elveda buhara kısa özeti / Elveda Buhara - Yavuz Bahadıroğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Elveda Buhara Kısa Özeti

elveda buhara kısa özeti

Ana içeriğe atla

Elveda Buhara Kitap Özeti- Yavuz Bahadıroğlu

  • Bağlantıyı al
  • Facebook
  • Twitter
  • Pinterest
  • E-posta
  • Diğer Uygulamalar
Orta Asyada ki Harzemşahların yöneticisi olan Celaleddinin hayatını anlatan bir eserdir.O zamanlar Moğolların yaptığı saldırılar yağmalamalar meşhurdu.Moğollarda yavaş yavaş Celaleddinin bölgesinede yaklaşmıştı.Celaleddin sivri zekasını kullanarak Moğolları yenebilecek tek ülkedir.Ama celaleddin kıpçakların çıkaracağı iç savaşlardan korkuyordu.onlar örgütlenmese yeterdi.en iyi kumandan ları sarı lagod  Toyhandı.Celaleddin bir savaşa gireceğini biliyordu oyüzden ordusunu hep hazır tutardı.Bir gün kıpçaklar isyan çıkararak 20 000 kişi ile saldırdı celaleddine celaleddin dağıldı eşini küçük oğlunu annesinide alarak 10000 askerle yola çıktı asker topyacaktı ve sonra Moğolara karşı savunma yapacaktı.asker topladı bu arada da selçukludan yardım istedi.Selçukluda bunu kabul etti ve korkmamasını söyledi.Celaleddin 100 000 kişilik ordu kurmuştu.Bu ordu 150 000 kişilik moğol askerleri ile karşılaştı ve Celaleddin az bir kayıp verdi ama savaşı kazandı.Moğolların başınıda korku sardı ölüm korkusu.Celaleddinin 90 000 kişilik ordusu kalmıştı bu arada moğollar bir çinli bilgin sayesin de askerlerine harzem şahlıla gibi giydirerek selçuklulara saldırttı.Selçuklu buna sinirlendi ve b i ordu yola çıkardı Celaleddin için. Bunu ayarlayan moğollarda o savaş anında bunu farkeder ve kendide celaleddine saldırır celaleddin tek kaçabileceği yer nehir geçerek 7 günlük yol gitmesiydi. annesi eşi ve çocuğunu alarak kaçırmasıı söyledi toy hana.Toy han o anda öldü ordu kaybolmuştu savaşta kişi başına 15 asker düşüyordu.Celaleddin annesigili nehiri geçirp kendisi ölene kadar savaşacaktı.nehre girdi annesi beline sarılmıştı eşi bi elinden oğlu diğer elinden tutuyordu.celaleddin akıntıya karşı bütün gücüyle yürüyordu arkasında 10 moğol askeri gelmişti.bunu gören annesi onları yavaşlattığını düşünerek kendini moğolların üstüne attı ve öldü.sonra eşide aynı şekilde.buna karşın Celaleddin artık ölümün geldiğini düşünerek savaşarak ölür.
İNDİR

Bu blogdaki popüler yayınlar

SHACO

''Bir sihir gösterisine ne dersin.'' ''Neden bu kadar ciddisin.'' ''Sıradaki numaram için seni yok edicem.''               ---Shaco---

SORAKA

''Ben yaşadıkça kimse acı çekmicek.'' ''Hep böyle acemicemi gövüşürsün.'' ''Seni kurtartmıcam.'' ''Evet kafamdaki boynuz, hayır özel hayatım seni ilgilendirmez.'' ''Evet bildiğin muz ıhıhaha muz olduğu kimsenin aklına gelmiyor.''                ---Soraka---

Elveda Buhara - Yavuz Bahadıroğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Elveda Buhara kimin eseri? Elveda Buhara kitabının yazarı kimdir? Elveda Buhara konusu ve anafikri nedir? Elveda Buhara kitabı ne anlatıyor? Elveda Buhara PDF indirme linki var mı? Elveda Buhara kitabının yazarı Yavuz Bahadıroğlu kimdir? İşte Elveda Buhara kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi

Yazar:Yavuz Bahadıroğlu

Yayın Evi: Nesil Yayınları

İSBN: 9789754080569

Sayfa Sayısı: 255

Elveda Buhara Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Nihayet Celaleddin Harzemşahın idaresinde yeniden teşekkül, büyüme, gelişme, yayılma.

Sonra tekrar ihtilaf, ihtiras, kin, haset.

Ve bunların tabii neticesi:

"Elveda Buhara."

Sadece bir şehre değil, bir şehrin şahsında ümide,

sevgiye, birliğe, dostluğa ve devlete gönderilen son 

veda selamı."Elveda Buhara."

Elveda Buhara Alıntıları - Sözleri

  • Ümit başarının anahtarı sayılırdı.
  • - Sen affı seversin, günahlarını affeyle Rabbim!..
  • Yeter ki birlik bozulmasın. Başımıza ne bela geldiyse birliği temin edemeyişimiz yüzünden geldi.
  • "Nereye gittiğinizi bilmemek kadar kötü birşey yoktur."
  • İşte yaşıyoruz ya, canlı cenaze gibi yaşıyoruz. Buna yaşamak denirse...
  • "Sağlam kaleler dıştan fethedilmiyordu da, içten çökertiliyordu."
  • Derler ki, Celaleddin ile Keykubad birbirlerinin peşine düşecekleri yerde, ittifak edip Moğol belasına karşı çıkmış olsaydılar, İslâm Dini bugünkü kuvvetinin belki üç misline çıkmış olacaktı; ne Harzem Ülkesi ve ne de Selçuk Ülkesi hiç bir zaman ezilmeyecekti. Ama olmadı. Bu iki büyük sultan kapıştılar. Kıyasıya bir savaşa girdiler...
  • İnsanlar ölür, devletler, idealler yaşar...
  • "İnsan bunu nasıl yapar!"
  • Şehadet bizim için Cennetin kapısıdır.
  • Vicdan azabı çekmek için vicdan sahibi olmak gerek.
  • "Çoktandır gülmeyi de unutmuştu."
  • "Ölüm, ne zengin tanır, ne fakir. Ne dost bilir, ne düşman. Ne sultan, ne de bey... Gözünde herkes eşit, herkes bir. Kara toprak aynı iştiyakla dilenciye de, sultanı da yutar. Aynı özlemle kucaklar, aynı hasretle sarar."
  • "Yüzlerde derin bir sevincin izleri satır satır kazınmış, zafer inancı gözlere sinmişti."
  • "Doğrular yanlış yolda olanlara acı gelir..."

Elveda Buhara İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Temür melik, Cellaleddin, Sarı Logod ve daha nice yiğitler... Fitnenin, fesatın ve bol düşmanın olduğu bir devlet daha ne kadar ayakta kalabilirdi ki? Çok direndiler sonunda yiğitçe Allah uğruna şehadet şerbetini tattılar. Ne mutlu onlara.. Temür Melik'in dava sevdası, iyi bir gözlemci olması, yiğitliği,... Cellaleddin' in sabrı, şefkati, dini uğruna devleti ve milleti uğruna herşeyini feda etmesi, merhametli bir insan olması, akıllıca hareket etmesi, yapacağı bir işin sonunu her zaman düşünmesi kısacası herşeyi ile harika bir insandı. Keza yanındaki yiğitler de aynen öyle. Anlayana çok güzel dersler çıkaracak bir kitap serisiydi. Buhara Yanıyor ve Elveda Buhara'yı okumanızı bütün içtenliğimle tavsiye ederim. (Ruhu revan)

Diyorum ki kendi kendime, tamam yeter artık bir süre tarihi roman okumak yok, Bünyem kaldırmıyor artık bu acıları okumayı. Bir süre aşk romanı filan okuyup vakit geçiricem diye ama olmuyor. Tek konusu aşk olan romanları okumayı sevmememin yanı sıra bir kaç yazarın da etkisi izin vermiyor buna. Yavuz BAHADIROĞLU da listenin başlarında. Okuduğum hiçbir kitabında sıkılmadım bir kere bile... Sayfalarca betimleme yapsın okurum o derece:) kitabımız BUHARA YANIYOR kitabının devamı. Harzemşahların yıkılışını gerçekten sinirle ve üzüntüyle okudum. Bir yanda önüne gelen her yeri yakıp yıkan, insanlar katleden moğollar, diğer yanda ise İslamın bayraktarlığını yapan harzemşahlar ve şelçuklular. Şimdi diyenler olacak, tarihi romanlardan okuma filan diye ama okuduğum her kitaptan sonra büyük bir araştırma içine girişiyorum ve Yavuz BAHADIROĞLU beni hiç yanıltmadı henüz. Harzemşahlar, tarihi boyunca bir sürü ihanete uğramış sürekli taht kavgalarıyla sarsılmış, ihanetler ülkesi olmuş resmen. Moğallara verilen bir çok toprak, kaybedilen bir çok savaş da bundan dolayı zaten. Kaç kale savaşmadan verilmiş gerçekten okuyunca içim acıdı. Muhammed Han vur-kaç tekniği yerine savaşmayı deneseydi belki de moğollar yıllarca bir sürü insanı katletmeyecekti. Ama olmadı kaçtı Muhammed Han, Cengiz Han'ın namından korktu ve kaçtı. Sonra Celaleddin çıktı ortaya, babasının yaptığını yapmadı Cengiz Han'ın yüreğine korku saldı. Dağılan ülkesini toplamak için çabaladı, yeniden güçlendi,bir çok sefer moğolları yendi ama bitiremedi. Cengiz Han savaş meydanı dışında hileler yaptı. Celaleddin'in iyi ilişkiler kurmak için sürekli uğraştığı Selçuklu hükümdarı Alaaddin Keykubat'ı hainlerle yalancı baskın haberleri ile harzemşahlara düşman etti. Yıkılan devletten büyük bir imparatorluk kuran Celaleddin aynı dine aynı ülküye sahip selçuluklarla istemese de savaştı ve kaybetti, sonrada haince öldürüldü. İşte kitap bunu anlatıyor tabi daha heyecanlı hüzünlü ve de dolu dizgin. İsterdim ki yassı çemen savaşını Celaleddin alsın, Keykubat kaybetsin ama işte o zaman da dünyaya hükmedecek Osmanlı olmayacaktı belki. Yüreğimde anlatılmaz bir yer edindi Celaleddin Harzemşah. Ve Yavuz BAHADIROĞLU yine harika bir eser ne diyebilirim ki kalemine yüreğine sağlık... (Seda ACAR)

Elveda Buhara PDF indirme linki var mı?

Yavuz Bahadıroğlu - Elveda Buhara kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Elveda Buhara PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Yavuz Bahadıroğlu Kimdir?

Yavuz Bahadıroğlu; yazar, tarihçi, gazeteci, radyo programcısıdır. Gerçek adı Niyazi Birinci'dir. Evli ve üç çocuk babasıdır.

1971′de İstanbul'da gazeteciliğe başladı. Muhabirlik, araştırma-inceleme, röportaj ve fıkra yazarlığı yaptı. Gazete, dergi ve şirket yöneticisi olarak çalıştı. Gazeteciliğini muhabir ve röportajcı olarak sürdürürken, çocuklara yönelik eserler üretti. Yüzlerce çocuk romanı, hikaye yayınlandı. Aynı dönemde bir gazetede Şeref Baysal ve Veysel Akpınar isimleriyle iki köşe yazısı yazdı.

Asıl çıkışını Yavuz Bahadıroğlu ismiyle yazdığı romanlarla yaptı. İlk romanı "Sunguroğlu" ve ardından yazdığı "Buhara Yanıyor" romanı ülkenin en çok satan romanlarından oldu. Genelde Osmanlı'nın çeşitli dönemlerini ele alan otuzu aşkın romanı vardır, bunlardan biri "Biz Osmanlıyız".

Yavuz Bahadıroğlu; roman, çocuk kitapları, hikaye, araştırma, oyunlar, film yapılmış senaryolar ve fikri eserler olmak üzere yüzlerce çalışmaya imza attı. Yurt içinde ve yurt dışında çeşitli konularda binlerce konferans verdi, çeşitli kurum ve kuruluşlardan ödüller aldı, iki kitabı Kültür Bakanlığı tarafından yayınlandı.

Tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden yazarın cenazesi Eyüp Sultan Camisi'ndeki hazireye defnedildi.

Yavuz Bahadıroğlu Kitapları - Eserleri

  • Merhaba Söğüt
  • Biz Osmanlıyız
  • Buhara Yanıyor
  • Fatih Sultan Mehmet
  • Muhteşem Süleyman
  • Elveda Buhara
  • Yavuz Sultan Selim
  • Malazgirt'te Bir Cuma Sabahı
  • Kayıtdışı Tarihimiz
  • Endülüs'e Veda
  • Sunguroğlu 1
  • Şirpençe
  • Mimar Sinan
  • Selahaddin Eyyubi
  • Kanunî Sultan Süleyman
  • Sunguroğlu 2
  • Osmanlı Padişahları
  • Çaka Bey
  • Osman Gazi
  • Mısır'a Doğru
  • Sunguroğlu 3
  • Osmanlı'da Derin Devlet ve II. Abdülhamit
  • Şehzade Selim
  • Kırım Kan Ağlıyor
  • Fatih Sultan Mehmet ve İstanbul'un Fethi
  • Yavuz Sultan Selim ve Kutsal Emanetler
  • Bir Devrin Bittiği Yer Çanakkale
  • IV. Murad 1
  • Orhan Gazi
  • Yakın Tarihimizin Sır Perdesi
  • Tarihimizden Yaşanmış Öyküler
  • Sahipsiz Saltanat
  • Osmanlı'da Şehzade Katli
  • Yıldırım Bayezid
  • Tarihin Arka Sokakları
  • Resimli Osmanlı Tarihi
  • Turgut Alp
  • IV. Murad 2
  • Çelebi Mehmed
  • Birinci Murad
  • Tarihimizin Gizli Odaları
  • Padişahların Akıl Hocaları
  • İnancın Zaferi Çanakkale
  • Sel
  • Harem
  • Cem Sultan 1
  • Yolbaşı
  • Çalınan Hazine
  • Kaçırılan Prenses
  • Kirazlı Mescid Sokağı
  • Binatlı
  • Gemide İsyan
  • Mavi Yıldız
  • Cengaver
  • Kemalist Yalanlar
  • II. Murad
  • Kara Şövalye
  • Zindanda Şahlanış
  • Ayet Ayet İnsan
  • Baskın
  • Hanedan Sarayın Sırları
  • Topal Kasırga
  • Kaybolan Elçiler
  • Barla'da Diriliş
  • Ağalar Saltanatı
  • Din Ve Laiklik
  • Sultan-ı Cihan Abdülhamid Han
  • Keşmekeş
  • Tuzak
  • Osmanlı Demokrasisinden Türkiye Cumhuriyetine
  • Cem Sultan 2
  • Köprübaşı
  • Bediüzzaman Said Nursi
  • Gülü Arayan Adam
  • Yaşam Bir Avuç Gül Bir Tutam Diken
  • Boşlukta Yürümek
  • Kumpas Tarihi
  • Cihan Sultanları
  • Ayet Ayet Hayat
  • Adil Olan Kazanır
  • Yürek Seferi
  • Hayatı Aşkla Yaşamak
  • Sunguroğlu
  • Erdem Hikayeleri : Çalışkanlık İçeri Tembellik Dışarı
  • Çanakkale Kıyameti
  • Dürüst Ol Ki Mutlu Olasın
  • Dağlı
  • Kafkas Kartalı Şeyh Şamil
  • Osmanlı'nın Büyüme Sırları
  • Osmanlı'da Çocuk Eğitimi
  • Avukat Bekir Berk
  • Muhteşem II. Abdülhamit Han
  • Kudretli Sultan II. Abdülhamid Han
  • Osmanlı'nın Yükselişi
  • Tarih Cesaretle Yazılır
  • Doktor Olacağım
  • Hayata Dair Öyküler
  • Muhteşem Yavuz Sultan Selim Han
  • 40 Geceye 40 Masal
  • Canım Peygamberim
  • Vatanını Kim Sevmez Ki!
  • Köy Çocuğu
  • Var mı Arkadaşlık Gibisi ?
  • Vatan İçin
  • Hayat Yardımlaşınca Güzel
  • Yakın Tarihin Kara Kutusu
  • Canavar Robot
  • Şehzade Murat
  • Anılarımdaki Türkiye: Yavuz Bahadıroğlu
  • İki Kardeş
  • Çevre Bize Emanet
  • Muhteşem Fatih Sultan Mehmet
  • Eşim Çocuğum Ve Ben
  • Can'ın Hatıra Defteri
  • Zebun
  • Hayata Dilekçe
  • Heyecanlı Yolculuk
  • Üç Kaçak Yolcu
  • Bizim Can
  • Yaramaz Ayı Zirzop
  • Karıncalar Savaşı
  • Sevgi Ne Güzel Şey / Erdem Hikayeleri
  • Muhteşem Hanedan Osmanlı
  • Yetim Çocuk
  • Küçük Kahraman
  • Sular Altında Bir Ülke
  • Kim Demiş Fedakarlık Zor Diye?
  • Dayanışma En Büyük Güçtür / Erdem Hikayeleri
  • Dindarların Para ve İktidarla İmtihanı
  • Tuhaf Çocuk
  • Haram Yemenin Sonu
  • Osmanlı'nın Yazılmamış Tarihi
  • Beylikten Hükümdarlığa Osmanlı Padişahları
  • Tarihin Mayın Tarlası
  • Fedakar Annem
  • Diriliş
  • Sunguroğlu
  • Babalar Eve Dönsün
  • Sunguroğlu
  • Büyük Bir Milletin Direniş Destanı Çanakkale
  • Sunguroğlu
  • Alaycı Alabalık
  • Akvaryum Güzeli
  • Kedi Olan Köpek
  • Küçük Çoban
  • Son Süvari Yavuz Sultan Selim Han
  • Kelepçe
  • Sabırsız Tavşan
  • Kurnaz Tilki
  • Gıdı Gıdı Masallar
  • Ben Çanakkale
  • Mecburen Atatürkçü
  • Uyanık Geyik
  • Kardeş Böcekler
  • Karınca Birliği
  • Bici Bici Masallar
  • Bu Gidiş Nereye
  • Ördek Vakvaka
  • Uzay Çocuğu
  • Yavru Pelikan
  • Kararlı Balıklar
  • Fare ile Fil
  • Akıllı Kaplumbağa
  • Kötü Huylu Karga
  • Yavru Kuşlar
  • Oruç Tuttum Sevinçten Uçtum
  • Bediüzzaman Said Nursi
  • Çocuğun Ramazanı
  • Dertli Alp Keçisi
  • Alican ile Ercan
  • Çıtır Çıtır Masallar
  • Saf Kuzucuk
  • Uzaklar Yakındır - Merhaba Söğüt
  • II. Abdulhamit
  • Sosyalizm Bitti Laiklik Alır Mıydınız?
  • Kara Mürsel Alp
  • Çizgili Zürafalar
  • Şirin Kedi
  • Resimli Osmanlı Tarihi
  • Masal Masal Hoppala
  • Teşekkür Ederim Allah'ım
  • Bizi Kimler Dinliyor
  • Çamurdan Meyve Olur mu?
  • Zikir Fikir Şükür
  • Canavar Robot
  • Tavşancık ve Gökyüzü
  • Suçlu Biziz
  • Fatih Sultan Mehmed

Yavuz Bahadıroğlu Alıntıları - Sözleri

  • Şövalyeler,vaktiyle yaptıklarını düşündüler.Ellerine geçen Müslüman esiri ya ölünceye kadar çalıştırır yahut kollarından ve bacaklarından duvara asarlardı.Buna rağmen Müslümanların halifesi onları teselli ediyordu.Kendilerini tutamayarak ayaklarına kapandılar. (Resimli Osmanlı Tarihi)
  • "Gemiler yanıyor" dediler."Bırakın yansın" diye cevap verdi, "onların küllerinin arasından umutlarım yeşeriyor." "Artık gemilerimiz yok.Geri dönüş umudumuz yandı, kül oldu.Geriye iki ihtimal kalıyor: Ya yüzerek vatana dönmeyi deneyeceksiniz ya da düşmanı yenerek buraları kendinize vatan yapacaksınız. Kararınızı verin!" (Padişahların Akıl Hocaları)
  • Herkes ancak ufku kadar vardır. (Osmanlı'nın Yazılmamış Tarihi)
  • 80 yıl + 8 yıl (Yavuz Sultan Selim)
  • Bugün Filistin'de olup bitenlerin ışığında Padişah-ı Cihan'ın 1895'te söylediği şu sözlere kulak vermek gerekir: ''Eğer Filistin'de Müslüman Arap unsurunun faikiyetini (üstünlüğünü) muhafaza etmesini istiyorsak, Yahudilerin yerleştirilmesi fikrinden vazgeçmeliyiz. Aksi takdirde yerleştirildikleri yerde çok kısa zamanda bütün kudreti elde edeceklerinden, dindaşlarımızın ölüm kararını imzalamış oluruz.'' (Sultan-ı Cihan Abdülhamid Han)
  • "Kendime bir dünya kurdum kendimce." (Buhara Yanıyor)
  • Biz kula kul olmak için yaratılmış insanlar değiliz...bunun taklidi bile zor gelir bize.Kulluğun en güzeli Allah’a yapılır çünkü. (Sunguroğlu 3)
  • " Ben de " diye geçirdim içimden, " Osmanlı' yı ben de arıyorum ! " (Osmanlı Demokrasisinden Türkiye Cumhuriyetine)
  • Ha bir de azınlıklardan varlık vergisi adı altında alınan Türk olarak doğmama vergisi vardır ki, ne insafa, ne de vicdana sığar. (Yakın Tarihimizin Sır Perdesi)
  • Hayat biraz hayalden,biraz gerçekten ve alabildiğine ümitten ibaretti. (IV. Murad 2)
  • Düşmanlarımız aciz kaldığı müddetçe itaat gösterirler, ama zayıflık zuhur ettiği an öç almaya çalışırlar. (Kumpas Tarihi)
  • “Dünya geçici bir zaman İçin öldü. Ağaçlar yaprak döktü, çiçekler, otlar kurudu. Sonra yeniden yeşerecek. Toprak altında kalan küçücük zerrelerden tekrar hayat bulup filizlenecekler. Etraf tekrar yeşerip, tekrar çiçeklenecek.” “Ba’su ba’del mevt sırrı. İşte tecelli. Bu hâli senelerce temaşa edip de, öldükten sonra dirilmeye inanmamak İçin deli olmak lazım.” (Sunguroğlu)
  • 600 yıllık Osmanlı tarihi boyunca beşi on dördüncü, sekizi on beşinci, kırk ikisi on altıncı, beşi on yedinci ve biri de on sekizinci asırda olmak üzere toplam 61 şehzade katledilmiştir. Bunlardan 22 tanesi bilfiil isyan ettiği için öldürülmüştür. Diğerleri de ekseriya Fatih Kanunnamesi'ni takib eden 150 yıl içinde katledilmiştir. 1603 yılında padişah olan Sultan I. Ahmed kardeşlerini öldürmeye lüzum görmedi ve 1617'de vefatından sonra, oğulları bulunduğu halde, bunlar yaşça küçük olduğundan kardeşi Sultan 1. Mustafa tahta geçti. Böylece ilk defa bir padişahın yerine oğlu değil, kardeşi geçiyordu. Osmanlılarda şehzade katli meselesini doğru anlayıp değerlendirebilmek için öncelikle İslâm-Osmanlı hukuku ve siyaset geleneğini bilmeye ihtiyaç var... Çünkü hâdisenin tarihî, siyasî ve hukukî sebepleri bulunmaktadır. Nitekim hayattaki hemen her şehzade arkasına düşman devletlerin de desteğini alarak ayaklanmış, binlerce insan ölmüş, ülke harap, millet perişan olmuştu. Osmanlıların, gerek önce ve gerekse kendi devirlerinde yaşanan tecrübelerden ders alarak, bu böyle bir sonuç doğmaması için bizzat aile mensuplarını feda etmekten başka çareleri yoktu. Bu çerçevede, Fatih Sultan Mehmed, Kanunnamesinde, şehzade katlini düzenleyen bir hüküm koymuştur. “Fitne, adam öldürmekten daha kötüdür” mealindeki Kur'ân-ı Kerim ayeti ve gerektiğinde umumî menfaat için hususî menfaatin haleldar edilebileceğine dair şer'i prensip, şehzade katlinin hukukî mesnedi olmuş; İslâm hukukçularının ekserisinin bu müesseseye cevaz verdikleri, Kanunname'de açıkça ifade edilmiştir. Böylece alınan tedbirlerle Osmanlılarda ne eski Türk devletlerinde olduğu gibi ülke parçalanmış ve ne de Avrupa'daki gibi "veraset savaşları" yaşanmıştır. Bu da, devleti altı yüz yılı aşkın bir zaman ayakta tutan sebeplerden biridir. Oysa Yıldırım Bâyezid, kardeşi Yakup Bey'in “tahtını tabuta” çevirmeseydi, devlet param parça olmaz mıydı? Fatih, kardeşini sağ bıraksaydı, kardeşi zaman içinde isyan çıkartmaz mıydı (çünkü hep böyle gelişti), bu isyan sebebiyle acaba İstanbul fethi aksamaz mıydı? Sultan II. Bâyezid, Cem Sultan'ın teklifini kabul edip devleti kardeşiyle bölüşseydi Yavuz ortaya çıkabilir, "Halife" olabilir miydi? Ve Yavuz, üzerlerine gelen kardeşleri Ahmed ve Korkud'u bağışlasaydı, toparlanır toparlanmaz birleşip yeniden saldırmazlar mıydı? Bu da Yavuz Padişah'ın en büyük ideali olan “İttihad-ı İslâmı --Müslümanların Birliğini- gerçekleştirmesini engellemez miydi? Bunların üzerinde kafa yormadan, şartları hiç nazara almadan, o günlerin devlet telakkisini anlamaya çalışmadan masa başında hüküm vermek insafsızlıktır... (Muhteşem Yavuz Sultan Selim Han)
  • Düşüncelerinden bir çekişte kopardı kendini, gökyüzüne baktı.. (Boşlukta Yürümek)
  • Millî Mücadele (bazıları buna ‘İstiklâl Savaşı' diyor, ancak istiklalini kaybetmemiş bir ülkenin ‘İstiklâl Savaşı' yapması mümkün değil) ve Lozan... Galip mi, mağlup mu oturduğumuz belirsiz Lozan masası... “Misak-ı Milli” yemininin bozulması, Batı Trakya, Ortadoğu, Filistin, Ege Adaları, Musul ve Kerkük'ün elden çıkması... Saltanatın kaldırılması, Cumhuriyet'in ilanı ve halifeliğin “ilga”sı... Ve tuhaf bir tesadüf, Türkiye parlamentosu hilafeti kaldırmadan, İngiliz parlamentosu Lozan Antlaşması’nı çeşitli bahaneler öne sürerek imzalamadı. Antlaşma hilafet kaldırıldıktan kısa bir süre sonra imzalandı. Gerçekten de tuhaf bir tesadüf! Süreç içinde İsrail kuruldu, Balkanlar'daki topraklar elden çıktı, Arap âlemi param parça edildi, petrol yataklarına el konuldu. Böylece İngiltere ve müttefikleri ilk büyük hedeflerine ulaşmış oluyorlardı. Sıra en büyük hedefi vurmaya gelmişti. Müslümanların rahatça sömürülebilmesi için, bir türlü kontrol edemedikleri hilafetin artık kökünün kazınması gerekiyordu. (Sultan-ı Cihan Abdülhamid Han)
  • "Annemin öğüdü de kendisiyle beraber öldu. Artık yolumu kendim çizeceğim (Var mı Arkadaşlık Gibisi ?)
  • İşte bu “tolerans mantığı”dır! Fatih Sultan Mehmet kılıcıyla değil, “tolerans mantığı”yla Orta Çağ’ın katı kalıplarını kırmış, hayatı yeni bir çağla tanıştırmıştır. (Tarihin Arka Sokakları)
  • "Yok Lagan. Biliyorsun ki, biz kalbimizi de vücudumuzu da din ve millet yoluna adadık. Başka sevgiye yer yok." (Sunguroğlu 3)
  • Sunguroğlu diz vurup Beyi selamladıktan sonra çıktı. Köse Yusuf'u tavukları yemlerken buldu. (Kara Şövalye)
  • “Küllü nefsin zâikatülmevt” âyeti kerimesini hatırladı. “Elbette ki her nefis sahibi mutlaka ölecektir.” diye düşündü. <

© 2004-2023 Tüm Hakları Saklıdır.
Sitedeki içerikler izinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur. MARDiNLiFE.COM ile bir bağlantı kurulamaz, site sorumlu değildir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır