Kaşıntı olması doğum dikişlerinin düştüğünün bir belirtisidir.
Normal doğumlarda ve sezaryen doğumlarda oluşan açıklıklar için dikiş atılmaktadır. Bebeğin doğum anında baş ve gövdesinin geçerken oluşturduğu gerginlik dayanamayarak yırtılabilir. Bu durumda rektuma ufak bir kesi atılır ve bu kesinin çok hızlı bir şekilde tekrar dikilmesi gerekmektedir. Tıp dilinde doğum dikişlerine epizyotomi ismi verilmektedir. Her doğumda şart olmayan bu işlem anlık kararlara bağlıdır. Bu kararı elbette ki doğumu gerçekleştiren doktorunuz verecektir. Doğum sonrası bakımına ve hastalık kapmamasına çok dikkat edilmesi gereken bu işlemi daha yakından tanıyabilirsiniz.
Doğum dikişlerine iyi bakmak, sıklıkla iç çamaşırı değiştirmek gibi önem verilmesi doğum dikişlerine iyi gelmektedir.
Doğum dikişleri sezaryen doğum sonrasında atılmış ise bu süre bir buçuk ayı bulabilmektedir. Fakat normal doğum ise bu süre biraz daha geç olabilmektedir.
Atılan dikiş normal bire dikiş ise düşme zamanı 1 ayı bulabilir. Fakat eriyen dikiş kullanılmış şişe 7 gün içinde vücutta erimesi beklenir.
Kantaron yağının antiseptik ve antiinflamatuvar etkisi olduğundan dolayı kullanımı önerilir fakat hekiminize danışmadan denemeyiniz.
Normal doğumda çok sık karşılaşılan bu durum genelde dikişi bölgesinin enfeksiyon kapmasından kaynaklanmaktadır.
Kaşıntı çoğunlukla anneleri rahatsız etse de bu durum çok sık gözlenmez ve genelde iyiye gittiğini gösterir.
Eriyen dikişlerden kullanılmamış ise düşmesi beklenmez ve doğumdan yaklaşık bir hafta sonra aldırılması gerekmektedir.
İdrar yaparken zorlanma ve dikişler alınmadan yapılan cinsel ilişki doğum dikişlerinin açılmasına neden olur. Oluşan bu açıklık ise dikiş atılan bölgeyi enfeksiyona açık hale getirir.
Ağrıyan bölgeye buz torbası uygulamak ve doktorunuzun önerilerine uymak ağrılarınızı oldukça hafifletecektir.
Dikiş altından irin benzeri sıvı gelmesi, doku sarkmaları ve kötü koku gelmesi dikişlerin açıldığı anlamına gelmektedir.
Doğum dikişlerinin iltihaplanması idrar yapma sırasında batma hissine yol açabilir. Bu durumda derhal hekime görünmek gerekmektedir.
Banyo sonrası dikişler kurutulduktan sonra herhangi bir enfeksiyon riskine karşılık olarak batikon sürülebilir.
Vajinal akıntı, yüksek ateş, cinsellik sırasında ağrı duyulması, rahim bölgesi hassasiyeti ve karnın alt bölgesinde ağrı duyulması enfeksiyon belirtileri arasında yer alan ciddi etkilerdir.
Bu durum enfeksiyon riskini artırdığından ve patlamaya yol açacağından dolayı ilişkiye girilmemesi hekimleriniz tarafından önerilir.
Kaşıntı olması doğum dikişlerinin düştüğünün bir belirtisidir.
Doğum dikişleri en geç 10 gün içerisinde erimektedir.
Doğum esnasında atılan kesiler ve atılan dikişler en fazla 10 gün içerisinde iyileşir ve bu durum oldukça normal karşılanır.
Erimeyen suni dikişler atılır ise evet; alınması gerekmektedir.
Dikişler patlamadığı sürece kanama yapmaz ve bu durum normal karşılanmamaktadır.
Doğum dikişleri var iken ağda yapılması, dikişi olan bölgeyi zorlayacağından ve gereceğinden dolayı acı vericidir. Bu sebeple dikişlerin patlaması da söz konusu olabilir. Yapılmaması önerilir.
Ilık su ile yıkanmalı ve dışkı temasından kaçınılmalıdır.
Doğum dikişlerinin olduğu bölgeden iltihap gelmesi bu dikişlerin patladığına ya da açıldığına işaret eder. Risk taşıdığından dolayı mutlaka hekime görünmek gerekir.
Yanma hissi iltihaptan kaynaklanmaktadır ve bu nedenle acilen tedavisi yapılmalıdır.
Öksürmek, hapşırmak ve ıkınmak gibi eylemler dikişli bölgenin ağrımasına neden olur.
Dikişleri olan kadınlar zeytinyağı sürerek iyileşme yaşadıklarını iddia ederler fakat bilimsel bir gerçekliği bulunmuyor.
Benimde tam 18 günüm oldu dukislerim birtansi açılmış birşey olurmu yoksa
Ya da bizim dikiş attığımız vaka 10-15 gün sonra bize gelir ve dikişleri steril koşullarda alınır. Dikiş alma işlemi ağrısız ve basit bir operasyondur. Yara büyüklüğüne bağlı olarak, kısa sürede atılır veya sökülür.
Dikişler
Konuşma dilinde dikiş olarak tanımlanan cerrahi işlemin tıp dilindeki adı sütür’dür. Dikiş, dokunun iyileşmesi süreci boyunca yaranın kapalı kalmasını sağlar.
Cerrahlar dokuları dikerken, terzilerinkine benzer dikiş yöntemlerinden yararlanırlar. Kullanılan dikiş malzemesi ikiş çeşittir: zamanla kendiliğinden eriyenler; yaşam boyunca varlığını koruyan maddeler. Birinci grupta katgüt, ikinci grupta da naylon, ipek ve tel yer alır.
Dikiş biçimleri
Yaraların iki ucu farklı biçimlerde birleştirilebilir. Yalnız başta ve sonda düğümlenen sürekli bir dikiş yapılabileceği gibi, aynı sonuç tek tek düğümlü ilmeklerden oluşan bir dizi ayrı dikişlede elde edilebilir. Kesik dikiş adı verilen bu ikinci yöntemde, dkişlerden biri açılsa ya da kopsa bile dikiş tümüyle sökülmez.
Dikişte kullanılan malzeme türleri
Eriyen dikiş kullanma kararı birçok etkene bağlıdır. Bunların başında dokuların olayı kapanma hızı gelir. Eriyen dikişler, dayanıklılıkları kısa sürede azaldığından, dokuların hızla iyileştiği ameliyat yaralarında, sözgelimi birkaç günde kapanan mide ameliyatlarında kullanılır.
Fıtık ameliyatlarında ise kesiğin çevresinde yeni doku oluşuncaya kadar, yıllarca sağlamlığını koruyan naylon dikişler yeğlenir. Eriyen dikiş kullanılırsa fıtık yineleyebilir.
Deri dikişleri
Deriyi birleştirmenin türlü yolları vardır. Bu amaçla sürekli ya da kesik dikiş, eriyen ya da kalıcı maddeler, hatta meatl klipsler bile kullanılabilir.
Eriyen madde kullanılmayacaksa naylon ile ipek yeğlenir. Bunlar, bir hafta kadar, derideki kesik gereken gücü kazanıncaya kadar bırakılır. Deri kolay iyileştiğinden yüzdeki dikişler çoğunlukla birkaç gün içinde alınır. Ayrıca gereğinden uzun bırakılan dikişler, deride küçük izlerin kalmasına neen olabilir. Eriyen dikişler genellikle derinin hemen altına, dıştan görünmeyecek biçimde atılır ve sürekli dikiş uygulanır.
Dikişlerle ilgili sıkça sorulan birkaç soru :
Ameliyattan sonra dikişlerim alınması acı verir mi?
Hayır, günümüzde kullanılan maddeler eskiden kullanılanlardan çok daha yumuşak olduklarından dokuların içinde kolayca kayarlar. İşlemin kendisinden çok, düşüncesi ürkütücüdür. Yine de, çok çekiniyorsanız, cerrahtan eriyen dikiş uygulamasını isteyebilirsiniz.
Önemli ameliyatlardan sonra iç dikişler uzun süre kalır mı ?
Evet, kullanılan maddelerden bazıları yaşam boyunca kalır. Sözgelimi naylon, dokuda yan etkilere yol açmadığı gibi, başka etkenlerden de zarar görmez. Ameliyattan 30 yıl sonra bile, gevşemiş de olsa, varlığını korur.
Karın ameliyatından sonra dikişler, öksürme ya da zorlanmayla patlayabilir mi?
Günümüzde bu tür olaylara pek enden rastlanmaktadır. Karın bölgesindeki bir ameliyat yarasının kapanması dış değil, iç dikişler belirler. Bu yüzden, birçok cerrah kasları birleştirirken naylon gibi erimeyen maddelerden yararlanırlar. Eskiden kullanılan türler gücünü çabuk yitirdiğinden yara açılabiliyordu. Günümüzde ise, karın kasları, kalıcı türden bir maddeyle iyice dikilebildiği için dikiş, öksürüğün yarattığı zorlanmaya dayanabilmektedir.
Ayrıca karın ameliyatlarından sonra öksürme gibi hareketler, bir miktar acıya yol açtığından, zaten güçlü bir biçimde zorlanma söz konusu değildir.
Hamile olduğunu öğrenen her anne adayının en büyük endişelerinden biri, doğum korkusudur. Özellikle normal yolla gerçekleşen doğumlarda yaşanan sancılar ve doğum esnasında yapılan kesiler, gebelerin bebeklerinin hangi doğum şekli ile dünyaya geleceği konusunda karar vermelerini ciddi derecede etkilemektedir.
Bu sebepten kaynaklı olarak normal doğum yerine sezaryeni tercih eden hamile sayısı azımsanmayacak düzeydedir. Ancak epizyotomi dikişi, her doğumda uygulanan bir yöntem değildir ve avantaj ve dezavantajlarını bilerek karar vermek çok daha uygun olacaktır.
Peki epizyotomi nedir? Neden yapılır? Korkulduğu kadar sıkıntıları var mı? Bakımı nasıl olmalı?
Bebek bekleyen tüm anne adayları ‘Epizyotomi nedir?’ sorusunun cevabını merak eder.
Normal doğum sırasında perine bölgesinde fazla gerilme oluşması nedeniyle meydana gelebilecek yırtılmaları engellemek için vajinadan anüse doğru atılan 3-4 cm’lik kesiye doğum kesisi veya vajinal kesi, bu kesiye atılan dikişlere de vajinal dikiş veya epizyotomi dikişi adı verilir. Tüm bu işlemlerin bütünü ise epizyotomi olarak adlandırılır. Epizyotomi, planlı yapılan bir cerrahi kesi işlemidir.
Klasik bir epizyotomi işlemi şu sıralamayla gerçekleşir:
Epizyotomi acısızdır. Uygulama esnasında anne adayı herhangi bir şey hissetmez.
Normal doğum dikişleri, eski dönemlere kıyasla doktorların öncelikli başvurduğu bir uygulama değildir. Fakat doğum ilerlemiyorsa hızlandırmak amacıyla ve perine bölgesinde yırtığa sebep olacak kadar gerilme oluştuğunda, kesi ve vajinal dikiş uygulanabilir.
Aksi durumda istenmeyen büyük yırtılmalar oluşabilir. İlk gebeliğini yaşayan anne adaylarında daha önce doğum gerçekleşmediği için perinal bölge çok esnek değildir. Bu durum kontrolsüz yırtık oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Bu yırtıkları tedavi etmek çok daha zorlu ve acılı olabilir, estetik görünüm eski hâline çok daha zor dönebilir. Bu ihtimaller göz önüne alındığında epizyotomi avantaj sağlamaktadır.
Doğum sırasında vajinal bölgeye kesi atılmasına karar verilmişse, yapılacak kesinin şekli ve derecesi farklılık gösterebilir. Kesiğin hangi türde olacağına ve derecesine doğum anında doktorunuz karar verecektir.
Vajinal kesinin orta hat ya da yana doğru kesi olacağını doğumun gidişatı belirler. Ayrıca kesi derecesi de bu aşamada belli olur.
Kesinin derecesi arttıkça derinliği de artacağından dolayı iyileşme süresi de uzayacaktır.
Bir gebe olarak şartlar elverdikçe normal doğum konusunda kararlı olabilirsiniz. Hatta bazı anne adayları, vajinal doğumu rahat geçirmek ve perine bölgesini zorlamamak için birtakım egzersizler ve masajlar uygulamayı denemektedir. Fakat bazı zorunlu durumlar, tüm önlemlere karşın vajinal kesiğe ihtiyaç duyulmasına sebep olabilir.
Aşağıdaki durumlarda epizyotomi, kesi yapılmamasından çok daha avantajlı olabilir.
Doğum kesiğine ve dikişine gerek duyulup duyulmayacağı önceden belirlenebilen bir durum değildir. Bebek doğum kanalından geçerken perine bölgesine yapacağı baskılar, kontrolsüz yırtık oluşma ihtimalini yükseltir ve bunu önlemek için doktorunuz epizyotomiye karar verebilir.
Anne adaylarını endişelendiren bir diğer konu, doğum sonrası bebeğinizle birlikte eve dönünce onun bakımıyla mı yoksa kendi dikişlerinizin bakımıyla mı ilgileneceğiniz düşüncesidir.
Epizyotomi bakımı oldukça basittir. Temel kural, bölgeyi her zaman kuru ve temiz tutmaya çalışmaktır.
Vajinal dikiş sonrası iz kalıp kalmayacağını merak edebilirsiniz. Dikiş fikrini duyan tüm hamileler, iz kalma durumunu mutlaka sorgulamaktadır.
Yapısına uygun atılan dikişlerde herhangi belirgin bir iz kalmamaktadır. Dikiş doğru atılmış, bakımı iyi yapılmışsa sadece ince düz bir çizgi şeklinde iz kalabilir.
Vajinal dikiş sonrasında bakım ve temizlik en önemli noktadır. Hijyen sağlanamadığında veya dikişler zorlandığında birtakım komplikasyonlar meydana gelebilir.
Bunlar;
Cerrahi işlemin ardından yapılacak günlük bakım çok önemlidir. Epizyotomi iyileşme süresi, bu bakıma bağlı olarak değişebilir. Eğer herhangi bir komplikasyon oluşmaz, dikişlerde açılma, kanama, morarma gibi durumlar yaşanmaz, bölge doğru bir şekilde temizlenirse, ortalama iyileşme süresi 7-10 gün arasıdır.
İyileşme evresinde ‘Epizyotomi dikişi nasıl düşer?’ sorusu da merak edilir. Fakat epizyotomi de kullanılan dikişler, alınması gereken malzemeden değil, kendi kendine eriyen materyalden yapılır. Bu nedenle dikiş aldırma işlemi diye bir işleme gerek duyulmaz.
Doktorunuzla normal doğuma karar verdiyseniz, kendisinden epizyotomi dikişi hakkında bilgi vermesini isteyebilirsiniz. Unutmayın ki, bu uygulamayı birçok kadın yaptırmaktadır. İşlem acısızdır. Sonrasında uygulanacak doğru bir bakımla bu süreci çok kolay atlatabilmeniz mümkündür.
“Perine Masajı Nedir? Nasıl Yapılır?” Konulu yazımızı okumak için aşağıdaki bağlantıya tıklayın.
Perine Masajı Nedir? Nasıl Yapılır?: https://www.bebek.com/perine-masaji-nedir-nasil-yapilir/
İlk yazımızda cerrahi dikiş hakkında genel bilgiler ve temel tekniklerden bahsedeceğiz. Dikişin tarihçesinden kısaca bahsedip, iplerin özellikleri, sık kullanılan ipler, iğne özellikleri ve temel dikiş tekniklerinden de görseller ile destekleyerek yazımızı tamamlayacağız.
1. Dikiş nedir?
2. Neden Atılır?
Dikiş ipliklerini materyal kompozisyonu, dokuda erime özellikleri ve iplik yapısına göre sınıflandırabiliriz (Şekil 1).
Tablo 1’de ise, en sık kullanılan dikiş materyalleri görülmektedir.
Monofilaman | Multifilaman | |
Emilebilir | KATGÜT KOLLAJEN POLİGLEKAPRON POLİDİOKSANON | POLİGLİKOLİK ASİT POLİGALAKTİN |
Emilmez | NAYLON POLİPROPİLEN | İPEK POLYESTER |
Tablo 1: En sık kullanılan dikiş materyallerinin emilebilirlik ve filaman yapısına göre sınıflaması. Doğal yapıda iplikler altı çizili gösterilmiştir.
İdeal şartlarda;
Kullanıldığı alanlar:
Monofilaman sütürler– vücut enzimleriyle parçalanır
– Normal katgütde 7 günde,
– Krome katgütde 14 günde ulaşılır.
Doğal yapıda dikişlerden farklı olarak, hidrolizle parçalanır. Bunun sonucunda, degradasyon süreci, daha az doku reaksiyon oluşturur.
Poliglekapron 25 -“MONOCRYL, TEKMON”
Ciltaltı dikişler, mukoza, subkutiküler onarımlar için idealdir.
Polidioksanon-“PDS II, Pedesente”
Kranyofasyal cerrahide kemiklerin arasında semi-rigid tespit oluşturmak için, kas/tendon onarımında, mukozalarda kullanılır.
Poligalaktin 910 -:”VİCRYL, PEGALAK”
Mukoza, yumuşak doku onarımlarında, abdominal ve oftalmik cerrahide kullanılır.
Sık kullanılan emilmeyen sentetik sütürler
Polipropilen “PROPILEN, PROLENE, SURGILENE,SURGIPRO”
Cilt onarımları, Tendon onarımları, kardiyovasküler, mikrovasküler onarımlarda yaygın olarak kullanılır.
Polyester “ETHIBOND,POLITER”
3-Poliamid (Naylon) “ETHILON, DAYLON”
Deri, mikrocerrahi, oftalmik cerrahide tercih edilir.
İlk iplikler kalınlıklarına göre 1-6 arasında numaralandırılmış olup, 6 numara en kalını, 1 numara en inceyi temsil etmekteydi. Zaman içerisinde, teknolojinin gelişmesiyle daha ince iplikler üretilmesi mümkün olunca, 1 numaradan daha ince olan ilk materyal 0 (#0) olarak numaralandırılmış. Ancak daha sonra daha ince iplikler üretildikçe, “-“ veya ondalıklı rakamları kullanmak yerine, yeni ve daha ince iplikler, incelik arttıkça, “0” rakamının sayısının arttırılmasıyla, 00, 000, 0000 olarak numaralandırılmaya devam edilmiş. Bunun üzerine günümüzde kullandığımız iplik kalınlıkları da böylelikle isimlendirilmiş. USP sınıflamasına göre dikiş iplerinin kalınlıkları tablo 2’de verilmiştir.
Örnek :
#0
#00 -> 2-0 (2/0)
#000 -> 3-0 (3/0)
USP designation | sentetik emilebilir çap (mm) diameter (mm) | emilmeyen çap (mm) diameter (mm) |
11-0 | 0.01 | |
10-0 | 0.02 | 0.02 |
9-0 | 0.03 | 0.03 |
8-0 | 0.04 | 0.04 |
7-0 | 0.05 | 0.05 |
6-0 | 0.07 | 0.07 |
5-0 | 0.1 | 0.1 |
4-0 | 0.15 | 0.15 |
3-0 | 0.2 | 0.2 |
2-0 | 0.3 | 0.3 |
0 | 0.35 | 0.35 |
1 | 0.4 | 0.4 |
2 | 0.5 | 0.5 |
3 | 0.6 | 0.6 |
4 | 0.6 | 0.6 |
5 | 0.7 | 0.7 |
6 | 0.8 | |
7 |
Tablo 2. Dikiş iplerinin kalınlıklarının USP sınıflamasına göre karşılığı
Dikiş materyalleri tek başlarına dokudan penetre olma özelliğine sahip olmadıklarından, dokuyu penetre edici bir iğne ile kullanılmaları şarttır.
Sütür işleminde kullanılacak olan iğneler ideal olarak;
İğne ucu :
İğne gövdesi :
İğne boyu :
İğne yarıçapı :
Yukarıda bahsedilen iplik ve iğne özelliklerinin tümü ve son kullanma tarihi gibi temel malzeme özellikleri, ambalajın üzerinde açık olarak okunur olmalıdır. (Resim 1)
Dikiş atılırken karşılıklı dermal ve epidermal dokular birbiriyle en uygun şekilde yaklaşması için iğnenin ısırma mesafesinin (yara kenarı ile iğnenin cilde girdiği nokta arasındaki mesafe) ve ısırma kalınlığının (yara kenarı ile derin dokuda iğnenin giriş-çıkış yaptığı nokta arasındaki vertikal mesafe) her iki tarafta eşit olmasına dikkat gösterilmelidir (Şekil 2).
Dikiş atılmasını mümkün kılmak ve uygun dikiş atmak ancak doğru enstrümanların doğru şekilde kullanılması ile mümkündür. Cilt dikişi atarken kullanılan en temel enstrümanlar:
Referanslar