek hazırlanmıştır. Sınav kaygısının giderilmesi için ise kitabın sunuluş biçiminde farklılığa gidilmiştir. Bu amaçla metin içinde anlatılan konulara ilişkin ayrıntılı soru çözümlerine yer verilmiştir. Soru çözümlerinde detaydan kaçınılmamış, aksine benzer konularda birden fazla soruya ve çözümüne yer verilerek konunun tam olarak özümsenmesi hedeflenmiştir. Bölüm sonlarında yer alan deneme soruları ile bilgi düzeyinin test edilmesi de amaçlanmıştır, çünkü başarı detayda gizlidir.

TÜRKİYE’NİN YURT DIŞI YATIRIMLARI:

e f i l

s o s y a l

b i l i m l e r

Akademik kitapların en önemli özelliklerinden biri, her birinin özgün nitelikte hazırlanıyor olmasıdır. Gerek yabancı gerekse de yerli akademisyenler tarafından kaleme alınan Mikro İktisat ders kitaplarının içeriği birbiriyle oldukça paralel olmasına karşın, eserlerin sunuluş biçimi birbirinden tamamen farklı olabilmektedir. Bu farklılık akademik açıdan son derece önemli bir kazanım olmasına karşın, ülkemizdeki öğrenciler açısından bazen dezavantaja dönüşebilmektedir. Özellikle mezuniyet sonrasında çeşitli kurum sınavlarına giren öğrencilerden gelen Mikro İktisat ders kitaplarına yönelik temel eleştiri, kitapların sunuş biçimi ile kurum sınavlarında karşılaşılan sorular arasında paralellik olmamasıdır. Bu durum öğrencileri mezuniyet sonrasında akademik içerikten uzak, ezbere dayalı hazırlanmış sınavlara hazırlık kitaplarına yönlendirmekte ve ne yazık ki öğrencileri akademik bakış açısından uzaklaştırmaktadır.

Bugüne kadar yeterli araştırma ilgisi görmeyen bir konuda öncü sayılabilecek bir çalışma. Konuyu belli başlı boyutlarıyla ele alan ve öneriler geliştiren kapsamlı ve özenli bir çaba. Plancılar ve politika yapıcılar için olduğu kadar akademisyenler ve öğrenciler için de ufuk açıcı özellikler taşıyor.

NEDEN? NEREYE? NASIL?

Yazarlar: Yılmaz Kılıçaslan, Gökhan Önder, Zeynep Karal, Yeşim Üçdoğruk Gürel

Prof. Dr. Fikret Şenses ODTÜ İktisat Bölümü (E)

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

36

Yılmaz Kılıçaslan ve arkadaşlarının titiz çalışması, çıkan doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının yapısı, yakın tarihçesi ve ulusal ekonomi üzerine olan çok yönlü etkilerini anlamak için çok önemli bir kaynak. Prof. Dr. Erinç Yeldan, Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü


EKONOMİDE MASALLAR GERÇEKLER Yazar: Ömer Faruk Çolak

e f i l

İKTİSAT ISBN: Boyut: 14x21 cm Sayfa Sayısı: 2. Basım

s o s y a l b i l i m l e r

EKONOMİDE YARIŞMALARIN MOTİVASYONA ETKİSİ Yazarlar: Mürüvvet Büyükboyacı, Nur Ayvaz Çavdaroğlu Günlük hayattaki birçok etkileşim, yarışma olarak adlandırılabilir. Doğadaki canlıların eş bulup çiftleşmek için birbirleriyle mücadele etmeleri, okulların öğrenci kabulü, seçim çalışmaları yapan politikacılar, spor müsabakaları, savaşlar, politik lobi faaliyetleri, şirketler arası araştırma ve geliştirme yarışları, şirket içi yükselme için personel mücadeleleri gibi örneklerin her biri yarışma sınıfına girer. Bu kitap, bu tür yarışmaların ekonomi teorisinde nasıl modellendiklerini, bu modellerin deneylerle nasıl test edildiğini ve testler sonucunda çıkan ilginç sonuçları tartışmakta, konuyla ilgili literatürün kapsamlı bir anlatımını sunmaktadır.

y a y ı n e v i

Küreselleşme, sanayi devrimi ile başlamıştır ancak, sonrası finansal serbestleşme ile birlikte farklı bir hamle yapmıştır. Makro iktisat teorisi de bu değişime ayak uydurmuştur. Keynesyen iktisat gözden düşmüş, neoklasik iktisat yeniden atağa kalkmıştır. Bu dönemde öyle bir söylem egemen hale gelmiştir ki, küreselleşme karşıtları dinozor muamelesi görmüştür. Türkiye de bu gelişimden payını almıştır. Ekonomiden, politikaya, hukuk sisteminden, toplumsal yaşama kadar uzanan bir değişim yaşamıştır. Krizi, ülkelere (merkez ve çevre) küreselleşmenin gerçek yüzünü göstermiştir, çünkü vaat edilen eşitlik, istikrarlı büyüme ve düşük işsizlik oranına erişilemediği gibi tüm ülkeler borca batmış ya da sınırda yaşar hale gelmiştir. Bu süreçte batı ülkelerinde muhafazakâr iktidarlar yerlerini korurken, daha hibrit demokrasilerde politik sistem tek adamlığa kaymıştır. Dünya sanki II. Dünya Savaşı öncesine benzer bir yol tutturmuştur. Nitekim dünya ekonomisi, krizi üzerinden hâlâ atamamıştır. Bundan da önemlisi; dünya artık daha az özgür, daha az adaletli ve daha çatışmacı bir yaşam alanı haline gelmiştir. Bu süreçte hemen her ülkede hükümetler, insanlara adeta masal anlatmışlardır. Bu masallara ayak uyduranların sayısı da az değildir. Bu kitap, küresel ölçekte anlatılan masalların arkasındaki gerçekleri okuyucuya göstermektedir. Kitapta, Bunalımı’dan başlayarak küreselleşme bağlamında dünya ve Türkiye ekonomisi, ekonomi politik bakış açısı ile irdelenmektedir. Bu irdeleme her kitapseverin anlayacağı bir dille yapılmıştır. Umudumuz, iktisatçı olmayanların da bu kitap sayesinde iktisat ile tanışması ve artık masallara hayır demesidir.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

37


EŞİTSİZLİK:

NE YAPILABİLİR?

Yazar: Anthony B. Atkinson Çevirmen: Ömer Limanlı, Elif Kaya

b i l i m l e r

EŞİTSİZLİK en önemli sosyal problemlerimizden bir tanesidir. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki yıllarda kontrol altına alınan eşitsizlik son yıllarda alabildiğine geri dönmüştür. Hepimiz problemin boyutunun farkındayız –%99 hakkında konuşuyoruz ve %1 toplumsal tartışmanın merkezinde yer almaktadır– fakat umutsuzluğa kapılmak dışında ne yapılabileceğiyle ilgili çok az tartışma mevcuttur ancak, ünlü iktisatçı Anthony Atkinson’a göre, şüphecilerin hayal edebileceğinden çok daha fazlasını yapabiliriz.

ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

y a y ı n e v i

s o s y a l

İKTİSAT

Bir değişim programından çok daha fazlası olan Atkinson’ın kitabı umudun sesidir ve siyasal eylem ihtimalleri için iyimserlik sunmaktadır.

AHLAKSIZ BÜYÜME

TÜRKİYE’NİN EKONOMİK BÜYÜME ÖYKÜSÜNE FARKLI BİR BAKIŞ

e f i l

Yazar: İbrahim Semih Akçomak

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı 2. Basım

38

Atkinson uzun yıllardır eşitsizlik araştırmasında en önde gelenlerden biri olmuştur ve teorik ve pratik tecrübesini eşitsizliğin çeşitli problemlerine uygulamaktadır. Gelişmiş ülkelerdeki gelir dağılımında kayda değer bir değişime neden olabilecek bütüncül bir politika seti sunmaktadır. Atkinson göstermektedir ki sorun basitçe zenginin daha zengin olması değildir. Yoksullukla mücadelede de başarısızız ve ekonomi hızlı bir şekilde büyük bir kitleyi geride bırakmaya evrilmektedir. Eşitsizliği azaltmak için var olan programları finanse etmek amacıyla zenginler üzerine yeni vergiler koymanın ötesine gitmeliyiz. Yeni fikirlere ihtiyacımız var. Bu nedenle, Atkinson beş alanda iddialı yeni politikalar önermektedir: teknoloji, istihdam, sosyal güvenlik, sermayenin paylaşımı ve vergilendirme. Bu önerileri genel iddialara ve harekete geçmeyenlerin, müdahalenin ekonomiyi küçülteceğini, küreselleşmenin girişimleri imkânsızlaştıracağını ve yeni politikaların maddi olarak karşılanamayacağı mazeretlerine karşı savunmaktadır.

Murathan Mungan “Bu ülkenin resmî dini ikiyüzlülüktür.” derken; Şevket Pamuk yolsuzluğun, düzenin kendisi olduğunu söylerken; Ayfer Tunç, bir ahlak buhranında yaşadığımızdan bahsederken; Gülse Birsel, Yalan Dünya’daki kurgunun ve karakterlerin, ülkede olanlardan daha ciddi ve ahlaklı olduğundan dert yanarken; Hakan Günday, Zargana’da “Matematiği kuvvetli değildi fakat çıkarlarını hesaplamasını iyi bilirdi.” cümlesini sarf ederken farkında olmadan Türkiye’yi yıllardır yiyip bitiren ancak, adı konulamayan bir kavramı tasvir ediyor aslında. Türkiye’nin uzun dönem ekonomik büyüme hikâyesine farklı bir bakış açısı getiren bu kitap, bu kavramın adını koyuyor: Ahlaksız Büyüme.


REFAH İKTİSADI VE REFAH DEVLETİNİN İKTİSADİ ANALİZİ Yazar: Leyla Firuze Arda Özalp

e f i l

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

KÜRESEL EŞİTSİZLİK: KÜRESELLEŞME ÇAĞI İÇİN YENİ BİR YAKLAŞIM

s o s y a l

Yazar: Branko Milanovic Çevirmen: Meneviş Uzbay, Mustafa Pirili

b i l i m l e r

Eşitsizlik üzerine dünyanın önde gelen ekonomistlerinden Branko Milanovic, küresel düzeyde eşitsizliği belirleyen dinamiklere ilişkin cesur bir yorum getirmektedir. Çok geniş kapsamlı bir veri setine ve keskin analizlere dayanan çalışmasında, gerek ülkelerin içinde gerekse ülkeler arasında eşitsizliği azaltan ve arttıran iyi ve kötü güçleri ortaya koymaktadır. Bunun yanı sıra küreselleşme ve aynı zamanda da eşitsizliği düzeltebilecek politikaların neler olabileceğini göstermektedir. Küresel Eşitsizlik bizleri, veriler elverdiğince yüzyıllar öncesine götürüp, dünyanın çeşitli ülkelerini dolaştırmakta, eşitsizliğin, savaşlar ve salgınlar, teknolojik sıçramalar, eğitime ulaşılabilirlik ve yeniden dağıtım gibi faktörlere bağlı bir şekilde çevrimsel olarak hareket ettiğini göstermektedir. Bundan yıl önce Sanayi Devrimi’nin, eşitsizliği arttırmış olması gibi günümüzde Batı’da yükselmekte olan eşitsizlik de gelişen teknolojik devrimlere bağlıdır. Her ne kadar ülkeler içindeki eşitsizlik tırmanmaktaysa da, ülkeler arasındaki eşitsizlikte dramatik bir düşüş vardır ve bu süreçte Çin ve Hindistan’ın orta sınıflarının gelirleri, kalkınmış ülkelerin orta sınırlarının yerinde sayan gelir düzeylerine yaklaşmıştır. Daha ılımlı bir göç politikası küresel eşitsizlikleri daha da uzatabilecektir. Gerek Çin, gerekse Birleşik Devletler’de var olan eşitsizlikle, oldukça sağlam ve aynı zamanda kendi kendini besleyen bir yapıda gözükmekle birlikte, bu sürecin gelişmekte olan popülizm, plütokrasi veya olası savaşlara bağlı olarak rayından çıkıp çıkmayacağını öngörmek pek olanaklı değildir. Şu anda bulunduğumuz noktaya nasıl geldiğimizi, buradan nereye doğru yönelmekte olduğumuzu ve bu gidişatı tersine çevirebilecek politikaların neler olabileceğini anlamak isteyenler için en ideal başlangıç yeri Milanovic’in kışkırtıcı açıklamalarıdır.

y a y ı n e v i

Dünya artık daha zengin bir yer ancak, daha huzurlu bir yer olduğunu söylemek pek mümkün değil. Peki, bu yükselen zenginlik ve bolluk çağında yaşanılan “huzursuz refahın” (Paul Krugman’ın ’lı yıllar için kullanmış olduğu huzursuz refah ifadesini günümüz için de kullanmak yanlış olmayacaktır.) kaynağı nedir? Hiç şüphesiz ki eşitsizlik ve yoksulluktur, çünkü yaratılan gelir ve zenginlik herkes için kazanca dönüşmemektedir ve bu nedenle belki de gelir dağılımında dünya, hiç olmadığı kadar kötü bir yerdedir. Bu paradoksal durum, ekonomik büyüme ve verimlilik gibi ekonomik önceliklerin devletler açısından hayati önem taşıdığı bir dönemde “refah devleti ve refah politikaları” tartışmalarını hep sıcak tutmaktadır. Refah devleti her ne kadar farklı ülkelerde farklı refah kapitalizmi dünyası sunsa da temelde tüm vatandaşlarına ekonomik ve sosyal risklere karşın belirli asgari standartları koruma altına almayı taahhüt etmektedir. Bu yönüyle de ekonomik kaygılarla üretilen karşı savlara rağmen, özellikle ’li yıllardan sonra flu hale gelse de ufuktan kaybolmamıştır. Bu çalışma refah devletini birçok yönüyle ele alarak detaylı bir değerlendirme sunmaktadır. Nihai hedefi toplumunun tüm üyelerinin toplam refahını en yüksek düzeye ulaştırmak olan refah devleti, kendi geleneğindeki temel hedefler açısından değerlendirilmeye alınmıştır.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

39


KÜRESELLEŞME OYUNLARI VE KRİZ Yazar: Doç. Dr. Naci Canpolat

e f i l

y a y ı n e v i

s o s y a l

b i l i m l e r

Şu meşhur küresel krizin üzerinden on yıl geçtikten sonra yayımlanan bu kitap ile ilgili “Yine mi kriz? Söylenecek her şey söylendi, yazılacak her şey yazıldı zaten.” diye düşünebilirsiniz. Ancak, çok yanılıyorsunuz! Dünya tarihine damgasını vuran olayların gerçekleşmesine neden olan hareketler zincirinin, olay taze iken çok açık görülemeyeceği, bu nedenle de olayların çok doğru analiz edilemeyeceği, tarihçilerin ifade ettiği bir gerçektir. İşte tam da bu nedenle, tarihsel olayın üstünden yaklaşık on yıl geçtikten sonra yayımlanan bu kitabı okumakta yarar var.

40

Naci Canpolat bu kitabında, insanların hırslarının, bir başka deyişle irrasyonel davranışlarının sonucu olan küresel krize giden süreci, oyun teorisi bakış açısıyla ele alarak küreselleşmenin tarihsel gelişimi içinde inceliyor ve küresel finansal sistemin sorunlarına ışık tutuyor.

İKTİSAT ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım



TEKNOLOJİ YÖNETİMİ

FAALİYETLERİ VE ARAÇLARI

İŞLETME ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 2. Basım

“Bu zihin açıcı kitap, şirketlere, teknolojik inovasyonu rekabet güçlerini artırmada etkili bir biçimde kullanmak için tatmin edici bir yol gösteriyor. Bu nedenle yöneticiler ve önümüzdeki inovasyon çağında yönetim alanında kariyer yapmayı düşünen öğrenciler tarafından mutlaka okunmalı.” -Hugo P. Tschirsky, Swiss Federal Institute of Technology (ETH) Emeritus Profesör, European Institute of Technology and Innovation Management (Avrupa Teknoloji ve İnovasyon Enstitüsü - EITIM) kurucu üyesi “Uzmanlık ve deneyim düzeyleri ne olursa olsun tüm teknoloji yönetimi öğrencileri, bu yapılandırılmış ve kapsamlı metinden büyük fayda sağlayacaklar. Kitap, oldukça karmaşık olan teknoloji yönetimi alanında ihtiyaç duyulan berraklığı sağlamasının yanı sıra; araçlar, teknikler, destekleyici araştırmalar ve örnekler açısından da son derece zengin bir kaynak sunuyor.” -Mike Lewis, Operasyonlar ve Tedarik Yönetimi alanında Profesör, Bath Scool of Management, University of Bath, İngiltere Teknoloji, her kurumun temel yapı taşlarından biridir. Doğru biçimde yönetildiğinde, rakipler karşısında belirgin bir üstünlük sağlayacaktır. Teknoloji Yönetimi, operasyonel verimliliği ve üretkenliği geliştirmek yolunda uygulamaya dayalı bir yaklaşım benimsiyor. Herkesin kolaylıkla anlayabileceği bu metin, bir kurumun dinamik yeteneklerini arttırmaya yönelik son derece zengin bir örnek, araç ve etkinlik kaynağı sunuyor. Elbette bir kurumda teknolojiyi yönetmenin tek bir doğru yolu yok; ancak bu kitap, teorik çerçeveler ve gerçek hayattan alınmış başarılı analiz ve uygulama örnekleriyle değerli bir rehber işlevi görüyor. Bu kitabın en önemli özellikleri: Uygulamaya ve operasyonlara odaklanan bir teknoloji yönetimi ders kitabı olması, alanlarında ileri gelen saygıdeğer bir yazar ekibinin uluslararası yaklaşımını yansıtması, mükemmel bir örnek vaka desteği sağlaması ve eğitimbilimsel anlamda iyi geliştirilmiş bir yol izlemesi.

BİLİNEN DOĞRULAR “TOPLUM VE İNSAN”

y a y ı n e v i

s o s y a l

b i l i m l e r

Yazarlar: Dilek Çetindamar-Robert Phaal-David Probert

Yazar: Cem H. Bektaş Cem H. Bektaş’ın aynı adlı televizyon programından yola çıkılarak hazırlanan Toplum ve İnsan kitabında “Türkiye’de Deprem Gerçeği”, “Çevre Sorunları”, “Evrim Teorisi”, “Bilgi Toplumu ve Yeni Ekonomi”, “İnovasyon”, “Fütürizm”, “Türkiye’de Doğa Sporları”, “Doğayla Barışık Yaşamak Mümkün mü?”, “İnternet Hukuku”, “Su ve Tuz” gibi çok güncel ve önemli konuların uzmanlarının görüşlerini bulacaksınız.

e f i l

“Cem H. Bektaş’ı akademisyen-siyaset-TV programcılığı ekseninde tanıdım. Bir insan ‘bilişimci’, ‘fütürist’, ‘girişimci’ olursa ve bu bilimi ‘Toplum ve İnsan’ programında taşıyorsa dur bakalım ne diyor diye kendisini sorgulamak gerekiyor. O; bilgi peşinde koşuyor, öğreniyor, öğretiyor. İnsanların gelişimi için son derece doyurucu bir iş yapıyor. Bu kitaptaki bilgiler de ekrandan yansıyanlar. Bilinen doğrularla yüzleşin” -Yalçın Bayer, Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı

İŞLETME ISBN: Boyut: 15x23 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

42

“Cem H. Bektaş’ın Türk toplumunun farklı kesimlerini temsil eden kişilerle gerçekleştirdiği söyleşiler; renkli ve kolay okunur bir dille, çevre sorunlarından su ve tuzun faydalarına, internet hukukundan gelecek bilimine, geniş bir yelpazedeki toplumsal sorunlar ve merak ettiklerimize ışık tutuyor. Günlük koşuşturmanın ötesinde farklı konularda sizi bilgilendirecek ve düşündürecek metinler arıyorsanız bu kitabı seveceksiniz.” -Prof. Dr. Mustafa Aydın, Kadir Has Üniversitesi Rektörü


STRATEJİK KÜRESEL PAZARLAMA Editörler: Necdet Timur-Alparslan Özmen Küreselleşme, yüzyılın sonlarından başlayarak yeni yüzyılın başından itibaren de süregelen bir değişim hareketidir. Bu değişim, her alanda işletmelerin faaliyetlerini doğrudan bir şekilde etkilediği gibi tüm pazarı da etkilemektedir. Artık işletmelerin rakipleri sadece faaliyet gösterdikleri kendi pazarlarından gelmemekte, dünyanın her yerinden olabilmektedir. Bu bağlamda küreselleşmenin sınırları ortadan kaldırması bir yana küreselleşme, iş dünyasında işletmeler arasındaki sınırları da ortadan kaldırmış ve rekabetin boyutunu genişletmiştir. e f i l

Bu bağlamda, ülkemizde birçok farklı üniversite de görev yapan öğretim üyeleri tarafından yazılan kitabımızın 2. baskısını sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu kitap, küresel pazarlama stratejileri hakkında bilgiler vererek iş dünyası, uygulamacılar, araştırmacılar ve bu konu ile ilgilenen her kesimin beklentileri karşılanmaya çalışılarak hazırlanmıştır.

İŞLETME ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 2. Basım

s o s y a l

YÖNETEREK YÖNETİLEREK YAŞAMAK Yazar: Osman Ata Ataç

b i l i m l e r

İşletmeciliğin meslek tarifi yapılmamış, bilgi ve beceri olarak işletmeci olmak için ne lazım tanımlanmamıştır. Literatürdeki bazı rivayetlerin aksine işletmecilikte başarı için gerekli bir kişilik tanımı da yapılamaz. İşletmeciler heyecanlı-durgun, sosyal-antisosyal, konuşkan-sessiz, hislihissiz, güvenen-şüpheci, verici-bencil, müşfik-kaba, sevecen-soğuk, düşünceli-düşüncesiz, dengeli-dengesiz, atılgan-ürkek, mahzun-neşeli, sert-yumuşak, sakin-ateşli, hayali geniş-dar, açık-kapalı olabilirler. Ne başarılı sayılan işletmecilerin ne de başarısız olanların modellenmiş kişilik tanımları vardır. Olsaydı bile kişilik, insanın bebekliğinden başlayan bir sosyalizasyon sürecinin, ilişkilerinin, gözlem ve yorumlarının bir birikimi sonucu oluştuğundan bir faydası olmazdı. Kişilik kolay kolay değişmez; ama davranışlar ayarlanabilir. Onun için işletmecilik yapmak isteyenler, önce kendi kişiliklerini iyi çözümleyebilmeli ve kendileriyle barışabilmelidirler; ancak o zaman kendi davranışlarını daha iyi anlayacaklar, belki değiştirebilecekler ve başkalarına daha iyi anlatabileceklerdir. Bunu yapabilmek için işletmecinin geçmişe gitmesi gerekir. Hayatınızı ileriye bakarak inşa etmelisiniz; ama ancak geriye bakınca anlayabilirsiniz. Elinizdeki bu kitap, kendi ölçülerine göre başarılı bir işletmecinin kendi geçmişine bakarak yaptığı çözümlemeyi ve bundan çıkardığı önerileri kapsamaktadır.

y a y ı n e v i

Ticaretteki müthiş büyüme, tüm dünyayı sararak binlerce yeni ürün ve hizmetin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu durum, pazarlarda da köklü ve kalıcı dönüşümler ortaya koymaktadır. Dolayısıyla günümüzde pazar denilince yalnızca yerel değil, küresel ve sanal ölçekte, her türlü imajın, markanın, tasarımın, deneyimin ve olayların alınıp satıldığı bir yer ortaya çıkmaktadır, çünkü işletmeler pek çok farklı kültürden, çevreden, ülkeden ve tüketiciden etkilenmektedir. Pazarlarda başarılı olmak ve rekabette rakiplerin önünde olmak isteyen şirketler, kendilerini buna hazır hale getiren stratejiler oluşturmaya başlamışlardır. Dolayısıyla da dünyayı hedef pazar olarak gören birçok şirket, yeni doğan bu fırsatları daha iyi değerlendirme şansına sahiptir.

İŞLETME ISBN: Boyut: 22x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

43


OPERATIONS MANAGEMENT Yazar: İnci Şentarlı İşlemler yönetimi, iş dünyasını etkileyen büyük boyutlardaki değişikliklerin merkezinde yer almaktadır. Günümüz rekabet ortamında başarıyla rekabet edebilmek için örgütlerin, tüm üretim alanlarını kapsayan işlemler yönetiminde mükemmelliğe ulaşmaları gerekir.

İŞLETME ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 2. Basım

Yazar: Hakan Vahit Erkutlu

e f i l

İş dünyasında da değişmeyen tek şey değişimdir. Ya kendimizi buna uyarlamalı ya da demode olmayı, daha kötüsü, yok olmayı göze almalıyız. Bu nedenle günümüzde bu değişimi yönetecek liderler daha da önem kazanıyor. Yeni örgüt yapıları ve bunların getirdiği iş yapma yöntemlerini, bambaşka niteliklerle donatılmış çalışanları anlamak ve yönetebilmek, bambaşka niteliklerle donatılmış liderler gerektiriyor. Dolayısıyla liderlik kavramı, bir örgütün rekabet ortamında varlığını sürdürebilmesi, rekabet üstünlüğü elde edebilmesi, insan kaynaklarını en etkin bir biçimde kullanabilmesi ve bulunduğu sektörde önemli bir yer edinebilmesi adına en önemli etken ve girdiyi oluşturuyor.

İŞLETME ISBN: Boyut: 14x21 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

44

Yazar on üç kapsamlı konuda, ulaşılabilir sayısal yöntemler ile sözel konuları harmanlayıp bir araya getirmektedir. Anlamlı örnek problemler, modellemenin mantığı ve analitik düşünce sürecini açık olarak anlatmaktadır. Kitap, kompleks problemlerin matematiksel ifadesinde, çözülmesinde ve yorumlanmasında pratik yapmayı sağlamaktadır. Bu ders kitabı, her konunun sonunda sağlanan sorular ve problemler ile öğrencilerin eleştirel düşünce becerilerini geliştirmelerini hedeflemektedir.

LİDERLİK, KURAMLAR VE YENİ BAKIŞ AÇILARI

y a y ı n e v i

s o s y a l

b i l i m l e r

İşlemler yönetim sistemlerinin temel prensiplerini içeren bu kitap, işlemler yönetim sistemlerine genel bir bakış sunmaktadır. Bu kitap, işlemler yönetim sistemlerini en önemli noktalarıyla öğrenmek için hedefleri olan lisans, lisansüstü, ve iş idaresi yüksek lisans öğrencileri için çok değerli bir kaynaktır. Kitap, günümüzün rekabetçi küresel ortamında öğrencilere, daha başarılı yöneticiler olmaları için yardımcı olmayı hedeflemektedir.

Liderlik: Kuramlar ve Yeni Bakış Açıları isimli bu kitapta klasik liderlik kuramları, çağdaş liderlik kuramları ve bu kuramlara tepkisel yaklaşan yeni liderlik yaklaşımları ele alınmıştır. Kitap liderlik kavramını akademik bir üslup ile ele alarak örgütsel davranış ve liderlik konuları üzerinde bilgilerini genişletmek isteyen işletme yöneticilerine faydalı bir araç ve üniversitelerin lisans ve lisansüstü programlarında başvurabilecekleri bir kaynak eser olarak hazırlanmıştır.


İŞLETMELER İÇİN FUAR PAZARLAMASI REHBERİ Yazar: Ali Aycı

e f i l

İŞLETME ISBN: Boyut: 15x23 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

s o s y a l

HALKLA İLİŞKİLER SOSYAL MEDYADA YENİ PAYDAŞLAR, YENİ TEKNİKLER

y a y ı n e v i

•  Fuarlar, işletmelerin pazarlama faaliyetleri açısından en önemli araçlardan birisidir. Yaklaşık olarak dünyada yılda fuar düzenlenmekte ve bu fuarlarda yaklaşık 3 milyon işletme fuar performansı göstermekte, milyon ziyaretçi katılım sağlamaktadır. •  İşletmelerin önemli bir kısmı, amaçlarını belirlemeden, planlama ve maliyet analizleri yapmadan fuarlara katılım sağlamaktadır. •  Kalabalık ve gürültülü fuar ortamında stant görevlisinin ziyaretçiyi etkilemek için 7 saniyeden daha az süresi bulunmaktadır. •  Gerekli hazırlıkları yapılmayan, doğru uygulanmayan, fuar sonrası uygulamaları yapmayan ve başarılı iletişim kurulamayan fuarların olumsuz etkileri olumlu etkilerinden fazla olabilmektedir. •  Bu çalışmada, planlama, fuara katılım amaçlarının ortaya konması, fuar seçeneklerinin değerlendirilmesi, organizatör ve ziyaretçi analizi, fuar destekleri, stant ve ürün teşhiri, stant personeli seçimi ve hazırlıkları, fuar başarısı ölçümü, fuara katılım sonrası yapılması gerekenler ve fuar iletişimine yer verilmiştir.

Yazar: Özlem Aşman Alikılıç Halkla ilişkiler ’ın dünyasına hoşgeldiniz

b i l i m l e r

Halkla ilişkiler, internet ve sosyal medya ile sadece yakınlaşmakla kalmadı, sıkı bir işbirliğine girdi. Bu işbirliği aslında hedef kitleler ile kurum ve marka işbirliğini de temsil etmekte. Bugün iletişimciler, halkla ilişkiler uzmanları internet ve sosyal medya teknolojilerini kullanarak paydaşlarıyla etkileşim içine giriyor, kurum ve markalar da paydaşlarıyla sohbet ederek bağlantıda kalıyorlar. Yeni Paydaşlar, yeni teknikler Özlem Aşman Alikılıç, “Halkla İlişkiler Sosyal medyada Yeni paydaşlar, Yeni Teknikler” adlı kitabında, kurumları, halkla ilişkiler uzmanlarını, ajansları ve öğrencileri; sosyal medyada çevrimiçi paydaşlar ve yeni halkla ilişkiler teknikleri ile buluşturuyor. Bu kitapta neler var? Podcast’ten VOD’lara, VNR ve Sosyal Medya basın bülteni hazırlamaktan, sosyal medya ölçümlemesine kadar; uzun soluklu sohbetler inşa edilmesinden, çevrimiçi fırsatlar yaratmaya; uygulamaya yönelik her tür tarif, açıklama, yöntem; halkla ilişkiler temelli teorik kuramların gerçek yaşamla buluşmasından, güncel ve reel uyarlamalara kadar halkla ilişkiler ve iletişim dünyasına dair pek çok bilgi var.

IŞLETME ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

45


YENİ İŞ YENİ FIRSATLAR Yazarlar: Osman S. Arolat-Çelik Kurtoğlu Nereye yatırım yapalım? Bu soru, iş dünyasında pek çok kişiyi meşgul ediyor.

Eskiden geçerli olan “bildiğin işten şaşma” ilkesinin yerine, sermayenin getirisini arttırmak ve onu büyütmek için değer yaratmak gerektiği, bunun yolunun da fırsatları değerlendirmek için gerekli bilgiyi bulup kullanmak olduğu tezi güç kazanıyor. Bu tespitten yola çıkmış 22 ayrı şirketin öyküsünü bu kitapta bulacak ve belki de “Yeni İş Yeni Fırsat” yaratmanın anahtarına sahip olacaksınız.

İŞLETME ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

Yazar: Osman S. Arolat En çok okumayı sevdiğim kitaplar, biyografi ve otobiyografilerdir. Bu kitaplarda kimi zaman yaşamadığım bir dönemi yaşamış kişilerle dönemlerini, anılarında yaşayarak zevk alırım. Kimi zaman çok yakından tanıyıp bildiğim insanların bilmediğim özelliklerini öğrenirim… Ne yazık ki Türkiye’de iş dünyası üyeleri de, siyasetçiler de, önemli bürokratlar da dönemlerinde yeterince not tutup belgeler toplayarak, daha sonra yazıya döküp, kitap haline getirip kalıcı kılmazlar. Son dönemde bunların nehir söyleşi kitaplarıyla biraz artıyor olmasını sevinerek karşılıyorum.

e f i l

Bu kitapta kendi alanlarında önemli tecrübeleri olan iş adamları, özel sektör ve kamu yöneticisi 12 dostumla Bloomberg televizyonunda yaptığım söyleşilerin metin çözümleri ile o programlarda yer alan resimlerden bir bölüm yer alıyor. Kitapta sırasıyla Abdülkadir Konukoğlu, İshak Alaton, Lucien Arkas, Hacı Boydak, Durmuş Yılmaz, Çetin Nuhoğlu, Nihat Gökyiğit, Hamdi Akın, Muharrem Yılmaz, Hakan Ateş, Fuat Tosyalı ve Müjdat Keçeci ile tecrübelerini dile getirmeleri için yaptığım yarım saatlik kısa söyleşiler yer alıyor.

İŞLETME ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

46

TECRÜBE KONUŞUYOR KEYİF ALDIĞIM SOHBETLER

y a y ı n e v i

s o s y a l

b i l i m l e r

Ekonomi dünyasında gelişmeler yaşanırken ailelerin yeni nesil üyeleri, şirketlerin yönetimine katılıyor veya kendi işlerini kuruyor. Aile şirketleri kurumsallaşma ihtiyacını hissetmeye başlarken bazı şirketler yeni yatırım alanlarını sorgulamaya, araştırmaya yöneliyor.

Size bu kitapta iyi okumalar dilerken, bu dostlarımın biyografileri ya da otobiyografilerinin daha geniş ve detaylı olarak tek tek kitaplarda, nehir söyleşilerinde yer alması beni çok memnun edecektir. Osman S. Arolat


ŞİRKET İNSANDIR, İNSAN TANRISAL Yazar: Cüneyt Dilsiz Bu kitap, üç ana başlık üzerine yazılmıştır; Şirket Psikolojisi, Şirket Dizimleri, Şirket Değişimleri.

e f i l

İŞLETME ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı:

s o s y a l

GERÇEK VE ALGISAL BÜYÜME Yazar: Cüneyt Dilsiz

b i l i m l e r

Şirketlerin, her geçen gün işlerini daha dinamik bir ortamda yürütmek zorunda oldukları sıkça belirtilen bir gerçektir ve küresel rekabet güçleriyle bağlantılı olarak hızlı teknolojik ve yönetimsel gelişmeler, iş ortamını daha fazla karmaşık hale getirmektedir. Bu çerçevede büyük ve güçlü olanın hayatta daha kolay kalması gibi klasik bir anlayışın çok gerilerde kaldığını söylemek mümkündür. Şirketler sürekli değişen iş ortamında her defasında “yeniden” hayatta kalmayı öğrenmek zorundadırlar. Bunu başarmak için de farklı ilerleme ve büyüme stratejilerine ihtiyaç duymaları doğaldır, çünkü oyunun eski kurallarının artık çalışmadığı çok açık şekilde ortadadır. Büyüme stratejileri; rekabet ortamıyla başa çıkabilmeyle paralel olduğunda veya herkesin hayatta kalma mücadelesi verdiği sıçramanın bir avantaj yaratacağı anlarda anlamlıdır. Sadece rekabetle mücadele ederek hayatta kalmaya çalışmak, şirketin olduğu yerde ortama uyum sağlama becerisini güçlendirecek; fakat bu beceri, sonunda bir noktada yetersiz kalacaktır. Belirli bir stratejinin bütün pazarlarda eşit verimlilik derecesinde çalışması olası değildir; stratejiler, belirli bir pazar ve bu pazardaki rekabet için tamamen şirkete özeldir. Bu kitapta yer alan alıntı ve örnekler, önde gelen iş/ finans ve ekonomi kaynaklarının basılı ve internet versiyonlarına dayanmaktadır. Kitap, şirket büyümesine farklı bir kavramsal yoldan yapılan yolculuğu merak eden herkes için tasarlanmış ve onların faydalarına sunulmuştur. Keyifli okumalar…

y a y ı n e v i

Başlıkların seçimi bir tesadüf değildir. Bu başlıklar aslında iş dünyasında popüler olan konulara göre daha nadiren işlenmektedir. Kitabın içeriği, şirket yönetimi terminolojisi çerçevesinde özenle hazırlanmaya çalışılmıştır. Konuların anlatımı, genel kabul görmüş idealize şirket uygulamalarını anımsatır şekilde -kasıtsız olarak- teorik bilgi düzeyinde algılanabilir veya kendine özgü yeni yaklaşımları işaret eden bir farkındalık sergileyebilir; ancak her iki tarz, hem bireysel hem de şirket boyutunda ikilemlerle başa çıkabilmek için okuyucuların yeteneklerini geliştirebilmek amacıyla bu kitapta birbiriyle bir bütünlük içindedir. Özünde para kazanmak olan şirket tipi organizasyonların, çalışanlarını bu üç başlığın kesişiminde görmelerini beklemek hayalperestlik olabilir. Ancak, istinasız olarak anlaşılması gereken şudur; insan şirket için her şeydir ve şirket, insanın kendisidir.

İŞLETME ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı:

47


YÖNETİCİ OLMAK İÇİN BİLMENİZ GEREKEN 14 ŞEY Yazar: Özgür Döğerlioğlu “Yönetmek”, ilk çağlardan beri gücün “görünen” halidir. İşleri insanlar vasıtasıyla halletmek, insanlara istediğini yaptırabilmek ve insan davranışlarını kontrol altına almak gerçek güçtür.

İŞLETME ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 88 2. Basım

IŞLETME ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

Hizmet pazarlaması dersi veren akademisyenlerin ders anlatımlarındaki zenginleştirici tecrübelerini birleştirerek ortaya çıkarılan bu kitapla literatüre hem katkı sağlanmak amaçlanmış hem de farklı bakış açıları ile kitap, benzerlerinden farklılaştırılmaya çalışılmıştır. Kitapta genel hizmet pazarlaması konuları dışında hizmetlerle ilişkilendirilmiş itibar yönetimi ve çalışanların işletmeye sadakat borcu başlığı altında hukuksal boyutta ele alınmıştır. Ayrıca bütün bölümler örnek olay ve okuma parçaları, tartışma ve değerlendirme soruları ve bölümlerle ilgili tavsiye kaynaklarla donatılmıştır. Kitap içeriği, hizmet pazarlaması ön lisans, lisans ve yüksek lisans derslerine hizmet edecek yapıdadır. Aynı zamanda içeriğindeki bol örnekli anlatımlarla da bu alana yönelik bilgilerini artırma hevesi taşıyan ve çalışan veya çalışmak isteyen her kesime yol göstericilik yapacak bilgilere de sahiptir.

MÜŞTERİ İLİŞKİLERİ VE GELECEĞİ Yazar: Ahmet Uyar

e f i l

y a y ı n e v i

HİZMET PAZARLAMASI

Editörler: Berrin Onaran, Alparslan Özmen Yazarlar: Fuat Öz, Gökhan Demirtaş, Berrin Onaran, Esra Ciğerci, Burcu Mucan, Zeki Atıl Bulut, Alparslan Özmen, Erdem Akkan, Ayşe Özgöz, Tülin Çakır, Ali Fikret Aydın, Nurgül Emine Barın

IŞLETME ISBN: Boyut: 14x21 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

48

Klasik yönetim anlayışının sağlam temellerine oturtulmuş ve günümüzün teknolojik yeniliklere açık, çeşitliliğe duyarlı, yaratıcı ve özgüveni yüksek insanlarıyla iyi iletişim üzerinde yükselen bir yönetim anlayışı, çağdaş yöneticilerin uzun vadeli başarısının anahtarı olacaktır.

STRATEJİK BİR YAKLAŞIMLA

s o s y a l

b i l i m l e r

Ancak, günümüzde teknoloji, ekonomik şartlar, sosyal ve kültürel değerler, çalışma şekilleri ve çalışanların beklentilerinde küresel boyutta ve çok büyük hızla meydana gelen değişiklikler nedeniyle “yönetici” kavramı bir evrim geçiriyor.

Ekonominin temel ağırlığı müşteri odağına doğru kayıyor. Eski kalıp yaklaşımlar nostaljik pazarlamanın konusu haline gelirken daha önce hiç duymadığımız kavramlar iş dünyasını derinden sarsıyor. Bireyin önem kazandığı, postmodernizmin belirleyici olduğu ileri teknolojinin kullanıldığı, siber fiziksel sistemlerin geliştiği bu döneme Endüstri adını veriyoruz. Bu yeni çağı anlamadan genç kuşakların isteklerini öğrenemeyecek, çağdaş bir müşteri ilişkileri sistemi kuramayacağız. Bu nedenle sektörle ilgilenen herkesin gelecek odaklı bir anlayışla müşteri ilişkilerini tekrardan tanımlamaları ve bu konu üzerinde çalışmaları gerekmektedir. Müşteri ilişkilerini en geleceğini öğrendikçe onu daha iyi şekillendirebileceğiz. Drucker’in de dediği gibi “geleceği tahmin etmenin en iyi yolu onu yaratmaktır”. Bu kitap müşteri ilişkilerinin geleceğini anlamak isteyen herkes için temel bir rehber niteliğindedir.


INVESTMENTS Yazarlar: Mehmet A. Civelek-M. Banu Durukan

e f i l

Yatırım konusu, artık karmaşık bir hal almış durumda. Investments kitabı, bu karmaşık konunun alt unsurlarını belirliyor ve kolayca anlaşılmasını sağlıyor. Kitapta, tahvilden hisse senedine yatırım araçlarının getiri ve risk oranlarının hesaplamaları anlatıldığı gibi yatırım sonrası doğabilecek olan risklere karşı korunma (hedging) yolları da analiz edilmektedir. Kitap, alternatif yatırım araçlarını da kapsamakta; özellikle forward, future ve options piyasaları ve bu piyasalarda nasıl işlem yapılacağı konusunda oldukça ayrıntılı bilgi vermektedir.

FİNANS ISBN: Boyut: 22x24 cm Sayfa Sayısı: 3. Basım

s o s y a l

TÜREV PİYASALARDA TEMİNATLANDIRMA YÖNTEMLERİ Yazarlar: İsmail Orakçıoğlu-Sezer Bozkuş Kahyaoğlu

b i l i m l e r

Finansal piyasalardaki küreselleşme sürecinde en önemli rolü olan, türev piyasalardaki hızlı gelişme ve ürün çeşitliliğidir. Özellikle krizler karşısında artık işletmeler, riskten korunma (hedging) stratejilerine daha fazla ihtiyaç duymaktadır. Buna bağlı olarak türev piyasalardaki işlem hacmi, her geçen gün artış göstermektedir. Türev piyasalarda işlem yapmak için gerekli teminatlandırma kurallarına uymak gerekmektedir. Bu çerçevede dünyada vadeli işlem ve opsiyon türü sözleşmelerin alım satımının yapıldığı borsaların işleyişinde ve çalışma esasları arasında teminatlandırma yöntemini belirlemek, kritik konulardan birisi olmaktadır. Bu çalışmada, türev piyasalarda uygulanan teminatlandırma yöntemleri incelenerek farklı seçeneklerin teorik boyutu ele alınmakta ve temel borsalardaki uygulamalara dayanarak açıklamalar yapılmaktadır. Bu çalışmanın, türev piyasalar ile ilgili sınırlı sayıda olan ve Türkçe kaynaklarda özel olarak ele alınmayan teminatlandırma konusunda literatüre katkıda bulunulması hedeflenmektedir.

y a y ı n e v i

Investments kitabının bir başka özelliği de konular anlatılırken uygulamadan örnekler verilmesidir. Bu şekilde öğrencilerin, karmaşık gibi gözüken yatırım konusunu kolaylıkla algılaması amaçlanmıştır. Kitabın bir başka özelliği de dili İngilizce olmasına rağmen ülkemiz öğrencileri için yazılmış olmasıdır.

FİNANS ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

49


İSTİKLAL SAVAŞININ FİNANSMANI Yazar: Vural Fuat Savaş

Türkiye’de son yıllarda Cumhuriyet’e ve onun kurucuları­na yönelik söylem suçlamalara dönüştü. Bu yapılırken çoğu zaman da eksik bilgi ve yalana dayalı bir dil kul­lanılıyor. Bu yapılırken bir yandan da Osmanlıcılık-Yeni Osmanlıcılık çekici ifadelerle övülüyor. Hele Abdülhamit dönemi anlatılırken ileri sürülen görüşleri dinlerken, yazıları okurken hayrete düşmemek imkânsız hale geliyor.

Osmanlı böyle bir çöküş ile ömrünü tamamlarken, Mus­tafa Kemal ATATÜRK’ün önderliğinde kazanılan İstiklal Savaşı, sadece siyasi bir başarıya değil, aynı zamanda ekonomik başarıya da zemin hazırlamıştır; ancak bu ko­lay olmamıştır. Vural Fuat Savaş bu kitapta sadece İstiklal Savaşı’nın finansmanını değil, aslında yokluğun ve olanaksızlığın nasıl başarıya dönüştürüldüğünü yani zaferi anlatmak­tadır. FINANS ISBN: Boyut: x cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TÜRK- FRANSIZ İLİŞKİLERİ

y a y ı n e v i

s o s y a l

b i l i m l e r

Övülen o Abdülhamit ki, Osmanlı Devleti’nin iflasına 15 Ekim ’de (28 Muharrem ) imza atmıştır. Mu­harrem Kararnamesi ile Osmanlı Devleti ekonomisinin denetimini Duyun-u Umumiye idaresine (Borçlar İdaresi) bırakmıştır.

Yazarlar: Demir Fıtrat Önger, Kürşat Turan, Erjada Progonati, Bilal Karabulut, Şennur Şenel, Fatma Güngör, Hale Şıvgın, Haydar Çakmak, Mustafa Nail Alkan Editör: Haydar Çakmak

e f i l

Türkler, Orta Asya’dan Anadolu’ya gelişlerinin resmi tarihi olan Malazgirt Savaşı’ndan bu tarafa Avrupalılar ile komşudur. İki halkın tanışıklıkları ve komşululukları çok eskilere dayanmaktadır. İddia edilenin aksine iki taraf da birbirlerini iyi tanımaktadır. Avrupalılar Müslümanlığı Türkler, Türkler de Batıyı Fransızlar üzerinden görmüştür.

ULUSLARARASI İLİŞKİLER

ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

50

Batı, Türkler için genel anlamda Fransız gelenek ve görenekleri anlamını taşımaktadır. Türkler, Avrupalı halkları etkilemiş ve onlardan etkilenmiştir. Avrupa’da yazılan roman, hikaye, şiir, çok sayıda veciz söz ve atasözlerine konu olmuş veya kaynaklık etmiştir. Türklerin Avrupada tarihsel olarak en fazla siyasi ilişkide bulunduğu ülkelerden birisi de Fransa’dır. Türk-Fransız ilişkilerinin ne kadar eskiye dayandığı ve ne kadar yoğun olduğu kronolojik olarak bu çalışmada yer almıştır.


ASYA, AMERİKA VE JEOPOLİTİĞİN DÖNÜŞÜMÜ Yazar: William H. Overholt Çevirmen: Fatih Tokatlı

e f i l

ULUSLARARASI İLİŞKİLER ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

s o s y a l

AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRKİYE İLİŞKİLERİ BEKLENTILER VE KAYGILAR Editörler: Oğuz Esen-Filiz Başkan

b i l i m l e r

Avrupa Birliği, Türkiye ile üyelik müzakerelerine başlamasına rağmen Türkiye’nin AB üyeliğine, siyasal seçkinler düzeyinde hem AB içinde hem de Türkiye’de karşıt sesler yükselmeye başlamıştır. Son yıllarda TürkiyeAB ilişkilerine güvensizlik ve belirsizlik damgasını vurmuştur. Bunun bir sonucu olarak da hem Türkiye’de hem AB ülkelerinde toplumsal düzeyde bir şüphe ve kızgınlık hâkim olmaya başlamıştır. Avrupa Birliği-Türkiye İlişkileri: Beklentiler ve Kaygılar, yaşanan bu gerilimlerin arkasında yatan dinamikleri, hem Türkiye’de kamuoyu ve siyasal seçkinlerin AB ile ilgili tutumlarını hem de AB’de kamuoyu ve siyasal seçkinlerin Türkiye ile ilgili tutumlarını çözümlemeyi amaçlayan makaleleri içermektedir. Oğuz Esen ve Filiz Başkan tarafından yayına hazırlanan Avrupa BirliğiTürkiye İlişkileri: Beklentiler ve Kaygılar, Türkler ve Avrupalılar birbirlerine nasıl bakmaktadırlar; birbirleri hakkındaki tutumlarını etkileyen faktörler nelerdir; bu konuda siyasi seçkinler ve genel kamuoyu arasında farklılıklar var mıdır gibi sorulara cevap arayan, alanında uzman akademisyenlerin özgün makalelerini bir araya getirerek AB-Türkiye ilişkilerinin son yıllarına ışık tutacak bir çalışmadır.

y a y ı n e v i

ABD’nin güvenliği ve refahı artık Asya’ya dayanıyor. William H. Overholt bu kitapta; Asya’daki uluslararası ilişkileri, Asya’nın önde gelen ülkelerini ve Asya bağlamında ABD dış politikasını tabuları yıkan bir anlayışla analiz ediyor. Yazar, uzun yıllara yayılan siyaset ve iş dünyası tecrübesine dayanarak Soğuk Savaş dönemine ait modası geçmiş yapıların; ABD’yi, ABD ile ilişkisi haricinde aslında izole bir ülke olan Japonya’ya giderek daha fazla bağladığını ve bugün Asya’daki sorunların çoğunun ABDÇin ikilisi tarafından yönetildiği gerçeğini perdelediğini belirtiyor. Askeri öncelikler; bölgeyi gereksiz şekilde kutuplaştırma, Amerika’nın önderliğini ortaya çıkaran ekonomik ilişkileri zayıflatma ve ironik şekilde Çin’in etkisini artırma riskini taşıyor. Bunların sonucunda Soğuk Savaş’taki zaferine rağmen ABD’nin Asya’daki etkisi azalıyor. Overholt, demokrasiyi destekleme yaklaşımının barış ve kalkınmayı hızlandıracağı fikrine de karşı çıkıyor ve önümüzdeki on yılda Asya jeopolitiğinin radikal şekilde farklılaşacağı öngörüsünde bulunuyor. Japonya, Rusya, Orta Asya, Hindistan, Pakistan, Kore ve Güneydoğu Asya’yı ele alan analizinde Overholt; akademisyenler, siyasi makamlar, işadamları ve genel okuyucu için paha biçilmez gözlemlerde bulunuyor.

ULUSLARARASI İLİŞKİLER ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

51


İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİ İLE SOSYO-EKONOMİK SONUÇLARI Yazar: Ülkü İleri

SOSYAL POLİTİKA ISBN: Boyut: 14x21 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

e f i l

TÜRKİYE’DE YABANCI GÖÇMEN KADINLAR Yazarlar: Saniye Dedeoğlu-Çisel Ekiz Gökmen

SOSYAL POLİTİKA ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

52

Bu bağlamda bu kitapta öncelikle konunun iş hukuku ve sosyal güvenlik hukuku boyutlarına değinilmiş, Osmanlı’dan günümüze kadar iş sağlığı ve güvenliğinin tarihçesi ve ilgili yasal düzenlemeler üzerinde durulmuş, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili muhtelif kavramlar (verimlilik, eğitim, risk değerlendirmesi, kişisel koruyucu donanımlar, kadın ve çocuk çalışanlar vs.) incelenmiş, daha sonra da iş sağlığı ve güvenliği uygulama alanlarına örnek başlıca sektörler (madencilik, inşaat, tekstil… vs.) mercek altına alınmıştır. Son olarak iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin sosyo-ekonomik sonuçları çerçevesinde Türkiye’de Sosyal Sigortaların kurulmasından günümüze kadar olan iş kazaları ve meslek hastalıkları istatistikleri ayrıntılı olarak incelenmiştir.

GÖÇ VE SOSYAL DIŞLANMA

y a y ı n e v i

s o s y a l

b i l i m l e r

İş sağlığı ve güvenliği yüzyılda Sanayi Devrimi ile birlikte gündeme gelmeye başlayan, daha sonraki yıllarda ve bugün sanayinin gelişmesiyle gündemin odağına yerleşen bir konudur. İş sağlığı ve güvenliği doğurduğu sosyo-ekonomik sonuçlar nedeniyle olduğu kadar, doğurduğu psikolojik sonuçlar nedeniyle de önemini korumakta, hatta gün geçtikçe artırmaktadır.

Bu çalışma, İstanbul’da hazır giyim atölyelerinde çalışan Azerbaycanlı kadınlar ile Marmaris turizm sektöründe çalışan ve evlilik yoluyla Türkiye’ye yerleşen göçmen kadınlar olmak üzere iki farklı göçmen gruptan hareketle Türkiye’de yabancı göçmen kadınların yaşadıkları sosyal dışlanmanın dinamiklerini incelemektedir. Sosyal dışlanma, sadece dışlananların değil, aynı zamanda dışlayanların da hikâyesinin yorumlanabileceği bir kategori olarak ele alınmıştır. Türkiye’de yabancı göçmen kadınların işgücü piyasasından, kurumsal mekanizmalardan ve sosyal çevrelerinden farklı biçimlerde dışlandıkları ve her iki grup için sosyal dışlanmanın dinamiğinin farklı faktörlere bağlı olduğu ortaya çıkmıştır. Azerbaycanlı kadınlar için dokümansız göçmen olmak dışlanmanın ana nedeni olurken, evlilik yoluyla gelen göçmen kadınlar için işgücü piyasasında göçle yaşanan niteliksizleşme ve vatandaşlık hakkının elde edilmesi sırasında uygulanan kurumsal pratikler dışlanmanın temel nedeni olmaktadır. Elinizdeki bu çalışmanın, göçle ilgili gerçekleştirilen kuramsal çalışmalara katkı sağlamasını umuyoruz.


AVRUPA BİRLİĞİ HİBELERİ İÇİN ADIM ADIM PROJE HAZIRLAMA Yazarlar: Nadir Ateşoğlu-Ebubekir Doğan

e f i l

Günümüzde Avrupa Birliği ile diğer uluslararası kuruluşlardan ve Türkiye’deki kamu kuruluşlarından fon talep edebilmek için proje bazlı bir düşünceye ihtiyaç duyulmaktadır. Proje bazlı bakış açısı, Türkiye’de yılında hayatımıza girdi; ancak kamuoyu bu konuda yeterince bilgilendirilemediği için proje kavramı çok farklı şekillerde anlaşılabilmektedir. Bu eser bir taraftan yanlış algılamaların önüne geçmek diğer taraftan da bu alanda var olan boşluğu gidermek amacıyla yazılmıştır.

Ayrıca kitabın sonunda Avrupa Birliği’nden onay almış, uygulanmış iki adet örnek proje bulunmaktadır. Böylece okuyucu, projesini rahatlıkla hazırlayabilecek donanıma sahip olacaktır. Eser; işe yeni başlayanlar, sivil toplum kuruluşları, belediyeler, üniversiteler ve özel sektör kuruluşları için en temel kaynak olacaktır. SOSYAL POLİTİKA ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 2. Basım

y a y ı n e v i

Kitap; Avrupa Birliği, resmi kurumlar ve fon sağlayan diğer kuruluşlar için hibe projesi nasıl hazırlanır; hangi formlar nasıl doldurulur; proje hazırlarken dikkat edilmesi gereken püf noktalar nelerdir sorularına ayrıntılı olarak cevap vermektedir.

s o s y a l

SİVİL TOPLUM VE SİYASAL TEORİ Yazarlar: Jean L. Cohen-Andrew Arato Çeviri Editörü: A. Argun Akdoğan

b i l i m l e r

Güncel siyasal teoriye yaptıkları bu büyük katkıda Jean L. Cohen ve Andrew Arato, Batı’da sivil toplum kavramının tartışma yaratan bir alan olmasının, demokrasi ve hakların genişlemesi için önemli bir çıkış noktası olabileceğini dile getirmektedirler. “Cohen ve Arato, sivil toplumun Avrupa’daki gelişimiyle ilgili mükemmel derecede aydınlatıcı ve ayrıntılı bir açıklama getirmektedirler. Daha sonra Amerikan toplumunun ya da daha genel olarak liberal demokrasinin eleştirel teorisine dönerek daha etkili ve geniş bir demokratik liberalizme yönelişin gereğini vurgulamaktadırlar.” - Michael Walzer “Cohen ve Arato, sivil toplumun güncel toplumlardaki demokratikleşme mücadelelerinin neden ‘alanı ve hedefi’ olması gerektiğine dair sistematik ve normatif bir yeniden kurgulama önermektedirler. Bu kitap, bugüne kadar kendi alanındaki mevcut literatürde en kapsamlı ve teorik olarak en gelişmiş analizdir. - James Bohman, American Political Science Review Jean L. Cohen Columbia Üniversitesi’nde Siyaset Teorisi Doçenti’dir. Andrew Arato New School for Social Resarch’de Sosyoloji Profesörü’dür.

SİYASET BİLİMİ ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

53


POLİTİK TANITIM

SEÇIM KAMPANYASI EL KITABI

Yazar: Yavuz Sezer Yavuz Sezer, 68 kuşağından olup Türkiye’nin politik yaşamının hareketli günleri içinde yaşadı ve politik olgunun topluma yansımasında, yaptığı TV programları ve politik filmleriyle çeşitli görevler yaptı.

b i l i m l e r

TRT’deki çalışmalarının ardından reklam sektöründe, partilerin seçim kampanyalarında reklam ajansları içinde çeşitli görevler üstlendi. Kampanyaların ülke sathındaki icrasında ve ulusal ve yerel TV kanallarında politik tanıtım olgusunu gerçekleştirdi. Bu kitap; politikayı geniş anlamıyla kavrayan ve çalışma alanını sadece siyasi partiler ve siyasi yapılarla sınırlamayan, sınırlı çalışmalar yerine uzun soluklu ve devamlılık arz eden, insanların yararına olabilecek işleri gerçekleştirmeyi amaçlayanlar için okunmalıdır. Yaşadığınız ve algıladığınız toplumda, “Ben bu insanların dünyalarını değiştirmeliyim.” dediğinizde; bu değişimi nasıl yapacağınızı gösteren bir bilgiye ihtiyaç duyacaksınız.

s o s y a l

SİYASET BİLİMİ ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

Seçim Kampanyası El Kitabı; • Politik bilinç yaratır. / Size, çevrenize ve topluma… • Demokrasiye katılımı öğretir ve yönlendirir. • Önemli konuların gündemini nasıl kuracağınızı gösterir. • Politik tercihleri demokratik platformda birleştirmeyi öğretir. • Birey ve örgütlerin bakışlarını, demokratik birleşmeye taşımanın yollarını çizer.

SEÇİMDEN KOALİSYONA SİYASAL KARAR ALMA

e f i l

y a y ı n e v i

Yazarlar: Fuad Aleskerov-Hasan Ersel-Yavuz Sabuncu

SİYASET BİLİMİ ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

54

Çağdaş demokratik bir toplumda yaşayan her insan için siyasal karar alma sürecine katılım, yaşamın vazgeçilmez ve süreklilik taşıyan bir boyutudur. Bir toplumun sağlıklı karar alabilmesi için kişilerin, siyasal nitelikli konuları anlayabilmeleri, onlara ilişkin görüşlerini ifade edebilmeleri gerekir; ancak sorun bundan ibaret değildir. Kişiler arasında farklı, hatta ters görüşler olması doğaldır. Bu durumda kişilerin görüşlerine saygılı bir toplum nasıl karar alacaktır? Kişilerin tercihlerini en iyi biçimde değerlendiren bir oy verme sistemi nasıl oluşturulabilir? Toplumsal tercih kuramı ışığında grup karar yöntemleri ve seçim kuralları, bu soruların yanıtlarını bulmaya çalışmaktadır. Demokratik bir toplumun vazgeçilmez özelliği, kişilerin örgütlenerek kendi çıkarlarını savunmalarıdır. Bu, neden demokrasiler için önemlidir? Bu bağlamda siyasal partilerin rolü nedir? Bu sorular, toplumun bilgilendirilmesi sorunu bağlamında ele alınmakta ve tartışılmaktadır. Öte yandan demokratik bir toplumda seçim süreci, farklı görüşteki siyasal partilerin parlamentoda temsil edilmesi sonucunu doğurmaktadır. Bu temsilin biçimine bağlı olarak siyasal partiler arasında bazen çekişmeler bazen de uzlaşmalar olmaktadır. Partilerin koalisyon oluşturmak yoluyla hükümet kurmaları, bunun somut bir örneğidir. Demokratik yaşamda büyük önem taşıyan koalisyonların oluşturulması süreci nasıl ele alınır? Bir koalisyonun istikrarı ne demektir? Siyaset bilimi yazınında bu sorular, başta oyun kuramı olmak üzere çeşitli yöntemlerle ele alınmaktadır. Kuramsal çalışmalar, eski ve yakın çağlar tarihinden, Türkiye ve diğer ülkelerin siyasal yaşamından alınmış basit örnekler yardımıyla genel okuyucunun izleyebileceği bir dille ele alınmaktadır. Eklerde ise daha derinleşmek isteyen okuyucuya yardımcı olacak teknik bilgiler verilmektedir.


KAMU DÜZENI VE GÜVENLIĞI AÇISINDAN

TOPLUMSAL OLAYLAR YÖNETİMİ Editör: Hakan Batırhan Kara

e f i l

Toplumsal olaylar ilk olarak Fransız İhtilali ile sosyologların ilgisini çekmiştir. İhtilal sonrasından günümüze kadar birçok alanda çalışmaya konu olan toplumsal olaylar günümüzde daha çok güvenlik alanını etkilemektedir. Dolayısıyla güvenlik alanında bu olayların incelenmesi bir gerekliliktir. Bu yapılırken, olayların geliştiği toplumun kendine has dinamikleri dikkate alınmalıdır. Bu bağlamda elinizdeki kitap, tarihi açıdan eski ve yeni olaylara göz atmış, bunun yanında ilgili mevzuatları, uygulama taktiklerini ve bu alanda yardımcı olacak bilgileri bir araya toplamaya çalışmıştır. Kitap içeriğinde Gezi Olayları, 1 Mayıs Taksim Kutlamaları, toplumsal olaylarda sosyal medya kullanımı, toplumsal olaylar yönetimi ve toplumsal olaylarda rehber olan mevzuatın irdelendiği bölümler bulunmaktadır. Kitabın, toplumsal olaylar konusunda güvenlik alanında yazılacak yeni eserlere bir başlangıç olması dilekleriyle…

ISBN: Boyut: 14x21 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

y a y ı n e v i

KAMU YÖNETİMİ

ORTA ASYA’DAN ANADOLU’YA KÜLTÜREL SEMBOLLERE GİRİŞ s o s y a l

Yazar: K. Özlem Alp

b i l i m l e r

Sembol ile insan arasındaki ilişki, insanlık ile birlikte var olmuş; tarih öncesi dönemlerden bu yana sanatın biçimi ve içeriği değişse de insanın olay, olgu ve nesneleri sembolleştirme eğilimi değişmemiştir. Sembolün tek bir cümle ile tanımını yapmak oldukça güç bir girişimdir, çünkü sembol, çoğu zaman doğrudan açıklanamayan yönü ile birden çok anlam ve kavramı kapsar. Öyle ki felsefeden dine, mitolojiden sanata, dilden bilime dek uzanan anlatım şekilleri ve hatta tüm bu alanların kendileri de geniş sembol ailesini oluşturur. Anadolu’da bugün halen canlılığını koruyan kültürel semboller; Anadolu halkının gelenek, görenek ve yaşam biçimi, Orta Asya’dan gelen dini inançlar ile İslamiyet’in kaynaşması, Anadolu coğrafyasının sunduğu olanaklar, doğadaki temel geometrik formlar, iletişim kurma isteği, anlatılamayan, somut olmayan olay, duygu, düşünce ve istekleri dolaylı anlatma zorunluluğu gibi etkenlerin sonucunda oluşmuştur. Tüm bu nedenlerden ötürü Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan geniş coğrafyada kültür ürünlerinde bulunan semboller, salt bir süsleme unsuru olmanın ötesinde kökleri tarih öncesine giden kültürel, sosyal, dini, felsefi ve mitolojik boyutlarıyla bir toplumun yaşantısını belgeler niteliktedir. Bu kitap, kültürel sembollere giriş niteliği taşımakta; manevi kültür ürünlerine sembollerle toplu ve genel bir bakış sağlamayı amaçlamaktadır. Özellikle sembollerin Anadolu’daki tarihsel ve kültürel temellerine işaret ederek günümüzde var olan pek çok inanışı ve davranış biçimini bu bakış açısıyla anlamlandırmaya çalışmaktadır.

ANTROPOLOJİ ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 96 1. Basım

55


AVRUPA İŞ HUKUKU ÇERÇEVESİNDE TÜRK İŞ HUKUKU İLE KARŞILAŞTIRMALI AVUSTURYA İŞ HUKUKUNUN TEMEL ESASLARI

HUKUK ISBN: Boyut: 16x24 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

Yazar: Özgür Döğerlioğlu

PSİKOLOJİ ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 96 1. Basım

“Birbirimizi Anlamak için İletişim” kişiler arası iletişimin temel konuları olan kendini tanıma, başkalarını algılama, dinleme ve sözsüz mesajlara odaklanan bir kitap. Yazar, iyi ilişkiler için gerekli olan kişisel iletişim altyapısının iyileştirilmesini amaçlıyor. İnsanları doğru anlamak, algılama hataları ve önyargıların farkında olup, bunların etkisinde kalmamaya çalışmak kitapta özellikle vurgulanıyor. İyi iletişimi en kısa ve öz haliyle anlatması kitabı benzerlerinden farklı kılıyor. İletişimle ilgili herkesin bildiği konuları ana başlıklar altında toplayıp kişinin kendini iletişim bakımından analiz etmesine imkân veriyor. Farkında olmadan yaptığımız iletişim hatalarına dikkat çeken bu kitap bir solukta okunmayı başarıyor.

OKB ARTIK YÖNETİM BENDE Yazar: Nursu Çakın Memik Özlem Yıldız Gündoğdu

PSİKOLOJİ ISBN: Boyut: 21x29,5 cm Sayfa Sayısı: 94 2. Basım

56

Önsözünü Avusturya Federal Çalışma, Sosyal ve Tüketici Hakları Bakanı ile Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın birlikte kaleme aldıkları bu kitapta; Avusturya İş Hukuku’nun temel esasları, Türk İş Hukuku ile karşılaştırmalı olarak Avrupa Birliği normları çerçevesinde ortaya konmaktadır. Zaman içinde her ülke kendi gelenekleri ve gereksinimleri doğrultusunda bir çalışma hukuku şekillendirmiş olsa da son yıllarda özellikle Avrupa Birliği normları ışığında, birlik üyesi ülkelerin özellikle bireysel iş hukuku alanında mevzuatlarını önemli ölçüde yakınlaştırdıklarını, kolektif iş hukuku alanında bu sürecin daha yavaş işlediğini görmekteyiz. Türkiye’de sayılı İş Kanunu’nun kabul edilmesinden sonra Avrupa Birliği normlarına uyum aşamasında, bazı eksikliklere rağmen önemli mesafeler alınmıştır. Çalışmada ortaya konduğu üzere iki ülkenin özellikle bireysel iş hukuku mevzuatları arasındaki ortak yönler, ayrıştıkları noktalardan daha fazladır. Günther Löschnigg ve Alpay Hekimler tarafından, gerek karşılaştırmalı hukuk alanında çalışanlara gerekse iş dünyasına yönelik olarak mümkün olduğu ölçüde anlaşılır, sade bir dille hazırlanmış olan kitapta, Şubat tarihine kadar olan gelişmeler değerlendirilmiştir.

BİRBİRİMİZİ ANLAMAK İÇİN İLETİŞİM

e f i l

y a y ı n e v i

s o s y a l

b i l i m l e r

Yazarlar: Günther Löschnigg-Alpay Hekimler

Obsesif kompulsif bozukluk sanılanın aksine yaygın görülen nörobiyolojik bir bozukluktur. Anne ve babaların çocuklarını yanlış yetiştirmeleri, irade zayıflığı ya da çocuğun şımarıklığı ile ilgili değildir. Zihne gelen rahatsız edici düşünceler ve bu düşüncelerin azalması için yapılan tekrarlayıcı davranışlar istem dışı meydana gelmektedir. Tedavi edilebilir bir bozukluk olan obsesif kompulsif bozukluğun doğru ele alınması, özellikle çocuk ve ergenlerin bir çocuk ve ergen psikiyatristinden yardım alması çok önemlidir. Bu kitap çocuk ve ergen psikiyatristinin düzenlediği temel tedavinin yanında destekleyici olması amacıyla yazılmıştır. Obsesif kompulsif bozukluğu olan çocuk ve gençlerin yaşamlarına engel olan istenmeyen düşüncelerini anlamaları, tekrarlayıcı davranış ve düşüncelere harcadıkları zamanı geri kazanmaları ve hayatı yakalamaları umuduyla


DÜNYA KADINA KARŞI

KADINA DUYULAN KORKUNUN TEMELLERİ

Yazar: Pürnur Uçar Özbirinci

SOSYOLOJİ

y a y ı n e v i

ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

e f i l

Batı kültürü ve onun taklitçisi tüm kültürler, güçlü kadına karşı antik çağlardan bu yana savaş açmıştır. Ataerkil düzenin toprak ananın izlerini silme stratejileri, ilk yazılı metinlerden itibaren, kadını kötüleme, basmakalıp tiplere indirgeme ve kurban olarak yansıtma eğilimlerinde ortaya çıkmaktadır. Anaerkil düzende toplumda eşit rol oynayan kadın, ataerkil düzenin etkisiyle bu eşitliğini kaybetmiş; ataerkil sistemin getirdiği mülkiyet/sahiplenme olgusu ile birlikte toprak, hayvan ve eşya gibi erkeğin şahsi malı olarak nitelendirilmeye başlanmıştır. Tek tanrılı dinlerin yayılması ile kadına duyulan korkunun nefrete dönüştüğü çok açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Yahudi, Hıristiyan ve İslam inanışlarında kadının toplumdaki rolü ve sınırları iyiden iyiye daraltılmış, Havva’nın suçu tüm kadınlara atfedilerek kadın sosyal hayattan soyutlanmıştır. Yirminci yüzyıl ile birlikte kadınlar, kapitalizmin hizmetinde birer satış malzemesi haline dönüşmüştür. Toplumda bu şekilde ezilen kadın, ezikliğini içselleştirerek nesilden nesile aktarmaktadır. Bu kısır döngünün içinde ataerkil toplum tarafından ezilen kadın, başka kadınları ezerek dışlandığı toplumun bir parçası olabilmek için çırpınır. Bu kitap, kadının ataerkil toplumdaki yerini kültürün farklı boyutlarını göz önünde bulundurarak incelemektedir.

KADIN ERKEK İLİŞKİLERİNDE SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERİ Yazar: Nur Velidedeoğlu Kavuncu

SOSYOLOJİ ISBN: Boyut: 13,5x19,5 cm Sayfa Sayısı: 1. Basım

b i l i m l e r

RİSK ÇAĞI VE GENÇLER Yazarlar: Şengül Hablemitoğlu-Filiz Yıldırım “Gençler, yaşamı yetişkinlerden daha heyecanlı, hızlı yaşarlar” dendiğinde buna çok da karşı koymayız. “Ne de olsa genç.” deyip geçeriz. Hatta “Gençlik, heyecan için yaşamaktır.” diye daha fazla yorumlar bile yapabiliriz; ancak biliriz ki gençler, yaşamın heyecanlı taraflarını arzularken bir yetişkin kadar donanımlı ve deneyimli olmadıkları için kolayca da risk alıp yaşama karşı savunmasız kalırlar. Risk, çoğu zaman yaşamsal bir tehdit taşımadığında gençler için öğreticidir ve bir deneyim, yaşam becerisi kazanma kaynağıdır. Günümüz gençleri yaşamlarında neleri risk olarak görüyorlar ya da algılıyorlar? Onları korumak ve onların da kendilerini korumaları için bilmemiz ve anlamamız gerekiyor…

s o s y a l

APAM Çin Çalışmaları I (APAM China Studies I)

eninde yön değişikliğine girdiğinde, liberal demokrasilerin beklentisi, ekonomik liberalizme kaçınılmaz olarak siyasal liberalizmin eşlik edeceği ve Çin Komünist Partisi’nin (ÇKP) eninde sonunda çözüleceği yolunda idi. Ancak aradan geçen kırk yılda bu beklentiler gerçekleşmedi. Ekonomik liberalizm göreli olarak derinleştirilmekle birlikte, bu süreci yöneten ÇKP’nin iktidar tekelinin yanı sıra ’da Halk Cumhuriyetinin kuruluş aşamasındaki siyasi düzen de (diğer siyasal kurumlar) korundu. ÇHC’nin son kırk yıldaki büyük dönüşümü, hem ülkenin komünist parti eliyle kontrollü bir kapitalizme yönelmesi hem de bu köklü sosyo-ekonomik değişime rağmen mevcut siyasal yapının sürekliliği bağlamında kendine özgüdür. Türkiye’de ’li yılların başından itibaren ÇHC’nin görünürlüğü giderek artmakla birlikte, bu görünürlük daha çok ülkenin artan ekonomik- ticari gücü, uluslararası ve bu arada Türkiye ile ilişkileri kapsamındadır. Akademik çalışmalar da ağırlıkla bu alanlar üzerinde yoğunlaşmıştır. ÇHC’nin yönetsel ve siyasal düzeni, ülkeyi 70 yıldır yöneten, dünyanın en büyük partisi ÇKP hakkında çalışmalar sınırlıdır. ÇHC siyasal sistemini inceleyen bu çalışmada, ülkenin resmi siyasal rejim tanımı çerçevesinde bu rejimin ÇKP dışındaki bileşenlerinin tarihsel kökenleri, geçirdiği değişim ve günümüzdeki işlevleri analiz edilecektir. Siyasal sistemin omurgasını kuşkusuz, iktidar tekelini kullanan ÇKP oluşturmaktadır. Ancak çalışma, literatürde görece daha az incelenen Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı ve diğer siyasal partilerle sınırlandırılmıştır. Ayrı bir inceleme konusu olarak ÇKP doğrudan değil, ÇHC tarihi ve siyasal sistem bağlamında kapsanmaktadır.

Maryse Choisy - Yoga Bilimi

%(1)% found this document useful (1 vote)
views pages

Description:

Maryse Choisy - Yoga Bilimi

Copyright

Available Formats

PDF, TXT or read online from Scribd

Share this document

Share or Embed Document

Did you find this document useful?

Description:

Maryse Choisy - Yoga Bilimi

Copyright:

Available Formats

Download as PDF, TXT or read online from Scribd
%(1)% found this document useful (1 vote)
views pages

Description:

Maryse Choisy - Yoga Bilimi

Copyright:

Available Formats

Download as PDF, TXT or read online from Scribd

YOGABLM
Bu 'Ruhsal Bir Tecrbedir
Maryse CHOSY

YOGABLM

eviren
Ergn ARKDAL

~
Ruh ve Madde Yavnlan
Kitabin Orijinal Ad
EXERCICES DE YOGA

Bu Kitabn. Her Trl Hakk


Metapsiik Tetkikler
ve
lm Aratumalar Demefji'ne
Aittir


Demekten Yazl zin Alnmadan
Hi Bir Alnt Yaplamaz

Kapak Dzeni
Halk ZDEN


Dizgi
Ruh ve monash.pw Yaynlan Tel: 18 14


Kapak ve Bask
Bak Ojset Tel: 89 90

Genel Da{Jtun
Meta Basm Yaym Sanayii ve monash.pw
Tel:

stanbul
NDEKLER

Sunu 7
Giri 9
Mii!id ve Mrid ll
Birinci Blm 21
Dhyana Btn Yogalarn
Mterek Meditasyonu
. . . .. .. 7
Iknc Bolum 4
1

Raja Yoga Teknikleri


Unc Blm 77
akralar - Plekssler ve Salg
Bezleri Arasndaki likiler
akralar 97
SUNU

Hint'te mevcut her dinde bulunan, her akmla bag-


daan Yoga, Hind'in zel bir boyutudur. Hi bir inanca sa-
hip olmayan kimseler bile Yoga'y grenebilir, onu uygu-
layarak bedenlerindeki g' kullanabilirler. Yoga muk-
tedir olmaktr. Ruhun. uurun destegi He kendi zerine
katlanmasdr. Yoga bir teknikler btn olarak eitli
_grnm ve amalara sahiptir ve her varlk ya da eylem
tr iin bir Yoga vardr. Hindu olmayanlar iin Yoga tam
bir uygulama (pratik)dr. Bu anlayn hatal taraf oldugu
gibt faydal yam da vardr.
, Hindular tarafnaan uygulanan Yoga herkesin uygu-
layacag trden degildir. Onlarn yaam biimine u,yum
saglamak gerekir.
Herkesin Yogas kendine gredir, yani ondan nasl
yararlanlacagn ancak yoga almas yapann gidii,
yetenegi, istek ve gc belirler. Hemen her mistik alma
da bulunan amanc uygulamada esas olan; uhun ekstaz'
la bedeninin dnda yolculuk yapmas, degiime ugrama-
sdr. Yoga da ise, yukarda sylendigi gibi, beden dna
degil beden iine dn sz konusudur, ama kendini ay-
dnlatmaktr, kendi uuruna ulamaktr.
Yoga boyunduruk, bukag demektir. Birbakma tesli-
mlyeti iaret eder.
nsan evrenle birletiren baglar yeniden elde etmek
iin ok zahmetli yollardan gemek gerekir. Kendi boyun-
durugundan, beden bukagsndan kurtulmak ve ona hk-
metmek, kudret sahibi olmak iin eitli yollar vardr;
7
YOGABiiM

Yoga bu yollardan biridir. inen ve kan glerle birleti


rici bir bagdr.
Kitabn orijinalinde bulunmayan ve ekil olarak
Hindularca geleneksel bir biimde benimsenen akra di-
yagramlann da ilave ettik. Bu diyagramlar anlay ve
tasavvuru kolaylatrmak iin izilmitir. Gerekte her
akra tek bir enejinin yogunluk gst~rdi;i psiik nitelik-
li merkezlerdir.
Bu kitabn amac temelde UYGUlAMADIR Yazar Yo-
ga'y uyguladktan sonra grencilerine anlatmtr. Bura-
daki bilgiler "yaanm" bilgilerdir ve Bat anlayna
gre ak ve seik bir hale getirilmitir.

8
o
.GIRI

Yoga zerine yazd~m bu eserimin yeni basksnda,


yoga pratikleri iin ok nemli olan bu kk ilaveyi,
Batllar'a faydal olmasn umarak yazyorum. Pratik
alma~ar doktrinlerle ayn espriyle ilgilenmezler. Daha
nce yazd~m iki kitapta (*) bu bana, bir yandan, ruh-
salh~n derinliklerinde daha fazla aratrma yapnama
imkan sa~lad; ne var ki bu ruhsallk, yogalarda sadece
ok etkili ya da bozulmu bir "psikosomatik" jimnastik
arayan okuyucular tarafndan hor grlmtr. te yan-
dan da bizzat uygulad~m yoga altrmalarn Batl a-
matrlere sonunda aktarmak arzusundaydm. Yoga du-
rularn konu edinen iddial kk-byk kitaplan gz-
den geirtrken, masum okuyucunun bunlar uygulanaya
kalkmas dncesi beni rpertiyordu. "Kalkma" de-
dim, nk tam olarak yapmamalan onlar iin byk
mutluluktu. Bu tip kitaplan yazanlarn o~u. konuyu ku-
ramsal olarak bilir, ama hi altrma yapmam, dene-
yimden yoksun kinselerdir. Allah bilir, kimbilir kimin
kitabndan kopya etmilerdiri
Bedeni "gevetme" ya da "rahatlatnia" vahetini gide-
rek kuvvetlendirenler. kendi pratik almalarnn ne
Hint'de, ne de Bat'da mevcut olmayan "akrobasi melezle-
ri'nin" uyguladklan hareketler oldu~unu hesaba katn-
yorlar.
Yoga bir btndr. Beden durumu ya ruhsal bir anla-
ma sahiptir, ya da hi bir eydir.
(*} Maryse Choisy, La Metaphysique des Yogas ve Yogas, Psychaa!yse et
Spiritualite.
9
YOGABLM

"Yogalarn Metafizii"nde u gerei belirtmitim:


Yoga. her eyden nce, bir inisiyasyondur ve inisiyasyon
(yazl ya da kulaa fsldanan) bir sr deil, vastasz bir
enerji naklidir. Gze hitabeden inisiyasyonlar vardr. O
halde. inisiyasyon aday bazan iine nfuz eden ve onu
sarsan bir kuvvet hisseder. Pek yumuak inisiyasyonlar
da mevcuttur. renci, yava yava, kendinde bir deiim
olduunu fark eder. ama nerede ve ne zaman baladn
kesin olarak bilemez. Guru'nun (stadn, mridin) kendi
isya's (mridi) ile yapt her ruhsal egzersizde, mrid
mridine kendisiyle temas halinde olmas artyla, bu
kozmik kuvvetten bir para aktanr.

10
..
MURID ve
. ..
MURID
.
Mrid ve mrid arasndaki iliki psikanalizdeki
1
'transfer" (*) olay ile kt;.rlatrlabilir. Transfer de cin-
sel kkenli bir ba~dr.
Ayn aratrmalar. ayn ihtiya ve ayn ilikileri
meydana getiirler. Evrende, hareketlerimizin uurd
(inconscien) dzenleyicileri olan drdnc buut kanunla-
n vardr. nsan. snrsz bir sbjektif tesadfe teslim ol-
mu olma duygusuna sahiptir. Halbuki' ayn uurd se-
bepler ayn lfadelere ynelirler.
Temelini mrid ile mrid arasnda seyyal bir evli-
lik (yaknlk) oluturan usta-rak ilikisindeki kadar
arpc bir benzerlik hibir yerde yoktur.
Mesela, yoginler'deki guru ile isya arasnda olup bi-
.tenleri inceleyelim. Gurularn yasalar en eski metinler
tarafndan dzenlenmitir. Metinlerin asl ok eski za-
manlara dayanr. Upaniadlar guru-isya ilikisini, ka-
dn-erkek arasndaki cinsel seimle karlatrrlar. Ta-
mamlayc bir unsur gereklidir. teki kutsal metinler bir
kvlcm gibi olan guru'dan, kupkuru bir ney olan isya'
dan sz ederler. Kitaplarn hepsi. mridin yerine getir-
mek zorunda oldu~u artlar zerinde srarla dururlar.
Vedalar'daki bir ilahi, mridli~e namzet olan kimse-
nin halini yle sunmaktadr:
"Brahman'a kavumay zleyen, nce dnya hayat
nn kefini sona erdirmelidir. Dnya, insann iine g-

('') Transfer=Aktarm.a: Bir varla kar olan duygulan bir baka varlga
yneltme. Ya da hastann, ana babas; kars ya da kocas gibi yakn
lk duydugu kiUere Uikin duygularn, tedavi eden kimseye y-
neltmesi.
ll
YOGABLM

mldg kaln bir bataklktr.


Namzet kii kendi kendine bu tuzaktan kurtulmal-
. dr. Hibir eyden haz duymama saflasna gelmeli ve ken~
dini d~yaya baglayan faaliyetlere kar nefret duyma-
ldr .. Kendisi iin, artk tamamlanacak hi bir vazife kal-
madgn hissetmelidir. Bu dnyada ne ulalacak bir he-
def, ne de grenilecek bir ey artk olmamaldr. te o za-
man Brahman' aramaya hazrdr demektir."
Kukusuz, vaktiyle dnya hazlarndan kopan ve ken-
di kurtuluunu hazrlayan narnzete uygun gelen bir ruh
hali vardr burada. Gelenee gre, kuru al-rpyla rt-
l ba tercih ettigi guruya gitmeli ve kendini ona teslim et-
melidir.
Bu kuru al-rp (kam ya da aga) mridin fiziksel .
ya da zihinsel halini simgeler. Demek ki isya stadnn
akt kvlcnla ate alabilecek durumdadr.
Bununla beraber, Veda ilahisinin ifade ettigi psiko-
lojik durum, analiz kadar, yogin raklgna da uygula-
nr dncesindeyim. XX. yzyln balannda psikiyatri
hekimleriyle konuan sinir hastalar, skc baz "araz-
lardan" ac ekiyorlard. Felli bir kol. temizlik manisi,
histerik baylmalar. bir kelimeyle, gze hitap eden has-
talklar. yilernek ve herkes gibi olmak istiyorlard.
Bugn ise, psikanaliste ba vuranlar, birtakm "so-
runlar" olan kimselerden ibarettir. Hibir zel araz
gstermezler. Mutlu deildirler. hepsi o kadar. Kk dost-
lar onlar ya kandrmtr, ya da ileri iyi gitmiyordur.
Kars sadktr ve evrelerinde olduka baarldrlar: Ne
var ki sknt duymakta, ilerini dman gibi grmekte ve
kt uyumaktadrlar. Bir endie dalgas her yanlarn
kaplamtr. Kendi sorunlanndan baka birey grmez-
ler; sorun da, ya evliliktir ya da meslek. Ktlk ok de-
rinlerdedir. Kendilerinin ve dnyann delirdiginden yak
nrlar. E. Fromm'un ifade ettigi gibi, "tedavi hastalgn
yokluu olmad gibi, iyiliin mevcudiyeti de degildir."

12
YOGABLM

(Psychoanalysis and zen Buddhism, , Sh. 86)


Sekin guru karsnda banda kuru bir al-rpy
la temsil edilen isya'nn dnyadan nefreti, Vedalar'daki
merasimlere gre meydana getirilmemi, aksine, tama-
men gerektir.
Bu yeni Batl hastalarn kum saatinden haberleri
var, yaamadan evvel lmek tehlikesindeler. Kendilerine
her eyi veren zengin bir uygarlk iinde her eyden yok-
sun bulunuyorlar.
~ Kendilerine gre bir Tanr aray iinde olan bu ruh-
larn karsnda rgtlenmi dinler, acaba cazibelerini
mi kaybettiler? Onlar kendilerine cezbetmek zorunda
olan rahipler, artk bu ii yapacak g ve maharetlerini
kaybetmi olamazlar m?

. .BIR. GURU BULMA SANATI


. ,1'

. .
m
Gelecein yogin'i ncelikle kendine iyi bir guru
(mrid.,.eyh-stad-usta) arar. Kutsal metinler, bu sei-
min evlilik gibi bir kader ii oldugu zerinde srar ederler.
Mrid'in stad'a yakr bir nrid, stad'n mrid'e uygun
bir stad olup olmadn gvenli olara:J,t anlamak iin
yaklam almalan yaplr. stad btn bilgisini, bilgi
bakmndan a ve susuz olanlara vermek zorundadr.
Gelenege gre, vaktiyle, zmlenecek birtakm so-
runlan olan alt gen vard. Genler tpk Batl'nn psi-
kanaliste gittii gibi, bir guru bulmay kararlatrrlar.
Kendilerine, Pippalada isimli nl bir rli'ye ba vurma-
lan salk verilir. Pippalada, Atharvaveda Okulu'nun ku-
rucusu, Prasna-Upaniad'n gretilmesinde nemli rol
olmu, bir mnzevi idi. Nasihat aacndan uzanan yap-
raklan yiyordu sadece.
Genler, sactaklan pek sivri glk oklanyla dolu o-
larak ona yaklarlar. Pippalada'nn cevab yle olur:
-Benimle bir sene oturun. Sorunlannz zp ze-
13
YOGABLM

meyeceginli nce kendiniz grn. Ben de sizin davran ile


ihtiyalarnz gzlerim. Bir sene dolunca, sorunlannz
bana sorup sormamaya ve benim de cevap verip verme-
neye gerek olup olmadgn kararlatrrz.
Birok svami (stad-hoca-mnzevi) bana Pippalada'
nn bu davetinin Hindu ashramlar'nn gretilerinden
kaynaklandgn temin ettiler.
Deneme devresi, yani bu karlkl anlama deneme-
si, guru'nun gretilerinin sadece mdrike dzeyinde degil,
mrid ve mrid'in tamamen zdeleebildigi lde, her
dzeyde gereklidir.
Okumak yeterli degildir. Be duyunun hepsi ak tu-
tulmal ve onlar vastasyla gtJru ve isya'nn bulundugu
ortamdaki muhtemel btn bilgiler. pencereden girer gibi,
girmelidir.
Guru'nun ynetimi mek olunca, mridler, geime
(ozmos) ile stad'da bulunan bilgi ve fazileti zmlerler.
isyalar guru'nun modeline gre. isel olatak yava yava
degiime urarlar. Onun gibi oturur, onun gibi yrr ve ko-
nuurlar. Onun gibi olunca da, guru'daki gler ona geer.
Alt gen erkek. Pippalada'nn yannda birka yl
geirdikten sonra, guru'nun dorudan bir mdahalesi ol-
madan. kendi sorunlarn kendileri zmlediler. Zaten
artk hi sorunlan kalmamt.
En iyi nakil, agzdan kulaga yaplan deildir. Nakil
ekseriya temas ve duygudalkla olur. zellikle et beden-
den biraz dar taan seyyal beden (monash.pw
.N.) dzeyinde bir temas gerekir. Belli .bir tarzda, stad
mrid'in seyyal bedenine ilkel kuvvetten alama yapar.
Tvbe (pimanlk). uurdndan uurdna, isel yolla,
etki eder. Batl kafa, be duyu vastasyla grenmenin;
daha ana okulundayken, ocukken elde edildigini ileri
srecektir; guru, bir tvbe elde etmeden evvel, mrid'inin
beslenme halini tamamert azaltr. Psikanaliz divanna
uzanlnca acaba baka ne yapyoruz, hastann vaktiyle

14
YOGABLM

bulundu~u bebeklik haline dnmyor muyuz? Tahlili du-


rum. esasnda bir ana~baba ve ocuk monash.pw
Transferde bu iki teknik de ayndr ve aynlamada,
ekomann oldu~u bilinmektedir. Hindu stad Bhaska-
rananda'nn u szleri beni hi de artmamt:
-Bir yogin ya da talebeye rastladn zaman ivesine
gre hangi aslrama ait olduunu syleyebilirim.
Ben de, gen meslekdalara rastladm zaman, "sizi
dinliyorum" cmlesindeki vurgulamalanna, ya da kulak-
lann kama tarzna gre seminer ya da didaktik tahlil-
lerini kimin yaptn syleyebilirim.
Namzetler retimden atlmazlar m? Buna cevabn,
bir psikanaliz demeinin i tzndeki bir maddeyi
okuyarak olacaktr: "Analizci kii, beden imajnn trle-
re mahsus ebiimcilik (homeomorfizm) vastasyla
transferinin hviyet kazanmasna sebep olan hayali da-
yana esasda bozmaya mahsus kabahatler" yznden ko-
vulur.
Burada akird'in be duyusu vastasyla guru'nun
retisini zmlemek, benimsemek yok mudur? Tek fark,
psikanalist, ''beden imajnn trlere mahsus ebiimcilik
vastasyla transferinin hviyet kazanmalar"nda hibir
kudreti bize geirnemektedir. Grdmz gibi, Freud'cu
yolun kmazda olduu burada ortaya kyor.
Psikanalizciler'in ye olmalan, inisiyaUk bir der-
nee ye olmaya benziyor. Bunu ilk kez belirten ben de-
ilim, bu kez. Tzk, "Hi bir ey bu tecrbenin bizzat uz-
man sjelerce dzenli aktarmas olmazsa, fiili olduunu
garanti edemez." demektedir. Yoga da "dzenli aktarma-
dan" sz eder; Orfe'ci ve dier inisiyasyonlar da bundan
sz ederler. niversite dzeyinde retime alm olan-
lar, XX. yzylda, bilginierin her namzet renciye ahsl
ve zanaatkar tarzda bir teknik "aktardklarn" grmek-
ten aknlk duyuyorlar.
Dnme ileminde de durum baka trl deildir.

15
YOGABiiM

Namzet ;rencinin gerekli yetenek ve verilere sahip


olup olmad;na karar vermek iin nasl bir denemeden
geirilir? uurd hakimiyet baka ihtiyalan gerekti-
rir. Ayn artlar ileyince. ayn organizasyonlar. kltrel
durum ne olursa olsun kendili;inden yeniden teekkl
ederler. Her eyin standart hale getirildi;i bir yzylda
eya sayesinde sadece psikanaUZ bu insan lsnden
kaar. nsan insann lsdr.

NSYE NSYATR LDRR

Mrid'in ba;ll; geicidir. Birka sene sonra (


sene) isya da guru olur.
stad, mridler'i kendini geince pek byk baanya
eriir. Sanskrite'de bir zdeyi vardr: "Guru, mrid'i ta-
rafndan yenilmeyi daima arzulamaldr." O halde, sadece
;retme ustal; kalr geriye.
;renci stad'n inkar ederse, bu stad'n erefidir.
Bu da gsteriyor ki, stad ona kendine kar durma ve bir
insan (inSan- kamil) olma izni vermi demektir. Mrid
mrid'ini ldrmtr. Bu eski bilgelik, psikanalitik bir
hakikati ihtiva eder. Kendini analiz ettiren, menfi trans-
feri analiz edene her zaman yklemez. Nankrlk, bura-
da, ;renci ve stad'n do;rulu;unu ispatlar. Normal olan.
bir yeni yetmenin ilk e;itmeninden kendini ba;mszla-
trmaya monash.pw
Allendy, Aristo'nun ecinselli;ini belirtir. Ona gre,
ihanet kompleksi ;rencinin stad'na olan ecinsel bir
ba;lants (fixation) zerinde olumutur. Ecinsellik a-
razlan talebede hadmlk meyillerini a;a vuruyor. h-
. tiyaca gre tezahr ediyorlar, stad' ldrmyor. ama e-
sertni ykyor. Bu eser ;renciyle ibirli;inin dnda ya-
ratlan eserdir. Bylece, Aristo, Eflatun'un duygusall4na
kar zekAy kullanyor. .
Freud parlak talebelerdendi. Karakter Sahibiydi. Ka-
16
YOGABliM

rakteri iyi iken ondan kimse sz etmedi. Karakter, tek


bana, genellikle kt olan sfatsz bir cmlede bulunur,
Jung ve Adler de karakter sahibiydller. Daha sonra Aristo
gibi oldular. Herbiri kendi okulunu meydana getirdi. Baba
ogluna, sras gelince baba olmasna izin vermiti. Bu
hasmane durum esasen Freud'a saygdr.

GURULAR'IN ETLLG

' Gz peklikleri sebebiyle, mridier'in ruhsal hamle-


lerini kesen kt stadlar oktur. Bazlan kendi insani
atmalann, kendi nevrozlarn, eli sopal babay de-
forme eden sadiste, knc-yokediciliklerini Tann'ya ak-
tarrlar.
En az etkinlikte gurular da vardr. Size bir inisiyas-
yon verirler, bir iki temrin gretirler. ama sonra, sizin ne
zorluklarla kp geldiginize aldrmadan, kendi hava-
Ianna dalarlar. ahsi meselelerinizden rkerler.
yi bir stadsizi inisiye ettikten sonra, bazen nce,
ayet ihtiyatl ise, ne izofren ne de aptal olmadgmz an-
layarak sizinle birka gn egzersizler yapar ve aynima-
dan evvel bu egzersizleri drste yapp yapmadtgmz
tahkik eder. Aynca, ona ahsi meselelerinizden sz etme-
ytniz. Hatta yazyla blle buna girimeyiniz. KAtipleriniz-
den biri size cevap verir.
Sayg deler dstad, iyi ustad'n btn yaptklann ya-
par, ama ayrca, nerede olursa sizinle telepatlk alclk.a i-
indedir, size ilham verir. Gelimenizlellgllenir, siz ln-
ceye kadar size .yardm eder. Sorunlannzdan ona sz et-
menize gerek yoktur. Sz sylemeden bunlan bllir.
Mkemmel dstad, gnahlarnz ve birikmi karna
nz "kavrulmu tohumlann" kendi zerine alr. Sant
Kirpal Singh Ji Malaraj'n hakiki stad iin verdig l
yledir: lmden nce ve sonra daima sizinle beraberdir.
Kamil stad, kurtancdr.
17
YOGABLM

Pek allame mrid de vardr ve Mutlak zerine uzun


uzun konuabilir. Ama bir stad de~dir, retmendir. Su
hakknda kimyaemn dersi, bilimsel byk bir yekn tu-
tar. Ama susaynca verilen bir bardak su sizin iinize da-
ha ok yarar.
En eski Hint devirlerinde bile Kamil stad yollar
engelsiz hale getirmezdi. Ramayana Destan'rtda, Sita'nn
babas Kral Ganaka en iyi filozof iin ortaya byk bir
mkafat koydu. Yagnavalkya msabakay kazand. Ama
unu sylemek cesaretinde de bulundu: "Layk deilim. Yo-
gay sadece nazari olarak biliyorum. Hi tecrbe etme-
dim."
Kral Ganaka, o zaman, yle dedi: "Ata eer vurun-
caya kadar bir yoga temrini gsterebilene, iki misli m-
kafat vereceim."
Hint'in drt bir yanndan rahipler, sadhular (mn-
zeviler)., riiler akn ettiler. Astavakra isimli birisi tek
bana meydan okudu. Biimsizin biriydi. Sekiz kamburu
vard. (Ne fena! Hatha Yoga yapamaz zavall.) Halk e
lendirsin diye Kral onu kabul etti ve halk da bast kahka-
hay
Astavakra Kral'a:
-u birbirine sokulmu iportaclardan ruhsal bir
deney yapmasm nasl bekliyorsun? Onlarn gzleri sa-
dece kendi bedenlerini gryor. e bakmay bilmiyorlar
ki.
Kambur Astavakra, sadece o, Ganaka'mn istedii za-
man iinde, samadhi (vecd) haline girdi. Kamil stadlar
gerekten pek enderdir.
Kamil, ok muhterem, muhterem, iyi ya da orta bir
guru, ne olursa olsun, tatbiki almalara girmek iin ge-
reklidir.

18
YOGABiiM

AUTIRMALARDAN YARARLANMAK
Guru'suz yoga yok mudu'?
yle ya da byle nitelikte guru'su olmayan okuyu-
cuya, bu Asanalar' (oturu biimleri) tarif edip, akla
mak neye yarar?
KaderiDizi deitirecek olan guru'ya rastlamadan ev-
vel, hazr olmak gerekir. Rastladktan sonra, almaya
devam etmelidir. imsiyasyon bir balangtr, cesaret gibi
bir ath, yan ak bir kapdr. Yol uzun. Bu ilk temasn
heyecan iinde, reti unutulabir. Hafzaya yardm ge-
rekir.
Bu kitab rencilerimin arzusuyla yazdm. Burada
verdi~im altrmalar, bana pek gven verici gelen m-
rtdler'ce uygulandlar. Onlara ifaen ~rettiklerimi not
halinde topladlar.
Benim de birok stad'm oldu. Hepsi kendi slupla-
nna gre, beni e~ittiler. Her biri verebilece~ini ve benim
alabileceimi verdiler. Kimse ne ~rendiklerinin, ne de
~rendiklerini aktarmann sonunu alamamtr.
nisiyasyonsuz ve rehbersiz, burada ifade edilen al
trmalar, eini bekleyen bilge bakireterin aydnlatma
lambalandr.
lgn bakirelerdeki cesaretsizlik niin? Hazr olan
ruh rehberini bulur.

19
BRNC BLM

DHYANA
BTN YOGALARIN
MTEREK MEDTASYONU

Alnan inisiyasyon ve seilen yoga ne olursa olsun


herkese yardmc olan, herkesin katlabilece~i bir temel
altrma mevcuttur. Bu DHYANA'dr. Yaklak anla-
myla derin dnme, dneeye daima, murakabe, tefek-
kr, meditasyon demektir; zira kesinlikle, Bat'ya yans
yan anlamyla, en azndan, derin dnme degildir. Ben,
bir tr dua demeyi tercih ediyorum. Meditasyonda yogin-
ler dua etmiyorlar, ama yoginler'in oguna gre meditas-
yon dua niteligindedir. Dhyana'da, Mutlak'la birlernek
sz konusudur. Buna gre temaa (hayranlk ve akn
lkla seyretmek) m sz konusudur? Bizee evet, d dn-
yadan koparak, gzleri ie evirerek seyretmektir.
En iyisi, Dhyana'nn esasl amacn belirterek
onun tarifini yapabiliriz;
1- lk enejinin alnp, ogaltlp ve muhafaza edildi-
g elektroruanyetik bir alan kurmak iin bedeni tavr-
lanma;
2- Btn parazt dncelerden zihni boaltarak, .
tam bir mevcudiyet hali iinde olmak;
3- Obje ile kendini bir tutmak.
Btn yogalar'da meditasyon esas alnr. Gnana me-
21
YOGABLM

monash.pw bile, hatta bhakti 'nin sknculan (*) da, hat-


ha yoga'nn btn akrobasi hareketlel1ni ktlemelerine
ra~men. drt meditasyon duruundan en az birini ~re
nirler.
Solunurnun srlanyla pek Ugilenmemekle beraber;
temizleyici soluk {pn1nayamah) yapmadan asla meditas-
yona balamazlar. Tantrikler'e gelince, onlar da baz
mudralar, Raja Yoga'mn, zihin boaltmak ya da zihinde
boluk meydana getinne sanatlann (nasagra ve bhr-
madhya dristiler'i) almlardr.

TENZLEYCSOLUK

Mmkn oldu~u kadar, drt derin solumayla vcudu


btn havadan temizlemektir. Ar a~r bumunuzia solu-
yunuz. Solu~u. slk sesi kanrcasna burnunuzdan kuv-
vetle dan kannz: a~z U harfini sylerken ald~ e
kilde ak tutulurken, kesik kesik ya da uzun bir soluk is~
teniyorsa bir kerede soluk alnz.
Sonra, zorlamadan, a~r a~r normal soluk alnr.

EN AZ TEMZLE"i'C SOLUK
(Prauiyamah)

Mantra'l medttasyon uygulayan mridler'ine, Ma-


hesh Yogi'nin tavsiye etti~i bir almadr.
'Sa~ elinizin ba parma~ ile sa~ burun deligini tka
yp sol burun deli~inden soluk alnz. Derin ama, g kul-
lanmadan, zorlamadan, soluk alnmaldr. Solu~un ritmi
kendi kendine dzenlenir. Soluk grltl olmamaldr.
Sol burun deli~ini sa~ elin orta ve yzk parma~yla tka
(*) Skunculuk= quietisme= dingincililc Dnyadan yZ eviren, tam bir
kalp skneti iinde ih:tiraslardan, isteklerden syrlm olarak, di-
ren gstermeden kendini Tanr muradma, iradesine vermeyi ve
Uahi ruh skneti kazanmay ama edinen dnya gr.
22
YOGABLM

ynz. Sa burun deliinden derin bir soluk veriniz, ama


zorlamadan, havay dar serte karmamaya dikkat e-
derek yapnz.
Sa burun deliinizde:ri zorlamadan derin bir soluk
alnz. Sa; deli;i sa; ba parmanzia tkaynz. Sol bu-
run deliinizden soluu dar veriniz.
, drt kez tekrarlaynz.

BURUN UCUNA BAKl


(Nasagra Drlsti)
Gzlerinizi kapaynz.
sel baklarnz, yumuak, ar-a;rama salam
ca burun ucunuza yneltlniz. Kalp lots' (a:;ahata akra)
nn bulunduu yer burasdr. Gz kresi. ieriye dner.
(sel alama}
Bu temel sabitlemedir ve kukusuz en bilinenidir.
Bu sabitleme y~va-yava ve tedrici olarak gerek-
letirilmelidir. Nasagra dristi, irade d hareketleri kon-
trol altna almaldr. uurun refleksler zerinde haki-
rniyete ulamasnda en iyi tarzlardan biridir.
ki optik sinitin ynne hakim olunca, tepki yayna
doru byk bir adm atlm ve bylece btn irade haki-
miyetine doru gidilmi olunur.
Yogin'i zellikle ilgilendiren, gz krelerinin hare-
ketine bal gibi olan dnce avarelii, baboluudur.
Kafesi iinde, etrafndaki her hareketi gzleriyle takibe
alan maymunu mahede ettikten sonra, kaprisli ha-
line artk hi hayret etmemek gerekir.
Yogin iin gzleri hareketsiz tutmak, serbest an
m akmn hareketsiz tutmak demektir.

23
YOGABliM

BURUN KKNE BAKl


(Bhrmadbya Disti)

Bu kez baklar, gzler kapal oldugu halde iki kan


arasna. burun kkne. "nc gze" (trikuti'ye) yava ya-
va yneltilmelidir. Bu nokta gr alannn dndadr,
bak yukanya dogru evrilince, otomatik olarak gz k-
releri de dnerler.
En ufak bir ba agnsnda alma kesilmelidir. Erte-
si gn, gayet yava olmak zere tekrar almaya bala-
nr.

Ne burun ucu, ne burun. kk, ne gzlerin tesbiti M.


Mehesh Yogi tarafndan mantral meditasyon uygulama-
sna tavsiye edilmemitir. Maharishi ayrca, radja ya da
gnana'nn "tek fiklrliJ.i4lni" degil, "mevcut olmay, kon-
santrasyonu" degil, "kendiligindenlik ve aklg" arzu
ediyor. Bununla beraber Surat abda Yoga'da, ki ayn za-
manda bir ses yoga'sdr, Sant Kirpal Singh "burun kk",
"iki ka aras" almasn mecburi tutmutur. Teknikler
arasnda fark edilmesi pek zor incelikler vardr, ama ar-
zulanan sonu btn meditasyonlar iin ayn~r.

DRT MEDTASYON DURUMU

Zihnin en u noktasna konsantre olmak iin, en a-


zndan drt klasik asana'dan birine sahip olmak gerekir.
(Asana: Yoga'da skunet ve murakabe iin alnacak duru
ve oturular.) En iyisi yorulmadan, tamamyle hareketsiz,
saat oturabilecek dururnda olmaktr. nceleri be da-
kikalk bir asana ile balaynz, sonra hergn biraz
artrarak bir buuk saate kadar kmalsnz. Genellikle,
sabah ve akam otuz dakikalk bir meditasyon yaplma
ldr. Bununla beraber kendi imkanlannz anamanz
gerekir. Herhangi bir abayla medtasyonu bozmamak
gerekir. Asana, tam bir rahatlk iinde yerine getirilmeli-
24
YOGABLiM

dir. Burada, "burun ucuna" baktaki ayn neri vardr.


Beden hareketsizli~i dnce hareketsizli~inl kolaylat
rr. Meditasyonda, beden ve solunumu, unutmak gerekir.
lk balayan, kendinde knkhk ve kesiklikler hisse-
derse, stad Sivananda'nn tavsiyesine uyarak, bacak-
lann yag ile ovmal (krem vs.} ya da lk su ile banyo yap ..
maldr.
Yemekten sonra hemen meditasyona gitmek uygun
olmaz. Asanalar'a balamadan evvel byk tuvaletnizi
yapmalsnz. Ba~rsak bozukluklar, gazlar, bylesi sey-
yal olaylan bozarlar. Asanalar'dan sonra hemen kltr
fizik ya da spor yapmak ve lk bir banyo yapmak da ge-
rekmez.

. DZENL OLMAK

Meditasyon dzen gerektirir. Mmkn oldu~u kadar,


ayn saatte meditasyon yapmak gerekir. Ustalkla drt
asana'y yapabilirsiniz. Buna ra~men, en iyisi, onlardan
birini semek ve onun zerinde durmaktr. Samadhi'ye
ulamak iin, bu alanda psikosomatik alkanlk kazan-
mak gereklidir.

1 LOTS DURUMU OTURUU (Padmasana)

En tannm ve gze gzel grnen asana budur. Ama


en etkilist budur anlamna gelmez.
Padma: Lots, bir tr nfer ie~i demektir. Uyluk-
lar zerine konan, kan ayaklar, ie~in ta yapraklan
grnmndedir. Gherands. Sandilya ve teki azizler,
Padmasana'y meditasyon iin en iyi oturu olarak se-
milerdir. Erkekler kadar, kadnlara da uygundur. Aile
reisierine de tavsiye edmitir.

25
ekill
YOGABLM

Teknik- Yznz kuzeye vererek, kuzeyHesbit zor-


sa, doguya dnerek oturunuz. Bacaklannz dz olarak -
ne dogru uzatnz. Pantolonsuz, sadece bir ort ya da ma-
yo giymelidir. (nce, tek para bale mayosu da giyilebilir.)
Bu asana'y baarmak iin, oturma konusunda bir
yumuaklk, esneklik gerekir. Oturolan zemin ne sert, ne
yumuak olmaldr. Birok yogin kusa bitkisinden yapl
m bir minderde oturmay tercih ederler. Bir ksm ise,
kaplan ya da geyik derisi zerinde otururlar. Yatak ya da
divan zerinde de padmasana yaplabilir.
Sag bacagnz dizinizin seviyesine kadar katlaynz,
sag ayagnz iki elinizle tutup sol uylugunuzun zerine
koyunuz. Ayn ekilde sol bacagnz da ayn usulle sag
uylugunuzun zerine koyunuz. (ekil: 1) Vcudunuzu dik
tutunuz. Sol elinizin srtn topuklannzn arasna dz
olarak, sag elinizin srtn sol elinizin avu iine dz ola-
rak koyunuz. Her elinizin iaret ve ba parmag tam bir
daire ya da oval bir ekil alacak tarzda birbirine degme-
lidir.
Eller in Duru: Kollan uzatnz ve ellerinizi dizle-
rinizin zerine yatay ekilde koyunuz, avulannz ak
olmal ve yukar bakmal. Ba ve iaret parmaklannz
yuvarlak ekilde birbirine degmelidir.

2- MNTESB OTURUU (Siddhasana)

Sanskrite siddha, bir dine, inanca bagl, sadk, m-


min, mntesib anlamna gelir. Bat'da adapte derler. Ke-
lime. yoginler'in mtekamil olanlar iin kullanlr.
Siddhalar'n ogu lots oturuunu tercih ettiklerinden, bu
asana'ya byle isim verilmitir. Siddhasana temizlik ve
saflg tercih eder. Rahip ve bekarlg taahht eder. Kadn
larla ilikisini tamamen kesmitir.
Teknik- Lots oturuundaki uyarlarm ayns bura-
da da vardr.
27
ekil 2
YOGABLM

Oturunuz, bacaklannz nnze doftru dz olarak u-


zabnz. Sol baca{tnz dizinizin seviyesine kadar bk-
nz ve sol topuftunuzu ap aranza sokunuz. .Sonra sa{t ba-
ca~nz bkp, sa{t topugunuzu tam cinsel organn stne
(pubis'in karsna) yerletiriniz. Bedeni dik tutunuz.
(monash.pw: 2) Eller lots oturuundaki gibidir. Gzler kapal
dr.
Siddhasana'ya bazan virasana, muld4sana ve gup-
tasana da denir. Gheranda Samhita bu asanalar' "bacak-
larn dzeltilinesindeki hafif deftiimler" olarak ifade et-
mitir.

3- MUTLULUK OTURUU (Svastikasana)

Svastika mutluluftu belirten ekillerden biridir. Ge.-


lenek, bu asana'mn mutlulua, baanya, sala ait ol-
duunu syler. Svastikasana denmesi, teki oturu e
killerinden daha kolay olmasndan ie:ri gelebilir.
Teknik - nceki asanalar iin yaplan uyanlann
ayns burada da vardr.
Bacaklar nce ne do{tru dz ekilde uzatnz. Sa
bacatuz diz seviyesine kadar bknz. Saft topu{tunuzu
sol kas{tmzn karsna yerletiriniz, yle ki, ayak ta-
bannn byk bir ksm. sol baldra kar olmaldr. A-
yak parmaklan sol baldr ile uyluk arasnda: skp kal-
maldr. Sol haca da ayn ekilde bkp, sol ayak ta-
bann sag baldrn stne koyunuz, yle ki, sol ayan
parmaklan sa baldr ile uyluk arasnda kalmaldr.
Gvde, bo{taz, ba dik olmaldr. (ekU: 3) El ve parmaklar
nceki asana gibidir. Bu oturu meditasyon iin en gzel
alandr. Gzler elbette ki kapaldr.
Svastikasana oturuunda ellertn deiik duruunu
(mudra} aklayan bilgiyi "Lots Oturuu" blmnde ver-
mitik.

29
J )\_ :>

ekil3
YOGABLM

4 - SUKIIASANA (Otururken Alnan Durumlar)

Oturur durumdaki ya da daha ok, mmkn olduu


kadar kmldamadan ve bedeni hissetmeden, uzun sre
meditasyon imkan salayan nceki asanalar'da yap
lan ahsi deiikliklerin tmn kapsar. Srt, ense ve ba
dik bir hat zerinde bulunurlar ve gzler kapaldr.
Sukhasanalar arasnda, klasik yogin asana'snn
hibirinde, hacaklann bklmesini istemeyen, Avrupa
icad durulan da zikredebiliriz. Avrupallar. genellikle,
sandalye zerinde, Msr heykellerindeki gibi, hieratik
poz'da otururlar. Kukusuz bu ekilde uzun sre kmlda
madan oturabilmektedirler. Elbette ki ba, boyun, srt ve
gs bir dik hat iindedir ve dayanak, omurga ve kala-
larca salanmaktadr. Yoginler onlar iin "kalalan ze-
rine oturanlar" derler, bu yzden yorulmazlar. phesiz
beden meditasyon srasnda bir sknt hasl etmez. Esas
olan da budur zaten.
Bununla beraber -az sonra greceimiz gibi- feda e-
dilmi olan eyin de nemi vardr. Feda edilen, elektro-
manyetik alamn tesisidir. (Usulne uygun oturularda bi-
omanyetik alan oluur. Bu kiisel biomanyetik alan genel
manyetik alanla ibirliine girerek insan bedeninde ma-
hiyeti bilinmeyen, ama sonulan grlen deiiklikler
meydana getirir. Psiik glerin harekete gemesine sebep
olurlar. .N.)

ALINAN DURUMUN STKRARI

Btn bu asanalar'n mterek zellii nedir?


"Asana, istikrarl ve ho olandr."(*) Samkhya da bu
ifadeyle uyum halindedir: "Kolay ve ak olan her durum

() PatwJ}alam yoga: sutram, Il. ksn. deyi.

31
YOGABLM

bir asana'dr. Baka bir kural yoktur."(*)


Yoginler'in asana vastasyla arad~ ey, istikrar
(dridhata) dr. Alnan durumun istikrarl olarak kabul e~
dilebilmesi iin "bedenin hi hissedilmemesi" gerekir. Fi-
ziksel bir durum bizi raha,tsz ediyor ve sinirler de bozuk
ise, zihninlizi bir noktaya toplayamayz. Meditasyona en
uygun gelen durumu semek gereklidir. {Sadece meditas-
yon iin de~il. uyanmasn istedi~imiz akra iin de zihni
konsantrasyon gereklidir.)
Hristiyan misti~i gnace de Loyola da bu fikirdedir.
Dua esnasnda dizleri zerinde durmay gerekli grmez:
"Otururken de, gezerken de dua ederim, nereye ve hangi
amala yneldigin dikkatle saptayarak, en faydal gele-
cek olan seerim." (**)
Ayrca unlan da yazmtr:
"Temaa almasna bazan diz st, bazan yere otu-
rarak ya da ayakta balanm. Arad~mdurumu bulunca,
artk baka bir durum aramam; sonra, kendimde uyart-
maya alt~m duygulan meditasyonun bir noktasnda
hissetti~im zaman orada dururum ve baka birine geme
zahmetine katanmadan arada. ruhumu tamamen tatmin
edilleeye kadar kalnm." Ve daha sonra: " diz st ya da
oturmu, vcudun haline ve ruhun .durumuna gre, gzler
kapal yada belli bir noktaya sabitlemi durumda (u ya
da bu yana bakmadan), Baba'nn (Pater'in) ilk sz syle~
nir ve bu sz zerinde, anlamn, benzeyiini, tadn ve
Baba dncesinden doi?;an bir isel teselliyi buluncaya
kadar durulur.: .''
Dnce bakmndan yoga'ya yaklaan bir "dua etme
tarz" byle ite. Baba'mn kelam zerinde "durmak", "an~
lam, benzeyii ve isel tesellisi zerinde temerkz et~
rnek", btn bunlar bir Hintli tarafndan belirtilmi ola-
bilir. sel mistik dzeydeki bu karlama son derece
artc dr.
(*) Samkhya- sutralar, VI. kitap, deyi.
(**) lgnace de Loyola; Spiritel Altrmalar, Dua Etmenin ekli.
32
YOGABliMi

"Duru" rieselesinde, ayn psikosomatik endieler,


aziz gnace ve Patanjali'ye gerekten rehberlik etriie
benzer. Yksek mistik durumlara ulamak iin, bir duru-
mu sonsuz ekilde muhafaza edebilmeyi bulmak esas te
kil eder. nk derin dnme yolu, yerden gge varacak
kadar uzundur. En iyisi, en doga olan kabul etmektir.
Dnmek iin alnan vaziyet -duru- birine gre iyidir,
tekine gre zor olabilir.
Baz tanttik metinlerde, ne kadar yogin varsa o ka-
dar lsana vardr. Bunlarn balcalarn kundalini ve
akralar'n uyandrlmasyla ilgili blmde grecegtz. (*)

OMURGANIN DK DURUU
KABALARA OTURMAK

Kabul edilenasanane olursa olsun yogiler bir nokta-


da srar ederler: Omurganm durumu. Derin dneeye dal-
mak iin oturoldugu srada sinirsel bir sarsnt gertlir.
Byk sempatik sinir sistemi yolunda kundallnl'nln bu-
lundugunu unutmamak gerekir. akralar'n uyanmas es-
nasnda -ileride greceimiz gibi- bedende youn bir faa-
liyet meydana gelir. Prana ile alakah baz akmlar yer de-
itirip baka bir devre iine gidebilirler. Yeni titreimler
ortaya kar. Her yap yeniden elden geer. Bu kargaann
yeri omurgadr. u halde, omurgann serbest ve dik olma-
s lzumludur: Byle olmazsa nasl yukan kar? Ggus,
boyun, ba tam bir dikeylik iinde, birbirine bal bir e
kilde dzenlenmelidir. Btn beden, doal ve kolay bir du-
ru iinde, gs kafesi vastasyla tanacaktr. Bu, yogi-
ler'in "kabalara oturmak" dedikleri eydir. km bir
gsle yksek dncelere sahip olmak mmkn deil
dir.
() monash.pw Samhitd. ve iva Samhitd.'da seksen drt qurutan sz edi-
lir, ama sadece drt tanesi tavsiye edUir: Siddhlsana, monash.pw,
s~~~ana,~ana.
33
YOGA BLM

vetasvatara Upaniad'da bu tavsiye yle yapl


maktadr:
"Grtlak, ggs ve ba dikey ekilde tutarak bedene
bir durum veren, organlan zihin iine daldrtan bilge in-
san.- Brahma'nn perdesi zerinde btn korkun akm
ann arasndan geer."
Aynca, Yajnavalkya'nn tavsiyesi: "Grtlak ve ba
bir bizada olmaldr." eklindedir.
Swamt Vivekananda. Raja Yoga'da, Avrupa ve Ame-
rikallar iin unlan syler:
"Kendi kendinize sahp:nca oturdugunuzu ve hi bir
eyin sizi rahatsz etmeyecegini syleyiniz. Sonra bede-
ninizin, batan ayaga kadar, ksm ksm, mkemmel ol-
duunu hatrlaynz. Bedeninizin kristal kadar saf ol-
duunu, hayat denizinde sizi gtrecek mkemmel bir tek-
ne oldugunu dnnz. Btn peygamberler, mrid ve
evren ruhlanndan size yardm etmesini isteyiniz."
Teknik Patanjali'de gsterilmitir. Bir duruun sa
lam ve gzel olmasi iin "Doal olarak bulunan tahrik
meylini azaltmak ve snrszlk zerinde dnmelidir."
Kukusuz, herkes sonsuz Mutlak' dnemez. Herkes
sonsuz g dnebilir. "Sabitleme elde edilince, dalite
artk hi engel tekil etmez:" Bunun hepsi lsana dedii~
miz, zihinsel temerkze (fiksasyona) yarayan fiziksel bir
vastadan kar.

ELEKTROMANYETK ALAN

Asana'nn ikinci amac. inisiyasyon gnnde (irad


gnnde), yogin'e nfuz etmeye balayan kozmik enejile
rin datm ve dzenlenmesidir. Her meditasyonda doa
st planla temas yenilenir. nistyasyon, iki dnya ara-
sndaki kaplarm aralanmasdr. Ruhsal egzersizler ya~
plmazsa, kaplar ne kadar iyi olursa olsun, kumla rtl
saylr.

34
YOGABLM

nsan vcudunda alc drt yer vardr: Her iki elin


avular ile her iki aya~n tabanlar. Kadnlarda cinsel
organ beinci olarak zikredilebilir.
Erkekte yirmi bir yayc organ mevcuttur: El ve ayak
parmaklan ve cinsel orgam. Kadnlarda bu say bir eksg
ile yirmidir. Egzersizler esnasnda hep kapal olduklan
iin, cinsel organlar hesaba katmak gerekmez. Bu arada
unu da ifade edelim ki, libidonun (lkel benlige bagl ve
genel anlamda cinsel zlem denebilecek ruhsal g ya da
dirilik.) temizligi kadndan ziyade erkekte daha nemli-
dir.
Siddhasana. benim vaktiyle gelitirdigim bir varsa-
ym teyit etmektedir: Yogalar Byk laheler ibadetine
kadar gider. Ruhsal Analk dzeninde mabede bagl olan
kutsal fahieler vard, -ama rahipler tam bir temizlik i-
inde kalmak zorundaydlar. Kutsal fahieler, ehrin b-
tn elektromanyetik kuvvetlerini uterus'da biriktirirler-
di. Cinsel enerji oalyor ve mabedin kan iin muhafa-
za ediliyordu.
Asana; yksek titreimierin alnmasna azami dere-
cede msait ve birikmi kuvvetlerin mmkn mertebe ek-
silmesine engel olmaldr. Padmasan, siddhasana ve
svastikasana, bu amac gzeten oturu biimleridir. Bizle-
rin oturu eklimiz ayak tabarilarmz, topraga -yere-
degmesi sebebiyle saklar; oysa buna mukabil ayak par-
maklanmz vahice tehir ederiz.
Hindu oturulannda ayak tabanlan ve avu iieri se-
maya dnktr. Padmasana en fazla tesir al saglar. A-
yak parmaklannn ucu butara yeterince belki temas et-
meyebilir. Bundan dolay hafif bir enerji kayb olabilir.
Siddhasana'da yogi'nin bedenine aldg kuvvetlerin
emilmesi daha iyi hesap edilmitir. Keza erkeklik orgam
tabandan gelen titreimleri nakleden topuk vastasyla
korunmutur, ama ondaki enerjinin yaynlanmasm da
engeller. te bu sebepten lots oturuu -siddhasana- ka-

35
YOGABLM

dnlardan ok erkeklere uygun der, nk kadnlar,


syledigim gibi, tesiri alrlar ama yaymazlar.
Svastikasana'ya gelince, gerek bir isel manyetik
cereyan, dolam, meydana getirir. Ayak tabanlan almak
iin yeterince tehir edilmektedir. Ayak parmaklan, but
ve baldr arasnda, dizierin altndaki aklkta -boluk-
. ta-kaybolurlar ve alnan enejiyi btn bedene dagtrlar.
Padmasana daha ok alr. Siddhasana daha ok muhafa-
za eder ve Svastikasana biriken kuvvetleri en iyi ekilde
cereyan ettirir.

MUDRALAR

Mudralar, etkili el hareketleri, ele verilen biimler-


dir. El ve pannaklann durumlann belirtir. Budizm,
mudralar' btn Asya'ya yaymtr. Kukusuz, Buddha'
dan daha eskidir. Ariler'in ndus Uygarlgn igalinden
daha nceki tantrik gelenege aittir.
Yzlerce mudra oldugu tespit edilmitir. Hatta bu hu-
susta bir kitap bile yazlmtr.
Kukusuz okuyucu, bu ak ve kapal hareketlerin
kozmik elektrigin alnp-verilmesiyle ilgili oldugunu an-
lamtr. Parmaklar bir paratoner gibi akm ekerler.
Medttasyon asanalar'ndaki mterek olarak yap~
lan mudra'da, avu iieri azami derecede etki almak iin
dz ekilde aktr. sag elin parmaklan en iyi ekilde etki
yakalayan sol elin st ksmna temas eder ve az etki ya-
yan sol elin parmaklan, sag elin srt yznde durduru-
lurlar. Ba ve iaret parmag, isel manyetik akm tam
bir mkemmeliyet iinde tutar.
phesiz, ok mkemmel mudralar vardr. Baz
Buddha heykellerinde bunu grrz; orada Buddha, par-
maklarnn ucundan kan etkileri bakalanna gnder-
mektedir. Bunlar meditasyon halindeki Buddhalar degil-
dir. Yogiler de ifac mudralar, etki kanc mudralar ya-
36
YOGABLM

parlar. Elbette ki, etkide bulunmak iin, etkiye sahip ol-


mak gerekir ve yogiler bu "nceden sahip olmay" kendile-
rini evrenle ilikili tutan meditasyon iinde ararlar.

MERASMLER

Dnyadaki btn rahiplerin yaptklan kutsama


hareketleri iaret ve orta parmakla yaplr, nk bunlar
seyyal eneiji nerederler.
Ayin rahibi, merasim esnasnda. alc ve yayc mu-
dralar' tamamlar. Ne yazk ki ilk Hristiyanlann bilimi-
ni Bat kaybetmi durumdadr. Bu bilim, merasimlerde ve
inisiye insanlarda kald sadece. Kitaplan yakan barbar-
larn ve bunlan okumayan lml snfn ilk alardaki
merasimlerinde, bu ilahi g uuraltndan uuraltna ge-
ti durdu.

BOALTMA

Solunum, asanalar ve mudralar sayesinde, fizyolo-


jik ve biyoelektromanyetik artlar en iyi ekilde tanzim
edildikten sonra. geriye zihni ilahi ortamla ahenk haline
getirmek kalr. Bunu temin iin parazit vrittiler'den (*)
boalmak gerekir.
Nasl olacak? Hi bir ey dnmemek birdenbire
elde edilmez. Uzun bir alma yapmadan bu duruma gel-
mek hemen hemen imkanszdr. stad Kirpal Singh yle
yazar: "Eer bir insan size da yerinden oynatabileceini
sylerse inannz, ama hi bir ey dnmediini iddia
ederse ::;akn inanmaynz."
Bu itiraza kar Maharishi Mahesh Yogi'nin, bir
ocuk muziplii ile verdii cevap:
"Zihninizdeki baz eyleri, ne pahasna olursa olsun,
(*) Vritti: Dncelerin ierigini harekete geiren dnce titreimle
ridir; dnce seyyaleleri de denir.

37
YOGABLM

neden kaldrmak istiyorsunuz? Zihne baka eyler gi-


rince kalan ekip gider."
Gerekten de, Maharishi bana yksek titreim dege-
rille sahip bir ey, mantra verdi ve kalan ekti gitti. Man-
tra ve nada (*) yoga'da zihni boaltmak iin aba harcan-
maz. Ses ve ritm, parazit vrittiler'i dogal bir elillde herta-
raf ederler.
teki yogalar~daki zihinsel disiplin ilemi, nce,
maddesel bir konuya zihinsel faaliyetin tespiti ile 'balar.
Yogi, daha sonra pek geni olmayan bir yere konsantre
olur. Zihinsel bir imaj dayanak olarak kullanan, "ekil
le meditasyon'a" (saguna'ya) geer. Sonunda "ekilsiz me-
ditasyon" (nirguna) yaplr.
Ksaca, ferdi enerjisini serbest hale getirmek iin ka-
ba dalgalarla engellenmi durumda olan uurun nceden
boaltlmasi sz konusudur. Bu durumda yogi, kendini
mteal dzeydeki bir cisme, bir ey'e tespLt edecektir. Bu
mteal dzende dnce hareketsizdir.
Hindular buna duyularn karanlk gecesi derler. Yo-
giler'in bu doal mistik halleri ile Hristiyan sanjuanist il-
ham arasnda mterek birok nokta vardr.
Bylece, ruhlar Tanr'ya teslim olmadan, O'nun ha-
kimiyetini kabul etmeden evvel, sailama yerinde ykan
m olmaldrlar. Tanr'nn bu hakimiyetine girmeye da-
vet edilen dnya insanlar, ayrcal olanlar, nce, spiri-
tel temizlenme yerinden gemek zorundadrlar. Bu te-
mizlenme yeri hislerin karanlk gecesidir. Nitekim Aziz
Jean de la CroL'< iin de byledir.
"Ruh, eer, mistik da oymak ve oraya saf ak, eref
ve vgden ibaret bir kurban Tanr'ya takdim ettii bir
mihrap yapmak isterse, yabanc ilahlar sinesinden kov-
mal, yani ihtiras ve dsal ballklardan kurtulmaldr.

(*) Mantra: Byl szler, dua, kutsal dize. Meditasyonda kendisinden


faydalanlan mistik forml. Hinduizie gre, mantra tanrsal olan
bir eydir ve onu egemenlik altna alana dogast yetenekler verir.
Nada: Gizemli name.
38
YOGABLM

Ruh babo itihalardan,onlara direnerek ve dayank


lkla kendini temizlemelidir." (*)
Bununla beraber, bu ruh, kendini ilahi biriifte gt-
ren yolda henz son admn atmamtr. Duyularn gece-
sini ruhun gecesi izlemelidir. Sadece kaba ihtiraslar de-
ildir bu, mistik geceye dalmaktr sz konusu olan. Ayn
zamanda zeka, hafza, tahayyl ve irade de iin iine gi-
rer.
Bylece, spanyol Azizi'ne gre, anlay samkhyalar'
n manas'. seyyal duygulann ilki, gibi grnmektedir.
Hint'in Samadhisi'nde, dncenin eksik:;iz konsan-
trasyonu objektif maksat iinde saurma yoluyla olur.
Sbjektif uurun ikinci kanunu kendini boaltmaktr. Bu
kez uur kendi kendini boaltr. uur ve bilinen eyden
oluan ikilem ortadan kalkar. Bu durum ruhun karanlk
geceye doru yol al demektir.
O. Lacombe'un hakl olarak belirttii gibi, bu obje
iinde saurma (emme) yntemi, ncelikle, mistik ied-
nklk kanununa srtevirmeye benzer. Yntem saf s-
jeyi bulmaktan ibaret olan amala eliki iinde olmuyor
mu?
Byle bir ey yok. Bizzat Patanjali'den reniyoruz
ki, bu sanadhi henz sadece bir aratr. Ve bunu nihai sa-
madhi, obje uurundan mahrum, semeresiz samadhi ile
kantrman.k gerekir. Bu psikolojik bir konudur, bizzat
kendini boaltan ve bilinen bilginin tamamlanmas (sa-
mpatti) ile objede kaybolan spirttel sJe deildir.
Pek kaba deneysel objelerden rriteal objelere ulaan
bu ykselme halinde dnce, kendini azami derecede saf-
latracaktr. Bu ikilem, dialektik, tohumsuz samadhi' de
kendini bilkuwe mevcut hlden gerek hale geiren spi-
ritel uuru serbestletirmeye de meyleder.

(*) Saint Jean de la CroL'<, La. Montee du Cannel. Kitap I, Blm V.

39
YOGABiriM

MEDTASYO:NUN AAMASI

Raja ve Gnana yoga meditasyonu, Mantra yoga'dan


farklolarak, zihni ameliyeden oluan karmak bir a-
Itrmadr. '
Dhyana, bir dharana ile, yani bir fikir, bir cisim ya
da imaj zerine dikkatin ok kuvvetle toplanmasyla ba
lar. Radja yoga meditasyonu, obje ile bir hale gelmektir,
ama ayn zamanda sjenin terbiyesidir: oysa Mantra yoga
objeyi. sjenin gzlerinde daha sevimli klmak iin, ver
durur;

DOGRUDAN VASITA

Patanjali'nin "dogrudan vastas" ile tamamen


psikolojik teknAdere ulanz. Burada, her okul kendi sr
ve ayrntsna sahiptir. Bunu genel izgileriyle akla
maya alalm.
imdi sz. konusu olan, uuru kendi faaliyetinin te-
sinde merkeziletirmektir. Patanjali bu noktada kendi
doktrinini aka ortaya koyar.

DHARAN~ KONSANTRASYON

"Dharana, zihinsel faaliyetin zel bir obje'ye tespit


edilmesidir."

RAJA YOGA MEDTASYONU

Zihnin tespiti tek bir noktayla snrlanp, bu nokta


temel, esas alnnca, zihnin zel bir dnce titreimine
(vrtttis) ykselir. Bu dnce titreimleri baka dnce
titreimlerince sndrlemezler Tersine; yava yava

40
YOGABLM

ilk plana kar, yle ki btn teki titreimler geriler ve


ortadan kalkarlar. Sonra. bu dalgalann oalmas birlie
yer verir. Artk bir tek dnce titreiminden (vritti'den)
baka bir ey yoktur. Bu dhyana'dr, meditasyondur. Ya-
ni, temaa edilecek cismin tasavvurunun sabitletii bu
yerde, btn heterojen psikolojik tasavvur akmn herta-
raf ederek, mterek mevzileme yoluyla dnce mura-
kabesidir. Fizik dnyada en iyi meditasyon rnei, fo-
toraf makinesinin odadr. Tek bir nokta zerine y
an nlar "gros plan americain" verirler. "Bilginin bu
obje zerine olan kesiksiz ak, dhyana, meditasyon'
dur."
Meditasyon ile nc nitelik kendini gelitirir:
Pratyaksa, gerekleme.

SAMAI>H YA DA VECD (~XTASE}

Hibir temele (esasa) ihtiya duyulmad ve ruhun


btnyle bir dalga, bir ekil birimi olduu gn, varlk sa-
madhih'dedir. Yerler, organlar ya da akralar vastasyla
salanan her dayanaktan mahrum dnce mevcuttur sa-
dece. Ruh kendini on iki saniye mddetle bir merkeze ba
larsa, bu dharana'dr. On iki dharana, bir dhyana'y olu
turur. On iki dhyana, bir samadhi'ye eittir.
"Btn ekilleri frlatp atnca bu dhyana, yalnzca
anlam yanstr; bu samadhi'dir."
Bu tanmlama iin bizi aydnlatan Vivekananda'mn
verdii rnek yledir:
"Bir kitap zerinde dndm ve giderek zihnimi
onda temerkz ettirdiimi ve sadece isel duyumlar, hi-
bir ekilde ifade edilemeyen anlamlar algladn far-
zediniz: Ben samadhi denilen dhyana halindeyim. Kitap
kayboldu. Geriye sadece anlam kalyor "(*)
Samadhi vastasyla zlme (nirliptatva) ve kurtu-
(*) S. Vivekananda, Rqja Yoga.
41
YOGABLM

lu'a (mukti) ulalr. nsan, dnyaya bagllktan (san


kalpa) ve btn ben'lik duygusundan (mamata) kurtaran,
yogun zihin temerkz olgusu budur. Buradan, paratman
ile djiva'nn birliine gidilir.

SAMYAMAH

Zihin bir obje'ye yneltildii, onda sabitletii ve o-


rada, obje'yi d ksmdan ayracak kadar uzun sre tutul-
duu zaman. samyamah meydana gelir. Yani bir'lik ha-
linde toplanm dharana, dhyana ve samadhi'dir.
"Bu nn ayn bir obje zerinde uygulan, samya-
mah'dr." Samyamah'n ele geirilii, bilgirlin n sr-
drr.
Yogiler konulann (fizik). kaba (sthola). ok kaba,
fevkalade kaba: seyyal (soksma). ok seyyal, fevkalade
seyyal olarak snflarlar (*) ve .fevkalade kabadan fev-
kalade seyyale, tedricen geerler. Bununla beraber, Patan-
jali bizi uyaryor: abuk gitmeyin! "Bu derece derece ya-
plmaldr."

TEMEL MEDTASYON

Bir meditasyon asana'smda oturmak, dikkatini zi-


hinsel bir fikir, bir obje ya da imaj zerine (grmsel, ii
timsel ya da szel) teksif etmek. Obje ile aynileinceye ka-
dar bu obje ile kendini bir grmek.

A- OBJESZ MEDTASYON -ZHN TAMAMEN


OOALTMAK- H BR EY DNMEMEK
Bunu hemen baaranazsanz cesaretinizi kaybetme-
() Bhaskazaraya, Lalita'nn monash.pw beytincle, yle diyor: "Devi'nin kuv-
veti, fizik, seyyal ve yksek grnmnde itirak ederler. Fizikform
bedene, el ve ayaklara sahiptir. Seyyalform mantmlardan meydana
gelmitir (vibrasyonel}. vasana'nn yksekformu, aslgerek odur."

42
YOGABLM

yin. Kolay deildir.


Bu duruma ok abuk vardn sanan, kendini al-
datr. Dnce arl, atalet hal,i yle koyudur ki, idrak-
sizlik ile kontroll boluk aras ayrt edilemez.
Birka dakika sonra, ykselme, uma izlenimi al
nr. Gerekten meditasyoncu, mantal plan, kendi ykse-
lii iinde, stn-uura doru, dikey bir hat zerinde aa-.
I!;dan yukanya geer.
Dua srasnda beliren bu bedensel hafiflik duygusu
hangi noktaya kadardr diye sorulabilir.
Bemardm'o de Laredo. "Subida del monte Sion" isim-
li yaptnn sayfasnda unlan yazar: "Aziz Damas-
cene. dua ruhen Tanr'ya ykselitir, der. yle ki, ok cid-
di olarak ele alndnda dua. ruhun, Tanns'na doru bir
uuu olarak anlalabilir."
Luis de Granada, "Libro de la Oracion" isimli yapt
nn II. cildinin . sayfasnda yle diyor: "Dua, ruh iin,
kendisinin ve de btn yaratklarm stne ykselmek,
Tann'ya kavumak, ebedi haz ve ak okyanusunda gm-
lup gitmektir."
Aziz Jean de ~a Croix da "Montee du Carmel" isimli e-
serinde bize yle der: "zmzn tesine, Tanr'yla birle-
ecek ekilde eyann tesine bizi gtren bir harekettir
dua."
Sembol, somut bir deneyimden danazsa sadece bir
kopyacnn ifadesi olur. Canldr ya da deildir.

B- YKSEK SEVYEL TEMEL MEDTASYON


H BR EY DNMEMEK

Sonra, ok ok sonra, bu :rreditasyonu sk sk dene-


dikten ve baka aratrmalar yaptktan sonra, insan di-
key kin sonunda sonsuz bir helezon iine ekilir.
Tann ile birleme bu pla.n zerindedir.
Bunu zaman gelmeden aratrmaynz.

43
YOGABLM

Daima hi bir ey dnmemek.


Tam boluk. Kesin bir hareketsizlik ve kesin bir zi-
hinsel geveklik
ayet bu altrma doru bir ekilde yaplrsa, nabz
en azndan elliye dmelidir. Gelimi Yoger nabz otu-
zakadar drebilmektedirler.
Dier bir nemli belirti: Btn vcudu saran lklk
tr. Kn, snmak iin ok ie yarayan bir etkendir.
lk balayanlar meditasyon yapmalanna engel ofan
uykudan saknmaldrlar. Belli bir zaman sonra hibir
ey dnmeme halinekavuulur ama uyuyup kalma sa-
kncas da ok artar.
Bu, "meditasyonsuz" meditasyon, gerekte, dnce
sel dua'ya karlktr. ki glk vardr: DnGe hareketi
ve uyuklama.
Dncenin oynakl ya da dnce hareketi gl-
ln Avilah Azize Tereza; uyuklamay da Lisieux'l A-
zize Tereza denediler. Avilah Tereza'nn ikayeti: "Bir yer-
de sabit kalamadan bir o yana bir bu yana gidip-gelerek,
garip evde kendini akn ve sersem bir halde algla
maktr." Gl olmasna ramen hareketlerine hakim de-
ildi. Lisieuxl Tereza ise dua esnasnda uyuyordu. Kan-
szd. Nazik vcudu iddetli takva hayat yznden zayf
dmi. Her ikisi iin kullandklar teknik kusurluydu.
Bereket versin ki bu kusuru Yukar'nn inayeti telafi edi-
yordu.
Bu meditasyon, temel altnnadr. Her eye yarar.
Bir ereve meditasyondur. Kundalini'yi uyandm1a al
malannda inceleyeceimiz gibi, ok eitleri va~dr.

NESNE (OBJE) OLMAK

Meditasyonun durumunda tek bir ama vardr:


Nesne {Obje) olmak. Sje nesneyle ayn kimlikte olmay
renir.

44
YOGABLM

Yzeysel bir gzlem yaplnca, i ile d, toplumsal o-


lanla evrensel olan birbirine kantnlr. Objektif olarak
insan kendi ruhunu unutur ve maddesel nesne dzeyine
iner. Meditasyonda, Yogiler, tersi,ne olarak, basamaklar-
dan karlar. Eflatun'un dedi~i gibi nesnenin idesiyle
birleirler: "Kitap ortadan kalkar, sadece anlam kalr"
Bu hayatn anlam de~il midir? Dnyasal tecrbelerin
yo~unlamas Tann'yla uyum sa~lamak de~il midir?
Kitap ve anlam, meditasyonda dhyana ve samadhi
gibidir. Samadhi nesnesiz meditasyondur ve kozmik u
urdan kalr yeri yoktur. Yogi tm evresiyle ayn kimli~e
brnmtr.. C isimler, nesneler ve imajlar ilahi kadep-
ni hazrlamak iin altrma almasndan ibarettir.
Mutlak'a katlmak budur. Meditasyon, bu durumda, Tann
kudretiyle birleme yollarndan en iyisidir.

45
.. .
IKINCI BOLUM
.. ..

RAJA YOGA TEKNKLER

Raja Yoga ok nemli dogal bir mistik tecrbedir: Sa-


dece spiritel ilemlerin yaplmas degil, ayn zamanda
kendi spiritel zemininde ruhu yakalamaktr.. Beeri
koullann byk elikisi ruhun monash.pwme sebebiyle
insana doga olarak bilinmez gelmesi ve insann ynlen-
dirildigi da dnklktr.
Dogast mistik tecrbe kkl bir degiim, da d-
nklkten ie dnklge bir geii de iermektedir.

DlA VE E DNKLK

Raja Yoga rencisi iin d dnya ok kaba bir plan-


da isel alemin titreiminden ibarettir. Seyyal olan mad-
deye nispetle daima sebep durumundadr. Bylece d
dnya sonu, i dnya ise sebep oluyor denebilir. ve
seyyal kuvvetler kaba fizik enejilerin yapsn olutu
rurlar.
sel kuvvetiere hakim olan kainata hakim olur. Yo-
gi tabiata hakim olmay aramaz.

ZEKA KENDN SINIRLAR


Gerek -biliyoruz ki- bizdedir. Zihin geregin perdesi
47
YOGABLM

(hica b ) dir.
Vivekananda, Yogann bu kavramn, aklamak i-
in ineili istiridye meselini kullanr.
"nciler'in nasl meydana geldigini biliyorsunuz. Ka-
buklann arasndan bir parazit szar ve etrafn tahri et-
meye balar. stiridye hemen bu paraziti tecrit iin bir tr
mine salglar ve inci meydana gelir. Deney kainatmzda
bizim salgladmz mine gibidir: gerek evren merkez
roln oynayan parazit gibidir.
Sradan insan bu evreni asla anlayamaz, n:k, an-
lamaya altka bir sedef salglar ve artk sadece bu se-
defi grr. Bu vrittiler'de (girdap: dnce dalgalar) an:a
lan eyi imdi anlyoruz. nsan varln arkasnd; du-
rr.

Hakiki insan, varln gerisinde yer almaktadr;


varlk, onun elleri arasnda bulunan bir aratr. Varln
iine onun zekas szmakta ve ilemektedir, Varlk, ancak
gerisine getiiniz taktirde zeki durumuna gelmektedir.
Hakiki insann desteginden mahrum kaldnda varlk
paralanmakta ve hi mesabesine dmekte. Bylece it
ta'nn (zihinsel muhtevann} da ne demek oldugunu an-
lam bulunmaktayz. itta zihinsel multevadr; vritti'-
ler ise onun zerinde -d nedenlerin etkisiyle- beliren
dalgalar, kanklklardr. Bizim evrenimiz bu vrittiler'
dir.
Yzeyi karklklada kapl bir gln dibini gre-
meyiz. Arcak karklklar gten dt g ve yzey sa-
kinleti;i zaman grnebilir. E;er su bulanksa ya da de-
vaml rpnt halinde ise dip grnmez. Eer berraksa ve
dalgal deilse grnebilir. Bu gln dibi gerek Ben'imiz,
gln kendisi itta, dalgalan ise vrittiler gibi telakki edi-
lebilir." (*)
Tahayyln oyunu, bylece, her trden zaman ve me-
kan yaratyor. Bu doktrinler Yogiler tarafndan Kant,

(*) Swami Vivekananda: Raja Yoga


48
YOGABLM

Einstein, ve Eddington'dan evvel aka ifade edildiler.


Manas (zihin, varlk, mdrike), onlara gre, koza-
sndaki trtl gibi, ifade etti~i (ve sonunda malkumu oldu-
u) dinamik emalar vastasyla kendi kendini snrlar.
Manas "tetkik edilen objenin eklini alarak" srekli ola-
rak de~iir.

UUR AKIINI DURDURMAK

Raja Yoga hareketsiz kalmaya kardr. Patanjali'


nin Yoga-sutram'n balang ksmndaki tanm gayet
aktr: ''Yoga, zihinsel muhtevann (itta) de~iken e
killere (vritti-girdap) girmesine engel olmaktan (uur ak
mn durdurnaktan) ibarettir. "Bu durumda, gzetici ken-
dine zg (de~imez) halde bulunmaktadr." (Yksek Zat}'
n mahede etmek iin. Hayalden hayale dolamak ye-
rine yoginin uuru kendi Yksek zbenliini (Zat'm)
mahede iin kendine dner.
u halde meditasyonlardaki teknik, uuru kendi faa-
liyetinin tesinde merkeziletirmek iin zellikle Manas
n sramalann sakin hale getirmekten ibarettir.

PATANJAL'NN YOGA-SUTRASI

Yoga sutralar, bu klasik metinler, drt kismdr:


- Konsantrasyon;
2 - Konsantrasyona engel olan vastalar;
3 - zafi bir gelime olarak yoga pratikleri srasnda
kendili!inden gelien normal-st gler (Siddhis) ve bu-
na benzer eylerin olumas. Bu gler. fazladan veril-
milerdir. Bu noktada kalan yogi tek ve gerek ama oian
son kurtuluu ele geiremez;
4- Mutlak tekaml ve kendini yaltmak (tecerrt}.
Gerekten de btn gayri uura dallar inzivaya se-
49
YOGABLM

bep olur. Kendi stn Ben'i ile, yani bilinmeyen Ben'i ile
yz yze gelrnek ve kendi sorumlulugunu anlamaktr.

GNCELDEN GZL GCE GE

Bu kurtulu ancak vrittiler vastasyla gncel olann


giZli gce dntrlmesiyle elde edilir.
Purua (z Ben-Zat) isel aynn olmadan, sakin,
durgun ve yalndr. Her hareket, her faaliyet dans eder-
ken, btn degiikliklerini ortaya seren ve zenginligi gs-
teren Prakriti'dan (ezeli madde, dogallam doga) kar.
Bu deney strap iinde kar gelir. Bylece Purua kendi
saf zn tekrar bulacaktr.
Purua-Prakriti Dram (Ruh ve Madde maceras)
Prakrili tek bana uurlu degildir. Purua kendi?e yeter-
lidir ve gerekten kendiliinden meydana gelmez.
PrakrlU'ye g saglayan Purua'dr. Prakriti hemen
Purua'y taklit eder. Bu karlama blgesinde uur ola-
rak ruha ve evrimlemeye tabi olarak maddeye itirak e-
den psikolojik bir dzen oluturur.
Burada Prakrtt lehine kar yoluyla kleligin ve ar-
. zulardan feragat yoluyla serbestligin ikili isel dram rol
oynar.
Bu Hind psikolojisinde bir eliki bizi zellikle he-
yecanlandrmaktadr: Madde dnen madde oluyor ve
bir uur tekamlnn btn cevherini saglyor; halbuki
ruh, tabiatma aykr bir faaliyet iine yerletiriliyor,
maddeyle ortaklk yapyor. Bu itirak ne dinamiktir ne de
antolajik Maya: aldan. ancak ikinci devrede gelir, by-
lece oluan psikolojik zne ruhun hareket tarzyla mad-
denin hareket tarzn kartrr.

SAMSKARALAR, KOMPLEKSLER M?

Vrittiler bizim itta'mz olan, gl zerine gidip gel-


50
YOGABLMi

mekle yetinmezler. Qln tabannda az-ok hareketler,


izienimler brakrlar.
Yogere gre igd "Mtekamil bir mdrike"dir,
indrike samskara halini alr. Bu seyyal samskaralar it
ta'da gizli uyku halindedirler. Orada durgun vaziyette bu-
lunmazlar. Yzeyin zerinde faaliyettedirler. Psikoanaliz
bunu bize epey zamandan beri gstermi durumdadr. Bu
yzden samskara'ya kompleksler olarak eVirmeye giri
tim. Anlam bilim olarak samkara "yapan", "alan" an-
lamna gelen "kara" dan gelir. nek ise isel, gizli deme~
tir.
Samskara bir kavramdr. Keza bastrlan arzular-
dr. Zihin tabakalarndaki artezyen kuyusu gibidir. uur
d gizli gtr. Bir gn kaba biimlere brnerek faali-
yete geer ya da kendini bir gzel maskeler.

RADE KURALI

Bir fke vritti'si ortaya knca ve btn itta fke


halini alnca bunlarla mcadele etmek ok ge olacaktr.
Ben zerine etki eden duygularn farkna varmadan
nce, tohum halindeki duyular seyyal saflasnda itaat
altna almak gerekir. .
rade psikolojisiyle Raja Yoga gerekten dikkate de-
er bir tekniktir.
Dnyadaki btn ahlak ve dinler gene btn kk
ocuklara "yalan sy1cmeyiniz" derler. Ama kimse onlara
yalan sylemek arzusunlan rrc;1 kurtulacan ret
mez.

monash.pw'vTI EKRDEK

Onlarn ince sebeplerini kavrayamazsam vrittiler'i-


me hakim olamam. Arzuya hakim olmak iin, arzu faali-
yete gemeden nce yceltilmelidir. Raja Yoga bunu kendi
51
YOGABLM

orijinal matrisinde ele alr. Ancak o zaman onu ekir-


de~e kadar yakabilir: Yogiler buna edebi bir deyile "k
zarm ekirdek" derler.
Vivekananda "Raja Yoga" snda yle der:
"Ekilmeden evvel piirilmi olan taneler asla yeer
mezler. bylece arzular ortaya kmazlar."
O halde btn kompleksleri akkan hale getirmeli-
dir. Ya da Hinducas:
"nce Samskaralar sebeplerine inilerek zmlenme
yoluyla yenilmelidirler. n

Yirmi asrdan fazla bir zamandan beri Patanjali'nin


sylemi oldu~u bu gerek, psikoanaliz tekni~inde yeni-
den kefedildi.
Btn vrittiler gizli gce dnrnek zorunda iseler de
yogiler zellikle metafizik tutsaklk ltlerinin meyda-
na getirdlgi psikolojik dalgalanma zerinde dururlar.
Vrittiler esasda bozukturlar, hatta uyku ve hatrama sz
konusu oldu~u zaman tecrbeye dayal do~ru bilgiler bile
ierirler.
Be tip, strapl ve strapsz. vritti vardr: Do~ru bil-
gi, ayrt edememe, szel yanlg, uyku ve hatrlama. l-
tler unlardr: Dorudan alglama, sonu karma, bilgi
ve tanklk.
"Ayrt ederneme reel evrene dayal olmayan yanl
bilgidir."
Bunlar hatal vrittiler'dir. Birey bir baka ey sanl
maktadr ya da anlayszlktr. Vilpaka diye adlandn
lr. Bir baka vritti kategoriSi daha mevcuttur. Bir kelime
telaffuz edilmitir ve onun anlamn aratracak zamam-
IDIZ yoktur; alelacele bir sonuca vanveririz. Bu, itta'daki
zafer iaretidir.

UYKU VE HATIRA

Uyku ve hatray konu edinen zdeyi ok ilgintir.


52
YOGABLMi

Ama bizi pek hayrete dmyor: Grdk ki Patanjali


btn uurd hallerde cahillikten kukulanmaktadr.
"Uyku, insana boluk duygusu veren bir vritti'dir."
Uykunun karanlk bolu~u ile meditasyonun ekil
siz zihin bolu~unu birbirine kartrmamaldr. Bu hata
Raja Yoga'ya balayanlarda sk sk grlr.
Bu safhada ok karnak egzersizlerle itta'nn bo
lugu oluuyor zannederler. Oysa ki gerekte dnceleri
gayet kaln bir rtyle rtlmtr. Yceitme ile ketvur-
ma arasndaki teevv degil midir bu?
Uyku arasndaki zihin hibir dalgadan etkilenmez,
hibir alglama yoktur. Hatta uykudaki anlarm baz
dalgalanmalarn uyudu~um srada meydana geldi~ini
gsterir.
Hattlama, smriti (uyku hatrlatan) denen bir baka
vrittiler kategorisidir. "Alglanan nesnelerin vrittiler'i
kaybolmadklan fakat izienimler araclgyla uura u-
latklar zaman hatrama olay cereyan eder."

CAHLLK KTLN ANASIDIR

Btn vrittiler be maddeden oluur ki, balcas ruh


ve maddeyi oluturan avidya'dr. "Mutsuzlu~a yol aan
tkanmalar unlardr: Cehalet, bencillik, dknlk, tik-
sinti ve yaama hrs." "Cehalet di~er drdnn -yatm,
zayflam halde de olsalar, boyunduruk altna alnm
veya yaylm haide de olsalar bitip- yetitikleri bir iar-
ladr."

DER SAMSKARA HALLER

Farkl samskara halleri arasnda ayrm yapmak


gerekir. Bu izienimler eitli hallerde bulunmaktadrlar.

53
YOGABLM

BEN LE BEN OLMAYANIN AYlRT EDLEMEZL

Cehalet neden ibarettir? "Cehalet fani olam ve ebedi-


ben (Atman) olmayam kalkp ebedi, an, mutlu ve Atman
yani ZAT olarak kabul etmektir."
Raja Yoga almalanmn ilki bu durumda ben ve
Ben'in kulland aralar arasnda bir hudut izmek ola-
caktr. Bu aralar: itta budhi, manas ve indriyas'tr.
(Zihinsel muhteva, yarg gc, varlk, zihin ve organlar
Bu aralarla "Ben'in" ekoulmasna yogiler "bencil-
lik cahillii" derler.
"Bencillik gz ile grenin zdelemesidir."
"Ben zekaym, dnceyim, fkeliyim, mutluyum"
demek hatadr. Ben sabit ve deimezdir.
"Dnyorum, yleyse varm." Bu, Ben'eyabanc bir
ifadedir. Byle diyen yogiler Descartes'a unu demek is-
tiyorlar: Dnen bir duncenin varln gsteriyorsun.
Bu cahillii yznden. Ben kendi faaliyetiyle, zevk, st
rap ve yaama itiyakiyle zdeleiyor.
"Kendine dknlk zevkten kaynaklanan bir ey
dir."
"Tiksinti, straptan kaynaklanan bir eydir."
Istrap duymanza yol aan eylerden ivedilikle
kamaya alnz.
'Yaama hrs, bilgiierde bile mevcut olan kendine
dknlktr."

DAVRANlLARlN TOPLANMA YER

Davranlarn toplanma yerinin kk, u mutsuzluk


getirici tkannalata dayanmaktadr: bunlarn tecrbesi
ya bu grnr hayatta ya da dier grnmez hayatta ka-
zanlr.
Faaliyetlerimizin ince kkleri olan samskaralar

54
YOGABLM

iin de durum ayndr. Bunlar, bu hayatmzda ya da gele-


cek hayatmzda etkileri grlecek olan nedenlerdir.
Patanjali, burada Karma Yasasna ba vurur: "Kk
nerededir, meyvelenme denen olay, tr, hayat, zevk ve
strap tecrbesi (grnm altnda) meydana gelmekte-
dir." Burada Freud'un Zevk lkesini buluyoruz.

ZEVK-ISTlRAP

Dogal olarak bu vetire, btn almalarn temelinde


olan ambivalansla acya dogru gider.
"Ayrt etmesini bilen iin phesiz herey strapt
dr, nk strap vermeyen hibir ey mevcut degildir;
strap ya sonu grnmnde, ya sevin kaybnn
ivedilemesi grnmnde, ya sevin izlenimlerinden ile-
ri gelme iddetli arzu grnmnde ya da msbet nitelik-
lere aykr grnmde ortaya kmaktadr."

KONSANTRASYONA ENGELLEMELER

Sutralar'a gre denge ve konsantrasyon idealini ger-


ekletirmek iin yogi psikolojik ve fizyolojik aralarn
ncelikle gelitirmek zorundadr. itta akmlan her g-
rnmde anari ve daglma egilimindedir: Alglama ha-
talar, pheler manevi bir sebat yetersizli.!i. Bedende ise
biyolojik ritimlerin kt almas ve zellikle .teneffs
ritminin bozulmas.
"Hastalk, zihinsel tembellik, phe, coku ve hay-
ranlk noksanlg, b aygn uyku, duyulardan gelen zevk-
lere ballk, yanl alglama, konsantrasyona ulaama
ma, bu halin elde edildikten sonra tekrar kaybedilmesi;
bunlar engellemelere yol aan bozukluklardr."

55
YOGABiiM

RUH VE BEDEN ARASINDAK ETKLEM

Raja Yoga manevi, zihinsel ve psikosomatik disip-


linlerden meydana gelmitir. Btn yoga almalan, her
eyden evvel, zihinsel ve fizyolojik temizli~e mahsus a-
lmalardr.
"Brahman'n bilgisi ancak temiz bir yrekte geliir."
(Mahanirvana Tantra)

BLGNN YED DERECESi

Bu mutlak bilgide yedi derece vardr.


"Bilgi yedi derecede elde edilen en yce kara para-
sdr."
1- lk derece, bilinmesi ve tannmas gerekeni bilmek
ve tanmaktr. Bilginin kendimizde bulundu~unu, kimse-
nin bize yardmda bulunamayaca~n, kendi kendimize
yardm etmeye mecbur oldu~umuzu anlayncaya kadar
her trl aratrma bounadr. lk ay~ etme prati~ine
balad~mzda, yani hakikate yaklat~mz gsteren
ilk alameti ortaya koydu~umuzda bu memnuniyetsizlik
hali kaybolur.
2- Her trl strabn ortadan kalkt~ derecedir.
3- Bilgiyi olanca btnl~yle elde etmedir.
4- Ayrt etme sayesinde her trl devin ifna edildi~i
derecedir.
5- itta'nn zgrlemesi. Varl~mzdaki tm zor-
luklar, tm mcadeleler, tereddtler bir daha aya~a kalk-
namacasna yok olup gitmektedir.
6- itta'nn her iste~imizde kendi sebepleri haline
dnt~n anlar duruma geliriz.
7- Konsantrasyon.
Yoga'nn sekiz kolu vardr: Yama. niyama, asana,
pranayama, pratyahara, dharana, dhyana, ve samadhi.

56
YOGABLlli

MENF- NEGATF FAZLETLER

Yama nedir? Cinayetten uzak durmak, drstlk,


hrszlkyapmamak, cinsellikte kendini tutmak (iffetli
olmak). bakasndan birey istememek ve de verileni ka-
bul etmemek.

MSPET - POZTF FAZiLETLER

Pozitif nitelikler: Dzenli alkanlklar yani alt ni-


yamah unlardr; i ve d temizlik: yetinme (kifaf nefs):
nefse muhalefet; Tanr'y inceleme ve tapnma.

PATANJAL'DE ZlT DNCELER KURAMI

"Yoga'ya ters den dnceleri engellemek iin zt


dnceler retilmelidir. n
'Yoga'nn engelleri unlardr: Cimrilik, fke, yalan,
ldme. sahtekarlk, mrailik sonsuz cehalete ve mut-
suzlua yol amaktadr. Zt olan dnme budur."
Menfi dnceler, mspet tahayyln karsnda er
ge na;lup olur. uuraltn mspet imaj harekete geirir.
ivi iviyi sker denir, yani menfi bir dnce ms-
pet bir dnceyle yok edilir, demektir.
" ve d temizlii kural haline getiren yogi, bede-
nine kar tiksinti duymaya ve baka bedenlerle ilikiye
girmemeye balar. n
"Bu srada, sattva'nn arnmas, zihinsel zevk, kon-
santrasyon. organara hakimiyet ve BEN'in gerekleme
si olgusu da tahakkuk etmektedir. n
"En yce mutluluun kayna honutluktur, sevin-
tir."

57
YOGABLM

HAZCILIK VE NEFSE MUHALEFET

Bu hazclk grn altnda sz konusu olan her za-


man zihin saldr. Hzn tamas'a aittir.
Bu durumda, ypratc olan menfi dncelerin hep-
sini zihinden atalm.
Fazilet sevintir, honutluktur.
Nefse muhalefet btn yogilerce bir strap duygusu
deil. tamlk duygusu olarak ele alnr. Lks ile ok sade-
lik gibi iki anlktan saknmak gerekir.
Bedenine eziyet etmeye, onu malmniyete sokmaya
gerek yoktur.
Bhagavad Gitta yle der: "Bunu yapan yogi olamaz.
Ne ok yiyen, ne ok oru tutan; ne uyumayan, ne ok ya-
tan; ne ok alan. ne almayan, yogilerden olamaz."
(Uykuda ve oruta orta yolu semelidir.)
Zahit maddesel haz kadar kendini cezalandrmak
tan da uzak kalmaldr.
"Nefse muhalefet'in sonucunda. pislikler yok olduu
iin, organara ve bedene g kazandrlm olur. Nefse
muhalefetin sonucu abuk ortaya kar. Bunlar ryet gr-
me, uzaktan iitme. vastasz konuma vs. gibi sonular-
dr."

ARA OLARAK TAPlNMA

Tapnmak bir eit meditasyondur. Dualar bir, kur-


tulu arac olarak deil, manevi ve geici bir kayra elde et-
mek iin kullanyoruz.
Ruhsal hayat, esasnda, burada "Tanr ile bir olma"
deildir. lahi kayra sadece bir ilavedir. Yoga; sankya'-
dan, ikili sistemin mirasndan etkilenir.

58
YOGABLM

FZK ARALAR

Bedenimizi, manevi bir temizlikten sonra, Tann'mn


mabedi olmaya hazrlamaktayz. Fizik meditasyon ara-
lan asanalar ile pranayamah'dr.

PRANAYAMAH VE TENEFFS RTM


"Sonunda soluk alma ve soluk verme hareketlerine
gelinir."
Bu drdnc ara. Pranayamah (Prana, hayat ene:rji-
si ve monash.pw, hakimiyet). nefesin dzenlenmesidir. Pra-
nayamah ile biyolojik ve psikolojik ritimlere ulalr. Bu
ekilde i organ dikkate deer hale gelir. uur ve irade ri-
timleriyle uyum salar.
Pranayamah'la yaplan aratrmann sonucu hafif-
liktir. Bu sahadaki her ey vesveseli Hindli fizyologlar ta-
rafndan kaydedilmitir: Gnde teneffs; normal
bir teneffsn 32 cm. geniliinde sas vardr. Bununla
beraber ark sylerken 36, yrrken 30, yemek yerken
24, dinienirken 20, uykuda 16, geniliinde olabilir. Ar
almalarda daha da artar. En ok 96'ya ulaabilir. Te-
neffs hareketi normal bir salnmda bulunduu srece
hayat uzar. Normali anca da hayat ksalr. Batl he-
kimler bu konuda yogilerle pek anlaamazlar.

monash.pwAH'DA AAMA

Bu aamalar unlardr:
I- Nefes almak {puraka)
2- Nefes vermek (reseka)
3- Nefesi cierlerde tutmak, hapsetmek ya da kma
sna engel olmak (kumbaka)

59
YOGABLM

SEKZ TRL NEFES TUTMA

Gheranda Samhita'ya gre sekiz trl nefes tutma


{hapsetme) vardr: Sahita, sryabheda, ucjayi, sitali, bas-
trika, bnimari, mrka ve kevali.
Patanjali daha nce soluk al-veriinin ilk teknik-
Ierini gelitirmiti. "De~iimleri ya i de~iimler, ya d
de;iimler, ya da hareketsiz de~iimler eklinde cereyan
etmekte ve de zamana, mekana ve sayya gre uzun veya
ksa de~iimler halinde dzenlenmektedir.

NEFESN KESN ZAMANLAMASI

Patanj~li yer hakknda unu syler: Prana bedenin


belirli bir ksmna ynlendirilir. Bu tekni~i "Yogalar'n
Metafizi~i" isimli eserimde anlatmtm. Zamana gelince,
bu pranann, nefesin belirli yerde tutulmas mddetine
eittir.
aamal soluk alp-verme hareketi iin yoger
pek hassas bir zamanlama kullanrlar. Bu, ekollere gre
de~iir. Sras gelmiken, burada, her safha iin gerekli
olan matras'n ya da saniyeterin saysn vermek istiyo-
rum. Bir ustann gzetiminde olmadan soluk alp-verme
hareketine girimenizi tavsiye etmem. Tedrici olarak
almadan yaplan nefes tutmalan tehlike yaratmaktan
baka bir eye yaramazlar.

RUHSAL VE FZYOLOJK RTM

Fizyolojik bir rahatl~a mahsus teneffs ritmi ile


yksek psiik hallere ulamak iin hesap edilen nefes rit-
mi, esasnda ayn eylerdir.
Hata Yoga'da nefes alma ve verme ayn srede, nefesi
tutma bu srenin yans kadardr. Raja Yoga'da ise durum

60
YOGABLM

yledir: Bir nefes al veri iin kalbin at saysna 1'n"


diyelim. "n" nefes alma saysn gsterirse, nefesin tutu-
luu, n x 4'dr; nefesin verili!, nx2'dir.
(Mesela: Nefesi alrken kalbiniz 5 kez att ise nefesi
(5 x 4) 20 kez atncaya kadar tutacak, sonra 10 kez atnca
ya kadar cierlerinizdeki nefesi boaltacaksnz.)

RAJA YOGA'NIN EN Y LM - UTTAMA

Btn saylar ayn de~erde de~illerdir. Tantrik ya-


zarlar en iyi l (uttama) olarak unu verirler: Nefes al-
mak iin 20 saniye (matras), tutmak iin 80 saniye, ver-
mek iin 40 saniye. Bu ller bedeni, levitasyana ve mut-
lulu~a gtr.
Ortalama ller (formle gre): ' dir. Srtta
titreme hissedilir: Kk l: Terlerneye sebep
olur.

YAJNAVALKYA LE vivEKANANDA'NIN
GRLER

ller Vivekananda'da olduka kktr. Ortalama


l 'dir; bazen bu ller durumuna
kadar kabilir.
ankaracarya'dan rivayetle Yajnavalkya yle der:
"16 saniyede (matras) vcut batan ayaga kadar dolar; 64
saniye tutulan prfua 32 saniyede boaltlmaldr."
Hindular bu saylara gre nefes alp-verme ilemini
daha ocukken ~renirler. Cierleri bununla doymu ve
glenmitir. Hindu olmayanlar nadiren "kk ly"
uygulayabilirler.

61
YOGABLM

BATILILAR N ELVERiLi LLER

Vivek<'inanda batl mrldlerine tedbirli olmalarn


tavsiye eder. "Drt saniye ile balamay tedricen arttr
may tercih ediniz. eklinde bir ritm uygulamanz
iyi olur.
Vivekananda forml yerine formln
uygulamann ilk balayanlar iin daha iyi olduunu sy-
ler.

VEZNL NEFES ALIP - VERMEK

Burada nemli olan, vezinli olarak nefes alp-ver


medir. Bunun iin Hindular nefesi "AUM" ya da baka bir
kutsal kelimenin tekran ile alr-verirler.
Gayatri denen bir mantra vardr.
Bu vedalann en kutsal ayetlerinden biridir:
"Bu Alemi halk eden varln aru yce ruhunu d
nyoruz. Zihnirnizi nurla doldursun." (Rig Veda Samhita
,62,10)
Baz tantrik yazarlar, her varln. bu mantray gn-
de kere zikretmelerini sylerler.
Nefes alp-vem1e ileminde 1,2,3,4 liye saymak ye-
rine. zihjnse] olarak. kutsal kdi:me zikredilir. Seilen ke-
lime (isim-sfat) nefes alp-verirken ritmik ve ahenkli o-
larak akp gider. Bylece beden istenen vezini kazanr.
Yoga'da mantray kalbin atanna grezikretmek en iyi-
sidir. Mantra yavalaynca kalbin at da yavalar.
(Sufi almalannda nefes talinieri her kalp atyla
ALLAH diyerek ya da "La-ilahe-il-lallah" zikri ile yaplr.
Zikr kelimesi olarak Allah'n zel bir l ve bilgiyle
seilen isim ve sfatlan da kullanlr. .N.)
Hindu metinleri ile dier dinlerin metinleri arasnda
daima fark vardr.

62
YOGABLMi

Hristiyanlk ve slamda nefes talimi daha iyi ibadet


etmek iin, iyi bir vasta olarak kabul edilmitir. Oysa
Yoga'da dua'nn zikri nefes taliminin en iyi vezinle yapl
masna yardmc olmak iindir. Dogal olarak nefes sa-
dece Brahman'la birlernek iin ara vastadr. Mutlak'ta
btn tezatlar yok olur.
Vivekananda, Raja Yoga'da unlar ifade ediyor:
"Bu ilk altrmay yorumlarken skfn halini y
anlaynz. Mesela uyku, skfn hali degildir. Skftn halin-
de ok bitkin sinirler sakinleir ve gerek skftnun nasl
oldugunu hi bilmemi oldugu anlalr. Bu altrmala
rm ilk etkisi yZ ifadesindeki degiimde gzlenir. Yz ifa-
desinde sertlik, gerginlik yumuar. Sakin dnceler d
skftneti saglar. Saglk iyileir. Karakter geliir. Ses g-
zelleir. Boguk sesli yogi bulamazsnz. Birka aylk a-
lma sonunda bu belirtiler ortaya kar.
Vetasvatara Upaniad (ll, 13) de ayn ifadeleri bulu-
yoruz: 'Yoga'ya giriin ilk belirtileri hafiflik ve saghktr.
Deri kaygan hale gelir, renk panldar, ses gzelleir ve be-
denden gzel bir koku yaylr."
Yajnavalkya'da aag kalmyor: "Beden hafiiligi,
parlak bir ten, nonnal bir itah, isel sesin (nada} iitil
nesi sinirlerin anlama belirlileridir.

NEFESN TUTULMASI

Nefesin bu denli uzun tutulmas olduka tehlikeliyse,


neye yarayacak ki? Hele Hindu olmayanlar iin.
Meditasyon ya da zihinsel bir imajn yaratlma-
snda Patanjali bize unlar sylyor: "Nefes alp-verme
nin drdnc tr ite ya da dta bulunan nesnelerid
nerek havay-pranay ierde tutmaktan ibarettir.
Bu nefes tutma, dnce iinde her ynde tutulur. Bu
tr nefes taliiDinde nefesin tutulmas dnceyle birlikte
bulunur; diger trde dneeye yer verilmemitir.
63
YOGABiiM

Anlalyor ki sptil kanallarn antlmas


Raja Yo-
ga'da nefesalp-vermenin esasn oluturmaktadr; Sptil
kanallarn antlmasnda baz meditasyonlarda tekrar
edilen sanskrite bir kelime yahut hece anlamna gelen
bica (tohum) bazen kullanlr, bazen kullanlmaz. Bica ge-
nellikle kiisel mantra olarak verilir.

ARINMA ALIMALARI.

Bu alma Tantralar'da yle anlatlr:


"Lots tarznda oturan yogi zihnen, yani bica'sn on
alt kez tekrar ederken, Ay'a mensup menfinadiye kart
olan sol burun deliinden, ida'dan, on alt kez nefes alr.
Nefes tutulmas altm drt bica'dr. Gnee mensup ms-
pet nadi'ye kart olan sa burun del~inden, pingala'dan
nefes otuz iki bica ile boaltlr. Ate manipura (gbek)
akrasndan ykselir ve toprakla birleir. Sonra yogi sa
burnu ile on alt saniye sreyle vahni bica'sn syleyerek
nefes alr. Altm saniye sreyle nefesi tutar. Sol burun
kanalndan otuz iki sayarak nefesi brakr. Gzleriyle
burnunun ucuna bakarken Ay zerinde meditasyon
yapar. Sol burun kanalndan on alt kez tham bica'sn
syleyerek nefes alr. Vam bica'syla altm drt saniye
sreyle nefesini tutar. Bu altm drt saniyelik zaman
sresinde u zihinsel imaj meydana getirir: Kendisini
hayat suyunun iine dalm olarak grr, sa ve sol burun
delikleri temizlenmitir. Otuz iki kez lam bica's syleye-
rek sa burun kanalndan nefesini boaltr. Bu alma
dncesini ok faal hale getirir. En sonunda, ayr stii-
ne serilmi bir geyik ya da kaplan postuna, yz dou ya
da kuzeye dnk olarak oturur ve skun verici nefes al
veriine devam eder".
Kukusuz bu talimler ilk balayanlar iin ok kar-
maktr. Dediim gibi bir retmen {guru) olmadan monash.pw
mamasn tavsiye ederim. Meditasyondan evvel yapl-

64
YOGABLMi

mas faydal olan basitletirilmi nefes alp-verme al


mas yaplmaldr.

LK BALAYANLAR N YER VE ZAMAN

Sptil kanallann temizlenmesi iin Tantralar ne


sszve uzak yerlerine de rahatsz edici grltl yerleri
tavsiye ederler. Yoga'ya balamann en iyi mevsimi ilk ve
son bahardr. Bu ara mevsimler ritmin de~imesine en
uygun olan zamanlardr. Btn tabiat deimektedir. Bu
ise insan bedeninin anlatnlmas zamarn demektir.

BESNLER

Besinler bitkiseldir ve sadedir; ne ok scak ne ok


so~uk, ne ok baharatl, ne ok eki, ne ok tuzlu, ne ok
ac almaldr.
Tantralar ilk balayanlara gnde bir kez yemek ye-
nen oru tutmay tavsiye ederler.

YAJNAVALKYA'YA GRE AYNI ALITIRMA .

ayr stne serili geyik ya da kaplan postuna kolay


birasanaile oturunuz. Ganapati'ye takdimeler verilecek-
tir. Sa avu sol avuca konur; yz do~uya ya da kuzeye ev-
rilir; gzler burun kkne tespit edilmitir. An yemek
yemek ya da orutan kanmaldr. Nadiler (burun delik-
leri} temizlenmelidir, aksi halde alma aksar.
Hum bica'sm dnerek bumun sa ve sol kanaln
birletiriniz. da, sol burun kanal, on iki mantra (saniye)
sresince hava ile doldurulmaldr. Gene ayn yerde, yogi
rum bica'syla ate zerinde meditasyon yaparken, sa bu-
run kanalyla ar ar havay eker. Yeniden sa burun

65
YOGABLM

kanalndan soluk alr ve sol burun kanalndan a;r a;r


dar salar.
Bu altrrna, ya da drt ay veya sene sre ile zel-
likle ;retmenin ta~siyelert zerine, sabahn erken vak-
tinde, ;le, akam ve gece yans, burun kanallan temiz-
lendikten sonra uygulanmaldr.
Bu ayn nefes taliiDi Batllar iin Vivekananda ta-
rafndan yle uyarlanmtr:
Nefesi sol burun kanalnzla a;r a;r ci;erlerinize
doldurunuz ve ayn zamanda zihninizi bu iinize ekti;i
niz havaya tespit ediniz. Bu akm omurUi;inize yneltin,
en sondaki plekss bedenin altnda bulunan, gen
ekilli lots, kundalini blgesini, kuvvetiice bu akrnla
oluturun. Sonra, bu akm bir mddet orada tutun. Bu si-
nirsel akmn nefesle a;r ar yukan ykseldiini tahay-
yl ederken sa burun kanalnzdan da nefesinizi ar ar
dan saln.
Bu altrma
biraz zor geleb!lir. En kolay ara sa bu-
run deliini baparrnakla kapamak, sonra sol burun de-
li;inden havay ar ar ekmektir. Ardndan her iki bu-
run deliinizi ba ve iaret parmanzia tkayn ve bu
akm aaya doru. susuruna'ya vurduracak ekilde gn-
deriniz.
Sonra sadece ba parmanz burnunuzdan ekin ve
nefesin sa burun kanalnzdan dar kmasm sala
yn. En sonunda gene ayn burun kanalyla ar ar nefes
alrken iaret parmanz sol burun deliinizi kapal tut-
maktadr; sonra daha nce yaptnz gibi iki delii de ka-
patnz.
Hindlilerin yapt bu talimi bakalannn yapabil-
mesi olduka zordur. Onlar buna ocuk yata balarlar ve
cierleri buna almtr. Drt saniye ile balayp, yava
yava artnlmaldr. Nefesi drt saniye aln, on alt sa-
niye tutun ve sekiz saniyede dar brakn. Bu pranaya-
pa'dr. Bu esnada ap arasnda bulunan gen lots d-

66
YOGABLM

nn. Tahayyln size byk yardm olur. (Raja Yoga)


Bu pranayama'nn sonucu udghata, yani kundali-
ni 'nin uyanmasdr.
Son olarak Vivekananda'nn tavsiye etti~i nc ta-
lim yledir:
Bu talim, nefesi a~r afi;r ie ekmek ve sonra gene
ayn ekilde dan atmak ve ayn sreler nefes almadan
durmaktan ibarettir. u farkla ki, bir keresinde nefes
ierde tutulmal, di~erinde neft-s alnmamaldr. Bu al
tirma di~er ikisinden de kolaydr. Havann ci~erlerde tu-
tuldu~u teneffs almasn zorlamayn. Akamlan drt
kez yapn. sonra sayy yava yava artnn. sre de saniye
olarak uzayabilir. Yetene~iniz arttka bu iten zevk ala-
caksnz. Kudretiniz arttka als:mann saysn drtten
altya karabilirsi'niz. Dzensiz ;raplan almalar za-
rarl sonular verir.

NEFES TALMNN K0'.1_.>?,N'TRASYON


ZERNE ET; .o. S

Nefes alp-verme almasnn konsantrasyon ze-


rindeki etkisinden ilk kez Patanj ali sz etmitir: "B u
ekilde hareketle (zihinsel muhtevann) itta'nn ~n
rten rt zayflatlr."
Bylece u noktaya gelmi oluyoruz: Sattva'y artr
mak ve rajas' kuvvetlendirrnek nceden de bildi~imiz gi-
bi itta, tabiat icab, Sattva'nn pan;J. olsa bile, btn
bilgiye sahiptir. Rajas ve tamas'n kusurlarn rter. Pa-
ranayama bu rty ortadan kaldrr. O halde bu sadece
zihnin kendine konsantre olmasdr. 'Ve zihin, manas,
dharana'ya elverili hale gelir."

67
YOGABLM

Varlmz konsantre etmemiz, bu rtnn yok edi-


liinden sonra mmkn olmaktadr.

BENCi MEDTASYON ARACI: PRATYAiARA

Dmzdaki alemle bizi alakahalinde tutan duyum-


sal fonksiyonlarn terkedilmesi ile isel yargca (vicdana)
dn'tr.
Duyum ve eylem gcnn geriye-tepki ilemidir.
D duygular kendi konulanndan ilgilerini kesince
sanki dnen madde iine ekilir, onun titreim biimi-
ne uygun hale gelir ve yava yava onun hakimiyeti altna
girer.
"Organlar zerindeki geri-tepkisi, kendi objelerini
terk ettii iin meydana gelir ve it ta eklini alr."
u ikinci tanm da olduka nemlidir: "Pratyahanl
(dn) kendi konulan zerinde gebe olan duygularn
kudretli bir soyutlama~ olarak bilinir."
Unutmamak gerekir ki yogiler iin organlar itta'
nn farkllam monash.pwir. Bir kalem gryorum. ekil
kalemin iinde deil. benim zihnimdedir. Bende bu ekli
uyandran darda olan bir olgu vardr. Gerek ekil, it
ta'dadr. Eilatun'un iDEA'sna benzer. Organlar rastla-
dklan eyin eklini alrlar. Ruhun sakin kalmas iin,
neye mal olursa olsun bu ekomaya engel olmak gerekir.
Dnceleri duyu alglanndan geri ekmek, yani dn
(pratyalara), dtaki objelerle ayn zamanda salnm ha-
linde olmay kesrnek demektir.
Bunun getirdii fayda sebat ve dayamkllktr.
Cheranda Samhita'ya gre u yedi byk gnah orta-
dan kaldrr: Arzu ve ehvet. fke, hasislik-nekeslik, ca-

68
YOGABLM

hillik-vehirn, gurur, haset, oburluk.


Bu sreci tamamlamak iin seyyal organn kendine
hakim olmas gerekecektir.
Bu anlay iinde Patanjali. Yoga-sutralann ikinci
ksmnda yle der: "Orada organara en st seviyede ha-
kimiyet vardr."
Yogi, organlannn d eylerle ayi kimlie brn-
mesine engel olmay baard zaman, duyu organlan it
ta'syla bir olduu zaman bu yksek haklniyete ulam
demektir.
Btn duyum ve etkilerin bu seyyal merkezleri vas
tasyla, yogi, sinir ve kaslarmn tmn kontrol eder. Be-
deninin efendisi' olur. Artk byk ie balayabilir.

TOHUMLAR OLGUNLAlNCA (KIZARlNCA)


BYK KUDRETLER OLUUR

Yogi Samyama'y (duygusal glere tam hakimiyeti)


ele geirince eksiksiz bilgi ve kudrete sahip olur. Ama bu
terniZ kurtulu saylmaz.
"Bu faktr nceliklerden ok daha iseldir." Ama
bu tohumsuz sarnadhi'den nisbeten daha dsaldr.
Gerekten bu faktr zihni hareketsiZ hale getir-
mez. Tohumlarda yeni bitkilerin kmas imkan daima
vardr. Bu nl kudretler (siddhis). iinden yeni bedenie-
rin doduu tohumlar meydana getirirler (Gemi ve gele-
cek bilgisi, hayvanlarn dili, grnmezlik, fi1 gibi gl
olmak, d nya ve yldzlarn bilgisi, aln yok edilii,
durugr, levitasyon, su stnde yrme.)
Tohumlar ancak olguulatklar zaman hayat mey-
dana getirme melekesini kaybederler. "Kudretler" tohum-

69
YOGABLM

lar olgunlatramazlar.
Biz burada ok daha yksek olan
tohumsuz samadliye deil, evrenimizin hala iinde bu-
lunduu daha az gelimi bir saflaya geldik.

KUDRETLER DE VALARDIR

Bu objektif bilgi giderek sezgisel kesin bilgiye dn-


r. Her aamada bilgiye nisbi kudretler elik eder. Bu
kudretiere ne ok, ne az kynet verrnek gerekir.
"Bunlar samadhi'ye engeldirler. Dnya hayatnda
kudretleri geciktirirler."
Neden az kynet vermelidir? Aalamak niin?
Bunlara balanmak amacn gzeten kimse kaybol-
masna da sebep olur ve kurtulu yolunda ilerleyii durdu-
rur. Yani aba ve liyakatlarn hakk kaybolur.
Pata~jali rencilerine unu bildiriyor:
"Yogi, semavi varlklarn sunabilecekleri avanslara
bakp da cezbedildii veya vld zannna kaplmamak
zorundadr. Zira ktln iine dmekten korkmal
dr.
Melek de bir ivadr. Hatta cennet ve mutluluk da
nsana saadet veren ryetlerden kurtulmak, doast iyi-
liklerden synlmakla, insan ilahi birlie daha ok yak-
lar. Yolda ilerlerken doast kudreUere balanmak ge-
liime engel olur, ilahi birlie ykselmeyi gletirir."
Ramakrtna da Bagavad Gita ve Patanjali gibi doa
st glerin Sadhana'ya engel olduunu gz nnde tuta-
rak, Ajuna'ya yle der:
"Normalst sekiz kudretten (siddhi) birine bile sa-
hip olsan en yce ve en saf ifademe asla ulaamazsn.
Sadk mrnin bu kudretierin hi birini arzu etme-.

70
YOGABLM

melidir."
(Bu sekiz kudretle yogi kendini toz kadar kk, dag
kadar byk, dnya kadar ar, hava kadar hafif hale ge-
tirebilir. stedii her eye kavuur, ele geirir, ynetir; as-
lan, kuzu gibi ayaklan dibinde yatar. Btn arzulan ka-
bul edilir.)
Ramakrina'mn bir baka meseli yledir:
"Adamn biri aniden dnyadan elini aya~n eker;
hi bir eyin onun iin crizibesi kalmamtr, sadece Tan-
r'y dnmek ve ibadet etmek iste~i iinde kalr ve bu
durumu da dostlanna anlatr. Dostlan onun bu vgye
de~er giriimini hal'aretle desteklerler. Bylece adam
evinden aynlr, sakin bir keye ekilir. Tam on iki sene
ibadet ve zikirle megul olur. Sonunda baz do~ast ku-
dretlere sahip olarak evine dner. Dostlar bu uzun
ayrlk devresinden sonra onu tekrar grm olmaktan
byk bir sev!n duyarlar. Sohbet ederken ona bu uzun
seneler sonunda ne gibi bilgelik ve tasarruf gc elde et-
tiini soratlar. Adam tebessm eder; nlerinden geen bir
file doru Herler ve ona dokunarak 'Ey fil hemen l!' der.
Fil de hayatla olan balarn keserek lr. Hemen sonra,
fle yeniden dokunur ve yle syler: 'Canlan ey fl!' Fil de
hemen dirilir. Adam, daha sonra, evin kenarnda akp
duran n ehrin kysna gider, su zerinde yryerek kar
kyya geer ve geriye dner.
Dostlan l:m grdkleri ilerden ok heyecan duyarlar
ama, unu da sylemekten kendilerini alamazlar:
'Karde bouna kene ekilmisin. Fili ldrp di-
riltmenin sana ne faydas oldu? On iki sene ok zor bir
hayat geirerek nehirden gemeyi baarnana ne gerek
vard; biz de her gn birka kuru vererek nehri geiyoruz.
Anlalan sen bouna zaman harcapsn.'

71
YOGABLM

Bu alayc adeler karsnda adam derin derin d


nr ve kendi kendine sorar: 'Esasnda bu ola~anst g-
lerin bana ne faydas var?'
Adam Tann'y bulmak iin evini yeniden terk eder."
O halde bu kudretler neye yararlar? Patanjali, bun-
larn ruhsal tekaml derecelerini kontrol vastas ol-
dugunu syler. Ayrca bir eit yreklendirmedir. Zahit
iyi bir yolda oldugunu bylece anlar. Yreklendirmek,
evet; garanti hayr! Tohumsuz Samadhi'ye ulamadktan
sonra gerilernek mukadderdir.
Raja Yoga marifet iin bilgi deildir, ayrt edici bir-
bilgidir; giderek derinleen ve kesinleen bir tefrik etmeyi
emreder.
"Zamann bir blm ile onun ncesi ve sonras ze-
rinde samyama yaplnca tefrik yetenei kazanlmakta
dr. Tr, zel nitdik ya da mekan yardmyla birbirlerin-
den tefrik edilemeyen eyler, en azndan yukanda zikre-
dilen samyama vastasyla tefrik edilebilmektedirler. z-
grletirici bilgi ayn anda tm nesnelere farkl farkl
grnmler altnda yaylan bu tefrik bilgisidir. Sattva ve
Purua arasnda anlk ynnden bir benzeim salan
dnda kaivalya (bamszlk} zuhur etmektedir.

RUHUN KARANLIK GECES

Ruh artk bilir ki, kendisi olaysal dnyada hi bir


eye, ne monash.pw, ne tannlara bal deildir. Tecridi ve
Kemali izler.
Ruh, Patanjali'nin "Terk'in en stn dereeelisi nite-
liklere varncaya kadar her eyi reddeden Purua'nn do-
al bnyesine ait bilgisinden kaynaklanan terk eklidir."

72
YOGABLM

dedigi eye ular.


Bu hali eelbeden samadhiler'i ayrt etmek gerekir.

DRAKL MURAKABE
(Tabiata Hakimiyeti Hedef Edinir)

1- drakli murakabenin kaba unsurlar hakknda so-


ruyu murakabesi (Vitarka samadhi) vardr. Sorulu ve so-
rusuz olarak ikiye ayrlr,
.Sankya'nn yirmi be tatva'snda iki dizi meditas-
yon konusu vardr: Tabiatn perspektif (genel) olmayan
yirmi drt kategorisi ve tek perspektif Purua.
Dmzdaki fiziksel unsurlar zerinde yaplan me-
ditasyona sorulu (savitarka) meditasyon denir. Sorusuz
olanna da Nivtarka. Yogi, dnda bulunan unsurlara
-eyaya- onlarda bulunan hakikat ve kudretin kendisine
verilmesi iin soru sorar.
"Ses, anlam ve bundan sonu olarak kan bilgi bir-
birlerine karm halde bulunduklan iin, buna sorulu
samadhi denir."
Sorulu meditasyonda. kelimelerden olumu kan-
mdan, anlamdan ve bilgiden sonu olarak ortaya kan
sje ve obje ikilemini muhafaza ederiz.
nce kelime demek olan d vibrasyon vardr; duyu
akmlan tarafndan ieriye tandg zaman bu titreim
anlam kimli~ine kavuur. Bundan sonra da itta'da tepki
olarak bir dalga meydana gelir, buna bilgi denir. Gerekte
bilgi diye adlandrd~mz ey bu unsurun karmn
dan olumaktadr.
"Sorusuz diye adlandrlan samadhi, hafza annd
nld~ ya da sadece medite edilen objenin anlamn ifade


YOGABLM

eden niteliklerden kurtanldg zaman meydana gelmek-


tedir."
Bu objenin artk birbirlerine kanmadg hale biz,
bu obje zerine meditasyon uygulamak suretiyle ula-
nz. Kendimizi bunlardan kurtarabiliriz.

AYlRT ETMEL VE AYlRT ETMESZ SAMADH

2- Meditasyonda bir adm daha ilerlenir. bje olarak


tanmatralar, seyyal konular ele alnr. Onlar zaman ve
mekan iinde tahayyl edelim. Buna ayrt etmeli (Savica-
ra) ismi verilir. Ama bu ince unsurlar zaman ve mekan
dnda dnrsem ayrt etmesiz (nirviei'ira) meditasyon
denir.
"Objelei daha seyyal olan ayrt etmeli ve ayrt etme-
siz konsantrasyonlar bu monash.pw aklanmaktadr."

MUTLULUK SAMADH'S

3- Basamak basamak, yogi fizik ve seyyal unsurlar-


dan monash.pwsyonu i organa, dnen organa
tar. Kendini lurgunluk ve faaliyet olarak zel bir ekil
de ortaya koyar. Mutluluk Samadhi'si bu hale denir.

KLK sAMADH'S

4- Nihayet meditasyonun konusu ruhun kendisi olur.


Yogi btn fiziksel ve seyyalunsurlar terk eder. Sadece
BEN'in Sattva's kalr, dier objelerden elbette ki fark-

74
YOGABLM

ldr.
Bu kiilik (asmita) samadhi'sidir. Vedalar bu yk-
sek hali "bedenden soyunma" olarak ifade ederler.

TOHUMSUZ SAMAI>H

5- "Tm zihni faaliyeti devaml surette durdurmakla


salanan ve de uygulan srasnda itta'nn sadece te-
zahr etmemi izlenimleri zapt ettii bir baka samadhi
daha vardr. n
Bylece, uurun ift tarafl boaltlmasyla, yogi,
muhtevann zenginlemesini psiik dzeyin ykselme-
sini hazrlar: Spiritel tecrit ayn zamanda btn yetkin-
lik ve terketmeler demektir; tam itidal, sabitlik, skunet,
eitli eylerin deiken btn geici zenginiikierin terki.
Raja Yoga, bu durumda, metafizik sularn blnme
hattna ulamak iin psikolojik uurun karmak yan-
larn bulmu olmaktadr.

75
~- c
NC BLM
AKRALAR-PLEKSSLER VE SALGI BEZLER
ARASINDAK LKLER

Yoga almalarnn esas hedefi, insan bnyesinde


uyur halde bulunan kozmik enerjinin, KUNDALN'nin
uyandnlmasdr. Bu ama olmazsa, yoga sadece manevi
bir aratrma yolu olarak kalr. Tantra Yoga'y burada
ayn tutmak gerekir, nk onun amac monash.pwi'ye dog-
rudan etki etmek ve kullanmaktr.
' Nro-vejetatif sistemin yan sra Hindu fizyolojisi
seyyal bir sistemi de srarla ister. Sinir akmlan, grn-
meyen bir kanal (NAD) ebekesinden iletilen PRANA'
nn, hayat gcnn kaba bir grnmnden baka bir ey
deildir.

NAD

Nadi kelimesi sanskrite "hareket" anlamna gelen


nad kknden gelir. Bir elektronun hem yerinin hem de
hznn ayn anda saptanamadg modern fizik dnya-
mzda, hayat gcn nakleden nadi'nin sadece hareket ol-
dugunu bilmek bizi hayrete drrtyor mu?
Hint metafizik okullan bu hareket says zerinde
anlaamazlar. Bu durum saylann sembolik olmasndan
da ileri gelebilir. Butaudi Tantra: nadi; Prapan-
casara Tantra: nadi; iva sarrhita: ; Prau-
paniad: temel nadi'den sz ederler. Bu nadiler a~T<'a
binlerce ikinci derecede kanallara aynlrlar ve sannda
77
YOGABLM

'e ularlar.
Hint okullan bu nadilerin k noktas zerinde .da-
ha fazla anlaamazlar. Vedaclar nadilerin kkenini kal-
be, Anahata akrasna balarlar. Yogiler kanda denen bir
dmden balatrlar; bunun uzunluu ve genilii be
santim kadardr. Bir ku yumurtas eklindedir. Mula-
hadra akrasnn hemen yannda bulunur. Kundalini'nin
Mulahadra akrasna bitiik olduunu hatrlatrz.
Bedende bulunan nemlinadi unlardr: SUSUM-
NA, DA, PNGALA. lk alma bunlar zerinde yaplr.
Susuruna ile kundalini kmldar ve uyanr, akralara
gemeye balar. (Susumna omurgalar boluunda bulunan
byk hayat akmdr.) Prana'nh bu nadiler iinde ini
ve k beeri hayat dzenleyici rol oynar.

SUSUMNA

Temel nadi susumna, serebro-spinal mihverin i


ksmnda, omurilik boyunca yerlemitir. k yeri,
seyyal merkez Muladhara akrasdr; bu akra makatla
cinsel organ arasnda, i ksmda bir yerde bulunur. Yk-
seldii en st akra, altnc akra Ajna'dr, yeri iki kan
arasdr. Omurgalarla glendirtlmi epandem kanaln
dan ykselir, alna ulamak iin kafatasn geer ve a
kaklardan geerek Brahma noktasna ular. Ate ek
lindedir.

SUSUMNA'DA GUNA

Bu nadi, tek merkezli nadi'den olumutur; Var-


ln l tezahrn, guna lemesini temsil eder. Tama'
nn hakim olduu, pasif susumna dnya uurunun rt-
sdr.
Sattva gunasnn hakim olduu Citrini, tabiattaki
ahenk ve n ilkesidir. Ay eklindedir. akralar burada
78
YOGABLM

seyyal d~mler halinde bulunurlar. Bu yzden Brahma-


nadi de denir. Raja guna~nn hakim oldu~u vajra arac
rol oynar. Gne eklindedir.
Susuruna uzun, dar ve kat bir nadi'dir. Alt akray
delerek ykselir. Tantrik metinler onun bir mcevher di-
zisi gibi oldugunu sylerler.
Susuruna nadi'si bazen Ungam (erkek cinsel orgam)
ekli altnda simgelenir. nk yeri kundalini'dedir. Cin-
sel g dorudan kundalini'den gelir. Beeri yaratma gc
ancak Evrensel Yaratma Gc'nden gelir. Yoga'nn btn
endiesi; bu cinsel kuvvetin, tohumun boalmas (ereksi-
yon) srasnda iinde bulunduu seyyal durumda kalmak
ve ykselen prana'ya baglanmak yerine, kendini tket-
mek ve aa~lara inmekten kendini korumaktr.
"Cinsel arzularn snmesiyle ruh en kudretli ba~lar
dan kurtulmu olur." (Yoga Kundalini-Upaniad)
Kundalini gc, beeri verilerde biimlenen ilkel
kuvvet, bu durumda yogilere gre, ne cinsel, ne ilahidir.
Her ikisi de olabilir.

DA ve monash.pw\, POZTF ve NEGATiF

Bu iki nadi, susuruna gibi kk $akrasndan hareket


ederler ve Tepe (ajna) akrasna kadar yukselirler. Her i-
kisi hareketleri esnasnda e~riler izerek, sa~dan sola,
soldan saa kvrlarak, akralarn monash.pw dnerek
-susumnann delerek gemesi yerine- ykselirler.
da soldadr ve negatif manyetik gc, HA'y, Ay'
diili, soluk ve ykc olan temsil eder. Pingala sadadr,
pozitif manyetik gc, TA'y, Gne'i, erili, krmzy, ya-
pcy temsil eder. Pingala zehiri -ktl~-, lm sey-
yalesini ierir.

79
YOGABLM

NCGZ
Baz Hint okullan bu nadi'ye Hint'in kutsal
nehrinin ismini verirler. Susumna, Saravasti'dir; da,
Ganj'dr ve Pingala da Yamuna'dr. nehrin birletikleri
nokta muladhara akrasdt. Drt ark olutuktan sonra
da ve Pingala, ajna'da, altnc akrada son kez olarak su-
sumna ile birleider ve bir dgm olutururlar; buna
Muktatrtveni denir. Tibet'de buna nc gz denir. Sol-
dan gelen da nadi'si sol burunda, sagdan gelen Pingala sag
burunda sona erer.

ooGAL KADSE

(Kadse: Merkr'n iki kanatl ve iki ylan sarl bir


zeytin veya defne denei eklindeki asas.)
Druit rahiplerinin sopalan ile Musa'nn asas, majik
geleneklerin bir ogunda mevcuttur. Satanik ritlerde teke-
nin kvnk boynuzu, kundalini gcnn aa dereceden
bir temsilidir.

Ak Sistem

Kan, sinir ve lenf sistemlerine gre prana sisteminin


fark, ak sistem olmasdr. Prana sisteminin ak olu~
u. seyyal bedenlerle (fizik bedenle de) kozmik prana ara-
snda srekli al verie imkan saglar. O halde insan be-
deninde "giri merkezleri" vardr, buralardan mikrokoz-
mos ile makrokozmos arasnda bir eit iletiim kurulur.
Bu giri merkezlerine ya da seyyal kuvvet merkezlerine,
esas olarak, tekerlek anlamnda olan akralar ya da lo-
ts' iaret eden padmalar denir. Bunlar ayn zamanda
gerek prana aktarc ve dzenleyicileridfrler. Genellikle
ar alrlar. Nefes talimi, oturular ve meditasyonla
kendi uur ve potansiyel gcn uyandran yoginin btn
varlnda derin bir deiim meydana gelir.

80
YOGABLM

KUNDALN

Bu durumda yeni bir eneiji, kundalini faaliyete ge-


iyor.
Evren kendini onunla yanstr. Hint Ahiret bilimin-
de (eskortoloji) on drt loko'dan {alandan). yedi cennet ve
yedi cehennemden sz edilir. akralar yedi cennete kar-
lktr. Ulu Satya (Gerek Brahman) bin yaprakl lots'
te dir.
Tapal da (alev) akralarda sayg grerek oturur. Yedi
cehennem kan, kemik, ya, deri, reme organlan ve ma-
kat'dr
Nadiler okyanusa dklen rmaklara benzerler. Ate
muladhara'da durur, mani purada semaya benzer. susum-
nada imek parlaklma, gbekde de dnyasal ekil
lere Gkler ve seyyal elsimler de hayat nefesiyle ayakta
dururlar.
Purua, isel ahit, kozmik ruha muhataptr.
Kundalini "reklenmi ylan" manasma gelir. Ayn
deyimi ince anlam farleyla brani dilinde de grrz. Liv
yathan. uyanm reklenmi ylan demektir.
Kundalini Ezop'un dili ve Freud'un libidosu olabilir
mi? Btn imkanlara alan bir kapdr kundalini.
Bamszlk, varln en st seviyelerinin faaliyetiy-
le deil, en alt seviyelerinin faaliyetiyle elde ediliyor. Bizi
hayrette brakan durum budur. Yceltmenin, sblimas-
yonun, mant da esasnda budur. Kundalini makat bl-
gesindeki ilk uur merkezlerini uyandnyor: bu da Freud'
un ikinci pregenital safbasma karttr. Omurgalarn en
sonunda bulunan kemie {prk} Latincede, Sacrum de-
nir; acaba bu eski kutsal srlarn bir amsi olmasn? Bu-
rada sz konusu olan son cehennemden ilk cennete ykse-
litir.
Orta seviyeli insanda kundalini kk akrasmda u-

81
YOGABLM

yuklar, ba susuruna kanalna girmitir, buraya "Brah-


ma'nn kaps" denir. Bu insanda meknuz bulunan koz-
mik kudret, ilahi akti (gizli g)'dir. O Anne'dir; Brahrna'
nn ilk grnmdr. Baz tantrik metinlerde kundalini-
nin uykusu srasnda ar vzltsna benzer ses kard;
bazlannda ise kobra tslamas, sl duyulur denmekte-
dir. Bu isel musikiyi dinlemek iin, ses dinleyen Yogi, sa-
dece kulaklarn deil bedeninin btn menfezlerini a-
ar. Evet, bunlarn hepsini biliyoruz.
Kundalini'nin Kelamn kayna olduunu da biliyo-
ruz. Kundalini'den srekli deimelerle szler monash.pw
har11erin sesi onda mevcuttur. te bu yzden Yogi, kunda-
lini'ye ait bir mantrada bu ayn harfleri kullanr.
lk akrada uyurken ald reklenmi ekil ve u-
yand zaman byk nadi iinde saa trman sebebiy-
le, kundalini, btn Hindu metinlerinde bir ylaha benze-
tilmitir.
Yoga Vasista (VIL80,36) 'da kundalini'nin tanm da
vardr: "lahenin oturduu merkez bir su girdab gibi ya da
OM kutsal hecesinin yars gibi daire eklindedir. Bu mer-
kez btn yaratklarn. ilahlarn. cinlerin, hayvan. ba-
lk, ku, bcek vs. 'nin bedeninde mevcuttur. ilah e souk
tan uyumu halde reklenmi bir ylan grntsn-
dediL Srekli hafif bir titreme iindedir. 'Sinir Otu'nun
etli ksm gibi son derece lezzetlidir. Kundalini btn
canl varlklarn hayatn dzenleyen ok byk ulvi bir
kudrete sahiptir. Kzgn bir kobra gibi srekli slk alar.
Az yukanya doru ak durur. Kundalini'ye yapt
ie gre baka isimler de verilir. Kala ismi faaliyeti iin,
Cit'i bilgeliin tezahr olduu iin, Djiva da beeri bir
sentez olduu iin verilir."

82
YOGABLM

LK YAPILACAK NADLER' TEMZLEMEKTR.

e nadller'i temizlemekle balamak gerekir. Temiz


ve saf olan hi bir ey, pis kaba konmaz. Prana gcunn
insan bedeninde kontrol edilmesi bu seyyale ile ynlen-
dirilen faaliyetlerin kontroldr.
Onlarn nefesle antlmasn daha nceden biliyoruz,
meditasyonla boaltlmasn da biliyoruz. Bir bakas da,
atkarma dizisidir.

atkarma ya da Nadiler'in temizlenmesi iin


altnnalar:

I. Dhauti ya da temizleme(ykaroa)

Temizleme drde ayrlr:


a)in temizlenmesi
b)Kk d temizlik
c)Kalbin temizlenmesi
d)Makatn temizlenmesi

a- in Temizlenmesi (Antardhauti)

Drt alnay
gerektirir.
ll Dein
drt nefesle, karn(batm) havayla(prana ile)
doldurulur, mmkn olduu kadar uzun sre tutulurken
zihinde genel bir temizlik imajda canlandrlr. Sonra
nefes kuvvetiice dar braklr.
2) Yogi mide, barsak, ve cinsel organ kaslaryla
uzun sure su alma ve tutma altrmalar yapar. Sonunda
suyu makatndan dar atar.
3) Pranay belkemiinden ieri yollamak Omurlarla
nefes alp verme.
4) Karn, zel merasim hareketleri yaparak -kaki-
nimudra- havayla doldurulur, birbuuk saat tutulur ve
makattan dar atlr.
83
YOGABLM

b- Kk D Temizlik (Dankadhauti)

Di, dil, kulak ve aln ukurlannn temizlenmesidir.


Bunun iin hindular zel olarak hazrlanm ve ok temiz
safran ubuklar kullamrlar.

c- Kalbin Temizlenmesi (Hriddhauti)

Burada balgam ve safrann temizlennesi sz konusu-


dur.
Bir safran ubuu ya da ok temiz bir bez paras ile
grtlan dip ksm gdklanr. Baz yogiler yutmaya ka-
dar giderler. Esas mesele kusma meydana getirmek iin-
dir. Kediler de iierini temizlemek iin ot yerler, bu onlar
kusturur.

d- Makatn Temizlenmesi (Miiladhauti)

Bu temizlik te upana vayu'nun (aa inen pranann)


kullanlmasngerektirir. Makata suyun ve safran ubu-
unun gim1esiyle olur. (Not: Batda lavman. tenkiye denen
usulde barsaklara makattan su verilerek temizlik yap
lr.)

n. Vasti
Bu altrma sulu ve kuru olarak yaplr.
a) Utkatasana:
. Gbee kadar su iine melmek.
2. Dizler zerine oturmak: topuklar yukandadr, ka-
ba etler topuklara dayanr.
3. El ile (avini mudra) makat skmak ve gevetmek.
b) Pasi Motanasana.

84
YOGABLM

Bir nceki altrmann deiik eklidir.


1,2,3 Utkatasana
4. Gbek altndaki karn ksmna yumuak masajlar
yaplr.

m. Neti

Burun ok temiz bir kordonetle, bir taraftan girip


br taraftan kmak suretiyle (burun-geniz yolu, sol ve
sa delikler) temizlenir. Ayn temizlik buruna souk su
ekerek dar atlmas yoluyla da yaplabilir.

monash.pwi

Karn soldan saa, sadan sola evirmek hareketi-


dir.
a) bo olarak
b) suyla dolu olarak
c) havayla dolu olarak
d) bo olarak

V. Trataka

1. Temel meditasyon yapmak.


2. Gz krpmadan, gzlerden ya gelinceye kadar,
kk bir cisme bakmak.
Bu altm1ayla Yogi, divya dristi kazanr; bu "sema-
vi ryet" Tantrika upasana'da sk sk zikredilir.

VI. Kapalabhati

Bu altma bedendeki btn balgam dar atmaya


mahsus bir almadr.
1. Vata krama, terlemek ve nefes almakla (inhalant-
exhalant) yapmak.

85
YOGABLM

2. Suyu burundan ekip a;zdan dar boaltmak.


3. Suyu a;zdan alp burundan dar boaltmak. Bu
alna biraz zordur ama baarmak gerekir.

Hindu Olmayan nsanlar in Uyarlama

II, V ve VI No'lu altrmalar dnda atkarma dizisi-


nin yaplmasn hararetle tavsiye ederim.
Metotlar uyarlanakta daima fayda vardr. Temiz
kordonet ve safran ubu;u yerine kulak-burun-bo;az uz-
manlarnn uygulamalan tercih edilmeli; sterilize pa-
muk, ba;rsaklarn lavnan, isel banyolar gibi. .. a;zn
arka ksmn uyaran do;al kusturucular tercih edilebilir.
Utkatasana ve Pasi Motasana gibi do;al ve faydal usul-
l~r korunabilir, korunmaldr.
Uzun uzun karnda hava ve su tutmaya ve bu do;al
fonksiyonlarn dnne gerek yoktur.
Asanalar bu yzden sevilirler, bedenin ald; eitli
oturu ve biimler. nadiler'i otomatik olarak temizlerler;
Tantrikalar byle diyorlar.

Ama

Nefesalp verme almalar, d basklar, kaslarn


kaslmas, meditasyon, mantralann hedefi, baz nadiler'i
kapatmaya bazlarn anaya alarak, prana akmn
tmyle de;itirmektir.
Normal insandaki prana hareketi ida ve pingala'da
meydana gelir. Btn bu metotlarn amac bu ikisini bo-
altmak, kapatmak ve l hale getirmektir. Bylece b-
tn prana, merkez nadi'den gemek zorunda kalr. Kunda-
lini uyanyor.
Normal prana ak, bu durumda, yolunu de;itirir ve
derinlere sapar. Altrmalar yapay olarak bu "tersine gi-
dii" harekete geirir.

86
YOGABLM

Bu yle parlak seyyal bir ocak meydana getirir ki


btn kaba fizik beden snr.

Dinamik Kundalini

O halde kundalini duraan denge halinden ayr


lyor. Hi bir eyin durduramad dinamik bir kuvvet ha-
line geliyor.
nndeki tek ak yola. Susuruna'ya giriyor; bu a
hane yol onu eitli akralara gtrecektir.
Yogiler bu aamada reklenmi haldeki kundali-
ni'yi nasl harekete getiriyorlar:
Kundalini, iki asal nadi'nin normal d, ve birleik
etkileri nedeniyle, prana ile dolunca, yukarya doru yk-
selir. Saa dner, bir baston gibi sertleir ve ylan gibi ha-
reketlenir. Bedenin teki menfezleri kapalysa beden
prana ile dolar ve maddesel nitelikleri derin bir deiime
urar. (Yoga Vasista. VI,81,)

akralardaki Kundalini

eitli akralardaki kundalini ne yapar? Yogiler


yle sylerler: Kundalini ykseldii lde yukanya do
ru kalkan her yapra deler. Her kuvvet merkezinde bulu-
nan tattvalar' emer, iine alr. Geiinden sonra sadece
enejisi kalr. Birleir. Ahenk kurar. Yeni uur merkezle-
rini uyandnr. Potansiyel gleri harekete geirir. Yk-
selii en kabadan en seyyale dogrudur.
Aa akralar toprak ve su unsurlarna karlktr.
Sonrakiler atee, havaya ve esire karlktr. Kundalini
ters ynde, ilahi tezahrler nizamma balar.
Devalar (Tanrsal gler, ulhiyet) ve aktiler (dii
prensibin ahlanmas, evreni canlandran gizli g) ken-
dilerini saran evrensel byk akm iinde erirler. Madde-
de damk halde bulunan bu seyyal kuvvetlerin erime s-

87
YOGABLM

reci olduka ilgi ekici bir durumdur.


Sanskrite bir hece olan kutsal tohum, Bija, eneji
ykl unsurlarm fizyonuna sebep olur.
Btn bu metinlerden kundalini'nin gelitirici bir
kudret oldugu aka belli olmaktadr. Semaya dogru olan
dn yol:.nu izler ve maddeden kurtulabilenlerin hepsini
kurtulu yoluna sevkeder. Evreni yaratan, koruyan ve y
kan bu kozmik kudretle kabadan seyyale, seyyalden ne-
dense! alana doru derin bir degiiklii meydana getirir.

Kundalini'yi Uyandran Asanalar (Oturular)

Tehlikesi az olan, nadiler'i temizleyen, kundalini'


nin uyann salayanbirka oturu ekli yledir:

VII. Ayaklar Vastasyla Nefes

Ayakta dik durun. Kollan mmkn olduu kadar


-
yukan kaldnnz, ama aba harcamaynz. Srt blgesi
gevek olsun.
2- . Ritmik derin nefes alrken ayak tabanlarmza
konsantre olunuz. Ayaklarnzdan omurgalannza dogru
yerden ykselen ve nadiler'i temizleyen prana'y zihniniz-
de canlandnnz.
3- Nefesi tutarken bu temizleurneyi zihninizde can-
landrnz.
4- Parmaklan arkaya bknz. Byk sempatikte
bir scaklkhissedilir. Ritmik olarak, nefesi veriniz.
5- Ayn almay, "a" sesli harfini mrldanarak
tekrarlaynz.

VTII. Seyyal Temas

- Meditasyon oturuunda oturunuz.


2- Her -iki elinizi sa dibinden balayarak aln, yz,

88
YOGABLM

ve gsnze kadar okarcasna temas ettiriniz.


3- Sol kolunuzu ileriye geveke uzatnz. Sa elinizle
sol elinizin ve kolunuzun srt ksmn, st ksmm hafif
hareketlerle pas yapar gibi outurunuz ve omuzunuza ka-
dar gelerek, kalbiniz civarndaki gs blgenize hafife
temas ederek sa elinizi indiriniz.
1

4- Sa; kolunuzu ileriye geveke uzatnz. Yukarda


ki hareketleri sa kolunuz zerinde uygulayp kalp blge- .
sinde bitiriniz.
5- Her iki elinizle karnnza, aadan yukarya do
ru, kalbinize kadar hafife masaj yapnz.
6- Srtst yere yatnz. Sol bacanz gergin vazi-
yette kaldrnz ve her iki elinizle yukardan aaya, ha-
fife dokunarak-pas yaparak ininiz ve (ayak, bacak, kal-
a ynnde) kalp blgesine dokunarak bitiriniz.
7- Srtst yatmz, yukandaki hareketleri Sa ba-
canz zerinde uygulaynz.
8- Srtst yatnz, hacaklar karna doru ekerek
bknz. Ellerinizi dizlerinizin etrafnda parmaklar
nzla dmleyiniz. Srtnz zerine saa ve sola dnnz.
"Kpeklerin srtlarn kamak iin yerde saa ve sola
dnmeleri gibi. "
9- Srtst yatnz. Bacaklan karnnza doru eki-
niz ve bisiklet sryon11u gibi bacaklannz eviriniz.
Sarvangasana durumu alnz.
ll- En az prana nefesi alarak almay bitiriniz.
Bu komple almalar baka almalar da gerekti-
rir.
Bu seyyal masaj kan deverann dzenlemek iin fev-
kalade faydaldr. Ancak yksek tansiyonlulara tavsiye
edilmez.

IX. Sarvangasana
Sarvang (sarvo,-anga'dan) "Btn Ksmlar" demek-

89
ekil4
YOGABiiMi

tir. Tm bederti ilgilendiren bir durutur. Bu klasik asana


tam bir genlemeyi tek bana getirebilecek durumdadr.
Tiroidi dzene sokar. Kundalini'yi uyandrmaya alan
btn Yogiler iin ok degerli olan omurgaya yumuaklk
salar.
Yksek tansiyonu olanlara tavsiye edilmez.
Teknik : Yere kaln bir yn rt, battaniye seriniz.
Srtst yatnz ve bacaklarnz yavaa kaldrnz. Tam
dikey olacak ekilde bacaklar, kalalar ve gvdeyi yu-
karya gergin bir ekilde kaldrrken, (resimde grld
gibi) dirseklerinizi yere dayaynz ve ellerinizle belinizi
skca tutunuz. Bacaklar mmkn olduu kadar yukanya
dik ekilde kalkmaldr. eneniz ile gsnz kar kar-
ya gelmelidir. Bu duruma "enenin kapan" denir. Bu
oturu yaplrken boyun,. boyun kk ve omurga zemine
tamamen temas etmelidir. Yava yava nefes alnz, d-
ncenizi tiroid bezesi zerinde younlatrnz. Bedeni
dengesiz monash.pw Eer elierin yardmyla, omuz-
lannz yere iyice dayanrsa. beden kolayca hareketsiz ka-
labilir.
Duruu tamamladktan sonra hacaklar ok ar ola-
rak indiriniz.

X. Kutsal AUM Hecesiyle alma

1- Ayakta durunuz. Kollannz ileriye V eklinde u-


monash.pwizi menfi dncelerden boaltnz. Kk
llerde ritmik soluk alp veriniz. (x-4x-2x)
2- Kozmik uuru dnnz.
3- Do, mi, sol tarznda AUM hecesirti terennm edi-
niz.
4- Ritmik Raja Yoga nefesi.
5- Arnma ve dinlenme nefesi.
Bu altrma, korku sknt fke ve neesizlik gibi
menfi hallerden kurtulmak iin zellikle kullanlr.
91
YOGABLM

XI. Parmaklada Manyetik Soluma

1- Ayakta durunuz, kollannz yaniara gergin ve dik


olarak anz. Bileklerden itibaren ellerinizi aaya sal-
landrnz, hareketsiz, rahat ve tamamen gevek olsun.
Parmak ular yere doru bakmaldr.
2- Parmak ularnzla ritmik soluma yapnz. Eliniz
artk bedeninize ait deildir. Prana's en seyyal planlara
doru ekilmektedir. u imaj zihninizde canlandnnz:
Her soluma srasnda Spiritel, manyetik bir akm par-
mak ularnzdan ieri girmektedir.
3- AUM'u tekrar-layarak bu alma deitirilebilir.

XII. Lots'n De~iik Trleri

Padmasana ya da Siddhasana (Lots ve Mrtd oturu-


u)
1- Prana kaybndan saknlmas gereken hallerde,
elleri topuklar zerine koyunuz; ellerin d' yz topuhla-
ra kar olsun, avu ileri yukarya baknaldr.
2- Sol elin orta, yzk ve sere parmak ularn sa
elin orta, yzk ve sere parmak ularna dedirtniz. Ba
ve iaret parma "O" eklinde tutulmaldr. Sa ve sol
ayn durumdadr.
3- Makat kaslarn kasnz.
4- Balmumu ya da pamukla kglaklarnz tkaynz.
5- Ritmik soluma (x-2x-x).

XIII. Bedeni Meydana Getiren Unsurlarn


Temizlenmesi (Buta-udli)

Gerekte erefli beden zerinde bir tr Meditasyon-


dur.
1- meditasyon oturuundan birtyle oturunuz.

92
YOGABLMi

2~ Be ana
unsuru dnnz.
Toprak kokuya, su tad'a, ate gre, hava dokunma-
ya ve esir sese karlktr.
3- Kundalini ykselir ve ikinci akraya-svadhistha
na -doru ekilir.
4- Toprak unsuru su unsurunda erir; su unsuru a-
te'te, ate hava'da. hava esir'de erir. Esir de, en yce kay-
naa ulancaya kadar seyyalleerek emilen en seyyal
cevherler vastasyla sourulmutur.
5- Tanmatralar Ahamkara'da, Alarnkara Mahat'da,
Mahat Prakriti' de kaybolurlar. Bylece btn tekaml
tersine dzenlenir.
Vahdeti vedaclar daha ileri giderek yce Brahman'
a ularlar.
6- Azar azar kli ve saf bir Purua (ruh) ya dnen
pek aydnlk olmayan Purua kendini gsterir.
7-x-4x-2x lsnderitmikiki ya da soluma ya-
pnz.

8~ Ik saan erefli Beden zerinde yeniden d-


n n.

REHBERN -GURUNUN- GZETM

Gurubu almay ve Kundalini'nin tedricen uyan-


drlnasn dikkatle izler. nceleri daima grc duru-
mundadr; rencisinin i aleminde geen olaylan doru
dan alglar.
Dta da bunun belirtileri vardr. Gs ksm sara-
rr:kundalini lotsler'i delip getike. bedenini scak de-
niz yeli sarar.

93
YOGABLM

RAMAKRNA'NIN BE AAMASI

Ramakrina, k almasnda be aama tefrik e-


der:
1- Kouan karncalar
2- Atlayan kurbaalar
3- Boalan ylan
4- Yukandan aaftya, aa{tdan yukarya, dne dne
uan ku.
5- Bir aatan tekine uzun sramalar yapan may-
mun.
Ramakrina'nn tecrbesine gre, kundalini'nin, ila-
hi n
zuhur etmeye balad Anahata akraya k
na kadar kendine konsantre olan insan henz konua
bilir. Kundalini, grtlak merkezine, Sada akraya ula-
nca. Yogi artk Tanr'dan bakasn iitmez, ondan ba
kasyla konumaz. Ardndan skunet gelir.
nc gz, J\jna akrada samadhi, yce ruhi vizyon
meydana gelir.
Yogi'yi henz Mutlak'dan ayran bir perde vardr.
Brahma'ya kartn sanr. Yarmyamalak yledir. Ha-
la drdnc dereceye kadar -daha fazla deil- tekrar ine-
bilir.
Bu noktadan, Aum'un. sonsuz evren senfonisini ku-
caklayan btn sesin iiUldii yedinci plana ulamak
iin, genellikle yimli bir gn gerekir. Her ey sona erer.
Bunun ad Nirvikalpasamadhi'dir. Mucize olmazsa bu hal
yeniden hasl olur.
Sonuna kadar gidilince, bu korkun kmesel akra
tm1an, elbetteki mukadder iniine geecektir.
Zaten, baz derecelerde durulduu zaman tehlike yok
sanlmasn.

94
YOGABLM

monash.pw'yi Uyandrmann teki Yollan:

Tantra teknikleri kundalini'nin uyandnlmasnda


tek ara deildir. Drt baka ara daha vardr ki. bunlar-
dan biri Mantra Yoga'dr.

Geici Uyanma

Bazen omurgalan zedeleyen d bir kaza da kundali-


ni!yi uyandrabilir. Seyyal bir planda titreirken, kunda-
lini fizik olaylardan bsbtn bamsz deildir.
da ve Pingala zerinde meydana gelen bir ok, nor-
mal prana dolamn durdurabilir. Bylece kundalini
Susuruna'dan ykselmeye mecbur kalr.

Dmekten Doan Medyomluk

Birok medyonluun ortaya knda, bu nitelii


tayan kimsenin urad bir kazann verdii sarsnt
sonucu medyomluk zelliklerinin ortaya kt grl-
mtr. Merdiver>.den derek belinden sakat kalan ve
kamburlaan monash.pwe. bir sre sonra, gelecee ait bi-
liler ileri srmeye balam, kat ve el fallarna baka-
rak ok ilgin sonular almt. Burada omurgalarda
meydana gelen bir arzayla sonra oluan medyemluk
arasnda bir iliki olabilir.

Teressa Neumann ve A.C. Emmerich

Bu iki mistik-rahibe kadnda psiik olaylarn or-


taya knasndan nce, srt ve lomber blgelerinde uzun
ve iddetli arlar sk sk grlrd. Neumann, bir yangn
srasnda, su kovas tarken srt omurgasna birden id
detli bir ar saplanyor. Ar dayanlmas imkansz bir
strap veriyor. te bundan sonra btn Avrupa'y sarsan

95
YOGABLM

mistik fenomen1er tezahr etmeye balyor. Tantra Yoga


usulleriyle bu mistik oaylann uyam arasnda grlen
benzerlik ayr ayr eyler deildirler. Ayn fizyolojik ka-
nun, tabiatta oynad rol tabiat stnde de oynamak-
tadr.
Olaylar kanun hkm olarak, istenmese bile ortaya
karlar.

Kundalini'yi Uyandran Drdnc Ara :


Mistik Ak

Yce varlkla birlernek yani Bhakti Yoga, ak yo-


gas, ibadet yogas drdnc aratr.
Krtna'nn u nl szne dikkat edelim: "Bu dnya-
da iki selfunet yolu vardr: Biri bilgiyle yoga, dieri arnelle
yogadr." (Bhagavad Git:1, III, 3)
Dou halk bilgi yolunu semitir. Bat mistikleri de
Tann Ak'm. Elbette Bhakti'yi seen yogiler de vardr.
Her iki ynde de hareket halinde olan metafizik ili
ki, insanln bilinen tarzlarnda etkisini meydana getir-
mektedir.

96
AKRALAR (*)

airralann yerlerini saptamak mmkn deildir.


nk nasl i salg bezleri fizik bedene aitse. akralar da
seyyal bedene - astral bedene- aittir. Onlan ameliyat b
a~ ile terih etmek inkanszdr.
akralar uur merkezleri, pn1na gcnn aktarld~
yer, makro evrenden mikro evrene, insandan kozmosa ge~
i yerleridir.

SAHASRARA PADMA

MULADHARA

(*) Sanskritede; alcra ya da calcra denir. Merkez, dm, tekerlek,


plekss demektir. Baknz akralar (/rsandalci G Merkezleri) Ruh
ve Madde Yaymlan.
97
YOGABLM

akralarn Says

Hatha Yoga, 49 (7 x 7) akra verir. Burada sadece en


nemli yedi tanesini inceleyecegiz. Yogiler de esasen ilk
alt akra zerinde alrlar.
Bu kuvvet merkezleri ta yapraklann evreledii te-
kerlekler (akra) tarznda ifade edilirler. Lots -nilfer-
ieJine (padma) benzetilirler. Duraan halde iein tam
ortas kendine kvrlm yapraklada rtlmtr. Kun-
dalini bu merkezi delince, akralar dorulur, ba havaya
kalkar. Her seferinde bir eneji kazanlr.
izgilerle ifade edildiJi zaman, her merkezde belli
sayda yaprak izilmi ve her yaprak iin sanskrite bir
hece belirlenmitir. Bu hece anlaml bir ya da bir ka ses
ierir. Titreimler akralann erdemlerini ifade ederler.
Rezonans vastasyla titreirler. akralardaki erdemleri
uyandnrlar. Bu akrann mantrasdr.

Blca ve Mantra

Lots'n tam ortasndaki sanskrite bir harf, mant-


ra'nn bica'sn (reymhecesi} temsil eder. Bu temel nok-
tadr. Ta yapraklar zerine yazlan mantra, arnonikieri
oluturur. Ayrca, her ses, bica'ya zg renk ve seyyal e-
nejiye de karlk olmaktadr.

Hayvan Simgeleri

Bica'nn yansra simgesel hayvanlar grlr: Fil,


ko, antilop vb. Bu eski uurd imaj ve ryalardan daha
nce sz etmitik. Fil deJimezlii ve yerin seyyal k:uvvet-
lerini; Ko da Agniyi tayan ve ate ilah olan Rama'y
temsil eder. Her hayvann simgeledii bir objesi vardr.

98 .
YOGABriM

akrann akti'si

Lots'n ortasna ekseriya bir ilah ya da ilahe res-


medilir. akti, her insan bedeninde yerlemi ilahi etki-
dir. (Evreni canlandran gizli g; dii prensibin kiile
mesi.) akti'ye Kralie ya da Anne denir.
Tanr, ilah, Brahma'nn, seyyal tezahrlerinden bi-
ridir ayn zamanda. Bu kuvvetler zerinde yaplan medi-
tasyon onlan besler ve aktiviteyi uyandrr. lahe de uu
ralt bir planda faaliyet gsterir.

MULADHARA AKRA
(Kk akras}

99
YOGABLM

Yeri: Cinsel organlarm gerisinde,makatn zerinde.


Unsur: Toprak (sudan km)
Renk: Altn sans
G. ekli: Kare
Yaprak Says : 4
Plekss: Kuyruk sokumu sinir agL
Salg bezesi: Gonad, husyeler.
Gezegen: Satrn.
Burcu: Oglak
Duyu: Manevi aynn, seme.

Muladhara (mula, kk; adhara, destek) kundalini'


nin bulunduu yer olan monash.pw'sinin kkdr, ba
lang yeridir. "Bu gen saha insan bedeninin hakiki giz.
li merkezidir." Bu akra bireysel seyyal bedeni insana, o-
radan da btn canllar dnyasna balayan kk'dr. Bu-'
ras kendimizde sakladmz soyun bulundugu snrl bir
yerdir.
Muladhara, fizik beden iinde, barsak abzorpsiyo-
nu, boaltma ve dlleme faaliyetine hkmeden sinir mer-
kezlerine karlktr. Hayvanlar aleminde dknn bo-
ald yer ile dllenme organ birbirine ok yakndr ve
ksmen mterek biT organ gibi hareket ederler. Dlleme
fonksiyonu gerekte bir boaltma. dan atma fonksiyo-
nudur. Cinsel elemanlar, erkek ve dii yumurtalar zel
varlduardr ve sanki bedende parazitni gibi yaarlar; ev
sahibi olmalarna ramen yabanc duran kimselere ben-
zerler. Cinsel elemanlar olgunluk devresine ulanca ya-
banclklannn sonucu dar atlrlar .
. Anal safhada ocukluktaki cinselliin nemli teza-
hrlerinin baladn biliyoruz. Gene hatrlatalm ki
psikanaliz, yoga deneylerini ok yakndan izlemektedir.

eklin Alm

Kmz bir lotse benzeyen bu akramn drt yapra



YOGABLM

v:ardr: Bunlar drt mutluluktur.


Yoga mutlulugu (yogananda). Ulvi mutluluk (para-
nanda). Doal mutluluk (sakacananda) ve Kahramanlk
mutluluu (virananda). Saldrgan igdler bu anal safha-
ya aittirler.
Her yaprak zerinde bir harf vardr: Vam, am. sam.
Bica, lam harfidir. Bu lam yeyz ~uvvetinin gcn,
dengeyi, dayana ve skl temsil eden bir fil zerine
oturtulrnutur. Toprak, dnya, daire iine izilmi san
renkli bir kare ile (prithivimandala) simgelenmitir. Se-
kiz gk grlts bu mandalaya balanmlardr.

lkYcelme

akrann merkezi, bir sonbahar yapra gibi, koyu


renkli yansmalarla krmz alevii bir diil gendir. Bu.
. yoni'ye, yani kadn cinsel o:;gan'na burada traipura de-
monash.pw, hava ve kama'y (istei, hrs) ierir. Cinsel ar-
zunun yeridir. Orada erkek cinsel organ linga {veya lin-
gam) vardr; ivalinga. O siyah akikdir ve de refulmann
arln temsil ecl,er. Benares ehriyle simgelenen
Brahmanm yaratc gcdr. Unga'nn alt tarafndaki
?kla Brahman'n kaps denir. Bir elmas kitlesi gibi
kl ve kendisi zerine kere dolanm, Prakriti'nin
(ezeli maddenin) ve tm evrenin ifadesi, prltl dans
kadn, kundalini bu akrada oturur ve Brahman'n
kapsm aar.
Muladhara'mn kralieleri, Yaradann kars Savit-
ri ile, yogiye akrann gizli kuvvetler-ini ifa eden "eik
bekisi" drt elli kzl Dakini'dir.

o
Ha benula
Hipotalamus
Epifiz
Hipo fiZ
N. dorsal X
ah darnar sinira
N. sensitif X

st servikal
ganglion
Tiroid
Yldzbiimli
ganglion
Paratifoid

Tims

Pankreas

sinira

Bbrek st

Sinira

Yumurtalklar

salg bezlerinin inervasyon dzeneklerinin topluca gsterilmesi


(Laruelle'e gre)
Sinir merkezlerinden salg bezlerine direk
dalm ta~an lifler
-- - Paravertebral dan (omurgalardan) salg bezle-
rine giden lifler
Paravseral'dan (barsaklardan) salg bezle-
rine giden lifler
Belkemii ganglionlarna salg bezlerinden
giden duyarl llfler
Kozalaks Bez
Yaprakllotus
Ruhun penceresi
Sahasrara Padma

Hipofiz
Adjna akra

Tiroid
Sada Lotusu

Timus
Hrid Lotusu

Pankreas ve
Langerhans adalar
Manipura Lotusu

Svadhistaa Lotusu

Cinsel Bezler
Kutsal Plekss
Muladhara Lotusu

Bczlerin lotuslar ya da akralar ile olan ilikileri


YOGABLM

XIV. Gonadlann Fizyolojik stnlklerine Ulamak


ve MuJadhara'yi Gelitirmek in Oturu-Duru

1-Ritmik soluma (x-4x-2x).


2-Dizleriniz zerine geliniz.
3-Topuklanruza oturunuz.
4- Topuklarnz zerinde otururken banz, gvde-
nizi ne e;iniz ve el ve n kollannz avulannz yere ge-
lecek ekilde, yere dz olarak koyunuz. n kollannz da-
yanak vazifesi grsn.
5-Duruta mmkn olduu kadar monash.pw muladha-
ra akray dnnz.
Gonadlar yaratc bezelerdir. Ebedi genli;i, canl
l;n, sonsuz hayatiyetn srrn tarlar. ki ilevi var-
dr:
al reme,
b} Bedensel yaplanma. Yogi cinsel deiimle kendi
bedenine dirilik, gzellik ve cazibe salar. Kendine ondan
snnaya layk bir mabet yapar.

XV. Muladhara akramn Spirltel Gereklemesi


iinOtun

_.zihninizi temizleyiniz; btn olumsuz dnceleri


kovun uz.
2-Btn tabiat, tm insanlarveTann iin byk sev-
gi denizine dalnz.
3-Diz knz ve topuklannzn zerine oturunuz, el-
lerinizi bacaklannzn zerine avulannz aarak koyu-
nuz. Drt parma;nz bitiik, ba parmanz ak dur-
mal. Baklarnz iki kanz arasna olsun. Gzler ken-
diliinden alar.
4- x-4xx dzeninde agr ve derin soluyunuz.
murgalann altn dnnz, yani muladhara

YOGABLM

akradaki kundalini'yi. Zihinsel imaj yaratarak ytksel-


di~ini hissediniz, omurun giderek saf bir gzellik objesi
olmak iin alan gl gibi ald~n grnz. O zaman be-
den dikilir, omurgalar meditasyon oturuundaki gibi dik-
leir.
Bu oturu eksiksiz ekilde uyguland~ takdirde, b-
tn hastalklara bagklk kazanlr, bilgelik gelir, akti
. {gizil g) uyarur, yogi kendi dnda oluan olaylar ze-
rinde byk bir haltirniyete sahip olur.
Muladhara zerinde yaplan meditasyon, hrriyetin
kapsdr, manevi alemiere alan kapdr.

monash.pw AKRA
(Karnalt akras)


YOGA monash.pw

Yer: Cinsel organlarn yan


Unsur : Su (ateten km).
Renk : Soluk mavi
G. ekli : Hilal
Yaprak Says : 6
Pleksi.}s: Prostat sinir a
Salg bezi : Bbrekst bezi, srrenal
Gezegen : Jpiter
BUICU:Yay
9. duyu : Telepati ve durugr

eklin Anlam

Svadhistana akra "kremal pastalar gibi" alt yap-


rakl ve t:.runcu-krmz renkli tohuma sahiptir. Her yap-
rakta harfler (kast) vardr: Bam, bham, yam, ram, lam
Merkezde ise vam bicas (tohumu) yer alr.
Bu alt ta yaprakta da vrittiler bulunur (burada:
Eilimler, ynelmeler, h8Jler) Bunlar: nangalk, gven-
sizlik, horgnne,_ hayal krkl (boa krek ekmek),
yamaclk gds ve gaddarlktr.

kinci Ycelme

Varuna (su unsuruna hakim Gk Tanrs) blgesin-


deki akrann i ksmnda, bu seyyal unsur, soluk hilal
eklinde ifade edilmi veya simgelenmitir. Vam bica's ve
Varuna beyaz bir makara zerindedir. Makara, timsah
yada deniz canavarn andran efsanevi bir hayvandr.
Makara insandaki aa amura, ilikteki ruhsalla, u
uraltna itilmi ihtiraslara hakim olmay simgeler. M
sr deltasna karlktr.
Tohum zannn yarm dairesindeki lah Vinu (ya da
Hari) dur. Beden koyu mavidir. Drt kolludur. Arac Garu-
da'ya otunnutur. ikincil ilaheler Mahalaksma ve Sara-


YOGA BLM.

vasti'dir. Bu akrann anas Rakini akti'dir. O da mavi


renklidir. Onun da drt kolu vardr. fkeli bir halde gz-
kr. gznn de krmzdr. Burun deliklerinden
birinden bol bol kan akar. ltirasl enejidir.

SaJgBezi

Bbrekst kapsller iki tanedir. Karn bolu~unda


ve bbreklere yakn konumdadr. Bbrekst kapslleri
(Srrenal) mide ve ba~rsaklara kan akm dzenler. Ka-
raci~er ekerini hertaraf eder. Kan, kas ii kan sistemle-
- rine gnderir.
Bbrekst bezleri adrenalin maddesini salglar. Bu
bezeler iyi alt~ srece deri ltl, salar yumuak,
parlak, gz bebekleri iri. karaci~er ve dalak kktr.
Sempatik sistem tarafndan iner ve edilen btn alanlar-
da genel bir tonus art vardr. Enfeksiyonlara kar di-
rencimizi artrr, basur olmamz nler.
Bbrekst bezleri, bedenimizden e vakit zel bir
aba istesek, bize ilave zaman yaratr. Atletlerin, rekor
amatrlerinin ve ok alanlarn "ar yorulmalar"na
imkan verir.
Kortikal salglama, eviklik ve cesareti uyanr, kor-
kudan uzaklatmrak saldrganlk yaratr.
Btn yorgunluklar, bbrekst bezesine bir S.O.S i-
areti vermek demektir. iareti alan beze derhal bol mik-
tarda adrenalin retme~e balar. Bir eit eneji deposu
gibidirler. Beden makinesinin ikAyetleri ycirgunluklar-
dr.
Kskanlk, fke, korku, endie ve sknt bin he-
yecan halleri adrenalin salgsm artnr. Heyecan halle-
rini meydana getiren konu gerek ya da hayali olabilir.
Yerdeki bir dal parasnn, ya da kvnlm bir ipin ylan
sanlmas ola~andr. Bbrekst kapsller sadece ve sa-
dece zihinle ba~lant halindedir. Sadece onu sayar. Yok


YOGABLM

yere heyecanlanan bir insan, kendi hayat enejisini tke-


tir. Bu kendi adrenalini bo yere kullanmak demektir.
Gerekten elzem oldugu zaman, ikayetlere pek cevap ve-
rilemez ..

XVI. Bbrekst Bezlerinin Fiziksel Avantajiarna


Ulama ve Svadhistana akray Gelitirme
oturuari

1-Temizleyici soluma yaplr. Btn heyecanlar sn-


drlr.
2-Yere oturunuz. Sa bacanz nnze boylu bo-
yuna uzatnz. sol bacagnz katlaynz, yle ki, topuu
nuz makatnza degecek kadar diziniz bklmelidir. Her
iki eliniz sa dizinizin zerinde olmaldr. Baklannz
burun kknze yneltiniz.
3-Ritmik derin soluk alnz. Nefesi derincetutunuz ve
acele etmeden yava yava dar salnz: l x-4x-2x.
4-Tam bir skunet hasl oluncaya kadar, solumaru-
zlll geni ritmi iinde, do-mi-sol-do-mi notalan zerinde
ark syleyiniz.
Heyacanlar kontrol etmek gereklidir. Heyecansal
kuvvetin yerini deitirmek lazmdr. Onu ne ortadan
kaldrmal ne de bastrmaldr. Yogilere gre bu, cehen-
nem ateine dmek gibidir.
radenin tedbirsizce artrlmas iddetli bir tepki u-
yandrabilir. Her baarszlk bir gerileme, her baar bir
ilerlemedir. abuk komak bizi amatan uzaklatrr.
XVII. Kannalt akrasnn Spiritel
Gereklemesi in Oturu

I'- .Lots oturuu, ama kollar aprazlama olarak du-


racak. Sa el avu ii yukarya bakar durumda sol diz
marsalnn zerine konacak; sol el de ayn ekilde sa diz
mafsal zerine konacak.


YOGABLM

2-Nasagra dristi.
3-Dilinizi diierin i ve st ksm ile damak ara-
sndaki yere yaptrnz. Ba hafife arkaya ve g~s de
ne do~ru egilmeli.
4-Ci~erlerin alabilecegi kadar ok havay yava ya-
va burundan ieriye ekiniz. Seilmi zamann yans
kadar nefesinizi tutunuz. l: 2x-x-2x'dir.
5-Tekdze, srekli ve sakin ekilde burnunuzdan ne-
fesi veriniz.
6-Bu akray dnnz.
Karmalt aknis zerinde dnmek, yoginin en b-
yk dmanlan olan ihtiras ve bencilliklere hakim ol-
manz saglar.

MANPURA AKRA
(Gbek akras)


YOGABLM

Yer: Gbein st
Unsur: Ate (havadan gelen)
Renk: Krmz
G. ekli: gen
Yaprak Says: 10
Plekss: Gne
Salg Bezi: Langerhans adacklan
Gezegen: Merih
Burcu: Ko
8 Duyu: bnce intikali ve seyyal planlara: etki.

Manipura: Mani, mcevher ve piir, ate'ten gelir. A-


te enejisinin
merkezi olduundan byle denir. Bu yz-
den bir mcevher gibi parlar. Bu yorum Gotamiya Tantra'
nndr.
Baka bir metine gre manipura: Pura(bezeli, ssl)
ve mani {mcevher) den gelir. Samaya tapncasnda devi
mcevherin ssdr.

eklin Anlam

Bu altn
lotsn bulut rengi on yapra vardr.
simleri yledir:Dam, dliam, nam, tam, tham, dam,
dham, nam, gam, pham. Ve burada balca gnahlan tem-
sil eden on vritti, dnce titreimleri: Utan, kaypaklk,
kskanlk, ehvetilik, tembellik. aptallk, cahillik,
korku, keder, nefret-ikrah' temsil eder.
Tohumda ate bica's, Ram ve atein sahibi Agni'yi
simgeleyen gne (mandalas) gibi kpkrmz bir gen
bulunur. genin her kesinde bir svastika vardr. (*}
Merkezde drt elli krmz Agni, bahar'da gnein gcn
temsil eden bir ko zerine oturmu durumdadr.
Onun nnde. bu akrann tanrs Rudra ve aktisi
(*) Svasiika: Svastika'y (Hint hau) nazilerin gamal ha Suvastika
ile kantrmamak gerekir. engelti ular zt ynde hareket eder.

no
YOGABLM

Bhadra-Kali vardr. Rudra, vermiyon krmzs renginde-


dir. Yaldr; bedeni, hindu zahitler tarznda kllerle r-
tlmtr. gz, iki eli vardr. Elin birisiyle kutsar ve
istidatlan ayarlar. Dieriyle de korkuyu defeder.
Manipura'nn ikinci kraliesi, Lakini, evrensel iyi-
lik yap~dr. Rengi koyu krmzdr. Elbise ve taklan
san renktedir. Ate'in Sahipleri'ni temsil eden simgeleri
tayan drt kolu vardr. htiraslannn delisidir. Baz
metinlerde yle yazar; "Hayvanlarn etini sever ve gs
kan ve azndan damla damla szan yala kapldr."
akraya bal aktiler'in tipik bir simgelenii. Daha
nce de ifade ettiim gibi her ilahe lots'n yerel enejisi
ni temsil eder.
Atein merkezi olan manipura hazn dzenler. Ger-
ekten, bu seyyal ate besinleri yakar ve onlar kimyasal
bir yanma iinde deiime uratr. Bundan dolay Lakini
"kan ve yala rtldr" denmitir.
Bu akrann stnde kalan ksm gnein (sya'nn)
sahasdr.
"Gne plekss (sinir a~N ay blgesine den z su-
yunu (nektan) ier". ( *) Nektar pek aydnlk de;il kavram
olarak. Ay blgesinin de;iimiyle elde edilen z, gne
plekssne boalr.
(Ay blgesi, uuralt tutkularn kaynat glge. ko-
nisidir.) Biz zaten gne plekssnn, prana enejisinin
en byk birikim yeri odu;unu biliyoruz.

XVIII. Langerhans Adacklarnn yi almasn


Salayaclve Manipura akray Gelitirici Oturu

Langerhans adacklan gne plekss blgesinde bu-


lunur. Pankreasa ba;ldrlar. Bunlarn i salgis sindi ..
rimde nemli bir rol oynar. Bu enslindir. Karaci;er bede-
{*) Mahanirvana Tartra: Bu gne ve ay kanm Magna Materin tem
sillerinde bulunur.
lll
YOGABLM

ni stan balca organlardan biridir. eker burada yanc


hale geer. Yedek durumda olunca eker glikojen halinde
bulunur. Serbest kalnca kan ekerine dnr. Enslii
yetersizlii halinde beden ekeri yedekte tutamaz, eneji
haline dntrr. Diabet'te durum byledir. Kukular,
dalgnlklar ve lez~ yemekler bunun balca sebepleridir.
Buna mptela olanlarda yedek eneji hi kalmamtr.
Salg bezlerinin karlkl etkileri bu durumu a-
rlatnr. Enslinin yokluu adrenalin yetersizliine se-
bep olur, yle ki yanabilir ihtiyat eker kana karmaz.
Kilidin anahtann kaybettiniz demektir. Kolayca yorulur
ve cesaretinizi yitirirsiniz. Ardndan sinirlilik, alama,
hi yoktan sklmak ve hayattan zevk almamak ortaya
kar.
Hindular iin bunlar balca gnahlardr.
ekere iyi gelen duru yledir:
1- Yere boylu boyuna uzannz; monash.pw kollar yerde.
2- Dizierinizden itibaren bacaklarnz bkerek elle-
rinizle ayaklarnz tutunuz.
3- 2x-x-2x tarznda ritmik nefes alp veriniz.
4- Langerhans adacklar, pankreas, sindirim siste-
mi, gne plekss ve manipura akra zerinde meditas-
yon yapnz.

XIX Bu akra he Spiritel Gerekletirme

1- Bacaklarnz
ne uzatarak yere oturunuz.
2- Banziki elinizin arasna alnz ve 2x-x-2x
tarzndaki ritmik soluroayla srtnz ne e~iniz.
3- Banz dizlerinizin arasna koyunuz ve nce bir
x'lik nefes tutup sonra 2x'le nefesi veriniz.
4- Sonra kundalini'nin lots deldiini, on yapra
nn yukanya dikildiini tahayyl ederek manipura akra
zerinde meditasyon yapnz.
5- Ritmik soluma (x-4x-2x).


YOGA BLM

6- Bu akrann on gnalma zt erdemler zerinde


meditasyon yapnz.
Manipura'mn geliimi ifa vermek, buznden ne'e
ye gemek, fizyolojik itihalara (alk, susuzluk ve uyku)
hakim olmak, kalan yiyeceklerle degil, ama pranaya ait
unsurlan dogtudan alarak beslenrnek kudretini sagar.
Bu akra zerindeki meditasyon "seyyal unsurlara
hakimiyet yoluyla, dnyalar yaratmaya ve ykmaya" izin
verir. .

ANAHATA AKRA (Kalp Blgesindeki akra)

Yer: Kalbin st ksm


Unsur: Hava (esirden
gelen)
Renk: Alev krmzs
G. ekil: Altgen, alt
keli yldz.
Yaprak Says: 12
Plekss: Kalp sinir a~
Salg bezi: Timus
(Tiymus)
Gezegen: Gne
Bur: Aslan
5. Duyu: Dokunmak

Kundalini .vastasyla uyandnln olan bu drdn-


c merkezin ad Anahata akra'dr, nk yog "monash.pw
iinden dolan sesi". hayat sesini orada iitebillr. Bu ak
ra bedene bagl ruh'un Djivitm~nn. yeridir; "hi kprda
madan, limba iindeki ince uzun alev gibi duran bir aleve
benzer. Her monash.pw hayat alevini simgeler."

YOGABLM

eklin Anlam

Bu, on iki yaprakl krmz Lots'tr.


simleri unlardr: Kam, kham, gam, gham, ngam,
cam, cham, djam, djham, nyam, tam, tham, ve on iki vrit-
ti: mit. endie-sknt, aba, ballk haline gelen ben
duygusu. riyakarlk, soukluk, benlik gururu, seme, ta-
mahkarlk ikiyzllk, kararszlk ve pimanlk.
Lotlis'n ortasnda, altgen, altkeli yldz koyu
kuruni renktedir. Bu vayu mandalas. havadr. Merkez-
deki vam bicas (tohumu). abukluk simgesi seyyal hava
unsurunun arac siyah bir antilop zerine oturmutur.
Bu akrann ilah byk vara'dr. lk akrann
hakimi o'dur. Soluk altn renklidir.
lahe Bhuvanevari onunla imparatorluu paylar.
vara'nn gzdesidir, ilahi tezalrn iki grnmn de-
rinden birletiren ak' simgeleyen zevce akti'dir. Altn
renklidir. nsan kemiklerinden bir kolye tar. gz,
drt eli vardr: Taktis eder: korkuyu defeder: insan arzu-
lara balayan ipin dmn zer; iine kurtulu iksiri
akan kupay sallar. Daima kldr, nk tanrnn ver-
dii ak arabn, nektarn imitir.
Nedir bu arap? Ak arab m?

nc Ycelme

En nemli ve en g olan y-celmeye geldik. Kalbin


herhangi bir kesinde tesadfen meydana gelmi. Kunda-
lini'nin ykselii sayesinde, en alttaki iki merkezin kaba
arzulann byk bir zahmetle deitirdim. Psikanalistle-.
rin "anal" ismini verdikleri, ocuklardaki ilk "libido" saf-
hasnn karsnda yzm kzarmad.
Freud gibi, yoga da onu Muladhara'nn altn, ya da
kundalini'nin mcevheri olarak yeniden bulur. Aptalca o-
nu reddetmedim. uuraltmda aratrmaya giritim ve

'
YOGABLM

onu ycelttim. Bu yeterli degildi. Svadistara akra dze-


yinde hissedilen cinsel arzunun, birka neesiz ve baa
nsz macera iinde kaybolup gitmesine engel oldum, fa-
kat gene yeterli deildi. Manipurada kamunn davetini,
'kibiri, atei ap getim.
imdi sevmeyi. bencillik yapmadan, duyulan aa
rak sevmeyi biliyorum. Bu da yeterli degildir. Topran en
saptnc tesirlerini yaadm. Bu en asil ak ycelttim ve
mistik birlemeye hazr hale geldim. ince seyyal madde-
den oluan uur maddesinin en ziyade pariayaca yer A-
nahata akrasdr.
Bu lotsn alt keli iaretine yakndan bakalm.
Ters iki gen alt keli yldz meydana getiriyor. Bu .tri-
kona ( beden)dir ahane bir linga'ya sahiptir. Bu altn
kle, Narayama (Vinu, evrensel ruh) ya da Hiranyaghar-
ba (dnya yaratcs)dr. st ksmnda bir yann ay'n g-
zktg kk bir yank bulunur. Bu yank, ha ve nokta
biiminde grnerek, Trikona akti de denen Laksimi
akti'yi tar. Linga'mn ilahi iva, kuvvetli bir cinsel ar-
zuyu canlandrr.
Bu noktada btn meditasyonlar cinsel ene:rjiler -
zerine ynelmelidir.
Btn yceitme sisteminde .dnen i bundan ibaret-
tir.

Ananda Kanda (Kalp Merkezi)

Eer gerekse. Hindular bu noktaya ulatklar za-


man yolun ikiye ayrlma gereini bulurlar.
Kundalini'ye ulamadan nce kapal duran on iki
yaprakl Anahata akra ile, yapraklan yukarya dikil-
mi sekiz yaprakl asl kalp akrasm birbirine kar
trmamak gerekir. Mahanirvana Tantra buna Ananda
kanda der ve ikinci derecede akra olarak ele alr. Gerek-
ten de kundalini akmnn dnda kalr.


YOGABLM

Burada farkl iki ruh katagorisine mahsus iki yol


vardr:Gnahkar ve orta derecede nevrozlu iin kundalini
yceltmesi yolu ile; eylemde szde ve d,ncede saf, yani
bakir. maddenin ivasyla henz hi temasa gememi
olan kimse iin kalp ynnde hareket etme yolu. Bunun i-
in tanrsal kayra (lahi ve Ruhsal Yardmlar) gerekir.
Tabtat st kayra olmazsa menziller ortadan kalkmaz-
ar.
Uyanmak iin ilk akradan gemeye hi gerek
yoktur. Bhakti'yi (Ak'la Tannya kavumay salayan
yol) uygulamak yeterli olacaktr. Kukusuz Ananda kan-
da-kalp' merkezi- hristiyan ve islam mistisizminin ok
iyi tand, bir akra (latife)dir. Ak yoluyla harekete
geer. O halde Bhakti, klasik tekniklerin hem en kolay.
hem de en zorudur, tpk, serbest nazm ile aruz vezni gibi.
te bu yzden Ananda Kanda'nn uyan hem zor hem
kolay olmaktadr.

Ananda Kanda'nn ekli Anlam

Bu akra krmz renktedir. ekline gelince: Alev-


lerle evrili kpkrmz bir kalp imaj, mistilderin ou
ryetlerinde grlmtr. Geleneksel bir mistik simgeci-
liktir. Henz tezahr etmemi seyyal plan realitelerine
karlk olarak oluan nc ekillerdir.
Ananda Kanda'rin teki Lotsler gibi ne deva's ne de
zel akti'si vardr. Her Ak kendi ilahna balanr.

XX. Timus'un yi almas ve Anahata


akranm Uyanmas in Oturu

arasnda bulunur. Olgunlama


Timus, tiroid ile kalp
y yavalatr ve ekseriya kahillikte yok olur. Timus saye-
sinde uzun sre masuniyet iinde iinde kalrz. ocuk-
luk bezesidir.

YOGABLM

Zihinsel enejinin da~tm ile fiziksel ve zihinsel


uyum sa~lamaya kumanda eder.
Yogi, kurtulu yolunun Umusu yozlatran kimselere
kapal oldu~una inanr. Hindu deyimiyle bu ocuklar gibi
olmak gerektir. anlamna gelir.
- Bacaklar padmasana'daki gibi birbiri stne geti-
rilir, ama uyluklar biraz ayrk tutulur.
2- Ba ve gvde ne e~iktir. Aln yere de~erken, kollar
yanlarda, dirsekler yksek, n kollar alak ve eller dz
vaziyette, avu iiert dizierin stnde olmal, yle lti her
n kol, her iki yanda bir eit gen eklini almaldr.
3- Ritmik soluma (x-4x-2x).
4- Timus zerinde meditasyon.
5- Kalbin tertemiz oldu~unu kuvvetle zihninizde can-
landnnz. Geri, menfi ve_ kt dncelert zihninizden
kovunuz.
6- Sevgi ve merhamet zerinde dnnz.

XXI. Anahata akra Vastasyla Spirltel


Gerekleme in oturu

1- XX'deki Oturu eklini alnz.


2- Ritmik soluma (x-4x-2x}.
3- Kalbin saflat~n apak ekilde grdkten son-
ra, nefesinizi, bu akrann bulundu~u blgeye do~ru gn-
dertniz ve her yapra~ birer birer aan, dikilen lots ie-
~ini zihnen canlandrnz.
4- Merhamet zerinde meditasyon.
5- Btn yaratklan sevd~ine, sevgisinin yaratlm
olan her eyi kapsad~na emin olmadan banz yerden
kaldrmaynz,
6- Kalp iyice temizlenince, ite o zaman padmasana
daki gibi gvde do~rultulur. Ba hafife yukan kaldrlr
ve iki ka arasna baklr.
7- Kollar yukanya kalkarken, testi kulpu eklinde

YOGABLM

tutulur. Sonra srt blgesinde parmak ular temas edecek


ekilde ellerinizi birletiriniz.
Her eldeki ba ve iaret parmag birbirine dokunnal
ve bir daire oluturmaldr.
8- Ritmik solunum: x-4x-2x
9- Bilinmeyen derin bir sevincin btn varlg kap-
lad hissedilmelidir. Tani- ve insanlara kar duyulan
sevgiye balanmaldr."Sevmek ve gvenmek" bu akra
nn parolasdr.
Bu oturu insana emin yollar aar, durugry, duru-
iitiyi ortaya karr ve zaman iinde gidii ve gelii sag-
lar.
Anahata zerine yapla; meditasyon, ses ve, sz'e ha-
kimiyeti kazandrr. Srl ufuklar alr. Olular menzil
menzil geilir.
Kalp akrasnn uyanyla elde edilen kudretler
oktur. Btn mevcudatn kontrol mmkndr. baka
lannn bedenleri iine girilebilir ve onlarn yerine be
denleri canl tutulabilir. Grnmez olmak, havada u-
mak, suda yrmek, havaya ykselrnek mmkndr.

VCUnDA AKRASI
(Grtlak Merkezi)

Yer: Grtlagn alt ksmnda bulunur.


Unsur: Esir.
Renk: Beyaz
G. ekli: Daite
Yaprak Says: 16
Pelekss; Larenks, Grllak
Salgbezi: Tiroid
Gezegen: Vens
Bur: Terazi
7. Duyu: Sezgi
llS
YOGABiiM

Vicudda, byk ve y6tltin demel,ctir. Zira bu akra i-


va'y,belli bal ilahi simge olan Hamsal'n ryetiyle te-
mizler. (*) Kelam ilahesinin oturdugu yerdir ayn zaman-
da.

eklin Anlam

Bu lots'n rengi dumanl ate rengindedir. Yaprak-


larnn zerinde u harfler vardr. Am. am, im, im, um,
Um., rim, rim, rim, rim, em, aim, om, ofun, am, ah. lk
yedi yapraktayedi nota yazldr. Sekizinci yaprakta ze-
hir, dokuzdan on bee kadar hm, phat, vosat, vasat,
svadha, svaha, hamal bicalan On altnc nektar
(amrita)dr.

(*) Ham: Nefes venne; sah: Nfifes alma. Hamsah, d alemele tezalr e-
den ve sonra "kendine dnen" Brahma'nu nejesidir. Cnana-Yoga'
nn evolsyonu (ykselii} ve envolsyonu (alal} dur. Beyaz bir
kuu ile temsil edilir.


YOGABLM

Tersine gen

Tohum zanndaki tersine gen ('\7) beyaz effaf ve


prltlbir dairenin, akaamandala'nn iine yazlm
tr. Buras dolunay ve esir (akaa) blgesidir.
Beyaz ham bicas da akaa gibi beyaz fi1 stnde, be-
yazlar giyinmi halde oturur.

nc Ycelmeden Sonra
Rnsalk (Arddhan4rivara)

Bu akrann ilah, hnsa (iki cinsiyetli) eklinde i-


va (sadaiva}'dr.
Sol tarafnn altn yaldzl rengi eril, sag tarafnn
beyaz rengi diildir. Bu, bat ezoterizmindeki simyasal
hnsay ifade eder. akradan akraya atadka bilgller
genileyip yaylr. nc ycelmeden sonra artk cinsel-
likten eser kalmaz.
Mistik ak snr tanmaz. te bunun i~n bu aama
da yaratc ilah hnsadr.
iva burada be yzl, gzl, on koliudur ve kap-
lan postuna brnmtr. Ellerinden biri ak dgm
(paa) tutar; teki elinde fil kancas vardr. Diger kolla-
nyla kutsama yapar, korkuyu kovar.
Onun yanndaki akini aktis'idir, kendinden k
ldr. Ay lkesinde hkm srer. Bu kk inisiyasyona
kardr. Beyaz akini san renkte giyinir. Drt elinde yay,
ok, ak dgm ve f1 kancas tutar.
Bu simgelerin anlam nedir? Farkl yorumlan var-
dr. Ak dgm arzuyu bogmay, fil kancas fkeyi yok et-
meyi simgeler.

Son Ycelme
Bu tantrik metinlerin tmnden kan sonu, aki-


YOGABLM

ni'nin, Byk Kurtulu'tan nceki en son ycelme ve duy-


gusal deiimi temsil etmesidir. Grtlak akras, gerek-
ten. saf ve hkm altna alnm duyularasahip bir kim-
se iin selamet kapsdr.

ikincil akralar
Laiana: ve Kala

Lots'n stnde, daman altnda gizli bir akra, La-


lana bulunur; baz tantralarda, paratiroidlere, ontagonist .
bezelere karn kalaakra vardr.
On krmz yaprakldr ve u vrittiler'i tarlar: G-
ven. kvan, yanlg duygusu, kendine hakimiyet, dostlar
veeler arasnda olan trden bir fke, genler ve zayflar
da grlen ballk ve duygulanm, hzn-sknt, keder,
saflk. ilgisizlik, saldrganlk, itah ve arzu,

Tirold

Tirold grtlan altnda, servikal blgede bulunur.


Trakenin iki yanna Iablar halinde yerlemi ve baz tr-
lerinde, az ok gelimi mutavasst bir kitle ile birleik
durumdadr.
An bymesi guatr' meydana getirir. Balca kul-
lanm enerjiyle ilgilidir.
Tiroid salgsnn genel beslenmeye yapt etki -
nemlidir, hi bir organ bu bezenin kesilip alnmas ya da
dumura uramas (krelmesi) karsnda duyarsz kala-
maz. Tiroid salgs cinsel organlarn gelimesine etki e-
der. Karaciere etki ederek karbonhidratlan. bbrek st
bezesine -srrenal- etki ederek adrenalini harekete gei-
rir. Balgama olan etkisi de gelimeyi ayarlar.
Tiroid salgs. drganiZmann dorudan etkisinin d
nda, isalg bezlerinin auna genellikle etkide bulunur.
Btn i salg bezleri asl fonksiyonlan dnda bir-


YOGABLM

birleriyle etki ve tepki tarznda ilikilidirler.


Tiroid salgs tiroksin adnda bir iyod terkibidir. Ti-
roksin bedendeki hcrelerin yanma ve yaplanmas ze-
rinde dogrudan bir etkiye sahiptir. Tiroksin'e ne kadar sa-
hipsek o tadar hzl hareket ederiz. Ortama uyum sala
ma, duyarllk, hzl hareket, eylem ve dncede srat,
bunlarn hepsi tiraksine baldr. Tiroidin bymesi in-
sann saln bozar, deri kurur. salar kalnlar. sert-
leir, seyrekleir, kabarr, beden yumuar, s duer, bu-
run yayvanlar, eller byr, ayaklar geniler ve ktleir,
zihinsel defisiansa sebep olur.
Geri zekal ocuklar hipotiroid ocuklardr.
yi alt takdirde, btn toksin ve zehiriere kar
tam bir panzehirdir. Enfeksiyonlara direnci artnr.
Tiroid dorudan dnce ve heyecann kontrol al-
tndadr. Her trl sevgi; ilahi, evrensel dostluk ve kar
koca sevgisi onun faaliyetini arttrr. Hatta hayvan sevgi-
si bile, Hindular yle diyorlar, salgnn artmasna sebep
olur. Btn sevgi tesirleri tiroid zerinde fevkalade bir et-
kiye sahiptir; yz ifadesini deitirir, deri parlar, salar
gzelleir, beden hatlan yuvarlamr. Bu beze vastasyla
yogiler fizik bedenlerine etki ederler.

XXII. monash.pw yi almas ve Grtlak


akrasnn Uyanmas iri Duru

1-Meditasyon oturularndan biri.


2-Ritmik soluma (x-4x-2x).
3-Banz. eneniz gsnze deecek kadar yava
yava aaya einiz. Boyun kaslannz kasarken havay
cierlerinizde tutunuz. Prana'y tircidiere gnderiniz. Bu
isel beze ve lots' dnnz.
4- Banz kaldrarak ar ve ritmik bir ekilde ha-
vay boaltnz. Birinci pozisyona geiniz.
5-Birka kez tekrarlaynz.

YoGABLM

xxm. Grtlak akras lle Sipirltel Gerekleme .

I-Banz yerde olacak ekilde, srt st yere uzam-


nz.

2-Dizlerinizi bkerek bacaklannzn zerine oturu-


n uz.
3-Ellerinizf srtnzn altna bel boluguna kvnnz.
4-Gzlerinizi kapaynz. x - 4 x - 2 x lsnde ritmik
soluk alnz.
5-Havay tutuiuz.
6-A harfi sesini kararak, a .. a .. a .. a .. a ekliyle agr
agr solugunuzu braknz. . .
7-Bu akrann ok gl bir diyapozon gibi titreti
ini hissedinceye kadar bu almay tekrarlaynz.
S-Ayn almalan E seslisi, baka gnler I, O, U ses-
lileriyle yaparak hepsine hakim olunuz.
Bu uyanan lots bize zamann halini, gemii, .
imdiyi, gelecei tanrramza izin verirler. Bu durum, s-
renin ekli olmayan tezahr iinde varln gerekle
mesidir. Vicudha bunun giri kapsdr.
Bu akra zerinde yaplan meditasyon insan Byk
Kurtulu'un eigine getirir. Seyya Alemierin Devalar'
-melekler- bu aamada yogiye hi bir ey yapamazlar, zira
yogi Ulvi Birleme'nin (paramatman) bilgisine ulam
durumdadr.

AJNA AKRA (Aln Merkezi)

Yeri: ki ka aras
Unsur: Burada ne kaba, ne ince hi bir unsur yoktur,
manas'n tatva's vardr..
Renk: Saf altn rengi
G. ekli: Daire
Yaprak Says: ki

YOGABLM

Plekss: Kafa boluklan


Salg bezi: Hipofiz
Gezegen: Merkr
Bur: Baak
6. Duyu: Duygular.
Ajna kumanday belirler. Yogi bu ajna akra ile gu-
rusundan gelen tesirleri alr.
nc gz'dr. Bu akrann tam yeri nadi'nin: su
sumna, ida ve pingal<1'nn birletikleri yerin arkasdr.

eklin Anlam

Tohum beyaz ve kl bir daire iindedir. Her iki be-


yaz yaprak zerinde krmz ham ve ksam yazldr. Hak-
ararddha. veya la harfinin yars ile guna'y: satva,
nadja ve tamas' saklar. Merkezde bicalar'n bica's, Veda-
lar'n nl pranava's AUM vardr. Hayvansal bir benzet-
me yoktur. Bu aamada. ne deien hayvanlar, ne kaba
unsurlar, ne de ta devrinin miras hrslar mevcuttur.


YOGABLMi

SonYcelme

Bu akrann ilah olan iva, tedjo-maya, yani ok


ince erkek cinsel organ eklinde ifade edilmitir. Burad-
som altndan ziyade. pranavakritt veya itara denilen ha-
fif bir ateden Unga sz konusudur. Srekli k saan
mandala, yani'yi (kadn cinsel organn) temsil eden k
l gendir. Temizleyici ve berrak olan hepsi ince zn i-
inde iftlemeyi temsil. eder. Ycelme tamamlanmtr.
Yogi manevi yarat iin hazr demektir.
Alt akradan , Muladhara, anahata ve ajna, lin-
ga'y (erkek organ) ierir. Sadece cevher degiiktir. ikin
de arzu ve gnahlarn a@rlgna gmlm akra siyah
tatandr. Anahata'daki akra bir altn klesidir: Saf ve
kymetli maden olsa bile gene de madendir. Beinci mer-
kez ate ve berrak durumda olan muzaffer linga'dan ba
kasn konuk etmiyor. Kabadan ineeye giden yol byledir.
Ycelmenin yolu budur.
Bir kere daha vurgulayalm ki, erkek cinsel orgam
ile temsil edilen lots, lotsler'in balcalandr.
Kundalini gamnn do-mi-sol'unu olutururlar. ak-
tl'lerin etkisi burada ok fazladr. Tantrik merasimler bu-
na atfta bulunarak kapnn al derler.
Ajna akrada hamsah grn altnda Para-iva ve
aktisi Siddha-Kali yerlemitir. genin as iinde
Brahma, Vinu ve Mahecvara vardr.
Bu akrann kraliesi alt bal ve drt kollu Haki-
ni'dir. Kolunun biri kutsal bilgi iareti yapar (ba parmak
dik di~erleri kapal); di~er tanesi bir kafatas, bir kut-
sal davul ve bir gl tutarlar. Beyaz bir lotse oturmutur.


YOGABLM

BAZI KK monash.pw

Yol kalp akrasnda ikileince zihin istasyonu ci-


varnda birok dallara aynhr. YoUann ou bilgiye gider.
Zihinsel dialektik olduka hilelidir._ 4el\:.a bile istasyon
yolundan sapar.
Klasik teknikiere duyarl olmayan baz kiilerde ok
abuk uyanan ikinci derecede neme sahip akralar
unlardr:

Manas akra

Ajna akrann stnde gizli bir merkez vardr: Ma-


nas akra denir. Kelam ve kutsal sesi, dokunma, grme,
koklama, tutma ve uykuyu tayan alt yaprakl bir Iots-
tur. Aynca ryetler, ryalar, yoktan grmeler gibi baz
. psiikfenomenlerinde merkezidir.

Soma akra

Manas akramn st tarafnda gizli bir dier merkez-


dir; onalt yaprakl bir lotsle (akala) temsil edilir. Yap-
raklarda unlar yazar: efaat, merhamet, kibarlk, sabr,
itidal, karanlk, manevi gelime, sevin, fikir deitirme,
tevazu, tefekkr, ban, cazibe, teebbs, aba, skunet,
ululuk, temerkz.

Niralamba-pud

Bu iki akrann hemen zerinde vesiz kap bulu-


nur ve yogiler buna vara'mn derler.

Pranava, Nada Vindu

Bir alev gibi parlak olan pranava en yukardadr.


YOGABUM

Pranava'nn stnde, beyaz nada ile karlar: nada'y


atlayarak vindu noktasna varlr.

Onild Yapakl Beyaz Lots

Vindu noktasnda hepsi yukanya dogru dikilmi on-


iki yaprakl beyaz lots bulunur.

Kevser Inn~ ve Nee Anahtar

Oniki yaprakl beyaz lotsn stnde nee odack


lannn panldadg kevser okyanusu vardr; nee sunag
ve zigzagl k igileri nada ve vindu'ya kadar srer gider.

Paramahamsa ve Gurulann Gurusu

Nada ve vindu, ulvi kugu, paramahamsa'ya mihrapta


hizmet monash.pwhamsa da gurularn gurusuna rnih-
rapta hizmet eder. te o zaman O'nun zerinde tefekkr
edilir.
Harnsa'nn bedeni djgm1na-maya'dr, kanatlan apa-
ma ve nigamadr, her .iki ayag iva ve akti'dir, gagas
pranava, gzleri ve grtlag kama-kala'dr.

Ama-kala

Bin yaprakl lotsn hemen yaknndaki "ay par-


mag"dr. (Ay'n onalts)Ama-kala denir. "Ik gibi par-
lak" gzel bir krmz renktedir, lots sap gibi incedir.
Ba aag aslmtr. Beeli kevserin biriktigi yerdir. G-
ne gibi l ve san binde biri gibi ince hilall, nirvara
kala'y ierir. Burada, her ruhun setigi kiisel ilahilik,
ista-devata bulunur.


YOGABLM

Parama-nirvini-aktl

Parama-nirvana, zlerin bilgisini yaratan gne gibi


panldayan, sonsuz derecede seyyal olan bu aktl nirvana-
kala'nn yan bandadr. Onun stnde, kk ve tm g-
zelljin bulundu~u vindu ve visarga akti oturmutur. Ul-
vi gerekleme bu merkezde zekann yardm olmadan
meydana gelir.
Btn bu belirlenmi yerler gerek yerler de~ildir.
Sz konusu olan burada kozal bedendir, seyyal beden
de~ildir. Yedi seyyal plan, art rda gelen bu yedi plana
karlktr. "Bu safhada ne uur ve uursuzluk, ne beden,
ve ilahilik ve ne zaman ve mekan yoktur."

HPOFZ

Hipofiz insanda cevizden daha kk bir organdr.


Altm gram kadardr. Beynin i ksmnda bulunan hipo-
fiz ksma ayrlr: On lob (epitelial dokudan olu
mutur), ara ksm ve arka lob. ya da sinir klf ele-
manndan olumu sinirler.
n lob skeletn bymesini ve' muhakemeyi kontrol
eder. Beynin iinde, ortasnda bulunan bu kk beze, ci-
va gibi hareket ederek, hem en kaba olan kemiklerle, iem
de zihne ba~l muhakeme gcyle ilgilenir.
Hipofizin ar bymesi devlemeyi meydana geti-
rir. An klmesi ccelik, imanlk., asteni; apati ve
uyuklamaya sebep olur.
Hipofizin gonadotrop etkisi bilinmektedir. Hipofiz
iitme ve grme organanna sinirsel yoldan ba~l durum-
dadr. Bylece cinselljin zihinsel dzeydeki durumunu
da kontrol etmektedir.


YOGABiiM

mpoftz, Grcnn Bezesi

Hipofizin arka lobu da'ya aittir. maj:monash.pw, sem-


patiyi, sevgi efkati ynetir. n lob pingala'ya ba~ldr.
Manevi aratrmalara etkisi vardr. Hipofizin iki lobu
Bagavad Gita'da sz edilen ki selamet yoludur. n lob
insan bilgeli~e gtrr. Arka lob sevginin en yksek
bitmlerine ykseltir.
Hint geleneginde hipofiz; grcl~n bezesi duru-
mundadr.

Evren ve Beden Arasmdakl Rle'ler: Bezeler

Btn Tantra Yoga usulleri, bitkisel hayatmz kon-


trol ederek onu berraklatnr. salg bezelerini yneten
kimse hereyi ynetir. Bunlar kozmik etkilerle. psikofiz-
yolojik tepkiler arasmda bir ba~layc -rle- gibi alr
lar. Bezelerin spiritel amac hakknda Alexis Carrel'in
u szleri ok nemlidir.
"Dua alkanlk haline gelip gerekten hararetle ya-
plnca. etkisi i salg bezlerinin (tiroid ve srrenal) etki-
siyle mukayese edilebilir."

Hipoflzin Iksal DuyarJ4

. Hipofizin ksal duyarlg sjenin gzleri ameliyat-


la yerinden karlm bile olsa devam etmektedir. By-
lece hipofiz bezi sayesinde isel bir vizyon olumaktadr.
maiinasyon, tmajla yaratma anlamnda. hareket etmek-
tedir.
Hipofiz ve gonadlar arasndaki ilikiye gelince, Ajna
akrada kl hale gelen muladhara akrada siyah lin-
gam'a karttr.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır