Enstrümanlar ve Yapıları
Çalgı Türleri 5’e ayrılır.
Vurmalı Çalgılar
Nefesli Çalgılar
Tuşlu Çalgılar
Telli Çalgılar
Yaylı Çalgılar
Vurmalı Çalgılar
Perküsyon ya da vurmalı çalgılar, müzikte ritim yapısı kurulmak için kullanılır. Ritim, eski Yunanca da ‘akış’ anlamına gelmektedir. Değişen uzunlu ve vuruşların ortaya çıkardığı ses bütünlükleri ve serileri ritimleri oluşturur. Modern müzikte ritim yapıları, genellikle perküsyon aletleriyle icra edilir. Üzerine elle veya başka bir cisimle vurularak, çalkalayarak, sürtülerek ses elde edilen her obje vurmalı çalgıdır.
Vurmalı çalgılar genel olarak bir müzik parçasında ritmi belirler. Fakat vurmalı çalgılar aynı zamanda melodiyi de icra edebilirler. Askeri müziklerde vurmalı çalgılar askerlerin hareketlerinin belirleyicisi olmuşlardır. Klasik müzikte Haydn ve Mozart ile beraber en az bir timpani bölümünü içermeyen bir parça bulunmamaktadır. Caz müzikte de vurmalı çalgıların rolü çok önemlidir. Cazın alt dallarından birçoğu vurmalı çalgıların farklı ritimlerine göre adlandırılır. Popüler müzikte de vurmalı çalgıların önemi artarak devam etmiştir. Tüm bir hip hop fenomeni vurmalı çalgılar üzerine kurulmuştur. Rock müzik icra eden gruplarda davul setleri sahnenin ortasında bulunur.
Vurmalı Çalgılar ;
Bateri - Timpani
Bendir - Ziller
Bongo - Çan
Marimba - Davul
Cajon - Darbuka
Tabla - Kaşık ( Çalgı )
Günümüzde perküsyon kelimesi müzik dışındaki alanlarda da ‘iki birimin birbirine çarparak ses üretmesi’ anlamında kullanılmaktadır. Fakat en yaygın kullanım alanı müziktir.
Nefesli Çalgılar
Nefesli çalgılar (üflemeli çalgılar), içindeki havanın titreşmesiyle sesin oluştuğu çalgıların ortak adıdır. Nefesli Çalgılar, Tahta Nefesliler ve Bakır Nefesliler olarak 2’ye ayrılırlar.
Tahta Nefesliler ;
Bakır Nefesliler ;
Korno
Trompet
Trombon
Tuba
Saxafon
Üflemeli Çalgılardan bir çoğu aktarımlı sazlardır. Portre üzerinde yazıldıkları yer ile okunuşları arasıda fark vardır.
Tuşlu Çalgılar
Org (Erganun)
Org ismi Latince organum kelimesinin kısaltılmasıdır. Tuşlu çalgıların atası olarak kabul edilir. İlk org, su gücüyle çalışmış M.Ö() yılları arasında Ktesibios adında bir kişi tarafından Mısır'da icat edilmiştir. Müzik enstrümanları içinde en devasa boyutlara sahip olan orgtur. Öyledir ki dev katedrallerin salonunda üç katlı bir bina büyüklüğünde orglara rastlamak mümkündür. Klasik batı müziğinde org için yazılmış eserler bulunur.
Klise Orgu
M.S 3. yüzyıldan sonra orglarda su basıncı yerine hava basıncı kullanılmaya başlandı. Bu dönemden sonra yapılan orglar zamanla gelişerek günümüzde kiliselerde kullanılan orglara dönüştü. Klise orgu Gospel müziğinin ana enstrümanı olarak da bilinir.
Hammond Org
Yüzyılın başlarında Laurens Hammond tarafından icat edilen ilk elektrikli orgtur. Analog devreleri olan ve lambalı bir enstrümandır ve teknik bakımdan günümüzdeki elektronik orglar ile ilgisi yoktur. Müzik otoritelerince 80'li yılların rock müzik sound’una yön veren enstrüman olduğu da söylenir.
Synthesizer (Sentezleyici)
'lı yılların başında Robert Moog tarafından üretilen tuşlu çalgıların kullanım alanını genişleten ve daha modern bir yapıya kavuşturan enstrümandır. Elektrik akımı ve frekans değerlerinin değiştirilmesiyle ses üretip sentezlenmesini sağlayan synthesizer’ın ortaya çıkmasında theremin isimli enstrüman ilham kaynağı olmuştur.
Günümüzde Analog Synthesizer, Dijital Synthesizer, Virtual Analog Synthesizer olmak üzere üç farklı yapıda bulunur. Elektronik müzik ve türevlerinde kullanımı yaygın olup,günümüzde R&B, Rock, Brit pop gibi tarzlarda da etkili olarak kullanıldığı görülür.
Workstation (İş İstasyonu)
Synthesizer’ların dijital yapıda olanlarına ritm ve sequencer gibi özellikler eklenerek elde edilen klavyelere Workstation denilir. Geçmişten günümüze Aranjörlerin ve orkestra eşliğinde sahneye çıkan keyboard'çuların ( Elektronik devreleri olan tuşlu çalgılara genel olarak keyboard/klavye denilmektedir) en çok tercih ettikleri klavye türleri workstationlar’dır.
Bilinen ilk workstation 'li yılların sonunda üretilen KORG M1 olup, bu cihaz kimi aranjörler tarafından halen kullanılmaktadır.
Akordeon
tarihinde Christian Friedrich Ludwig Buschmann tarafından icat edilmiştir.
Körüğün harekete geçirilmesiyle oluşan hava akımının etkilediği serbest metallerin titreşmesiyle ses çıkartan çalgıdır. Kafkas müziğinin vazgeçilmez enstrümanı olan akordeonun Çerkez kültüründe önemli bir yeri vardır.
Roland firmasının geçtiğimiz yıllarda piyasaya çıkarttığı elektronik akordeon ise devrim niteliğinde olup klasik akordeon görünümüne MIDI teknolojisi ve pil ile çalışabilme özelliği eklemiştir.
Klavsen
Piyanonun atası olarak bilinmekle birlikte piyano ile tek benzer yanı iki enstrümanın da tuşlu çalgılar sınıfından olmasıdır. Analog mekanizmaları, çalış tekniği ve ses rengi olarak aralarında pek benzerlik bulunmaz. Piyanonun icadından önce batı müziği bestecilerinin kullandığı bir enstrüman olduğu bilinir. Hatta piyanonun icadından sonra da ilk 50 yıl süresince klavsen ile çalışmaya devam eden besteciler olmuştur.
Piyano
'lü yıllarda Bortolommeo Cristofori tarafından icat edilmiştir. Tuşlu çalgılar sınıfına dahil olmasının yanı sıra orgtan farkı çekiç mekanizmasıyla çalışan telli bir enstrüman olmasıdır. İlk adı piano e forte olan enstrüman klavsenin mekanizmasının değiştirilmesiyle ortaya çıkmıştır. Konsol Piyano, Grand Piyano, Dijital Piyano, Elektrikli Piyano gibi çeşitleri bulunmakla birlikte klasik batı müziği eserlerinde kullanılan en önemli çalgılardan bir tanesidir.
Rhodes Piyano
'li yılların sonunda elektrikli piyano üreticisi Harold Rhodes ile Leo Fender bir araya gelerek Fender Rhodes Bas Piyano'yu ürettiler. Kendi halinde vintage bir tonu olan bu yeni elektrikli piyano modeli ikinci dünya savaşı sonrasında jazz ve pop müzikte sıkça kullanılmaya başlandı.
Dijital piyano
Grand piyanonun dijital olanıdır. Elektrikli piyano ile karıştırılmamalıdır. Ses bankası, metronom, ritm, dijital nota ekranı olan modelleri de bulunur. Dijital piyanolar da elektrikli piyanolarda olduğu gibi kendilerine özgü ses üreteçleri bulunmadığından yalnızca bankalarında yüklü olan sample sesleri kullanmamıza olanak sağlar.
Keytar
İki enstrümanın sentezlenmesiyle oluşan tuşlu çalgılardır. Keyboard ve Guitar isimleri birleştirilip keytar ismi türetilmiştir. Genellikle sağ el ile klavye üzerinde solo atılırken sol el ile slide, modülasyon gibi ekstra özellikler kontrol edilir. Askısı bağlanıp elektro gitar gibi ayakta çalınması şart olmamakla birlikte temel özelliği ve ortaya çıkış amacı budur.
Vocoder
İnsan sesi simülasyonu yapması için telefon operatörlerinde kullanılmak üzere geliştirilen mekanizma KORG firması tarafından klavye eklenerek yeni bir tuşlu enstrümana dönüştürülmüş olup adına da vocoder denilmiştir. Elektronika, trip hop gibi tarzlarda kullanımı yaygın olan vocoder'lerin analog ve dijital olarak iki farklı modeli bulunsa da günümüzde daha çok dijital olanları kullanılmaktadır.
Melodika
’li yılların başında Hohner tarafından icat edilen melodika İlkokul öğrencilerine temel müzik öğretimi verilmesi amacıyla yapılmış nefesli ve tuşlu bir çalgıdır. Ünlü jazz müzisyeni Phill Moore Jr.’ın yılında yayınladığı Right On albümünde melodikaya yer vermesi enstrümanın müzik çevrelerince tanınmasını ve kabul görmesini sağlamıştır. Tenor, alto, soprano, bas ve çift el melodika olmak üzere 5 farklı modeli bulunur.
Midi klavye
Diğer tuşlu çalgılarda olduğu gibi kendine özgü sesi olmayan,taşıdığı Midi sinyalleri ile bilgisayar yazılımı yada synthesizer modülünün içerisindeki ses bankalarını kullanarak müzik yapmamızı sağlayan enstrümandır. Aranje, kayıt, mix gibi işlemlerde sıkça kullanılmasının yanı sıra üst düzey ses kartları ile birlikte sahne performanslarında kullanımına da rastlayabilmekteyiz.
Telli Çalgılar
Sesin, gerili bir telin titreşmesiyle elde edildiği tüm çalgılar telli çalgılar kapsamındadır. Telli çalgılar, titreşen teller aracılığı ile ses üreten müzik aletleridir. Teldeki Titreşimin başlatılmasında kullanılan yöntemlerin farklılığından dolayı bu çalgılar 3 e ayrılır: 1- Yaylı Telli - titreşim bir yayın tele sürtmesiyle elde edilir ( Yay, üzerine boydan boya at kılı gerilmiş, hafifçe içe doğru kıvrık tahtadan bir çubuktur.) 2- Mızraplılar - titreşim telin mızrapla,parmakla yada tırnaklaçekilmesiyle elde edilir. 3- Tokmaklılar - titreşim küçük bir tokmağın tele vurmasıyla elde edilir.
Gitarlar
Gitar, parmakla veya pena ile çalınan, esasen sekiz şekline benzeyen, yan kısımları oval, sap üzerinde ses perdeleri olan, telli bir çalgı türü. Gitarlar genelde altı tellidir ve farklı çeşitlerdeki ağaç türlerinden yapılabilirler. Gitar neredeyse her türlü müzik türünde kullanılan bir müzik aletidir.
Gitar Türleri :
- Klasik Gitar
- Akustik Gitar
- Elektro Gitar
- Bass Gitar
- Perdesiz Gitar
- 12 Telli Gitar
- Jazz Gitar
Klasik Gitar
Klasik gitar, tüm gitar türlerinin atası olarak tanımlanabilir. Gitarın gövdesinin ortasında ses deliği denilen yuvarlak bir boşluk bulunur. Gitarın telleri titreştiğinde gövdenin içinde bulunan hava titreşir ve tek çıkış noktası olan bu yuvarlak boşluktan dışarı ses olarak geri çıkar. Klasik gitarda; kalın 3 tel, ipek üzerine sarılmış çelik, ince 3 tel ise naylondur. Genellikle parmak ile çalınır. Klasik gitarda sağ elin görevi daha fazladır. Sağ eli kullanarak gitarda çok farklı ritim ve harmonikler oluşturulabilir. Genelde klasik ve flamenko tarzı müziklerde kullanılır.
Akustik Gitar
Görünüş itibariyle klasik gitarı andıran akustik gitarın gövdesi, klasik gitardan biraz daha şişman ve basıktır. Daha dar bir sapa ve çelikten yapılmış tellere sahip olması, akustik gitarın klasik gitarla arasındaki en büyük farktır. Tellerin çelikten olması, akustik gitarın klasik gitardan daha basınçlı gergin bir sapa sahip olmasını ve sesinin klasik gitardan daha sert ve temiz çıkmasını sağlar. Genellikle akustik gitarların en kalın 4 teli sarımlı çelik, diğer 2 teli ise sarımsız çeliktir. Akustik gitarlar genellikle penayla çalınır. Rock, Blues, ve Caz müzik türlerinde çok kullanılan bir gitar türüdür.
Elektro Gitar
Elektro gitar çok basit bir tanımla tellerin titreşimini gövdesinde bulunan manyetikler sayesinde elektrik akımına çeviren ve bir amfi yardımıyla akımı yüksek seviyede sese dönüştürebilen gitar türüdür. Diğer gitarlarla elektro gitarların kısımları aynıdır. Ek olarak elektro gitar için birkaç bölüm daha eklenebilir. Bunlar: Tremolo kolu, manyetikler, ses ve ton ayarı, switch
Bass Gitar
Çalışma prensibi elektro gitara benzer. Fakat sesi normal gitarlardan 1 oktav kalındır. Portede bas gitar için Fa anahtarı kullanılır. Değişik çeşitlerde bas gitarlarda bulunmaktadır: genelde 4 telli, 12 telli, 6 telli, 7 telli, 5 telli, perdesiz, kafasız.
Perdesiz Gitar
Ara sesleri verebilmek için yapılmıştır. Normal gitara çok benzese de oldukça farklı bir ses rengine sahiptir. Perdesiz gitarı yılında Erkan Oğur, Türk müziği seslerine olan ihtiyacı için üretmiştir. Hasan Cihat Örter, Perdesiz Gitar Metodu DVD çalışması yapmıştır. monash.pw?v=hca-KJlVtJI Daha sonraları perdesiz elektrik gitar, 8 telli perdesiz gitar, çift saplı elektrik ve klasik perdesiz/perdeli gibi farklı modelleri üretilmiştir.
Jazz Gitar
Göbekli, boş veya yarı dolu gövdeli ve genellikle caz müzikte kullanılan geniş gövdeli gitar türü.
Music Producer
Barış Demirel
Genel Kültür
Müzik
Enstrüman Meraklıları Buraya! İşte Öğrenmesi En Kolay Olan Enstrümanlar
Müziğe ilgi duyuyor fakat kursa gidecek vakit bulamıyorsanız bu içerik tam sizin için! Evde kendi kendinize çalışarak bellir bir seviyeye gelebileceğiniz öğrenmesi kolay olan enstrümanları sizler için derledik 👇
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
“Kelimelerle ifade edilemeyeni ve sessiz de kalamayanı ifade eder” demiş Victor Hugo müziğin doğası için… Müzik, evrenin ruhundan gelir; zihni çok uzaklara götürür ve her şeye bir can, bir enerji verir. Ortaya çıkan her müzik; bilinci, bilinç dışına bağlama; uyuyan ruhları uyandırma gücüne sahiptir. Doğa, insanı yarattığında, ona aynı zamanda ruhani bir hediye verdi. Bu hediye, enstrüman ve müzisyenlerdir. Belki de bu yüzden pek çoğumuza bir müzik aleti çalabilen, durup dururken birdenbire bir beste ortaya çıkarabilen müzisyenler diğer insanlardan daha ilginç ve ilgi çekici gelmişlerdir. Bizatihi, onlar bizim duyamadığımız sesleri duyar, bizim bilmediğimiz ya da anlayamadığımız bir dilde hem konuşur hem de yazarlar.
Bugün müzik aleti olarak sayılabilecek flüt, piyano, gitar, davul, gayda, borazan, org, insan sesi ile uzuvlarımız ve daha niceleri mevcut. Bu enstrümanlar, hastalıklı ve kötücül ruhları iyileştirme ve mutlu bir insanı daha da mutlu etme gücüne sahip sonsuz bir müzik üretiyorlar! Zihnimizi ve bedenimizi kopmaz bir bağla birbirine bağlayarak duygusal anlamda otantik ve etkileyici biri olmamıza yardımcı oluyorlar. Aşağıda herhangi bir sıralama olmaksızın, çalması en zor müzik aletlerinden oluşan bir liste sizi bekliyor.
Bateri/davullar, müzik enstrümanlarının perküsyon (vurmalı) grubuna aittirler. “Tambur başı” veya “davul derisi” adı verilen en az bir membrana (kaplama) sahiptirler ve bir kabuk üzerinde gerilip, bir davul çubuğu kullanılarak vurulurlar. Temel tasarımı değişmeden kalmıştır ve gezegenin en eski müzik aletidir. Diembe, bir tür davul olarak tek bir davulcu tarafından çalınabilirken, bongo davulları ve timpani gibi müzik aletleri iki ya da daha fazla davulcu gerektirir. Benzer şekilde, bir caz davulcusu yüksek tiz ve yankı yapan davullar isterken, bir rock davulcusu düşük tiz, gürültülü ve keskin olan davulları tercih edebilir. Bugün el yapımı davullar, dokunsal doğaları nedeniyle müzik terapilerinde kullanılıyor. Yüzyıllar boyunca geri davullar dini törenlerde kullanıldı.
Akordeonlar körüklü bir kutu şeklinde olan müzik aletleri ailesindendir. Ayrıca konuşma dilindeki kullanımıyla “squeezebox” olarak da bilinir. Ağız mızıkası olarak bilinen “armonyum” da aynı aileye aittir. Bir akordiyonist, tuşlara basarken körüğü sıkıştırarak veya genişleterek akordeonu çalar. Avrupa, Kuzey ve Güney Amerikada akordeon halk müziğinde yaygın olarak kullanılır. Klasik müzikte solo bir enstrüman veya eşlikçi olarak da kullanılır. Akordeon, bir çalgı aleti olan Yunan harmonikosundan türetilen ve harmonik veya müzikal anlamına gelen “harmonika” olarak da bilinir.
Klasik gitar, klasik müzikte kullanılan ahşaptan yapılma bir akustik gitardır. Gitar ailesine aittir ve üzerinde altı teli vardır. Klasik gitar, modern zamanların gitarına benzer biçimde inşa edilmiştir ancak aynı zamanda, Fransa ve İtalyanın eski romantik gitarlarını andırır. Naylon gibi polimerler, klasik bir gitarın üzerinde bulunan ince bir tel sargı şeklindeki bas tellerini yapmak için kullanılır. Modern klasik gitara şekil veren yüzyıl İspanyol luthiye (çalgı yapan kişi) Antonio Torres Juradonun tasarımlarıydı. Dünyaca ünlü müthiş bir dans olan flamenko dansına hayat veren ünlü flamenko gitarı, klasik gitardan geliştirildi. En eski klasik gitar; ud, vihuela ve barok gitarın bir karışımı olarak yaklaşık dört yüz yıl önce icat edilmişti.
Piyano, bir klavye kullanılarak çalınır. Klasik ve caz müziğinde solo performanslar, oda müziği eşliğinde gerçekleştirilen prodüksiyonlar ve prova için kullanılır. Ses kartı ve metal teller koruyucu bir tahta kutunun içinde muhafaza edilir. Dünyanın en tanıdık enstrümanlarından biri olan piyano, İtalyanca pianoforte denen bu enstrümanın adının kısaltılmış halidir. Piano ve forte, İtalyanca “yumuşak” ve “güçlü” anlamına geliyor, bu da piyanistin tuşlara dokunduğunda piyanonun ürettiği ses seviyesindeki değişimleri ifade ediyor.
Arp, telli çalgılar kategorisine ait çok telli bir müzik enstrümanıdır. Teknik olarak bir arp, bir boyun, rezonatör ve yere dik olarak konumlandırılmış tellerden oluşur. Naylon, bağırsak, tel veya ipek, arpın tellerini yapmak için kullanılır. Mozart ve Dussek gibi birçok barok ve klasik besteci, arpları konserler ve orkestralarda solo bir enstrüman olarak kullandılar. Caz müziğinde bir tarz olan “hot music” dünyasında öncü olan Casper Reardon, caz müziğinde arp kullanan ilk kişiydi. Tasarımlarında düzenli olarak geliştirmeler yapılması, arpın modern müziğin içinde daha çok yer etmesine olanak sağlıyor.
Gayda, kamıştan yapılmış çift düdük ve tulumdan oluşan, tiz sesli, nefesli bir enstruman. Avrupa, Anadolu, Kafkasya, Basra Körfezi ve Kuzey Afrika çevresinde heyecan verici müzikler yaratmaya devam ediyor. Hayvan derisinden yapılma tulumu şişirmek için içine hava pompalanır. Bir kamışı bulunan kıvrımlı borudan, sürekli pes bir ses çıkar. Tulumda, bunun yanısıra çift düdük bulunan çift kamışa üfürme yapılır. Çifte düdüğün melodi çalmaya olanak veren parmak delikleri vardır. İlk önce üfleme borusundan üflenerek tulum şişirilir. Ardından dem borusuyla kamışı seslendirmek için bu tulum sıkıştırılır. Eski tulumun sesi İskoç gaydalarından rahatlıkla ayırt edilebilir. Tulumun kökeni ve ne zaman ortaya çıktığı tam olarak bilinmiyor. Oxford Müzik Tarihi kayıtlarına göre, en eski tulum, MÖ. yılında Anadolu ve Ortadoğu’da geniş bir coğrafyaya yayılmış olan Hitit İmparatorluğu’na bağlı Euyuk şehrinde bulunan bir tablette görülüyor.
Tahtadan yapılmış nefesli çalgılar ailesine ait çift dilli bir enstrüman olan obua, metal anahtarlar, konik bir delik ve genişletilmiş bir zil ile yaklaşık 65 cm uzunluğunda tahtadan bir tüptür. Bir obuacının çaldığı ayırt edici obua melodisi “parlak” olarak tanımlanır ve aletin içine üflenmesi sonucu bir hava sütununun titreşmesiyle ortaya çıkar. Enstrüman, mevcut ismini almadan önce “hautbois”, “hoboy” veya Fransızca “hoboy” olarak adlandırılmıştı. Sprightly Companion adlı kitap, obua için “en az trompet kadar görkemli ve etkileyici” anlamına geldiğini söylüyor. Çok çeşitli müzik enstrümanları arasında, berrak ve delici sesi sayesinde obualar en kolay duyulabilir müzik aletleridir. Kamış, üretilen sesin üzerindeki önemli etkisinden dolayı bir obuanın en önemli parçasıdır. Ahşaptan yapılma nefesli ve çift dilli bir eski zaman müzik aleti olan “Shawm”dan geliştirilen obua, yüzyılda ortaya çıktı.
Org, bir veya daha fazla bölümden oluşan bir klavye enstrümanıdır; her biri ya elle ya da ayaklarla çalınan farklı bir klavyelere sahiptir. Saatin yanısıra, Sanayi Devrimi öncesinden kalma, en karmaşık insan yapımı mekanik eserlerden biri olarak görülür. Org, hidroliği icat eden İskenderiyeli Ktesibios zamanından bu yana Batı müziği geleneğinin kalbi ve ruhu olmuştur. Bir orgun en ayırt edici özelliği, en kısık ve hafif sesten en güçlü ve yüksek sese kadar uzanma yeteneğidir. Wolfgang Amadeus Mozart, orga “enstrümanların kralı” adını vermişti.
Korno, salyangoz kabuğu gibi kıvrımlı, bakır borudan yapılan, üflemeli bir çalgıdır. Adı, İtalyancada boynuz anlamına gelen corno sözcüğünden türetilmiş. Antik Mısır, Roma ve Mezopotamyada boynuzdan yapılan ilk örnekleri, işaret vermek ve avcılara yol göstermek için kullanılırdı. Kornonun gövdesini oluşturan boru, üflenen baş bölümden alt uca doğru kıvrılarak genişler ve çan biçimli kalak bölümüyle son bulur. Çağdaş kornonun boru uzunluğu yaklaşık 4,5 metredir. Üflenen ucunda koni biçiminde bir ağızlık vardır. Üzerinde flüt ya da klarnette olduğu gibi ses delikleri ya da üfleme dili yoktur. Dudaklar, ağızlığa dudağın yapısına göre bir pozisyonda yerleştirilir. Üflendiğinde borunun içindeki hava sütununun titreşmesinden ses elde edilir. Çıkan sesler üfleme sırasında dudakların duruş biçimine göre değişir. Dudaklar gevşek bırakılırsa bas sesler, gergin tutulursa tiz sesler elde edilir. Kornocunun dudak pozisyonunun milimetrik değişimleriyle sesler değişir. Bu bakımdan korno, çalınması çok güç ve yorucu bir çalgıdır. Ses alanı bakımından alto, bariton ve tenor olmak üzere üç türü vardır. Çağdaş kornonun ses genişliği ve teknik yapısı ilk örneklerinden bu yana gerçekleştirilen bir dizi gelişmenin ve yeniliğin sonucudur.
Keman diğer bir adıyla viyolon; viyola ve viyolonselin de bulunduğu violin ailesinin en yüksek tondan çalan, en küçük üyesi. Uzunluğu 60 cm. Almanca “geige”, Fransızca “violon”, İngilizce “violin”, İtalyanca “violino”dur. İsmi, telli çalgılar anlamına gelen ve Ortaçağ Latincesinde kullanılan bir kelime olan “vitula”dan türetilmiş. Yayla çalınan telli bir çalgıdır ve dört teli vardır. Keman yayına “arşe” denir. Arşede yapay ya da gerçek at kılının yanısıra ham misina, bağırsak, sentetik veya çelik de kullanılabilir. Ayrıca yayı daha düzgün hale getirmek ve sesi güzelleştirmek amacıyla arşeye, bala benzeyen fakat katı bir madde olan reçine sürülür. Özellikle soloda kullanılır ve eşlik görevi verilir. Hiçbir çalgıda olmayan ses rengiyle, çok zengin bir anlatım gücü vardır. Keman gibi yaylı enstrümanların kökeni, Orta Asya’nın göçebe ve atlı kültürlerinden geliyor. Kazak Kopuzu, buna örnek olarak gösterilebilir. Tüm bu enstrümanların yayları günümüzde de olduğu gibi eskiden de at kılından yapılıyordu. Bu müzik aletleri, Orta Asyadan İpek Yolu aracılığıyla, Çine, Hindistana ve Orta Doğuya yayılmış. Bizanslılar, “lir” adı verilen ilkel bir keman çeşidi geliştirmişler. Günümüzün kemanı ise ilk olarak yüzyılda Kuzey İtalyada ortaya çıktı. Bu dönemden sonra keman Avrupada yayıldı. Enstrüman asıl biçimini korumakla birlikte yüzyılda bazı değişikliklere uğradı. Çağdaş kemanda gövde ve sap daha uzun, köprü daha yüksek. Antik kökeni dışında keman bugün, klasik, caz, halk müziği, rock and roll, yumuşak rock vb. gibi pek çok müzik dalında müzisyenler tarafından severek kullanılıyor.
İlginizi Çekebilir:Yeni Başlayanlar İçin En İyi Keman Modelleri
Kaşgarlı Mahmut, Divân-ı Lügatit-Türk adlı Türk kültür ve dilini anlatan eserinde aktardığına göre; üflemeli bir çalgı olan ney, “Sagu” denilen ve Erler için düzenlenen, ölüm, erdem ve acıları anlatan törenlerde kullanılıyor. Ney, yakın zamanlarda Farsçaya geçmiş ve nâ veya nay (kamış) adını almış. Arap toplumunda da üflemeli çalgıların hemen tümü için kullanılan mizmâr sözcüğü, (nefes borusu, ses organı anlamında) ney için de kullanılıyor. Türkçede ise hemen her zaman ney olarak anılmış. Kavimler Göçü’nden önceki zamanlardan kalan, Runik harflerle yazılmış Proto Türk Yazıtları zamanından kaldığı düşünülen adıyla Romanya’da nayu olarak biliniyor. Sümer toplumunda MÖ. yıllarından itibaren kullanıldığı sanılan bu çalgıya ait elimizdeki en eski bulgu, MÖ. yıllarından kalan bugün Amerikada Philadelphia Üniversitesi Müzesinde sergilenen neydir. Çalgının o dönemlerde de dinsel törenlerde kullanıldığı sanılıyor. Günümüzde ney, Türk sazı olarak biliniyor ve bilhassa tasavvuf müziğinin bir simgesidir. Bir müzik aleti için kullanılan çalmak yerine, ney için “üflemek” tabiri kullanılır. Burada üflemenin mecazi bir anlamı vardır. Kaynağını İslamda Allahın insanı yaratırken ruhunu üflemiş olmasından alır. Nasıl ki, flüt çalarken tü, yan flütte ise fü sesleri çıkıyorsa, ney üflenirken de ağızdan hû sesi çıkarılır. Hû ise Arapçada O demektir ve tasavvufta Allah, hiçbir talep manası taşımayan bu zamirle zikredilir.
Rahatsız bünyeleri iyileştiren, insana mutluluk veren bu parça, Yunan new age sanatçısı Yanninin esasen te çıkardığı bir konser albümüne ait. Özellikle bu parçada bateriler ve davullar birbiriyle konuşuyor, kemanlar birbiriyle atışıyor. Bu konserde hemen her türlü enstrüman mevcut. Tarihi Atina Akropolisinin muhteşem akustiği, orkestranın tamamının verdiği pozitif enerji, gülen yüzler, virtüözlerin birbirleriyle olan bakışmaları, aralarındaki iletişim ve müzikalitenin bu derece kusursuz olduğu ender konserlerden biri olarak tarihe geçen Live at the Acropolis, gelmiş geçmiş en iyi canlı performanslardan biri olarak kabul ediliyor. Her notası terapi niyetine dinlenebilecek konserin dvdsi de mevcut. Konserin, milyonu aşan satış rakamıyla, ustaların da ustası Michael Jacksonun 9 milyon satan efsane Thriller müzik videosundan sonra tüm zamanların en fazla satan ikinci müzik videosu olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.
Kaynaklar: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7
Elektronik müzik uzun süredir var ve dijital çağda bu tür müziğe heryerde rastlamak mümkün. Ancak yaklaşık yıldır var olan elektronik bir enstrüman diğerlerinden farklı. Bu enstrümanın adı Teremin.
Arthur Harrison, bir kitapçı dükkanının köşesinde, küçük siyah, dikdörtgen bir metal kutunun arkasında duruyor. Kutunun her iki tarafından metallevhalar uzanıyor. Harrison levhalar üzerinde ama levhalara dokunmadan ellerini aşağı yukarı gezdirerek müzik yapıyor. Müzik bir hoparlör aracılığıyla dükkana yayılıyor. Theremin ellemeden çalınan tek enstrüman. Levhalara anten de deniyor. Çünkü bu antenler aslında elektrot
Harrison ellerini oynattıkça elektrik enerji dalgalarının miktarı değişiyor. Bu da elektrik akımını dolayısıyla frekans ile sesin seviyesini değiştiriyor. Farklı sesinden ötürü teremin bir çok besteci tarafından gizemli ve bilim kurgu tarzı film müziklerinde kullanılıyor.
Bernard Herrman bu enstrümanı yapımı The Day the Earth Stood Still filminin müziklerinde kullandı. Harrison o tarihten sonar Theremin’in bir çok bilim kurgu filminde kullanıldığını söylüyor. Harrison Theremin’e yaklaşık 40 yıldır ilgi duyduğunu söylüyor.
Elektronik aletlere hep ilgi duymuş olan Harrison bu enstrümanın yeniden tasarlanmasında rol oynamak istemiş. 20 yıl sonra kendi tasarladığı Theremin’leri yapmaya başlayan Harrison, Harrison Instruments adlı şirketi kurmuş. O zamandan beri binlerce Theremin satan Harrison bunlar arasında basit modellerden profesyonel tasarımlara kadar bir çok çeşit olduğunu
söylüyor.
Harrison düz levhaların kullanıldığı tasarıyı geliştirmiş. Orijinal Theremin’in sadece bir dikey bir de yatay anteni bulunuyordu. Enstrüman yılında Rus bilimadamı Leon Theremin tarafından icat edildi.
Theremin Amerika’ya yılında geldi ve birden üne kavuştu. Enstrümanına patent verildi ve alet RCA tarafından üretilmeye başlandı. Fiyatı piyano kadardı. Onun için özellikle ekonomik krizinden sonra fazla alıcısı çıkmadı.
Theremin Jimmy Page ve Led Zepplin gibi rock müzisyenleri tarafından da kullanıldı.
Müzisyen olarak bazı konserler vermiş olan Harrison kendisini öncelikle Theremin tasarımcısı olarak görüyor. Arthur Harrison bu sene sonuna doğru, müzik grubu The Cassettes
yeniden bir araya geldiğinde daha fazla konser verecek. Ancak şu anda Harrison kendini Theremin yapmaya adamış durumda.