felsefede rasyonalizm nedir / One moment, please...

Felsefede Rasyonalizm Nedir

felsefede rasyonalizm nedir

kaynağı değiştir]

Ana madde: Aydınlanma Çağı

Aydınlanmacılık ile birlikte akıl ve akılcılık kavramları farklı bir anlam daha kazandı. Felsefî bir vurgudan öte, feodal ve dinî müessese ve uygulamalar ile sosyal ve politik uygulamaları akıl ışığında ve aklı temel alarak eleştiren kişilere rasyonalist adı verilmeye başlandı ve bu tip eleştirel yaklaşım da rasyonalizm olarak anılmaya başlandı. Burada felsefi ilkelerin aynı zamanda toplumsal düzenlemelerde yeni bir yönelimin kurucu ilkeleri haline gelmesi söz konusudur. Bu anlamda rasyonalizm aklı kurucu ilke olarak benimseyen ve dinsel toplumsal örgütlenmelere karşı akılcı toplumsal düzenlemelerini temel alan yaklaşımları ifade eder. Kant'ın "Aydınlanma nedir?" sorusuna verdiği, "İnsanın kendi aklını kullanmasıdır."[1] şeklindeki cevabı, aklın aydınlanmacılıkta felsefî bir ilke olduğunu gösterir. Buna göre evrensel bir dayanak noktası olan akıl, toplumsal yaşamın herkes için geçerli olabilecek akılcı bir düzenlemesini mümkün kılabilecektir.

Rasyonalizm içindeki filozof ve düşünürler listesi[değiştir

Rasyonalizm nedir? Rasyonalist ne demek? Felsefede rasyonalizm (akılcılık) akımı özellikleri, kurucusu ve temsilcileri

Haberin Devamı

Doğru bilginin kaynağı akıldır.

Akıl, doğuştan Bilgi edinme yetisi ile donatılmıştır.

Rasyonalizme göre genel geçer Bilgi vardır. Bunun kaynağı ise akıldır.

Akıl doğuştan gelir.

Duyum ve algılar genel geçer bilgiyi vermezler. Bu nitelikteki bilgiyi bize aklımız ancak verebilir.

Deneyden gelmeyen ve deney öncesi bilgiye felsefede deney öncesi bilgi denir.

Rasyonalizm Kurucusu ve Temsilcileri

 Rasyonalizm akımının en önemli temsilcileri, Sokrates, Platon, Aristoteles, Farabi, Descartes ve Hegel’dir. Akıl yolu ile belirlenmiş, genel geçer ve kesin bilgiye dayanan matematik ve mantıktır. Sokrates, ilk rasyonel düşünür olmasına rağmen sahip olduğu görüşlere dair ardında herhangi bir eser bırakmadı. Onun görüşleri ise, öğrencisi Platon’un kitaplarından tarafından öğrenilmeye başlandı.

Rasyonalizmin Temsilcilerine Göre Rasyonalizm

Sokrates (M.Ö. 469-399): Sokrates’e göre bilgi doğuştandır. Bunu kanıtlamak için bir köleye matematik öğretmek yerine onda doğuştan bulunan bilgi ve düşücelerini uyandırabilir. Bu yönteme ise, diyalektik sanat denir. Bu yöntem üç aşamadan oluşur; soru sorma, ironi (alay etme) ve mayotik (doğurtma)‘dır. Sokrates bu yöntemler ile kavrama ulaşmayı amaçlar. Sokratesin en çok üzerinde durduğu konu ise, ahlak olmuştur. Erdemli olmanın mutluluk getirdiğine ve erdemin bilgi olduğunu dile getirmiştir.

Haberin Devamı

Platon (M.Ö. 427-347): Gerçek varlıklar dünyası olan idealar dünyası ile ilişki akılsal bilginin doğru olduğunu bu dünyadaki varlıkların zamanla değişen ve bozulan, yok olan varlıklar olacağı için duyuların verdiği maddesel dünyayla ilgili bilginin sadece bir sanı olduğunu savunur. Platon’a göre, insan ruhunun bir parçası olan idealar dünyasının bilgisine sahip olarak dünyaya gelir. Fakat yanlış bilgi ve yönlendirmelerle bu bildiler unutuluyor. Matematik eksenli bir eğitim ile yeniden unutulan bilgilerin hatırlanabileceği savunuluyor.

Aristoteles (M.Ö. 384-322): Platon’un öğrencisi olan bilgi, tümellerin bilgisidir. Varlığın var olmasını sağlayan ideler, başka bir dünya değil bu dünyadır. İde, bu dünyadaki nesnelerin formlarıdır. Aristotales, bilgiyi ideaları doğuştan gelen bilgi ile sınırlandırılmıştır. Aristotales’e göre iki tür bilgi vardır. Biri duyu verilerine dayalı, biri ise bilimsel bilgidir.

Haberin Devamı

Farabi (870-950): Farabi in düşünce tarzına göre, varlığın başında zorunlu varlık olarak Tanrı vardır. Tanrı var oluşumu kendinden alır. Bilme yetisini ise aklın kendisinden alır. Akıl hem kendini hem de tanrıyı bilir. Farabi üç çeşit bilgiden söz eder. Bunlar; ilk bilgiler, duyular ve mantıksal çıkarımlar ve mantıksal çıkarımlara dayalı bilgilerdir.

Descartes (1596-1650): ”Düşünüyorum o halde varım.” Sözü ile ünlenen bir Fransız filazofudur. Bir şeyin doğruluğundan açık seçik emin olana kadar bu şüphe devam eder. Descartes, her şeye şüphe ile yaklaşır. Analitik geometrinin de kurucusudur. Şüphe bir yöntem olarak kullanılıyor. Şüphe gerçeğe giden bir yol olarak görülür. 

kaynağı değiştir]

Ana madde: Kıta felsefesi

Genel anlamda kişinin akılcı olarak adlandırılabilmesi için iki temel noktayı onaylaması ve kabul etmesi gerekmektedir, bunlar:

Elealılar ile başlayan akılcı geleneğin Batı'daki en önemli isimleri Descartes, Spinoza, Malebranche ve Leibniz'dir.

Descartes'ın metafizik hakkındaki savları ve metafiziksel ilkelerinin sonucu olarak gördüğü dualistik yapıya sahip (akıl-vücut ayrımını barındıran) Kartezyen ruh kavramı Avrupa'daki akılcılık geleneği için çok önemli bir noktayı oluşturmaktadır. Nitekim Descartes'ın metafiziğe dair akılcı görüşleri yaygın kabul görmüş ve 17. yüzyılın ikinci yarısında, fiziksel görüşleriyle birlikte bunlar da kitap olarak birçok öğretim merkezinde okutulmuştur. Descartes'ın görüşleri kendisinden sonraki filozofları da büyük oranda etkilemiştir. Nitekim Descartes'ın ortaya attığı insanın ontolojikdualizmi fikri modern toplumlarda dahi sıklıkla kabul edilen bir savdır.

Bir diğer ünlü akılcı filozof Spinoza ise başlarda Descartes'ın metafizik savlarını benimsese de, zamanla kendi düşüncelerinin olgunlaşması ve gelişmesiyle birlikte Descartes'in savlarını bırakarak daha farklı bir metafiziksel anlayış geliştirmiştir. Kartezyan akıl-vücut dualizmini reddeden Spinoza, Tanrı'nın yaratılmış dünyadan ayrı olarak mevcut olduğu fikrine de karşı çıkmıştır. Ona göre bir tek ebedî varlık vardı. Spinoza'nın bu fikri ve metafiziksel açıklamaları Batı'da panteizm açısından çok önemlidir. Metafiziğe dair savları detaylıca Etik isimli eserinde yer alır. Ayrıca dinin de akılcı eleştirisini yapmıştır (Hatfield).

Kartezyan ruh kavramıyla birlikte Descartes'in metafiziğe dair görüşlerini genel olarak benimseyen Malebranche ise aklî fikirlerin bireysel zihinlerden ziyade, Tanrı'da var olduğu ve Tanrı'nın gerektiğinde insanlara bu bilgileri ilâhî bir anlamda sunduğunu öne sürerek Descartes'tan ayrılmıştır.

Anılan diğer filozoflar gibi Leibniz de başlarda Descartes'in fikirlerinin takipçisi olmuştur. Bununla birlikte daha sonra Descartes'in fikirlerini reddederek, kendi geliştirdiği metafiziksel fikirleri savunmuştur. Leibniz düşüncesinde Tanrı'nın yarattığı dünya bilinçli ve ayrı küçük varlıklardan oluşur. Daha sonra bu varlıklara monad ismini vermiştir (Monadoloji, 1714). Ayrıca Leibniz'in düşüncesinde Tanrı tüm olası dünyalardan en iyisi olarak dünyayı yaratmıştır ki burada kastedilen en iyi, mükemmel, eksiksiz anlamındadır. Bu fikir daha sonraları birçok filozof tarafından tenkit edilmiştir.

Kantçılık[değiştir

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır