Fatih Ertürk TELE1'den ayrıldı mı, Fatih Ertürk neden ayrıldı, Fatih Ertürk hangi kanalda? sorularının yanıtı merak ediliyor. Halk TV ekranlarının sevilen isimlerinden olan Fatih Ertürk'ün Halk TV'den ayrılması sonrası hangi kanala geçeceği araştırılıyor. Fatih Ertürk neden yok? Fatih Ertürk TELE1'den ayrıldı mı? Detaylar haberimizdedir
Halk TV'nin İstanbul'da yapılan toplantısında Ankara Haber Merkezi'nde çalışanların işten çıkarılıp Ankara bürosunun kapatılması kararı alınmıştı. Halk TV'nin Ankara bürosunu kapatmasının ardından Ankara'dan son kez yayınını gerçekleştirdi. Halk TV'nin Ankara'daki son programını Fatih Ertürk sundu.
Ertürk, 22 Kasım Pazartesi gününden itibaren hafta içi her gün saat arasında 'Habere Doğru' ve 'Türkiye Nereye' programını sunmaktaydı ancak buradaki işinden ayrıldığını açıkladı.
"Size Ankara stüdyolarından son kez sesleniyorum. Bizim için son program olacak. Ankara bürosu kapanıyor ve İstanbul'a taşınıyor. Bu program da İstanbul'a gidecek ve orada yapılacak".
Ertürk henüz bir kanalla anlaşma yaptığına dair detayı vermedi.
Halk TVde Fatih Ertürkle "Günün Raporu" programında gündeme dair değerlendirmeler yaptık.
यह प्रीमियर वीडियो समाप्त हो गया है.
Halk TVde Fatih Ertürkle "Günün Raporu" programında gündeme dair değerlendirmeler yaptık.
यह वीडियो अब देखने के लिए उपलब्ध है.
अभी देखें
Dostlar,
nin ilk Pazar günü erkence kalkarak TV konuşmamıza hazırlığımızı sürdürdük.
TELE1de Sayın Namık Koçak bizi da canlı yayına aldı..
Üstteki görselde de de sunduğumuz üzere 3 temayı irdelemeye çalıştık.
İlk olarak ülkemizin içine sürüklendiği yakıcı ekonomik bunalım..
Gerçekte Türkiyenin bunalımı çok yönlü ve ekonomik çökertme son vuruşlardan..
Biz, olup bitenlerin asla rastlantısal olmadığını, bir kurgu ürünü olduğunu düşünüyoruz.
Mülkiyede aldığımız Siyaset Bilimi Kamu Yönetimi eğitiminde Politikolojide (Siyaset Bilimi) hiçbir şeyin rastantısal olmadığını / olamayacağını da öğrendik.
Ülkemize yaşatılan çok yaygın ve derin (yatay ve dikey) yoksullaşTIRmanın erekli olduğunu düşünüyoruz
AKP iktidarı = RTE Türkiyeyi ve Türk halkını sevmiyor, adeta intikam alıyor.
Kendi ağzıyla da söylemişti :
45 dakika boyunca özellikle vahşi acımasız zam yağmurunu, ülkemizin talan edilişini, şehir hastanelerinin TALAN / SAĞLIK KAPİTÜLASYONU / Lozan Andlaşmasına aykırı olduklarını vurguladık.
Salgın yönetimi için kaynak kalmadığını, Sağlık Bakanlığı bütçesinin 1/5inin şehir hastanelerine gittiğini, bütçesi vergi gelirlerinin 1/6sınun borç faizi olduğunu.. Faize karşı olduğunu söyleyen Erdoğan iktidarının gerçekte yerli yabancı faiz lobisinin besleyeni olduğunu vurguladık.
Omicronu anlattık..
DSÖ Genel Başkanı Dr. T.A. Gebreyesus;
TURKOVACın henüz bir aşı olmadığını sorular sorarak bilimsel gerekçeleriyle açıkladık.. Ayrıntılı olarak günlerdir yazmaktayız, lütfen tıklayarak okur musunuz??
Dolayısıyla saflar artık iyice ayrıldı Türkiyede..
İktidar bunca vahim hatayı bilmeyerek yapacak ölçüde zeka fukarası değil elbette.
O zaman geriye bilerek yapma olasılığı kalıyor.. Bu da gafletin de dalaletin de ötesinde; İHANET!
Erdoğan Anayasayı bilerek ve isteyerek, tasarlayarak ve yineleyerek çiğnemeyi sürdürüyor. Anayasaya bağlı kalacağına yemin etmesine karşın (Anayasa md). Apaçık Anayasayı ihlal suçu işliyor pervasızca.. Türk Ceza Yasası md.
Herkesin saflarını belirlemesi ve bu iktidardan bir an önce kurtulmak için demokratik mücadelede işbirliği yapması zo run lu! Başka seçenek yok, yok, yok
===========================================
Bu akşam (02 Ocak ) 2. kez TELE1e konuk olacağız.
HALK TVde bizi haftalarca Cumartesi gecesi konuk eden Sn. Fatih Ertürkün konuşmacılarından biri olacağız.. Bu programlar hep izlenme rekoru kırardı her hafta.
Sabah olduğu gibi yaklaşık 40 45 dakika konuşma olanağımız olmayacak, başka konuşmacılar da olduğundan.. Satın Ertürkün sorularını yanıtlamaya çalışacağız.
TELE1e, yurtsever yürekli yürütücüsü Merdan Yanardağa ve emekçeilerine teşekkür ederiz. Dayanışma içinde ülkemizi bu darboğazlardan çıkaracağız; az kaldı; umutla
Bilgi ve ilginize sunarız.
Sevgi ve saygı ile. 02 Ocak , Ankara
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
monash.pw [email protected]
monash.pw twitter : @profsaltik
Dostlar,
Bu gün, 16 Ekim Cumartesi günü akşam, gene HALK TVde başarılı programcı Sn. Fatih ERTÜRKün konuğu olduk.
Aşılama oranları yanıltıcı ve çok yetersiz.. Tarikatlar engel, AKP oy için suskun.
Gerekli Toplum Bağışıklığı oranından hala çok uzağız; dibi delik havuz modeli.
4. Dalga dünyada inişe geçti, Türkiyede tırmanıyor..
Salgın bilimsel değil, politik dürtülerle (saiklerle) sözde yönetiliyor.
TÜİK hala ölüm istatistiklerini açıklamadı; neden ??
1 ayı aşkın zamandır kritik duruda olan hasta sayısı ! Bu nasıl olabilir?!
Toplumsal hareketlilik salgın yokmuş gibi.. bu sınırlandırılmalı..
AKP iktidarı salgını bilimsel olarak yönetmiyor, insan yaşamını koru(ya)mıyor, anayasal yükümlerini yerine getirmeyerek suç işliyor.
Muhalefeti de göreve çağırıyoruz, TBMMde özel gündemle görüşme yapılmalı, gerçek ölüm verileri açıklanmalı, muhalefet partilerinin belediyeleri ölüm rakamlarını toplayıp duyurmalı ve iktidarın bu bağlamda kararlılıkla üstüne gitmeli..
..
Lütfen HALK TVnin youtube kanalında izleyiniz, paylaşınız..
Sevgi ve saygı ile. 16 Ekim , Ankara
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
monash.pw [email protected]
monash.pw twitter : @profsaltik
Dostlar,
25 Eylül Cumartesi akşamı saat da, yine konuğu olduk Sn. Fatih Ertürkün.
HALK TVde bu Cumartesi gecesi programı Türkiye Nereye? hemen hemen her hafta izlenme sıralamasında (rating skorlamasında) 1. oluyor.
Günün sınırlı ve resmi verileri aşağıda.
yeni olgu (PCR+).. PCR- çıkan ama klinik kovit tanısı ve sağaltımı alan hasta sayısını bilmiyoruz. Aynı gün içinde iyileşerek hasta havuzundan çıkarılan kişi sayısı Aradaki fark kişi.. Hasta havuzuna eklendi, bu havuz boşaltılamıyor.. kişi PCR+! Salgın denetiminde en önemli ölçütlerden biri, günlük yeni tanı alan hasta sayısının, o gün iyileşenlerden eksik olması. Ancak böylelikle hasta havuzu boşaltılabilir. Bu havuzda, son ve sınırsız açılıma geçtiğimiz 1 Temmuz den önceki gün kişi idi, 3 ayda 6 katına fırladı. olan ölüm sayısı 3 ayda e erişti. Temel eğitimin açıldığı 6 Eylülden bu yana 3 haftada salgın daha da azgınlaşmış durumda. Ekim başında üniversiteler de açılacak ve toplumsal hareketlilik daha da artacak. Öte yandan kış geliyor ve kapalı alanlara geçiyoruz.
Öte yandan, neredeyse 3 haftadır, kritik durumda olan hasta sayısı sabit ve ! Böyle bir durumun açıklaması nasıl yapılabilir? Matematiksel olasılığı nedir bu sabit sayının 3 hafta değişmemesinin?? Yetkililer halkı apaçık aptal salak yerine koymakta, aynaya baksalar ya!
Gerçek toplumsal bağışıklık hala %30 gibi.. Ya da halkın %70i hala Kovita karşı bağışık değil. Bizim konuşmamız 27 dakikalar arasında..
İzlenmesi, paylaşılması ve gereklerin öğrenilmesi dileğiyle. İktidarın da elbette uyanması gerek!
Sevgi ve saygı ile. 29 Eylül , Ankara
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
monash.pw [email protected]
monash.pw twitter : @profsaltik
Dostlar,
Görüleceği üzere ilk yarım saat bizim konuşmamız ve öbür tüm kanalların toplamından daha çok izlendi. Hem HALK TVye, hem Sn. Fatih Ertütke hem de değerbilir Ulusumuza teşekkür ederiz. Konuşmalarımıza emek vererek hazırlanıyor, salt bilimsel akılcılık ekseninde İNSAN SAĞLIĞINI odak alıyoruz. Ne var ki TÜRKİYE NEREYE programı yaz tatiline girdi!
(Youtube erişkesi bize ulaşınca burada paylaşacağız..)
Başarılı programcı Sn. Fatih Ertürkün gelenekselleşen TÜRKİYE NEREYE? programına ilk konuk olarak.
İlk yarım saatte ( ) salgında Türkiye ve Dünyanın sürüklendiği güncel ve kritik durumu irdeleyeceğiz.
Aşağıdaki güncel çizim çok şey anlatıyor.. 16 Temmuz verileriyle, ilk dalga olan Nisan nin epey üstünde hasta sayımız var ve 3. dalganın tırmanmaya başladığı verilere sahibiz.
Aşağıdaki çizimde yer alan verilere göre ise, son haftada yaşanan olgu / vaka / hasta sayısı artışı bakımından (milyon nüfusta) dünyada 3. sıradayız. İngiltere, ABD ve Türkiye!
Çok alarm verici, ürkütücü. Üstelik her 2 ülke de bizden çok yüksek aşılama oranlarına sahip!
Başkaca artıları (avantajları) da var. Türkiyenin epey eksileri (dez-avantajları) sırtımızda yük.
Örn. İngiltere ve ABDye Delta varyantı kaynayan, dünyada ilk 5e tırmanan Rusya gibi bir ülkeden milyonlarca turist akmıyor.
Bu 2 ülkede bölgeler arası ciddi aşılanma oranı farkları yok.
Bu 2 ülke SINOVAC değil, daha etkili aşıları kullandılar.
Bu 2 ülke yüksek oranda dizin incelemesi yapıp varyantları erken yakalıyor, önlem alıyor.
Bu 2 ülkede salgını siyaset kurumu değil, özerk özgür bilim kurumları yönetiyor.
Bu 2 ülke, Türkiye gibi çok yoğun bir transit coğrafyada değiller.
Türkiyenin komşularında da durum hiç iyi değil (Bulgaristan ve görece Romanya dışında).
Bu 2 ülkede Türkiyedeki gibi 9 günlük bir Kurban Bayramı tatili çılgınlığı ile birkaç on milyon insanı ülke içinde, SALGIN ORTAMINDA SALGIN TIRMANIRKEN çok yoğun hareketlendirmek gibi bir akıldışılık yok!
***
AKP = RTE iktidarı bir kez daha salgınla flört ederek, 4 dalgayı adeta açık açık çağırmakta.
Tüm umutlar ulusal aşılama panayırlarına bağlanmış gözüküyor. Ancak yetmez!
Dolayısıyla, şu önlemler en az aşı ölçüsünde ivedi ve kaçınılmaz :
Sevgi ve saygı ile. 17 Temmuz , Ankara
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
monash.pw [email protected]
monash.pw twitter : @profsaltik
Dostlar,
03 Temmuz akşamı saat de, HALK TVde, başarılı programcı Sn. Fatih Ertürkün konuğu olacağız yine.. Değerli Ertürk, bizi bu çok izlenen programında kendi deyimi ile Demirbaş kadroya aldı!
Güncelleme (, saat ) : Program yapıldı ve 36 dakika sorunu irdeledik.
8,5 dakikalık kısa bir bölümü izlemek için lütfen tıklayınız..
() Prof. Ahmet Saltık: Sağlık Bakanlığı bir panik içerisinde! Ne yapacağını bilmeyerek adımlar atıyor. YouTube
Sn. Ertürkün TÜRKİYE NEREYE? balıklı programı neredeyse 5 saatlik bir maraton her Cumartesi / Pazar akşamı ve izlenme (rating) rekorları kırıyor. Geçen hafta da öyle oldu.
Biz genellikle ilk yarım saat konuk oluyoruz. Bu bölüm de çok izleniyor. Doğallıkla Ulusumuzun bilimsel nesnel doğru güncel, özetle NAMUSLU BİLGİYE gereksinimi var.. Bilim, bunlardan farklı bir nitelik taşıyabilir mi? Olağan koşullarda hayır!
Ancak, anlı şanlı Küreselleşme çağında yaşamaktayız; gerçek yüzü ile YENİ EMPERYALİZM! Dolayısıyla bilgi de artık egemenlerin güdümünde.. 11 yıl önce ODTÜde bir bilimsel toplantıda bir sunumumuz olmuştu :
***
Günümüzde bu sorunsal (problematik) daha da katmerleşmiş durumda. Tipik, güncel örneklerden biri de Yeni Koronavirüs salgını ve aşılar.. Özellikle sorunun ülkemizdeki yönetimi (!) AKP tarafından zıvanadan çıkarıldı
Böylesine kapsamlı ve Halk Sağlığını doğrudan ilgilendiren bir politika kararı nasıl alındı? Gerekçeleri ve bilimsel kanıtları var mı, nerede ve ne zaman yayınlandı?
Bunları bilmiyoruz! Sağlık Bakanlığı her akşam, çooook su götürür turkuvaz (!) tablo yayınlamayı sürdürüyor. 2 Temmuz tablosu aşağıda.. Her gün hala 5 bin dolayında yeni olgumuz var, 50+ ölüm. Elbette yakalanabilenler, açıklanması uygun bulunanlar
İlk dalganın tepe yapığı 11 Nisan tablosu ise aşağıdaki gibiydi..
Karşılaştırmayı size bırakalım. 11 Nisan tepesinin ardından 1 Haziran açılım saçılımı geldi ve bedelini 2. dalga olarak /21 sonbahar kışında ağır ödedik. Bu dalgayı tam sönümlendirmeden 1 Mart açılımı geldi ve fatura çok ağırlaştı 3. dalga ile.
**
İktidar, resmen açıkladığı milyon insanımızın hastalığı geçirerek doğal bağışıklık sağlamış olmasına güveniyor olmalı. Bir de 50 milyonu bulan ilk doz aşılananların sayısı. Bunlar, diyelim ki +lar. Ama eksiler de çok ciddi.. İlki, çok sayıda mutasyon geçiren KOVİT hastalığı etmeni Yeni Koronavirüsün (SARS-COV2) varyantları. Sayıca çok çoğaldılar, küresel ölçekte büyük başağrısı durumundalar, bunlar dün yoktu, bu gün varlar ve düşçü beklentilerin tersine, olumsuz mutasyonlar ile. Bir de, Türkiyenin kendine özgü, SUİ GENERİS bir siyasal iktidarı var :
Reis (sahi biz kabile miyiz??) durup dururken 3. aşısını olduğunu duyurdu övünçle ve partililerine de önerdi geçtiğimiz ay. Henüz Ulusumuzun çok az bir kesimi tek doz aşılanabilmiş iken! Şimdilerde ise Sağlık Bakanlığı bir çaba, bir çaba yığınları 3. aşıya çağırmakta bir telaş ile! Bu telaş neyin telaşı acaba? Turist gelsin diye, Delta varyantı kaynayan ve yeni bir dalga yaşayan Rusyaya sınır kapıları ardına dek açık.. İngiltereye göre hala kırmızı listedeyiz. Almanya, ABD, Fransa gevşettikleri ulusal uluslararası önlemleri yeniden sıkılaştırmakta. Fransa zorunlu aşıyı değerlendirmekte.. DSÖ (Dünya Sağlık Örgütü) alarmda.
Hastalığa karşı hala etkili bir sağaltım yok! Geliştirilebilmiş yerli aşı yok. Oysa Eylül de ay içinde hazır olacağını söylemişti Sağlık Bakanı D. Koca!? Kaldı ki, halen Türkiyede uygulanan 2 aşının Evre 3 raporları bile uluslararası saygın tıp dergilerinden yayınlanmadı!
***
Topu topu, 90 milyonda 5,4 milyon insan doğal bağışık;
açıkladığınız resmi veri ile
hala bu doğal bağışıklık sürüyor ise?
yoksa gerçek sayı çoooooooook daha yüksek de ona mı güveniliyor?? Bu da bilinmez!
Aşılama durumuna gelince :
Sağlık Bakanlığının yine resmi verisi ile, 03 Temmuz günü saat de durum şöyle:
1. doz uygulanan kişi sayısı
2. doz uygulanan kişi sayısı
Yapılan toplam aşı sayısı
İlk doz aşıda korunma oranları %30 dolayında. 2. doz aşıdan hafta sonra korunma oranları aşıya göre değişebiliyor. Bizde baskın olarak ilk 2 doz ölü (inaktif) aşı (SINOVAC KORONAVAC) YAPILDI. Ne ölçüde koruyucu, belirsiz. Son zamanlarda m-RNA aşısı (BioNTech&Pfizer) da uygulanmaya başladı, sayıları bilmiyoruz.
Sonuç olarak toplum bağışıklığımız ne düzeyde??
Neden 3. doz aşıya gereksinim duyuldu, bilimsel kanıtı / kanıta dayalı açıklaması yok.
Bir başka aşıya neden geçtik, bilmiyoruz. 2 doz farklı aşıdan sonra 3. doz için süre neden kısaltıldı, bilmiyoruz. Hastalığı geçirenlere de kısaltılan ara ile aşı öngörülüyor, hikmeti; belirsiz..
***
Telefonlarımız ve iletişim kanallarımız susmuyor. İnsanlarımız ciddi bir aranış içinde, kaygılı..
90 milyon gibi dev nüfuslu bir ülke halk nereye sürükleniyor? İnsanlar aşı randevularını iptal etmeye başladı.. Toplumda aşı karşıtlığı ve çekincesi yükselmeye başladı. Oysa 2. doz uygulanan kişi sayısı salt ve hala Ülkemiz nüfusunun 1/6sını çok az aşmış durumda. Dünyada hala 8. sıradayız, 7. sıradaki Fransadan epey geride kalarak.
***
İktidar, ülkemizi genelde nasıl yönetmekte ise, salgın yönetimi de kaçınılmaz biçimde aynı kıratta.
Şahsım devletinin alamet-i farikası mıdır? Dünya alem bizi kıskanmakta kıskanacak mıdır?
Bu politikaların bilimsel gerekçeleri nelerdir? Neden Bilim Kurulu konuşmamakta konuşturulmamaktadır? Neden en basit ama temel bilgiler toplumla paylaşılmamaktadır? Örneğin;
Şu ya da bu aşı olanlarda tek doz ve 2. doz sonrası yeniden hastalanma oranı nedir?
Şu ya da bu aşı olanlarda tek doz ve 2. doz sonrası hastalıktan ölüm oranı nedir?
Şu ya da bu aşı olanlarda tek doz ve 2. doz sonrası hastalanma toplamın içinde ne oranda?
Şu ya da bu aşı olanlarda tek doz ve 2. doz sonrası ölümler, tüm Kovit ölümleri içinde ne orandadır?
Geçelim toplum tabanlı karmaşık sero-prevalans çalışmaları ile aşı hastalık sonrası toplum bağışıklığı oranını ve düzeyini (gücünü) saptamayı e salgın yönetimini bu kanıtlara dayandırmayı; üstte saydığımız 4 basit orana (hıza) bile sahip değiliz.
* Veri tabanı demokrasi hukuk bilim etik dışı biçimde bilim insanlarına hala kapalı tutulurken, siyasal iktidar neyi neleri perdeleme peşindedir?
Bu arada 5 şehir hastanesinin işletme ruhsatının (lisansının) yabancılara (Danimarka) devrinin anlamı ve amacı nedir? Türkiye bu hastaneleri işletmekten aciz midir? Türkiye 19 yıldır tek başına AKP iktidarınca yönetildiğine göre, eğer varsa böyle bir işletme aczi sorumlusu kimdir?
3. kez kabak çiçekleri gibi açıldık.. Aman turist gelsin de piyasalar nefes alsın da.. Sonra da, yeni varyantları da dikkate alarak, sonbaharda hatta daha erken bir 4. dalgaya hazırlık mıdır bu 3. aşı alaturkalığı??
Tüm bunları konuşmaya çalışacağız bu akşam saat de HALK TVde, Sn. Fatih Ertürkün Türkiye Nereye?? programında.. / KONUŞTUK
Bilgi ve ilginize sunarız.. Sevgi ve saygı ile. 03 Temmuz , Ankara
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
monash.pw [email protected]
monash.pw twitter : @profsaltik
=======================================
Not : Bu akşam dolayında RUDAW TVden arandık ve Aile Hekimlerine getirilen ifade açıklaması kısıtlamasını değerlendirmemiz istendi. RG: 30 Haziran , sayı : , s. Cumhurbaşkanlığı kararı ile yürürlüğe konan Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği
Aile hekimlerinin sosyal medya paylaşımı yapması, demeç vermesi yasaklanıyor
AKPli Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzaladığı Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ ne göre sosyal medya paylaşımı yapan hekime 50 ceza puanı kesilecek, basına 3 kez izinsiz konuşan işsiz kalacak! Yeni aile hekimliği sözleşmesinde, doktorların izinsiz basına demeç verme ve sosyal medya aracılığıyla bilgi paylaşımları, ihtar ve sözleşmenin feshine dek gidecek cezalandırma doğurabilecek. Hekimler sussun, halk gerçekleri bilmesin dayatması bu. Aile hekimleri hakları için eylemlerini ve basına demeç vermeyi sürdürecekler. Tüm hukuksal yollara başvuracaklar doğallıkla.
Aile hekimlerinin başında Demokles’in kılıcı gibi duran bir yönetmelik getirildi. Aile hekimleri Kovit salgınında aile sağlığı merkezindeki aksaklıkları, sorunları dile getirince, aşı sorunlarını açıklayınca, Bakanlığı eleştirince.. bir yönetmelikle sesleri kısılmak istendi.. Bunları dile getiren aile hekimleri sözleşmesinin feshi ve işini yitirme tehdidi ile yüz yüze. Yönetmeliğe karşı Danıştayda dava açılmalı. İfade özgürlüğü Anayasal bir haktır (m. 25 ve 26). Aile hekimi meslektaşlarımız haklı olarak çok tepkili. Yayımlanan ücret yönetmeliği değil, baskı, ceza ve ücret ödememe yönetmeliği adeta. İş güvencesini ortadan kaldırıyor.
Bir Firavun ülkesi gibi..
Çok yazık. Salgını yönetemeyen iktidar, halkın gerçekleri öğrenmesini de istemiyor!
Dileriz bu hukuk dışı yönetmelik geri alınır ya da Danıştayda iptal edilir.
***
Dostlar,
Sn. Fatih ERTÜRKün çok başarılı programına haftalardır ardışık konuk oluyoruz.
Kendilerine ve HALK TV yönetimine, Ulusumuzun doğru yeterli güncel bilgiye erişme hakkına dönük yoğun çabaları için teşekkür ederiz, bize de ekran vermelerinin yanı sıra.
Konumuz,
olacak. Ülkemizdeki ve dünyadaki veriler ne yazık ki bu soruya evet dememize elvermiyor. Sağlık Bakanlığının 25 Haziran resmi verileri, ünlü turkuvaz tablo da aşağıda.
Artık çok iyi biliniyor ki; bu tablo, birçok nedenle ve en diplomatik deyimle çooooooook iyimser. 28 Şubat de 2. acılım saçılım kumarının başlatıldığı 1 Mart günü öncesinde resmi tablo aşağıdaki gibiydi :
Salgının ilk tepe yaptığı gündeki veriler ise şöyleydi :
Son veriler, 3 dev dalgayı yaşadığımız günlerin öncesinden biraz iyi.
1. dalgayı yaşadığımız 11 Nisan gününe benzer.
***
Aşılamada geldiğimiz yer (, saat ) :
Yapılan Toplam Aşı Sayısı :
1. Doz Uygulanan Kişi Sayısı :
2. Doz Uygulanan Kişi Sayısı :
2. dozu da alanlar, 90 milyonu bulan eylemli (de facto) nüfusumuzun 1/6sı.
Ülkemizdeki her 6 kişiden yalnızca 1i aşı bağışıklığına erişmiş sayılabilir.
Tersinden söylemek gerekirse, her 6 kişiden 5i, ülkemizde hala aşı ile bağışık değildir. Aşılananlarda ve hastalığı geçirenlerde zaman geçtikçe bağışıklık sönümlenmektedir.
monash.pw
14 Ocak de başlatılan aşı çalışmasında Türkiye, günün sonunda yapılan toplam aşılama sayısı olup, günlük ortalama dir. Dünya ortalaması günlük 41 milyon dozun üstündedir ve Türkiye buna göre, m X % 1,15 (dünya nüfusundaki payımız) = bin / doz / gün aşı yapabilirse Dünya ortalamasını yakalayabilecektir, ancak hala çok geridedir. Üstteki grafikte dünyada 8. sırada olduğumuz görülmekte ama hemen üstümüzdeki Fransada %51 oranını görüyoruz (Türkiyede %). Fark birden açılmaktadır ve Kanada, İsrail ve İngilterede %60ı aşmış bulunmaktadır. Aşılamaya epey geç başlayabilmemiz ve sonrasında aşı dışalımı güçlükleri, kapatılması olanaksız bir fark doğurmuştur. Kuşkusuz bu gecikmelerin bedeli bildiğimiz lanetli 3lüdür :
1. Daha çok hasta
2. Daha çok ölüm
3. Daha çok ekonomik bedel..
Hiç kimsenin gelişigüzel hatta görgül (ampirik) kestirim (atma!) yapma hak ve yetkisi yoktur.
Yapılacak olan, bilimsel estimation, prediction, forecasting dir; işte o denli! (QDMT-P)
***
Son haftada, milyon nüfusta doğrulanmış yeni kovit olgu sayısı bakımından Türkiyenin İngilterenin ardından dünyada 2. sırada olduğuna dikkat çekmek isteriz.
monash.pw,
Dünya nüfusunun %sı en azından tek doz aşı almış durumdadır. Uygulanan toplam doz 2,8 milyara erişmiştir. Türkiye, milyarlık dünya nüfusu içinde %1,15lik payı ile zaten milyar x = milyon doz aşı yapmış olmalıdır ki Dünya ortalamasından kopmasın.
Alarm verici olan, az gelirli (yoksul!) ülkelerde en azından 1 doz aşıya erişebilenlerin oranı yalnızca ve yalnızca %dur! (monash.pw, )
Dolayısıyla salgın uzamakta, KÜRESELLEŞTİRİLEN ZAVALLI DÜNYAMIZ (!!??) yepyeni (!) ve giderek daha da yetkinleşen (!!) mutasyon ürünü mutant varyant tiplerden başını alamamaktadır! Dünkü sömürgeler, tıpkı (adeta) intikam alırcasına, ağababaları İngiltereyi sanki özellikle vurmaktadır!
G. Afrika, çooook hazin ve çoook uzun onyıllar İngiltere sömürgesi idi (Pretoria rejimi), patronuna G. Afrika varyantını armağan etti (!).
Hindistan altkıtası, yılı aşkın kadim sömürgesi idi yine Birleşik Krallık ın.. Şimdilerde Delta ve Delta+ gıcır gıcır (!) varyantlarla İngilterenin başını çoooook fena ağrıtmakta..
Alaysılama (ironi) bir yana, görülen o ki, Küresel patronlar ya hep ya hiç formülüne yanaşacaklardır. Üstelik kuzey yarımkürede mevsim yazdır ve milyar dünyalı başka ülkelere turist olacaktır. Türkiyede bu arada, her tür riski göze alarak kapılarını dış turizme ardına dek açmıştır.
Birkaç on milyon turist.. Türkiye için..
Birkaç yüzmilyon turist.. dünya için..
Veeee, kovitun kümelendiği (öbeklendiği, konsantre olduğu) yoksul ülkelerden tüm dünyaya yeni mutasyonlarla dalga dalga yeni yayılımlar.. Bedeli kim ödeyecek? Gene Yoksullar!
Üstelik düşlerimiz (hayallerimiz) boşa çıkmış ve yeni korona virüs (şimdilik hala SARS-COV2!) özlenen yönde mutasyonla özüne kıymayıp (intihar etmeyip) dünyamızdan çekip gitmemiştir. Yerleşe de bilir! Ardıl yepyeni salgınlara da KüreselleşTİRilen = POST-MODERN SÖMÜRGE KILINAN dünyamız, büyük ölçüde savunmasızdır.
Ulaşılan aşılama düzeyinin yeni salgın dalgalarını engelleyemediği görülmektedir.
Küresel toplum usunu başına devşirmeli, salgın BM DSÖ öncülüğünde bir küresel seferberlikle masaya konmalıdır : Eşgüdüm İşbirliği Dayanışma
Örn. 24 Ekim de uluslararası çağrı yapmıştık;
Hala geç ve yersiz değil; küresel egemenler kapitale tapma hastalığından hafta sıyrılabilse!
Uluslararası bir savsöz (slogan) deneyelim mi ?
Başka yolu yok; gemisini kurtaran kaptan falan değil; çünkü gerçekte kurtulan gemi (ülke!) de yok, kaptan da sanal! Uyan artık eyyyyy İnsanlık!
Sevgi ve saygı ile. 26 Haziran , Ankara
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
monash.pw [email protected]
monash.pw twitter : @profsaltik
Not : Bu hafta da bizim ilk konuşmacı olarak katıldığımız ( 20 : 30) HALK TV programı, Türkiye ölçeğinde derecelendirmede 1. oldu. İzleyicilere teşekkür ederiz..
Dostlar,
Dün, 13 haziran Pazar günü, SÖZCÜ Gazetemizin saygın yazarlarından Sn. Uğur Dündar, 4. kez bizi köşesinde konuk etti :
Ertesi gün, 29 Nisan akşamı, AKP = RTE tek adam rejimi sözde tam kapanma ilan etti.
1 Mart de başlatılan 3. açılım saçılım kumarının faturası ülkemize çook ama çooook ağır olmuştu. İktidar, istemeye istemeye, yarım ağızla, %50 düzeyinde ancak sayılabilecek bir kapanmaya geçmek zorunda kaldı.. Oysa 28 Şubata dek, feryatlar etmiştik sakın haaa 3. bir açılım saçılım kumarı oynanmasın diye.. 1 Mart 29 Nisan arasında ülkemizin yaşadığı dehşet tablosunu çok yazdık, görselle de verelim :
Devasa 3. dalganın faturası çok ağır oldu, gerçek nedeni salgın değil, kötü yönetim oldu!
Söz konusu SALGINDA SON DURUM.. başlıklı dünkü SÖZCÜ Gazetesi makalemiz, Sn. Dündarın bizimle paylaştığı rating ölçeğine göre dün en çok okunan makale oldu.
Ayrıca, aşağıdaki 3 tweet iletimizden de görüleceği üzere, günü saat dolayında toplam + + = kez okundu.
Face book, Linked in hesabımızda ve doğrudan web sitemizde okunanlar da var..
Sn. U. Dündar, Pazar yazısı olMAmasına karşın rekor düzeyde okundu iletisini paylaştı bizimle.
**
12 Haziran günü saat arasında HALK TVde katıldığımız programın rating skorlarını ise programcı Sn. Fatih Ertürk bizimle paylaştı :
Halkımız gerçekleri öğrenmek istiyor.
Biz de BİLİMSEL AKILCILIKTAN zerrece ayrılmadan bunu yapmaya çalışıyoruz.
Tüm izleyenlere, okuyuculara, paylaşanlara, TV ekranlarında fırsat verenlere, gazete köşelerinde tam sayfa konuk edenlere şükran ile..
Sevgi ve saygı ile. 14 Haziran , Ankara
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
monash.pw [email protected]
monash.pw twitter : @profsaltik
Dostlar,
Bu gün, 12 Haziran Cumartesi günü 2 TV konuşmamız olacak.
Görseli (posteri) aşağıda..
Saat te Sn. Mehmet Bal bizi yaklaşık dakika konuk edecek. / ETTİ..
(10 dakikalık bir bölüm için lütfen tıklayınız..)
monash.pw?v=2M2sMpnLgsw
Saat de ise Sn. Fatih Ertürk yaklaşık yarım saat bizi programına konuk edecek.
HALK TVye ve her 2 sayın programcıya teşekkür ederiz.
15 aylık tablo aşağıda.
İlk dalga oluşmadan önce ve sonrasında önerilerimiz olmuştu, çoook az uyuldu.
2. dalga için KASIRGA YAŞARIZ, yapmayın, etmeyin, demiştik Mayıs boyunca; yaşadık!
3. dalga için Şubat boyunca kendimizi paraladık, 2. dalgayı ararız diye ama Mart de 3. açılım saçılım kumarı gördüğünüz en dev dalgayı doğurdu; kimse beklemiyordu!?
Türkiye aklını başına almalıdır..
İlgi ve bilginize sunuyoruz.
Sevgi ve saygı ile. 12 Haziran , Ankara
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
monash.pw [email protected]
monash.pw twitter : @profsaltik
Dostlar,
Süper lig şampiyonluk maçları başlamadan Prof. Vedat Bulut dostumuz ve biz konuşmuş olabiliriz.. İlk bölüm 52 dakika.. Konuşmamızın bir bölümü :
Salgın, Türkiye ve Dünya gündeminde hala başlarda..
Egemenler gözden saklamaya çabalasa da sefilce..
Masum emekçileri yoksulları kurban almakta Kovit..
Türkiyenin resmi verileri aşağıda..
Artık kaç ile çarpacaksanız hasta ölüm sayılarını??
Uygun bir Fahrettin katsayısı bulmalısınız gerçek tablo için..
Alaturka kapanma yı başlattığımız 29 Nisan akşamından bu yana, program saatine göre 16 tam gün geçmiş olacak..
Ama gerçek durum, salgını yönetebildiklerini hala sanabilenlerce biliniyor!
Korkarız ki, bu zevat, turkuvaz tablo verilerine kendileri de bir biçimde inanır oluyor ve gerçeklikten kopuyorlar! Bu korkunç bir durum 2 bakımdan !
1. Hala, Türk halkı olarak gerçek salgın verilerini bilmiyoruz, AKP iktidarı saklıyor.
2. Alınan önlemler (!) de bu çürük verilere dayalı ne yazık ki..
21 Nisanda olan günlük yeni olgu (vaka) sayısı 29 Nisanda e, %40 oranında, örneği görülmemiş bir hızla , AKPye yakışır bir destan (!) ile indirildi. Gerçekte tam kapanma dediklerine gitmeseler de olurdu belki kendilerince ama kamuoyu çok bastırıyordu, 1 kezcik olsun, usulen de olsa yarı-buçuk bir kapanma ile onu da yaptık işte.. demek iyi olacaktı. Sonradan, hatalı politikalara kurban verilen onbinlerin yakınlarından belki de helallik istemek için zemin yaratılmalıydı.
AKP destanı 29 Nisandan bu yana Dünyada benzeriz, sürüyor.. ten e indirdik günlük yeni olgu / vaka sayısını! Kar gibi eriyor Kovit ülkemizde AKPnin alaturka ve yine dünyada benzersiz kapanması ile.. Zaten Turizm Bakanı hazret hikmetli öngörüsünü lütfetmişti kamuoyuna : 17 Mayısta 5 binin altına ineceğiz.. Ha gayret, 15, 16 ve 17 Mayıs günlerinde de muazzam bir roll out ile ten 5 binin altına inelim!
Yandaki tweet iletisi bini aştı.. Fazla söze gerek var mı??
Sağlık Bakanlığı, PCR testi pozitif çıkanları, özel şifre yetkili elemanlarla doğrudan topluyor tüm laboratuvarlardan ve o akşam uygun görülen rakamlar neler ise turkuvaz tabloya konarak, sıklıkla da ciddi sayısal çelişkilere düşerek, ardından düzeltme (!) yayınlayarak.. Sıkı bir disiplin ve ketumlukla sürdürülüyor bu operasyon. Niye ki!!??
Erdoğan 1 Haziranda normalleşebileceğimizi söyledi..
Geçen yıl da 1 Haziranda ilk açılım saçılım kumarını başlatmıştık. Okullarımız kapalı idi ama büyük bir hızla AVMleri açtık, turizm mevsimini yakalamaya çabaladık. Olmadı, turizm sektörü %20 kapasitede kaldı ama sonbaharda 2. dev dalgaya yakalandık, kasırga gelir sonbahar kışta uyarılarımız boşluğa savruldu. Bunu çok ağır yaşadık. 1 Mart de AKP 2. kez açılım saçılım kumarı oynadı insanların yaşam hakkı ile. Bunun da öncesinde adeta çığlıklar atmış, önceki kasırgadan beter olur.. demiştik. Oldu da! Hepsi kayıtlarda var.. TV konuşmalarımızda, tweet iletilerimizde, web sitemizde, gazete makalelerimizde.. 1 Haziran de 3. açılım saçılım Epidemiyolojik ölçütlere dayanmadan başlatılacaksa, -ki AKP hep TEK ADAMın hikmetinden sual olmaz bizim bu bağlamda son tweet iletimiz şöyle oldu :
Turizm mevsimi bu yıl da kaçırıldı, çooook geç kalındı. Kapanma uyduruk oldu ve Sağlık Bakanlığına verileri hızla eritme olanağı verdi. Yaz gelmeden, kar gibi erittik evvel Allah!
***
Bakalım 4. dalga gelir miii, gelmez miii?
Gelirse yaz ortasında mı geliiir, sonbaharı bekler miii?
Gene kasırga gibi mi geliiir, bu kez bize acır mıııı?
Elma mı deseeem, armut muu??!!
***
Tüm bu bilinmezleri, çok bilinmeyenli denklemleri yaşayarak çözeceğiz.
Çok bilinmeyenli denklemin 10 temel belirleyicisi (determinantı) şunlar :
1. ETKİLİ bir aşı / aşılar ile yaygın ve hızlı aşılama (roll oıut) ne ölçüde başarılabilecek?
2. Etkin sürveyans ile toplumda saklı gizli taşıyıcıları, temaslıları ne ölçüde başarılı olarak erken yakalayacak, evlerinde değil karantina merkezlerinde hastanelerde toplumdan ayırabileceğiz?
3. Mutasyonlar (Virüsün Evrimi!) ne yönde olacak ve aşı direnci bulaştırıcılık klinik gidiş bağışıklık bırakma nasıl yaşanacak?
4. Küresel toplumun salgınla savaşımda göstereceği başarım ne düzeyde olacak?
5. AKP iktidarı DİNCİ SERMAYECİ çıkmazından sıyrılıp BİLİMSEL TOPLUMCU salgın yönetimi izleyebilecek mi?
6. İrrasyonel iç ve dış politikadan kaynaklanan ciddi ağır sorunlar SALGIN SAVAŞIMINI ne ölçüde olumsuz etkileyecek?
7. Sosyal destek başta, salgın giderlerinin karşılanması için yeter akçalı kaynak sağlanabilecek mi?
8. Halkın bilme hakkına saygı ile dürüstçe saydamlıkla tüm veriler açıklanarak halkın salgın yönetiminde katılımı işbirliği desteği sağlanabilecek mi?
9. Dr. Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü özel yasa ile özerk bir bilim kurumu olarak açılarak, yerli aşı geliştirme dahil, hızla tam işlev kazandırılacak ve salgın yönetimi bu Kuruma bırakılabilecek mi?
AKP iktidarı salgını politik amaçları için kullanmaktan, kendince denetimli olarak uzatıp zamana yaymaktan. vazgeçip BİLİMSEL yönetime, küresel işbirliğine yanaşacak mı?
***
Bu akşamki TV programı ile ilgili çağrışımlarımızı paylaşmak istedik.
Bir de, 1 yıl boyunca inatla- ısrarla yersiz kullandırılan hidroksi-klorokin ve favipiravir sorunumuz var. Bunlara bağlı ölümler, istenmeyen sonuçlar. Bu kişiler, ürkü (panik) yaratmadan, özenle izlemeye alınmalı hiç gecikmeden.. Sahi kaç milyon kişiler??
Zaman elverdikçe dile getirmeye çabalayacağız..
İlgi ve bilginize sunarız..
Sevgi ve saygı ile. 15 Mayıs , Ankara
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı (E)
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
monash.pw [email protected]
monash.pw twitter @profsaltik
Dostlar,
ve Hindistanda kovit salgının eriştiği ürkütücü boyutları irdeleyeceğiz.. Türkiyenin çıkarması gereken dersleri de..
Mayıs ayının 2 pazar günü kutlanan Anneler Günü, bu yıl 9 Mayıs Pazar gününe denk geliyor. Bu nedenle çiçekçiler bugün ve yarın saatleri arasında açık olacak. Çiçekçiler evlere sipariş götürebilecek..
Bu gün ayrıca semt pazarları da açık.. Haftaya Cumartesi de açık olacak semt pazarları..
29 Nisan 17 Mayıs arası sözde kapanma delik deşik eleğe dönüştü..
Erdoğan ise bu gün, 17 Mayıs sonrası Yeni normalleşme nin koşullarını önümüzdeki günlerde açıklayacaklarını duyurdu.. Bilim Kurulu toplantısı sonrası Kabinede ele alınacakmış :
****
Son veriler aşağıdaki gibi.. İlk dalganın ve tepenin yaşandığı Nisan verilerinden çoook beter.. O dalgada en çok olgu / vaka yakalanmış ve ölüm olmuştu..
Erkenden, kabak çiçeği gibi açılmıştık 1 Haziran de, en önce AVMleri açmıştık okullarımız kapalı iken!! Uyarmıştık, yaz geçince KASIRGA yaşarız diye.
Eylül Aralık arası 2. dalgayı yaşadık.. 1 Martta 2. kez açılım saçılım kumarına giriştik..
Nisan başında biraz sıkıladık 2 hafta dolayında..
26 Nisana geldiğimizde Türkiye toplam olgu sayısında dünyada ilk 4e tırmandı.
Milyon nüfusta günlük yeni olgu sayısı (insidens hızı) bakımından ise dünya şampiyonu idi..
Bu şampiyonluğunu 10 gün dolayında sürdürdü Erdoğan Türkiyesi! Fatura çok ağırlaştı..
ŞAHSIM Devletinde günlük yeni olgu sayısı 63 bini aştı.. Ölümler e dayandı resmen!
Çare kalmadı, turizm de elden uçuyordu..
Kim verecek bunun hesabını??
Deneme yanılma ile salgın yönetilebilir mi??
İnsanların yaşam hakkıyla oynanabilir mi?
***
29 Nisanda alaturka bir kapanma denemesi yürürlüğe kondu.
Sınırlama / yasaklar kapsamında olanlar, olmayanlardan daha az! AKPvari bir yasak savma.
***
Sn. Fatih Ertürk ile saat de birlikte olacağız..
(26) Prof. Ahmet Saltık: Bu hızda vaka düşüşünü bilim açıklayamıyor! YouTube
AKP = RTE iktidarının 2 ayağındaki pabuçlar DİNCİLİK ve SERMAYE YANDAŞLIĞI..
Geldiğimiz çok yönlü tıkanma ortada..
Ülke yönetilemiyor. Salgında savruluyor kavruluyoruz. AŞI YOK!
Ölüyoruz ama salgından değil AKP yönetiminden / yönetimsizliğinden..
***
AKP = RTE iktidarı mutlaka rotasını düzeltmeli ayakkabılarını değiştirmeli :
Yeni pabuçları BİLİMSELLİK ve TOPLUMCULUK olmalı..
Başka uçarı kaçarı kalmadı Şahsım devleti CEOsu için; her bakımdan yollar kapalı.
Zaman ölçüsünde sorunu irdeleyecek ve çözüm önerilerimizi sunacağız.
Özellikle, 17 Mayıs sonrası yaşanacak TERSİNE KOVİT GÖÇÜ BÜYÜK TEHDİT!
Bunun mutlaka, 14 gün engellenmesi gerekiyor
Unutulmasın; İngiltere ve Fransa ülkemizi KIRMIZI LİSTEYE aldılar.
Almanya örtük olarak yaptı bunu. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu anlamsız tümceler kurdu Almanyada; Turisti görecek herkesi aşılayacaklarmış Mayıs ayı içinde!? Aşı nerede?
Sağlık Bakanı 2 ay aşı yok diye itiraf etti! Yunanistan, İspanya, İtalya rezervasyonları kaptı.
Rusya, uçak seferlerini bıçak gibi keserek apaçık; turist göndermeyeceğini bildirmiş oldu, Mısır ile yapıldı rezervasyonlar.. (Montrö konusunda iktidarın saçmalamaları da pay sahibi bunda..)
Velhasıl-ı kelam; bizim köyde asayiş epeydir berkemal değil, yangın var ne yazık ki :