fuat bol emre bol / Fuat Bol - Vikipedi

Fuat Bol Emre Bol

fuat bol emre bol

Fuat Bol

NOT: Aşağıdaki yazı Muhyiddin ibn Arabi’nin Fütuhat-ı Mekkiyye eserinden derlenmiştir. F.B.

Öncelikle sevgili okuyu-cularımın Kadir Gecelerini tebrik ediyorum. “Bilmelisin ki, Kadir Gecesi’ne insan tesadüf ederse, bu, Allah Teâlâ’nın kendisine ihsanda bulunduğu bin aydan hayırlıdır.”

Allah Teâlâ Kadir Gecesi’nin bin aya bedel olabileceğini söylememiş, herhangi bir vakit belirtmeksizin bin aydan daha üstün saymıştır. Bu geceye ulaşan kul, bin seneden fazla (ama) belirsiz bir sürede ihlaslı bir halde Rabbine itaat etmiş gibidir.

Kadir Gecesi’ni aramak, bu gecenin gereği olan ve aranmasına yol açan birtakım sebeplere dayanır. Bu sebepler, Kadir Gecesi’nin büyüklüğü, onun indirenin büyüklüğü, (buna karşın) onu arayanın arama fiiliyle kendiliğindeki horluğudur. Çünkü kişi, değeri pek yüce olan bu iyiliği aramakla kendisini ona karşılık verecek büyük bir yoksunluk içinde olduğuna şahittir.

Çünkü kul, her ne vakit kulluğuyla özdeşleşmek isterse, kendi değeri küçülür ve en sonunda kendisini aslı olan yokluğa katar. Bundan daha değersiz bir şey de yoktur. O halde, yaratılmışın nefsinden değersiz bir şey yoktur.

Bu gece, aynı zamanda, ‘Kadir Gecesi’ diye isimlendirildi. Bunun amacı, huzur sahiplerinin o gecede kendi değerlerini, başka bir ifadeyle, değersizliklerini öğrenmelerini sağlamaktır. (Kendini bilmesini sağlamaktır; böylece Rabbini de bilmiş olur!)

Varlıkların en yoksulu, bir muhtaca muhtaç olan kimsedir. Öyleyse insandan yoksulu yoktur, çünkü Allah’ı ondan daha iyi bilen kimse yoktur (yoksunluk ve izzet çelişkisi)...

Allah Teâlâ Peygamber’ine (aleyhisselam) şöyle hitap eder: “Senin geçmiş ve gelecek günahlarını affetsin diye...” (Fetih suresi, 2. ayet meali) Müslim ve Nesai, Ebu Hureyre’den Peygamber’in şöyle dediğini aktarır: “Kim Kadir Gecesi’ni ayakta geçirirse...” (namazla ve ibadetle)

KENDİSİ GİTMEDİ,OĞLUNU GÖNDERDİ!..BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN HALEP SEFERİ'NDE UÇAKTAKİ KRAVATSIZ,YEŞİL KAZAKLI VE KOT PANTOLONLU "ESRARENGİZ" GAZETECİ KİM?.. MEDYARADAR AÇIKLIYOR!..

Bu haberi paylaş

Erdoğan'la Halep'e giden gazeteciler Yeni Şafak'tan Osman Tamburacı,Radikal'den Murat Yetkin,Sabah'tan Fatih Altaylı,Hürriyet'ten Ahmet Hakan,Milliyet'ten Hasan Cemal,Bugün Gazetesi'nden Murat Çelik ve Zaman Gazetesi'nden Ekrem Dumanlı'ydı.
Gazeteler genel yayın yönetmeni,Ankara temsilcisi,köşe yazarı seviyesinde temsil ediliyorlardı.
Gazeteciler her zaman olduğu gibi Başbakan'ın etrafında dizildiler ve Anadolu Ajansı muhabirine poz verdiler.Ancak kareye giren ve Başbakan Erdoğan'ın hemen arkasında,Murat Çelik ile Hasan Cemal'in arasında bir genç dikkat çekti.
Ne Anadolu Ajansı resimaltında,ne de diğer gazeteler kullandıkları fotoğrafta bu genci yazmadılar.Ancak medyaradar gizemli gencin peşine düştü ve buldu.
Bu genç Türkiye Gazetesi Genel Yayın Müdürü Fuat Bol'un oğlu Emre Bol.
Daha önce TGRT'de kameraman olarak çalışıyordu,bir süre sonra Türkiye Gazetesi spor servisine alındı.Spor servisinde Fenerbahçe muhabiri olarak görev yapıyor.Ve Başbakan'ın bu gezisine de babasının kontenjanından katıldı.Babasının koltuğuna oturdu ve objektife poz verdi.

Medyaradar-Özel

Eğri otursak da doğruyu konuşalım -1-

Haberin Devamı

2. Büyük Savaş’tan sonra egemen güçler, ABD, Sovyetler ve tırnakları sökülmüş olsa da İngiltere idi. Zira İngiltere, 1. Büyük Savaş’tan sonraki parselasyonda altın hissenin sahibi olan ülkeydi.

İkinci parselasyonda İngiltere ile ABD yer değiştirmiş; bu kez altın hissenin sahibi ABD olmuştur.

ABD, yeni düzenin (aslında düzensizliğin) egemen gücü olarak, diğer galip güçlerle dünyayı parselledi. Yaptığı, kurt taksiminden başkası değildi. Galip güçler vasi olup vesayet altına aldıkları ülkeler ise tek kelime ile kısıtlıydı. Diğer bir ifadeyle, bu ülkelerin hak ve menfaatlerinin korunup kollanması ve sorumlulukları vasi konumundaki devletlerin ellerindeydi.

1947 yılında İnönü’nün ABD ile yapmış olduğu anlaşmalarla başlayan, 1952’deki DP döneminde de, NATO ile sürdürülen bu birliktelik, ormandaki aslanla kurdun dost ve müttefikliğini andırıyordu.

ABD, işe bizim uçak, silah ve mühimmat fabrikalarımızı havaya uçurtarak koyuldu. Sizin en ufak bir şey üretmenize gerek yok, size ne gerekiyorsa biz vermeye hazırız dediler.

Gelip geçen tüm hükümetlerimiz (ziyadesiyle itaatkâr olanlar ise, darbe hükümetleriydi!) bu emre uydu. Ülkeyi, IMF’ye borçlandırılarak, emre amade hale getirdiler. Emre uymayıp en ufak yan çizen devlet ve siyaset adamlarımızı ise ya darağaçlarında sallandırdılar ya suikastlara kurban ettiler ya da alaşağı edip iktidardan uzaklaştırdılar.

Haberin Devamı

Bu denli istiskale uğrayan devlet-siyaset adamlarımızın bir kısmı: Adnan Menderes, onun bakan ve milletvekilleri ve üst düzey bir kısım bürokratları, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Turgut Özal, Necmettin Erbakan ve Recep Tayyip Erdoğan.

Günümüzde birileri, yüksek teknoloji ürünlerinin üretiminden ve ihracatından dem vuruyor. Bilinmelidir ki Necmettin Erbakan, Turgut Özal ve Tayyip Erdoğan olmasaydı, bu ülke hâlâ montaj sanayiinde patinaj yapmakla havanda su dövmeye devam edecekti.

Düşünsenize; 1960’da ihtilal oluyor, devletin kasasında memurlara verilecek para yok! ABD’nin verdiği dolarlarla memurların maaşı ödenebiliyor. İhsan Sabri Çağlayangil’in açıklamasına göre; 1973 yılına kadar MİT’in maaşlarını CIA ödemiş. Daha sonraki yıllarda, ülkenin başbakanı Bülent Ecevit, Özel Harp Dairesi’nin varlığından habersiz olduğunu söyleyecek; bundan da vahimi ise, bu kurumun maaşlarının ABD tarafından ödendiğini, kendisinden örtülü ödeneğin neredeyse tamamının, genel kurmay başkanı tarafından istendiğinde bilebilecektir.

Haberin Devamı

Yalnızca ifade edilen bu hususlar bize neyi anlatmaktadır? Görülüyor ki ülkenin derin devletinin kodları tamamen ABD’nin eline geçmiş. Böyle bir ülkede yerlilikten, millilikten ve gerçek manada bağımsızlıktan, kalkınmadan bahsedilebilir mi?

ABD’nin bizde oluşturduğu sözde devlet aklını görüyor musunuz? Bize biçilen ne menem demokrasiyse, atanmış genel kurmay başkanına güvenip sözde devlet sırrını veriyor (İşine gelen miktarını ve işine geldiği şekliyle); seçilmiş başbakana ise güvenilmiyor ve ondan devlet sırları esirgeniyor.

Ve o başbakan da ülkeyi idare ettiğini sanıyor!

Eğri oturup doğruları konuşmaya devam edeceğiz.

#FETÖ#PKK#ABD

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

Emre Bol TRT Spor'a geçti, meslektaşından sert tepki: 'Eğer babanız eski AKP milletvekiliyse...'

Yeni sezonda TRT Spor ekranlarında yorumcu olarak çalışacağını duyuran spor yorumcusu Emre Bol'a, meslektaşı Volkan Ağır'dan eleştiri geldi. 

Kişisel Twitter hesabında Bol'un söz konusu demecini alıntılayan Ağır, şunları kaydetti: 

"Eğer babanız AKP eski milletvekili Fuat Bol ise.. 2009'da stüdyoda kameramanken bir anda gazetede muhabir olup sonra köşe yazar ve 2022'de TRTSpor'da maç yorumlamaya başlayabilirsiniz. Bu süreçte de spora dair bir tanecik de olsa dişe dokunur bir işiniz olmasına gerek yoktur."

Emre Bol TRT Spor'a geçti, meslektaşından sert tepki: 'Eğer babanız eski AKP milletvekiliyse...' - Resim : 1

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır