Emin Bülent Serdaroğlu, 1 Mart ’da Halep’te doğdu. Asıl adı Mehmet Emin Bülent’tir. Baba tarafından dedesi Kırım Savaşı’nda Serdar-ı Ekrem (Başkumandan) Ömer Paşa’dır. Serdaroğlu soyadı da buradan gelmektedir. Babası, farklı yerlerde askerî görevlerde bulunmuş olan Miralay (Albay) Ömer Muzaffer Bey ()’di. Annesi, Hatice Hayriye Hanım () şeyhülvüzera Namık Paşazade Müşir Cemil Paşa’nın kızıydı. Emin Bülent doğduğunda Müşir Cemil Paşa Halep valisiydi. İstanbul doğumlu olan anne Hatice Hayriye Hanım, yirmi sekiz yaşında aynı yerde vefat edince, babası ikinci evliliğini yaptı. Emin Bülent ailenin en büyük çocuğuydu. Nimet Turgay ve Ömer Lütfi adında iki kardeşi vardı. Babasının ikinci evliliğinden ise Cezmi ve Turgut adında kardeşleri oldu.
İlkokulu Altunizade Mektebinde ve Şemsü’l-mekâtipte, liseyi Galatasaray Sultanîsinde okudu ve ’te mezun oldu. İlk şiirlerini lise yıllarında yazmaya başladı ve oldukça ilgi gördü. Futbola olan ilgisi de aynı yıllarda başladı. Yakın arkadaşları Ali Sami Yen, Asım Tevfik Sonumut ve diğer arkadaşlarıyla birlikte ’te Galatasaray kulübünü kurdular. Birinci Dünya Savaşı’nda Suriye ve Çanakkale cephelerinde bulundu ve ’de Balkan Savaşı’na gönüllü olarak katıldı.
Sait Paşa’nın kızı Melek Hanım’la ’de evlendi. Bu evlilikten Sârâ adında bir kızı oldu. Sâra Hanım da evlendi ve Emin Bülent’in görmeye ömrünün yetmediği Nûr adında bir torunu oldu.
Emin Bülent, Sahil Sıhhiye, Osmanlı Reji İdaresi, İnhisarlar İdaresinde evrak kalem müdürlüğü yaptı. Elektrik Şirketi arazi ve istimlak servisinde şeflik ve Liman İdaresi Umumî kâtipliğinde bulundu. Kısa bir süre de komisyonculuk yaptı. Son olarak Ankara Merkez Bankasında çalıştı.
Mide rahatsızlığı ile gittiği hastanede ülser teşhisi konuldu ve ameliyat oldu. Fakat hastalığın karaciğer kanseri olduğu anlaşıldı. Bir süre tedavi gördükten sonra 29 Kasım ’de Göztepe’deki evinde hayata gözlerini kapadı. Son sözleri Balkan savaşına ait bir hatıraya aitti: “Lüleburgaz, Lüleburgaz, harbediyoruz” (Evrimer 24). Kabri Çamlıca’da Selami Efendi Mezarlığındadır.
Fecr-i Âti şairlerinden olan Emin Bülent Serdaroğlu, ilk şiirlerini Galatasaray Sultanisi'nde öğrenciyken kaleme almış ve şiirleri oldukça ilgi görmüştür. Fuzulî, Tevfik Fikret, Alphonse Dauet, Zola, Edmond Rostand, Paul Verlaine severek okuduğu şairlerdir. Bu sebeple şiirlerinde Tevfik Fikret, Ahmet Haşim ve Paul Verlaine’in etkisi görülür. “Çöller” şiiri Ahmet Haşim’in “Şi’r-i Kamer”ini anımsatır. Henüz on altı yaşındayken kaleme aldığı “Hatif Diyor ki”de Tevfik Fikret’in de sesi duyulur. Bununla birlikte kendi sesini de duyurmayı başarmış ve Fecr-i Âti topluluğunun gelecek vaad eden üç şairinden biri olmuştur. Rıfat Necdet Evrimer, onun şiirlerini kolaylıkla yazdığını, bazen gece yataktan kalkıp bir kâğıt üzerine mısraları hemen işlediğini, şiir yazarken yalnız bulunmayı tercih ettiğini söyler. Bununla birlikte ona göre Fecr-i Âti topluluğunun Ahmet Haşim’den sonra en kuvvetli şairi Emin Bülent’tir.
On sekiz yaşında kaleme aldığı “Hisarlara Karşı” manzumesi, Edebiyat-ı Cedide ve Fecr-i Âti sanatçılarının hiçbirinde sezilmeyen bir kahramanlık havası taşır. Hakkı Süha Gezgin, bu şiirlerin birer tarih dehlizi olduğunu belirtir. “İçinde canfes şalvarlı, eleğimsağma kuşaklı cihangirlerin nal şakırtıları, kılıç çakıntıları gelen birer tarih dehlizi…” (Gezgin 63).
Meşrutiyet’ten ve özellikle Balkan Harbi’nden sonra yazdığı şiirlerinde sürekli ilerleyen ve kendini yenileyen bir tavır gözlemlenir. Onun en güzel şiirlerinden birinin “Gurur” olduğu söylenir. Asker kökenli bir aileden gelmesinin de etkisiyle vatan ve millet âşığı olması sanatına da etki etmiştir. Fecr-i Âticilerin yazdığı aşk, kadın, ölüm gibi bireysel temalı lirizmin hâkim olduğu şiirlerinin yanında milli hassasiyetini gösteren, sosyal temalı, coşkulu epik şiirler de kaleme almıştır. Şiirde sadece dış güzelliğe değil, iç ahenge de önem vermiştir. Bu ahenk onun şiirlerinin beğenilmesini sağlamıştır.
Devrinin gençliğinin duygularına tercüman olan, zamanında oldukça ses getiren ve sevilen meşhur “Kin” şiiri futbol sevgisiyle millet aşkının bir terennümüdür. Rum seyircilerin takımları lehine tezahürat ettikleri bir akşam, Galatasaray Lisesinden arkadaşı Bekir Bircan’la eve giderler. Emin Bülent, burada Victor Hugo’nun Yunanlıları metheden “Mavi Gözlü Yunan Çocuğu” şiirini tesadüfen okuyunca sinirlenir. Mustafa Kemal Atatürk’ün de her fırsatta beğenerek okuduğunu söylediği, Çanakkale’de düşman savunmasında dilinden düşürmediğini duygulanarak anlattığı şu iki mısraı kaleme alır ve şiir daha sonra tamamlanır:
“Garbın cebîn-i zâlimi affetmedim seni / Türküm ve düşmanım sana kalsam da bir kişi” (Evrimer 31). Emin Bülent’in, Namık Kemal coşkunluğuyla yazdığı ve daha sonra tamamladığı bu şiir üzerine, Genç Kalemler dergisi yöneticileri ona “Genç Kalemlerden ‘Kin’ şairine” yazılı bir saat ve kordon hediye etmiştir. Fakat zamanla “yazdığı şiirlerin bir çığır açacak seviyede olmadığı düşüncesi”, “edebiyat dünyasında başkalarından gördüğü lâkayt tavırlar ve bu tavırlar karşısında gururunu koruma isteğiyle” şiirden uzaklaşmıştır (Özdarıcı 22). Öyle ki yazdığı bazı şiirlerin takdir görmemesinin verdiği üzüntüyle şiirlerinin bir kısmını da yakmıştır.
Şair, “Sanat gayelerinizi anlatır, beğendiğiniz şiirlerinizi verir misiniz?” diye soran birine “Geçmişimizde birkaç şiir yazmak günahını işlemiş isek, bu demek değildir ki ömrümüz oldukça bunun hesabını verip azabını çekeceğiz. İşin mi yok Allah aşkına?” (Gezgin 65) diye yanıt vermiştir. Buradan da anlaşılacağı üzere, Emin Bülent şiir yazmayı bir günah addedecek kadar ondan uzaklaşmıştır.
Eşinin ısrarlarına rağmen ezberinde olan tüm şiirlerini kızı için kitaplaştıracağını söylemesine rağmen, şairin titizliği buna engel olmuştur. Ölümünden sonra Salih Zeki Aktay, şiirlerini bir araya getirmiştir. Rıfat Necdet Evrimer hayatını, edebî kişiliğini ve şiirlerini bir kitapta toplamıştır. Hakkında tüm yönleriyle ele alındığı iki adet akademik çalışma bulunmaktadır.
Aktay, Salih Zeki (). Emin Bülend’in Şiirleri. İstanbul: Semih Lütfi Kitabevi.
Banarlı, Nihad Sami (). Resimli Türk Edebiyatı Tarihi, Fasikül 14, İstanbul: Milli Eğitim Basımevi.
Bıyık, Mahmut (). Emin Bülent Serdaroğlu’nun Hayatı ve Şiirleri Üzerine Bir Araştırma. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi.
Evrimer, Rıfat Necdet (). Fecr-i Âti Şairleri – Emin Bülend – Hayatı – Edebî Şahsiyeti – Basılmış ve Basılmamış Şiirleri. Hakkında Yazılanlar. İstanbul: İnkılap Kitabevi.
Gezgin, Hakkı Süha (). Edebi Portreler. Yay. Haz. Beşir Ayvazoğlu. İstanbul: Kapı Yayınları.
monash.pw
Özdarıcı, Öznur (). Emin Bülent Serdaroğlu’nun Hayatı, Sanatı ve Eserleri Üzerine Bir İnceleme. Yüksek Lisans Tezi. Kırıkkale: Kırıkkale Üniversitesi.
Sn. | Madde Adı | monash.pw / Ö.Tarihi | Benzerlik | İncele |
---|---|---|---|---|
1 | ÎDÎ, Bayram | d. ? - ö. | Doğum Yeri | Görüntüle |
2 | MEHMED ATÂ | d. - ö. | Doğum Yeri | Görüntüle |
3 | FENNÎ, Gazi Ahmed Paşa-zâde | d. - ö. Ağustos | Doğum Yeri | Görüntüle |
4 | monash.pw Koyuncu | d. - ö. 8 Mart | Doğum Yılı | Görüntüle |
5 | ÖYSÜZLÜ, Elesger | d. - ö. | Doğum Yılı | Görüntüle |
6 | Abidin Daver | d. - ö. 8 Şubat | Doğum Yılı | Görüntüle |
7 | ZEYNEB HANIM KOLANLI | d. - ö. | Ölüm Yılı | Görüntüle |
8 | KOCA, Koca Kurban Oğlu Kuliyev | d. / - ö. / | Ölüm Yılı | Görüntüle |
9 | ZEKERRİYE HACIOĞLU SÜLEYMANOV | d. - ö. | Ölüm Yılı | Görüntüle |
10 | OZAN LEŞGERİ, Hüsnü İyidoğan | d. - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
11 | Ahmet Kaçar | d. - ö. 12 Mayıs | Meslek | Görüntüle |
12 | Emine Osmanağaoğlu | d. - ö. ? | Meslek | Görüntüle |
13 | Mustafa Celal Emrem | d. - ö. | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
14 | İshak Refet Işıtman | d. - ö. 17 Ekim | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
15 | İsmail Hakkı Paşa | d. - ö. 18 Ocak | Alan/Yüzyıl/Saha | Görüntüle |
16 | EMÎN, Ayaklı Kütüphane Müftü-zâde Seyyid Mehmed Emin Efendi | d. - ö. Temmuz-Ağustos | Madde Adı | Görüntüle |
17 | FEYZÎ, Mehmed Emîn Feyzî Efendi, Ayaşlı | d. - ö. ds. | Madde Adı | Görüntüle |
18 | SİLÂHDÂR-ZÂDE MEHMED EMÎN | d. ? - ö. ? | Madde Adı | Görüntüle |
KİN
Göster sema-yı mağribe yüksel de alnını,
Dök kalb-i saf-ı millete feyz-i beyanını!
Al bayrağınla çık, yürü sağken zafer nüma,
Bir gün şehit olunca sen, olsun kefen sana!
Ey makber-i muazzam-ı ecdadı titreten,
Düşman sadası, sus, yine yükselme gölgeden!
Kafir! Hilal-i rayet-i İslama hürmet et,
Toplar boğar hitabını dağlarda akıbet!
Dağlar lisana gelse de anlatsa hepsini,
Binlerce can dirilse de nakletse geçmişini!
Garbın cebin-i zalimi affetmedim seni,
Türküm ve düşmanım sana kalsam da bir kişi!..
Ben şurezar-ı kalbimi kinimle süslerim,
Kalbimde bir silah ile ferdayı beklerim.
Kabrinde müsterih uyu ey namdar atam!
Evladının bugünkü adı sade intikam!
Emin Bülent Serdaroğlu
- - - - - - - - - - - - -
1-Doğunun semalarında yüksel de alnını göster,
Dök temiz kalpli millete, güzel beyanını
3-Ey ataların muazzam mezarını titreten,
4-Kâfir! İslamın temiz hilal bayrağına hürmet et
6-Batının korkak zalimi unutmadım seni
7-Ben çorak yüreğimi kinimle süslerim
Kalbimde bir silah ile yarını beklerim
8-Kabrinde rahat uyu ey namı olan atam
- - - - - - - - - - - - -
Bu şiiri Emin Bülent , Victor Hugonun Mavi Gözlü Yunan Çocuğu adlı şiirine karşılık olarak yazmıştır. Victor Hugo Yunan İsyanını haklı buluyordu ve Osmanlı aleyhine bu şiiri yazmıştır.
Garbın cebin-i zalimi unutmadım seni,
Türküm ve düşmanım sana kalsam da bir kişi dizeleri dillere pelesenk olmuştur.
Bu müthiş şiiri bize hediye eden , ilk Türk spor kulüplerinden olan Galatasarayın ilk Türk kaptanı, Balkan ve Çanakkale Savaşlarında bu vatan için çarpışmış Emin Bülent Serdaroğlunu saygı ve rahmetle anıyoruz.
Rumuz:Aprınçor Tigin
BeğenYükleniyor
Emin Bülent Serdaroğlu (d. Halep ö. 29 Kasım , İstanbul)
Emin Bülent Serdaroğlu, yılında Halepte doğdu. Babası Kırım Savaşı başkumandanı Ömer Paşanın oğlu Miralay Ömer Muzaffer Bey; annesi, Halep valisi şeyhülvüzera Namık Paşazâde Müşir Cemil Paşanın kızı Hayriye Hanımdır.
Emin Bülent, Çamlıca civarındaki Altunî-zâde okulunda başladığı ilköğrenimini, o dönemde özel bir okul olan Kabataştaki Şemsülmekâtipte tamamlar. Ortaöğrenimine Galatasaray Lisesinde devam eder; bu okulu senesinde bitirir.
Henüz lise öğrencisi iken yazdığı şiirlerle tanınır. Aynı yıllarda sporla da uğraşmaktadır. Ali Sami ve Asım Beyler ile birlikte Galatasaray Kulübünü kurar. Bu spor kulübünün futbol takımında oynar. Galatasaray futbol takımının ilk Türk kaptanı ve sol açık hücum oyuncusudur.
Galatasaray Lisesinin (Fecr-i Âti edebî topluluğuna katılan) bu sporcu şâiri, Balkan Savaşına gönüllü olarak gider. Birinci Dünya Savaşında da, yedek süvari subayı sıfatıyla Suriye ve Çanakkale cephelerinde bulunur.
de Sait Paşanın kızı Melek Hanımla evlenir; Hayriye Sâra adlı kızı dünyaya gelir.
Emin Bülent, sırasıyla Sahil Sıhhiye ve Osmanlı Reji İdaresinde memur, İnhisarlar İdaresi evrak kaleminde müdür; İstanbul Elektrik Şirketi, arazi ve istimlâk servisi şefliği liman idâresi genel sekreterliği vazifelerinde bulunur. Bir ara komisyonculukla uğraşmış; son olarak da, Ankara Merkez Bankasında vazife almıştır.
Uzun müddet rahatsız olan sporcu-şâire, ülser teşhisi ile ameliyat yapılır; ancak karaciğer kanseri olduğu anlaşılır. Göztepedeki evine nakledilir; bir müddet tedavi edilir. 29 Kasım tarihinde hayata gözlerini yumar. Çamlıca Selâmi Efendi mezarlığına defnedilir.
Emin Bülent, dokuz yaşındayken annesini kaybeder, bu acıyı bütün ömrü boyunca yaşar. Şiir yazmak, kitap okumak, spor yapmak ve tabiatla içiçe yaşamak arzusu, belki de, kendisini derinden yaralayan söz konusu acıdan bir kaçıştır.
Gençlik yıllarında, şiir sahasında ondan çok iyi eserler beklenmektedir. Fecr-i Âti edebî topluluğuna mensup gençler arasında Haşim ve Emin Bülent ayni değerde iki genç şair adayı olarak değerlendirilir. Ancak o, şiirle devamlı uğraşmaz. Ayrıca, şöhret, servet ve ikbâl peşinde koşmamış; görevine bağlı bir memur olarak çalışıp ailesini geçindiren ve sessizce yaşamak isteyen bir aile reisi olmayı tercih etmiştir. Baba ve anne tarafından dedeleri paşa olmasına rağmen kendisine bir servet kalmamıştır. Politikadan daima uzak durmaya gayret eden Emin Bülent, son derece milliyetçi ve vatanperver bir insandır.
Onun şiirle az uğraşmasını, tercih ettiği yaşama tarzı ve hayatta karşılaştığı zorluklarla izah etmek mümkündür. Çünkü, huzuru sessizlikte ve unutulmuş olmakta bulan bir insandır. Beğendiği, takdir ettiği ve biraz da taklide çalıştığı Tevfik Fikret gibi kendi köşesinde yaşamayı tercih eden Emin Bülent, Galatasaray Lisesinde hem iyi Fransızca öğrenir, hem de devrine göre kuvvetli bir edebî kültür alır. Fransız edebiyatından Alphonse Daudet, Emile Zola, Edmond Rostand, Paul Verlainei okuyan ve beğenen şâir Türk edebiyatından da Fuzûlî ve Tevfik Fikrete hayrandır. Ancak yetiştiği dönem itibariyle Edebiyat-ı Cedide neslinin tesiri altındadır.
Emin Bülent, 11 Şubat tarihli Servet-i Fünûn dergisinde beyannamesi yayınlanan ve 7 Mart da resmen kurulan Fecr-i Âtî edebî topluluğu üyelerindendir. Yeni bir edebiyat ortaya koymayı hayâl eden bu topluluğun diğer üyelerinde olduğu gibi Emin Bülentde de konu, dil, imaj seviyelerinde Edebiyat-ı Cedide tesiri kuvvetle hissedilir.
Emin Bülent, Hisarlara Karşı şiirinde, Türk tarihini hisarlar çevresinde bütün olarak hisseden bir kalbin sesini duyurur. Mekânda zamana en dayanıklı unsur olan mimarî eser, şâire geçmişi halde yaşama imkânı verir. Bu konu en mükemmel şekli ile Yahya Kemâlin Süleymaniyede Bayram Sabahı adlı şiirinde işlenecektir.
İkinci Meşrutiyet öncesinde, herkes kurtarıcı bir inkılâbın gereğine inanmaktadır. İstibdâddan ve kötü idareden şikayet, devrin ortak konularından biridir. Genç Emin Bülent, Hâtif Diyor ki adlı şiirinde bu konuyu ele alır. Bu iki şiir birlikte düşünüldüğünde Emin Bülentin destan şâiri olabilecek bir söyleyiş tarzıyle şiire başladığı anlaşılır. Bu şiirlerindeki edâ ve ses, Namık Kemâli, kelime ve terkipler Tevfik Fikreti hatırlatmaktadır.
Aynı yıllar yazılmış Çöller ve Hacer ile İsmâil şiiri, mekân ve zamandan uzaklaşma arzusunun şiirle ifâdesi olarak yorumlanabilecek cinstendir. Bunlardan ilki, ruhen de olsa İstanbuldan uzaklaşmayı konu alır. Bu şiir Cenab Şehabeddinin Hac Yolunda adlı eseri, Çöl adlı mensuresi, Faik Alinin Badiyelerde adlı manzumesi ve Ahmed Hâşimin Çöller başlıklı şiiriyle birlikte ele alınmalıdır. İkincisi, Zemzem kıssası etrafında vücût bulmuştur. Müsait olmayan şartlarda isteyen insanın azmi, sabrı ve tahammülü anlatılmaktadır. Dinî bir kıssa çevresinde hürriyet aşkının kişiyi ulaştıracağı hedef sezdirilmek istenmiştir.
Bu manzumeler den önce Emin Bülentin şiirde yokladığı ufukları işaret etmektedir. Onun daha sonra yazdığı Gurbet Geceleri, Sana, Kendi Kendime gibi şiirleri aşkın, ayrılığın ve hattâ ölüm düşüncesinin lirik ifâdesidir. Dev Şarkısı, Bir Destandan gibi şiirler ise ondaki destanı tarafın devam ettiğini gösterir. Onun bu yönü, Balkan Savaşı yıllarında yazdığı Kin adlı şiiriyle en iyi ve açık şekilde ifâdesini bulmuştur. Emin Bülent, bu şiiriyle tanınmaktadır. Bir futbol maçı esnasında, Rum seyirciler Rum takımı için tezahürât yaparlar. O, akşam, Victor Hügonun bir eserinde; Yunanlıları öven mısralara rastlayınca, üzülen ve kızan Emin Bülent, Kin şiirinin şu beytini yazar:
Garbın cebîn-i zâlimi afvetmedim seni
Türküm ve düşmanım sana kalsam da bir kişi
Sonra da şiir tamamlanır. Devrin rûh hâlini aksettiren bu şiir, Selânikte Genç Kalemler çevresinde faaliyetlerine devam eden Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin, Ali Canip ve arkadaşlarınca takdir edilir. Bu münasebetle Genç Kalemler, Emin Bülente Genç Kalemlerden Kin Şâirine yazılı bir saat ve kordon hediye eder.
Aynı şiirin yukarıdaki iki mısraını Atatürk, Çanakkaleye saldıranlara karşı koyarken bağıra bağıra okuduğunu hatırlar ve Millî Mücadeleden sonra şâiri görüp tanımak ister. Eylül ayında ilk dil kurultayının toplandığı saralarda Atatürk, Ruşen Eşref kanalıyle Emin Bülenti Dolmabahçe Sarayına yemeğe davet eder; hem bu şiirle ilgili hatırasını anlatır ve hem de şâirinden Kin şiirini dinler. Bu iki hadise, adı geçen şiirin, bir milletin tarihî bîr dönemindeki hissiyatını ifâde etmesi bakımından sosyal şiir mevkiine yükseldiğini ve millete mal olduğunu düşündürmektedir.
Girit Müslümanlarına ithaf edilen bu şiiri, Hatay Türklerine hitaben yazdığı Hataya Selâm şiiriyle birlikte düşünmek yerinde olur.
Eserleri bütün hâlinde değerlendirildiğinde onun ferdiyetçi, lirik, destanî konuları işlemeye eğilimi olan, sanatlı söyleyiş tarzına iltifat eden, vezin ve kafiye gibi şekle ait hususlarda zaman zaman hataya düşen bir şâir olduğunu söyleyebiliriz.
Emin Bülent, sağlığında şiirlerini kitap hâlinde yayınlamamıştır. Şiirlerinin büyük bir kısmı, kendisinden söz eden bazı yazılarla birlikte Salih Zeki Aktay tarafından te yayınlanan Emin Bülentin Şiirleri adlı kitapta bir araya getirilmiştir.
Kîn
Girid Müslümanlarına-
Göster semâ-yı mağribe yüksel de alnını,
Dök kalb-i sâf-ı millete feyz-î beyânını..
Al bayrağınla çık, yürü, sağken zafer-nümâ.
Bir gün şehîd olunca da olsun kefen sanaEy makber-i muazzam-ı ecdadı titreten,
Düşman sedâsı sus! Yine yükselme gölgeden!.
Düşman!.. Hilâl-i râyet-i İslâma hürmet et!
Toplar boğar hitâbını dağlarda âkıbet..Dağlar lisâna gelse de anlatsa hepsini,
Binlerce can dirilse de nakletse geçmişi;
Garbın cebîn-i zâlimi afvetmedim seni,
Türküm ve düşmanım sana, kalsam da bir kişi!..Ben şûre-zâr-ı kalbimi kinimle süslerim,
Kalbimde bir silâh ile ferdâyı beklerim
Kabrinde müsterih uyu ey nâmdâr atam,
Evlâdının bugünkü adı, sâde initikam!..15 Temmuz
Türk Edebiyatı
Kin Şiirinin Türü Nedir?
Toplumsal bir şiir olan kin, milli edebiyat akımının tüm özelliklerini yansıtır. ''Sanat toplum içindir'' anlayışıyla kaleme alınan şiirde Türk Milletinin kahramanlığı ve düşman ordularına karşı verdiği bağımsızlık mücadelesi anlatılır.
Kin Şiirinin Konusu
Kin şiiri, Yunan işgalini hem fiilen hem de fikren destekleyen Victor Hugo'nun Mavi Gözlü Yunan Çocuğu şiirini eleştirmek için kaleme alınmıştır. Şiirde, başka ülkeleri işgal eden emperyalist ülkeler tenkit edilir.
Kin şiirinde binlerce kişinin bağımsızlık mücadelesinde yaşamını yitirdiğinden ve her şehidin intikamının bir gün alınacağından bahsedilir. Şair, şiirin dizesinde, ''düşmanım sana kalsam da bir kişi'' diyerek tüm işgalci Avrupa ülkelerine meydan okur.
Kin Şiiri İnceleme
yılında yazılan Kin şiiri toplam 16 dizeden oluşur. Tıpkı İstiklal Marşında olduğu gibi Kin şiirinde de doğrudan doğruya, işgalci ülkelere ve onları savunanlara seslenilmiştir.
Şiirdeki en önemli ayrıntılardan biri Türk ve İslam kelimelerinin tüm harflerinin büyük yazılmasıdır. Şair bu kelimelerin tüm harflerini büyük yazarak, bir Türk için en önemli iki değeri vurgulamıştır.
Şiirde kullanılan Osmanlıca tamlamalardan bazıları şunlardır:
Sema-yı Mağrip - Batının Göğü: Şair Batılı ülkeleri bu şekilde tarif etmiştir.
Makber-i Muazzam-ı Ecdad - Atalarının mezarı
Şurezar-ı Kalp - Kalbin çorak arazileri
Kalb-i Saf-ı Millet - Türk Milletinin masum ve günahsız kalbi