gaziantep ramazan imsakiye 2020 / Gaziantep iftar saati bugün ezan kaçta Gaziantep imsakiyesi - Internet Haber

Gaziantep Ramazan Imsakiye 2020

gaziantep ramazan imsakiye 2020

Gaziantep İmsakiye Ramazan

Bereket ve rahmet ayı Ramazan Nisan ayının 24'ünde başlıyor. Ramazan ayında oruç tutmak için Gaziantep Ramazan imsakiyesine bakarak saatleri öğrenebilirsiniz. Ramazan ayında gerçekleşen oruç sayesinde müslümanlık dininin gerekliliğini yerine getirirken Gaziantep Ramazan İmsakiyesini inceleyebilirsiniz. Örneğin Ramazan ayınının ne zaman başlayacağını bilmek için ihtiyaç duyacağınız imsakiyeye sayfalarımızdan ulaşabilirsiniz. Ne zaman oruç tutulacak, kimler oruç tutamaz, il il iimsakiye, bayram namazı ne zaman bilgilerine ulaşabilirsiniz.

Gaziantep Ramazan İmsakiye



RAMAZAN AYI NE ZAMAN BAŞLIYOR?

Ramazan ayı yılında 24 Nisan'da başlayacak, Kadir Gecesi ise 19 Mayıs'a denk gelecek. Namaz vakitleri oruçların başlama ve bitiş saatleri il il Ramazan sayfası üzerinden öğrenilebilecek.

Diyanet verileri esas alınarak hazırlanan listede illerin ezan saatlerinin yanı sıra Ramazan ayı ve oruçla ilgili merak edilen konular da yanıt bulacak.

KİMLER ORUÇ TUTAMAZ?

Din İşleri Yüksek Kurulu'ndan yapılan açıklama şöyle:

* Yüce dinimizin ilkelerine göre her ibadetin ifa edileceği zaman, mekân ve şartlar vahiyle belirlenmiştir. Ramazan ayında sağlıklı olan her müminin oruç tutması Allah Teâla'nın emriyle (el-Bakara, 2/) farz kılınmıştır. Bu ibadetin topyekûn ertelenmesi mümkün değildir.

* Alan uzmanlarından alınan bilgilere göre sağlıklı bireylerin oruç tutmaları, hastalığın yayılması bakımından özel bir risk oluşturmamaktadır. Ayrıca oruç tutmanın bağışıklık sistemini olumsuz etkilediğine dair kanıta dayalı tıbbi bir tespit bulunmazken aksine oruç tutmanın bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkiler meydana getirdiğine ilişkin bilimsel yayınlar mevcuttur.

* İslam dini, emir ve yasakların ifasında kişileri güçleri nispetinde sorumlu tutmuş, güçlerini aşan veya sıkıntıya yol açan durumlarda kolaylaştırıcı hükümler koymuştur. Bu genel ilke uyarınca farz olan Ramazan orucunu, belli şartlara bağlı olarak kazaya bırakma konusunda bazı ruhsatlar tanınmıştır.

* Kur'an-ı Kerim'de Ramazan orucunu tutmamayı mubah kılan temel mazeretlerden biri olan hastalık halinde, orucun daha sonra kaza edilmesine izin verilmiştir (el-Bakara 2/).

* İslam âlimleri, oruç tutulması halinde hasta olunması, hastalığın uzaması veya artması ihtimalini de bu kapsamda değerlendirmişlerdir.

Buna göre;

*Covid teşhisi konulmuş olup doktoru tarafından oruç tutması sakıncalı görülenler

*Oruç tuttuğu takdirde hastalığı daha ağır geçireceği doktorlarca belirtilenler

*Oruç tutamayacak derecede yaşlı olanlar

*Oruç tutmaya engel kronik hastalığı bulunanlar

*Oruç tutmaları hâlinde hem sağlıklarının bozulmasından hem de sağlık hizmetlerinin aksamasından endişe eden sağlık çalışanları

*Hamile veya emziren kadınlar

* Ağır ve meşakkatli işlerde çalışıp sağlıklarının bozulacağından endişe edenler, mazeretleri devam ettiği sürece daha sonra kaza etmek üzere oruç tutmayabilirler.

*Sağlık durumları hiçbir şekilde kaza oruçlarını tutmaya el vermeyenlerin tutamadıkları her bir gün için fakirlere bir oruç fidyesi ödemeleri gerekir.

* Dini vecibelerin yerine getirilmesinde müminlerin, ihlas ve samimiyetle Allah'a kulluk bilincini kaybetmeden doktorlarla istişare ederek bu kararı vermeleri ve keyfi değerlendirmelerden kaçınmaları önem arz etmektedir.




"AKRABA, KOMŞU, DOSTLARLA İFTAR YOK"

* Salgın devam ettiği müddetçe sosyal izolasyon kuralı çerçevesinde başkalarıyla temastan kaçınmalı, bu doğrultuda akraba, komşu ve dostlarla beraber iftar yemekleri düzenlemekten kesinlikle uzak durulmalıdır.

* Halkımızın, toplum sağlığını korumakla görevli yetkililerin koyduğu kurallara uymaları, kendilerinin ve başkalarının hayatını tehlikeye atabilecek tutum ve davranışlardan uzak durmaları medeni bir sorumluluk olduğu gibi dini bir vecibedir.

* Yaşadığımız bu zor süreçte ortaya çıkabilecek yeni sıkıntıları da göz önünde bulundurarak ihtiyaç sahibi kardeşlerimize bağışlarımızı ulaştırmak ve yardımlaşmak, infak ayı olan Ramazan'ı hakkıyla idrak etmeye ve paylaşma bilincimizi canlı tutmaya hizmet edecektir.

* Camilerden uzak kalmamızın hüznünü yaşadığımız şu günlerde, teravih namazlarımızı, mukabelelerimizi evimizde ifa etmek, dualarımızı ve istiğfarlarımızı hep birlikte hanemizden Rabbimize yöneltmek, Ramazan ayının maneviyatından azami derecede istifade etmeye vesile olacaktır.

* İdrak edeceğimiz Ramazan ayının, bu salgın hastalıktan bir an önce kurtuluşumuza vesile olmasını; milletimize, ümmet-i Muhammed'e ve bütün insanlığa hayırlar getirmesini Cenâb-ı Hak'tan niyaz ederiz.

BAYRAM HANGİ TARİHTE?

24 Nisan Cuma günü başlayacak olan Ramazan ayı 23 Mayıs Cumartesi günü sona erecek. 24 Mayıs'ta ise Ramazan Bayramı'nın birinci günü idrak edilecek.

ORUÇ TUT SIHAT BUL

Uzmanlar, oruç tutmanın sağlık açısından pek çok yararı olduğunu söylüyor. Bunlardan birkaçı şöyle:

Oruç sağlıklı kilo vermeye yardımcı olmaktadır ve bu gerçek bilimsel olarak ispatlanmıştır. Oruç esnasında vücutta bulunan yağ hücreleri aracılığı ile depolanmış yağlar yakılmaya başlanır.

Oruçlu olunan dönemde karaciğer hücreleri kendini yenileme fırsatı bulmaktadır.

Oruç yeme alışkanlığı bozukluğunu gidermeye yardımcı olabilir. Yeme alışkanlığı, başta sindirim sağlığı olmak üzere, genel sağlık açısından oldukça önemlidir.

Oruç sırasında, vücuttaki toksinler atılır. Aç kalmak, vücudun serbest radikaller ile mücadele etmesini kolaylaştırır, aynı zamanda iltihap oluşumunu engeller.

Bilimsel araştırmalar Orucun zihinsel fonksiyonları arttırdığını ortaya koymaktadır. Beyinde yeni kök hücrelerin oluşmasını destekleyen oruç, bu işleve yardımcı olarak kimyasalların salgılanmasını sağlar.



ALKOL İÇEREN MADDELERİN TEMİZLİKTE KULLANILMASI CAİZ MİDİR?

Diyanet İşleri Başkanlığı Cevabı: İspirto, kolonya vb. sıvılarla, temizlik amacıyla üretilen alkollü maddelerin içilmesi haram olmakla birlikte (Buhârî, Edep, 80; Müslim, Eşribe, 73), temizlikte kullanılmaları caizdir. Namaz kılmadan önce bu ürünlerin sürüldüğü yerlerin yıkanması da gerekmez (Kâsânî, Bedâî', V, ; Elmalılı, Hak Dini, II, ).

Haber ile daha fazlasına ulaşın:

Gündem

Gaziantep iftar vakti Gaziantep iftar saat kaçta? Diyanet akşam ezanı ve imsakiye

Ramazan ayının 3. gününü de geride bırakıyoruz. Gaziantep ilinde yaşayan vatandaşlar "Gaziantep iftar vakti " ve "Gaziantep iftar saat kaçta" sorularının yanıtlarını arıyorlar. Diyanet İşleri Başkanlı tarafından yayınlanan Ramazan İmsakiyesine göre iftar ve sahur saatleri belli oldu. 

Gaziantep iftar saatleri ramazan merak eden vatandaşlar için detayları imsakiye bilgilerini hazırladık. Gaziantep iftar ve sahur saatleri bilgilerine aşağıda yer alan grafiklerden ulaşabilirsiniz. Ayrıca Gaziantep iftar saati ne kadar kaldı? Sorusunun yanıtına geri sayım sayıcı ile de takip edebilirsiniz. Hayırlı Ramazanlar! 

Gaziantep 26 Nisan Pazar günü iftar saati olurken Gaziantep 27 Nisan sahur saati olarak belirlendi.

RAMAZAN İMSAKİYE İÇİN TIKLAYINIZ >>>İMSAKİYE

GAZİANTEP İFTARA NE KADAR KALDI?

GAZİANTEP İFTAR SAATLERİ

TARİHİFTAR
Cuma
Cumartesi
Pazar
Pazartesi
Salı
Çarşamba
Perşembe
Cuma
Cumartesi
Pazar
Pazartesi
Salı
Çarşamba
Perşembe
Cuma
Cumartesi
Pazar
Pazartesi
Salı
Çarşamba
Perşembe
Cuma
Cumartesi
Pazar
Pazartesi
Salı
Çarşamba
Perşembe
Cuma
Cumartesi
Pazar

GÜNÜN DUASI 26 NİSAN

Allah’ım! Bu günde beni sana tevekkül edenlerden, sana göre saadete erişenlerden ve sana yakınlaşan kimselerden kıl; ihsanınla ey arayanların en büyük talebi!

GÜNÜN AYETİ

Kur'an, insanoğluna bir rehber, bu rehberliğin apaçık bir delili ve doğruyu yanlıştan ayırt edici bir ölçü olarak (ilk defa) bu Ramazan Ayında indirilmiştir. Bundan dolayı, sizden kim bu aya erişirse onu baştan başa tutsun. Ancak hasta veya seyahatte olan, başka günlerde (aynı sayıda oruç tutsun). Allah sizin için kolaylık diler, zorluk çekmenizi istemez; ama (belirlenen günlerin) sayısını tamamlamanızı ve size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah'ı yüceltmenizi ve (O'na) şükretmenizi (ister).
Bakara,

GÜNÜN HADİSİ

"Oruçlu bir kimse yalanı ve yalanla iş yapmayı terk etmezse onun yemesini içmesini terk etmesine Allah’ın hiçbir ihtiyacı yoktur."
Buhârî

RAMAZAN DUALARI (İFTAR VE SAHUR)

Oruca Başlarken

Okunuşu: Ve bisavmi ğadin neveytü min şehri ramazan

Manası: Ramazan ayının yarınki orucuna niyetlendim.

Orucu Bozarken (İftar Ederken)

Okunuşu: Allâhümme innî leke sumtü ve bike âmentü ve alâ rızgıke eftartü.

Manası: Ey Allah'ım! Senin için oruç tuttum sana iman ettim ve senin rızkınla orucumu açtım.

Yemeğe Başlarken

Okunuşu: Bismillahi ve alâ bereketillahi

Manası: Allah'ın adıyla (başlarım) ve üzerine Allah'ın bereketi (olsun).

Yemekten Sonra

Okunuşu: Elhamdülillahillezî et amenâ ve sekenâ ve cealenâ minel müslimin

Manası: Açlığımızı ve susuzluğumuzu gideren ve bizi Müslüman kılan Allah'a hamdolsun.

Yemek Davetinden Sonra

Okunuşu: Allâhümme bârik lehüm fîhâ mâ razaktehüm.

Manası: Ey Allah'ım! Onların rızkını bereketlendir.

Kadir Gecesinde

Okunuşu: Allâhümme inneke afüvvün tuhibbül-afve fağfu annî.

Manası: Allah'ım! Sen affedicisin, affetmeyi seversin; beni affet.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kovid nedeniyle temsili kılınan cuma namazını kıldırdı.

Ankara Hacı Bayram Camii’nde az sayıda katılımla ve tedbirler alınarak kılınan cuma namazı öncesi Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Ramazan: Sabır ve İrade Eğitimi” başlıklı hutbe irad etti.

Başkan Erbaş, tüm insanlığa, “Ey insanlar! Canımıza, aklımıza, inancımıza, malımıza ve neslimize zarar veren şeylerden uzak duralım” çağrısında bulunduğu hutbesinde şu ifadelere yer verdi;

Muhterem Müslümanlar!

Bundan tam yüz sene önce 23 Nisan Cuma günü Cuma namazının kılınarak tekbirlerle, salavatlarla, dualarla Milletimizin meclisinin açılışının ve Devletimizin kuruluşunun gerçekleştirildiği Ankara Hacı Bayram-ı Veli Camii’nin minberinden sizleri selamlıyorum. Bu büyük mücadeleyi gerçekleştiren tüm büyüklerimizi, şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum. Cumanız ve Ramazanınız mübarek olsun aziz kardeşlerim.

Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden kurtuluş vesilesi olan bir Ramazan ayına daha kavuşmanın sevincini yaşıyoruz. Dün yatsı namazından sonra ilk teravih namazımızıevlerimizde, çocuklarımızla, eşimizle eda ettik, elhamdülillah. Rabbim kabul eylesin. Bugün seher vaktinde gönüllerimize sekinet, hanelerimize bereket bahşeden ilk sahurumuzu yaşadık. Bizleri bu mübarek aya ulaştıran yüce Rabbimize sonsuz hamd ü sena, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’e salât ve selam olsun.

Kardeşlerim!

Ömür, yüce Rabbimizin ikram ve ihsan ettiği büyük bir nimet, kıymetli bir sermaye, aynı zamanda sorumluluğu ağır bir emanettir. Yılın hangi ayı, hangi günü, hangi saati olursa olsun, kulluk bilinciyle geçirdiğimiz her ânımız değerlidir. Ancak bazı vakitler vardır ki ilahi rahmete mazhar olmuş, duaların kabulüne ve günahların affına vesile kılınmıştır. İçinde bulunduğumuz Ramazan ayı da, Allah Teâlâ’nın kullarına sonsuz merhametinin tecellisi olan mübarek bir aydır. Ramazan-ı Şerif, gecesiyle gündüzüyle her ânı değerlendirilmeye layık eşsiz bir hazinedir.

Kıymetli Müslümanlar!

On bir ayın sultanı Ramazan’ı özel ve önemli kılan hususların başında, Kur’an ayı olması gelir. Doğruyu eğriden, hakkı batıldan ayıran, dünyada ve ahirette mutluluğa eriştiren hidayet yolunu insanlığa gösteren yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim bu ayda nazil olmaya başlamıştır. Nitekim hutbemin başında okuduğum ayet-i celilede Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: “O sayılı günler, insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur'an'ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa onu oruçla geçirsin…”

Allah Resûlü, (s.a.s) her yıl Ramazan ayında vahiy meleği Cebrail (a.s.) ile karşılıklı olarak Kur’an’ı hatmetmiştir. Asr-ı Saadetten bugüne, Müslümanların alışkanlık haline getirdiği Ramazan mukabelesi, Peygamberimizin sünnetidir. Bu yıl maalesef salgın hastalık sebebiyle camilerimizde olamayacağız, mukabele okuyamayacağız. Ancak ailece Kur’an-ı Kerim’i okumaktan, anlamını öğrenmekten, hayatımıza onun bereketini taşımaktan, evimizi Kur’an’ın nuru ile aydınlatmaktan asla mahrum kalmayacağız.

Aziz Kardeşlerim!

Peygamber Efendimiz (s.a.s), bir defasında ashabına şöyle seslenmiştir: “Mübarek Ramazan ayına kavuştunuz. Yüce Allah bu ayda size oruç tutmayı farz kıldı. Bu ayda cennet kapıları açılır, cehennem kapıları ise kapanır ve şeytanların azgınları bağlanır.” Ramazan, oruç ayıdır. Orucun insana sabır ve merhameti, topluma metanet ve kardeşliği öğrettiği aydır. Akıllı, buluğ çağına ermiş ve dinen geçerli bir mazereti olmayan her Müslümanın Ramazan orucunu tutması farzdır. Zira oruç, İslam dininin üzerine bina edildiği beş temel esastan biridir. Yeme-içmeden ve nefsani isteklerden uzak kalmak orucun görünen yüzüdür. Halbuki oruç, çok daha derin bir anlam taşır ve elini, dilini, gözünü, kalbini, aklını, hasılı bütün bedenini günahtan uzak tutmaktır.

Aziz Müslümanlar!

Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Ey iman edenler! Sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de oruç farz kılındı. Umulur ki takva sahibi olursunuz.” Ayet-i kerimede ifade edildiği üzere oruçlarımız, nefis terbiyesi, irade ve takva eğitimi için en ideal yoldur. Zira oruç, insana maddi arzuların esiri olmamayı, Allah’ın sınırlarına riayet etmeyi öğretir. Oruç sayesinde insan kendisine hâkim olmayı öğrenir, olgunlaşır ve Allah’ın rızasına mazhar olur. O’ndan hakkıyla sakınan değerli kulların yani muttakilerin arasında yerini alır. O yüzden Allah Rasülü Efendimiz, “Oruç tutunuz, sıhhat bulunuz” buyurmaktadır.

Muhterem Müminler!

İşte bu rahmet, mağfiret ve cehennem azabından kurtuluşumuza vesile olacak ramazan ayı münasebetiyle bir muhasebe yapıp, çok önemli bulduğum bazı hususları ifade etmek istiyorum:

İslam, insanlığı karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için gönderilmiş en büyük nimettir. Çünkü onun adı barış, huzur, kurtuluş anlamına gelmektedir.

Barışın, huzurun ve kurtuluşun gerçekleşmesi insanoğlunun kendisinden istenen ahlaki ilkelere uyması, iyi olup iyiliği yaymaya, kötülükten uzak durup başkalarını da uzaklaştırmaya çalışmasıyla mümkündür.

İslam, iyi olan ve iyiliğe götüren madde ve davranışlara helal; kötü olan ve kötülüğe götüren madde ve davranışlara da haram ismini vermiştir. Bir diğer ifadesiyle temiz ve faydalı olanlar helal, pis ve zararlı olanlar haram kılınmıştır.

Yüce Kur’an-ı Kerim’de bu husus A’raf suresinin ayetinde şöyle ifade edilir: “Onlar ellerindeki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları o elçiye, o ümmi peygambere uyarlar. Peygamber onlara iyiliği emreder ve onları kötülükten meneder. Yine onlara temiz şeyleri helal, pis şeyleri haram kılar”

Aziz Kardeşlerim!

İslam sağlığa zarar veren şeyleri de haram dairesi içerisinde değerlendirmiştir. Peygamber efendimiz de insanların çoğunun aldandığı iki şeyden birisinin sağlık olduğunu ve insanın sağlığını koruması gerektiğini belirtmiştir.

Buradan çok net bir şekilde ortaya çıkıyor ki, insanın hem kendi bedenine hem de başkasının bedenine zarar vermesi yasaklanmıştır. Peygamber efendimiz “la darara vela dırar” (zarar vermek de, zarara zararla karşılık vermek de yoktur” sözünü küllî bir kaide olarak tüm insanlığın dikkatine sunmuştur.

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır