faziletle diyanet arasındaki fark / Sahur yemeğinin fazileti nedir? - Diyanet Haber

Faziletle Diyanet Arasındaki Fark

faziletle diyanet arasındaki fark

Namaz vakti fazilet mi diyanet mi

Namaz vakti fazilet mi diyanet mi

Kayıtsız Üye
Esselamun aleykum ben hollandada kaliyor um namaz vakitlerini internetten bakiyorum ama 2 cesit vakit yqzilmis bir Diyanet in ki bide faziletinki. Sizce hangisi doğru


Yorum: Namaz vakti fazilet mi diyanet mi

Mucahid
Namaz vakitleri için diyanet takviminden şaşmayın


Yorum: Namaz vakti fazilet mi diyanet mi

Kayıtsız Üye
Fazilet daha doğru bilgi içeriyor.Ben ondan asla şaşmadım.Diyanetteki saatte daha hava kararmamış oluyor sonrasında ezan okutuluyor.Bizim buradada fazilete Gore kılınıyor ki doğrusu da o.Temkinli kılmak her zaman hayırlıdır.


Yorum: Namaz vakti fazilet mi diyanet mi

Kayıtsız Üye
Selamun aleykum. Hayırlı ramazanlar. Benim bir sorum olacak lütfen aydınlata bilirmisiniz? Diyanette imsak 03 13 yazmış. Ona uydum. Ama son damla çay içtim yuttuğumda saat 03 14 gösteriyordu telefonum. Şimdi içime vesvese girdi acaba doğrumu?( bir sakınca varmı bunda lütfen yardım edin. Çok endişeliyim. Teşekkürler önceden


arifselim
Aleykum selam. Saatin hakkında bir şey diyemem ama bu konuda fetva bellidir eğer vakit bir dakika bile geçmişse oruç bozulur. Bakarsın eğer tam vaktinde kesmişsen orucun sahihtir. Yok eğer vakit girmiş ise o günü kaza etmen gerekir.


KralCocuk
Peki hocam rahatsız ediyorum da,

Sadece o günü mü kaza edeceğiz yoksa 60 + 1 mi yapmalıyız?

Yardımlarınız için çok teşekkür ederim. İyi Günler Dilerim.


sedatt
Kefaret yok sadece bir gün kaza edilir.


Kayıtsız Üye
Iyi günler kafamı karıştıran bir soru var ben pazartesi ve persembeleri oruc tutuyorum imsak vakti fazilette 04.41 iken diyanette 04.58 hangisine uyacam diyanete mi faziletemi bu güne kadar hep diyanete uydum egerki faziletse yeniden tutmam gerekirmi. Lütfen bana bir cevap verin çok merak ediyorum…


imam
Diyanet takvimine göre hareket edin


Kayıtsız Üye
Fazilet takvimini hazırlayanlara göre 1983 yılında takvimler ile oynanmış ve vakit yaklaşık 20 dakika ileri alınmış. O yüzden onlar kendilerinin takvimini doğru bulup kendileri hariçinde vakte uymayanların orucu kabul olmaz diye fetva vermektedirler. Biz de onlara şu cevabı veriyoruz, biz astronomiden anlamayiz bunun için devlet hesap kitap eder hazırlar, biz de ona uyarız. (En doğrusunu Allah bilir)
Onlarda devlete uymayın, bizim takvim doğru derler. Bende onlara diyorum ki devlet şeriat ile yonetilmiyor bu nedenle kredi çekebilirsiniz fetva verirken devleti tanıyorsunuz da imsak vaktine gelince niye sen devleti geç diyorsun diyorum..vesselam


Kayıtsız Üye
Selamun aleykum arkadaşlar bu konuyu baya derin araştırdım ve size diyeceğim şudur namaz vakitleri 1980 küsür den sonra diyanet tarafından değiştirilmiştir!! Fazilet tarafından değil iyi araştırın. Hepsi yalan dolan devlet hata yaparmi VS doğru devletin içine feto giremez ya nasıl hata yapar! Diyanet tarafından namaz vakitleri 3-5 kez değiştirilmistir 1989 den bugüne kadar araştırın! Fazilet ise değiştirmedi hep aynı kaldı! Namaz ve oruçlarınızı bukadar küçümseyecek iseniz size kalmış fakat ben 5-10 dakika için namaz vaktimi şüpheye atmam! Namazın farzlarindan biri olan vakit unutmayın, vakit girmeden kabul olmaz! Yatsı vakti de ayrı bir konu kaç kez görüştüm sordum bana cevab veremediler yatsı vakti ile resmen oynanıyor, güzel bir çalışma hazırlamış bir kardeşimiz ilgi duyan her bilgi orada mevcut bana ulaşsın.


Kayıtsız Üye
Burda konuyu başka mecralara çeken insanlar var.fazilet takvimi en başından beri temkini kullanıyor.zira namazdada oruçtata esas olan vakte riayet etmektir.zira vakit namazın 12 farzından birisidir.you tubede ahmet şimşirgil hocanın diyaneti eleştiren videosu mevcuttur.1mart 2019 sabah gazetesi haberinde okudum.İstanbulda sabah namazı vakitleri değiştirilmiş.kim neye göre nasıl değiştiriyor….fazilet takvimi yıllardır bu işe ehemmiyet gösterip insanların ibadetlerinin fasıd olmaması için çalışıyor ve emek veriliyor.temkinli saat kullanan fazilet ve türkiye takviminden şaşmayın kesinlikle….


Since91
Merhaba arkadaşlar bu konuda çok şüpheye düştüm özellikle TGRT Osman ünlü hoca ve Türkiye takvimi diyanet işleri başkanlığı namaz vakitleri yanlış bu vakitlere göre tutulan oruç kılınan namazın sahih olmaz diyorlar fakat herkes diyanet takvimine göre hareket ediyor aklım çok karıştı diyanet işleri başkanlığına sordum çok da güzel açıklama yaptılar ama aklım karıştı siz ne diyorsunuz namaz vakitleri oruç konusunda diyanet işleri başkanlığı mı yoksa Türkiye takvimine göre mi hareket etmeliyim? Birde devletin resmi kurumu neden insanların orucunu namazını riske atsın ki


ACİLSERVİS
Biz hep diyanet dedik. Başka yerleri kafana takma. Başka başka cemaatler daha var her birisi bir şey der zaten.


Omer Faruk
< Biz hep diyanet dedik. Başka yerleri kafana takma. Başka başka cemaatler daha var her birisi bir şey der zaten. >
Kardeşime katılıyorum, Diyanetin hataları olsa da çizgi olarak diğerlerinden daha doğrudur. Hele hele TGRT cemaatine çok dikkatli olunuz. Kitaplarında bir sürü hurafe olan (iyi niyetli olabilirler) bir cemaat. İctihadın bittiğine inanırlar böylece islamı dondururlar. ÖNceki alimleri peygamber gibi görürler. Kısaca alimler kıyamete kadar her türlü ictihadı yapmışlardır başka ictihada gerek yoktur derler.

Lütfen dininizi televizyondan değil Kur’an ve sahih hadislerden öğreniniz. Her alim yanılır ama Kur’an ve Rasulullah yanılmaz. Diyanet tefsiri ve meal’i size yeter. Bunları aklı başında okuyan birisi dinini yaşamak için yeterli bilgiye sahip olur. İlla daha fazlasını yapmak istiyorsanız oturup arapça öğrenir, usul alırsınız böylece hükümlerin kaynağına ulaşırsınız böylece TAKLİD ehli değil TAHKİK ehli olursunuz. Tavsiye edilen bu durumdur.

Selametle.


Since91
Kardeşim bende ihlas grubu hakikat Kitabevi yayınları vardı daha dün hepsini çöpe attım evet bazı hususlarda çok kafa karışıklığı yapıyorlar örneğin diş dolgusu kaza namazı hoparlörden ezan okunması ya da müziğe kesin anlamda haram diyorlar ama diyanet mubah diyor örneğin namaz vakitleri konusunda da çoğu kişinin orucu olmuyor diyorlar ve Osman ünlü hoca o kadar ileriye gidiyor ki diyanet işleri başkanlığınds görevli insanları nerdeyse mezhepsiz insanlarıcünüp gezdiren namaz vakitleri yanlış olarak insanlara namazını orucunu bozduran bir kurum olarak gösteriyorlar işin gerçeği ben de şüphe içine düştüm ve ne kadar kitapları varsa attım sitelerindeki bilgiyi de okumuyorum artık hatta mail gruplarını üye olmuştum oradaki üyelikten de çıktım hatta ben adamları eleştirdiğim için dinimiz İslam sitesi mail sorularıma bile cevap vermedi


fazilet takvimi mi diyanet mi, diyanet mi fazilet mi, fazilet mi diyanet mi

Bu kategoride yer alan Peygamberimizin istişareyle ilgili hadisleri başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz.

Benzer Yazılar:

Nas Felak Suresi Türkçe, Arapça Okunuşu ve Anlamı: Nas Felak Duası Faziletleri ve Faydaları (Tefsir ve Diyanet Meali Dinle)

Nas ve Felak Sureleri, insanın başına gelebilecek her tür kötülükten korunabilmesi için okunan surelerdir. Nas kelimesi "insanlar" anlamına gelirken, Felak kelime ise "sabah aydınlığı" demektir..

Nas Suresinin Türkçe Okunuşu

  1. Kul e'ûzü birabbinnâs
  2. Melikinnâs
  3. İlâhinnâs
  4. Min şerrilvesvâsilhannâs
  5. Ellezî yüvesvisü fî sudûrinnâsi
  6. Minelcinneti vennâs

Felak Suresinin Türkçe Okunuşu

  1. Kul e'ûzü birabbil felak
  2. Min şerri mâ halak
  3. Ve min şerri ğasikın izâ vekab
  4. Ve min şerrinneffâsâti fil'ukad
  5. Ve min şerri hâsidin izâ hased

Nas Felak Suresi Türkçe, Arapça Okunuşu ve Anlamı: Nas Felak Duası Faziletleri ve Faydaları (Tefsir ve Diyanet Meali Dinle)Felak ve Nas Suresi Türkçe Anlamı 

Nas ve Felak surelerinin konusu genel olarak başımıza gelecek tüm kötülüklere karşı Allah'a sığınmak ve O'nun yarattıklarının şerrinden bizi korumasını istemektir. Gerek kötü kalpli cinlerden, gerek şeytandan gerekse haset eden insanlar için yalnız Allah'a sığınmamız gerektiği anlatılmaktadır. Çünkü gökyüzünü ve yeryüzünü, ikisi arasındaki her şeyi Allah yaratmıştır. Allah birdir ve tektir. Tüm kötülüklerden bizi koruyan da Allah'tır. 

Felak ve NasSuresi Anlamı ve Önemi Nedir? 

Bu dünyada edindiğiniz nimetler için yalnız Allah'a hamd ve şükrederiz. Allah, yarattığı alemdeki her şeyi çevrelemiş, sarmış ve idare etmektedir. Sığınacak tek makam da O'nun makamıdır. Nas ve Felak sureleri de hem gelecek tüm kötülüklerden korunmak hem de bu kötülükler karşısında yalnız Allah'a sığınmak gerektiğini vurgulamaktadır.

Felak ve Nas Suresi Kaç Ayet ve Ne Zaman İndirildi? 

Nas Suresi 6, Felak Suresi ise 5 ayetten oluşmaktadır. Surelerin her ikisi de Mekke döneminde indirilmiştir. Her iki sure de 30. cüzün içerisinde yer alır. Kur'an-ı Kerim'in son sayfasında bulunur. Felak Suresi iniş sırasına göre 20. sırada iken Nas Suresi ise 21. sırada yer almaktadır. 

Nas Felak Suresi Türkçe, Arapça Okunuşu ve Anlamı: Nas Felak Duası Faziletleri ve Faydaları (Tefsir ve Diyanet Meali Dinle)Felak ve Nas Suresi Okumanın Faydaları Nelerdir? 

İki sure de bizlere sinsice vesvese veren şeytanın, kötülüğe sürükleyen cinlerin ve insanların şerrinden korunabilmemiz için yalnız Allah’a sığınmamız gerektiğini söyler. Bizi yaratan Allah, ayrıca bizi devamlı olarak gözlemekte ve korumaktadır. İnsan kendini yalnız, kimi zaman çaresiz hissettiğinde ya da vesveselere kapıldığında da bu sureleri Türkçe ya da Arapça okuyabilir.

Felak ve Nas Suresi Abdestsiz Okunur mu? 

Kur'an-ı Kerim abdest alınıp temizlenmeden okunmamalıdır. Kur'an-ı Kerim'e dokunarak okuyacaksanız mutlaka temizlenmeniz yani abdest almanız gerekmektedir. Fakat Nas ve Felak sureleri kolay ezberlenebilen ve her an okuma ihtiyacı hissedebileceğiniz surelerdir. Bu yüzden kendinizi kötü hissettiğiniz anlarda ya da genel olarak kötülüklerden korunmak için istediğiniz zaman Nas ve Felak Surelerini ezbere ya da bir yere yazarak abdest almadan okuyabilirsiniz.

Nas Felak Suresi Türkçe, Arapça Okunuşu ve Anlamı: Nas Felak Duası Faziletleri ve Faydaları (Tefsir ve Diyanet Meali Dinle)Felak ve Nas Suresi Hikmeti ve Sırları Nelerdir? 

Nas ve Felak sureleri içinde yaşadığımız alemi ve bu alemin sırlarını bizlere göstermektedir. İnsanın bilgisi yaşadığı alemde metafiziksel alanda oldukça sınırlıdır. Fakat Nas ve Felak sureleri okunarak insanlar korku ve panik anlarında Allah'a sığınabilirler. Allah, insana şah damarından daha yakındır ve koruyup gözeten de yalnız O'dur.

Felak ve Nas Suresi Ne Zaman ve Neden Okunmalıdır? 

İnsanı kötülük yapmaya iten şeytan ve bir başka alemde yaşadığını bildiğimiz cinler gözle görülmeyen varlıklar olarak kabul edilmektedir. Diğer yandan cinlerin de insanların da arasında "kötü" diye nitelendirdiğimiz kimseler vardır. Kötülerin şerrinden ve hasetinden korunmak isteyen ve bunlardan korkan kişiler Nas ve Felak surelerini istedikleri zaman yer fark etmeksizin okuyabilirler. 

Nas ve Felak sureleri genelde sesli bir şekilde okumalıdır. İnsan korku ve kaygı halinde iken okunduğu takdirde kendini çok daha huzurlu hissedecektir. Nas ve Felak sureleri tesirli sureler olarak bilinmektedir. Gece vakitlerinde çöplerin yanından geçerken ya da banyoda temizlenirken okunmalıdır. Bu sureler okunduğunda Allah, kişiyi görünen ve görünmeyen her tür tehlike ve kötülükten korumaktadır. 

Nas Felak Suresi Türkçe, Arapça Okunuşu ve Anlamı: Nas Felak Duası Faziletleri ve Faydaları (Tefsir ve Diyanet Meali Dinle)Felak ve Nas Suresi Ne Anlatıyor? 

Allah, karanlığı aydınlığa çeviren yegane yaratıcıdır. Gece ve gündüz yalnız onun emrindedir. Felak suresinde "Sabahların Rabbine sığınırım" ifadeleri ile açıkça belirtilmiştir. O'nun yarattığı her tür varlığın şerrinden, gece çöktüğünde gecenin şerrinden, büyü yapan kimselerin yaptığı büyülerden, kıskançlığa kapılan insanların şerrinden korunmak için Felak Suresi okunmaktadır.

Nas Suresi ise ilk ayetinde; insanların ve tüm alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınmamız gerektiği belirtilmiştir. Gizlice insanların kalplerine vesvese veren şeytan, kimi zaman bir cin, kimi zaman bir insan vesilesiyle bize kötülük edebilir. İşte bu türden kötülüklere karşı Allah'a sığınmamız gerektiği belirtilmiştir. Allah bizleri her tür kötülükten korur.

FELAK VE NAS SURESİ DİNLE (DİYANET MEALLİ)

6 Ekim 2012




Muhterem okuyucularımız; Takvimimizdeki namaz vakitleri dört hak mezhep -öncelikle hanefi mezhebi- imamlarının ictihatlarına dayanmaktadır.
Bu fıkhî esaslara göre hesaplama yapılırken enlem, boylam, saat dilimi, yükseklik, arazi genişliği gibi birçok astronomik, klimatolojik ve jeolojik unsurlar kullanılmaktadır.

Bir yerin namaz vakitlerinin doğru olarak hesaplanabilmesi için; küresel üçgen formüllerinin ve diğer astronomik formüllerin fıkhî esaslara tam olarak tatbîki gerekmektedir. Bunun için hesaplamalarda sadece “geometrik değer” sonuçları değil, fıkhî ölçülere uygun olan “görülen değer” sonuçları esas alınmıştır. Mesela, güneşin doğuş-batışı için 'geometrik doğuş-batış' değil, çıplak gözle gözlenebilen 'görülen doğuş-batış' asıldır. Sadece geometrik değerlerin hesaplanması ile elde edilen değerler -bunların sapmasına sebep olan pek çok unsurdan dolayı- gerçek değerleri karşılayamamaktadır. Bu sebeple namaz vakitlerinin hakiki değerlerini koruyabilmek için İslâm âlimleri bazı zarurî tedbirler almışlardır. Bu tedbirler; geometrik değerlerin yine astronomi otoriteleri tarafından yaygın kabul gören ilmî teoriler, kurallar ve metotlar çerçevesinde düzeltilmesidir. İşte bu hakiki değerleri elde etmek için yapılan düzeltmelere “Temkin” adı verilmektedir. Temkin, daha ihtiyatlı olmak için yapılmış bir düzeltme değil, fıkhî olarak yapılması zarûrî bir düzeltmedir. Bu düzeltmelerden sonra ortaya çıkan değerler fıkhî ölçülere uygun hale gelir. Binaenaleyh temkinsiz vakitlerin kullanılması sakıncalıdır.

Temkin ve diğer bilimsel yollarla sapmaları zarûrî olarak düzeltilmiş vakitler, asırlardan beri İslam aleminde kullanıldığı gibi; Türkiye'de de 1982 yılına kadar -Diyanet dahil- bütün takvimlerde kullanılmıştır. Fazilet takvimi de bunu kullanmaya devam etmektedir. Bu yeni bir uygulama değildir.

Bu kadar önemli olan ve asırlardan beri İslâm âlemi takvimlerinde kullanılagelmekte olan ve zamanın âlim ve fakîhleri ile mü'minlerin emîrleri tarafından tasvîp edilmiş bulunan temkin vakitleri 1983 yılından îtibaren Din İşleri Yüksek Kurulu'nun 21.01.1982 gün ve 6 sayılı kararı ile Diyânet İşleri Başkanlığı tarafından kaldırılmıştır. Diyânet İşleri Başkanlığı'nın bahis mevzuu tasarrufuna uymamız, her ne kadar kanûnî bir mecbûriyet değil idiyse de, her hangi bir ihtilâfa sebep olmamak için, 1983 ve 1984 yıllarında çıkarmış bulunduğumuz takvimlerimizde buna, istemeye istemeye biz de uymuştuk.

Ancak, bu tatbîkâtın büyük bir vebâli mûcip olacağını ilk anda görmüş ve bütün Müslümanların bilhassa Ramazan günlerinde çok dikkatli olmalarını ve takvimde gösterilen imsak vakitlerinden itibaren yeme-içme ve sair orucu bozan şeylerin derhal kesilmesi gerektiğini, vakitlerde artık en ufak dikkatsizliğin büyük vebâl olacağını; ayrıca günlük namazlarda, takvimlerde gösterilen vakitlerden hangisine kaç dakika ilâve edilip, hangisinden kaç dakika çıkarılması icap ettiğini her ayın sonunda, büyük hassâsiyetle ve tekrar tekrar îzah etmiş ve bununla da iktifâ etmeyerek, her türlü mânevî vebâlden sakınmak için, Diyânet İşleri Başkanlığı'nın kaldırdığı temkin vakitlerini, takvim yapraklarının ön yüzün alt satırında göstermiştik.

Fakat maalesef, bütün bu gayretlerimizin istediğimiz netîceyi hâsıl etmekten çok uzak olduğunu, okuyucularımızın gerek mektup ve gerekse şifâhî olarak bu iki sene (1983-1984) içinde bize yapmış oldukları mürâcaatlardan tesbît ettik.

Zîra Müslümanlardan pek çoğu, asırlardan beri hâsıl olan bir alışkanlıkla, “Nasıl olsa müsâadesi vardır!” diyerek imsaktan sonra beş-on dakika daha yemeye-içmeye devam ediyor. Oysa temkinli vakitlerin kullanıldığı takvimlerde bile böyle bir şey caiz değilken temkinsiz gösterilen imsak vakitlerinde hiç caiz olamaz. Çünkü beldenin arz üzerindeki yayılma durumu ve irtifa farklılıkları sebebiyle vakitleri çok kesin bir şekilde tesbit etmek de mümkün olmadığından temkinsiz vakitleri kullanmak hatalıdır.

Bu durum karşısında, Diyânet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun mezkûr kararına uymaya devam etmeyi son derece tehlikeli ve o nisbette de mânevî bakımdan mes'ûliyetli bulduk. Bu mes'ûliyetten kurtulmak için, 1985'ten îtibâren takvimimizde 1982 ve daha evvelki yıllarda Türkiye'de yayınlanan -Diyânet takvimi de dâhil- bütün takvimlerde gösterilen ve asırlardan beri kullanılagelmekte olan temkinli vakitler kullanılmıştır.

Yatsı vakti için güneşin 17 derece ufkun altına indiği, imsak vakti için de 19 derece ufka yaklaştığı anlar hesaba esas alınmıştır. Ayrıca, beldenin arz üzerindeki yayılma durumu ile irtifâ farklılıkları da nazar-ı dikkate alınarak lüzumlu temkinler vakitlere ilâve edilmiş veya çıkarılmıştır.

Tatbik edilmiş bulunan bu temkinlere göre; öğle, ikindi ve yatsı namazı vakitlerine 10'ar dakika, akşam namazı vaktine 7 dakika ilâve edilmiş; imsaktan 10 dakika, güneşin doğuşundan da 5 dakika çıkarılmıştır. Ancak bunlar teknik değerlerdir.

Bu sebeple müslümanlara,

* Takvimimizde verilen vakitlere riayette titizlik göstermelerini,
* Namazlarını vaktin sonuna kadar geciktirmemelerini,
* Oruca başlarken takvimimizdeki imsak vakitlerini kullanmalarını,
* Sabah namazını ise imsak vaktinden en az 15-20 dakika sonra kılmalarını tavsiye ediyoruz. Daha erken kılınması isabetli olmaz.

Büyük Haydar Efendi'nin Usûl-i Fıkıh Dersleri kitabında, “Vaktinden evvel kılınan namaz sahih değildir. Musallî, vaktin hulûlünden (girmesinden) evvel namaz kılarsa, o namaz edâ edilmiş olmaz.” buyrulmuştur.

* Kezâ Ahmed Bîcan Hazretleri'nin Envâru'l-Âşıkîn isimli eserinde de, “Vaktinden evvel kılınan namaz, gönül nûrunu söndürür; yerine zulmet girer.” buyrulmaktadır.
* Vakti girmeden bir namazı kılmak Allâh'ın emrine aykırı olduğundan, insanın rûhunu ifsad eder ve -vakti içinde kılmadığından- o namazı kılmamış olur.
* Nisâ Sûresi'nin 103. âyet-i kerimesinde (meâlen) şöyle buyuruluyor: “Şüphesiz namaz, mü'minlere belirli vakitlerde farz kılınmıştır.”


Namaz vakitleri:

Câbir bin Abdullah ile İbn-i Abbâs ve Ebû Hüreyre (r.anhüm)‘den rivâyet edilen hadîs-i şerîfte Nebiyy-i Ekrem (s.a.v.) Efendimiz buyurdular ki:
“Cibrîl (a.s.) bana iki defa (yani iki gün) Beyt-i Muazzam'ın yanında imam oldu.

İlk def'a güneşin gölgesi bir nalın tasması kadar uzadığında bana öğle, her şeyin gölgesi birer misli uzadığında ikindi, oruçlu orucunu açtığı vakitte akşam, şafak kaybolduğunda yatsı, oruçluya yemek-içmek haram olduğu vakitte sabah namazını kıldırdı. Ertesi gün öğle namazını her şeyin gölgesi bir misli, ikindi namazını iki misli olduğu, akşam namazını oruçlu iftar ettiği zamanda, yatsı namazını, gecenin sülüsüne doğru, sabah namazını da ortalık iyice aydınlandığı vakitte kıldırdı. Sonra da bana döndü ve:
'Yâ Muhammed, bu, senden evvelki peygamberin vaktidir. Namaz vakti işte bu ikişer vakitler arasındadır' dedi.”
Ehl-i Sünnet âlimlerinin ve râsıdlarının (Allah onlardan râzı olsun) asırlar boyu bitmek tükenmek bilmeyen gayreti, çalışmaları, araştırmaları neticesinde astronomi esaslarına uygun olarak tesbit ettikleri namaz vakitlerine ait güneş'in derece değerleri ise, aşağıda beyan edilecektir. Bu vakitlerin dışında indî olarak kendi kafasından vakit îcad etmek, uydurmak -Allah korusun- çok büyük mes'ûliyeti mûciptir.

ÖĞLE NAMAZI VAKTİ
Cebrâil aleyhisselâm'ın namaz vakitlerini bildirmek için nüzûlü, Mîrac Gecesi'nin hemen akabindeki günde vukû bulmuş ve ilk kıldırdığı namaz salât-ı zuhur (öğle namazı) olduğundan bu namaza, salât-ı ûlâ (birinci namaz) denilmiştir.

Astronomi bakımından da öğle namazının vakti diğer vakitlerin mebdei; başlangıcı olmuştur. İlk olarak öğle namazının vakti hesap edilir, diğer vakitlerin hesabı ondan sonra ve ona istinâden yapılabilmektedir.

Gündüzün tam ortasında güneşin en yükseğe çıktığı noktadan alçalmaya başladığı zaman -ki, buna zevâl vakti denir- öğle namazı vakti başlar ve ikindi namazının vaktine kadar devam eder. İkindi namazının birinci ve ikinci ikindi olmak üzere iki vakti vardır. Bu vakitlerle alâkalı tafsilât ikindi namazı vakti izah edilirken verilecektir.

İKİNDİ NAMAZI VAKTİ

Güneş gündüz en yüksek noktaya çıktığı anda, Nısfü'n-Nehâr Kavsi (yani, bulunulan yerin meridyeni) üzerindedir ve bu anda her şeyin gölgesi en kısadır. Her şeyin gölgesinin en kısa olduğu bu zamana “Fey'-i zevâl” denilir.

Bir cismin fey'-i zevâldeki gölgesine o cismin boyu kadar daha gölge inzimam ettiği (eklendiği)nde, yani cismin gölgesi fey'-i zevâl + cismin yüksekliği kadar uzunlukta gölge boyuna geldiğinde, ikindi namazının birinci vakti girmiş olur. Buna “Asr-ı evvel” denir ve bu imâmeyn kavlidir.

Cismin fey'-i zevâldeki gölgesine o cismin boyunun iki misli kadar daha gölge inzimam ettiği (eklendiği)nde de ikindi namazının ikinci vakti girmiş olur ki buna “asr-ı sânî” denir ve bu İmâm-ı A'zam'ın kavlidir.

Bir kimse öğle namazını birinci ikindi vaktinden on dakika evveline kadar kılamaz ise, ikinci ikindi vaktine on dakika ka-
lıncaya kadar kılabilir ve ikindi namazını da ikinci ikindi vakti girdikten sonra kılar. Takvimimizde asırlarca Osmanlı Devleti'nde müftâbih (kendisiyle fetva verilen) ve mâ'mûlünbih (kendisiyle amel edilmiş) olan birinci ikindi, yani asr-ı evvel kullanılmıştır.

AKŞAM NAMAZI VAKTİ

Eimme-i Erbaa (İmâm-ı A'zam Ebû Hanîfe, İmam Şâfiî, İmam Mâlik ve İmam Ahmed bin Hanbel rahimehümullah) indinde, güneş ufukta battıktan sonra güneşin merkezi, ufuktan bir derece aşağı indiğinde akşam namazı vakti girer. Akşam namazının son vakti ihtilâflı olduğundan ihtiyâten yatsı vaktinden 15-20 dakika evvel bitirilmiş olmalıdır. Bunun için yatsı vaktinin erken girdiği günlerde15 dakika evvelki, geç girdiği günlerde de 20 dakika evvelki vakitleri kullanmalıdır. Yani, yatsı vakti girmezden 15 veya 20 dakika evvel akşam namazı kılınmış olmalıdır.
Bununla beraber sıkışık durumlarda, yatsı namazının vakti girinceye kadar da akşam namazı edâ edilir, kazâya bırakılmaz.

YATSI NAMAZI VE İMSÂK VAKTİ

Güneş battıktan sonra, ufkun altında alçalmaya devam eder. Bu arada ufuk bir süre kızıl bir renk alır, ardından da kısa süreli bir beyazlık devam eder. Güneş battıktan sonra ve doğmadan önce gökyüzünde güneş ışınları atmosfer içinde kırılma ve dağılmaya uğrar. Bunun neticesi olarak görülen atmosfer içinde güneş ışınlarının yansımasından kaynaklanan kızıllık ve beyazlığa Astronomi'de “Tan hâdisesi” denir. Akşam vaktindeki tan hâdisesine “şafak” da denilir. Modern astronomi cihazlarıyla yapılan ölçümlere göre bu hâdise, güneş battıktan sonra güneşin ufuktan -17 derece alçalmasına kadar devam eder. Bu andan itibaren güneş ışınları atmosfere giremez, gözden kaybolur ve gece başlar.

İslâm âlim ve râsıdlarına göre; Akşamleyin güneş ufuktan -17 derece aşağı indiği zaman ufuktaki kızıllık kaybolur, bu vakit, yatsının başlangıcıdır.

SABAH NAMAZI VAKTİ

Gece yarısı güneş, en aşağı noktaya indikten sonra tekrar yükselmeye devam eder. Güneş ufuktan -19 dereceye geldiğinde bu sefer doğu ufkunda tan hâdisesi (fecr) meydana gelir. “Fecr-i sâdık” başlar ve gece nihâyet bulur. Güneş ufuktan inebileceği en aşağı noktaya indikten sonra, tekrar yükselmeye başlar; ufka -19 derece yaklaştığı anda ise kızıllıktan evvelki beyazlık başlar, fecr-i sâdık doğar; bu an imsâk vaktidir. Güneş ufuktan doğmadan evvel, güneşin merkezi ufka 1 derece yaklaştığı anda sabah namazının vakti biter ve güneş doğar.
Hanefî mezhebine göre Sabah namazı takvimimizdeki imsak vaktinden en az 15-20 dakika sonra kılınabilir.

Hanefî mezhebine göre sabah namazını, güneşin doğmasından 45 dakika öncesi kılmak müstehaptır.

Şâfiî mezhebine göre ise, fecr-i sâdıkın doğmasıyla birlikte, yani imsaktan en az 15-20 dakika geçtikten sonra kılmak efdaldir. Maamâfih Hanefî mezhebi mensupları da, Ramazan ayında ve zarûri hallerde, sabah namazlarını fecr-i sâdıkın; ikinci fecrin doğmasıyla (imsaktan 15-20 dk. sonra) birlikte kılabilirler.

Güneşin doğuşu, öğle vaktinden ne kadar önce ise, batışı da o kadar sonradır. Yani güneşin doğuş ve batış vakitleri öğle vaktine (güneşin en yüksek noktada olduğu vakte) göre mütenâzır (simetrik)dır.

Takvimimizde yer alan namaz vakitleri hakkında, uzun bir ilmî tetkik neticesinde hazırladığımız bu açıklamada, göremediğimiz bazı hatalarımızdan dolayı Cenâb-ı Hakk'ın afvına ve okuyucularımızın derin müsâmahalarına sığınırız. Muvaffakiyet Allahü Teâlâ'dandır.



Daha Fazla Bilgi
19 Kasım 2014

Fazilet takvimi
Namaz ve İmsak Vakitleri Hakkında
http://www.fazilettakvimi.com/tr/muhim_aciklamalar/6.html
Önemli Notlar
http://www.fazilettakvimi.com/tr/muhim_aciklamalar.html

Türk takvimi
Mühim Tenbih
http://www.turktakvim.com/muhim_tenbih.html
Temkin Müddeti
http://www.turktakvim.com/temkin_muddeti.html
Farklı İmsâkiyeler
http://www.turktakvim.com/farkli_imsakiyeler.html
Bilgiler
http://www.turktakvim.com/bilgiler.html

 

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır