Gazap Savaşı

#1 New York Times Çoksatanı
Indie Next Listesi Seçkisi, 2015
Amazon En İyi Gençlik Romanı, 2015
New York Halk Kütüphanesi En İyi Gençlik Romanı, 2015
Seventeen Magazine En Ä°yi Roman, 2015
YALSA En İyi Gençlik Romanı, 2016

Her Şafakta Bir Hayat.

Cani bir katil tarafından yönetilen bir diyarda, her şafak bir başka aileye kalp acısı getirmektedir. On sekiz yaşındaki Horasan Halifesi Halid her gece yeni bir eş almakta ancak sabaha kalmadan gencecik kadınların hayatına son vermektedir. Can dostu, Halid'in kurbanlarından biri olan Şehrazad, intikam almaya yemin eder ve gönüllü olarak Halid'e gelin gider. Sadece hayatta kalmaya değil, halifenin dehşet saçtığı hükümdarlığı yerle bir etmeye de kararlıdır.
Şehrazad zekası ve azmi sayesinde her gece Halid'in aklını çelip büyüleyici hikayeler anlatarak hayatta kalmayı başarsa da bir sorun vardır: Genç kız can dostunu öldüren katile günbegün aşık olmaktadır. Üstelik bu mermer ve taştan sarayda hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlamaya başlamıştır. Şehrazad, zalim çocuk hükümdarın genç kızları neden öldürdüğünü ortaya çıkarmaya ve bu döngüye bir son vermeye karar verir.

"Taht Oyunları'nın heyecanı Binbir Gece Masalları'nın aşk hikayesiyle kesişiyor."
- US Weekly -

"Sayfalar elinizden akıp giderken kendinizi altın rengi sıcak kumların üstüne kurulmuş serin mermer avlularda, baharatlı içeceğinizi yudumlar halde bulursanız şaşırmayın. Büyüleyici bir hikaye. Tıpkı benim gibi siz de aşık olacaksınız."
- Marie Lu, Efsane ve Genç Elitler'in New York Times çoksatan yazarı -

"Hayaller kurduracak kadar romantik, bağımlılık yapacak kadar heyecan dolu."
- Kirkus Reviews -

"Capcanlı bir hayal gücüyle kaleme alınmış güçlü karakterler sayesinde her sayfa entrika ve aşk dolu."
- Publishers Weekly -

"Bu kitap bir peri masalı. Kendi başına bir klasik olmayı hak ediyor."
- VOYA -

"Siyasi entrikalar ve isyan arka planı oluştururken sadakat, yakıcı romantizm ve zorlu çöl kentindeki büyülü olaylarla kurulmuş bir öykü."
- Booklist -

"Zengin Ortadoğu kültürü, yazarın yarattığı dünyaya pek çok detay katmış. Gençlerin gönlünü fethedecek."
- School Library Journal -

"Merak uyandırıcı bir kitap. Yazar, Binbir Gece Masalları'nı farklı bir açıdan yeniden kurguluyor."
- Shelf Awareness -

GÜL VE HANÇER

Gök ne kadar karanlıksa yıldızlar da o kadar parlar.

Savaşın eşiğindeki topraklarda Şehrazad çok sevdiği kocası Horasan Halifesi'nin yanından ayrılmak zorunda kalır. Bir zamanlar korkunç acılar yaşatan kalpsiz bir katil olduğunu düşündüğü Halid'in sırları ortaya döküldükçe karşısında sıradışı bir adam ve karşı koyamadığı bir sevgi bulmuştur. Ancak bir lanet yüzünden Halid'le yolları sonsuza dek ayrılmak üzeredir.
Ailesiyle tekrar bir araya gelen Şehrazad'ın sığındığı çölde, Halid'e karşı gelip imparatorluğu yıkmak için hazırlık yapan bir ordu da toplanmaktadır. Üstelik başında Şehrazad'ın çocukluk aşkı vardır. Sevdiklerine duyduğu sadakat yüzünden köşeye sıkışan Şazi, içindeki sihri kullanarak bu korkunç laneti yok edip yaklaşan savaşı engelleyebilmek için bir başına yola çıkar. Fakat hayatta kalabilmek için kendi düşmanlarını da yenmelidir.
Gazap ve Şafak'la başlayan macera, Şehrazad'ın en büyük aşkına tekrar kavuşabilmek için her şeyi riske attığı bu kitapla sona eriyor.

"Ateşli bir romantizm, cesur bir kadın kahraman, değişken sadakatler. Tabii bir de sürprizler."
- Booklist -

"Kılıç düelloları, sırlar ve fedakarlıklarla dolu bu fırtınalı kitapla Renee Ahdieh hayal gücünün sınırlarını zorladığı seriye şahane bir son yazmış."
- USA Today -

"Her şeyin ötesine geçen, dillere destan, gümbür gümbür çağlayan bir aşk. Öykülerle ilgili bu öyküde aşk, 'kelimeler olmadan konuşmak' ne demek ortaya koyuyor. Heyecan dolu ve duygu yüklü."
- Kirkus Reviews -

"Tatmin edici, hızlı bir sonla Ahdieh ailelerin çıkardığı zorluklar ile sonsuz sadakati incelikle işleyerek kolay kolay aklınızdan çıkmayacak bir aşk hikayesi kaleme almış."
- InStyle -

"Fantastikseverler bu sıradışı devam kitabını çok beğenecek."
- Buzzfeed -

"Şairane bir tarz ile güçlü bir konu ve zengin detaylar birleşince ortaya romantizm ve aksiyonun harika bir karışımı çıkmış.
Modern bir klasik."
- School Library Journal -

"Okumayı bitirdiğimden beri aklımdan çıkmıyor. Etkileyici, heyecanlı ve mükemmel kurgulanmış bir eser."
- Lauren DeStefano, The New York Times çoksatan yazarı -

Gazap Savaşı

Valar ordusu : Finarfin, Eärendil, Vanyar, Noldor, Kartallar ve Eönwë

Kuzey ordusu : Morgoth ve Balroglar, Orklar ve Ejderhalar dahil köleleri

Son derece muazzam

Sayısız

Şiddetli

Neredeyse tüm güç

Tarih[]

Başlangıç[]

Birinci Çağ'da 500 yıl geride kalmış, MorgothOrta Dünya'da güçlenmiş; Noldor hayatta ancak hepsi düşmüş, Orta Dünya'nın Elfleri ve İnsanları Morgoth tarafından sürüler halinde ele geçirilmiş ve Angband çukurlarında köleleştirilmişti. Gondolin Kuşatması'ndan sonra, Noldor'un etkili figürlerinin neredeyse tamamı öldürüldü, ancak Ulmo tarafından korunan bir avuç kurtulan kaçtı. Bunların arasında alnında Silmaril taşıyan denizci Eärendil vardı ve oraya ayak basan ilk ölümlü kana sahip kişi olarak Valinor'a geldi. Valar'a köleleştirilmiş elflere ve Orta Dünya insanlarına yardım etmesi ve onları Morgoth'un zulmünden kurtarması için yalvardı.

Valar, Eärendil'in yalvarışından etkilendi ve Valinor'daki Vanyar ve Noldor ile birlikte, Falmari'nin gemilerine binerek güçlü bir ordu ile Orta Dünya'ya geldi. Yine de Birinci Akraba Kıyımı konusunda hala acılı olan Teleri, savaşa katılmadı. Ordu Beleriand'ı geçti ve Anfauglith ovasında Morgoth'un güçleriyle karşılaştı. ^[2]

Büyük Savaş[]

Valinor ve Morgoth'un muazzam orduları, sonradan savaşçıların muazzam güç mücadelesi tarafından tahrip edilen Beleriand bölgesinde karşı karşıya geldi. Morgoth'un dizili orduları sayısızdı ve dağlar Valar botlarının altında çınladı; Kuzey bütün savaşla alevlendi. Valinor'un ordusu başlangıçta Morgoth'un orklarını Beleriand'ın kıyılarından sürdü ve ileri doğru yürüdüklerinde Sirion Nehri'nde durdular ve neredeyse kırk yıl boyunca Valinor'un ve Morgoth'un orduları bu nehir ve bölgede acı bir şekilde rekabet ettiler. Valarian kuvvetleri Morgoth’un topraklarına bir ayak izi ve geçit sağlamak için mücadele ederken her iki taraftan da ciddi kayıplar verildi.

Bununla birlikte, bu kırk yıl boyunca Valar nihayetinde Sirion'da baskı kurdu ve Morgoth'un kuvvetlerini geri sürdü; onlar ve müttefikleri sonunda kaçan ve dünyanın derinliklerine saklanan birkaçı hariç tüm Balroglar'ı yok etti. Ork ordusu, büyük bir ateşteki saman yada sıcak bir rüzgârın önündeki yaprak gibi yok oldu. Edain'in Üç Hanesi Valar'la birlikte savaşsa da, diğer birçok insan Morgoth'un yanında savaştı ve öldü, bu da onların elfler tarafından hor görülmelerine neden oldu. Savaş son yıllarına taşındığında, Morgoth yenilgiye uğradı ve nihai silahını, Valar tarafından daha önce hiç görülmemiş olan kanatlı Angband ejderhalarını salıverdi. Valar şaşkınlıkla kaldı ve ejderhaların getirdiği yıkımla aşıldı ve bölgeye geri sürüldü. Bu ejderhaların lideri, Arda tarihinin en büyük ve en güçlü ejderhası olan Siyah Ancalagon'du ve ejderha sürüsünün Valar'a vermiş olduğu zarar çok acı vericiydi. Ejderhalar vardıklarında gökler şimşek çaktı ve alevle patladı ve Morgoth'un ordusu Valarian kuvvetlerini iterek onları Angband'dan uzaklaştırdı.

Valar için durum kötüleştiğinde, Eärendil gök gemisi Vingilot ile birlikte, büyük kuş ve kartal sürüleriyle birlikte geldi ve ejderhalarla savaştılar. Sonunda Eärendil tam yirmi dört saat süren bir kavgadan sonra ejderha ordusunun en güçlüsü Ancalagon'u öldürdü. Ancalagon düşerken Thangorodrim kulelerini kırdı. Ancalagon’un katledilmesiyle Valar'ın morali yenilendi ve kaybedilen bölgeyi aldılar ve sonunda Morgoth'un ejderhalarının geri kalanını katlettiler. Onlarla birlikte Morgoth'un diğer güçlerinin çoğunluğu kısa sürede mağlup oldu, hayatta kalanlar dünyanın derinliklerine ve Valar'ın bile erişemediği yer altındaki yerlere sürüldüler. Kısa zaman sonra Morgoth'un gücü tamamen dağıldı ve elinde yalnızca Angband kaldı.

Morgoth, yakalandığı Angband'ın en derin zindanlarına kaçtı. Bu noktada, Morgoth'un gücü önemli ölçüde zayıflamıştı ve düşmanlarına meydan okumak yerine, barış ve görüşme talep etti, ancak ayakları kesildi ve Morgoth yere düştü. Eski zinciri Angainor ile bağlandı; Halen elinde bulunan iki Silmaril, MaiaEönwë tarafından alındı ve korundu (bu nedenle daha sonra Maedhros ve Maglor tarafından çalınmıştır). Sonunda Valar onu, “Son Savaş ve Kıyamet Günü'ne kadar kalacağı“ Gece Duvarı'nın içinden, Dünyanın Duvarları'nın ötesinde, Zamansız Boşluğa itti. Ancak ondan sonrasında tamamen yok edilecektir. ^[2]

Sonrası[]

Yenilgisinin ardından sayısız köle Morgoth'un zindanlarından kurtuldu ve büyük ölçüde değişen bir dünyaya baktılar. Her iki tarafın öfkesi toprağın çoğuna zarar vermişti. Kuzeydeki bölgeler dağıldı, nehirler oluştu veya yok edildi, dağlar ve tepeler değişti. Savaşın enkazı gerçekten de büyüktü; Ered Luin'in batısındaki arazinin çoğu ve aynı zamanda dağların orta kısmının büyük bir kısmı, çöpe döndü ve kısa bir süre sonra dalgaların altına battı. İki büyük Cüce şehri olan Nogrod ve Belegost da mahvoldu, halkları kaçmak zorunda kaldı. Elflerin çoğu Batı'ya, diğerleri Doğu'ya gitti. Valar, Edain için yeni bir ev olarak Batı Denizi'ndeki Númenor adasını yükseltti. Ancak Morgoth tamamen yenilmemişti; Baş teğmeni Sauron hayatta kaldı ve onlardan korkarak Valar'a teslim oldu. Valinor'a dönmesi emredildiğinde, Sauron kaçtı ve daha sonra efendisinin isteğini sürdürmek için bir kez daha yükseleceği Orta Dünya'da derinlere saklandı. Gazap Savaşının korkunç yıkımı Valar'ı, Orta Dünya'ya insanların ve elflerin iyiliği için doğrudan müdahale etmekten kaçınmaya ikna etti. Sonuç olarak, Sauron çok güçlenecek ve sonraki iki çağda oradaki özgür insanlar için yıkıcı bir rakip olduğunu kanıtlayacaktı. Utumno Kuşatması'nda olduğu gibi Valar her şeyi bilen değildi ve Morgoth'un yaratıklarının her birini takip edecek bilgi ya da güçten mahrumdu. Sauron ile birlikte, Morgoth'un bazı yaratıkları kaçtı ve Orta Dünya'da yaşayacaklardı. ^[2][3]

Notlar[]

Referanslar[]