Adalet Bakanlığından:
CEZA VE TEVKİFEVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İNFAZ VE KORUMA
MEMURU UNVANINA ATANACAKLARDA ARANAN
SAĞLIK ŞARTLARI YÖNETMELİĞİ
BİRİNCİ BÖLÜM
Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar
Amaç
MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne bağlı ceza infaz kurumları ve denetimli serbestlik müdürlükleri ile ceza infaz kurumları ve tutukevleri personeli eğitim merkezlerinde infaz ve koruma memuru unvanlı kadro ve pozisyonlarda istihdam edilecekler hakkında düzenlenecek sağlık kurulu raporlarının genel esas ve kuralları ile aranacak sağlık şartlarını düzenlemektir.
Kapsam
MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne bağlı ceza infaz kurumları, denetimli serbestlik müdürlükleri ve ceza infaz kurumları ve tutukevleri personeli eğitim merkezleri bünyesinde infaz ve koruma memuru unvanlı kadro ve pozisyonlarda istihdam edilecek adaylar ile infaz ve koruma memurluğu öğrenciliğine girişte, öğrencilikten veya memuriyetten ayrıldıktan sonra yeniden öğrenciliğe veya memuriyete geri dönüşlerde aranacak sağlık şartlarını, aldırılacak sağlık kurulu raporlarını, bu raporların ayrıntılarını ve bu raporlara göre yapılacak işlemlere ilişkin hususları kapsar.
Dayanak
MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin birinci fıkrasının (B) bendinin (2) numaralı alt bendi ile 10/7/2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 43 üncü maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.
Tanımlar
MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen;
a) Bakanlık: Adalet Bakanlığını,
b) Genel Müdürlük: Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünü,
c) Sağlık kurulu raporu: Tam teşekküllü hastaneler tarafından düzenlenen, içeriği Ek-1’de tanımlanan, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü bünyesinde hizmet veren ceza infaz kurumları, denetimli serbestlik müdürlükleri ile ceza infaz kurumları ve tutukevleri personeli eğitim merkezlerinde infaz ve koruma memuru unvanlı kadro ve pozisyonlarda istihdam edilecekler ile infaz ve koruma memurluğu öğrencileri hakkında düzenlenmesi zorunlu olan raporu,
ç) İnfaz ve koruma memuru öğrencisi: İnfaz ve koruma memurluğu öğrenciliği sınavını kazanarak hizmet öncesi eğitime alınanları,
d) e-Rapor Sistemi: Sağlık kurulu raporlarının elektronik olarak düzenlenip e-imza ile onaylanabildiği Sağlık Bakanlığı tarafından kurulan elektronik sistemi,
e) Sağlık Kurulu: Tek hekimin yetkisi dışında kalan hususlarda veya mevzuatta sağlık kurulu raporu öngörüldüğü hallerde, bu Yönetmelik kapsamındaki personelin sağlık durumları hakkında karar vermeye yetkili kurulu,
f) Sağlık hizmet sunucusu: Sağlık Bakanlığınca sağlık kurulu raporu düzenleme yetkisi verilen tam teşekküllü Devlet hastanelerini, Devlet eğitim ve araştırma hastanelerini ve üniversitelere bağlı hastaneleri (özel hastaneler ile özel veya vakıf üniversitelerine bağlı hastaneler hariç),
g) Sağlık şartları: Hastalıkların ve yaralanmaların vücuttaki seyrinde geçirdiği safhalarına ve bıraktığı sekellerinin derecelerine göre Ek-1’de belirtilen hastalık branşlarının sınıflandırılmasındaki sağlık durumlarını,
ifade eder.
İKİNCİ BÖLÜM
Sağlık Kurulu Raporlarının Düzenlenmesine İlişkin Esaslar,
İtiraz Süreci ve Genel Hükümler
Sağlık kurulu raporlarının düzenlenmesi ve değerlendirilmesindeki esaslar
MADDE 5 – (1) Sağlık kurulu raporuna esas yapılan muayenelerde her branş hekimi muayene sonrası elde ettiği tanı, bulgu ve kararı; e-Rapor Sistemi üzerinden elektronik ortamda veya fiziki olarak düzenlenen sağlık kurulu raporunda belirtir. Bu Yönetmelik ve ekinde yer alan sağlık şartlarına uygun olmayan adayların sağlık kurulu raporunun karar kısmına unvanı da belirtilerek “Adalet Bakanlığı Memur Sınav, Atama ve Nakil Yönetmeliği ile Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü İnfaz ve Koruma Memuru Unvanına Atanacaklarda Aranan Sağlık Şartları Yönetmeliği ve ekine göre ilgili unvanda görev yapamaz.” ibaresi yazılır.
(2) Başvurduğu unvana göre sağlık şartlarını haiz olan adayın sağlık kurulu raporu karar kısmına “Adalet Bakanlığı Memur Sınav, Atama ve Nakil Yönetmeliği ile Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü İnfaz ve Koruma Memuru Unvanına Atanacaklarda Aranan Sağlık Şartları Yönetmeliği ve ekine göre ilgili unvanda yurdun her yerinde görev yapabilir.” ibaresi yazılır.
(3) Kişinin hastalığı, mevcut durumu belirlenen hastalık branşlarının sınıflandırılmasındaki kriterlerden hiçbirine uymadığında, sınır vakalarda, hastalığın seyri ve derinliği dikkate alınarak kişinin mevcut durumuna göre uygun olabilecek en yakın tanıya göre hastanın sonuçlarını değerlendiren sağlık kurulu tarafından karar verilir. Sağlık kurulu bu kararı, adayın yapacağı görev için gerekli sağlık şartlarını mesleki deneyimle değerlendirerek alır. Sağlık kurulunun uygun gördüğü karara göre işlem yapılır.
(4) Bulgu ve teşhis yönünden verilen kararın; Genel Müdürlükçe veya Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığınca uygun bulunmaması halinde; aday yeni sağlık kurulu raporu alınması için il sağlık müdürlüğü aracılığıyla Sağlık Bakanlığının belirlediği hakem hastanelerden birine sevk edilir. İlk iki sağlık kurulu raporundaki kararların aynı yönde olması halinde karar kesinleşir. İlk iki sağlık kurulu raporu kararları arasında çelişki bulunması halinde aday il sağlık müdürlüğü aracılığıyla Sağlık Bakanlığının belirlediği bölge hakem hastanelerinden birine sevk edilir. Bu durumda bölge hakem hastanesinin verdiği karara göre işlem tesis edilir. Sağlık kurulu raporundaki yazım hataları, imza eksikliği, doldurulması gereken alanların doldurulmaması, kişi bilgilerinin hatalı olması gibi eksikliklerin veya usul hatalarının bulunduğu durumlarda sağlık kurulu raporu, raporu tanzim eden sağlık hizmet sunucusuna iade edilir. İlgili sağlık hizmet sunucusu, sağlık kurulu raporu iadesinin nedenlerini değerlendirerek eksik ve hataları giderir.
Tam teşekküllü hastanelerde yapılacak işlemler
MADDE 6 – (1) İnfaz ve koruma memuru öğrencisi ile infaz ve koruma memuru adayları, yerleştirmesini yapacak birimin düzenleyeceği resmi yazı ile sağlık kurulu raporu almak üzere tam teşekküllü hastanelere müracaat ederler.
(2) Resmi yazı ile istenen sağlık kurulu raporlarının sonuçları, talepte bulunan birime tam teşekküllü hastane tarafından gönderilir.
Personel sağlık dosyası oluşturulması
MADDE 7 – (1) İstihdam edilecek infaz ve koruma memuru unvanlı personel için sağlık dosyası oluşturulur ve özlük dosyasında muhafaza edilir. Oluşturulan bu sağlık dosyasında; hastalık raporları, sağlık kurulu raporları, kişinin sağlık geçmişini tanımlayan tüm evrak, sağlık durumları ile ilgili taleplerini belirten dilekçeler ve ilgili yazışmalar muhafaza edilir.
Yeniden göreve atanacaklara ilişkin sağlık kurulu raporu aldırılması
MADDE 8 – (1) Kendi isteği ile infaz ve koruma memuru görevinden ayrılanlardan altı aydan sonra yeniden mesleğe dönecek olanlar sağlık durumlarını sağlık kurulu raporu ile belgelemek zorundadırlar.
Sağlık kurulu raporlarının düzenlenmesinde esas alınacak mevzuat
MADDE 9 – (1) Sağlık kurulu raporlarının düzenlenmesinde uyulacak esas ve usuller ile sağlık kurulu raporlarına itiraz süreçleri ve bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan diğer hususlarda Sağlık Bakanlığının yürürlükte olan mevzuatı esas alınır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Son Hükümler
Yürürlük
MADDE 10 – (1) Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 11 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Adalet Bakanı yürütür.
Eki için tıklayınız.
Olmak istenilen memuriyetin durumuna göre değişmekle birlikte çok yüksek oranda engel teşkil etmeyen epilepsi hastalarının memur olmalarında bir sakınca bulunmamaktadır.
Halk arasında sara hastalığı olarak bilinen bu rahatsızlık, tıp literatüründe ise epilepsi olarak bilinir. Nörolojik hastalıklar sırasında süreğen bir seyir içindedir. Nöronların ani boşalmaları sonucunda ataklar görülür. Sara hastaları günlük yaşam içerisinde sıklıkla bu ataklardan geçirirler ve ne yazık ki bunun önüne geçebilecek herhangi bir müdahale yoktur. Tıpkı deprem gibi düşünülmelidir. Hem ülkemizde hem de dünyada toplamda altmış beş milyon kişinin sara hastası olduğu bilinmektedir. Düzenli kontrol ve ilaç tedavileri ile nöbetler kontrol altına alınır.
-Genetik aktarımlar saranın oluşmasında oldukça etkilidir.
-Beyinde ya da kafa içerisinde yer alan tümörler, epilepsiye neden olabilir.
-Çeşitli kafa travmaları ve cerrahi işlemler akabinde epilepsi görülebilir.
Halk arasında bilinen adı sara olan bu nörolojik rahatsızlığın tıptaki bilinen genel adı epilepsidir.
Sara hastalığının genetik aktarımlarla meydana geldiği bilinmektedir. Yapılan araştırmalara göre ailesinde sara hastası olan kişilerin çocuklarının da sara hastası olabileceği düşünülmektedir.
-Düzenli ilaç kullanılmalı
-Teknolojik cihazlarla olan ilişki sınırlandırılmalı
-Aşırı gürültü ve görsel showların olduğu yerlerden uzak durulmalıdır.
Sara hastalığının kesin bir tedavisi ne yazık ki bulunmamaktadır. Fakat yaş, kilo, boy oranına göre belirlenen anti epileptik ilaç kullanımları ile birlikte bu hastalığı kontrol altında tutmak mümkündür.
-Hareketlerin yavaşlaması
-Zaman duygusunun kaybolması
-Konuşmak istememek
-Ataklar
-Garip koku ve tat alma
Oldukça zorlayıcı olan sara hastalığının nörolojik nedenlerle meydana geldiği bilinmekte ve nörolojik olması nedeni ile herhangi bir bulaşıcılık taşımadığı belirtilmiştir.
Epilepsi hastalığının doğurganlık üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi bulunmamaktadır. Fakat hem anne hem de bebek için, hem gebelik dönemi hem de sonraki dönemler oldukça risklidir.
Sara hastalığı hem doğuştan gelişebilir hem de sonradan medyana gelebilir. Burada etkili olan pek çok faktör bulunmaktadır. Genellikle travmalar ve kazalar saranın sonrasında gelişmesinde etkilidir.
Evliliğin gerçekleşmesinde çiftlerden birinin ya da her ikisinin de epilepsi olması önem taşımaz.
Epilepsi hastalığının temporal bölgede meydana gelmesi, ölüm ve felç gibi riskler taşımaktadır.
Sara hastalığında komple iyileşme beklenmez ve geçici değildir. Fakat hastalığın ilaçlarla birlikte kontrolü sağlanabilir.
Sara hastalarının muayene ve tedavi olması gereken hastane bölümü ‘nöroloji polikliniği’dir.
Sara hastalığının belli bir yaş sınırı bulunmamaktadır. Doğumdan itibaren her yaşta görülmesi mümkündür.
Kan testleri, epilepsi hastalığının teşhisi için de başvurulan bir tetkiktir. Fakat tam olarak bu testte epilepsiye dair bulgulara rastlanmaz. Ancak diğer görüntüleme teknikleri ile birlikte kan sonuçları birleştirilir.
Sara hastalığı ömür boyu yaşanacak olan süreğen yani kalıtsal bir nörolojik hastalıktır.
Olmak istenilen memuriyetin durumuna göre değişmekle birlikte çok yüksek oranda engel teşkil etmeyen epilepsi hastalarının memur olmalarında bir sakınca bulunmamaktadır.
Evet. Fakat alabildikleri ehliyetler birinci grup sürücü belgelerinden ibarettir.
Temporal bölgede meydana gelmemesi halinde ölümcül değildir. Fakat gelen nöbetlerde başını yere hızla çarpmaması da ölümcül riskin önüne geçmektedir.
Evet. Nörolojik bir hastalık olması ve sinir sistemini etkilemesi nedeniyle polisliğe ve bekçiliğe engel teşkil etmektedir. Yönetmeliklerde de aynen bu ibare geçerlidir.
Geçirilen bir kaza sonrası, kafaya alınan şiddetli darbe sonrası ve cerrahi işlemler sonrasında epilepsi hastalığına yakalanmak mümkündür. Dolayısı ile sonradan gelişir.
Evet. Özellikle çocuklarda görülen türlerinde uykuda yakalandıkları bilinir. Uykudan mutsuz ve yorgun uyanma, uyanmak istememe uyku esnasında nöbet geçirildiğinin bir belirtisidir.
Sara hastalığı zeka üzerinde etkili olan bir hastalıktır. Özellikle çocukluk çağında ve gelişim çağında görüldüğünde zeka özrüne neden olduğu bilinmektedir.
Halk arasında Sara adıyla bilinen epilepsi hastalığı toplum genelinde sebep olduğu ön yargılardan dolayı çoğu zaman hasta tarafından saklanan ya da varlığından utanıldığı için sosyal hayatı önemli boyutlarda etkileyen bir hastalıktır. Hastalığın neden olduğu toplumsal stigmalar ve hastalar üzerindeki psikolojik problemler gibi konular kadar, hastaların epilepsi nedeniyle mağdur olmalarını önlemek amacıyla bireysel hak ve özgürlükler konusunda yapılan yasal ve toplumsal düzenlemeler de büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda; anayasa, yeni ceza hukuku, medeni hukuk, iş hukuku ve çeşitli yasal düzenlemelerle epilepsi hastalarının toplumsal yaşama aktif ve üreten bireyler olarak katılımlarını sağlamak amaçlanmıştır. Birçok epilepsi hastası maalesef bugün, yasalar tarafından da korunan, sahip olduğu hakların bilincinde değil. Bu nedenle günlük hayatın önemli bir parçasında epilepsi hastası bireylerin hastalıklarından dolayı mağdur edilmesi gibi durumlar ortaya çıkmaktadır. Türk Ceza Kanunu’nda, Türk Medeni Kanunu’nda ve yeni İş Kanunu’nda epilepsi hastalarına özgü bazı uygulamalarla ilgili maddeler aşağıda sıralamaktadır.
KAYNAKLAR: http://www.turkepilepsi.org.tr/menu/4/hukuk-burosu.