evde köpek bakmak haram mı / Evde hayvan beslemek - Dinimiz İslam

Evde Köpek Bakmak Haram Mı

evde köpek bakmak haram mı

HABERLER

Hayrettin Karaman’ın Yeni Şafak gazetesindeki yazısı:

Evde kopek beslemekte bir sakınca var mıdır? Bazı hocalar Kuran-ı Kerim’de köpek aleyhine bir ayet olmadığı için haram kılınmadığını söylüyorlar?

Cevap:

Bu konuya dokunmanın gürültü koparacağını, iki tarafı birden memnun etmenin mümkün olmadığını biliyorum, ama yine de soruya cevap vermek gerekiyor.

Önce şunu bir daha tekrar edeyim; ta ki, müminlerin zihinlerine iyice yerleşsin ve kafa karışıklığı zail olsun: İslam’ın bilgi ve hüküm kaynağı yalnızca Kur’an değildir; Kur’an, Sünnet, İcma ve Kıyastır (ictihaddır).

Biri çıkar da “Kur’an’da yok, şu halde İslam’da da yok” derse bu kişi kesin olarak hatalıdır, İslam bilgisi ve uygulaması sahih İslam’ın dışındadır.

Hatta şunu diyebilirim: Eğer Peygamberimiz (s.a.) Kur’an’ı yalnızca okusa, yazdırsa ve bırakıp gitse idi Allah’ın muradına uygun bir İslam bilinemez ve uygulanamazdı.

“Peki Kur’an’da ‘Bu kitabın en sağlam yola ilettiği, müminler için kılavuz olduğu..’ hakkında âyetler var, bunlara ne diyeceğiz” diye sorulabilir.

Bu Kur’an’ın, Allah Resulü’ne verilen yetkiler ve örneklik çerçevesinde öyle (kılavuz) olduğuna dair de âyetler var; birini alıp diğerini atmak beşerin haddi değildir. Şu halde bu âyetlerin bütününden çıkan manaya göre “Kur’an, Peygamberimiz’in Sünneti (açıklamaları, örnekliği ve uygulamaları) ile birlikte doğru yolun rehberidir,”

İcma ve ictihad ise zaten bu iki kaynağa dayanacaktır; beşer için kendiliğinden din kuralı koyma yetkisi yoktur.

Şimdi evde köpek besleme konusuna gelelim:

Peygamberimiz’den nakledilen sağlam hadislerde köpek beslemek sınırsız olarak yasaklanmıyor, insanların can ve mal güvenliği için muhtaç oldukları takdirde bu amaca uygun yerde ve şekilde köpek edinmeye ve beslemeye izin veriliyor. Yasaklanan (bazı fakihlere göre haram değil, mekruh olan) ise bir hobi olarak, zevk için evde köpek beslemektir.

İnsanlara zarar vermeyen ve/veya faydası olan hayvanları itlaf etmek de, onlara eziyet etmek de Peygamberimiz (s.a.) tarafından yasaklanmıştır.

Susuz kalmış bir köpeğe kuyudan su çıkarıp sulayan günahkâr bir kadının bu yüzden cennetlik olduğu, bir kediyi bağlayıp aç ve susuz bırakarak öldüren ibadetli bir kadının da bu yüzden cehennemlik olduğuna dair Peygamberimiz’den rivayetler vardır.

Köpekleri yok etmek yerine özel yerlerde toplayıp bakımlarını yapmak ve korumak İslam’ın karşı çıkmadığı, hatta teşvik ettiği bir davranıştır. Ancak “bu bir çeşit sürgün ve hapis hayatına köpekler ne kadar razıdır ve bununla ne kadar mutludurlar?” sorusu da yerinde bir sorudur. Çocukluğumuzda okuma kitaplarında bir “kurtla köpek” hikayesi vardı, kurt önce beslenmiş köpeğe imreniyor, sonra onun hür olmadığını anlayınca ayrılıp yoluna gidiyordu.

Üremelerini asgariye indirmek, kalanların kontrol ve bakımlarını yapmak en uygun yol olsa gerektir.

İslam’ın istediği, insanların şefkat, merhamet ve ilgilerini, hayvanlardan önce yakından uzağa insanlara uygulamalarıdır. Mevcut uygulamada Batı’da ve giderek bizde, insanların, yakınlarını ihmal ettikleri, ama köpeklerini onların yerine koydukları görülmektedir. İnsanlar yalnızlıklarını da köpekle değil, insanla gidermelidirler. Bırakalım köpekler köpeklerle, insanlar da insanlarla yoldaş, arkadaş, aile olsunlar.

“Efendim ne zararı var, ben hem insanlara karşı vazifemi eksiksiz yaparım, hem de köpekle yoldaş, arkadaş… olurum diyenler elbette çokça vardır. Diyenler vardır da, yapanlar var mıdır” diye de sormak ve üzerinde düşünmek gerekiyor.

Şimdi ‘Ne zararı var’ sorusuna gelelim.

Gün geçmiyor ki, insanlara ve özellikle savunmasız çocuklara saldıran, insanları ciddi ölçüde korkutan, yaralayan hatta öldüren köpek olaylarını okumamış olalım!

Konu komşuda hobi kabilinden ev köpekleri var, sabahtan akşama, akşamdan sabah havlıyor, çevredeki insanları rahatsız ediyorlar.

Köpekleri gezdirenler bazen serbest bırakıyorlar, onlar da insanları korkutuyorlar, saldırdıkları da oluyor.

Parklarda, bahçelerde, yollarda… sıkça açıkta bırakılmış köpek pisliğine rastlıyoruz

İnsan sağlığını korumak bakımından köpeğin zararı konusunda Sağlık Bakanlığı’nın bir açıklamasını paylaşıyorum:

Kistik ekinokkozis, ülkemizde, özellikle hayvanlarda çok yaygın olması nedeniyle, önemli halk sağlığı sorunlarına neden olan ve ciddi ekonomik kayıplara yol açan zoonotik karakterli bir hastalıktır.

Halk arasında kist hastalığı olarak bilinen bu hastalığın etkeni, Echinococcus granulosus adı verilen bir parazittir. Bu parazitin esas kaynağı köpek, kurt, tilki gibi et yiyen hayvanlardır. Ancak, sıklıkla köpeklerdir. Parazit köpeklerin ince bağırsaklarında yaşar. Hastalık köpek dışkısı ile atılan yumurtalar ile insana bulaşır. Köpek dışkısı ile atılan yumurtalar çok dayanıklıdır, toprakta ve soğukta bir yıl kadar canlı kalabilirler. Dışkıyla atılan yumurtalar hayvanların ayakları, arazi eğimi, rüzgar ve yağmurla yayılırlar. İnsanlar bu yumurtaları çiğ tüketilen ve iyi yıkanmamış meyve ve sebzelerden, kirli içme sularından alırlar. İnsandan başka koyun, keçi, sığır ve manda gibi otla beslenen hayvanlar da yumurtaları alarak hastalanırlar. Alınan bu yumurtalar, bağırsaklarda açılarak bağırsak duvarını geçer, kan ve lenf yoluyla öncelik sırasıyla karaciğer, akciğer ve diğer organlara yerleşerek kist formunda yaşamlarını sürdürürler. Hastalığın başlarında kistin küçük olduğu dönemlerde uzun yıllar boyunca belirtisiz seyredebilir. Fakat kist büyüdükçe, bulunduğu bölgeye ve oluşturduğu basıya göre belirtiler ortaya çıkar. Kistler en sık karaciğer ve akciğerlerde görülürler. Nadiren dalak, karın zarı (periton), böbrek, kemik, göz yuvası, beyin, kalp ve yumurtalıklara da yerleşebilir. Karaciğer yerleşiminde karnın sağ üst kısmında ağrı, bulantı, kusma ve bazen kaşıntı, sarılık gibi belirti görülür. Akciğer tutulumunda solunum sıkıntısı, öksürük, ağızdan kan gelmesi ve göğüs ağrısı olabilir.

Diğer organ ve sistem tutulumlarında da bu bölgelere ait tablolar ortaya çıkar. Örneğin kafa içi tutulumlarda; baş ağrısı, kusma, şuur kayıpları görülebilir. Kalp tutulumunda kalp ritm bozuklukları, enfarktüs bulguları, hatta kalp duvarında yırtılma olabilir. Kemik tutulumlarında kırıklar olabilir. Kist patladığında alerjik reaksiyonlar ortaya çıkabilir.

Bu kistleri içeren hayvan etleri ve sakatatlar, köpekler tarafından yenince parazit bağırsaklarda olgunlaşır. Parazitlerin belirli aralıklarla yumurtlayarak ana konakçı köpekler tarafından atılmasıyla enfeksiyon zinciri bir kısır döngüye dönüşür.

Kişinin mesleği, hobileri, yaşam koşulları, eğitim ve sosyoekonomik düzeyi hastalığa yakalanma riskini etkilemektedir. En büyük risk grubunu parazit mücadelesi yapılmamış enfekte köpeklerle teması olan koyun, keçi, inek gibi hayvancılıkla uğraşan kişiler oluşturmaktadır…

Hastalıktan korunmak için;

* Köpek ve kedilere mümkün olduğu kadar çiğ et verilmemelidir.

* Kişisel temizlik kurallarına dikkat edilmeli, içme ve kullanma suları temiz olmalı, çiğ yenen sebze ve meyveler bol su ile iyice yıkandıktan sonra tüketilmelidir.

* Kesilen veya ölen hayvanların kist bulunduran organları köpeklerin ve diğer etçil hayvanların ulaşamayacağı şekilde gömülerek bertaraf edilmelidir. Özellikle Kurban Bayramlarında bu hususlara daha çok dikkat edilmelidir.

* Köpekler yılda dört kez iç parazitlere karşı ilaçlanmalıdır.

* Köpekler gezdirilirken etrafa dışkılamaları halinde dışkıları alınarak poşete konulmalı, ağzı bağlandıktan sonra çöpe atılmalıdır.

* Parazit mücadelesi yapılmadan serbest dolaşan köpeklerin okşanması ve sevilmesi sırasında parazit yumurtaları ellere geçebilir. Bu şekilde kirlenen ellerin yıkanmadan ağza götürülmesi ile parazitin yumurtası alınır. Bu nedenle, özellikle çocukların köpeklerle temasından sonra ellerini bol su ve sabunla yıkamaları sağlanmalıdır.

Şimdi, bu kadar vaki ve muhtemel zararı, riski olan bir hayvanı, can ve malı koruma zarureti dışında eve sokarak beslemenin ve onunla hem-hal olmanın ne zararı var diyenlerin, öngörülen korunma tedbirlerinin bütün riskleri ne ölçüde engellediğini bir daha düşünmeleri gerekiyor!

 

Etiketler :Hayrettin Karaman, köpek, evde köpek beslemek

Evde hayvan beslemek günah mı?

GÜNDELİK hayattaki birçok konu bazen din engeline takılabiliyor. Bunlardan biri de evcil hayvanlar Adı üstünde evcilleştirilmiş ve evde beslemeye uygun olarak nitelendirilen bu hayvanları evde beslemenin temizlik kuralları açısından İslam dinine aykırı görüşünü savunan din adamları bu nedenle zaman zaman hayvanseverlerle de çatışabiliyor.
Son olarak İstanbul’da yaşayan Dr. Zuhal Eşmen’in Doberman cinsi köpeğinin eşi tarafından “abdest bozduğu” gerekçesiyle başka bir aileye verildiği haberleri gazetelerde yer alınca tartışma yeniden alevlendi.
“Köpek giren eve melek girmez” diyenlerle, mezhebe göre değişir diyenler, “Hayvanları korumayı bilmeyen toplum nasıl adam olur?” diyenlerle karşı karşıya, bugünün polemiğinde

Gülin YILDIRIMKAYA
[email protected]


Peygamber Efendimizin kucağında uyuyan bir kediyi rahatsız etmemek için, üzerindeki parçayı kestiği anlatılırken, “Evde hayvan beslemek günah” gibi düşüncelerin yaygınlaşması neden?

Çevre ve Sokak Hayvanları Derneği Başkanı Fatma BALKANLI:


EVDE hayvan beslemenin günah olduğu ve günah diye evde beslenen hayvanın da sokağa atılması gibi düşünceler çok yanlıştır ve insanlık dışıdır. İnsan olmak, bir şeyleri toparlamak, bir şeylere sahip çıkmak, koruyup kollamak demektir. Bireysel olarak hayvanlardan daha güçlüyüz, o nedenle de onları koruyup kollamamız ve doğada her şeyi paylaşarak, birlikte yaşamamız gerekiyor. Bazı din görevlileri, “Eve köpek girerse, melek girmez” diyorlar. O zaman melekler hiçbir zaman hiçbir yerde olmamalı, giremiyor olmalı. Aydın ve konusunda iyi eğitim almış din bilginleri buna dur demeliler. Bizim dinimiz “Karıncayı bile incitmeyin” diyor. Ben hayvanları korumayı annemin dediği “Karıncanın üzerine bile basma” demesiyle öğrendim. Çocuklarımıza bu merhameti verirsek toplumda bu gibi olayları engellemiş olacağız. Peygamber Efendimizin kucağında uyuyan bir kediyi rahatsız etmemek için, üzerindeki parçayı kestiği anlatılırken, “Evde hayvan beslemek günah” gibi düşüncelerin yaygınlaşması neden?


‘Sağlık endişesi ile günahtı, artık her şeyin ilacı var’

Türkiye Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Birgül RONA:


BİR mezhepteki insanlar, “Köpek mundardır” diye belirlemişler. Evde köpek beslemenin ya da kedi beslemenin günümüzde artık hiçbir sakıncası yok. Eskiden hayvanlarda parazitler oluşurdu, şimdi bu parazitlere karşı tabletler, iğneler var. Bunları da evinde hayvan besleyen, biraz uygarlık düzeyine erişmiş kişiler biliyorlar. Aydan aya veya üç aydan üç aya bu tabletlerden yararlanıyorlar. Köpeklerin sağlık sorunu saçacağı yönündeki tehlikeyi bertaraf ediyorlar. Bu parazitler köpeğin mundar olmasının sebebi olarak görülüyor. Bu ilaçlarla da bu sorun ortadan kalkmış oluyor. Dinimiz sağlığa hassasiyet gösteriyor. Ama evcil hayvanlarda böyle bir durum yok çünkü her şeyin ilacı mevcut. Bir köpeğin evden uzaklaştırılması çok saçma, etiğe aykırı. Evde hayvan beslemenin günah olduğuna inanmıyorum. Genelde kişilerin canını acıtmak için hayvanını kullanıyorlar ve dini sebepleri gerekçe gösteriyorlar. Esas bu günah.

‘Bazı mezheplerde günahtır ve abdest bozar, bazılarında ise böyle bir şey yok’

Şafii mezhebinde evde köpek beslemek abdest bozar ve günahtır. Şafiiler köpeğin değdiği yerleri keserler. Sünnilik ya da Hanefilikte ise böyle bir kural yoktur.

İlahiyatçı - Yazar Prof. Beyza BİLGİN:


MÜSLÜMANLIĞIN Şafii mezhebine göre kişinin eteğine ya da üzerindeki herhangi bir şeye değse bile evde köpek beslemek abdest bozar. Hanefilikte ya da Sünnilikle kural böyle değil ama Şafiimezhebinde kural böyledir. Şafiimezhebine mensup olan kişiler için evde köpek beslemek günahtır. Eşler arasında da bazen bu meseleyle ilgili sorunlar monash.pw, bir kadının çok sevdiği köpeği abdest bozuyor diye eşi tarafından evden atılıyor. Kadına da şunu sormak lazımbu olayda: Eşinin mezhebini bilmiyor muydu da köpeği eve almış? Mezhebe göre evcil hayvan besleyip beslememe konusu değişiyor. Bunlar Kuran-ı Kerim’de yazılmayan şeyler değildir. “Allah böyle söyledi” diye de bir şey yoktur ama insanların kendi yargılarıdır. “Evde köpek istemiyorum” diyen kişilere de kızamayız, kendi görüşleridir, öyle düşünüyorlardır, saygı duymak gerekmektedir. Ev halkı ortak noktada buluşmalıdır. Biri “Köpek sadece balkonda dursun” diyebilir. Ortak alanda yaşanıyorsa, ortak kararlarla çözmeleri gerekir. Ama genel olarak Şafii mezhebinde vde köpek beslemek günahtır, diğer mezheplerde böyle bir şey yoktur. Şafiilerde köpeğin değdiği yerleri keserler. “Tahir efendi bana kelp (köpek) demiş/İltifatı bu sözde zahirdir/Maliki mezhebim benim zira/İtikadımca kelp tahirdir” diye bir dörtlük vardır. Bu dörtlükle de bu konuyu açıklayabiliriz.

‘Evde köpek beslenemez bahçede serbesttir’

İlahiyatçı/ Araştırmacı Yazar İsmail NACAR:


İSLAM dininde prensip olarak Allah’ın yarattığı bir tabii denge vardır. Allah, yaratılış çerçevesinde tüm yarattıklarına, “Tavrınızı belirleyin” der. Evcil hayvan besleme konusu da tarih boyunca tartışılmıştır. Köpek biliyorsunuz yaratılış açısından bir kuş gibi değildir. Bir evi ya da bir koyun sürüsünü korumak
için köpekler kullanılmıştır ama bunu da İslamiyet belirli bir mesafede tutmuştur. Mesela bir bayram günü oluyor, evinize köpeğiyle gelenler de olabiliyor. Köpek de odanın baş köşesine geçiriliyor. Birçok kişinin köpek konusunda hassasiyeti var. Evlerde zaman zaman namaz kılınıyor. Namazın temiz bir ortamda kılınması gerekiyor.
Köpeklerde de her zaman temizliğe özen gösterilmiyor. Bu nedenle evde köpek olması uygun olmaz. Köpekleri yatak odamıza taşıyamayız. Bahçemizde besleyebiliriz, onlar için özel yerler oluşturabiliriz. Anadolu’da da böyledir, köpekler insanların oturduğu eve girmezler. Eve girmelerine müsaade edilmez. Buna dikkat etmek lazım.
Temizlik konusundaki hassasiyetten dolayı mümkün olduğunca eve girmemesi sağlanmalıdır. Ama bahçede durmasında bir sakınca yoktur.

‘Köpeğin olduğu eve rahmet melekleri gelmez’

İlahiyatçı - Yazar Mehmet PAKSU:


PEYGAMBERİMİZ hayvanlar konusunda bir yasaklama getirmemiş. Peygamberimizin devesi de vardı, eşeği de vardı, evinde bir kuşu vardı. Peygamberimizin hayvanlara karşı aşırı bir şefkati vardı. Ancak köpek konusunda bir problem var. Hadislerde bu konuda uyarıcı bilgiler var. Köpeğin özellikle de salyasının insanın üzerine
bulaşınca onu temizlemesi gerektiği hadislerde belirtilmiştir. Peygamberimizin bu konuda köpek olan yere meleklerin girmeyeceği, köpeğin ağzının kötü kokmasından dolayı, evde besleme konusunda bir uyarısı da vardır. Buna göre keyfi olarak evlerde köpek beslenemiyor. Bunun dışında çoban köpeği, bekçi köpeği evin dışında beslenebilir. Keyfi olarak köpek beslendiğinde bunun insanın sağlığına zarar verebileceğini ve bir de rahmet meleklerinin köpeğin olduğu yere gelmeyeceğine dair hadisler var, Peygamberimizin uyarıları var. Büyüklerimiz de bunu bildikleri için özellikle namaz kılınan eve köpek almıyorlar. Köpeğin kendisi temizdir ama salyası temiz değil. Salya yıkanmadan namaz kılınmaz. İnsanın üzerine bulaşırsa yıkanması gerekiyor. Köpeğin ağzının kötü
kokusundan melekler rahatsız oluyor. Yoksa Peygamberimiz ayakkabısını kuyuya sokup o sayede su çıkarıp, susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeğe su veren kişiye cennetlik diyor. Bir kediyi işkenceyle öldüren kişilere cehennemlik diyor. Ama sonuç olarak köpeğin evde beslenmesi uygun olmuyor. Ev ortamında beslenmiyor.

Dinimizde Ev İçinde Köpek Beslemek Caiz midir?

Dinimize göre evin içinde köpek beslemek caizmidir sorusunu Dr. Murat Kaya anlatıyor

Ebû Hüreyre(r.a) şöyle buyurmuştur: Rasûlullah Efendimiz(s.a.v) şöyle buyurdular:

İçinizden birinin kabından köpek (ağzını sokup bir şey) içerse o kabı yedi kere yıkasın!(Buhârî, Vudû’, 33)

BU HADİSTEN NE ANLAMALIYIZ?

Allah Rasûlü(s.a.v)Efendimiz diğer hadislerinde şöyle buyurmuşlardır:

Köpek birinizin kabından diliyle su içerse, onu döksün ve kabı yedi defa yıkasın!(Müslim, Tahâre, 89)

Köpek dilini sokarak bir şey yiyip içtiği zaman, sizden herhangi birinizin kabının temizliği, birincisi toprak ile olmak üzere, o kabı yedi defa yıkamasıdır.(Müslim, Tahâre, 91)

Toprak temizleyicidir. Mikrop öldürücü ilâçların çoğu da toprak mikroplarından elde edilir. Öyle anlaşılıyor ki bu hadîs-i şerîf de Allah Rasûlü(s.a.v)Efendimiz’in mûcizevî beyanlarından biridir.

Bu hadîs-i şerîfler, Şâfiîler’in delillerindendir. Hanefîler’e göre ise bu hüküm, üç defa yıkama emriyle neshedilmiş, kaldırılmıştır.

CEBRAİLİN PEYGAMBERİMİZİN EVNE GİRMEMESİNİN NEDENİ

Rasûlullah Efendimiz(s.a.v) şöyle buyururlar:

İçinde köpek ve canlı resmi bulunan eve melekler girmez!(Buhârî, Bed’ü’l-Halk, 7)

Hz. Âişe(r.a) şöyle anlatır:

Cebrâîl(a.s), Rasûlullâh(s.a.v)Efendimiz’e belli bir saatte geleceğini vaad etmişti. Vakit gelmiş, fakat Cebrâîl(a.s) gelmemişti. Allah Rasûlü (s.a.v) elinde bulunan sopayı yere attılar ve:

Allâh da rasûlleri de vaadlerinden caymazlar! buyurdular.

Sonra etrâfa bakınmaya başladılar. Bir de ne görsünler; sedirin altında bir köpek yavrusu! Bunun üzerine:

“−Ey Âişe! Bu yavru buraya ne zaman girdi? diye seslendiler.

Ben de:

“−Allâh’a yemîn ederim ki bilmiyorum.” dedim.

Emir verdiler, köpek yavrusu evden çıkarıldı. Cebrâîl(a.s) da hemen geldi.

Rasûlullâh Efendimiz(s.a.v):

“–Bana söz verdin, ben de bekledim ama gelmedin. dediler.

Cebrâîl(a.s):

“–Gelmemi, evinizdeki köpek engelledi. Biz melekler, içinde köpek ve sûret bulunan eve girmeyiz.” cevabını verdi. (Müslim, Libâs 81, Ayrıca bkz. Buhârî, Bed’ü’l-halk 7, Libâs 94; İbn-i Mâce, Libâs 44)

Bu rivayetlerden evin içinde köpek beslemenin doğru olmadığı anlaşılıyor. Zira köpeğin nefesi ve salyası necistir. Nitekim köpeklerin salyalarından, tüylerinden ve hattâ nefeslerinden çeşitli bulaşıcı hastalıkların husûle geldiği, artık günümüzde şüphe götürmez bir ilmî gerçektir. Üstelik bunlar, ilmin bugünkü ulaştığı noktada tespit edebildiği gerçeklerdir. İslâm’ın bu husustaki ölçülerinin henüz bilinmeyen kim bilir daha nice hikmetleri bulunmaktadır.

Hadîs-i şerîfte buyrulduğu gibi eve tesâdüfen girmiş olan bir köpek yavrusu sebebiyle Cebrâîl(a.s), Nebiyy-i Ekrem(s.a.v)Efendimiz’in yanına gelmemiştir. Bir de hiçbir sebep yokken irâdî olarak içinde köpek beslenen evlerin hâlini düşünmek gerekir! Zira Rasûl-i Ekrem Efendimiz’in, Hz. Âişe’ye:

“–Bu köpek yavrusu buraya ne zaman girdi? diye sorması ve onun da:

“–Vallâhi bilmiyorum.” diye yemin ederek cevap vermesi de gösteriyor ki, bir müslümanın evinde bile bile köpek bulundurması söz konusu olamaz. Bu hâdise de, sebepsiz değil, mü’minler için bir hükmün zâhir olması hikmetine binâen vukû bulmuştur.

Ancak avcılık, çobanlık ve bağ-bahçe bekçiliği gibi vazîfeler için -evin dışında olmak kaydıyla- köpek beslenmesine müsâade edilmiştir. Zira bu, bir ihtiyâcı karşılamaktadır.

Köpeğin eve alınmaması, ona karşı menfî (olumsuz) bir tavır takınmayı da gerektirmez. Yâni köpeklerin aç bırakılması veya onlara kötü muâmele edilmesi söz konusu olamaz. Bilakis İslâm, merhameti bütün mahlûkâta şâmil bir sûrette telkin ettiği için, köpeklerin de hayatlarının korunmasını, diğer mahlûkât gibi onlara da şefkat ve merhametle muâmele edilmesini emretmiştir.

Nitekim bir hadîs-i şerîfte, susuzluktan ölmek üzere olan bir köpeğe su veren günahkâr bir kadının Cennetlik olduğu haber verilmiştir. (Buhârî, Enbiyâ 54; Müslim, Selâm )

Târihimizde de mahlûkâta merhamet duygusunun müesseseleşerek çeşitli vakıflar kurulduğu ve bu vakıfların şefkat elinin, himâyeye muhtaç hayvânâta kadar uzandığı, mâlum ve meşhurdur.

Dolayısıyla mühim olan, köpek besleme husûsunda da İslâm’ın belirlemiş olduğu meşrûiyet sınırlarına riâyet etmektir.

Kedi ise evcil bir hayvandır; onun evde bulunmasında mahzur yoktur.

İslam ve İhsan

Evde Köpek Beslemek Günah mıdır?

Cennete Girecek Köpek

PAYLAŞ:                

KÖPEK

Et yiyiciler grubunun köpekgiller familyasından evcil bir hayvan. Hayvanlar içerisinde insana en yakın olan köpek, aynı zamanda hayvanların en zeki olanlarından biridir. Köpeğin gebelik süresi dokuz hafta olup bir batında altı ile on arasında yavru doğurur. İki yüzelli kadar çeşidi vardır. Köpekler kullanılışları bakımından koruyucu köpekler, av köpekleri, iş köpekleri ve süs köpekleri olarak bir tasnife tabi tutulabilir. İnsanlara bağlılıkları ile bilinirler. Köpekler, evleri korumak için kullanıldığı gibi, savaşlarda da onlardan istifade edildiği olmuştur. Ama en çok avcılıkta kullanılmaktadırlar.

Eski Mısır'da köpek kutsal sayılırdı. Onlar için mezarlıklar yapmışlar ve buraları birer kutsal mekan edinmişlerdi. Putperest Türklerde köpek kutsal sayılan hayvanlar arasında idi. On iki hayvanlı Türk takviminde yıllardan biri köpek yılıdır.

Deyim olarak köpek, çok ağır ve Onur kırıcı bir hakaret olarak kullanılır.

Köpek Beslemek:

Av, ziraat, sürü, ev bekletme vb. sebeblere dayalı olarak köpek beslemenin caiz olduğu konusunda ulema ittifak etmiştir. Ancak hırsız korkusu gibi zaruri bir sebep olmaksızın evde bulundurulmasını hoş karşılamamışlardır (ibnü'l-Hümâm, Fethu'l-Kadîr, Bulak , VI, ; İbn Âbidin, Reddü'l-Muhtâr, Kahire /, V, ). Hz. Peygamber (s.a.s.) ziraat, koyun, ev bekletme, av gibi bir sebep olmaksızın köpek besleyenin sevabından her gün bir kırat (bir başka rivayette iki kırat) eksileceğini (Buhârî, "Hars", 3, "Bed'ül-halk", 7, 17; "Zebâih", 6; Müslim, "Müsâkât", ; Nesâî, "Sayd", 14, ) ayrıca içinde köpek bulunan eve meleklerin girmeyeceğini haber vermiştir (Buhârî, "Bed'ül-halk", 7,). Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s) Cebrail ile, belli bir saatte buluşmak üzere sözleşmişler, ancak içeride bulunan köpek sebebiyle Cebrail gelmemiş ve köpeği farkeden Rasûlüllah derhal çıkarılmasını emretmiş ve köpek çıkarıldıktan sonra Cebrail'le görüşebilmiştir (Buhârî, "Bed'ü'l-halk", 7,17, "Meğâzî", 12, "Libâs", 88,94; Müslim, "Libâs", ; Fahreddin er-Râzî, Mefâtihu'l-Cayb, Kahire , XXXI, ). Şafiiler ihtiyaç yokken köpek edinmenin haram olduğu görüşündedirler (Nevevî, Şerhu'l-Müslim, Kahire /, X, ).

İçinde köpek bulunan eve meleklerin girmemelerinin sebebi onların pis kokmaları, pislik yemeleridir. Bundan dolayı gereksiz yere köpek edinen kimse evine melek girmekten mahrum bırakılmak suretiyle cezalandırılmıştır (Nevevî, a.g.e., XIV, 84; Aynî, Umdetü'l-Kârî, Kahire , XV, ). Ayrıca aralarında köpek ve çan bulunan yolcularla meleklerin arkadaşlık etmeyeceği de Hz. Peygamber tarafından ifade edilmiştir (Müslim, Libâs, ).

Hadiste geçen "kırat", lüzumsuz olarak köpek edinen mü'minin sevabından Allah katında malum bir miktarın eksilmesini ifade eder (Tecrîd-i Sarih Tercümesi, VII, ). Buradaki kırat konusunda ise farklı görüşler vardır. Bu fark insanlara eziyet konusunda birbirinden farklı iki tür köpeğe nisbetle yapılmış olabileceği gibi, köy-kent ayrımına göre de ifade edilebileceği belirtilmektedir. Zira, fazla insanın yaşadığı yerde rahatsız olanların sayısı da artmaktadır. Bunun yanında daha önce bir kırat olan ceza, ağırlaştırmak suretiyle iki kırat'a çıkarılmış olduğu üzerinde de durulmuştur (Nevevî, a.g.e., X, ; Aynî, a.g.e., XV, ).İhtiyaç olmaksızın köpek edinmenin yasaklanması konusunda özellikle durulması ve köpek besleme konusunda ağır bir müeyyidenin getirilmesi onun kudurganların % 92,5 kısmını teşkil etmesi ve kuduza yakalanma ve yayma konusunda hayvanlar içinde ilk sırada bulunmasından da kaynaklanabilir. Kuduzu, saldıran köpekler verebileceği gibi, kendisini sevdiren, serbestçe istediği insanı yalayan hatta kendine acındıranlar da aşılayabilirler. Bu durumdaki hastalık, tedbir almakta kusur ettirdiğinden çok daha tehlikeli olduğu düşünülürse bu konudaki titizlik daha kolay anlaşılır. Hiç evden çıkarılmayan veya diğer köpeklerle temas etmeyen köpekler bile evdeki kudurmuş olan bir kediden veya fareden de mikrobu alıp hastalığı yayabileceği gibi Ekinokok= kist idatik hastalığını aşılamak cihetinden de tehlike arzeder. Kuduz, hayvanın yalnız ısırmasıyla değil yalaması veya salyasının bulaşmasıyla da sirayet edebilir (Tecrid-i Sarih Tercümesi, VII, )

Bu açıdan bakıldığında fukahânın köpeğin artığını necis sayması ve yaladığı kabın cumhura göre yedi, Ebû Hanîfe'ye göre üç defa yıkanmasının gerekli olduğu (Azîmâbâdî, Avnu'l Mabûd, Medine /, I, ) konusundaki görüşleri ve saldırgan köpeğin öldürüleceği konusunda ittifak'ın bulunması (Nevevî, a.g.e., X, ; Avnî, a.g.e., XV, ; ibn Cüzey, el-Kavânînü'l Fıkhiyye, Beyrut, ty., s ) çok manidardır.

Köpeğin satışı:

Hasan el-Basrî, Rabîa, Hammad b. Süleyman, Evzaî, Şafiî, Ahmed b. Hanbel, Dâvûd ez-Zâhirî, bir rivayette imam Mâlik, köpek satışından elde edilen paranın haram olduğu görüşündedirler. Atâ b. Ebî Rabah, ibrâhim en-Nehâî, Ebû Hanîfe ve bazı Mâlikîlere göre kendisinden faydalanılan köpeğin satışı caiz ve parası mübahtır. Ebû Hanife ve Ebû Yusuf eğitimi kabul etmeyen saldırgan köpeğin satışını caiz görmemişlerdir (ibn Rüşd, Bidâyetü'l-Müctehid, İstanbul , II, ; İbnü'l-Hümam, a.g.e., Vl, ; Tecrid-i Sarih Tercümesi, V l, ).

Köpeğin Cinayetleri.

İmam Ebû Yûsuf'a göre bir kimse köpeği, ısırmak üzere bir başka şahsın üzerine kışkırtır ve bunun neticesinde köpek bunu yaparsa kışkırtan bundan sorumludur ve diyetini öder. Çünkü köpeği bu şekilde kışkırtmak, onu insanın üzerine salıvererek telef olmasına sebebiyet vermek gibidir. Fetva bu görüşe göredir. Ebu Hanife'ye göre ise hareket, kışkırtma neticesinde değil köpeğin ihtiyarıyla meydana geldiğinden tazminat vermek gerekmez. Çünkü hayvanların kendiliğinden yaptığı cinayetler hederdir, tazmini gerektirmez (Kâsânî, Bedâyiu's-Sanayî, Kahire /, VII, ). Köpeğin, bulunduğu eve sahibinden izinli veya izinsiz olarak giren şahsı ısırarak telef etmesi halinde sahibine tazmin gerekmez (Kâsânî, a.g.e., VII, ). Ancak köpeğin sahibi daha önceden uyarılmış ve oda ihmal etmiş ise zarardan sorumludur. (Ali Haydar, Dürerü'l Hukkâm, İstanbul , II, ; Mecelle, mad. ).

Hanbelî hukukçuları izinle girilmesi halinde köpeğin yaptığı zarardan sahibinin sorumlu olduğu görüşündedirler (İbn Kudâme, el-Muğnî, Beyrut /, X, ). Nitekim Kadı Şuraylı da evin köpeği tarafından dağarcığı parçalanan şahsa, izinle girmiş olması halinde zararın tazmin edilmesi gerektiğini söylemiştir (ibn Hazm, el-Muhallâ, Kahire, ty., (Mektebetü Dâri't-Türâs), XI, 10). Isırıcı bir köpeği edinen şahıs gündüz yahut gece bir insanı veya hayvanı ısırması, elbiseyi yırtması vb. durumlardaki zarardan sorumludur (İbn Kudame, a.g.e., X, ). Şâfiîlere göre ise sahipleri köpeğin tehlikeli ve zararlı olduğunu biliyorlarsa gerekli tedbiri almakla mükelleftirler. İhmal neticesi meydana gelecek zarardan sorumludurlar (Nevevî, a.g.e., XI, ).

Saffet KÖSE

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır