erkeğin kadına kadının erkeğe benzemesi / Teşebbüh yani kadınların erkelere, erkeklerin de kadınlara benzemesi konusunu açıklar mısınız?

Erkeğin Kadına Kadının Erkeğe Benzemesi

erkeğin kadına kadının erkeğe benzemesi

Kadın Ve Erkek Benzeşmesi La’neti Celb Eder

İbn-i Abbas (radiyallahu anhuma)dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Resulullah, (sallallahu aleyhi ve selem) kendini kadınlara benzeten erkeklere ve kendini erkeklere benzeten kadınlara lanet etmiştir.” ­(Buhari, Ebu Davud)

Taberî der ki:”Bunun manası şudur: Erkekler için, kadınların kıyafet ve süslemelerini giyerek onlara benzemek haramdır. Aynı şekilde kadınlar için de erkeklerin kıyafet ve elbiselerini giymek haramdır.”

İbn-i Hacer diyor ki: “Konuşma ve yürümede de hüküm aynıdır.”

Elbiselerin şekil ve heyeti memleketlerin üsul ve kaidelerine göre değişir. O halde bazı milletlerde eskiden beri kadın ve erkek kıyafeti arasında fark olmazsa da kadınlar örtünmeleriyle erkeklerden ayrılırlar. (Feth-ül Bâri) Ancak malum olduğu üzere memleketimizde eskiden beri kadın ve erkek kıyafeti birbirinden farklıdır.

Konuşma ve yürümedeki benzeşmenin yerilmesi bunu kasten ve isteyerek yapan kişiler hakkındadır. Yaratılış itibariyle böyle bir huya sahip olan kişi ise bunu terk etmekle emrolunur. Birden terk edemiyorsa da tedricî olarak yavaş yavaş terk etmeye çalışmalıdır. Eğer bunu yapmaz ve huyunu sürdürürse yerilme ve kötülenme hükmünün kapsamına dâhil olur. Özellikle de buna razı olduğuna dair belirti ve alametler varsa daha şiddetli yerilmeye müstahak olur. Zira Hadis-i Şerifteki “müteşebbihîn= (kendini benzetenler)” lafzı bunu açıkça ifade etmektedir. (a.g.e.)

İmam Nevevi (ra) gibi âlimlerin mutlak olarak: “Hadis-i Şerifteki yerilme yaratılış itibariyle kadınımsı huylara sahip olan kişiye yönelmez” diye belirttikleri görüş ise konuşma ve yürümedeki bükülüp kırılmayı terk etmeye çalıştığı halde terk edemeyen kimseler hakkındadır. Bu nedenle böyle bir huya sahip olan kişi ne zaman onu terk etme imkanına sahip olur da terk etmezse kınama kapsamına girmiş olur.

Uğraştığı halde bu huyları terk edemeyen kimsenin kınamaya dâhil olmadığına delil, Taberî’nin belirttiğine göre Resulullah (sav) bu konuyla ilgili uygulamasıdır. Zira O, (sav) kadın huylarına sahip olup onların tüm hareket ve sözlerini taklit etmek için araştırmak isteyen erkekleri kadınların yanına girmekten engellemiştir. Böyle bir niyeti olmayanları ise engellememiştir.

Şeyh Ebu Muhammed bin Ebi Cemre bu konuda özetle şöyle demektedir: “Hadis-i Şerif’in zahiri manasına göre kadın-erkek benzeşmesi tüm konularda men edilmiştir. Ancak başka delillerden anlaşılıyor ki menedilmesi kastedilen; giyiniş, davranış ve bazı özelliklerdeki benzeşmedir. Hayır işlerindeki benzeşme değildir.” Şeyh, ayriyeten şöyle de demiştir: “Peygamber Efendimiz (as)’den gelen la’net iki kısımdır. Biri; kişiyi la’netin vukuuna sebep olan şeyi yapmaktan sakındırmak için yapılan la’nettir. Bu la’netten korkulur. Zira la’netin vukuuna sebep olan şeyin kebairden olduğuna işarettir.

İkincisi ise; sıkıntı ve darlık esnasında vaki olan la’nettir. Bu ise korkulacak bir şey değildir. Aksine la’net edilen kişi hakkında rahmettir. Yeter ki bu kişi la’nete müstahak bir kimse olmasın. (Feth-ül Bâri-Libas)

Birbirine benzeşen kadın ve erkeklere lanetin hikmeti her şeyi bilen, hikmet sahibi, Hekimler hekimi Allah Teâla’nın mahlûkunu değiştirip onu yaratıldığı şekil ve özelliklerinden çıkarmaktır. (İrşad-üs Sâri)

Bu Hadis-i Şerif, erkeklerin incilerle süslenmiş elbiseleri giymelerinin haram olduğuna delil olarak getirilir. Zira Hadis-i Şerifteki la’netleme bunun haram olduğunun apaçık alametidir. İmam Şafiî (ra)’nın “Erkeğin inci giymesinde, kadınların kıyafeti olması dışında herhangi bir beis yoktur” sözü bu hükme muhalif değildir. Zira imam’ın bunu söylemesinin nedeni bu konuda hususi bir nehyin bulunmamasıdır. (F. Bâri)

Diğer bir hadis-i şerifte ibn-i Abbas (ra)dan şöyle rivayet edilmiştir: “Resulullah, (sav) kadınlaşan erkeklere ve erkekleşen kadınlara la’net etmiştir. Ve ‘bunları evlerinizden çıkarınız’ buyurmuştur. İbn-i Abbas der ki Resulullah (sav) falan erkeği (Ebu Zer’in rivayetinde ise ‘falan kadını’) Ömer de falan erkeği çıkarmıştır. (Buhari-Ebu Davut) Resulullah (sav)’ın çıkardığı kişi kendini kadınlara benzeten Enceşe adındaki siyah bir köledir. Hz. Ömer’in çıkardığı kişi ise meçhuldür. Hz. Ebu Zer’in rivayetinde zikredilen kadın ise İbn-i Hacer’in dediğine göre Badiye binti Ğiylandır. (İrşad-üs Sâri)

Kadınlaşma ve erkekleşme iki kısımdır. Birincisi isteyerek karşı cinse benzemeye çalışmaktır. Hadiste dile getirilen de budur. İkincisi yaratılışta bazı hormon bozukluğu nedeniyle, elde olmayarak meydana gelen benzemedir. Söz konusu yerme ikinci kısım için değildir. Zira bunların durumu kendi ellerinde olmayan bir husustur. Başta zikredilen Hadis-i Şerif ve âlimlerin açıklamaları da bunu te’yid etmektedir. Ebu Hureyre’den rivayet edilen Hadis-i Şerifte de şöyle buyrulmuştur: Resulullah (sav) kadın elbisesi giyen erkeklere ve erkek elbisesini giyen kadınlara lanet etmiştir. (Ebu Davut)

Bu rivayet kadın ve erkek cinsi arasındaki benzeşmenin giyim kuşamla ilgili görüntüsüne dikkat çekmekte ve hiçbir zorunluluk yokken kadınlar gibi giyinen erkeklere ve erkekler gibi giyinen kadınlara Efendimiz (sav)’in lanet ettiğini belirtmektedir.

Rahmet Peygamberi olan Efendimiz (sav)’in karşı cinsin giyim kuşamını tercih edenlere la’net etmesi her şeyden önce kılık kıyafetin öyle sanıldığı kadar basit bir şekilden ibaret olmadığını, cinsler arasındaki duygusal yapı bozukluğunun giyim kuşam taklidi ile başladığını ya da açığa çıktığını göstermektedir.

İslam âlimleri ikinci kısımdaki hormon bozukluklarının tedavisinin caiz olduğu görüşündedirler. Eğer bu kısımdakiler de bilinçli olarak karşı cinse özenti gösterirse birinci kısım gibi değerlendirilirler. (Tecrid-i sarih)

Görüldüğü gibi buraya kadar zikredilenlerin tümü Hadis-i Şerif ve İslam alimlerinin hadis-i açıklamaya dair sözlerinden ibarettir. O halde fitne ve fesadın had sahfaya ulaştığı ve erkeklerin kadınlaşmaya kadınların da erkekleşmeye teşvik edildiği bir asırda yaşayan Müslümanlara bu konuda da bir çok görev düşmektedir. Erkeklerin tüysüz görünmek için saç ve sakal tıraş ettiği, kadınlara özenerek saçını uzattığı, filmlerde kadın rolünde oynadığı, hatta doktorlara başvurup cerrahi müdahalelerle bilfiil kadınlaştığı; aynı şekilde kadınlarında bir çok alanda erkeklerin işine el attığı, erkekler gibi pantolon ve takım elbise giydiği hatta idareci olduğu bir zamanda yaşayan Müslümanlara hal çaresi bulma konusunda birçok görev düşmektedir. Herhalde bu görevlerin başında da kendini ve çocuklarını bu çirkinliklere bulaşmaktan uzak tutması gelecektir.

Hadis-i şeriften çıkan hükümler:

1-Erkeklerin, kadın elbiselerini giymeleri ve kadınlara özel diğer hususlarda onlara benzemeleri haramdır.

2-Kadınların, erkek elbiselerini giymeleri ve erkeklere özgü diğer hususlarda onlara benzemeleri haramdır.

3-Yaratılış itibariyle kadınların huyuna sahip olan erkek ve erkeklerin huyuna sahip olan kadının bu huyunu yavaş yavaş terk etmesi farzdır. Mümkün olmayan durumdan mesul değiller.

4-Cerrahi müdahalelerle erkekleşmeye veya kadınlaşmaya çalışmak haramdır.

5-Hayırlı işlerde, erkeklerin kadınları, kadınların da erkekleri taklit etmeleri caizdir.

6-Hormon bozukluğundan gelen şekil benzemesinin mesuliyeti yoktur. Tedavisi caizdir. Ancak bu benzerliğe razı olmak ve karşı cinse özenti göstermek haramdır.

(A. Kuddus YALÇIN)

Erkeğe benzeyen kadın ya da kadına benzeyen erkek yaradılışı arıza mı, avantaj mı?

Bu, kişiliğin de beden yapısına parelel olmasına bağlı. Duyguları da kadınken erkeğe ya da erkekken kadına benziyorsa avantaj; çünkü isteklerine göre duyma/hissetme yaşama şansı var. Ama zaten baktığımızda çoğunlukla böyle olduğunu görüyoruz.

Kadının erkeğe benzemesi hem nadir rastlanıyor hem de işe yaramıyor da kadın görünümlü erkekler hem çok fazla hem de bunlar mutlu sanki. Hatta bu başlı başına bir yaratılış ya da cinsiyet eğilim alanı gibi.

Bu kişiler erkek olmakla birlikte herhangi bir cerrahi müdahale geçirmeden sadece kadınlık hormonlarıyla dış görünüşlerini değiştirirler. Kadınlık hormonları sayesinde göğüsleri belirginleşir filan. Transseksüeller ise cerrahi müdahale geçirmiş erkeklerdir. Testisler ve penis vücuttan alınır. 

Görüyoruz hayat tamamen din ve topluma göre yaşanmıyor. Bu çevrelerce sapkınlık denilse de travesti-transseksüel toplumda neredeyse başlı başına bir kimlik bir sınıf. Din ve toplum ne derse desin objektif bir düşünce adamı olarak beni gerçekler ilgilendiriyor.

Bu kesimde bilinen kendini ifade edenlerin dışında “gizli meyilliler” bence daha fazla. Çünkü erkek beden ve kişiliğinin değişken olmakla birlikte belli oranda kadın hormonu taşıdığı ve bu hormonal yapının da erkeği rahat bırakmadığı biliniyor.

Bu durumda kadın hormonu fazla, vücudunda kadınsı haller var ve de yaşadığı ortam teşvik ediciyse bu kişiyi artık tut tutabilirsen. Bu durumda olanlar için tek engel düşünce yapısı ile içinde yaşadığı toplum ve dindir.

Erkeğe benzeyen kadınlar eğilimleriyle ilgili yaptıklarından/yaşadıklarından mutlu olurlar çünkü içlerinde meyil vardır ve vücutları bunu ister. Hatta çoğu kimsenin fantezileri de bu yöndedir.

Bir de işte böyle olayım bu şekilde para kazanayım diyenler var. Yani cinsel özelliğini kullanmak isteyenler. Hatta bunlar para ve rahat yaşam düşüncesiyle zorlama yöntemlerle kadına benzemeye çalışırlar.

Bir kişi bir şeyden çokça bahsediyorsa (eleştirse bile) o konunun kendisiyle ilgisi vardır. Kişi ben böyleyim diyemez. Oysa erkeklerdeki kadınlık hormonu nefis gibi bir şeydir ve yüksekse kontrol edemezsiniz. İki yol vardır; ya teslim olur ya da acı çekersiniz. Çünkü istekler baskılanamaz.

Travesti- transseksüel olmayan, erkekse erkeklikte direnen, duygularını içinde yaşayan kimselere diyecek bir şey yoktur. Asıl soru böyle bir yöneliş niye var? Sayı oldukça yüksek çünkü. Ben meyillilerle bu sayının milyonu aşabileceğini düşünüyorum. Kadınlık hormonu mu bunu yapıyor? Neden erkek olmaya çalışan kadın yok? Gerçi kadın vücudu da erkek olmaya uygun değil; belki bu nedenle. Bunun nedeni bence yaratılışta gizli. Erkek olsun kadın olsun insan ve insan vücudu sevilmeye eğilimli (ve uygun) olarak yaratılmış. Bu gerçeği bilmemiz lazım. Erkeğin öyle olmadı sanılıyor ama yanlış tabi; erkek de kadın gibi. Kimliği ve yaşadığı ortam izin verse neler olurdu kim bilir.

Bu işin siyasetini yapmak çirkin bir durum. Kişi bazında bu haldeki insanların neler hissettiği daha önemli. Toplumun bakışı yüzünden savunmaya geçiyor yazıyı siyasetle dolduruyoruz. Bazılarımızın affedersin bir tarafını kaşıması bile bu eğilimin dışa vurumu olabilir.

Ya bu erkeklik, yiğitlik, karakter, onur, gurur gibi şeyler bütün erkekleri ilgilendirmiyor; ya da eğilimlerinin bu yönlerine zarar vereceğini düşünmüyorlar. Onlar işin zevkindeler, amaçları mutluluk. Ve de böyle mutlu oluyorlarsa diyecek bir şey olamaz.

Bütün bunlara bakıldığında kadına benzeyen vücudun da (hadi kadına benzemeye çalışmanın da diyelim) bununla ilgili eğilimin de kabul edenler için arıza olmadığı, onları mutlu ettiği görülüyor. İnsan en yüksek erkek karakterinden en yüksek kadın karakterine kadar iki cinsiyete ait bütün yapıları genetiğinde taşıyor olabilir.

 

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır