evliliği kurtarmak için ne yapmalı / Evliliği kurtarmak için üç inanç - Fikriyat Gazetesi

Evliliği Kurtarmak Için Ne Yapmalı

evliliği kurtarmak için ne yapmalı

Aile, anne, baba ve çocuklardan oluşur ve toplumun en küçük kurumudur. Aile içerisinde huzurun sağlanması çiftlerin evlilik için sahip olduğu en önemli beklentidir. Toplumsal kurumlar ilişki temelli olduğu için aile de ilişkiye dayalı bir yapıdır. Sağlıklı bir ilişkinin temelinde saygı, güven, sadakat, sevgi, sağlıklı iletişim, dayanışma, anlayış, dürüstlük ve sorumluluk bulunmaktadır. Bunları temel alan ailelerde bireyler ne gördüğünü, duyduğunu, hissettiğini kendilerine de aile üyelerine de açık bir şekilde ifade edebilir. Aile bireyleri birbirine duygusal anlamda bağlıdırlar. Aile üyeleri birlikte vakit geçirir ve bundan keyif alırlar. Birbirlerinin fikir ve görüşlerine saygılıdırlar. Farklılıklar aile üyeleri tarafından benimsenir ve yargılamadan kabul edilir.

Sağlıksız ailede ise psikolojik sağlamlık korunamaz. Bireyler birbiriyle uyumlu değildir. Bu durum nedeniyle bazı aile üyelerinde yalnızlık, kendini soyutlama, çaresizlik, umutsuzluk, sevgisizlik, kaygı, hayal kırıklığı, suçlama gibi olumsuz duygu durumlar yoğundur.

Bu gibi durumlarda kendinize şunu sormalısınız; evliliğinizde sevildiğinizi nasıl hissediyorsunuz? Eşiniz size karşı olan sevgisini nasıl ifade ediyor? Hangi söz ve davranışları kullanıyor? Daha sonrasında ise kendi düşünce ve davranışlarınız hakkındaki farkındalığınızı arttırmanız gerekir. Örneğin kendinize “sevgimi nasıl gösteriyorum?” sorusunu sorduğunuzda ne cevap verdiğinizle ilgili düşünebilirsiniz.

Nitelikli bir birliktelik için sevginin ifade ediliş biçimi önemlidir. Mesela eşinize sıradan bir günde hediye almak, bir sebep olmadan sarılmak ya da dokunmak, bir çay demlemek ya da kahve yapmak… Onun sevdiği içeceklerden sırf içinizden geldiği için ikram edebilirsiniz. Bu hem kadınların hem de erkeklerin partnerine yapabileceği bir jesttir aslında. Kendinizi o enerjiye sahip hissetmiyorsanız, onun hoşuna gidebileceğini düşündüğünüz sözler de söyleyebilirsiniz. Belki bir anda kocaman bir etki görülmeyebilir yine de denemeye değer. Bilirsiniz damlaya damlaya göl olur… Yani bu tarz küçük mutluluk yaratan davranışlarda bulunmanız zamanla onun gözündeki değerinizi arttıracaktır. 

Huzurlu bir aile yaşantısı herkesin hayalidir. Fakat bazen evlilikte işler beklenildiği gibi yolunda gitmez. Sonrasında çiftler evliliğe devam etmekle etmemek arasında git gel yaşamaya başlar. Tartışmalar şiddetlenir, anlayışsızlık artar, çiftler arasındaki mesafe artar bazen de psikolojik ya da fiziksel şiddet devreye girer. Evliliğinizi değerlendirmeniz gerekebilir. Bu tarz durumlarda evlilik danışmanlığı alınması gerekebilir. Çiftler arasında yaşanan travmatik bir olay (aldatma, kürtaj, evlat kaybı, şiddet, partnerin ailesinden kaynaklı sorunlar… gibi) sonrasında ya da çiftlerin sürekli birbiriyle tartışma-çatışma-gerginlik içerisinde olduğu veya eşlerin birbirinden uzaklaştığı, duygularına karşılık göremediği durumlarda profesyonel yardım alınabilir. Bu durumda eşlerin evliliklerini nasıl algıladıkları önemlidir. 

Eşler birbirine karşı bir şey hissetmedikleri halde dinî inançları gereği ayrılmayıp mutsuz bir evliliği sürdürebilir. Çocukları olacağı için evlenmek zorunda kalan bir çiftin sonrasında evliliğe bir zorunluluk olarak bakıp devam ettirmeleri de mutsuzluk duygusunu pekiştirir. Bu gibi durumlara birçok örnek verilebilir. Kısaca özetleyecek olursak çiftler evliliklerini zorunluluktan kaynaklanan bir birliktelik şeklinde adlandırmaya başlarsa heyecan da kalmaz sevgi de… Bununla birlikte eşler arası çatışmaların yaşanması da kaçınılmazdır. 

Her zaman her konuda aynı fikirde olmak mümkün değildir. Elbette ki ailede bazı çatışmalar yaşanabilir. Birbiriyle çatışmayan eşler birbirlerinden uzaklaşıp soğuyabilir. Her zaman mantıklı ve makul olmak da mümkün olmayabilir. Bu noktada eşlerin birbirine hata payı bırakması gerekebilir. 

Çiftler genellikle terapiye karşı tarafın değişmesi gerektiğini söyleyerek başvurur. Fakat bir tarafın profesyonel yardım alarak değişmesi eşler arasında daha farklı çatışmalara yol açabilir. Terapi profesyonel bir iş birliğidir. 

Evliliği kurtarmak için öncelikle çiftler evliliğe bakış açılarını ayrı ayrı değerlendirmelidir. Evlilik sizin için ne anlama gelmektedir?, İdeal ilişki nasıl olmalıdır?, Evliliğinizdeki asıl problem nedir ? gibi sorulara cevap verilmelidir. Daha sonra ise probleminizin evliliğinizi ne düzeyde etkilediğini belirlemelisiniz. Ardından eşler yaşamlarındaki kişisel hedefleri ayrı ayrı belirlemelidir.  Bu zamana kadar hangi çözüm yollarının denendiği gözden geçirilip, yeni ve farklı seçenekler belirlenmelidir. Sorun meydana geldiğinde ne yapıyorsunuz? Kendinizi gözlemlemelisiniz. Hangi davranışlarınızı değiştirdiğinizde sorununuzun etkisini azalttığına bakmalısınız.  Birbirimizi seviyorduk ama ne oldu da bu hale geldik diye üzülmek yerine farklı çözüm yolları aranmalıdır. Eşler birbirine karşı olan duygularını ifade etmelidir. Çatışma becerisi geliştirmek bu noktada önemlidir. Kırıcı olmadan çatışmanın yönetilmesi öğrenilmelidir. Sağlıklı bir iletişim kurabilmek için eşler haklı olmaya çalışmak yerine mutlu olmayı seçmelidir. Krizler evliliği yıkabileceği gibi güçlendirebilir de… Önemli olan çiftlerin bu durumla baş etme şeklidir. 

Empati en önemli kısımdır. Kendisini karşısındakinin yerine koyan insan, eşinin duygularını daha iyi anlayabilir ve hatalı bir davranış gerçekleştirdiğinde bu hatayı kabullenip telafi edebilir. “Yapamaz, beceremez, yine mi ? hep böylesin?... kalıplarını eşinize kullanmak yerine onu anlamaya çalışın.

Romantizmi yaşamayı unutmayın. Zamanınızı dengeli harcamalısınız. Asla geri gelmeyecek tek şey zamandır. Bu nedenle eşinizle yaşayacağınız özel anlarınızı unutulmaz kılabilirsiniz. Baş başa kalabileceğiniz aktiviteler yapabilirsiniz. Ayrıca cinsel yaşamınızı ihmal etmeyin. Bununla birlikte aile olmanın gerektirdiği sorumlulukları birlikte üstlenin. Unutmayın, aile bağları, aile üyeleri ortak paylaşımda bulundukça güçlenir. Onu mutlu edecek küçük davranışları gözlemleyip fark ettiğinizi belli edebilirsiniz. 

Eşler sevdiğinden değer görmek ister. Mükemmelliyetçi olmanıza gerek yok. Kimse sizden eşinizin zihnini okumanızı beklemiyor ki böyle bir şey zaten mümkün değildir. Eşinizle göz teması kurmanız duygusal yakınlık için etkili olacaktır. Eşinize destek olduğunuzda ya da sevginizi gösterdiğinizde kendini değerli hissedecektir. Hatalı davranışlarında onu yargılayıp suçlayıcı davranmak yerine bunları masaya yatırıp konuşun. Sorunları görmezden gelmek fayda sağlamaz. Ayrıca bunun uzun süreli etkilerine baktığımızda eşlerin arasını açtığı görülmektedir. Sorunları konuşmamak eşlerin birbirinden uzaklaşmasına neden olur. Eşinizi uyarabilir, hatalı davranışlarında yanında olduğunuzu hissettirebilirsiniz. Bu sayede kendisine değer verdiğinizi anlayacaktır. 

Tek çözüm boşanmak değildir. Fakat çözüm, mutsuz bir evliliğe katlanarak o evliliği sürdürmeye çalışmak da değildir. En başa giderek evlenme nedeninizi kendinize sorun. Birbirinize karşı olan sevgi ve saygınızı geliştirin. Güven duygunuzu pekiştirin. Sorunlarınızı karşılıklı konuşun. Seviyeli tartışmalarda bulunun. Bu tartışmaların sorunu çözmeye yönelik olması önemlidir. Eşinizle birbirinize ortak bir paylaşım alanı yaratın. Unutmayın hayatınızı yönetmek sizin elinizde!

 

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Yorulan Bir İlişkiyi/Evliliği Kurtarmak İçin Ne Yapmalısın?

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Herkese merhabalar. Metal yorgunluğu diye bir tabir vardır. Uçaklarda, trenlerde, kısacası makinelerde meydana gelen bu yorgunluk rutin çalışma sistemine yenik düşme diye özetlenebilir.

Haberin Devamı

Bu durum ilişkilerde veya evliliklerde de geçerlidir zira insan ilişkilerinde rutin haline gelen tartışmalar mide bulanması yaratır ve iki insan bir süre sonra birbirlerini görmeye bile tahammül edemezler.

Günümüzde boşanma oranları büyük bir hızla artıyor; belki boşanmaların 51% oranına kadar ulaştığı Amerika’ya ulaşmamız mümkün görünmüyor ancak Türkiye’de boşanmalar çeşitli sebeplerle hızla artıyor ve bunun önüne geçebilmek için detaylı analizler ve çalışmalar yapılması gerekiyor. Genel olarak insanlar evlilik öncesi karşılarındaki insanı analiz ederek, bu evliliğin kendileri açısından doğru bir karar olup olmadığını düşünmüyorlar çünkü hemen hiç kimse boşanma ihtimalini aklına getirmiyor. Benim başıma gelmez diye düşünüyorlar; bu kadar insanın başına geliyor ve çekişmeli boşanma davaları insanın hayatından uzun yılları çalıyor; ancak yine de benim başıma gelmez! diye düşünüyorlar.

Haberin Devamı

Bu yazıda, gerek evlilik gerekse ilişki aşamasında, kopma noktasına geldiğinizde uygulamanız gereken formülü sizlerle paylaşacağım. Bitirme kararını vermeden önce tam olarak ne yapmalısınız? Her zaman aklınıza gelen sorunun yanıtını alabilmeniz için yapmanız gerekenleri beş adımda sizlere ileteceğim: “Acaba hala bu ilişki çabalamaya değer mi?”

Yorulan Bir İlişkiyi/Evliliği Kurtarmak İçin Ne Yapmalısın

Kimi zaman insan yorulur ve “Ben neden halen bu ilişkinin ya da evliliğin içerisinde vakit kaybediyorum, yaşam enerjimi neden buna harcıyorum?” diye sormaya başlar. Etrafındaki insanlara akıl danışır ancak herkes farklı yönlendirmeler yapar çünkü herkesin deneyimleri farklıdır. Kocasından çekişmeli boşanma davasıyla ancak beş senede boşanabilen bir yakın arkadaşınız size “Allah belasını versin bu adamın, sen de ona dersini ver hemen ondan ayrıl!” diye akıl verirken bir başkası “Bence ona çok sevecen davran ve her şeyi görmezden gel, bu devirde düzgün erkek bulamazsın!” diye akıl verebilir. Aklınız karışır; ne yapmanız gerektiğini bilemezsiniz. Sürekli tartışmak sizi yormuştur ve eve giderken ayaklarınız geri gitmeye başlamıştır. Bu evliliğin tadı tuzu kalmamıştır ve aslında kimseye belli etmeden boşanma süreçleri konusunda internetten çeşitli araştırmalar yaparak kendinizi psikolojik olarak bu zorlu sürece hazırlıyor olabilirsiniz.

Haberin Devamı

İşte bu noktada, kesin ayrılık kararını vermeden önce ve size “Son kararınız mı?” sorusu sorulduğunda kendinizden emin bir ifadeyle “Evet!” yanıtını vermeden önce yapmanız gereken ve kesinlikle emin olmanızı sağlayacak yöntemi sizlere bu sayfadan aktarıyorum:

  • Bir insandan ayrılmak başlı başına ciddi bir karardır; hayatınızla ilgili önemli bir karar alıyorsunuz. O insan hayatınızdan tamamen çıktığında başka bir kadere doğru ve muhtemelen bir süre sonra başka bir ilişkiye doğru yola çıkacaksınız. Hayatın doğal döngüsü içerisinde hayatınıza yeni gelişmeler olacak ve en önemlisi ayrıldığınız insanla paylaşmaya alıştığınız ritime ve deneyimlere elveda diyeceksiniz. Tam olarak emin değilsiniz. Emin olmak istiyorsunuz. İlişkiniz o kadar yoruldu ki tartışmalardan artık nefes alamıyorsunuz. Aynı evde kalmak, onunla aynı masaya oturmak hatta onunla göz göze gelmek bile midenizde kasılmalara neden oluyor ancak yine de; evet yine de kesin ayrılık kararını alamıyorsunuz çünkü senelerdir birliktesiniz ve bundan kaynaklı olarak alışkanlıklar var; hatta buna bağımlılık bile diyebiliriz. Ondan ayrı kalmalısınız ve bu şekilde onu gerçekte ne kadar özleyeceğinizi anlamalısınız. Belki de birkaç gün özledikten sonra o insan aklınıza bile gelmeyecek ve o defteri tamamen kapatacaksınız. Kim bilir? İşte sorun da tam olarak burada; çünkü siz ayrı kalamıyorsunuz ve kavgalar artmasına rağmen sürekli onunla yan yana olmaya çalışıyorsunuz. En büyük hatayı yapıyorsunuz ve kavgalar gittikçe derinleşiyor. Oysa altmış gün ayrı kalmalısınız. Tam altmış gün. Bazı kadınlar böyle kriz dönemlerinde annelerinin evine dönerler ve kocalarını o evde yapayalnız bırakırlar. Bir erkek, karısı gittiğinde, o eve girmekte zorluk çeker; çünkü bir erkek sadece karısını kaybettiği zaman onun kendi hayatındaki gerçek değerini anlayabilir. Maalesef erkeklerin aklı başına biraz geç geliyor; erkek olmak böyle bir şey. Altmış gün evleri ayırın ve kafanızı dinleyin, göreceksiniz ki ona karşı gerçek duygularınız ortaya çıkacak. Bu formülü şöyle düşünün: bir krizin dışına çıkıp baktığınızda tüm problemi daha rahat şekilde analiz edebilirsiniz. Siz de evden uzaklaşın ve bir süre ayrı kalın. İşe yarayacak.
  • Altmış gün süresince onu kesinlikle aramayın. Sesini duymayın. Zor olduğunu biliyorum; ancak bazen kangren olan bir evlilikte cerrahi müdahale gerekebilir; işte siz de tam olarak bunu yapıyorsunuz. Tek amacınız yorulan evliliğinizi kurtarmak ve bunun için cerrahi müdahale yapıyorsunuz; böyle düşünmelisiniz. Sürekli yan yana olmak problemlerinizi çözmedi, biraz ayrı kalmak, ondan gerek fiziksel gerekse iletişimsel olarak uzak kalmak aklınızdaki soruların yanıtlarını size verecektir. Sesini duymak sağ beyni yani duygusal tarafınızı devreye sokar ve mantık devre dışı kalır; sakın bu hatayı yapmayın. İradeli olun, güçlü olun ve ondan altmış gün boyunca her anlamda uzak durun.
  • Bugün iletişimde aramalardan çok whatsapp mesajları geçerli. Ona altmış gün boyunca mesaj atmayacaksınız. Acil durumlarda annenizi veya kardeşinizi devreye sokun, siz iletişime geçmeyin. Filmlerde bu sahneler vardır; adam evi terk eden karısına ulaşmak için kadının annesini veya babasını arar ve onlarla konuşmak zorunda kalır çünkü karısı telefonlara çıkmaz ve mesajlara cevap vermez. Aynen bunun uygulamalısınız, ayrılık kararı öncesi altmış gün uzak durmayı deneyin. Kesin kararınızı vermeden önce altmış gün kafanızı dinleyin, belki de ona hala aşık olduğunuzu göreceksiniz ve bir daha kavga etmemek üzere ona döneceksiniz.
  • Onu aklınıza getirecek filmlerden, şarkılardan ve eşyalardan uzak durun. Sürekli onunla gittiğiniz mekanlara asla uğramayın. Altmış günlük detoks terapi süresince, onu size hatırlatacak her detayı kendinizden uzak tutun. Doğru bir karar alabilmek için çemberin tamamen dışına çıkarak içeri bakabilmelisiniz; bunun tek yolu onunla ilgili her şeyi kendinizden uzak tutmanızdır.
  • Pekala, siz yukarıdaki dört maddeyi uyguladınız ancak o sizi sürekli arıyor, mesaj atıyor ve bir saniye olsun rahat bırakmıyor. Bu durumda ne yapmalısınız? Ona vermeniz gereken bir cevap var; biliyorsunuz erkeklere doğru kelimeleri doğru zamanda (momentum) kullanarak başarıya ulaşabileceğinizi youtube kanalımda tüm videolarda sizlerle paylaşıyorum, işte yine doğru cevabı doğru üslubu kullanarak vermelisiniz: “Seninle ortak bir karar aldık ve altmış gün boyunca hiçbir iletişime geçmeni istemiyorum. Eğer mesajlarında yazdığın gibi beni gerçekten çok özlediysen, bu sürecin sonunda bana bunu hissettir. Daha fazla mesaj atmanı istemiyorum…”

Bakınız hanımlar; erkekler ciddiyetten anlar. Orduda yüzbinlerce erkeği ciddiyet ve disiplinle yönetirler, dünyanın her ülkesinde disiplinle erkekler yönetilir. En azından ciddiyetinizi ona gösterin ve altmış gün boyunca kendinizi tutun. Bir erkek, hayatındaki kadın çekip gitmeden onun değerini anlayamaz.

“Peki ya beni bırakıp giderse?” diye soranlara gelsin: Sen ciddi olduğunda seni hayatında istemeyen bir erkek, seni asla ciddiye almayan bir erkektir.

Haberin Devamı

Riskleri alanlar ilişkilerde, evlilikte ve hayatta her zaman kazanırlar. Risk almadan başarı olmaz. Asla cepte olmayın ve gereken adımları atın.

Sizleri sevdiğimi tek bir an olsun unutmayın.

Sevgiler
Adil Yıldırım

#Aşk#Evlilik#İlişki Psikolojisi

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır