Elazığ Da Sehit Olan Polis

Kahramanmaraş’ta meydana gelen ikinci 7.6 şiddetindeki depremde çöken bir binanın altında kalarak şehit olan ve cansız bedenine ulaşılan polis memuru Halit Baydoğan’ın cenazesi, düzenlenen törenin ardından memleketi Malatya’ya gönderildi.

Merkeze bağlı Akpınar Mahallesi’nde ilk depremde aldığı hasardan dolayı boşaltılan bina ikinci seferde çöktü. Bu sırada çevre güvenliği için görevi başında olan polis memuru Halit Baydoğan (52) ve vatandaşlardan Ali Şara enkaz altında kaldı. 15 saatlik çalışmanın ardından ilk olarak polis memuru Halit Baydoğan’ın, ardından 2 çocuk babası Ali Şara’nın (65) cansız bedenlerine ulaşıldı. Üç çocuk babası şehit polis memuru Halit Baydoğan için Fırat Üniversitesi Hastanesi bahçesinde tören düzenledi. Törenin ardından Baydoğan’ın naaşı defnedilmek üzere memleketi Malatya’ya gönderildi.

Törene, Vali Ömer Toraman, AK Parti Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ, CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, şehidin ailesi, kurum müdürleri, emniyet ile askeri erkan katıldı.

Haberturk.com ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.

Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak Haberturk.com yorum sayfalarında yer almayacaktır.

Ayrıca Haberturk.com yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.

Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılamaz.

Haberturk.com yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve Haberturk.com bunlardan sorumlu tutulamaz.

Haberturk.com yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.

Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.

KADERE İNANMAK

(Şehit Polis Memuru Osman Bozanbaşı)

İslam’da inanılması gereken altı temel şeyden altıncısı kadere inanmak ve iman etmektir. Bu Allah-ü Tealanın takdir etmesi ile meydana gelir. “Kader” lügat anlamıyla alın yazısı-yazgı; İslam-i tabirle Allah-ü Tealanın bir şeyin varlığını dilemesine denir. Varlığını dilediği şeyin var olmasına da “kaza” denir. Ezelden ebede kadar olacak her şey Allah’ın dilemesi ile olur. “İman” kalp ile inanmak ve dil ile söylemek, “Ecel” ise ömrün sonu demektir.

Bir yakınımız, dostumuz, polisimiz, askerimiz eceliyle öldüğü veya şehit edildiği zaman yapılan cenaze töreninde dualarla birlikte “takdiri ilahi” böyleymiş demez miyiz.

Özellikle 1982-1995 yılları arasında Doğu ve Güneydoğudagörev yapıp içinde yaşadığın yüzlerce terör olaylarında şehit olan asker, polis, öğretmen ve diğer kamu görevlilerinin cenaze töreninde bulunda kadere inanma.

Görev yaptığım Elazığ ilinde İl Jandarma Komutanlığı önünde yapılan ve katıldığım cenaze törenlerinde az mı göz yaşları döküldü, teröre lanetler okundu. Neticede sözümüzyine kaderi böyleymiş (alın yazısı) buymuş demek olmuştur.

Hatıra defterime göz atıyorum. Yaşadığım terör şehitlerimizden bazılarını yüreğim burkularak rahmetler dileyerek vurguladıktan sonra polis memuru Osman Bozanbaşı’nın şehit edilmesi olayına değineceğim.

1. 21.03.1990 günü saat 17.30, Etibank’ın Elazığ İli Kovancılar ilçesinde bulunan Ferro Krom İşletmesinde görevli (9.) Mühendis ve Yönetici, müessese müdürlerine ait araçlarla Kovancılar istikametine gitmekte iken uleman yolunda teröristlerce yolları kesilip araçlardan indirilerek 600-700 metre kadar götürülüp silahla taranarak şehit edilmişler ve araçlar ise yakılmıştır.
2. Elezığ İli Arıcak ilçesi Bükardı köyünde, 13.04.1990 tarihinde köy evini basan teröristler (4) öğretmen ile bunlardan birinin hanımını(ev kadını) köy meydanına götürüp silahla tarayarak şehit edilmişlerdir.
3. 02.06.1992 günü saat 20.00 sıralarında Aksu firmasına ait yolcu otobüsüElazığ İli Karakoçan ilçesi sınırları içerisinde durdurup içindeki yolcular indirilerek yakıldı. Yolcular arasında bulunan Kayserili bir askerle, olay yerine gelen Kastamonulu bir asker şehit edildiler. Kürtçe konuşan Mardinli bir askerle diğeryolculara dokunmadılar.
4. 24.05.1993 tarihinde Malatya’dan sevk edilen askerlerimizin bindikleri askeri araçlar, Bingöl-Elazığ karayolunda teröristlerce pusuya düşürülerek, araçlardan indirilen askerlerimizden 33’ü kahpece şehit edildi. Elazığ Hastanelerine kaldırılan şehitlerin cenaze törenleri il Jandarma Komutanlığı önünde yapılarak memleketlerine gönderildiler. PKK’nın 2. adımı parmaksız zeki (kod adlı) Şemdin Sakık saklandığı Kuzey Irak’ta yapılan operasyon sonu Eylül 1998’de yakalanarak Diyarbakır Devlet Güvenlik mahkemesince bu olay ve emir verdiği diğer olayların sanığı olarak idama mahkum edildi.
5. 30.06.1993 tarihinde Palu-Genç Burgu deresi mevkiinde görev esnasında pusuya düşürülerek şehit edilen 2 jandarma, astsubay ile(9) jandarma erinin cenaze törenleri aynı komutanlık önünde yapılıp memleketlerine gönderildiler.
6. 11.01.1994 günü Bingöl Genç ilçesi Doğanlı köyünde görev dönüşü pusuya düşürülerek şehit edilen Komando Jandarma Kıdemli Binbaşı Mahmut Şahin ile Komando eri Ahmet Nalçacı’nın cenaze törenleri aynı komutanlık önünde yapılarak memleketlerine gönderildiler.
7. 01.01.1994 günü Maden Ergani arasında araçlarından indirilerek şehit edilen Elazığ Milli Eğitim Müdürü Nahit Ergene ve TEK personeli Nejat Dönmez’in cenaze törenleri ile 21.06.1993 günü Çemişkezek Tekeli köyünde şehit edilen öğretmen Nevzat Akdere’nin cenaze töreni kurumlarında yapılarak memleketlerine gönderildiler.

Hatıra defterimde içinde yaşadığım terörist olaylarından ancak bazılarını yazabildim. Bu olaylardaki şehitlerimizden bazılarının isimlerini yazmadım. Hatta Elazığ’a komşu bazı il ve ilçelerde meydana gelen terörist olayları; huzurlu ve gelişmiş olması nedeniyle Elazığ Hastanelerine gönderilen olay şehitleri ile yaralıları, bunlarla ilgili törenleri ve bazı gelişmeleri sayfalar tutacağından kaleme almadım.

1. Yıl 1993 Emniyet Genel Müdürlüğünce Genel nakiller (tayinler) yapılmış. 2. Bölge hizmetini tamamlayıp başka illere atananların ilişikleri kesilmiş; başka illerden 2. Bölge olan Elazığ’a atananlar da gelip istihdam yerleri olan il merkezi ve ilçelerinde göreve başlamışlardır.

Bunlardan biride olan Kırıkkale ilinin Keskin İlçesine bağlı Sorgun köyünden genç polis memuru Osman Bozanbaşı’dır.

Göreve başlamak için Elazığ’a gelen bu polisi zamanın personel müdürü, İl Emniyet Müdürümüz Tuncay Kalabak’a götürdüğünde, Emniyet Müdürü bu polise “evladım, bu devre tayinle gelenlerin çoğu ya bir mektup veya bir tavsiye ile geldiler. Senin böyle bir durumun yok nereyi istiyorsan oraya vereyim” ( il merkezi veya ilçeler) dediğinde, “Sayın Müdürüm beni Karakoçan ilçesine veriniz” demiştir. Bu ilçe hem il merkezine uzak hem de Tunceli iline daha yakın olduğu için PKK’nın daha faal olduğu bir ilçe olduğu için Emniyet Müdürü “oğlum başka ilçelerimizde var” demesine rağmen, Hizmet süresi 2 yıl olan bu ilçeye verilmesini ısrar eden bu kardeşimiz aynı yılın Temmuz ayı içerisinde adı geçen ilçede göreve başlamıştır.

01.09.1993 günü gecesi saat 20.30 sıralarında ilçe Emniyet Müdürlüğü Karakoluna telefonla yapılan kavga ihbarı üzerine, olay yerine giden polis memurlarının önünde seyretmekte olan bir vatandaşa ait motosiklet, olay yeri olarak bildirilen bir inşaattan açılan ateşlepolis zannı ile taranıp sürücüsü öldürülmüş, polis memurları da çapraz ateşe alınarak ağır yaralanmışlar, bunlardan polis memuru Kemal Solak Ankara’ya, polis memuru Ersan Eker Diyarbakır’a sevk edilirken, ağır yaralı polis memuru Osman Bozanbaşı’nın da Elazığ’a sevk edildiğini telsiz anonslardan duyup, Nöbetçi Emniyet Müdürü Yardımcısı olduğum için yaralıyıBingöl yolunda karşılayıp Devlet Hastanesine geldiğimizde hastane görevlileri yaralıyı sedyeye almışlar ancak görünümü hayat umudu vermiyordu. Bacaklarını elimle tuttuğumda buz gibi olmuştu. 90 km. yolu kat eden yaralı kan kaybından Elazığ’a yakın bir mesafede şehit olmuştu. Teşkilat mensuplarımızın yanı sıra il Emniyet Mürdümüz Tuncay Kalabak’ta orada ve gözlerinden yaşlar süzülüyor ve “KADER buna denir” diyordu. Malum olduğu üzere ilçede henüz birkaç aylık olan bu şehidimiz de Emniyet Müdürlüğü önünde yapılan törenle memleketine gönderildi.

Şu var ki Elazığ il merkezinde inşaatı yeni tamamlanan karakola; Emniyet Müdürümüzün teklifi üzerine bu polisin anısına “ŞEHİT OSMAN BOZANBAŞI POLİS KARAKOLU “ adı verilerek gönüllerimiz de yaşatılmaya çalışılmıştır.

Netice olarak, memleketlerinden yüzlerce km. uzaklarda görev yaparken Allah’ın rahmetine kavuşan,( asker, polis, öğretmen diğer kamu görevlileri) şehitlerimizin alın yazıları (kaderleri) buymuş demekten başka çare bulamıyor kendilerine rahmet, ailelerine ve milletimize baş sağlığı dileklerimle saygı ve sevgiler sunuyorum.