uzun uzun zamanlar geçti bir sevgilim vardı, öptüğüm, kokladığım, saçmaladığım, tartıştığım, üzdüğüm, üzüldüğüm ve yandığım
bir gençlik hezeyanıdır.. erkekler ilk sevgililerini çok üzerler hep.. sanki bir deneme tahtası gibi; bütün salaklıkları, bütün saçmalıkları, bütün yaramazlıkları onların üzerinde denerler..
sonra mı ?
sonrasında biter bu ilişkiler.. kimse bu kadar salaklığa tahammül edemez çünkü. zaten buna katlanabilecek insanın da insanlığından şüphe ederim yahu(!) nasıl bu kadar sabırlı olabilir ki insan?! olamaz!
ama erkekler ilk sevgilisini aldatmaz.. en azından ben aldatmadım..
ilk sevgilisi de erkeği aldatmaz.. en azından o aldatmadı..
ilk sevgililer genelde sadık olur, duygulu olur, kalplerinin kapısını açar birbirlerine..
birbirlerini ne kadar üzseler dahi, ne kadar kafalarını kırsalar dahi, ne kadar aptallık yapsalar dahi yine de ikinci, üçüncü, dördüncü hatta beşinde hayır dur! mokunu çıkartalım sevgilileri ile yaşadıkları kokuşmuş aşkları yaşamazlar ilk sevgilileriyle
çünkü ilk sevgili özeldir diymi? çünkü sahtecilik yoktur.. acı vardır, hüzün vardır, aptallık vardır, hatta belki de biraz da yıpranmışlık vardır..
ama,
ama nefret yoktur asla..
ilk sevgiliden nefret edilmez.. kimse edemez..
çünkü ilk sevgili gelince akla; sadece seks gelmez.. sonsuza kadar beraber olma hayali de gelmez.. hatta birbirinin bedenine sahip olma tutkusu da gelmez
aslında ruhsal bakireliğin bozulması meselesidir ilk sevgili olayı..
insanın kalbinde öylesine bir iz bırakır ki bu; nefret edemeyecek kadar derindir bu yara. hem zaten niçin nefret edesiniz ki?! düşünsene; bir daha o masumiyeti bulabildin mi diğer ilişkilerinde?
bir kez daha aynı duygularla heyecanlanabildin mi?
bir kez daha o ilk öpücüğün tadını alabildin mi?
erkekler çoğu zaman nefret ederler bir kadından ayrıldıklarında.. ama ilk sevgililerinden asla..
onlardan nefret edilmez, edilemez
ara sıra aranır, hal hatır sorulur.. "ikimiz de iyiyiz, teşekkürler allah'ım."
bu hep böyle devam eder rutin aralıklarla, hiçbir zaman bitmez.. biterse sen olmazsın zaten!
seni sen yapan şey budur aslında.. o ne kadar güçlüyse, sen de o kadar güçlüsün
yaklaşık 1 yıl önce bir gsm mesajı;
"- selam, aklıma geldin birden.. nasılsın?
+ gelmez olaydım. iyiyim, sen nasılsın?
- ben de iyiyim, kendine iyi bak"
yaklaşık 6 ay önce bir gsm mesajı;
"- selam, nasıl gidiyor?
+ idare eder, her zamankinden.. senin durumlar nasıl?
- benzer.."
yaklaşık 1 gün önce bir gsm mesajı;
"- müsaitsen arıyacağım seni?
+ sana her zaman müsaidim, bekliyorum.."
yaklaşık 1 gün önce bir telefon konuşması;
"- selam, özledim seni
+ ben de seni özledim..
- annen, baban nasıl? sağlığın yerinde mi? seni çok sevmişim ben ya..
+ iyi her şey.. ben de çok sevmişim.. hatta hala seviyorum lan. seviyorum seni.. bu arada nasılsın?
- iyim ben de.. neyse ki ikimiz de yaşıyoruz ve hala birbirimizi seviyoruz.. kendine iyi bak.
+ sen de öyle.. bu arada unutmadan tekrar edeyim; erkeklere fazla güvenme, alayı şeytan oluyor, kendimden biliyorum
- ehehe, tamam. senden başka kimseye güvenmedim ki ben.. seni çok seviyorum, öptüm
+ başın sıkışırsa beni ara ölsem de gelirim."
konuşma burada biter.. çünkü şu an başka bir sevgiliniz vardır ve her zaman da başka sevgilileriniz olacaktır
ilk sevgilisini unutamaz insan.. hayatının geri kalan kısmında hep sever, karşılıksız sever
bir daha birlikte olamayacağını bilerek ve onu her zaman özleyerek
sonraki sevgililer ise onu hep paylaşır..
işte bu yüzden; aşk her zaman üç kişiliktir. bazen ise dört
kızlara oranla erkeklerin daha çok yaşadığı olaydır. yıllar geçsede bir koku,bir silüet bile adamın aklını başından alır ve sizi sırf ilk sevgilisi yüzünden terkedebilir.
ilk sevgilinin, ilk aşkımsın deyip, çeşitli yalanlarını duyup sevgilisi oldugunu ögrenmek ve üstüne üstlük aldatması ile çürütülecek tezdir.
(bkz: eski sevgiliden nefret etmek için sebepler)
aklınızın bir kenarında hep çocukluğunuzun ve masumiyetinizin olması durumudur. o öyledir ki asla silinmez kalpten. ne kadar sizi asla sevmediğini bilseniz bile hep bir yerlerde durur öyle. onu yıllar geçtikten sonra sevmezsiniz; ama aklınıza geldiğinde bir gülümseme yerleşir dudaklarınıza genellikle. şimdi çok gülüyorum o zamanki halime. çok saf, çok temizmişim. ne kadar da kirlenmişim? o öyle biridir ki ondan sonrası asla eskisi gibi olmaz. değişirsiniz. masumiyetiniz sanki onda kalmıştır.
beni sevmeyen; ama sevmeye gerçekten uğraşan ilk aşkım. kendime gülmemek için zor duruyorum aslında. garip bir tanışma sonucu sevgili olunur. 3 sene aynı okulda okuyup hatta son sene aynı dersaneye gidip de onu farketmemiş olmanız ve şans eseri bir gün trende karşılaşmanız sizin için mucize kelimesinin açıklanışıdır. bir şekilde sevgili olunur; ama elini bile tutamazsınız onun. ulan niye tutamıyorsun onu da anlamam ya. her zaman elini tutsan uçacakmış gibi gelir sana. karlı bir gün sinemaya gidilir ve arada şöyle bir diyalogun ardından olaylar gelişir:
menoikeus: ağlamak istersen koluma silebilirsin gözyaşlarını. hehehehe (nedense babam ve oğlum filmine gidilirken peçete alınmamıştır.)
o: teşekkür ederim canım.
filmden çıkılır ve üzerinizdeki kazağın kolu tamamen sırılsıklamdır; ama gözyaşları ona ait değil sizindir. o da aşırı duygulanmıştır. sizin o duygudan ölmek üzere olan haliniz hoşuna gider ve size dertlerini anlatmaya başlar. siz eliniz ceplerinizde gezersiniz yine. birden dünyanın ve kalbiniz durduğu an gelir. o kolunuza girmiştir. bunu hissedersiniz, bakamazsınız bile. dönüp yüzüne bile bakamazsınız; çünkü donmuşsunuzdur. bu halde bir süre durduktan sonra ona dönülür gözleriniz parlamaktan güneş gibi olmuş ve suratınızda aptal bir sırıtma vardır. gel zaman git zaman "sevemedim" diyerek terk edilirsiniz. haklıdır da. elini bile zor tutuyordun ulan nasıl sevsin seni odun. ardından iflah olmazsınız. dört buçuk ay her gece alkol ve ağlamak ile geçer. 2 yıl unutamazsınız, aşkı sizi kavurur durur. yerini doldurmak için önünüze gelene yazılırsınız; hatta onun ardından 3 yılda 13 kız sevgili olarak hayatınıza girer, belki seversiniz bile; ama nafile. hiçbiri onun gibi olmaz. o her zaman saygı duyulan, yeri ayrı kişi olacaktır.
sonuç ne midir? eskiden sürekli gülen, neşeli, hoplayıp zıplayan genç adam gitmiş, yerine suratı genelde gülmeyen, sinirli, depresif bir adam gelmiştir.
not: bunu benim gibi öss yılınızda yaşamamanız tavsiye edilir.
hayat boyu bi şeylerin hep eksik kalacağına işarettir. tehlikelidir.
unutmamak kısmı doğru olabilir de. hiç bir insan hiç kimseyi o kadar sevemez sanırım..
ondan sonra gelenleri, fiziken olmasa da kalben aldatmaktır. zaten acı olan da fiziken değil kalben aldatılmak değil midir? değildir, ikisi de acıdır, ayrım yapamadım.
kalbi bir kişiye tapulayıp sonrakileri kiracı yapmak karşı tarafa haksızlıktır. gel gör ki elde olan bir şey yok. keşke düşünceleri kontrol edebildiğimiz gibi aşkı da kontrol edebilsek. sevgiyi hakedene versek, kalbimizi kiminle birlikteysek ona tapulasak. yeni bi ilişkiyle format atılsa kalbimize.
bana gelcek olursak ilk aşkımı nasıl unutayım yahu? ilk aşkım beni arkadaşımla aldatan erkek, unutulur mu? her cuma, cuma namazı vakti iyi dileklerimi iletiyorum kendisine. içimden.
ilk öpüş, ilk elini tutuş akıllara düştü mü mide çalkalanıyorsa hafiften unutamamışsındır.
sevmek ise başka bir şey.
her şeyin ilkini onunla yaptığınız için olabilecek bir olay.
bir nevi oedipus/elektra kompleksidir.
(bkz: mazideki aşk)
ilk sevgiliyle yaşanılanlar ilk olduğu için ilk hiçbir zaman unutulmaz.
keşke hayatı bir daha yaşayıp ilklere dönsem,o zaman farklı başlangıçlar yapardım.
sil baştan başlamak gerek bazen hayatı sıfırlamak o da unutulur neden unutulmasın ki sadece tatlı bir tebessümle anarsın o günleri,sadece o kadar
geçmişte yaşayarak geleceğinide mi yok etmek istiyorsun bak önüne çıkan fırsatlara geçmişe tamamen yüz çevirme ama gözün hep ilerde olsun o zaman mutlu olabilir insan o zaman gerçek mutluluğu yaşayabilir.
(bkz: takıntı)
(bkz: saplantı)
(bkz: vs)
unutmak gerektir. aslında unutmamak güzeldir. ama yeni ilişkide onu aramak kötüdür. hele yeni ona benzediği içinse daha kötüdür. ondan ders almış olmak ve sevgisi verdiği derslerdense ona minnettarsa sevgisi bundansa çok güzeldir.