ev sahibi çık derse / Ev sahibi evi satarsa kiracı evden çıkmak zorunda mı?

Ev Sahibi Çık Derse

ev sahibi çık derse

Günümüzde özellikle İstanbul’da çok kısa bir süre içerisinde ve hızlı bir şekilde ev kiraları yükselmiştir ve kira artış oranı hem kiracılar hem de mal sahipleri tarafından tartışılır olmuştur. İstanbul’daki konut arzında yaşanan aksamalar ve artan maliyet nedeniyle kiralık ev bulmak zorlaşmış ve mevcut evlerin de kira bedelleri yükselmiştir. Ev sahiplerinin de hem geçim hem de yatırım araçları gayrimenkulleridir. Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı nedeniyle ev sahiplerinin de kira bedellerine zam yapma zarureti doğmuştur. (www.zingat.com)

Türk Borçlar Kanunu’na göre kira artış oranı bir önceki kira yılında tüketici fiyat endeksindeki oniki aylık ortalamasını geçemez. Yani ev sahibi TÜFE’den daha fazla zam yapamaz. Ancak gelinen noktada artık bu enflasyon oranlarına göre zam yapılsa bile kira bedelleri rayiç bedeller altında çok komik kalmaktadır. Bu nedenle birçok ev sahibi mevcut kiracıyı çıkarıp rayiç bedeller üzerinden evini yeniden kiraya vermek istemektedir. Mevcut kiracıyı tahliye etmenin yolları şu şekildedir.

GEÇMİŞE DÖNÜK KİRA FARKINI İSTEYİN

Türk Borçlar Kanunu’nun 315/II maddesine göre bir kiracı kira bedelini 30 gün içerisinde ödemek zorundadır. Eğer 30 içerisinde ödeme yapmazsa icra takibi yapılır ve borçluya tebligat gönderilir. Eğer bu tebligattan sonra da 30 gün içerisinde ödeme yapmazsa icra hukuk mahkemesinde dava açılır ve kiracı tahliye edilir.

Genelde Ülkemizde kiracılar her sene başında ev sahipleri ile anlaşıp bir kira bedelini belirlerler. Yani sözleşmede yazan oranın altındaki bir rakamda anlaşırlar. Bunun dışında birçok kiracı TÜFE oranı ya da sözleşmedeki oranı uygulasa bile ödenecek bedeli yuvarlama yoluna giderler. Örneğin %19,83’lük bir enflasyon sonucunda kira bedeli 3.839 TL olması gerekirken düz hesap 3.850 TL öderler. Böyle olunca da aslında her ay ödenmesi gereken bedelden 39 TL eksik ödenmiş olur. Özellikle uzun süreli kira ilişkilerinde bu fark daha da büyük olur. Ev sahibinin eksik ödeme alması ve buna itiraz etmemesi bu kira bedelini kabul ettiği anlamına gelmez. Yargıtay’ın bu konu hakkında çok fazla kararı vardır. Ev sahibi örneğin 5 sene bu şekilde kira bedelini alıp 5. Senenin sonunda aradaki tüm farkı faizi ile birlikte isteyebilir. Kiracı bu farkı ödemezse icra takibi yapılır. Kiracı bu icra takibinden sonra 30 gün içinde kira bedelini ödemezse icra hukuk mahkemesinde dava açılarak ev tahliye ettirilebilir. Yargıtay 35 Kuruş eksik yapılan eksik ödemeyi dahi tahliye sebebi saymaktadır. (Yargıtay Altıncı Hukuk Dairesi’nin 2015/6655E., 2015/10585K. sayılı ve 01.12.2015 tarihli kararı)

EVİNİZİ İHTİYAÇ VEYA TADİLAT SEBEBİYLE TAHLİYE EDEBİLİSİNİZ

Ev sahiplerinin kiracılarını tahliye ederken kullanabileceği diğer etkili yollardan bir tanesi de ihtiyaç ya da tadilat sebebiyle tahliye talebidir. Ev sahibi; eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için ev veya işyeri gerekirse kiracısını tahliye edebilir. Bunun için fesih sürelerine uyulması ve sözleşmenin bitim tarihinden itibaren 1 ay içinde sulh hukuk mahkemesinde dava açılması gerekir. Örneğin 1 Kasım 2021 tarihinde 1 yıllık yapılan bir kira sözleşmesi olduğunu düşünelim. Bu sözleşmenin bitim tarihi 15 Kasım 2022 tarihidir. Ev sahibi sözleşmenin bitim tarihinden 3 ay önce yani 15 Ağustos 2022 tarihinden önce sözleşmeyi ihtiyaç nedeniyle feshettiğini kiracıya bildirmelidir. Eğer kiracı evi 15 Kasım 2021 tarihinde teslim etmezse ev sahibi 1 ay içinde yani 15 Aralık 2022 tarihine kadar tahliye davası açarak evi tahliye edebilir. Dava sulh hukuk mahkemesinde açılır.

YENİ MALİK DE EVİ TAHLİYE EDEBİLİR

Türk Borçlar Kanunu’na göre yeni malik satın aldığı evi kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için tahliye ettirebilir. Bunun için yeni malik evi aldığı tarihten itibaren kiracıya bir ihtarname göndermelidir. Bu ihtarnamede evi yeni aldığını, bu eve kendisinin veya Kanunda sayılan yakınlarından birinin ihtiyacının olduğunu belirtmesi gerekir. Ayrıca ihtarnamenin ekine yeni tapu belgesinin bir örneği de eklenir. Eğer kiracı evi tahliye etmezse yeni malik dava açabilir. Ancak bu davayı evi aldıktan 6 ay sonra açabilir. Bu dava da sulh hukuk mahkemesinde açılır. Şayet yeni malik 1 ay içinde ihtarname göndermezse bu hakkını kaybeder ve eski malikten bir farkı kalmaz. Bu nedenle her ihtimale karşı içinde kiracı olan ev satın alanlar mutlaka bu ihtarnameyi göndermelidir.

Uygulamada bazı kişilerce yeni malikin tahliye hakkı üzerinden kiracısını tahliye etmeye çalışanlar da bulunmaktadır. Yukarıda anlatıldığı üzere bir malikin ihtiyaç sebebiyle sözleşmeyi feshedebilmesi için sözleşmenin süresinin sona ermesi gerekir. 1 yıllık kira sözleşmelerinde bir problem olmasa da 3,5 veya 10 yıllık sözleşmelerde ev sahibinin ihtiyaç sebebiyle tahliye etmesi için sözleşmenin süresini bekleyebilmesi çok zordur. Hal böyle olunca bazı kişilerce muvazaalı satışlar yapılmakta ve evi satın almış gibi hareket eden yeni malik üzerinden tahliye davası açılmaktadır. Şayet kiracı tarafça bu muvazaa kanıtlanamazsa ev tahliye edilmektedir. Evin rayiç bedelinin banka hesapları yoluyla ödendiği bir muvazaalı yani sahte bir satışta bu muvazaayı kanıtlamak hiç de kolay değildir. Bu nedenle kiracı aleyhine tahliye kararları verilmektedir.

İHTİYAÇ SEBEBİYLE TAHLİYEDE KİRACININ TAZMİNAT HAKKI

İhtiyaç sebebiyle tahliyelerde eğer tahliye edilen ev ihtiyacı olduğu belirtilen kişi veya kişiler tarafından kullanılmazsa kiracı taraf bu durumu tespit edip tazminat davası açabilir. Bu tazminat miktarı 1 yıllık kira bedelidir. Günümüzde eski kiracıların ödediği kira bedeli ile rayiç bedel arasındaki derin uçurum göz önüne alındığında eski kira bedeli üzerinden 1 yıllık tazminat yeni kira bedelleri yanında küçük bir meblağ olarak kalmaktadır.

TAHLİYE TAAHHÜNAMESİ HER ZAMAN İŞİNİZE YARAYABİLİR.

Türk Borçlar Kanunu’nun 352/I maddesine göre kiracı ev sahibine hitaben evi boşaltacağını belirten bir taahhütname verebilir. Uygulamada özellikle kira sözleşmesinin imzalanması sırasında ev sahipleri tarafından bir ön şart olarak tahliye taahhütnamesi kiracıya imzalatılmaktadır. Uygulamada genellikle taahhütnamenin tahliye tarihinin boş bırakıldığı ve ev sahibine istediği zaman bu tarihi doldurup tahliye talep etme hakkı tanındığı görülmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da tahliye taahhütnamesinin boş tarihle verilmesi durumunda kiracının bu duruma katlanması gerektiği yönünde kararlar vermiştir.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun E. 2014/8-1422 K. 2015/1107 T. 27.3.2015 sayılı kararı)

Tahliye taahhütnamesinin tarihi her zaman kira sözleşmesinden daha ileri bir tarih olmalıdır. Aksi takdirde mahkemeler ve Yargıtay tarafından kabul edilmemektedir. Ev sahibi taahhütnamedeki tarihten itibaren 1 ay içerisinde icra takibi ya da dava yoluyla bu hakkını kullanabilir.

EV SAHİBİ İKİ HAKLI İHTARLA TAHLİYE DAVASI AÇMAYA HAK KAZANIR

Günümüzde bu usulü birçok kişi bildiğini düşünse de sanki iki haklı ihtar sonucunda ev sahibi kendi eliyle gayrimenkulü doğrudan tahliye edebilecektir şeklinde yanlış bir algı bulunmaktadır. Ancak TBK 352/II maddesine göre 1 kira yılı içinde kiracı kirayı iki kez ödemez ve her ödemediğinde ev sahibi yazılı ihtarname keşide etmişse bu durum ev sahibine dava açma hakkı sağlar. Ev sahibi kira sözleşmesinin bitiminden itibaren 1 ay içinde sulh hukuk mahkemesine dava açabilir.

KİRACININ VEYA EŞİNİN AYNI İLÇEDE EVİ VARSA KİRACIYI TAHLİYE EDEBİLİRSİNİZ

Türk Borçlar Kanunu’na göre kiracının veya birlikte yaşadığı eşinin aynı ilçe veya belde belediye sınırları içinde oturmaya elverişli bir konutu bulunması durumunda ev sahibi kira sözleşmesinin kurulması sırasında bunu bilmiyorsa, sözleşmenin bitiminden başlayarak bir ay içinde sözleşmeyi dava yoluyla sona erdirebilir. Yani yine kira sözleşmesinin bitişi beklenmelidir. Ev sahibi 1 ay içerisinde sulh hukuk mahkemesinde dava açmalıdır.


"BU DURUM BİRKAÇ AYDIR ARTTI"

Hesap kapatma örneklerinin birkaç aydır çok fazla yaşandığının altını çizen Gayrimenkul Hukukçusu Ümit Yasin Kısa, “Öncelikle ev sahibinin iyi niyetli olmayacağını belirtmek gerekli. Ev sahibinin mahkemeye başvurması halinde mahkeme tarafından ev sahibinin iddiaları geçerli sayılmayabilir. Ancak burada önemli olan kiracının kira borcunu ödemeye niyetli olduğunu kanıtlaması ve bunun için hukuki adımları atmış olması” dedi.

Kısa, şöyle devam etti:

“Ev sahibinin sözleşmede yazan banka hesabını kapatması halinde yeni banka hesabını kiracısına bildirmesi gerekiyor. Aksi takdirde kiracı bunu mahkemeden talep edebilir. Bu gibi hususlar elbette somut olaya göre belirlenebilecek. Bu halde mahkeme, gerçekten ev sahibinin gerekli hususları yerine getirip getirmediğine bakacak ve kiracının kira ödemelerini isteği dışında ödeyememesi hali var mı araştıracak.”

"KİRACI PTT YOLUYLA ÜCRETİNİ GÖNDEREBİLİR"

Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Avukat Ali Güvenç Kiraz ise, böylesi bir durumda yapılması gereken yöntemlerden birinin PTT yoluyla ‘konutta ödemeli’ olarak kira bedelinin gönderilmesi olduğunu söyledi.

Ancak Kiraz, mal sahibi eğer bu bedeli almaz ve bir aylık süre geçerse kiracının temerrüdü oluşacağına yani kişinin borçlanmış olacağına dikkat çekti:

“Bu nedenle eğer ev sahibinin kötü niyetli bir şekilde kiracısını temerrüde düşürüp tahliye etmek istemesi için banka hesabını kapatmak istemesi halinde sulh hukuk mahkemesine başvurarak ‘ödeme yeri tayini’ istenmeli ve kiralar mahkeme tarafından mal sahibi adına açılacak olan bu hesaba yatırılmalı. Mal sahibi bu sırada kira borcu ödenmediği iddiası ile icra takibi yaparsa kiracı itirazında bu durumu mutlaka belirtmeli. İtirazın iptali konusunda yetki, icra mahkemesinde değil, sulh hukuk mahkemesinde olur.”

Ümit Yasin Kısa, bu noktada çok önemli bir uyarıda bulundu:

“Eğer kiracı, kiranın ödendiği hesabın kapatılmasından sonra uzun bir süre hiçbir adım atmamışsa ve sonrasında hesabın kapatıldığını fark etmediğini beyan ediyorsa, mahkeme bu durumun hayatın olağan akışına uygun olmayacağı değerlendirmesinde bulunabilir. Yani kiracının kusurlu olduğuna hükmedebilir. Bu nedenle kiracıların ödemelerini dikkatli bir şekilde yapmalarında fayda var.”

KİRACI MAĞDUR EDİLDİĞİ İÇİN EV SAHİBİ HAKKINDA ŞİKAYETÇİ OLABİLİR Mİ?

Konunun mahkemeye taşınmasıyla ardından sorunun çözüme kavuşmasının ardından kiracı, ev sahibi tarafından mağdur edilmek istendiği için şikayetçi olabilir mi?

Ali Güvenç Kiraz, bu soruya, “Mal sahibi ve kiracının sözleşme süresince taşınmazla ilgili taşınmazı sözleşmeye uygun tutmak ve kullanmak sorumlulukları var. Mal sahibinin gerçekten de hangi nedenle yapıldığı belli olması mümkün olmayan hesap kapatması bir suç değil” cevabını verdi.

Kiraz, konuya dair şu bilgileri paylaştı:

“Kiracı mal sahibine karşı bir şikâyette bulunamaz. Kiracı ve mal sahibi arasındaki sözleşme ilişkisinin şikâyete konu olabilmesi için tehdit, hakaret, darp ve haneye tecavüz gibi durumların oluşması gerekli. Banka hesabının kapatılması kötü niyetli bir davranış olarak görülebilir ancak suç değildir.”

Ümit Yasin Kısa ise, kiracının bu süreç nedeniyle uğradığı zararlar, mahkeme masrafları ve somut olaya göre manevi zararlarına ilişkin dava hakkının olduğuna dair önemli bir detayın altını çizdi.

"İKİ TARAFIN DA RIZASI VARSA BEDEL KARŞILIĞI TAHLİYEYE ENGEL YOK"

Bir yıl boyunca yüzde 25’ten fazla zam yapamayacak olan ev sahipleri, kiracılarına ‘para vererek’ evden çıkarmanın yolunu deniyor. Örneğin, kiracısının taşınma masraflarını ve birkaç aylık kira bedelini karşılayıp evi boşaltmalarını teklif ediyorlar.

Böylelikle evini iki-üç kat daha fazla bedelle kiraya vermenin yolu açılmış oluyor. Fakat evden çıkmak istemeyen kiracılar, ısrarcı ev sahiplerinin arama ve mesajlarına maruz kalıyor. Peki bu durumda nasıl bir yol izlenmeli?

“Kiracı ile ev sahibinin kendi aralarında yaptıkları bir pazarlık sonucunda kiracının belirli kazanımlar karşılığında konuttan çıkması üzerine anlaşmalarında bir engel bulunmuyor” diyen Ümit Yasin Kısa, “Burada önemli olan husus, iki tarafın da buna rıza göstermesi ve üzerinde özgür iradeleriyle anlaşmaları” dedi.

Fakat Kısa, eğer kiracı bu durumu kabul etmiyor ve ev sahibi ısrarını sürdürüyorsa kiracının mahkeme yoluna başvurabildiğini vurguladı:

“Kiracı, ev sahibi tarafından bu konu hakkında ısrarlı rahatsız ediliyorsa ve kişisel huzuru bozuluyorsa ev sahibi hakkında konutuna, okuluna ve işyerine yaklaşmaması, kendisini iletişim araçlarıyla veya sair surette rahatsız etmemesi gibi önleyici tedbir kararlarını mahkemeden isteyebilir. Bu kararlara uyulmaması halinde kişi hakkında zorlama hapsine karar verilebilir.”

"'FATURA DÂHİL' ÇOK TEHLİKELİ BİR KİRALAMA SİSTEMİ"

Son dönemde kiralık ev ilanlarında ‘fatura dâhil’ ifadesi dikkat çekiyor. Ev sahipleri abonelikleri kendi adına tutuyor ve ödenmediği zaman tahliye ya da zam baskısı yapıyor.

İstediği tarihte evden çıkmayan ya da istediği oranda zam yapmayan kiracının elektriğini, suyunu kesen mülk sahipleri, mağduriyet yaratıyor. Bu durumda kiracılar, nelere dikkat etmeli?

Fatura dâhil kiralamanın çok tehlikeli bir kiralama sistemi olduğunu söyleyen Ali Güvenç Kiraz, bu durumun günlük kiralama modelinden entegre edildiğine vurgu yaparak şu bilgileri paylaştı:

“Günlük kiralamada nasıl bir gün ya da bir hafta kalıp sonra tahliye etmediğinizde hemen mal sahibi müdahale edip sizi çıkartabilir burada da aynı yol deneniyor. İşte bu nedenle kira sözleşmesi yaparken bir nüshası ve Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) belgesi mutlaka alınmalı. En önemlisi abonelikler, kiracı tarafından açılmalı. Aksi halde bütün her şey mal sahibi elinde olacak.”

Ev sahibi ve kiracı hakları yasal zeminde korunuyor

Sonbahar aylarına yaklaştıkça ev kiralamak isteyenlerin sayısı bir hayli fazla. Okulların yüz yüze eğitime geçmesiyle ve üniversitelerin de yakında açılacak olmasıyla birçok kişi kiralık ev arıyor.

Kiracılar ve ev sahipleri arasında zaman zaman kira ücreti, aidat, depozito gibi birçok konuda anlaşmazlıklar yaşanabiliyor. Ancak ‘6570 Sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun’ ile kiracı ve mülk sahiplerinin hakları yasal bir zemine göre işliyor. Bu kanunla iki tarafında birbirlerine karşı sorumlulukları bulunuyor. İşte kiracı ve mülk sahiplerinin hakları…


Kira sözleşmesi

Mülkün kiralandığı kişilerle yapılan kira sözleşmesi, hem kiracıya hem de ev sahibinin hak ve sorumluluklarını gösterir. Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir. Kira sözleşmesi, belirli ve belirli olmayan bir süre için yapılabilir. Kararlaştırılan sürenin geçmesiyle herhangi bir bildirim olmaksızın sona erecek kira sözleşmesi belirli sürelidir; diğer kira sözleşmeleri belirli olmayan bir süre için yapılmış sayılır.

Ev sahibi ve kiracı hakları yasal zeminde korunuyor

Kiraya veren, kiralananı kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmek ve sözleşme süresince bu durumda bulundurmakla yükümlüdür. Bu hüküm, konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı aleyhine değiştirilemez. Diğer kira sözleşmelerinde ise, kiracı aleyhine genel işlem koşulları yoluyla bu hükme aykırı düzenleme yapılamaz.

Kiracının 10 yıl tahliyesi istenemiyor

Kiraya veren, sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, 10 yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminden en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla, herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşmeye son verebilir.

Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde, kiracı her zaman, kiraya veren ise kiranın başlangıcından 10 yıl geçtikten sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimiyle sözleşmeyi sona erdirebilirler.

Grafik: TRT Haber/M. Furkan Terzi[Grafik: TRT Haber/M. Furkan Terzi]

Kiracının hakları nelerdir?

Kiralananla ilgili zorunlu sigorta, vergi ve benzeri yükümlülüklere, aksi kararlaştırılmamış veya kanunda öngörülmemiş ise, kiraya veren ödeyecektir. Kiraya veren, kiralananın kullanımıyla ilgili olmak üzere, kendisi veya üçüncü kişi tarafından yapılan yan giderlere katlanmakla yükümlüdür.

Kiracı, mülk sahibi ile yaşayacağı problemlerde hukuki zemin üzerinde hakkını arayabilir. Ev sahibinin haklı bir gerekçesi olmadan kiracı kontrat süresi dolmadan evden çıkarılamaz.

Borçlar Kanunu’na göre mülk sahibi, kira sözleşmesi boyunca mülkü nasıl kiraladıysa o şekilde tutmakla zorunludur. Evin tadilat masrafları, mülk sahibine aittir. Kiracı, evin yapı masraflarını kendi karşılayarak kira bedelini düşük ödeme hakkını kendinde saklı tutar.

Kiracı, evde oluşan sorunlar nedeniyle konuttan yeterince faydalanamıyorsa ev sahibinden bunların giderilmesini talep etme hakkına sahiptir. Yapı kusurlarının sonradan ortaya çıkması ve giderilememesi durumunda kira bedelinde indirim talep edilebilir.

Kira kontratları kiracı-mülk sahibi arasında yaşanan sorunların başında ilk sıralarda geliyor. Aksi belirtilmedikçe ve sona ereceği tarihten 15 gün öncesine kadar yeni bir sözleşme hazırlanmamışsa otomatik olarak kira sözleşmeleri 1 yıl yeniden yenilenir.

Zamanında ödenmeyen kira ücretleri de büyük sorun taraflar arasında sorun oluşturan unsurlar arasında. Bu durumda kiracı, zamanında ödenmeyen kiraları ödemekle yükümlüdür. Mülk sahibi, kiranın geç ödenmesinden dolayı kiracıdan ekstra ödeme talep edemez. Kiranın ödenmemesi durumunda ise ev sahibinin kiracıyı mülkten tahliye etmek için dava açma hakkı mevcuttur.

Ev sahibi ve kiracı hakları yasal zeminde korunuyor

Eşyalı kiralanan evlerde zamanla yıpranan eşyalardan kiracı bilerek yapmadığı anlaşılması halinde sorumlu değildir. Eskiyen mobilyalar veya beyaz eşyaların masraf bedelleri kiracıdan talep edilemez.

Ev sahibi, kiracıyı evden çıkarırken evi verdiği gibi teslim aldıysa depozitoyu geri vermek zorundadır. Aksi durum yaşanması halinde hukuki yollara başvurulabilir. Depozito, kiralanan konutun zarar görmeyeceğine dair verilen güvence teminatına denir. Mal sahibi, Borçlar Kanunu'na göre 3 aylık kira bedelini depozito olarak isteme hakkı vardır.

Grafik: TRT Haber/M. Furkan Terzi[Grafik: TRT Haber/M. Furkan Terzi]

Ev sahibinin hakları nelerdir?

Mülk sahibi, kira sözleşmesinde yasal olarak belirlenen sınır oranında zam yapabilir. Ev sahibi, kira zammını kabul etmeyen kiracıyı sözleşme bitimiyle evden tahliye etme hakına sahiptir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Temmuz ayı itibarıyla, on iki aylık ortalamalara göre tüketici fiyatlarında yüzde 15,15 artış gerçekleşti. Buna göre mal sahipleri kiracısına yasal olarak en fazla yüzde 15,15 oranında zam yapabiliyor.

Belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitmesine 15 gün kala, aksi belirtilmedikçe sözleşme eski şartlar üzerinden yenilenir. Ev sahibi kira bedelini yükseltmek istiyorsa bu süre öncesinde yeni bir sözleşme yapma hakkına sahiptir.

Ev sahibi ve kiracı hakları yasal zeminde korunuyor

Kiranın ödenmemesi durumlarında, mülk sahibi ihtarname çekerek 30 gün içinde borcun ödenmesini talep edebilir. Borcun ödenmemesi durumunda ev sahibi, sözleşmeyi fesh ederek kiracıyı evden çıkarabilir.

Ev sahibinden izinsiz olarak yapılan değişiklikler karşısında ev sahibi, kiracıdan bu değişiklikleri geri almasını talep edebilir.

Karşılıklı anlaşmazlık sonucu kiracıya tahliye bildirimi yapmak, ev sahibinin hakları arasında yer alıyor. Taraflar hukuki yollarla anlaşmaya gidebilir.

Ev sahibinin, kiracıdan 3 kira miktarını geçmeyecek oranda depozito isteme hakkı bulunmaktadır. Sözleşme bitiminde kiracı kaynaklı oluşan zararlar, evde oluşan hasarları gidermek için mülk sahibi tarafından iade edilmemek üzere kullanabilir.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır