fatih sultan nerede doğdu / Fatih Sultan Mehmed Kimdir, Nerelidir, Nerede Doğdu? Kaç Yaşında, Nerede ve Nasıl Öldü?

Fatih Sultan Nerede Doğdu

fatih sultan nerede doğdu

kaynağı değiştir]

  1. II. Bayezid
  2. Mustafa
  3. Cem Sultan

Kız çocukları[değiştir kaynağı değiştir]

Fatih'in donanmaya emri ve gemilerin karadan yürütülmesi. Fausto Zonaro'nun eseri

Ana madde: İstanbul'un Fethi

Mehmed kuşatma hazırlıklarına sonlarında başladı. Boğaz’ın Anadolu yakasında büyük dedesi Bayezid’in yaptırmış olduğu Anadolu Hisarı'nın karşısına o dönemde Boğazkesen adı verilen Rumeli Hisarı’nın inşa emrini verdi. İmparator Konstantin Mehmed’e hisarın yapımı için kendisinden izin alması gerektiğini bildirmek için elçiler gönderdi ancak Mehmed elçileri kabul etmedi. İmparator en son ’nin Haziran ayında barış görüşmeleri için bir kere daha elçilerini gönderdi ancak Mehmed elçileri yine reddetti. Bunun anlamı savaştı. Hisar ’nin Ağustos ayında tamamlandı. Böylece boğazın kontrolü Osmanlıların eline geçmiş oldu. Boğazdan geçecek gemiler bundan böyle geçiş parası ödemek zorundaydı. Aksi takdirde gemiler top atışıyla batırılacaktı. sonlarında ödeme yapmayı reddeden bir Venedik gemisi batırılmış, kaptanı ve tayfası tutuklanmıştı. Söz konusu toplar Erdelli Urban adında bir top dökümcüsü tarafından yapılmıştı. Mehmed kendisinden Konstantiniyye’nin surlarını yıkabilecek güçte bir top yapıp yapamayacağını sormuş Urban da "Ne Konstantinopolis, ne de Babil’in surlarının karşı koyabileceği bir top yapabileceğini" söylemişti.[59]

Öte yandan bu gelişmeler karşısında İmparator Konstantin, Papa ve İtalyan şehirlerinden umutsuzca yardım talebinde bulundu ama bunlar sonuçsuz kaldı. Yalnızca Cenova ’nin Kasım ayında yardım göndermeye karar verdi ve Giovanni Giustiniani komutasında asker taşıyan Ceneviz kadırgaları 26 Ocak ’te Konstantiniyye’ye vardı. İmparator Konstantin, Giovanni Giustiniani’yi kara kuvvetlerinin başkumandanı yaptı.[59] Kostantinopolis’teki asker sayısı 8 bin civarındaydı, limanda 26 savaş gemisi bulunuyordu. Daha evvel İtalyan'ı taşıyan 7 Girit ve Venedik gemisi Şubat ayında şehirden kaçmıştı. Osmanlı ordusundaki asker sayısı ise en az 50 bindi. Ayrıca Mehmed yalnızca karadan kuşatmanın yeterli olmayacağını düşünerek bir donanma hazırlatmıştı. Bu donanma bahar aylarında boğazın Marmara girişine vardı.[60]

Osmanlı ordusu 23 Mart’ta Edirne’den hareket etti ve 2 Nisan’da Konstantiniyye’ye vardı. Aynı gün Haliç’in girişi zincirle kapatıldı. Karargâhını Romanus kapısının karşısına Maltepe’ye kuran Mehmed son kez teslim çağrısında bulundu ama imparator reddetti.

Fatih’in İstanbul’u fethederken kullandığı kılıcı, Topkapı Müzesi'nde sergilenmektedir.
Jean-Joseph Benjamin-Constant'ın II. Mehmed'in Konstantinopolis'e Girişiisimli tablosu

6 Nisan sabahı ilk saldırı başladı. Kuşatma, aralıklı çatışmalarla 53 gün sürdü. İmparator Konstantin, Giustinani ile birlikte Romanus kapısını savunuyordu. Şehzade Orhan da Marmara kıyısındaki kıtalardan birini yönetiyordu. 20 Nisan günü Papa’nın gönderdiği 3 Ceneviz gemisi ve Sicilya’dan gelen bir Rum yük gemisi şehrin açıklarında belirdi. Marmara denizinde yapılan savaşın sonunda akşam saatlerinde 4 gemi Haliç’e girmeyi başardı. Donanmasını bir şekilde Haliç’e indirmesi gerektiğini anlayan Mehmed gemilerini karadan geçirmeye karar verdi. Bugünkü Dolmabahçe’den Kasımpaşa’ya uzanan güzergaha kalaslar döşendi ve 70 kadar gemi silindirler üstünde 22 Nisan sabahında Haliç’e indirildi. Böylece Haliç’in kontrolü Osmanlıların eline geçti. Öte yandan kuşatmanın 7. haftasında Osmanlılar hâlâ kesin bir sonuç alamamıştı. Bu noktada Halil Paşa son bir kez Mehmed’i teslim çağrısı yapmaya ikna etti ancak imparator teklifi yine reddetti. Bunun üzerine Mehmed 24 Mayıs’ta ayın 29’unda karadan ve denizden büyük bir saldırı yapacağını duyurdu.[61]

Son saldırı hazırlıklarını Zağanos Paşa düzenledi.[62] Osmanlı ordusu 29 Mayıs’ın ilk saatlerinde taarruza başladı. Osmanlılar son taarruzu üç dalga halinde gerçekleştirdiler. İlk iki saat boyunca başıbozuklar surlara saldırdılar, ardından Anadolu birlikleri onların yerini aldı. Son olarak öldürücü darbeyi vurmak üzere yeniçeriler devreye girdi. Bu sırada yaralanan Giustiniani'nin savaş alanından ayrılması şehri savunanların arasında büyük moral bozukluğuna neden oldu. Nihayet sabah saatlerinde Osmanlı askerleri Kerkoporta adlı kapıdan içeri girmeyi başardılar ve kapının üzerindeki burca Osmanlı sancağını diktiler.[60] Mehmed fethin ilk günü öğleden sonra şehre girdi. Ayasofya’ya giderek namaz kıldı ve min-baʿd (bundan sonra) tahtım İstanbul'dur[63] diye buyurdu.[62]

The Ottoman Centuries: The Rise and Fall of the Turkish Empire ve Atatürk kitaplarının yazarı Lord Kinross'un İstanbul'un Fethi'yle ilgili düşünceleri:

"İstanbul'un düşmesi sadece Bizans İmparatorluğu'nun sonunu ve son etkili imparatorun ölümünü belirler. Zira yıldan beri devam edegelen Osmanlı akınlarıyla Bizans'ın bırakacağı boşluk, zaten yavaş yavaş doldurulmuş durumdaydı. Şehrin düşmesinden önce de Avrupa ile Asya birleştiği bu noktanın hakimi, zaten Osmanlılardı. Bizans'ın o günlerde İslam okyanusu içerisinde bir Hristiyan adacığından farkı kalmamıştı."[64]

Şehir zorla alınmıştı, bu yüzden dinî hukuka göre yağmalanabilirdi.[kaynak belirtilmeli] Yağma 3 gün sürdü.[kaynak belirtilmeli] İmparator Konstantin'in akıbeti meçhuldür. Kimi kaynaklar cesedinin bulunamadığını söylerken, Babinger gibi bazı tarihçiler imparatorun cesedinin mor ayakkabılarından teşhis edildiğini yazar. Alphonse de Lamartine eserinde imparatorun cesedinin bulunduğunu ve Fatih'in Konstantin için Hristiyan usulü cenaze töreni düzenlediğini belirtir.[65]Şehzade Orhan ise keşiş kılığında şehri terk etmeye çalışırken yakalanıp idam edildi.[66][67]

Fatih şehrin ticaret merkezi olan Galata’dan kaçmış olan Rumların ve Cenevizlilerin dönmesini sağladı. Rum Patrikhanesi’nin yeniden açılmasına izin verdi; ayrıca bir Yahudihahambaşlığı ile bir Ermeni Patrikhanesi kurdurdu. II. Mehmed İstanbul’u, farklı dinlerden insanların bir arada yaşadığı, ticaret ve kültür merkezi olan bir başkent yapmayı amaçladı.

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettikten sonra Kayser-i Rûm unvanını, başka bir deyişle Roma İmparatoru unvanını almıştır. Basılan yeni paralarda da Yunanca olarak "Bizans İmparatoru" unvanını kullanmıştır. Bu unvan Batı dünyasınca da kabul edilmiştir ki tarihinde Rönesans sanatının bazı açılardan nadide örneklerinden olan ve II. Mehmet'e hediye edilen Medici Madalyonu'nda da "Bizans İmparatoru" unvanı yer almaktadır. II. Mehmet kendisini Roma İmparatoru olarak görmekte ve devletini de Roma İmparatorluğu'nun varisi saymaktaydı. Bu ideal doğrultusunda İstanbul'dan sonraki ikinci hedefi de Roma şehriydi.

Yeni başkentin kurulması[değiştir kaynağı değiştir]

II. Mehmed yılında, 21 yaşındayken İstanbul'u fethederekRoma İmparatorluğu'nun varisi olan yıllık Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu'na son verdi ve bu olay bazı tarihçiler tarafından Orta Çağ'ın sonu ve Yeni Çağ'ın başlangıcı olarak kabul edildi.[8] Bu fetihten sonra ''Fethin Babası'' anlamına gelen Ebû'l-Feth (ابو الفتح), daha sonraki dönemlerde ise "Çağ Açan Hükümdar" ve Kayser-i Rûm (قیصر روم, "Roma İmparatoru") unvanları ile anıldı. Kayser-i Rum unvanı II. Mehmed'in Rum olduğunu göstermez. Bu unvan siyasi emeller için kullanılmıştır.[9][10]Batı'da Grand Turko ("Büyük Türk")[11][12][13] takma adıyla bilinirken; birçok tarihî kaynaklarda ismi, Mehmed isimli diğer padişahlarınki gibi, Muhammed şeklinde[14][15][16][17][18][19][20][21] ve divan edebiyatındakimahlasıylaAvni de geçer.[22] Üstelik Sultanü'l-Berreyn ve Hakanü'l-Bahreyn ("İki Karanın ve İki Denizin Hükümdarı") olarak da tanınırdı.[23]

Şehzadeliği[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır