garsonluk ekşi / evi satıp avrupa'da kral gibi yaşamak - ekşi sözlük

Garsonluk Ekşi

garsonluk ekşi

masayı toplayan garsona yardım etmek

  • şahsım olarak, yediğim tabakları içiçe koyup, üstüne kaşık-çatal, yanına da peçete kağıt falan varsa onları koyarım, hiç üşenmem yarattığım döküntüleri de peçete yardımıyla siler, sandalyemi de tekrar kimse oturmamış gibi yerine koyarım. avm self servislerindeysem eğer, tepsinin çöpünü tepsi masasındaki çöpe döker, tepsiyi de yerine bırakırım. otel gibi kalabalık yerdeysem tatilde falan, servis açılmasını asla kabul etmem, o hengamede servisimi de açarım, yine tepsimi, tabağımı, bardağımı toplarım.
    giderken de garsona hizmeti için teşekkür ederim, aşçı da gözüküyorsa ve yemek vasat değilse güzel yemekleri için yine teşekkür ederim.

    şimdi mevzuya geliyorum. avmye gittiğimizde bildiğin her masa çöp, adam yemek yememiş bildiğin masaya sıçmış afedersin, sonra o kalkıyor, bir başkası geliyor, şöyle tabakları eliyle ittirip pis masada yemek yiyiyor ne pislik ya. bunlar 14-15 yaş grubu evladım hiç görgün yok mu? bana göre aynı insan yani amaaaaaaan babane garson toplasın insanı, tuvalete girince amaaaaan temizlikçi sifonu çeksin der bir avuç boku bırakır gider.
    tabi garsona ve aşçıya nazik davranmanın bedeli olarak zaman zaman indirim, bazen çay, otellerde ise odaya meyve, içki, ve yemek yapma delisi olduğum için aşçıdan alınmış, muhteşem tarifler, bir kez girilebilen özel restaurantlara sınırsız giriş falan oluyor. (kendimiz içiyoruz diye az içki taşımadık garson eşeklere)
    sonuç olarak pislik yapmayın, garsonun görevi olabilir ama arkanızda bıraktığınız iğrenç masa sizin eseriniz, kendinize saygısızlık etmeyin, hafif bi düzeltin hiç değilse.

    bu arada garsonların birçoğu genelde part time üniversite öğrencileri oluyor, kıyamam ben onlara, gerekirse bulaşık ta yıkarım, ders çalışsın onlar.

  • içinde *insan sevgisi olan insandır. sonuçta garson marson o da bir insan evladı yardım etsek ölmeyiz ya. her canlıya yardım etmek güzeldir.

  • sadece bir gün yaptığım, daha doğrusu yapmaya çalıştığım garsonluk süresince en fazla 50-100 tl hesap bırakacak dingillerin küçümseyici tavırlarını ve hitaplarını gördükten sonra garsonlara karşı daha nezaketli davranıp, gittiğim yerlerde de elimden geldiğince ufaktan yaptığım eylemdir.

  • esnaf lokantasında bunu yapanın başımın üstünde yeri var. zaten esnaf lokantaları o kadar dar ki, iki üç müşteri üst üste oturuyor genelde. hep birlikte yiyoruz yemeği, sonra da hep birlikte topluyoruz garsonun da katılmasıyla.

  • benim sıklıkla yapıp, eski sevgiliminse rahatsız olduğu eylem.

    nereye gidersek gidelim, garsona alamadığı tabağı, çanağı uzatır işini kolaylaştırmaya çalışırım. eski sevgilim olacak odun ise benim bu hareketimden pek hoşlanmaz her seferinde "sen bırak ya, o kadar hesap ödüyoruz yapsınlar" tarzı bir tepki verirdi. onun bu tavrından dolayı da ezilmiş hissederdim kendimi, ne kadar salakmışım. kibir altında ezilen kendisiymiş halbuki. yani demem o ki, severim ben böyle naif insanları.

  • eğer düzen takıntısına sahip iseniz ve garsonun gelip masayı toplaması uzun sürmüşse yapılabilecek bir girişimdir. ayrıca garson ne kadar masayı silse de ille ki bir de ben silerim. böyle obsesif yönlerim de yok değil. *

    (bkz: ben)

  • empati de, kadınlık de, fakir ailede büyümek de ama o kadarla kal.

    gün boyu yorulan bir insana bir tabak uzatarak insanlık adına...

    elime yapışmıyor. o da işini savsaklamıyor.

    vesselam,

    "bir güzel kadeh tutuşun vardı eskiden, dirseğin iskemleye dayalı
    bir vakitler gökyüzüne dayalı, derdim ben"

    dirseğini gökyüzüne dayayanların işidir.

  • profesyonelce icra edilen garsonluk en az diğer meslekler kadar saygı gösterilmesi gereken bir meslek dalıdır. dolayısıyla garson dediğimiz adama/madama yardım etmek iyi niyet göstergesi değil garsonun işini yapmasına müdahale etmektir. bir nevi saygısızlıktır ve hatta varoşluk göstergesi olarak da algılanabilir.
    garson masayı toplarken sizin oturduğunuz yerde sabit beklemeniz, elinizi kolunuzu masanın üzerinden çekmeniz onun işini yapmasına ziyadesiyle yardımcı olacaktır zaten.

  • gidilen mekan kare tabakları,kravatlı garsonları olan bir restoransa kesinlikle yapılmamalıdır.otelcilik ve servis adabında boşları almanın,masayı toplamanın bir sırası,şekili vardır.müşteriler tabakları toplarsa garson tek bir defada on tabak taşıyabiliyorsa üç tabağı anca mutfağa götürebilir masaya sefer eder durur ve kızabilir.garson siz masayı topladığınızda aşağılanmış hissetmekten ziyade baktığı masaları kontrol eden şef,patron kısmından gelebilecek bir tepkiden çekinebilir o yüzden rahat olun masaya bakan garsonu çağırın ve masayı toplamasını isteyin o gerisini halleder.garsonlarn masayı toplarken en nefret ettiği durumlardan birisi de kullanılmış kürdanı yirmi parçaya ayırıp masanın üstüne öyle bırakan müşteridir kesinlikle yapmayınız çok küfür yersiniz haberiniz olsun.

  • bir an önce toplasın da gitsin baabında yapılan harekettir.

ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.

Garsonluk yapmadım Amsterdam'da dostum ama hiç durma git. Ne kadar kötü olabilir ki su ülkeden


  • lacrim  (26.03.17 21:12:47) 

amsterdam a gittim, bi kere herkes çok memnun hayatından, garsonlar flnda hep süper ilgili ve mutluydu, benim de dikkatimi çekmişti. ama türk lokantalarında çalışanlar yine asık suratlıydı.

konuyla ilgili ancak böyle bir yorumum olabilir...

  • nucleon  (26.03.17 21:25:25) 

şartları oldukça iyi diye duymuştum bir polonyalı ve hollandalıdan. polonyalı; polonyalılar hollandaya gitmek istiyor çalışmak için çünkü şartları harika, hollandalı ise; hollandalılar ise çalışanlar genelde polonyalı bulmak istiyor çünkü hollandalıların emek ücreti çok yüksek demişti. e polonya vs türkiye karşılaştırması yaptığımızda ise türkiye rakamsal olarak biraz üstünde olsa da daha kaliteli bir hayat yaşadığımızı sanmıyorum.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (26.03.17 21:28:32) 

@lacrim haklısın, sadece hayal kurabilmek için bazı bilgileri toplamaya çalışıyorum


  • 0326  (26.03.17 21:35:22) 

@nucleon türk patronlar acaba kötü mü?


  • 0326  (26.03.17 21:37:33) 

ya bence türk patrondan değil o olay, bizim türkler mutlu olamıyor gibi geliyor bana, çünkü burda da genel olarak insanlar memnun değiller hiçbir şeyden.

ama bir de dönercide çalışmak var, seafood bar da çalışmak var sanki?

  • nucleon  (26.03.17 21:40:15) 

@proletarier aller lander vereinigt euch sevindim anlattıklarına :)


  • 0326  (26.03.17 21:44:09) 

@nucleon biraz da olsa asimile olmayı göze almıyosan göçmemelisin memleketinden zaten. şu ana kadar expat sitelerinden halk hakkında, normlar hakkında bir çok şey okudum. kurallar, düzen kafama uyan şeyler. hayatı idame ettirme koşulları açısından soruyorum bunu biraz


  • 0326  (26.03.17 21:48:16) 

15 bin dolar karşılığında Ağrı'dan Kanada'ya gidiyorlar

Ağrı’daki yurttaşların 10 -15 bin dolara arası değişen parayı ödeyerek kaçak yollardan Kanada’ya gittiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre yurttaşlar önce kaçakçılar ile irtibata geçiyor, ardından ücreti ödeyerek Meksika’ya, Meksika’dan ABD’ye geçiyor. ABD’den de Kanada’ya giden yurttaşlar burada siyasi sığınmacı oluyor. Kanada’ya giden mühendis, sağlıkçı yurttaşlar ilk olarak ev temizliği, bakıcılık gibi işler arıyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba başkanlığındaki CHP Esnaf Masası da geçen hafta Ağrı’da yurttaşların sorunlarını dinlerken iş bulma umuduyla Kanada’ya kaçıldığı bilgisi de kendilerine aktarıldı.

Esnaf Masası heyetinde yer alan CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, yurttaşların hayat pahalılığı ve işsizliğe karşı çözümü yurt dışına gitmekte bulduğunu belirterek, “Bir köyde onlarca kişinin tefecilerden borç alarak, yurt dışına giderek, özellikle Kanada’da hayata tutunmaya çalıştıklarına şahitlik ettik. Ülkemizi bu hale getirenler bunların sorumlusu. Gördüğümüz manzara, okumuş sağlıkçı, avukat, hemşirelerin yurt dışında ayakta durmaya çalıştığı” dedi.

MEKSİKA, ABD, KANADA GÜZERGAHI

HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir ise Ağrılı yurttaşların işsizlik ve yoksulluk nedeniyle kaçakçılık şebekesinin eline düştüğünü, yurttaşlardan alınan yüklü para ile onları önce Türkiye’den vize istemeyen Meksika’ya, Meksika’dan da kaçak yollar ile ABD ve Kanada’ya götürdüğünü söyledi.

Taşdemir, şunları söyledi:

İŞSİZLİK UMUDU YİTİRDİ

Ağrı’da son bir yıldır yurt dışına ve özellikle Kanada’ya genç nüfus akışı söz konusu. İlimiz genç nüfusun yoğun olduğu aynı zamanda genç işsizliğinin Türkiye ortalamasının üzerinde olan bir kent. Türkiye’nin en yoksul kentleri arasında. Hizmet, sağlık, iş yaşamı, kültürel etkinlikler bakımından koşullar çok ağır ve derin bir yoksulluk yaşanıyor. Gençler metropollerde inşaat sektöründe çalışmak zorunda kalıyor. Birçoğu da maalesef buralarda güvencesiz, sigortasız işlerde çalışmak zorunda bırakılıyor. Her yıl onlarca genç inşaatlarda yaşamını yitiriyor. Gençler artık metropollerde yaşanan haksızlık, hak gasplarından kaynaklı bir şekilde ülkeyi terk etmek zorunda kalıyor.

TEFECİDEN BORÇ ALIYORLAR

Ailelerimiz de kalabalık, kardeş sayısı fazla. Birinin yurt dışına gönderilmesi ailenin geri kalanının kurtuluş umudu olarak görülüyor. Bir umut oluşturuluyor. Son dönemlerde de Ağrı’da belli gruplar üzerinden bir organizasyon şeklinde yapılıyor. İnsan kaçakçıları üzerinden yüksek meblağlarda Kanada’ya göndermek için büyük borç altına giriyorlar. Tefecilerden borç alıyorlar, toprağı olan toprağını satmak zorunda kalıyor. Bir şekilde bir sermayesi varsa, evleri varsa evlerini satmak ve borç yapmak durumunda kalarak, çocuklarını bu insan kaçakçıları aracılığıyla yurt dışına gönderiyorlar. Yoğun bir gidiş söz konusu. Yaptığımız ziyaretlerde de çok fazla gündemimize geliyor. İnsanlar gelip bunu da ifade ediyorlar. Hemen hemen her köyde giden onlarca genç söz konusu.

GÜZERGAH MEKSİKA

Güzergah olarak Meksika tercih ediliyor. Meksika Türkiye’den vize istemeyen bir ülke. Bir şekilde gençler uçak bileti alınarak, Meksika’ya götürülüyor. Orada da insan kaçakçıları aracılığıyla ABD’ye geçiriliyor. ABD’de bir şekilde kamplarda kalıyorlar. İnsan kaçakçılarına ciddi meblağlar vererek, ABD’de kalıyorlar ya da Kanada’ya geçiriliyorlar. Ciddi bir organizasyon söz konusu, büyük meblağlar dönüyor.

KAMPLARDA KALIYORLAR

Çoğu orada mağdur oluyor. Özellikle beni arıyorlar. Kamplarda kalacak yer bulamıyorlar. İşsizler ve bir şekilde o ülkede de kendi başlarına bırakılmışlar. Kişiler götürülüp ABD’nin herhangi bir eyaletinde bırakılıyor. Bana da aileler çok ulaşıyor, kendileri de çok ulaşıyor.”

“BAKIYORUM FİLAN GENÇ GİTMİŞ. KONUŞULAN 5-6 BİN GENÇ”

CHP Ağrı İl Başkanı Nihat Aslan, yurttaşların iş bulmak için Kanada ve ABD’ye gittiğini açıklayarak, “Kimi borç yaparak, gidiyor, kimisi tefeciden borç alıyor, kimi hayvanını aracını satarak gidiyor. Mecburlar iş bulamıyorlar. Çalışmak için gidiyorlar. Hep Kanada ve ABD’nin adı geçiyor.  Bir bakıyorum falan kişi yok, nerede gitmiş. Ortalıkta konuşulan 5-6 bin genç gitti” diye konuştu.

NİTELİKLİ İŞ GÜCÜ KANADA’DA

Aktarılan bilgilere göre Kanada’ya giden Ağrılılar dernek kurdu ve geçtiğimiz günlerde kongresini bile yaptı. Kanada’daki Türkler arasında nitelikli iş gücü de var. Sosyal medyada kurdukları gruplarla birbirlerine destek olmaya çalışan Türklerin paylaştığı mesajlar ülkedeki emek ve beyin göçünü gözler önüne seriyor. Paylaşım yapan bir Türk kadını, arkadaşı için iş aradığını “Yaklaşık 1 senedir Kanada’da bulunan bir arkadaşım için iş arıyoruz. Bir restoranda mutfakta çalışıyordu ve işten çıktı yakın zamanda. Türkiye’de hemşirelik yapıyordu. Temizlik, bakıcılık, kuaförlük, yemek, terzi işleri vs. gibi acil iş arıyor” diye açıkladı.

“KAÇAK GELDİM, 90 BİN DOLAR MAAŞ ALIYORUM”

Kanada’ya gitmek isteyen bir yurttaş, yaptığı paylaşımda kaynakçı olduğunu ve turistik vize ile gitmesi halinde ülkede iş bulup bulamayacağını sordu. Bir yurttaş ise paylaşımın altına şu yanıtı verdi:

“Ben kaçak geldim Kanada’ya. Üç yıl oldu neredeyse. İlk geldiğimde kaynakçı olarak zaten başladım ama farkımız seninle, benim elim kolum uzun. Abilerim vardı. Şu anda senelik 90 bin dolara yakın maaş alıyorum. Argon kaynakçısıyım. Sesini çıkarma, boş konuşanlara kulak asma. Hayal kurmak güzeldir ama hayali gerçeğe çevirmek daha güzeldir.”

“MÜHENDİS EV TEMİZLİĞİ İÇİN İŞ ARIYOR”

Başka bir Türk kadını da yaptığı paylaşımda, 1,5 yıl Türkiye’de mühendislik yaptığını ve Kanada’ya eşiyle beraber gittiğini aktararak, “Merhaba. Ben Şeyma Kanada’ya yeni geldim. Ilac dil okulu öğrencisiyim. Türkiye’de mühendisim 1.5 yıl kadar çalıştım. Bebek bakımı, ev temizliği, garsonluk vs. gibi isler arıyorum. Aciliyetim var geri dönüşlerinizi bekliyorum. Victoria Park’ta yaşıyorum ama mesafe önemli değil beni için” dedi.

Kanada’ya yasal yollardan gitmek için yaptığı başvuru reddedilen başka bir kadın yurttaş ise “Merhaba, sağlıkçıyım, eşim kanadalı,1,5 ay önce visit vize başvurdum, dün ret yedim itiraz edeyim ya da dava açarsam olumlu cevap gelir mi?” diye yasal yollardan gitmenin yolunu aradı.

Kanada’ya iltica etmek isteyen bir yurttaş ise “Kanada’ya iltica süresi nasıl işliyor? Nasıl başvurabilirim?” diye sordu.

OPERASYON YAPILMIŞTI

Ankara Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü, yasal olmayan yollardan ABD ve Kanada ülkelerine geçişlerini sağlayan uluslararası suç şebekesine dört aylık takibin ardından operasyon yapmıştı. Emniyet kaynakları Türkiye'de özellikle doğu, güneydoğu ve diğer illerinde yaşayan kişilerin ABD ve Kanada ülkelerine gitmek için yasal olmayan yöntemleri tercih ettiklerini, Ağrı'da bulunan şebeke üyelerinden C.Y., D.A.'ya ulaşıp ABD ve Kanada gidebilmek için kişi başına 10 bin ile 15 bin dolar arasında bir ücret verdiklerini aktarmıştı.

Şebeke önce yurttaşları vize sorunu olmadığı için Meksika’ya yönlendiriyor, buradan ABD ve Kanada’ya götürüyordu. Şebeke üyeleri tarafından ABD sınırına yakın Ciudad Juarez şehrine götürülen kişiler, uzun süren beklemenin ardından müsait bir anda sınırdan ABD'ye geçiş yaparak sınırda bulunan ABD'li polislere teslim oluyordu. Kaçak yollarla giren kişiler için oluşturulan kamp alanına götürülerek teslim ediliyordu. Şebeke üyelerinin planı burada devreye girerek anlaştıkları avukatlar aracılığı ile kişiler kamp alanından kurtarılarak ABD’ye geçiş yapmaları tamamlıyordu. Kanada'ya geçiş yapmak isteyenler ise oradan aynı yöntem ile gönderiliyordu.

Ankara Göçmen Kaçakçılığıyla Mücadele ve Hudut Kapıları Şube Müdürlüğü ekipleri tespitlerinin ardından Ankara, İstanbul ve Ağrı’da eş zamanlı düzenlediği operasyon ile O.A., M.S.S., A.A., M.K., C.Y., D.A. ve İ.U gözaltına almıştı. Şebeke üyeleri suçlarını kabul etmişti.


türkiye'de derece alanlar abd'de garson oluyor

  • yurt dışındaki garsonları kızdırmış açıklama.

  • bir seneye kalmadan içerisinde bulunacağım grup.

    yüksek malzeme mühendisi olmama,iyi okullardan mezun olmama ve türkiye'nin en büyük şirketlerinden birinde çalışmama rağmen gerçek şu ki; gelişmiş ülkelerden birinde garson olmak, burada bilimle uğraşmaktan ya da düz bir beyaz yakalı olmaktan çok çok iyidir.

    ve lanet olsun garson olmanın hayalini kurduran ülkeye, o kadar emeğe rağmen.

  • saray'a dalkavuk olacağıma elin amerikalısına garson olurum daha iyi. tanım:çok yakışıksız bir beyanat.

  • resmi bütün olarak göremediği için mantıklı bir yorum yapamamış kendisi.

    iran ne yaşıyorsa kendi yaptıklarından yaşıyor. kalanlar da memnun, gidenler de..

    en başından itibaren, okuyup meslek sahibi olmak için bu kadar kasıp çabalamanın amacı nedir diye sorduğumuzda verilen cevapların %90 aynı olacağını tahmin ediyorum; iyi bir meslek sahibi olup huzurlu rahat bir hayat sürmek, aileme ve çocuklarıma iyi bir gelecek hazırlayabilmek.

    işte tam da bu noktada malesef ülkemizde çıkmaza giriyoruz. bazılarımız köprüyle otoyolla avunup tatmin olabilseler bile büyük çoğunluk malesef farklı düşünüyor. ne kadar hayallerinizi aşsanız da bir yerde tıkanıyorsunuz. amerikada, almanyada garson olanların bu amaçlarına erişmeleri malesef bizim ülkemizdeki birincilerden daha kolay, daha kesin. google a girip bir "retired people" yazın, birde "emekli insanlar" yazıp çıkan sonuçlardaki görsellere bakın, ne demek istendiğini çok daha iyi anlayabilirsiniz.

    bu durumda iranda kalanlarla aynı kaderi paylaşacağıma, kaçanlarla aynı kaderi paylaşırım daha iyi..

  • bilkent mezunu bir arkadaşım abd de pahalı bir restoranda 20 yıldır komilik yapıyor. hayır yani insan garsonluğa yükselir ama yok o memnun. bindiği tahoe türkiyede 1 milyon lira. bahçeli evde oturuyor. burada iş bulamayıp oralara gitti.

  • her giden pompacı veya garson olarak gitmiyor.
    giden arkadaşlarım arasında tesla'nın roket şirketinde mühendis olarak çalışan var. zaten böyle bir insan trde kalsa ne yapacak? gitmek için herkesin belli sebepleri var. en önemli sebep gelecek kaygısı! insanlar devlet meseleleri ile uğraşmaktan bıktı. herkes kendi hayatına odaklanmak istiyor ama kim gelse yakasını bırakmıyor. düşün şu masum insanların yakasından!

  • bir de bu beyin göçünü ülke tarihinde hiç olmadığı kadar hızlandıran, ülkede okumuş ne kadar insan varsa hepsine karşı haçlı seferi ilan etmiş ; "okumamış insanın ferasetine güvenen" iktidara bişeyler söyesen hani ilber reyiz?

    yani sanki adamlar ülkeyi çok iyi yönettiler, her yeri güllük gülistanlık ettiler de millet müzmin kaşıntısından dolayı yurtdışına gidiyor.

    burada kaç yıllık emekle okuyan / okutulan, memleketin en gözde okullarına giren o çocuklar gidip de ecnebi memlekette "garson" olmayı burada yüksek maaşlı / statülü işe tercih ediyorsa eleştirilecek olan halk değil, o halkı bu hale sokan, yakın zamanda kütüphane armağan ettiklerin değil midir?

    bir kere de güçlüler karşısında el pençe divan durma, zülfiyare dokunmaktan bu kadar korkma da şaşırt bizi be ilber reyiz.

  • öğrenciyken work and travel programı ile gitmiştim. orada gördüğüm profesyonel garsonlar fena para kaanmıyorlardı. hatta hayatımda bindiğim ilk mustang bir garsona aittir. mesele yaptığın iş veya kazandığın para değil farklı bir gelecek beklentisi ile gidiyor insanlar oraya.. neden tutamıyoruz ülkede diye kafa yorulması gerekirken yaptığımıza bakın.

  • öncelikle " ilim takdir edilmediği yerden göç eder "

    ülkedeki sistemin hali belli. akademisyen alımları adrese teslim yapılıyor. verilen tezlere bakıyoruz adam sadece sayfa numaralarını yazmış. erzurum ' daki tez olayi bunun en güzel örneğidir.

    ülkede ilim yok. bilim yok. üretmeye, hizmet etmeye çalışıyorsun. sonuç ???!!

    ekşi sözlük gibi bir yerde bile "doktorlar dayağı hak etmeli !! öğretmenlerin yata yata para alması " vb bir sürü başlık açılıyor. soruyorum adam niye bu ülkede kalsın ?

    adaletin yok ! can güvenliğin yok ! yaptıklarının maddi karşılığını alamıyorsun ! silahlanma had safhada ! yaşam alanın yok ! farklıysan linç ediliyorsun !! niye bu ülkede adam kalsın ?

    gider garsonluk yapar. kafası rahat olur. ilber hoca gayet mantıklı konuşmuş.

  • şerefli bir garsonluğu her zaman tercih ederim...

  • nest...

    oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır