Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin en kalabalık ve büyük şehirlerinden bir tanesi olan Gaziantep'in gece hayatı da konumuna ve nüfusuna uygun bir yoğunluktadır. Gaziantep turistik ve tarihi açıdan da yıllarca ziyaretçi akınına uğrayan bir şehir olduğu için ziyaretçiler de Gaziantep'e uğradıklarında eğlenmek istemektedirler. Gaziantep'te bulunan eğlence mekanları ve gece kulüpleri genellikle merkezde bulunmaktadır. Birbirine yakın konumlarda bulunan bu mekanlar, Gaziantep yerlilerinin ve ziyaretçilerinin de oldukça ilgisini çekmektedir.
Gaziantep'te bulunan bu eğlence mekanları şunlardır:The North Shield Pub, Buzz Bar, Seyyah Bar, Bourbon Bar, Nari Bar ve Özgün Bar.
The North Shield Pub
Gaziantep'in Şehitkamil ilçesinde bulunan The North Shield Pub isimli mekan, Gaziantep'in en ünlü gece kulüplerinden bir tanesidir. Bu bara taksilerle, dolmuşlarla, otobüslerle ve şahsi araçlarınız ile dakikalar içerisinde ulaşım sağlayabilirsiniz. Prime Mall Alışveriş Merkezi içerisinde yer alan bir mekandır.
Gaziantep'in el bilinen eğlence mekanlarından olan The North Shield Pub, alkollü bir mekandır. Aile ile gidilebilir. Ancak pek tercih edilmemektedir. En büyük özelliği içerisinde canlı müzik hizmeti de veriyor olmasıdır. Geniş alkollü içecek skalası ile birlikte Gaziantep'te bu anlamda bulabileceğiniz en lüks eğlence mekanıdır.
The North Shield Pub her sabah saat 'da hizmete açılır ve her gece yarısı saat 'te hizmete kapanır. Girişler için yaş kısıtlaması bulunmaktadır. 18 yaşından küçükler için uygun bir mekan değildir.
Mekan fiyatları pahalıdır. Gaziantep'te bulunan gece kulüpleri ve barlar arasındaki en pahalı mekandır.
The North Shield Pub'ın Adresi: Yamaçtepe Mahallesi, Profesör Doktor Necmettin Erbakan Caddesi, Prime Mall Alışveriş Merkezi, 33/71 , Şehitkamil/Gaziantep
Buzz Bar
Gaziantep'in Şahinbey ilçesinde bulunan Buzz Bar, Gaziantep'in merkezine oldukça yakın bir konumdadır ve Gaziantep'in meydanından yürüyerek, araç ile ya da taksiyle dakikalar içerisinde ulaşım sağlanabilmektedir.
Buzz Bar, Gaziantep'in sevilen ve merkezi konumlarında bulunan kaliteli eğlence mekanlarından bir tanesidir. Alkollü bir mekandır ve aile ile gitmek için uygun değildir. Müzikli eğlence sağlayan Buzz Bar, konumu ile birlikte yakın olduğu imkanlar sayesinde de oldukça sevilmektedir.
Buzz Bar, geç saatlere kadar hizmet veren bir mekandır. On sekiz yaşından küçüklerin giriş yapması için uygun bir mekan değildir.
Fiyat olarak bulunduğu konum ve verdiği hizmet sebebi ile pahalı eğlence mekanları arasında yer almaktadır.
Buzz Bar'ın Adresi: Kolejtepe Mahallesi, Keleş Hoca Caddesi, No:3, Şahinbey/Gaziantep
Seyyah Bar
Gaziantep'in merkezine oldukça yakın bir konumda bulunan Seyyah Bar, Şahinbey ilçesinin sınırları içerisindedir. Dolmuşlar ve otobüsler ile dakikalar içerisinde ulaşım sağlayabilirsiniz.
Alkollü bir mekan olan Seyyah Bar, aile ile gitmek için uygun bir mekan değildir. Gaziantep içerisinde bulunan ve sevilen barlar arasında yer almaktadır. Seyyah Bar, merkeze de oldukça yakın olduğu için yerliler tarafından da turistler tarafından da sıklıkla tercih edilmektedir.
Seyyah Bar, gece geç saatlere kadar hizmet vermektedir. Girişlerinde yaş kısıtlaması vardır. On sekiz yaşından küçükler Seyyah Bar'a giriş yapamamaktadır.
Fiyat açısından bir miktar daha uygun mekanlar arasında yer almaktadır.
Seyyah Bar'ın Adresi: Şahveli Mahallesi, İnönü Caddesi, Şahinbey/Gaziantep
Bourbon Bar
Gaziantep'in Şahinbey ilçesinde bulunan Bourbon Bar, konumu sebebiyle merkeze oldukça yakındır. Taksilerle ya da şahsi araçlar ile kısa sürede ulaşım sağlanabilmektedir. Bunun yanı sıra dolmuşlar ve otobüsler de kullanılabilir.
Bourbon Bar, alkollü bir mekandır. Aile ile gidilmeye uygun değildir. Genellikle gençler tarafından tercih edilmektedir. Müzikli bir eğlence mekanıdır ve Gaziantep'e gittiğinizde merkezi ve şirin bir eğlence mekanı arıyorsanız deneyebileceğiniz işletmeler arasında yer almaktadır.
Bourbon Bar, geç saatlere kadar hizmet verir. Ancak girişlerde on sekiz yaş sınırı vardır.
Fiyat olarak uygun mekanlardan bir tanesidir. Uygun fiyatlı eğlence mekanı arıyorsanız Bourbon Bar'ı tercih edebilirsiniz.
Bourbon Bar'ın Adresi: Bey Mahallesi, Atatürk Bulvarı, GAP Otel, No Şahinbey/Gaziantep
Nari Bar
Gaziantep'in merkezine yürüme mesafesinde bulunan Nari Bar, Şahinbey ilçesi içerisinde yer almaktadır. Dolmuşlarla ve taksilerle gidilebileceği gibi yürüyerek de gidilebilmektedir.
Nari Bar, Gaziantep'te pek bilinmeyen şirin ve küçük bir eğlence mekanıdır. Alkollü bir mekan olduğu için aileler tarafından tercih edilmemektedir. Geniş ürün skalası ile ve müzikli eğlence imkanı ile Gaziantep halkı tarafından da sevilen bir mekandır.
Nari Bar girişlerinde on sekiz yaş sınırı vardır.
Nari Bar'ın fiyatları oldukça uygundur.
Nari Bar'ın Adresi: Düğmeci Mahallesi, Çamurcu Sokak, Şahinbey/Gaziantep
Özgün Bar
Gaziantep'in Şehitkamil ilçesinde bulunan Özgün Bar'a Gaziantep'in merkezinden kalkan otobüsler ve dolmuşlar ile ulaşım sağlayabilirsiniz.
Özgün Bar alkollü bir mekandır ve uzun süredir Gaziantep'te hizmet veren eğlence mekanlarından bir tanesidir. Aile ile gidilmeye uygun bir mekan değildir. Gaziantep'te uygun fiyatlı bir eğlence mekanı arıyorsanız Özgün Bar tam olarak size göre bir mekandır.
Özgün Bar girişlerinde yaş sınırı bulunmaktadır ve geç saatlere kadar hizmet vermektedir.
Fiyat açısından Gaziantep'teki en uygun fiyatlı eğlence mekanıdır.
Özgün Bar'ın Adresi;:Eydibaba Mahallesi, Kasap Ahmet Sokak, No Şehitkamil/Gaziantep
Şanlıurfa gezilecek yerler Halfetisinden Harranına, Balıklıgölünden Göbeklitepesine büyülü yerlerle dolu. İnsan yüzünü nereye çevirse bir tarih görüyor, sokaklarında yürürken manen huzur buluyor. Yahu bu topraklarda ezan bile bir başka okunuyor, içine işliyor insanın.
Öyle misafirperver ki canım Urfalı güzel insanlar, batı şehirlerinde hasret kaldığımız o samimiyete burada doyuluyor. İster Egeli olun ister Karadenizli herkes kendinden bir şeyler buluyor Urfada.
Çarşısı baharat kokuyor sokakları tarih, insanı yaşanmışlık kokuyor mutfağı lezzet, ilahi aşk kokuyor bu şehir. Mezopotamyanın mistik şehri Şanlıurfa beni etkilediği kadar sizi de etkiler umarım.
Şanlıurfa gezilecek yerler haritası size rota çıkarmanızda yardımcı olacaktır. Harita üzerinde zoom yaparak konumları detaylı olarak inceleyebilirsiniz.
Şanlıurfa gezilecek yerler listesinde yer alan yerleri merkez ve çevresi olarak gruplandırarak yazacağım. Çoğu yer merkezde bulunuyor ve konum olarak birbirine yakın. Merkezdeki yerler yürüyerek gezmeye müsait.
Şanlıurfa çevresinde gezilecek yerlerden burada da bahsedeceğim. Fakat diğer yazılarımda çok daha detaylı anlattım. O nedenle mutlaka Harran Gezilecek Yerler ve Halfeti Gezi Rehberi yazılarımı da okumalısınız. Sonrasında Şanlıurfa seyahati için hazırsınız. 😊
Urfa Merkez Gezilecek Yerler
Şanlıurfa merkezde gezilecek yerler derli toplu olduğu için listedeki bir çok yeri yürüyerek rahatça gezebilirsiniz. Ancak Göbeklitepe ve Hz. Eyyüb Peygamber sabır makamı şehrin biraz dışında kaldığı için buralara toplu taşıma ya da bireysel araçla ulaşım sağlayabilirsiniz. Ön bilgileri verdiğime göre artık sizi Urfada gezdirmeye başlayabilirim. 🙂
ten beri hizmet veren bir müze hayal edin. te yeni binasına taşınan müze metrekarelik alanıyla en büyük müze kompleksi. Bilinen en eski gerçek heykel de Şanlıurfa Arkeoloji Müzesinde sergileniyor.
Kronolojik olarak sıralandırılan salonlarında gerek canlandırma alanlarıyla gerekse bölgeden çıkarılan eserleriyle gezdiğim gördüğüm en etkileyici müzelerden biriydi. E bu kadar büyük bir müzeyi hakkıyla gezebilmek için de yeterli zamanı ayırmak gerekiyor. Şanlıurfada görmeden dönmemeniz gereken bir değer arkeoloji müzesi.
Arkeoloji müzesi ile aynı alan içinde bulunuyor Haleplibahçe Mozaik Müzesi. Müzede Amazonlar Villası, Orpfeus Mozaiği, Akilleus’un Hayatı Mozaiği isimli mozaikleri görebilirsiniz. Henüz Gaziantepte bulunan Çingene Kızı mozaiğini göremesem de bu müzedekiler gördüklerimin en iyisiydi.
Orfeus Mozaiği, Edessa/Urfa mozaikleri içinde en eski tarihli (M.S. ) mozaik olması nedeniyle oldukça önemli. Mutlaka ama mutlaka gezin burayı.
Urfada gece gezilecek yerler denildiğinde aklıma gelen tek yer! Şanlıurfayı geceleri bir gerdanlığa dönüştüren ve ışıl ışıl parlayan yüzü Kızılkoyun Mağaraları. Işıklandırmalarla hakikaten muhteşem görünüyor karanlıkta.
Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nca yürütülen Çevre Düzenlemesi Projesi çalışmaları sırasında Kızılkoyun Nekropolü’nde kaya mezarları ve kaya mezarlarının içinde 2 adet Roma Dönemi heykel ve 1 adet kireç taşı lahit bulunmuş.
Bu lahit ve heykeller şuan Şanlıurfa arkeoloji müzesinde sergileniyor. Bu nekropol alanı ziyarete açık. Şanlıurfa gezilecek yerler listenize alabilirsiniz.
Mezopotamyanın esrarengiz şehri Urfa tarihiyle olduğu kadar efsaneleriyle de ünlü. Şanlıurfa denilince akla gelen en efsanevi yer de Balıklıgöl oluyor. Hikayesiyle, mimarisiyle bambaşka bir atmosferi var bu bölgenin, insanın içine işliyor.
Düşünsenize Nemrutun zulmüne, Hz. İbrahimin ilahi mucizesine, Zelihanın merhametine tanıklık ediyor bu topraklar. Günün erken saatlerinde ziyaret ederek bu dokuyu kimseler yokken hissetmeniz, kendinizi dinlemeniz çok daha keyif verecek bana güvenin.
Kısaca Balıklıgölün hikayesinden de bahsedeyim. İnanışa göre İbrahim peygamber, devrin zalim hükümdarı Nemrut ve halkının taptığı putlarla mücadele etmeye ve tek tanrı fikrini savunmaya başlıyor. Bu duruma göz yummayan Nemrut dev bir ateş yaktırıyor ve Hz. İbrahimi bugünkü Urfa Kalesinin bulunduğu tepeden ateşe attırıyor.
Bu sırada Allah tarafından ateşe Ey ateş, İbrahime karşı serin ve selamet ol emri veriliyor. Bu emir üzerine, ateş suya odunlar da balığa dönüşüyor. İşte Hz. İbrahimin düştüğü yer tam da Halil-ür Rahman Gölü bilinen ismiyle Balıklıgöl oluyor. Bu inançtandır ki Balıklıgöldeki balıklar kutsal kabul ediliyor ve yenmiyor.
Hemen Balıklıgöl yakınında bulunan Ayn Zeliha Gölü de görülmesi gereken ve hikayenin parçası olan bir yer. İnanç turizmi açısından oldukça önemli olan Balıklıgölün hikayesindeki Nemrutun evlat edindiği kızı Zeliha Hz. İbrahime karşı bir sevgi duyuyor. İbrahimin ateşe atıldığı an Zelihanın döktüğü göz yaşlarının aktığı yerde de Ayn Zeliha gölü oluşuyor.
Bu hikayeyi düşünerek, hissederek buraları adımlamak benim için gerçekten muazzamdı. Ayn Zeliha Gölünün etrafında çay bahçeleri ve restoranlar da bulunuyor. Bu mekanlarda oturup bir çay kahve molası verebilirsiniz.
Balıklıgölün hemen kenarında göreceğiniz yer Rizvaniye Camii. (Hicri) yılında Rakka Valisi Rıdvan Ahmet Paşa tarafından yaptırılmış. Medrese, cami avlusunu çevreleyen “U” biçimli bir plana sahip.
Avlunun kuzey kenarında kubbeli bir dershane mescit bulunuyor. Medrese, Rızvaniye Camii ile birlikte yıllarında Şanlıurfa İli Kültür Eğitim Sanat ve Araştırma Vakfı (ŞURKAV) tarafından restore ettirilmiş.
Dedim ya Şanlıurfa gezilecek yerler listesinde merkezdeki görülmesi gerekenler derli toplu diye. İşte Halilür Rahman Camii de Balıklıgölün hemen yanında bulunuyor. Cami halk arasında “Döşeme Camisi” olarak da biliniyor.
tarihinde Rahip Urbisyus tarafından Hz. İsa Peygamber’in annesi Hz. Meryem adına bir kilise inşa ettirilmiş. Meryem Ana Kilisesi olarak kayıtlara geçen bu kilise, Abbasi Halifesi Me’mun döneminde(), camiye dönüştürülmüş.
Selahattin Eyyubi’nin Yeğeni El Melik’ül Eşref Muzafferüddin Musa tarafından – yıllarında minaresi onarılan yapı, Kanuni Sultan Süleyman() döneminde restore edilmiş. yılında yapı kapsamlı bir onarım görmüş.
Şanlıurfa merkezde gezilecek yerlere Mevlid-i Halil Camii ile devam ediyoruz. Çocuğu genci yaşlısı, Urfada kim varsa çıkmış buraya gelmiş gibi. Öyle sıcacık bir ortamı var ki sanki kocaman kollarıyla herkesi sarıp sarmalıyor. Ne olursan ol yine gel diyor adeta Mevlananın sesinden.
Mevlid, “kutlu doğum” anlamına geliyor. Hz. İbrahim Peygamberin yanı başındaki mağarada doğduğuna inanıldığından, camiye Mevlid-i Halil Camii adı verilmiş. Şanlıurfa inanç turizmi için oldukça önemli olan bu kutsal yeri mutlaka ziyaret edin.
Şanlıurfa merkezde gezerken başınızı kaldırıp görebiliyorsunuz Urfa Kalesini. Benim gittiğim dönemde ziyarete kapalıydı. Gitmeden önce açık olup olmadığını teyit etmenizde fayda var. Urfa Kalesi’nin M.Ö. yıllarına ait neolitik bir alan üzerine kurulduğu tahmin ediliyor.
Şanlıurfa Müzesinde sergilenen yıllık Balıklıgöl Heykeli kalenin hemen yanı başından çıkarılmış. Nasıl bir tarih yatıyor bu topraklarda düşünsenize. Kalenin M.S. yılları arasında Abbasiler döneminde yapıldığı kabul ediliyor.
Kalenin üzerindeki korint başlıklı iki sütun Edessa Kralı 9. MANU döneminde, M.S. yılları arasında birer anıt sütun olarak yapılmış. Doğudaki sütun üzerindeki Süryanice kitabede: Ben askeri komutan BARŞAMAŞ (Güneşin oğlu)in oğlu AFTUHA. Bu sütunu ve üzerindeki heykeli veliaht Prens MANU kızı, kral MANU eşi, hanımefendim ve velinimetim kraliçe ŞALMETH için yaptım yazıyor.
Urfanın meşhur çarşısı içinde yer alan Gümrük Hanı en favori noktalarımdan. Hanlar gezdiğim şehirlerde en ilgimi çeken yerlerden olmuştur. Gümrük Hanı da tarihiyle, şimdilerde içerisinde hizmet veren cafe ve restoranlarıyla, samimi ortamıyla ve en çok da menengiç kahvesiyle gönlümü feth etti.
Yorulduğunuzda mutlaka burada bir kahve molası verin ve başka yerde bulamayacağınız fıstıklı menengiç için. Ben resmen özlem besliyorum bu kahveye. Ve Urfaya yolum düştüğünde soluğu hemen burada alıyorum. 😍 Gidecek olanlar benim yerime de bir fıstıklı menengiç hüpletsin.
Şanlıurfa gezilecek yerler listemiz müzeler yönünden oldukça zengin. Müslüm baba hayranlarının muhakkak görmek isteyeceği Müslüm Gürses Müzesi de Şanlıurfada yer alıyor.
Müzede sanatçının parçaları eşliğinde, sergilenen kostümleri, müzik aletleri, plak, kaset ve fotoğraflarını inceleyebilirsiniz. Ayrıca bal mumundan yapılan Müslüm Gürses heykeli ile de hatıra fotoğrafı da çektirebilirsiniz.
Not: Aslında Müslüm Gürses müzesi merkezde bulunuyordu. Ancak geçtiğimiz dönemde Şanlıurfanın Karaköprü ilçesine taşınmış. Güncel konumu aşağıda bulabilirsiniz.
Kurtuluş Müzesi de Urfa merkez gezilecek yerler içinde ziyaret edebileceğiniz bir yer. Kurtuluş Müzesinde Şanlıurfanın düşman işgalinde kullanılan silahlar araç gereçler ve Şanlıurfanın düşman işgalinden kurtuluş hareketini başlatan 12 kişinin mumyalanmış resim heykelleri sergileniyor.
Şanlıurfa Belediyesi yıkılmaya yüz tutmuş tarihi Hacıbanlar Evini yılında satın alarak restore ettirmiş. Ve bu tarihi evi Geleneksel Mutfak Müzesi olarak düzenlemiş. Müzede Urfa mutfak kültüründen önemli objeler sergileniyor.
Urfa yöresine özgü kıyafetler giymiş mankenler yardımıyla günlük mutfak yaşamı canlandırılıyor. Müze, 5 odalı, içinde 2 su kuyusu bulunan ve geniş avlusu ile Tarihi Urfa Evlerinin vazgeçilmez örneklerinden biri. Ayrıca müzede yöresel yemeklerin kursu da veriliyor.
Şanlıurfa gezilecek yerler listesi gez gez bitmeyen müzelerle dolu. 😃 Sırada İbrahim Tatlıses Müzik Müzesi var. Bir zamanlar Şanlıurfada müziğin kalbi Harrankapıda atıyormuş. Belediye burada bulunan Yasinin Kahvesini kamulaştırarak restore etmiş. Sonrasında da bu tarihi mekanı Müzik Müzesine dönüştürmüş.
25 Eylül tarihinde açılışı yapılan İbrahim Tatlıses Müzik Müzesinde, Şanlıurfalı sanatçıları yakından tanıyabilirsiniz. Müzede geçmişten günümüze çalgı aletleri, sanatçıların fotoğrafları ve onların hayatını anlatan yazılar sergileniyor. Müzeyi gezerken kulaklıklar takarak sanatçıların eserlerini dinleyebiliyorsunuz.
Urfa Kent Müzesinin bulunduğu yer aslında tarihi bir kule. Kule, Haçlı Kontluğu döneminde inşa edilmiş. Osmanlı Devletinin son dönemlerinde kapı ağalığı Mahmutoğlu ailesine verildiği için onların ismiyle tanınmış. Uzun bir süre yapı kendi kaderine terk edilmiş. yılında Şanlıurfa Belediyesi tarafından satın alınmış ve “kent müzesi” olarak kullanılmak amacıyla restore edilmiş.
Şanlıurfa’nın kuruluşundan günümüze kadar tarihi, coğrafi, arkeoloji, inanç ve kültürel gelişimi ile ilgili bilgilerin, belgelerin sergilendiği bir müze. Tarım aletleri, Urfa’da bulunan bitkiler ve hayvanlara ilişkin canlandırmalar da yer alıyor.
Peygamberler arasında sabrı ile tanınan Hz. Eyyüb’ün hastalanıp çile çektiği mağaranın da yer aldığı makam Şanlıurfada yer alıyor. Amansız bir hastalığa yakalanan Eyyüb peygamberin iyileşene kadar kaldığı yer olarak bilinen makam, özellikle sabır dileyen insanlar tarafından ziyaret ediliyor.
Hz Eyyüb’ün tedavi olduğu belirtilen su kuyusu ve Eyyüb peygamberin sırtını dayadığı sabır taşı da burada bulunuyor. Şifalı olduğuna inanılan sudan içenler, camide namaz kılıp, dua ediyor. Eyüp Peygamber Makamı Urfa merkezin biraz dışında. Harran rotasını yapacağınız gün, günün ilk durağı olarak burayı ziyaret edebilirsiniz.
Ve gelelim son yıllarda adından sıkça söz ettiren UNESCO Dünya Mirası Göbeklitepeye. Urfa gezilecek yerler denildiğinde akla ilk gelen ve artık dünyaca tanınan bir yer Göbeklitepe. Yaklaşık 12 bin yıllık tarihiyle insanlık tarihini değiştiren Göbeklitepe dizilere konu oldu. Atiye dizisiyle adını dünyaya duyurdu.
Dünyanın bilinen en eski ve en büyük tapınma (kült) merkezi sayılıyor. Tarihin sıfır noktası Göbeklitepe yerleşim yeri olarak kullanılmıyor, tapınmaya hizmet ediyormuş. Bu tarihin akışını değiştiren tapınak gerçekten insanın tüylerini diken diken ediyor.
Göbeklitepe Ören Yeri girişine geldiğinizde bir minibüsle sizi kazı alanının olduğu bölgeye götürüyorlar. Dilerseniz yürüyebilirsiniz de bu kısmı. Sonrasında merdivenleri çıkarak o büyüleyici alana ulaşıyorsunuz. Boyu 6 metreyi, ağırlığı 40 tonu bulabilen T formlu anıtsal dikilitaşlar ve üzerindeki insan, hayvan ve soyut kavram kabartmaları bir antik kent sever olarak beni inanılmaz etkiledi.
Bu yazıyı yazarken önümüzdeki hafta çıkacağım Mezopotamya turunda Urfa ayağına Üstünün de katılacak olması beni çok heyecanlandırıyor. Onu Urfada ilk götüreceğim yer Göbeklitepe olacak. Çünkü biliyorum ki o da benim gibi bayılacak buraya. 😊
Göbeklitepeye nasıl gidilir derseniz merkezin biraz dışında kaldığı için bireysel araçla gitmek mantıklı olur. Şanlıurfa şehir merkezinden kalkan dolmuşlarla da Göbeklitepeye ulaşabilirsiniz.
URFA ÇEVRESİNDE GEZİLECEK YERLER
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. 😃 Harran gezilecek yerler ile ilgili ayrı bir rehberim var. Orada çok daha detaylı bilgi bulabilirsiniz. Okumanız için linki bırakıyorum. monash.pw
Urfa çevresinde gezilecek yerler iki ana eksende şekillenmiş. Harran ve Halfeti olarak. Harran bölgesindeki ilk durağımız da Harran Ören Yeri. Şanlıurfa büyülü bir coğrafya gerçekten. Adım attığım her yerde o mistik ruhu derinden hissettim.
Harran Ören Yeri tarihine bir göz atalım. Buranın Nuh Peygamber torunlarından olan Kaynana veya İbrahim Peygamberin kardeşi Aran (Haran) ile bağlantılı olduğu sanılıyor. Ayrıca Kutsal kitap Tevratta Harran olarak adı geçen yerin burası olduğu söyleniyor.
Anadolu tarihinde en eski yapılar arasında yer buluyor Harran Antik Kenti. Kuruluşu M.Ö. 5 bin yılına tarihleniyor. Bu antik ören yeri M.Ö. 2. bin yılına ait Hitit tabletleri çivi yazılarında Ha- ra na olarak geçiyor.
Harran kümbet evleri ören yerinden toplanan tuğlalarla yıl önce inşa edilmiş. Harcında gül yağı, saman, pişmiş toprak ve yumurta akı kullanılan evler mimari yapısı sayesinde yazları serin, kışları sıcak tutuyor. Harran Kümbet Evler da arkeolojik ve kentsel sit alanı olarak tescil edilmiş.
Evleri görmek isterseniz birden fazla mekan bulunuyor. En sık ziyaret edileni Harran Kültür Evi. Gittiğinizde evlerin avlusunda fotoğraf çekmeden döneni tabiri caizse dövüyorlar. 😃 Yöresel kıyafetlerden giyebilirsiniz. Evin içinde renk renk, çeşit çeşit kıyafetler bulunuyor hem kadınlar hem erkekler için. Kıyafetler için kişi başı 10 TL alıyorlar. Ayrıca avluda oturup bir şeyler içebilirsiniz. Yöresel bir kahve olan mırra denemek isterseniz burada bulabilirsiniz.
Şanlıurfa gezilecek yerler içinde ziyaret edebileceğiniz bir diğer yer Bazda Mağaraları. Aslında Bazda Mağaraları doğal bir mağara değil, eski bir taş ocağı. Çok geniş bir alana yayılan dağın dış cephelerinde taş kesilmesi nedeniyle büyük oyuklar meydana gelmiş.
Çevredeki tarihi yapılar için yüzlerce yıl taş alınması sonucu mağarada çok sayıda meydan, tünel ve galeriler meydana gelmiş. Oldukça etkileyici bir yer olan Bazda Mağaralarını Harran gezilecek yerler listenize muhakkak ekleyin.
Harran’ın 27 km. güneydoğusundaki Göktaş Köyü’nde bulunuyor Han El-Ba’rur Kervansarayı. Eyyubiler dönemine tarihleniyor. Kervansarayda; mescit, muhafız odası, ahırlar, hamam ve yazlık odalar bulunuyor. Yapı, Anadolu Selçuklu kervansaraylarının tüm özelliklerini taşıyor.
Giriş kapısı üzerindeki kitabeden anlaşıldığına göre; kervansaray, İsa oğlu el-Hac Hüsameddin Ali Bey tarafından tarihlerinde yaptırılmış. Hanın ismi olan “Ba’rur” kelimesi Arapça’da “Keçi gübresi” anlamına geliyor.
Han El Barur Kervansarayı yol tarifi için buraya tıklayın.
Şuayb Antik Kenti’ne Hanel Ba’rur’dan 11 km daha devam ederek ulaşıyorsunuz. Burası Geç Roma dönemine (M.S. yüzyıl) tarihleniyor. Efes Antik Kenti’ni andıran mimarisinden dolayı Güneydoğu’nun Efes’i olarak anılıyor.
Şuayb Peygamberin buradaki bir mağarayı ev ve ibadethane olarak kullandığı rivayet ediliyor. Bu yerleşim yerinde çeşitli tarihlerde bilim adamları araştırmalar yapmışlar ve Şuayb Şehri isminin Arapçada “Eski İnsan Şehri” anlamına geldiği ve bu yerleşim içinde yer alan evlerin ise Harran Ovası’nda yaşayan insanların yazlıkları olduğu ortak görüşüne ulaşmışlar.
Soğmatar Antik Kenti M.S. 2. yüzyıla tarihleniyor. Bölgenin, Abgar Krallığı döneminde Harranlıların ay ve gezegen tanrıları için tapındıkları bir kült merkezi olduğu bilimsel olarak tespit edilmiş. Soğmatar kült yerinde; Ay tanrısı Sin’e tapınılan bir mağara, tanrı kabartmalarının olduğu bir tepe, çok sayıda kaya mezarı bulunuyor.
Soğmatar M.S. yıllarında İranlıların Urfa bölgesine yaptıkları yoğun saldırılardan dolayı bölgeden kaçan halk tarafından kurulmuş. Soğmatar’da bulunan bazı dinsel motiflerin bulunmasından anlaşıldığına göre, Şuayb Şehri yerleşimindeki insanlar Soğmatar’ı mezarlık ve ibadet yeri olarak kullanıyorlarmış.
Şanlıurfa gezilecek yerler içinde Halfeti bambaşka bir dünya gibi. Bu bambaşka dünyaya da başka bir yazı gerekirdi değil mi ? 😊 Halfeti yazımı okumanız için link burada. monash.pw
Güneydoğu bölgesinin ilk cittaslow yani sakin şehir ünvanını taşıyor Halfeti. Tabi bir de onu bu kadar turistik yapan batık şehir olma unvanı bulunuyor. yılına kadar bir tarım bölgesi olan Halfeti’nin büyük bölümü Birecik Barajı’nın açılmasıyla suların altına gömülmüş. Yerleşim suyun 60 metre yükselmesiyle birlikte su altında kalınca Halfeti halkı 17km ötedeki Karaotlak tarafına göç etmiş. Durum böyle olunca Eski Halfeti ve Yeni Halfeti kavramları ortaya çıkmış.
Tekne turu Halfeti‘de katılmadan dönmemeniz gereken en önemli aktivite. Yeni Halfeti bölgesindeki limandan teknelere biniliyor. Rumkaleye kadar giden turda inanılmaz yerler görecek, unutulmaz bir deneyim yaşayacaksınız.
Şanlıurfa kaç günde gezilir Buju diye soranlara 3 gün yeterli olur diyebilirim. 1 gününüzü merkeze ayırırsınız, 1 gün Halfeti tarafına ve 1 gün de Harran bölgesini gezdiğinizde Şanlıurfa gezilecek yerler listesini tamamlamış olursunuz.
Şanlıurfa yaz aylarını yüksek derecelerde yaşıyor biliyorsunuz. O nedenle gitmenizi tavsiye etmediğim tek dönem yaz. En ideal dönem ise ilkbahar. Bunalmadan güzel havalarda oldukça keyifli şekilde gezebilirsiniz.
Şanlıurfa merkez gezilecek yerler konum olarak birbirine yakın. Haliyle bir kaç nokta hariç yürüyerek gezmeye müsait. Ancak çevresinde gezilecek yerler dağınık olduğu için toplu taşımayla her yeri görmenşz mümkün olmayabilir. O nedenle araç kiralamak oldukça mantıklı.
Şanlıurfa dillere destan lezzetlerle dolu. Akla hemen çiğköfte, Urfa kebabı gibi tatlar gelse de insana mide fesadı geçirtecek kadar geniş bir mutfağa sahip. 😀 Şöyle hızlıca sıralayalım Urfada mutlaka yemeniz gerekenleri.
Şanlıurfada Ne Yenir?
Gezdiğim yerlerde tarihi bir yapı, yöresel bir mimari ya da yörenin ruhunu hissedebileceğim otellerde konaklamayı çok seviyorum. Şanlıurfada da harika bir otelde konakladım. Alahan Butik Otel konumuyla, gezilecek yerlere yakınlığıyla ön plana çıkıyor. Ayrıca otantik dekorasyonu, konforu, yöresel kahvaltısı, harika restoranı ile de gönül rahatlığıyla size önerebileceğim bir otel. Çok daha detaylı okumak için sizi bu linke alayım. ➡ monash.pw
Ahh canım Şanlıurfa seni bu kadar seveceğimi bilseydim daha önce gelmez miydim! Siz de ne yapın edin yolunuzu buralara düşürün. E gitmeden evvel de tüm rehberlerimi okuyun.
Yukarıda Harran ve Halfeti yazılarımın bağlantılarını bulabilirsiniz. Ayrıca Urfa sıra geceleri yazım için bu bağlantıya tıklamanız yeterli. Yeni rotalarda bana eşlik etmeniz için adres @bujuyollarda 😊
Karşınızda ülkemizin ilk gastronomi şehri Gaziantep!
Bu yazı komple bir rehber niteliği taşımıyor. 3 günlük Gaziantep gezimize dair acı, tatlı, lezzetli, pahalı, ucuz yaşadığımız tecrübeleri aktarıyor olacağım. Önce bazı notlar ve uyarılar:
Gittiğimiz iyi kötü tüm mekan önerilerini Antepli arkadaşımdan aldım. Başka blog vs etkisi yoktur 🙂
Kendimi de şaşırtarak uzun süre sonra bir otelde kaldım. Şehrin merkezindeki İbis Hoteli tercih ettik. En büyük sebep tabii ki ucuz fiyattı. monash.pwdan 2 kişi 3 gece TLye aldık. Baya iyi değil mi?
Antepte araç kiralama işlemini Ekspress Oto Kiralamada yaptık. Sebep hem fiyat olarak uygun olması hem de bir günlük kiralamalarıydı. model Fiat Egea Dizel araç kirası günlük TLye geldi. KMlik günlük sınır var. Halfetiye git gel sonra havaalanına git için yeterli bir sınır.
Telefonda ve sonrasında dükkanda konuştuğum kişi sanıyorum patrondu ve hayatımda bu kadar kibar ve düzgün Türkçe konuşmasıyla beni şaşırtan nadir insanlardan oldu 🙂 Araç kiralamasanız da arayın bir konuşun bence 😀
Beğendiğim bir diğer nokta ise kiralama işlemi için ödemeyi internetten yapabiliyorsunuz. Bir siber güvenlikçi olarak bir araç kiralama web sitesine güvenmem ancak ödeme işlemini Paynet diye bir hizmetten almışlar. Böylece kredi kartını firma ile paylaşmak durumunda kalmıyorsunuz.
Yediğimiz içtiğimiz tüm mekanları aşağıda listeledim.
Antep mutfağını kebaptan ibaret sananlara ise üzücü bir haber vereyim. Mideler yanacak! Bağırsaklar isyan edecek! Gezinin son ve altın vuruşunu yaptığımız nokta Mutfak Sanatları Merkezi tam bir must do.
2 gün boyunca buraya gelişi, yeri biraz ters diye ertelemiştik ve Antepten ayrılırken gideriz demiştik. Hata yapmışız. O kadar kebaba abanacağımıza, gerçek Antep yemeklerini burada çok daha ucuza yiyebilirmişiz. Burası Büyükşehir Belediyesinin bir müessesesi. UNESCO ile ortak bir proje dahilinde çalışıyor. Mutfağında Gaziantep yemeklerinde uzman kişiler çalışıyor. Mekan temiz ve şık, hizmet hızlı ve saygılı.
Yemeklere ve sunumlara ise biz bayıldık. Menü her hafta değişiyormuş. Bugünlerde geçerli olan enflasyona karşı %10 indirimiyle beraber 2 kişi 70 TLye geldi. Fikir vermesi açısından yemek ve menü fotolarını ekledim. Aşağıdaki fotoğrafa tıklayıp diğer fotoğraflara ve menülere erişebilirsinizDileyenler monash.pw adresinden detaylı bilgi alabilir.
Gaziantepin restorasyon görüp hizmete açılmış en klas hanlarından bir tanesi Bayazhan. Diğeri ise Hışvahan.
Eski hanın içerisinde restoran, pub, kafe, kutnucu(Antep bölgesine özgü bir dokuma/kumaş çeşidi, baya meşhurmuş) ve küçük birkaç sanat atölyesi dikkat çekiyor.
Buraya ilk gün klasik serpme kahvaltı yapmaya gittik. Cumartesi öğlene doğru gittik ve koskoca handaki tek müşteri bizdik. İçkili bir mekan olduğu için genelde akşamları yoğun oluyormuş. Kahvaltı içinse pazar sabahları biraz daha yoğunmuş.
Gelelim kahvaltıya.. Mekan, hizmet, çeşitlilik, lezzet hepsini üst üste koyunca en iyi kahvaltı listemizde birinci sıraya yerleşti.
Gaziantepe özgü zahter salatası, sacda açılmış incecik hamur işi(adını bilemedim), küspe, adını bilmediğim ama pek lezzetli tahin-pekmez karışımı, tadını herhalde hiç unutmayacağımız peynirli Antep böreği, süzme yoğurt(kaymak da problem varmış onun yerine özür olarak getirdiler), Antep peyniri (aman tuzlamadan yemeyin sıfır tuzlu geliyor) klasik kahvaltı öğelerine ekstralardı diyebiliriz. Kişi başı 40 TLlik bir ücreti var.
Otelden aldığımız tavsiyeyle Cuma gecesi ilk iş buraya gittik. Yukarıda bahsettiğim bilmemezlik duygusuyla karışık kebap söyledik. Karışıkta adana, ciğer, kuşbaşı, tavuk geliyor. Lezzet olarak iyiydi.
Küşleme ve boğazaltı yedik. Boğazaltı oldukça yağlı bir kebap türü. Ben sevdim ama herkese hitap etmeyebilir. Küşleme ise iyiydi.
Yüzlerce yıllık mazisi olan bir kahvehane. Manası kahve dövülen yer olan tahmis, Mevlevihaneye gelir getirmesi amacıyla kurulmuş ve Bağdat seferine giderken 4. Muratı ağırladığı rivayet ediliyor. Şimdilerde karşılıklı 2 mekanda hizmet veriyor. Asıl mekan biraz daha sakin, yolun karşısındaki mekan ise biraz daha genç nüfus ağırlıklı hareketliydi. Biz gittiğimizde sadece çay ve menengiç kahvesi ikram ediliyordu. Ama normalde menü daha zenginmiş. Mutlaka uğrayıp bir menengiç kahvesi içilmeli.
Kalenin alt bölgesinde yer alan şirin bir kahvehane. Birçok çeşit çay, kahve, nargile çeşidi var. Kebap sonrası çaylanma için buraya gelinebilir.
Katmer ile kahvaltı deneyimi yaşayalım deyip buraya geldik. Mekan küçük masa anca var.
Katmer fırında biraz fazla kalmış ve kurumuştu. Tadı mükemmeldi diyemeyeceğim ama gideri vardı. Katmer 20 TL.
En meşhur lahmacuncu. Yeri çok merkezi. Sofradaki en büyük fark salatadaki turp ve ekstradan servis edilen patlıcan. Patlıcan sevenler veya denemek isteyenler için, patlıcanı lahmacunun ortasına koyup çatalın poposuyla iyice ezip yayıyorsunuz. Sonra dür ve ham yap. Lahmacun fiyatı sanıyorum 7 lira idi.
Burası ilk görüşte girmediğimiz bir yerdi. Çünkü içerisi silme erkekti ve nasıl bir mekan diye düşündürdü. Sonra burasının methini duyunca bir girelim içeri dedik. Meğersek aile katı üst kattaymış. Aşağı kat self servisken, yukarı katta çocuklar sipariş alıyor. Midem tepeleme dolu olmasına rağmen bir dürüm yiyebildim. Nohut dürüme karşı biraz önyargım vardı ama şahsen beğendim. Hem de fiyatı sadece 5 TLydi.
Antepte istemediğiniz kadar kebapçı var. Ünlüler arasında olan Sabri Usta ve Kelebeki gezdikten sonra en son Yesemekte kaldık. Aslında burada lahmacun da var zannederek oturduk, olmadığını öğrenince bir daha kalkmadık.
Sokaklarda doğru düzgün kimse yokken kebapçıların ful çekmesi ilginçti. Son zamanlarda insanlar daha fazla dışarda yer olmuş. Yesemek ünlü kebapçılardan olsa da bir numarası yoktu bize göre. Aksine pahalı bir deneyim oldu. Burada patlıcan kebabı ve beyran denedik. Tercihinizi diğer mekanlarda deneyebilirsiniz.
Gaziantepte baklava konusunda marka noktalardan birisi. Uçağa yetişmek için hızlıca paket yaptırıp çıktık. Baklavayı yiyenler beğendi emme çok pahalı, hele de benim gibi tatlı sevmeyen birisi için. kilosu TL gibi bir paraya geldi.
Gaziantep uzun süre sadece kebaba sarılarak ayakta kalmış gibi. Tarihi ile ilgili son senelere kadar yatırım yapılmamış. Yine de tarihinden arta kalan bazı bölgeler hala turistlerin ilgisini çekebilir. Şehir merkezinde kale ve çevresi en gözde kısım. Bey mahallesi, Bakırcılar çarşısı, kale, hanlar görülmesi gereken yerler arasında kalıyor.
Kaleden şehre kuşbakışı pek iç açıcı görüntüler yok. Çarpık kentleşmenin klasik bir tezahürü. Son yıllarda eski yapıların korunması konusunda çalışmalar yapılmış ama biraz geç kalınmış.
Kale çevresi ve Bey mahallesi çevresinde irili ufaklı birçok müze var. Müzeler genel olarak büyük çaplı olmadığı için dakikada gezebiliyorsunuz. Böylece hem sıkılmıyor hem de vakti güzel değerlendirip yediklerinizi sindiriyorsunuz 🙂
Tarihi yerlere geçmeden bizi en çok şaşırtan noktalardan birisini söyleyeyim. Bey mahallesinde Slovenya konsolosluğu olduğunu gördük. Oha ne alaka dedik tabi. İnternetten araştırınca Gaziantepli bir öğrencinin Slovenyada ödül alması sonrası Slovenya ve Gaziantep arasında bir yakınlaşma başlamış ve gençler birbirlerini sevmiş. İş konsolosluk açmaya kadar gitmiş 🙂 Ahan da kanıtı:
Bu müze çok verimli hazırlanmış ve şehrin birçok açıdan tam bir özeti. Gaziantep hakkında tarihinden, sporuna, siyasetinden, yemeklerine oradan zanaatlarına kadar farklı konularda fikir sahibi oluyorsunuz. Bayazhana da gitmişseniz mutlaka uğrayın derim.
Bayazhandan Bey Mahallesine doğru yol alırken bir bina dikkatimizi çekti. Şimdilerde kültür merkezi olarak kullanılan bu yapı önceden bir kiliseymiş. Ermeniler tarafında en son yılında yapılan haliyle duruyor. Tabii ki içi restorasyondan dolayı kilise ile alakası kalmamış. Kilisenin üzerinde (sanıyorum Gaziantepin işgal döneminden kalma) mermi izleri görülebilir.
Burada çok tatlı bir olay yaşadık. Mekanın içine bakmak için girince içeride bir çalışma gördük. Görevli akşama konser olduğunu söyledi. Bilet nerede satılıyor biz de alabilir miyiz dedik ama kalmamıştı. Tam binadan çıkmıştık ki birisi arkamızdan yetişti ve konsere gitmek ister misiniz, isterseniz adımı söyleyip içeri girebilirsiniz dedi. O şaşkınlık ve mutlulukla evet tabii geliriz dedik. Meğersek abi(Sami idi sanırım) akşam konser verecek olan gruptanmış. Grubun adı Hayal Band. Gaziantepli ve Suriyeli müzisyenlerin barış, kardeşlik, dostluk için gönüllü olarak bir araya geldiği bir oluşum. Daha önce tanımasak da bazı şarkıları, türküleri hiç bilmesek de bütün dinleyicileri coşturmayı başardılar.
Bu tip müzikleri sevenler bakabilir : monash.pw?v=iri2SEjVgxo
Buranın Avrupadaki o daracık sokaklı eski şehirlere öykünen bir yapısı var. Onun da ötesinde Atatürkün kimliğe kayıt edildiği tarihi bir mahalle. Buradaki avlulu 2 katlı evlere Hayad adı veriliyor. Bu evlere eski Antep evleri deniliyor ama Ermeni evleri demek daha doğru bir ifade olur. Hayad kelimesinin Ermenice avlu manasına gelmesi de buna bir işaret.
Bu dar sokaklı tarihi mahalle de ziyaret edilesi 3 müze var: Oyuncak müzesi, Atatürk Anı müzesi ve Hasan Süzer Etnografya Müzesi.
Oyuncak müzesi, Sunay Akının oyuncak müzesinden sonra tatmin etmeyebilir ancak beklentilerimin üzerinde çeşitliliğe ve düzene sahipti. Buraya kadar gelmişken şans verilmeli.
Atatürk Anı Müzesinde, Atatürkün Gaziantepi ziyaretinde kullandığı yatak ve bazı eşyalar var. Bunun dışında Atatürkle alakalı pek de bir şey yok.
Etnografya müzesini tadilatta olduğu için ziyaret edemedik.
Surp Asdvadzadzin (Aziz Meryem Ana) Katedrali olarak inşa edilen bu yapı, Ermeniler şehirden sürüldükten sonra hapishaneye çevrilmiş. li darbe dönemlerinde en meşhur işkence merkezlerinden birisi olmuş. Sonrasında ise temizlenip, ıslah edilmiş ve den itibaren cami olarak hizmet veriyor. Şimdilerde Gaziantep Müzesinde saklanan kilise çanı, Londrada yaşayan bir Ermeni tarafından Brezilyada yaptırılmış.
Denilene göre Gaziantepte çok fazla tünel varmış. Söylentilerden birisi de bu caminin solundan kaleye doğru giden bir tünel olduğuna dair. Tabi bunu işaret eden bir şey göremedik.
Bu güzel eseri mutlaka görmek gerekir.
Diğer müzeler kale çevresinde kalıyor. Bütün müzelerin girişi yetişkinler için 2 lira, öğrenciler için ücretsizdi.
Hamam müzesi, mazide kalmış hamam kültürüne dair birçok detayı önünüze seriyor; kullanılan takım zerzevatlar, hamamın bölümleri, gelinler, hamile kadınlar için yapılan eski merasimler gibi gibi. En beğendiğim müze burası oldu.
Emine Göğüş Mutfak Müzesi: Yine küçük bir müze ve Antep yöresinde yetişen bitkiler, baharatlar, yapılan yemekler, mutfak eşyaları ve yemek kültürüne dair bilgiler müzede sergileniyor.
Para Müzesi: Gerçekten enteresan bir yer. Bir tane dayı, ki tipine baksanız bu adam dünyayı dolaşmış demezsiniz, gittiği topraklarda topladığı paraları bu müze de sergiliyor. Burası kişisel bir girişim olduğu için bir müzede olması gereken düzenden ve açıklamalardan muzdarip olduğunu söyleyebiliriz. Binlerce para var etrafta, bir bakmışsınız kavanozda turşusu kurulmuş, ağaca asılmış, masada, duvarda orada burada her yerde. Yani bir el atılsa, düzene koyulsa eli yüzü düzgün bir yer olabilirmiş. Kısa süreli bile olsa uğrayıp bir çay içilebilir.
Gaziantepte en beğendiğim tarihi yapılar camilerdi. Özellikle minarelerin taş işçiliği, üzerlerinde yer alan renkli taşlar beni çok etkiledi.
Ömeriye Camiisi, Gaziantepin ilk camisiymiş. Daha ilginç olan ise caminin her sene toprağa gömüldüğü ve tamamen gömüldüğünde kıyametin kopacağına inanılırmış.
Kale uzun bir süre tadilatta kalmış ama biz gittiğimizde ziyarete açıktı. Biraz tırmanıştan sonra Panoramik müze içinden geçip kaleye çıkabiliyorsunuz. Müze Gaziantepin kurtuluşuna dair tarihi olayları kabartmalarla anlatmış. Açıkçası beni hiç açmadı. Romalılar döneminde yapılan Kalenin üzerinden Gaziantepe neredeyse derece panoramik bakış atılabilir. Gelgelelim maalesef iç açıcı bir manzara yok 🙁 Kalenin aşağıdan görüntüsü daha hoş 🙂
Kalenin güneyinde kalan bölge Antepin tarihi çarşılarına, camilerine, hanlarına ev sahipliği yapıyor. Çarşıları ve tarihi yapıları ile bir nebze Eminönü gibi diyebiliriz.
Biz bölgeye kalenin sol tarafında kalan Gümrük caddesinden girdik. Büdeyri hanı ile başlayıp, Gümrük hanı, Zincirli Bedesten, Bakırcılar çarşısı, Tütün han, Tahmis Kahvesi, Eski Şire hanını gezdik. Bunların dışında birçok han vardır bölgede. Aralarında en beğendiğimiz Gümrük Hanı oldu. Yaşayan müze olarak işletilen handa Gaziantep kültürüne dair çeşitli dükkanlar var.
Sonrasında dar sokaklarda rastgele dolanmaya başladık. Bu bölgede kurutulmuş sebzeler, baharatlar, fıstık vs birçok şey bulabilirsiniz. Ünlü baklavacı Güllüoğlunun ilk dükkanı (dünyadaki ilk baklavacı dükkanı diyorlar), Metanet lokantası, İmam Çağdaşta bölge içerisinde yer alıyor.
O kadar yemeği yedik nasıl eriteceğiz diyenler için yıl parkından başlayan park silsilesi yardımcı olabilir. Haritadan bakınca ince yeşil bir hat olarak gözüken bu alan ödüllü bir park alanıymış. Proje tam bitince kmlerce uzanan bir park olacakmış. Ama hepsi tek bir park olarak geçmiyor, Botanik, Harikalar diyarı, Maanoğlu, Engelliler gibi çeşitli konseptlere ayırmışlar. Biz de Yesemekten sonra buralarda turladık. Genelde akşamları dere kenarı kalabalık olurmuş ama biz gezerken kimse yoktu. Çay molası için Masal parkının ortasında yer alan Hayad adlı mekânda oturuverdik. Gaziantep Gezegenevi ve Bilim Merkezi ve Mutfak Sanatları Merkezide bu parkların sınırları içerisinde kalıyor.
Pazar sabahı ilk işimiz Zeugma müzesine gitmekti. Gelmeden 2 3 gün önce haberlerde Amerikadan teslim edilen mozaik parçalarının haberi ekranlarda dönüyordu. Acaba hemen hazırlayıp sergilerler mi diye biz de heyecanlanmıştık. 1 gün öncesinde protokolun yaptığı ziyaret haber olunca işte tamam dedik.
Sabahın 9unda müzenin kapısına dayanmak üzere yola çıktık. Zeugma müzesinin çevresi tam bir getto. Her taraf gecekondu evlerle doluymuş bir kısmını kentsel dönüşüm muhabbetine yıkmışlar. Önümüzde uzanan metrelik moloz yığını ilginç gözüküyordu.
Müze 2 büyük binaya yayılmış, çeşitli tarihi dönemlerden yüzlerce mozaik örneği var. Öyleki mozaiklerin kapladığı toplam alan bakımında dünyada bir numaraymış. Özellikle Fırat kıyısında yer alan ve bugün çoğu kısmı sular altında kalmış Zeugma antik kentinden çıkartılan mozaikler sergileniyor. Çingene kızı en ünlü parçası. Aslında onu ünlü yapan antik kent sular altında kalmadan birkaç gün önce bulunması ve çıkartılmasıymış. Kazı alanında ilk görüldüğünde çalışanlar arasında muhabbetine çingene kızı denmeye başlanmış ve ismi öyle kalmış. Şimdi bir ikon haline geldi. Müzede güzel birçok detay olmasına rağmen böyle bir marka yaratmak bence önemli.
Mozaiklerin çıkarıldığı yerlerin genel olarak villalar olması bize ilginç geldi. O zamanın zenginleri için sanatsal merak ve gösterişin örneği demek ki mozaikmiş. Bazısı yemek odasından bazısı avludan birçok mozaik. Örneğin çingene kızı, Maenad villasından çıkartıldığı için o isimle de bilinirmiş.
Müzekart ile giriş yapılabilir.
Halfeti gezi notlarımıza ayrıca şu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
3 günlük Antep turumuz acısıyla ve tatlısıyla bu şekildeydi. Başta İzlanda olmak üzere yeni yazılarda görüşmek üzere..