evli ama mutsuz erkek / Mutsuz bir evlilikte neler yapılmalı? - Ayrılık

Evli Ama Mutsuz Erkek

evli ama mutsuz erkek

Psikolium

Evlilik sizi mutsuz etmeye başladığında bazen olumlu duyguları göremezsiniz. Birbirinize çok kızmışsınızdır, mutsuz bir dönemdesinizdir, birikmiş çok fazla konu vardır, halının altı kırgınlıklarla doludur, içinize attıklarınız eşinizle aranıza görünmez bir duvar örmüştür ve birbirinize ulaşamazsınız bu duvar yüzünden. Bu duvar duygularınızı hissetmenizi engeller ve artık evlilik yıkılacak diye korkmaya başlarsınız. Oysa o duvarı dikmek te yıkmak ta sizin elinizde. O tuğlaları birer birer yıkabilirsiniz tıpkı koyduğunuz gibi.

Ziegarnik etkisini bilir misiniz? Tamamlamadığımız olayları tamamladıklarımızdan daha çok hatırlarız. Yani içe atılanlar, halı altına süpürülenler, bitirilmeden kapatılan konular… Duvarın örülmesinde en büyük katkı onların.

İkinci ise iletişim problemi. Çiftler birbirlerini anlamak yerine sürekli kendini savunma çabasına girdiğinde anlaşmak çok zor. Herkes anlaşılmak ister, ne hissettiğinin bilinmesi kadar insanı rahatlatan çok az şey vardır. Birbirimizi anlamaktan vazgeçmek duvarları ören ikinci sorundur.

Artık birine değil de sadece çocuklara, işe, sosyal çevreye, eve yatırım başladığında çiftler birbirlerinden uzaklaşıp yabancılaşmaya başlarlar. İnsan her geçen gün değişir bu yüzden her zaman ilgiyle birbirimize yönelmeliyiz. Yalnız zaman geçirmeli, beraber paylaşılan hobiler, güzel anlar olmalı. Hiç birine vakit, fırsat yoksa da sohbet edilecek anlar yaratılmalı evde. Muhabet biterse duvarımız bir kat daha çıkar.

Hayatla mücadele ederken geçim sıkıntısı, hastalık, çocukların sorunları gibi birbirini yalnız bırakmamalı çiftler. Eşine yanında olduğunu hissettirmeli. Sorunlar hayatın bir parçası ve paylaşınca ağırlığı azalıyor. Evliliğin en güzel taraflarından biri bu. Kötü zamanlarda eşi yalnız bırakmak duvarımızın bir diğer sebebi.

Evliliği canlı tutmak istiyorsak kendimizi de her daim canlı ve yeniliğe açık tutmalıyız. Sağlığımıza, görünüşümüze dikkat etmeli, öğrenmeye devam etmeli, işimize, ailemize, dostluklarımıza önem vermeli onlarla zenginleştikçe ailemizi de zenginleştirmeliyiz. Cinsel hayat da bu canlılığın ve devamlılığın bir parçası olmalı. Eşleri en çok yakınlaştıran şeylerden biri de bu. Cinsel hayatta sorun yaşıyorsak evlilik olumsuz etkilenir bu yüzden yardım almaktan çekinmemeliyiz.

O duvarı yıkmak için birbirimizi yeniden tanımalıyız. Eşimiz nelerden hoşlanır, ne yapsak onu mutlu ederiz, ne yapsak mutsuz en baştan keşfetmeliyiz. Birbirimize karşı hissettiğimiz sevgi ve şefkat duygusunu paylaşmalıyız. Tartışmalarda, kırgınlıklarda kapıyı çarpıp çıkmak yerine olayı çözmeye gayret etmeliyiz, birbirimizin düşmanı değil dostu olduğumuzu hatırlamalıyız, tartışma sırasında kendimizi savunmak yerine karşımızdakini anlamaya çalışmalıyız ve onu anladığımızı ifade etmeliyiz, birlikte en baştan hayaller kurmalı ve bu hayalleri gerçekleştirmek için yolumuza devam etmeliyiz.

Bunlar gerçekleştiğinde çoğu insan önceki duygularını tekrar hissetmeye ve eşini düşman değil dost gibi algılamaya başlar. İlk günlerdeki gibi… Artık bu evlilik bitmeli dediğinizde duygularınızın bitip bitmediğinden emin olmadan harekete geçmek hata olur. Evlilikte duygular hala canlıysa, inanç varsa olumlu alışkanlıklar bir şekilde kazanılır elbet. İki insan sivri uçlarını biraz törpüler, biraz daha iyi tanır birbirini gün geçtikçe ve birbiriyle nasıl iletişim kurabileceğini öğrenir. Zaafları nedir öğrenir, bam telini bilir ve sağlıklı iletişim kolaylaşır. Duvarın hiç yıkılmayacağına emin olduğumuzda ise en sağlıklı karar medeni bir şekilde ayrılmaktır. Çift kişilik bir mutsuzluk ömür boyu sürer. Ancak boşanmanın yaraları zamanla sarılabilir.

Evlilikler her zaman kolay olmaz, uzun süren birliktelikler çoğu durumda yorucu olsa da evli olmanın, güzel bir yuvaya sahip olmanın bir çok güzel yanı var. Uzun evlilik süreci boyunca benzer konularla mücadele etmiş ve kendinizi yorgun hissediyor olabilirsiniz. 

Kimse kendi evinde yıllarca mutsuz ve tedirgin yaşamak istemez, evlilik karşılıklı olarak yaşam boyu birbirinize destek olacağınız bir süreç olmalıdır. Evliliğinizin yaşamınızda destekleyici ve iyileştirici yanlarını göremiyorsanız, bunu gözden geçirmek isteyebilirsiniz. Evlilik içerisinde mutsuz olduğunuzu hissetmeye başladığınız da evliğinizi bitirme kararı vermeden önce bunun gelip geçici bir duygu olup olmadığını, yuvanızı kurtarıp kurtaramayacağınızı anlamak oldukça önemlidir. 

Açık iletişim eksikliği, mutsuz evliliklerin en önemli belirtisidir. Sürekli olarak anlaşılmadığını hissetmek, kendini ve hislerini anlatmamak ya da anlatamamak yabancılaşmanın en önemli göstergelerinden biridir. Böyle bir süreç, ilişkinin doğru şekilde ilerlemesini engeller ve evliliğinizde çiftlerin birbirini tamamen yanlış anladığı ve herkesin kendini haklı gördüğü kavgalara neden olur. 

İletişim eksikliği birçok şekilde kendini gösterebilir; iletişimsizlik bazen hiç kimsenin konuşmadığı, gerçek duygularını açmadığı daha sessiz bir ortamda ilerlerken, bazen bir türlü bitmeyen ve her iki tarafında birbirini gerçek anlamda dinlemediği uzun konuşmalar yapılırken bile yaşanabilir. 

Mutsuz bir evlilikte etkili iletişim kuramazsınız .Bu, artık eşinize söyleyecek bir şeyiniz olmadığı anlamına da gelebilir.  

İlişkilerdeki iletişim sorunlarını azaltmak için şunları deneyin;  

GELECEĞE DAİR HAYALLERİNİZ AZALDI MI? 

Bir evliliği ayakta tutan en önemli etmenlerden biri ortak amaçlardır. Bu sadece huzurlu bir yuva hayali olabilir belki de birlikte özel bir tatil ya da bir terfi için çalışma amacı olabilir.

Mutsuz evliliklerde gelecekle ilgili kurulan ortak hayaller azalır. Onsuz yaptığınız gelecek planları arttıysa ilişkinizi gözden geçirme zamanı gelmiş olabilir. Evliliklerde eşler birbirlerinin hayat amaçlarını gerçekleştirmelerine karşılıklı olarak destek olmalıdır. Bunu kaybetmeye başladığınızda önlem alabilirsiniz. 

bu sorunla mücadele etmenizi kolaylaştıracaktır ancak bu sadece her iki taraf da bunun için istekliyse yapılabilir. Ortak hayallerin ve amaçların olmadığı bir evlilikle mutsuz olabilirsiniz, bunun sizi rahatsız ettiğini düşünüyorsanız evliliğinizi gözden geçirme zamanı gelmiş olabilir. 

Ortak amaçlar ve hayaller olmadığında, ayrı geçirilen zamanlar artar. 

Elbette her evlilikte özel alanlar olmalı, bu çoğu durumda ilişkinizi güçlendirecektir ancak mutsuz evliliklerde bu durum oldukça artar. 
Mutsuz bir evliliğin içinde sıkışmış hissediyor ama ayrılamıyorsanız, eşinize danışmadan kendi başınıza bir şeyler yapmayı seçersiniz. 

Evliyken, bazen eşler birbirinin arkadaşı ve hatta önemli kararlarda danışmanı rolünü üstlenir. Evliliklerde önemli kararlar alınırken eşler birbirinin fikirlerine danışır ve buna önem verir. Sizin evliliğinizde durum böyle değilse; ikinizin de mutsuz bir ilişki içinde mücadele ettiğiniz açıktır.

TENSEL UZAKLIK  

İlişkilerde, açık iletişim problemleri sorunların çözülmesini imkansız hale getirir. Bu çiftlerin bir arada geçirdiği zamanı ve ortak hayallerini azaltmaya başlar. 

Birbirinden iyice uzaklaşan çiftler bir noktadan sonra tensel açıdan da uzaklaşmaya başlarlar. Bu da mutsuz evliliğin önemli işaretlerinden biridir. 

Sevgi dolu fiziksel temas, insanın en temel ihtiyaçlarından biridir. Birlikte olduğunuz ama aslında birlikte olmadığınız an, mutsuz bir evliliğin açık bir göstergesidir. Hala aynı yatakta yatsanız bile birbirinize bağlı hissetmiyorsanız, evliliğiniz için bir adım atmanın zamanı gelmiştir. 

Aybros

Mutsuz bir evlilikte neler yapılmalı?

Uz. Dr. Taner Canatar, evlilik ilişkisinin sevgi, saygı, paylaşma ve hoşgörü ile yürütülürse mutluluğun, yürütülemez ise de mutsuzluğun başlıca kaynaklarından birisi olduğunu ifade ederek, “Evlilik, ‘ben’i koruyarak ‘ben’ ve ‘sen’ den ‘biz’ oluşturabilme arzusudur. Kadın ve erkek bakış açısındaki temel farklılıklar, duyguları, ihtiyaçları, bedensel duyumları, davranışları ve seçimleri olduğu kadar söylemleri, öncelikleri ve ilgi alanlarını da doğrudan etkiler. Bunun sonucunda da kadınların ve erkeklerin birbirlerinden uzaklaşma nedenleri de farklı olur” dedi.

Kadın için erkeğin ilgi göstermesi sevgisinin en önemli belirtisi iken eşi tarafından ilgi görmeyen, ihmal edilen bir kadının değersizlik duygusuna kapıldığını söyleyen Canatar,

“Bu durumda en çok ihtiyacı olan şey eşinin onu sevdiğine, ona değer verdiğine dair sözleri ve davranışlarıdır ama bunları bulamadığında eşine küser, kırılır ve ondan uzaklaşır. Uzaklaşan taraf erkek olduğunda ise nedeni genellikle eşe duyulan öfke ve kırgınlıktır. Kırgınlık ve öfke genellikle birlikte, çoğunlukla da iç içe geçmiş şekilde yaşanan ve ilişkiyi yavaş yavaş zehirleyen duygulardır; çözüme kavuşturulmadıklarında etkileri yıkıcı olur. Oysa evlilikte aşk, yakınlık ve sevgi için duyulan gereksinimlerin karşılanması amaçlanır” diye konuştu.

Mutsuz evliliklerin oranının giderek arttığını belirten Canatar, mutsuz çiftlere şu önerilerde bulundu:

“Her ne kadar zor hatta bazen imkansız gibi görünse de mutsuz bir evlilik ve eş için her şey bitmiş sayılmaz. Aslında birkaç küçük değişim ve adımla böylesine bir ilişkinin seyri değişebilir. Her şeyden önce eşler arasında şehvet ve tutkunun yeniden alevlendirilmesi gerekir.

Yani flört günlerine geri dönmelisiniz. Eşinize ilgi, sevgi, yakınlık göstermekten hiç vazgeçmeyin, onu dinleyin, onaylayın, takdir edin, asla başkalarıyla kıyaslamayın ve kesinlikle aşağılamayın. Eşinizin duygu ve düşüncelerini önemsediğinizi ve ona değer verdiğinizi her fırsatta sözleriniz ya da davranışlarınızla gösterin.

Eşinizi kendi istediğiniz gibi birine dönüştürmeye çalışmayın. Baskıcı ve kontrolcü değil, duyarlı, özenli, yakın ve sıcak olun. Sorunları henüz başlangıç aşamasındayken açık bir şekilde masaya yatırıp kendi hatalarınızı açık yüreklilikle kabul ederek birlikte çözüm yolları arayın. Şu an ve şimdiyi yaşamaya gayret edin.

Eşinizin ya da kendinizin geçmişte yaptıklarını tekrar tekrar gündeme getirmeyin, hataları için onu yargılayıp, yaptıklarını sürekli başına kakmayın. Tensel temasınızı artırın. Birlikte daha fazla zaman geçirin ve gelecekte hatırlamaktan mutluluk duyacağınız güzel anılar inşa etmek için birlikte yapmaktan hoşlandığınız şeylere öncelik tanıyın.

Cinsel yaşamınızı canlı tutun. Mutlu bir ilişkinin, duygusal ve cinsel doyumla mümkün olabileceğini aklınızdan çıkarmayın. Elinizden geleni yaptığınız halde, evliliğinizin sihrini kaybettiğini ve kendi başınıza bunu başaramayacağınızı düşünüyorsanız da bir evlilik terapistine başvurmaktan çekinmeyin.”


Boşanma Kararı Ne Zaman Alınmalı?

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır