Freud Alıntılar
Freud'a Atfedilmiş 10 Yanlış Alıntı
Sigmund Freud her ne kadar tek cümlelik aforizmaları ile ünlü olsa da Freud’a ait sandığımız birçok alıntının aslında onunla hiçbir bağlantısı olmadığını hatta bunların arasında ona ait sanılan çok ünlü sözlerin de içinde olduğunu söylesek ne yapardınız?
İşte Karşınızda Freud’a Ait Sanılan 10 Alıntının Listesi
1) ”Bir kediyle geçirilmiş zaman asla vakit kaybı değildir.”
Bu söz her ne kadar internette yaygın olarak Freud'a atfedilse de daha önce bunu söylediğine dair hiçbir kanıt bulunmamaktadır.
Ancak daha önce arkadaşı Arnold Zweig'e şöyle yazdığı bilinmektedir: “Bilindiği gibi kedileri sevmiyorum”.
Kendisi aslında daha çok köpek insanıydı.
2) "Bazen bir puro sadece bir purodur."
Belki de Freud'a atfedilen bu en ünlü sözün aslında Freud'un söylediğine veya yazdığına dair hiçbir belgeye rastlanılmamıştır.
Ayrıca, bu sözün Freud’un en önemli tespitlerinden biriyle çelişeceği için gerçek manasıyla böyle bir yorum yapabileceği ihtimaller dahilinde değil:
"Bu küçük şeyler, hatalı eylemler ve semptomatik veya gelişigüzel eylemler, insanların bir tür sessizlik komplosu yoluyla varsaymaya hazır oldukları kadar önemsiz değildir. Her zaman, genellikle içinde bulundukları durumdan kolaylıkla ve kesin olarak yorumlanabilecek bir anlamları vardır… Bir erkeğin en mahrem sırları, kural olarak, onların yardımıyla ihanete uğrar."
Başka bir deyişle: bir puro asla sadece bir puro değildir!
Bununla birlikte, Freud’un soğuk şakaları ve ironi duygusu hakkında bildiklerimize uyduğu için, Freud'un "sadece bir puro" esprisi yapmasının kişiliğine uymadığını söyleyemeyiz.
3) Freud, İrlandalıların psikanalizden etkilenmediğini nerede söyledi?
Bu söz “The Departed” filminde Freud'a atfedilir. Ancak, Freud'un bunu söylediğine veya yazdığına dair herhangi bir kanıt yoktur.
Aslında, psikanaliz özellikle büyük Katolik nüfusa sahip ülkelerle sömürge veya diktatörlük geçmişi olan ülkelerde daha popüler gibi görünüyor.
4) “Zihin bir buzdağı gibidir. Kütlesinin yedide biri suyun üzerinde yüzer.”
Freud'un zihin açıklaması genellikle bir buzdağına benzetilir, ancak kendisi bu analojiyi asla kullanmadı.
Aslında, çok yanıltıcı bir karşılaştırma olabilir. Freud'un çoğu zihinsel sürecin "yüzeyin altında" gerçekleştiğini düşündüğü doğrudur, ancak buzdağı modeli Freudcu bilinçdışının dinamik doğasını gözden kaçırır.
5) “Silâh korkusu, cinsel ve duygusal olgunluk noksanlığına işaret eder.”
Bu alıntı özellikle bireysel silahlanmayı destekleyenler arasında popüler ancak Freud'un bunu söylediğine dair hiçbir kanıt yok.
Psikanalizin temel ilkelerinden birinin, sembollerin sabit anlamları olmadığı düşünüldüğünde, bunun doğru olması da pek olası değildir.
Yine de, bu yanlış alıntının ağırlıklı olarak erkek nüfus arasında popülerliği, psikanalitik münazaraya davet ediyor. Bu tarz konuları konferansımız olan Kırılgan Fallus’ta (The Fragile Fallus) inceledik.
6) “Çiçekleri seyretmek insana huzur verir; çünkü onların ne duyguları ne de çelişkileri vardır.”
Freud kesinlikle çiçeklere bakmaktan pek hoşlanırdı, ancak yine de bunu söylediğine dair herhangi bir kanıt yoktur.
7) “Nereye gidersem gideyim, benden önce bir şairin oraya gittiğini görüyorum.”
(Ç.N. Benim en sevdiğim Freud alıntısı olması beni derinden yaraladı ama olsun belki de içinden sarf etmiştir bu sözleri.)
Ne güzel bir söz! Ama Freud'un bunu söylediği ya da yazdığına dair kayıtlar yok.
Bu muhtemelen başka bir olası yanlış alıntının bir varyasyonudur: 'Benden önceki şairler ve filozoflar bilinçdışını keşfettiler. Keşfettiğim şey, bilinçaltının çalışılabileceği bilimsel yöntemdi.’ Ne yazık ki, bu alıntı için de doğrudan bir kaynak yok. İlk olarak, Philip R. Lehrman'ın tarihli bir dergi makalesinde yer almaktadır.
Bununla birlikte, Freud’un edebiyat sevgisi hakkında bildiklerimize dayanarak bunu söylemesi mantıksız durmuyor.
8) "Gestapo'yu herkese şiddetle tavsiye ederim.”
Nazilerin Freud'a kendisine “saygı ve düşünceyle” davrandıklarını belirten bir belge imzalatıldığına dair yaygın olarak tekrarlanan bir efsane vardır. Hikayeye göre Freud imzasının altına şunları ekledi: "Gestapo'yu herkese yürekten tavsiye edebilirim".
Belge daha sonra araştırmacılar tarafından bulundu ancak böyle bir yorum içermiyordu.
9) “Zayıflıklarımız gücümüzdür.”
Belki de tüm yanlış alıntıların arasında en motive edici olanı ancak Freud'un bunu söylediğine dair herhangi bir kanıt yok.
Freud, düşüncesinin böylesine özlü bir ifadeye indirgenmesini büyük olasılıkla küçümserdi, ama belki de burada bir Freudyen okuma var. "kırılganlık" kelimesi, Freud'un hadım etme kompleksiyle ilişkilendireceği "yara" anlamına gelen Latince vulnus kelimesinden gelir.
(Ç.N: Sözün İngilizce karşılığı “Out of your vulnerabilities will come your strength.” cümledeki “vulnerabilities” zayıflıklar demek ama etimolojik olarak Latince olan “vulnus” yani yara anlamına gelen kelimeden türer. Bundan dolayı bu sözün Freud’un kastrasyon kompleksiyle bağlantılı olduğu düşünülebilir. Ek olarak Freud’un ana dili Almanca olduğu için sözün Almancasını da inceleyerek mevzu bahis kelimenin de aynı latin kelimeden türediğini gördüğüm için bu bulgu benim açımdan da güçlendi diyebilirim.)
10) “Kavga etmek yerine küfür etmeyi seçen ilk insan, uygarlığın kurucusudur."
Bu yanıltıcı bir soru, çünkü Freud aslında buna benzer bir söz kullanıyor ama Freud aslında orada başka bir yazara gönderme yapıyordu. Freud şöyle yazıyor: "Bir İngiliz yazarın zekice belirttiği gibi, düşmanına mızrak fırlatmak yerine ilk kez hakaret içeren bir kelimeyi fırlatan adam, medeniyetin kurucusudur."
Bahsi geçen yazar ise “Esprili İngiliz yazar, nörolog John Hughlings Jackson”.
Londra Freud Müzesi (Freud Museum London) resmi sitesinin “10 Quotes Wrongly Attributed to Sigmund Freud” adlı yazısından alıntıdır. Orjinal kaynak için tıklayınız.
Freud S&#;zleri: Sigmund Freud'in Aşk, Sevgi Ve Hayat &#;zerine En G&#;zel S&#;zleri
G&#;zel S&#;zlerFreud S&#;zleri: Sigmund Freud'in Aşk, Sevgi Ve Hayat &#;zerine En G&#;zel S&#;zleri
Sigmund Freud, Psikanaliz ve alıntılar.
Sigmund Freud (Sigismund Schlomo Freud) kimdir ?
Sigmund Freud (6 Mayıs – 23 Eylül ), veya doğum adı ile Sigismund Schlomo Freud, psikolojinin en önemli alt dallarından biri olan psikanaliz biliminin kurucusu olan Avusturya doğumlu Yahudi nörologdur.
Kısaca,
Psikanaliz nedir, ne değildir ?
Psikanaliz ruhsallığın değişik boyut, süreç ve katmanlarını inceleyen bir bilim dalı; ruhsal soru, sorun, arayış ve bozukluklar konusunda etkili bir tedavi tekniğidir.
Psikanalizin öngördüğü ruhsallık modeline göre, insan zihni bilinçli, yarı-bilinçli ve bilinçdışı katmanlardan oluşur. Ruhsal sorunların önemli bir kısmı bilinçdışında bulunan çatışmalardan kaynaklanır.
Bu çatışmaların bilinçdışında tutuluyor olması, onların savunmalarla bilinçten dışarıya atılmasıdır. Analizan divanda serbest çağrışımla konuştukça, bilinçli katmandan gelen düşünce, duygu ve imgeler kadar, yarı-bilinçlilikte belirmeye başlayan belli bazı çağrışımlar da dikkat çekmeye başlar. Bunlar bilinçdışında tutulanların türevleridir.
Hastaların zihinsel süreçlerinin bilinç dışı unsurlarla olan bağlantılarını ortaya çıkarmaya çalışır.
Freud'a göre, bilinçdışına itimler yaşantıların kendileri değil, anıları üzerinde gerçekleşirler.
Ancak, söz konusu istekler gerçeğe dönüştürüldüğünde, daha doğrusu doyurulduğunda karşılaşılacak üzüntü ve pişmanlık duygusundan kaçınılmaktadır.
Psikanalizin ana metodu, serbest çağrışımın transferans ve direnç analizidir.
Analizana (hastaya), rahat bir halde, aklına gelenleri söylemesi söylenir. Burada, düşler, umutlar, dilekler ve fantaziler geçmiş aile yaşantısının birer anısı olarak ilgi konusudur.
Genellikle, analist sadece dinler ve sadece profesyonel kanaati gerektiğinde, yani hasta için içgörü uyandırma fırsatı yakaladığında yorumlar. Dinlemede, analist empatik tarafsızlığı, yani güvenli bir ortam yaratmak için geliştirilen yargılamayan duruşunu korur.
Analist, analizanın söyleminde ve davranışlarında beliren kalıp ve çekingenlikleri değerlendirirken, analizandan tüm dürüstlüğü ile bilincine ne gelirse konuşmasını ister.
Birçok klinisyen psikanalizi ciddi psikolojik bozukluğu olan olgular, örneğin psikoz, intihara meyilli depresyon ya da ağır tedavi edilmemiş alkolizm için önermez. Bu tip hastalar "analiz-edilemez" olarak nitelendirilir. Tipik uygulamalar klinik depresyon ve kişilik bozukluklarını içerir.
Şu an birçok psikanalist, analizin daha çok nevroz olguları ve kişilik ya da karakter sorunları yaşayan olgularda yararlı bir yöntem olduğunu iddia eder. Psikanalizin daha çok samimiyet ve ilişkilerin kökleşmiş sorunları ve oturmuş problemli yaşam kalıpları ile uğraşırken faydalı olduğuna inanılır. Terapötikbir tedavi olarak psikanaliz genellikle haftada üç ila beş görüşme ile sürer ve doğal ya da normal olgun bir gelişme için belli bir tedavi süresini gerekli kılar (üç ila beş yıl arası).
Psikanaliz öncelikle yaşam boyunca deneyimlenen ancak bilinçdışına itilenlerin hatırlanmasını sağlar. Bunun yanında, kısmen farkında olunan ancak bütünüyle hakim olunmayan anı, düşünce ve duygulara daha fazla hakim olunmaya başlanır.
Analizan bu hatırlama ve bütünsel farkındalıklarla, iç dünyasında olup bitenler arasındaki bağlantıları ve bunların yaşamındaki olaylara, ilişkilere, tekrar eden sorunlara ve içinden çıkamadığı durumlara nasıl sebep olduğunu görmeye başlar.
Bu kazanıma içgörü adı verilir. İçgörünün oluşumuyla, savunmalarla bilinçdışında tutulanların bilince kazandırılması gerçekleştirilmiştir. Bu çok önemli bir değişimdir çünkü savunmalarla bilinçdışında tutulanlar ortalıkta görünmeseler de, insanın ruhsallığını ve onun güdümündeki yaşamını etkilemeye ve hatta yönetmeye devam etmektedirler.
İçgörünün kazanımı, sadece farkında olunmayanların ve bilinçsiz tekrarların fark edilmesiyle oluşmaz. Bu sadece bir başlangıçtır. Bu fark edişlerin analiz odasında, çok yönlü ve tekrarlayan şekillerde çalışılması (buna psikanaliz dilinde "derinlemesine çalışılma" denir), öncelikle düşünsel olarak öğrenilenlerin, duygusal öğrenmelere dönüşmesini, sürekli ve kendiliğinden hale gelmesini sağlar.
Sigismund Schlomo Freud' dan bazı alıntılar
"Ruhunun derinliklerine in ve ilk önce kendini tanımayı öğren. Bunu yaptıktan sonra, bu hastalığa neden yakalandığını anlayacak ve belki de bir daha hastalanmayacaksın."
"Evrendeki en büyük gösteri, sen aklını keşfettiğin an başlar."
"Yaşamın amacı ölümdür."
"Güçsüz olduğumuz noktayı kabullenerek kendimizi güçlü kılabiliriz". 'Buna benzer Nietzsche’nin “Çelişkilerimiz, umutlarımızdır.” sözü de hayatın bir gerçeğidir.'
"Sevildiğinden emin olunca, insan ne kadar da cüretkar oluyor."
"“Söz” ile “sihir” başlangıçta aynı şeylerdi. Kelimelerin sihirli güçleri vardır."
"Özür dilemek, sizin haksız olduğunuz manasına gelmez. Karşınızdaki insana verdiğiniz değerin, egonuzdan yüksek olduğunu gösterir."
"“An” asla bir şeyi veremez: Anlamı. Mutluluğun ve anlamın yolları aynı değildir."
"Mutluluk dediğimiz şey, yoğun bir şekilde bastırılmış ve engellenmiş olan ihtiyaçların kısa süreliğine tatmin edilmesinden başka bir şey değildir."
"Doğaya her zaman bir ölüm borcun vardır."
"Vicdan dediğimiz şey, içimizde alevlenen belli bir arzunun, dış dünya tarafından reddedildiğinin iç dünyamız tarafından algılanmasıdır."
"Beklemesini bilen bir insanın hiç bir şeyden taviz vermesine gerek yoktur."
"İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı, güvenmemeyi, sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların “tecrübe” dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana “tecrübeli” denir."
"İnsanların çoğu özgürlüğü gerçekten istemezler; çünkü özgürlük sorumluluk gerektirir ve insanların çoğu da bundan korkar."
"Erkek sevdiği zaman arzu yoktur; arzuladığı zaman ise, aşk yoktur."
"Elde ettiğimiz başarıların peygamber veya tanrıların başarılarıyla boy ölçüşebileceğini zannetmiyorum. Nitekim Meryem Ana'nın mucizelerine inanan insan sayısı, bilinçdışının varlığına inanan insan sayısından çok çok daha fazla."
"Birine duyduğunuz sevgi ve sinir doğru orantılıdır. En çok sevdiğiniz insana herkesten çok sinirlenirsiniz."
"Özgürlük medeniyetin insana bir armağanı değildir. Hiç medeniyet yokken insanoğlu çok daha özgürdü."
"Kendini öldürme arzusu, daha derinde; başkalarını öldürme arzusunun projeksiyonudur."
"Kavga etmek yerine küfretmeyi seçen ilk insan uygarlığın kurucusuydu."
"İnsan Mutlu Olmak İster; Bu Yüzden Berbat Haldedir."
Freud, kızı Anna' ya yazdığı mektupta şöyle der, "Sevgili Anna, en güvendiğin insanlardan kötülük görüp üzülmen güçsüz biri olduğun anlamına gelmez. Fizik kurallarına göre; sırtını dayadığın bir nesne birdenbire giderse sen de o yöne doğru devrilirsin. Yani bunun güçsüzlükle alakası yok."
"Bir puro, bazen sadece bir purodur."