Kadınların özel halleri, önemli gecelere iştirak ettiği zaman geceyi ibadetle geçirmek isteyenler için hayal kırıklığı olabiliyor. Mübarek gecelerde faziletli ibadetlerden tamamıyla mahrum kalmaktansa özel halde okunabilecek zikirlerle sevap kazanmaya çalışılabilir. Peki adetli kadın hangi ibadetleri yapabilir? İşte adetliyken okunacak dualar ve zikirler...
Allah (c.c), kadının ve erkeğin fıtratlarını hem bedenen hem de ruhen farklı yaratmıştır. Erkeklerde olmayıp yalnızca kadınlarda görülen adet dönemi; halk arasında regl, adet olma, hayız ve adet görme şeklinde olduğu gibi çeşitli kavramlarla ifade edilebilmektedir. Anne olmanın en güzel mucizelerinden birinin örneği olan adet olma durumu, kadının rahminden her ay düzenli olarak kan gelmesi ile gerçekleşir. Bu döngüde kadınların cinsel ilişkiden uzak durulması gerektiğine değinilmiştir. Yetişkin bir kadının genital bölgesindeki cinsel organdan 3 tür kan gelir. Bir tanesi doğum sonrasında gelen lohusalık kanı, diğeri beli yaş aralık ve dönemlerde gelen adet kanı, ötekisi ise bu ikisinin haricinde hastalıkla gelen 'istihaze' kanıdır. Allah (c.c), kadınların bu özel hallerinde ibadet etme mükellefini kaldırmıştır.
İLİŞKİLİ HABEROruçluyken adet olan kadın ne yapmalı? Adet lekesi oruç bozar mı? Niyetliyken regl olmak...
ADETLİ KADIN KURAN OKUYABİLİR Mİ? ADETLİYKEN FATİHA OKUMAK...
Dinimiz adetliyken ve nifas halindeyken kadının namaz kılması ve Kur'an okumasını kesin olarak yasaklamaktadır. Kadınların muayyen günlerde Kuran-ı Kerim okuması ile ilgili hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır: “Hayızlı kadın ve cünüp olan kimse Kur'an'dan bir şey okuyamaz” buyurmuşlardır. (Tirmizi, Taharet, 98) Günümüzde buna karşı çıkan birtakım insanlar için bu hadis-i şerif önemli bir delil kaynağı oluşturmaktadır.
İLİŞKİLİ HABERNamaz tesbihatı nasıl yapılır? Namazdan sonra okunacak dua ve zikirler
Dua amacıyla okunabilir olduğu öne sürülen Fatiha Suresinde ayetler; okuma niyeti ile değil de sadece dua kapsamında okunabilir. Örnek vermek gerekecek olursa; Rabbena atina fiddünya haseneten ve filahireti haseneten ve gına azabennar gibi. Ayrıca Kuran-ı Kerim'de duaya benzeyen diğer ayetlerde Fatiha gibi sadece dua maksatlı okunabilir olduğu öne sürülüyor. Fatiha'daki gibi dua amaçlı okunabilen Felak, nas, ihlas gibi dualardır. Fakat kurana kesinlikle dokunulmaz.
İLİŞKİLİ HABERKuran-ı Kerim'de kadınlardan bahseden ayetler
ADETLİYKEN FARZ OLAN İBADETLERİN KAZASI YAPILMALI MI?
Sadece adet dönemlerinde olmayıp, aynı zamanda doğum yapan lohusa kadınlarında bu süre zarfında kılamadıkları namazlar için kaza yapmaları gerekmez. Oruç ibadetinde ise kazası gerekir. Rivayetlere göre, bir kadın Hz. Âişe’ye sordu: “Hayızlı kadının hayızdan temizlendikten sonra hayız zamanında kılamadığı namazları kaza etmesi gerekir mi?”
adet olan kadınlar hangi ibadetleri yapabilir?
Hz. Âişe şöyle cevap verir: “Sen Haruriyye misin (Haricilerden misin?). Biz Peygamberin (a.s.m.) yanında hayız âdetini görürdük, sonra temizlenince guslederdik. Peygamber (a.s.m.) namazı kaza etmemizi bize emretmezdi.” (İbni Mâce, Taharet: 119) Adet ve lohusa dönemindeki bir kadının namaz kılması haramdır. “Hayızlı kadın ve cünüp olan kimse Kur'an'dan bir şey okuyamaz” (Tirmizi,Taharet, 98; İbni Mace, Taharet, ,105; Darakutni, Sünen, 1/117)
HAYIZLI (ADETLİ) İKEN HANGİ İBADETLER YAPILABİLİR?
Allah'ın kullarına müjdelediği özel zamanlarda ibadet etmek isteyen kadınların adet olması haliyle ibadetlerini gerçekleştirememeleri hayal kırıklığına neden olabilmektedir. Mümin kadınlar, adet görmeden önce gerçekten salih ve ihlaslı bir şekilde ibadet etme niyetini düşünmüşlerse ama hastalıkları nedeniyle namaz kılamıyorlarsa o kıymetli gecelerin rahmet ve bereketlerinden nasiplerini eksiksiz olarak Allah (c.c)'dan alacaklardır. "Her kişiye, muhakkak niyetinin hakkı verilir..." (Buhârî, Bed’ü’l-Vahy)
İLİŞKİLİ HABERKadınlar adetliyken kandillerde nasıl ibadet yapabilir? Kandilde regl iken tesbih çekme...Adet olan kadınların bu günlerde namaz kılması ve kuran-ı kerim okuması haram kılınmış iken tesbih, zikir ve dua etmelerine izin verilmiştir. Hatta namazsız olan kadınların bu günlerde gücünün yettiğince tevhid ve tehlil ile meşgul olması hayırlıdır. Abdest alarak güzelce tesbihler çekilebilir, salavatlar getirilebilir.
Hz. Ali (r.a.)de şöyle demiştir: “Allah Resulünü cünüplüğün dışında Kur'an okumadan bir şey alıkoymazdı.” (Ebu Davud, Taharet, 90; Nesei) hadisi hayız ve cünüp halinde Kuran-ı Kerim okunamayacağının en kuvvetli delilidir. Bazı alimler bu konu hakkında tek bir ayetin bile okunmayacağını hatta yazılamayacağını ifade etmektedir. Kuran-ı Kerim'de duaya benzeyen ayetlerle beraber Fatiha suresi de yalnızca dua amacıyla okunabilir.
ADET OLAN KADINLAR KANDİLDE NE YAPMALI? İBADET ÖNERİLERİ
Adetliyken kandilde hangi ibadetler yapılmalı?
ADETLİYKEN OKUNACAK DUALAR! KADIN BAŞI AÇIK DUA OKUYABİLİR Mİ?
Adetli bir kadının temizleninceye kadar dua okumasında herhangi bir engel yoktur. İstenilen sözlü dualar okunabilir, hatta Fatiha suresinin (sadece dua maksatlı) dokunmadan okunabileceği bile öne sürülmektedir. Ayrıca duaya benzer şekilde yer verilen ayetlerde değinilen tövbe duaları ya da istek duaları da ezberden ya da dokunmadan okuyarak yapılabilir.
Adet olan bir kadının Kuran-ı Kerim'den ayetler yazması mekruh sayılmaz ancak sesli bir şekilde okunmaması gerekir. Hayızlıyken yani adetliyken salavat getirmek, tesbih çekmek mubahtır, Kuran-ı Kerim dinlenebilir.
Ay başı olan kadının adetli iken camiye girip giremeyeceği ile ilgili de "Hiç bir hayızlı veya cünüp mescide giremez." (İbn Mâce, Tahâre, 92; Dârimî, Vudû',116)hadis-i şerifi bulunmaktadır.
Sözlük anlamı itibariyle “şehâdet getirmek, tahiyyata oturmak; şahitlik istemek” anlamlarına gelen teşehhüd , İslam fıkhında namaz kılarken ka‘dede (oturuşlarda) Tahiyyat duasını okuma anlamına gelmektedir. Ettehiyyatü (Tahiyyat) duasını namazların oturuş kısımlarında okuruz. Sahâbe Efendilerimiz ve tâbiîn dönemlerinde “tahiyyetü’s-salât, hutbetü’s-salât” olarak anılan tahiyyat daha sonraki dönemlerde kelime-i şehâdetten dolayı "teşehhüd" ismi verilmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v) "Ettehiyattü duasını" Kur’an’dan bir sûre öğretir gibi ashabına öğretmiştir.(İbn Mâce, “İḳāmetü’ṣ-ṣalât”, 24).
Hz. Peygamber; “Her iki rekâtta oturduğunuz zaman; “et-tehıyyâtü lillâhhi... deyin”(Müslim, Salât, 24; Ebû Dâvud, Salât, 122) buyurmuştur.
Ettehiyyatü (Tahiyyat) duası ile ilgili sizler için hazırladıklarımız:
Hanefi Mezhebine Göre Okunan "Tahiyyat Duası"
التَّحِيَّاتُ لِلَّهِ وَالصَّلَوَاتُ وَالطَّيِّبَاتُ ﴿﴾ السَّلامُ عَلَيْكَ أَيُّهَا النَّبِيُّ وَرَحْمَةُ اللَّهِ وَبَرَكَاتُهُ ﴿﴾ السَّلامُ عَلَيْنَا وَعَلَى عِبَادِ اللَّهِ الصَّالِحِينَ ﴿﴾ أَشْهَدُ أَنْ لا إِلَهَ إِلا اللَّهُ ﴿﴾ وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ
"Ettehiyyâtu lillâhi vessalevâtu vettayibât. Esselâmu aleyke eyyuhen-Nebiyyu ve rahmetullahi ve berakâtuhu. Esselâmu aleynâ ve alâ ibâdillâhis-Sâlihîn. Eşhedu en lâ ilâhe illallâh ve eşhedu enne Muhammeden abduhû ve Rasuluh." (Buhârî, “Eẕân”, 148, 150; Müslim, “Ṣalât”, 55)
"Bütün duâlar, senâlar, bedenî ve mâlî ibadetler Allah Teâlâ’ya mahsustur. Ey Peygamber! Sana selâm olsun, Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerine olsun. (Ey Rabb’imiz)! Selâm bize ve Allah’ın sâlih kullarının üzerine olsun. Şahitlik ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Yine şahitlik ederim ki, Muhammed, O'nun kulu ve Peygamberidir."
Şafii Mezhebine Göre Okunan "Tahiyyat Duası"
اَلتَّحِيَّاتُ اَلْمُبارَكاتُ اَلصَّلَوَاتُ اَلطَّيِّباَتُ لِلَّهِ، اَلسَّلامُ عَلَيْكَ أيُّهَاالنَّبِيُّ وَرَحْمَةُ اللَّهِ وَبَرَكَاتُهُ، اَلسَّلامُ عَلَيْنَا وَعَلَى عِباَدِ اللهِ الصَّالِحيِنَ، أَشْهَدُ أَنْ لاَ إلَهَ إِلاَّ اللَّهُ، وَأَشْهَدُ أنَّ مُحَمَّداً رَسُولُ اللَّهِ
Şâfiîler’in benimsediği İbn Abbas (r.a) rivayetinde "Tahiyyat Duası" şöyledir:
“et-Tahiyyâtü’l-mübârekâtü’s-salavâtü’t-tayyibâtü lillâhi es-selamü aleyke eyyühen-nebiyyü ve rahmetullahi ve berekâtühü es-selamü aleyna ve ala ibadillah-is-salihine eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden resulullah.” (İbn Mâce, “İḳāmetü’ṣ-ṣalât”, 24; Ebû Dâvûd, “Ṣalât”, 178)
"Tahiyyatlar, bereketler, salavatlar ve güzel şeyler Allah'ındır Ey nebi! Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi senin üzerine olsun Bize salih kulların üzerine de selam olsun Ben şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur ve yine şehadet ederim ki Muhammad Allah'ın resulüdür."
Tahiyyat namazın ilk oturuş (ka‘de-i ûlâ) ve son oturuş (ka‘de-i ahîre) denen kısımlarında okunur. “Ka’de-i ahîre “son oturuş” demektir. Namazın sonunda teşehhüt miktarı oturup beklemek namazın rükünlerindendir. İki rekâtlı namazlarda ikinci, üç rekâtlı namazlarda üçüncü ve dört rekâtlı namazlarda ise dördüncü rekâttan sonraki oturuşlar “son oturuş” tur.
Hanefîlere göre son oturuştaki süre, teşehhüt miktarıdır. Bu ise “Tahiyyat” duasını okuyacak kadar bir süredir. Bütün oturuşlarda tehıyyât duasını okumak vâcip hükümündedir.
Şâfiî ve Hanbelîlere göre, son oturuşta farz olan oturma süresi, teşehhüt miktarına ek olarak, Hz.Peygamber’e salavât getirebilecek, yani, “Allahümme salli alâ Muhammed” diyecek kadardır.
Son oturuşta teşehhüt miktarı oturmanın farz oluşu şu hadise dayanır: “Hz. Peygamber, Abdullah İbn Mes’ûd (r.a)’a teşehhüdü yani Tahıyyât duasını öğretirken şöyle buyurmuştur: Bunu söylediğin veya yaptığın zaman namazın tamam olmuştur.”(Ebû Dâvud, Salât, 178; İbn Hanbel, I, 422 .)Yani teşehhüdü okuduğun veya oturma işini yaptığın zaman namazın tamamdır. Burada, Rasûlullah (s.a.s), namazın tamamlanmasını bir fiile bağlamıştır. Bu fiil de oturma işidir. Hz. Peygamber, tehıyyâtı ancak oturduğu
zaman okumuştur. Bu yüzden namazın tamam olması oturmaya bağlıdır.
Hz. Peygamber; “Her iki rekâtta oturduğunuz zaman; “et-tehıyyâtü lillâhhi... deyin”(Müslim, Salât, 24; Ebû Dâvud, Salât, 122) buyurmuştur. Ashâb-ı kiram önceleri Allah Elçisi’nin arkasında namaz kılarken oturduklarında, “Cebrâil’e, Mikâil’e, filancaya ve falancaya selâm olsun” diyorlardı. Hz. Peygamber kendilerine dönerek, Tahiyyat duasını öğretmiş ve oturuşta Tehıyyât okununca, bunun gökte ve yerde, Allah’ın her sâlih kuluna isâbet edeceğini bildirmiştir. (Buhârî, Ezân, 148.)
Hz. Peygamber’in, Abdullah İbn Mes’ûd (r.a)’e öğrettiği “Tehıyyât” duâsı şudur:
“et-Tehıyyâtü lillâhi ve’s-salavâtü ve’t-tayyibâtü, es-selâmü aleyke eyyüha’n- nebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtüh. es-Selâmü aleynâ ve alâ ibâdillâhi’s-sâlihîn. Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhhammeden abdühû ve rasûlüh.”(Buhârî, 148, Müslim, Salât, 56, Ebû Dâvud, Salât, 12)
Anlamı: “Bütün duâlar, senâlar, bedenî ve mâlî ibadetler Allah Teâlâ’ya mahsustur. Ey Peygamber! Sana selâm olsun, Allah’ın rahmeti ve bereketi üzerine olsun. (Ey Rabb’imiz)! Selâm bize ve Allah’ın sâlih kullarının üzerine olsun. Şunu bilir ve herkese açıklarım ki, Allah’tan başka hiç bir gerçek mabud yoktur ve yine bilir ve açıklarım ki, Hz. Muhammed, Allah’ın kulu ve peygamberidir.”
Bazı tefsir ve fıkıh kitaplarında Tahiyyat duasıyla irtibat kurularak Resûl-i Ekrem'in mi‘rac gecesinde tahiyyat, salavat ve tayyibat kelimeleriyle Cenâb-ı Hakk’a tâzimde bulunduğu, O’nun da buna selâm, rahmet ve berekât kelimeleriyle mukabele ettiği, Resûlullah’ın gördüğü bu iltifat karşısında selâmın bütün peygamberler, melekler ve insanlar üzerine olmasını temenni ettiği, bunun üzerine bütün meleklerin kelime-i şehâdeti söyledikleri kaydedilir (meselâ bk. Kurtubî, III, 425; İbn Nüceym, I, 342-343).
Bu sebeple teşehhüd duasını okumanın, kulun mi‘racla sıkı bağı bulunan namaz ibadetinin belirli bölümlerinde (ka‘deler) mi‘rac gecesinde gerçekleşen bu olayın hâtırasını yâdetmesi ve bu vesileyle Allah’a tâzimlerini sunması, Resûlullah’a selâmlarını ve bağlılığını bildirmesi, Allah’ın kendisine, cemaate, meleklere ve sâlih kullara rahmetle muamele etmesini dilemesi gibi bir anlam taşıdığı yorumu yapılmıştır.
Hanefilere göre teşehhüdde “lâ ilâhe” derken sağ elin baş parmağı ile orta parmağın halka yapılıp şahadet parmağının kaldırılması ve “illallah” derken indirilmesi sünnet olmakla birlikte bazı âlimler yerli yerince yapmakta zorlanan kişinin bunu terketmesini uygun görmüştür.
Şâfiîler’e göre “illallah” denildiğinde şahadet parmağı kaldırılır ve ilk teşehhüdde ayağa kalkıncaya, son teşehhüdde selâm verinceye kadar öylece bırakılır.
Teşehhüdün Arapça aslını bilmeyenlerin asıl metni öğreninceye kadar tercümesini okumaları câizdir. Arapça’sını bilen kişilerin tercümesini okuması hususunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Fıkıh âlimleri İbn Mes‘ûd’un rivayet ettiği, “Teşehhüdü gizli okumak sünnettendir” hadisini (Ebû Dâvûd, “Ṣalât”, 180; Tirmizî, “Ṣalât”,101) delil göstererek teşehhüdün gizli okunmasının sünnet olduğunu, ancak açıktan okunması halinde sehiv secdesi gerekmediğini söylemişlerdir.
Şâfiîler’e göre üç ve dört rek‘atlı farz namazların teşehhüdünden sonra Hz. Peygamber’e salât okunması sünnettir. Son oturuşta ise Salli-Bârik dualarını okumak Hanefî ve Mâlikîler’e göre sünnet, Şâfiî ve Hanbelîler’e göre ise en az, “Allāhümme salli alâ Muhammed” demek farzdır. Namaz kılan kişinin Salli-Bârik dualarının ardından Kur’an ve Sünnet’ten seçilmiş dua metinleri okuması bütün mezheplere göre müstehaptır. Öte yandan klasik İslâm literatüründe nikâh akdi sırasında veya çok önemli başka bir iş sebebiyle yapılan ve hamdele, salvele, kelime-i şehâdet cümlelerini içeren bir konuşma metninin “hutbetü’l-hâcet” diye adlandırıldığı ve teşehhüd kelimesinin böyle bir konuşma metnini, ayrıca cuma hutbesini ve bunların okunmasını ifade etmek üzere kullanıldığı görülür (Buhârî, “Cumʿa”, 29; Ebû Dâvûd, “Ṣalât”, 223; Tirmizî, “Nikâḥ”, 17; Şevkânî, VI, 148-149).
Kaynak: Prof. Dr. Hamdi DÖNDÜREN Delilleriyle Erkam İslam İlmihali, İlamtv, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi
İslam ve İhsan